Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BARIŞ DERNEĞİ DAVASI ASKERİ YARGITAY GEREKÇELI KARARI ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Banş Derneği Davası, Önceki gün Askeri Yargıtay 3. Dairesi'nde yapılan karar oturumuyla, Yargıtay tarafmdan bozuİdu. Askeri Yargıtay 3. Dairesi'nin "oy çokluğuyla" aldığı karann gerekçeli tam metni ve karara "muhalefet şerhi" koyan Hava Hâkim Albay Hakkı Erkan'm "karşı oy yazuı"nın tam metnini yayınlıyoruz. CUMHURİYET/6 HABERIER 31 AÖUSTOS 1984 Hv. Hâk.AJb. H. Erkan Hak.Alb. Y. Çiftçioglu Hâk.Alb. K. Çelebi Hâk.Alb. 1. ŞengüDü Hâk.Alb. E. Argon 1984/331 1984/372 TET.HÂK. H. ELVAN Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmeye ve sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmaya veya memleket içinde müesses iktisadi ve sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmeye matuf cemiyetlerden olan Banş Derneği'nin faaliyetlerini tanzım, sevk ve idare etmek suçundan sanıklar Mahmnt Şerafettin Dikerdem, Cnmtanriyet Reha Isvan, Erdal Atabek, Harun Ayknt Göker, Cemal Tahsin Lsluoglu, Haluk Uygur Tosun, Şefık As*•. Aybmrs Ungan, AH Erol Taygnn, Yusuf Metin Özek, AtaoJ Behramoglu, Ali Gazenfer Sirmen, Gencay Şa>lan. Ergun Elgin, Orhan Seüm Taylan, Hüseyin Nazım Hacıbasoğlu, Nedim Tarhan ve Nurettin Yümaz ile aynı cemiyetin üyesi olmak suçundan sanıklar Orhan Adlı Apaydın, Mehmet Niyazi Dalyancı, tsmail Hakkı öztoran, Gündogan Gorsev ve Metih Tümer'in mahkumiyetlerine dair Istanbul'da kurulu Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi'nde verilmiş olan 24.11.1983 gtin ve 1982/302 sayüı hUküm, sanıklar ve vekilleri tarafından duruşmalı olarak temyiz edildiğinden dava dosyası Başsavcılığın sanıklardan Mahmut Şerafettin Dikcrdcm, AH Gazenfer Sirmen, Ataoi Behramoghı, Orfaan Seüm Taylan, tsmail Hakkı öztorun, Ergun EJgin, Gundogan Gorsev ve Mehmet Niyazi Dalyancı haklanndaki hükmun onanmasını, diğer sanıklar haklarındaki hükmün ise bozulmasını içeren 26.6.1984 gün ve 1984/1739 sayılı tebliğnamesine bağlı olarak 3'üncü E>aireye gelmekle duruşmaJı olarak yapılan inceleme sonunda: Gereği görüşülüp düşünüldü: Olaya ve dosya içeriğine göre, Askeri Savcüık, Banş Derneği'nin (Turkiye Banş Komitesi) kurulduğu günden itibaren "Banş" sözcüğünün mukaddes anlamını paravana yapmak suretiyle mevcut anayasal düzenı yıkmak ve yerine Marksist Leninist bir düzen kurmak için faaliyetkrde bulunduğunu iddia ederek dernek mensubu sanıklar hakkında yerel Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'ne kamu davası açmışvetümsanıklanneylemlerineuyanT.C.K.'nın 141/1,173/son ve 1402 Sayüı Yasa'nın 16/1 maddeleri uyannca cezalandınlmalannı istemiştir. Aynı savalık aynı iddianamesinde aynca sanıklardan Orhan Adh Apaydın'ın T.C.K.'nın 142/1, 312, Mehmet Niyazi Dalyancı'nın 140, Nedim Tarhan ın 142/1, Erdal Atabek'in 142/1 ve Mahmut Şerafettin Dikerdem'in 142/1, 80 ve 31 l'inci maddelerinde yazılı suçları da işlediklerini ileri sürerek anılan sanıkların bu maddeler uyannca da cezalandınlmalannı lalep etmiştir. Yerel Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi yaptığı açık yargdama sonunda sanıklardan Mahmut Şerafettin Dikerdem, Cumhuriyet Reha tsvan, Erdal Atabek, Harun Aykut Göker, Cemal Tahsin Usluogm, Halnk Uygur Tosun, Sefik Asan, Aybars Ungan, Ali Erol Taygnn, Yusuf Metin özek, Ataol Behramoglu, Ali Gazenfer Sirmen, Gencay Şaylan, Ergun Elgin, Orhan Selim Taylan, Hüseyin Nazım Hacıbaşoglu, Nedim Tarhan ve Nurettin Yılmaz'ın sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmeye veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmaya veya memleket içinde müesses iktisadi veya sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmeye matuf cemiyetlerden olan Banş Derneği'nin faaliyetlerini tanzim, sevk ve idare ettiklerini, Sanıklardan Orhan Adlı Apaydın, Mehmet Niyazi Dalyancı, tsmail Hakkı Öztorun. Gundogan Gorsev ve Melih Tümer'in yukanda nitelikleri belirtilen derneğin üyesi olduklannı kabul ederek birinci gruba giren samklann eylemlerine uyan TCK'nın 141/1 raaddesi uyannca sekizer sene ağır hapis, ikinci gruba giren samklann eylemlerine uyan TCK'nın 141/5 maddesi uyannca beşer sene ağır hapis cezalan ile mahkumiyetlerine, verilen cezalann üçte biri oranında değişik illerde genel güvenlik gözetimi aJtında bulundurulmalarına, derneğin kapatümasına, sanıklardan Orhan Adlı Apaydın ve Erdal Atabek'in DtSK Maden Iş'in genel kunıllannda yaptıklan konuşmalann bu davadan tefrik edilmesine karar vermiştir. "Mahkumiyete esas ahııaıı raporlar yetkîli kişilerce tutulmaımştır Anılan karar sanıklar vekilleri tarafmdan derneğin yasal olarak kurulduğundan, kuruluş amacı dışına çıkmadığından, illegal çahşmalar yapamadığmdan, olayda kabul edilen suçun unsurlan bulunmadığından, savunma haklannın kısıtlandığından, reddi hâkim talebinin usulüne uygun karara bağlanmadığından, ek savunma hakkı tanınmadığından ve samklann suçsuz olduklanndan bahisle hükmün esastanbozulmasıvesanıklarıntahliyeedilmeleri istemi ile temyiz edilmiştir. Başsavcılık tebliğnamesinde, sanıklardan Mahmut Şerafettin Dikerdem, tsmail Hakkı Öztorun, Ergun Elgin, Ali Gazenfer Sirmen, Ataol Behramoglu, Orhan Selim Taylan, Mehmet Niyazi Dalyancı ve Gündoğan Gcrsev haklanndaki hükmün onanmasını, diğer sanıklar hakkındaki hükmün ise bozulmasını istemiştir. USULE AİT İNCELEMEDE: 1 Iddianamedeki sevk maddesinde yazılı ceza,hiikmedilen cezadan daha agır oldugundan bazı sanıklara ek savunma hakkı verilmesi, 2 Reddi hftkim talebinin karara bagtanmasında talebin zamanına ve niteüglne göre reddi istenilen h&kimin de müzakereye kaülması 353 Sayılı Yasanın 44, b maddesi uyannca miimkün ve yasal oldugundan, ret edilen hâkimin müzakereye kaülması, 3 Sanıklardan Orhan Adlı Apaydın ve Erdal Atabek haklannda suç ihban niteliginde olan tefrik karannın temyizi kabil olmadtgın MAHKEME HEYETt önceki gün yapılan duruşmada oyçokkığuyta alınan karan sanık avukatlanna bildirdi. (Fotoğraf: RIZA EZER) **...!zin alınarak yapılan toplantılara ait raporla düzenledikleri toplantılara katdmışlar veya onlan kendi toplantılann mahallin en büyük mülkiye amiri tarafından hâ nna davet ederek birlikte faaü'yetlerde bulunmuşlardır. Hüküm mahkemesi söz konusu bu faaliyetlerin dernek amacı ile kim sımfmdan ve adliye memurları ilejandarma da ilgisi olmadığını, asıl amacın sosyal bir smıfın diğer sosyal sınıflar hil emniyet mensupları dışında kalan memurlar ara üzerinde tahakkümünü kurmak olduğunu kabul ederek samklann sından seçilmiş hükümet komiserleri tarafından tu mahkumiyetlerine ve derneğin kapatılmasına karar vermiştir. tulması yasa buyruğudur. (....) Bazı toplantılara ait Polis raporlan rapor, orada ne sıfatla bulunduklan anlaşılamayan Oysa, gerekçeli hukümde samklann mahkumiyetlerine esas alıpolisler tarafından tutulmuştur." nan ve delil olarak kabul edilen belgelerden bir kısmı imzasız oldudan anılan sanıklar hakkında tefrik karan verilmesi, Bozma nedeni yapılmamıştır. Esasın incelenmesinde: lncelenen dava dosyası ve eklerinden anlaşılacağı gibi sonradan Türkiye Banş Komitesi adını aJan Banş Derneği 3 Nisan 1977 tarihinde kurulmuş, 5 Eylül 1980 tarihinde sıkıyönetim komutanlığı tarafından kapatılmışür. Tüzüğüne göre kuruluş amacı "adaktli ve kalrcı" bir banşı gerçekleştirmek için her türlü cahşmalar yapmaktır. Dernek kurulduktan sonra çeşitli tarihlerde toplantılar yapmışlar ve kararlar alıruşlardır. Bunlarla da yetinmemişler, aynca yurt içinde ve yurt dışın da görüşlerini benimsedikleri kuruluşlarla ilişkiler kurarak onlann HAKIM ALBAY HAKKI ERKAN'IN KARŞI OY YAZISI "Soruştıırma ne şekîlde sonuçlanırsa sonuçlansın karann mahiyeti değişmez" bestçe takdir edebilmesidir. HUkmün muhakemesini yapan Yargıtayların bu konudaki yetkisi ise, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken objektif davramp davranmadığı, mantık kurallarma uyup uymadığım kontrol, kısaca takdirde herhangi bir zaafa düşulüp düşühnediğini arastırmaktır. 4 Noksan soruşturma anlayışı: Bilindiği gibi, noksan soruşturma. mutlak bir bozma sebebi olmayıp, nispi bir bozma sebebidir. Ve bunda esas noksan soruşturma tamamlandığı takdirde incelenen hükmün değişme ihtimalinin bulunmasıdır. Şu halde noksan soruşturma olarak multalaa edinilen hususların incelemesi sonunda dahi mevcut delillere gore, incelenen hukmun mahiyetinin değişmemesi muhakkak ise, noksan soruşturma ile hükmün bozulması, sonuca ulaşmanın ve hukuki ihtilafların nihayete erdiren kesin hükmun geciktirilmesinden başka hiçbir sonuç doğurmayacaktır. Bunun ise gerek kamu gerekse fert yaran bakımından olan sakıncaları sayılamayacak kadar çoktur. Ceza hukukunun bu genel kurallarının ışığı altındadava konusu incelendiğınde, Davanın sanıklan Türkiye Banş Derneği adlı derneğin Yönetim Kurulu üveleri veya üve olmayıp da bunlarla fikir beraberliği içinde olan kişilerdir. Dosyada mevcut derneğin tüzuğunün "asıl *eya onursal bir ü>enin dernek amacına aykın söz veva davranışlarının görülmesi" halinde üyelikten çıkarılacağına dair 1 l'inci maddesi, "Derneği, dernek başkanı veya genel sckreterin, her ikisinin de Keza 171 sayılı kanunun 9'uncu maddesi de tertip edilen toplantılara da bir hükümet komiserinin tayin edileceğine gene bunun da polis olamayacağına amir ise de bu hüküm bu tür toplantılara hükümet komiseri sıfatı dışında görevli olan polis gönderilmesine mani bir mahiyet taşımadığından, polis raporlanmn da delil olarak değerlendirilmesinde kanuni bir sakmca bulunmamaktadır. Son zamanlardaki siyasi davalann bazılannda polisin, soruşturma faaliyetlerinde güveni sarsıcı bazı durumlan tespit edilmiş ise de bunu genelleştirmek mümkün değildir. Bu itibarla tutulan tutanaklann mahiyetleri, tutulma nedenieri ve zaman dikkate alınarak değerlendirilmesi, sağlık derecesinin takdiri gerekecektir. Tutanaklar 1978 ve 1979 senelerine ait olup, o tarihlerde bu tutanaklar üzerine herhangi bir işlem yapılmadığına göre, tutanaklann bir tertip eseri olduğunu veya ait olduğu olayda bazı kişileri suçlu dunıma düşürmek amacına yönelik olduğunu kabul mantık kurallan ile bağdaştmlamaz. Kaldı ki bunların dışında bilirkişinin dikkate aldığı, 31.8.1979 tarihinde An Sineması'nda yapılan toplantıda dernek yönetim kurulu üyesinin yaptığı konuşmalar, Kuşadası toplantısmda alınan kararlar, "Büyük Oktobr Devriminin 61'inci yüdönümünün" kutlanmasma yönetici bir grup gonderilmesi, 19.6.1978 tarihli dernek başkanı Mahmut Şerafettin Dikerdem'in yazıları başh başına derneğin amacını açığa çıkanr nitelikte olup, bilirkişinin kanaatini doğrulamaktadır. Diğer taraftan dosyadaki deliller sadece bilirkişinin incelediği delillerden ibaret de değildir. örneğin, 26.8.1978 tarihli yönetim kurulu karan ile Afganistan ile dayanışma gününe gönderilen Aydemir'in Kabil Times gazetesinde yayınlanan yaa, 1113 Temmuz 1980 tarihlerinde yapılan genişletilmiş yönetim kurulu toplantısı için hazırlanan faaliyet raporu, Kıbrıs ve Afganistan konusuna ait belgelerdeki görüşler, dernek tarafından duzenlenen 8 Mart 1980 tarihli silahsızlanma için eğitimde kitle eğitimi sempozyumu için hazırlanan taslak rapor muhtevası, Nazım Hikmet gecesi ve bu gece atılan sloganların mahiyeti ve dernekte bulunan birçok belgeler muhteva itibanyla derneğin Sovyet ideolojisini benimsediğini ortaya koymaktadır. Nazım Hikmet'in muhtelif kişilikleri olduğu, sanat yönü dikkate alınarak gecenin tertiplendiği ileri sürülmüş ise de, a>ıu gece atılan sloganlann mahiyeti ve bunlara karşı tertip heyetinin herhangi bir müdahale göstermemiş olması savunmanın geçersiz olduğunu göstermektedir. Yukanda açıklanan belgeler, Dir hâkimin sahip olduğu genel kültürü ile mahiyeti anlaşılabilecek kadar açık seçik bulunduğundan aynca bilirkişi tetkikini gerektiren bir neden de bulunmamaktadır. Sovyet ideolojisi esasının komünizm olduğu, bunun ise, sosyal bir sınıfm diğer sosyal sınıf üzerinde tahakküm teessüsüne matuf olduğu hatta memleket içinde mevcut iktisadi veya sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmeyi de ihtiva ettiği tartışmasızdır. Şu halde yukanda genel açıklamalarda işaret olunan genel kurallar muvacehesinde "banş" sozcüğünu paravan olarak kullamp Türkiye Banş Derneği'nin Sovyet ideolojisi doğrultusunda faaliyette bulunduğu mevcut delillerle gerçekleştiği, her ne kadar derneğin ilk kuruluşunda bu amacı taşıdığı kesin olarak anlaşılmamakta ise de, faaliyete geçtikten sonraki mensuplarınm davranışlan ve yönetim kurulunca alınan kararlann mahiyetleri ile derneğin bu doğruituda faaliyete geçtiği ve böylece bu faaliyetlerin tespit edildiği sırada yönetici bulunan kişilerin aynı amaç etrafında irade birligi içinde olduklannm mevcut delillerle anlaşılması, bu yönde yapılacak soruşturma ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın mevcut karannın mahiyetinin değişmesı ihtimalinin söz konusu olmaması kanaatinde bulunduğundan çoğunluğun noksan soruşturma nedeniyle hükmün bozulması gerektiğine ilişkin görüşüne katılmıyorum. ğu gibi bazı toplantılara ait raporlar da 171 ve 1630 Sayılı Yasalann ilgili maddelerinde öngörülen hükümet komiserleri tarafından tutulmamıştır. Halbuki anılan yasalara göre izin alınarak yapılan toplantılara ait raporlann mahallin en büyük mülkiye amiri tarafından hâkim sınıfından ve adliye memurları ile jandarma dahil emniyet mensupları dışında kalan memurlar arasından seçilmiş hükümet komiserleri tarafından tutulması yasa buyruğudur. Bu şekilde seçilen hükümet komiserleri toplantı safahatını bir tutanakla ve gerektiğinde teknik ses alma cihazlan, fotoğraf ve fılm makineleri ile tespit ettikten sonra yetkililere vermekle mükelleftir. Buna rağmen bazı toplantılara ait rapor orada ne sıfatla bulunduklan anlaşılamayan polisler tarafından tutulmuştur. Her ne kadar bazı raporlann hükümet komiserleri tarafından tutulduklan ve yine bazı toplantı safahatlan ile ilgili ses bantlan bulunduğu aniaşılmakta ise de, savunmamn talebine rağmen ses bantlan mahkemece tayin edilen bilirkişiler vasıtasıyla çözülmemiştir. Bu doğnı değildir ve savunmamn kısıtlanması anlamına gelir. Kaldı ki, talebi ciddi bulan mahkemenin bu konuda ara kararlan da mevcuttur. Polisin sıfatı belli degil Sadece polis raporu bulunan toplantılara gelince, polislerin açılan toplantılara ne sıfatla gittikleri ve polis raporlan dışında aynca hükümet komiserleri tarafından tutulan raporlar, ses bantlan, fotoğraflar ve fılm gibi belgelerin olup olmadıklan araştırılmamıştır. Davanın esasına müessir olacak bu araştırmalann yapılarak varsa söz konusu belgelerin getirilmesi ve aynca bahse konu toplantılarla ilgili olarak adh' soruşturmalar yapıhp yapılmadığımn tespit edilmesi gerekirken bu hususlar yerine getirilmemiştir. Mahmut Şerafettin Dikerdem ve arkadaşlan ile ilgili hükmün noksan soruşturma nedeniyle bozulması gerektiğine ilişkin çoğunluk karanna aşağıdakı nedenlerle katılmıyorum. Mahkeme hUkmünun noksan soruşturma nedeniyle bozulması gerekip gerekmediği hususunda sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için sanıklara yüklenen suçun mahiyeti ve bu suçun sübutu için aranan koşullarda bazı konulara genel olarak değinmekte yarar vardır. 1 Sanıklara yüklenen TCK'nın 141/1. maddesinde, a) Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmek, b) Sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak, c) Memleket içinde müesses iktisadi veya sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmek. Gayesine matuf cemiyet kurmaya tevessül etmek, veya kurmak veya bunların faaliyetlerini tanzim veya sevk ve idare etmek veya bu hususlarda yol göstermek suç sayılmıştır. Ve aynı maddenin 8'inci fıkrasımn ifadesine göre de yukanda sayılan amaçta iki veya daha fazla kişinin birleşmesi ile cemiyetin oluştuğu kabul edilmektedir. Şu halde iki veya daha fazla kişi, mesela "sosyal bir smıfın diger sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmek" amacı etrafında birleştikleri takdirde kanunun cezalandırdığı suç tipine uygun bir durum oluşmuş demektir. Amaç etrafında birleşmenin anlamı, aynı amaç doğrultusunda irade beraberliği içinde olmak demektir. Görülüyor ki cemiyet kurma suçunun oluşması için, amaç doğrultusunda icrai bir eyleme gerek bulunmamaktadır. Suç bu haliyle bir düşünce suçu mahiyetini göstermektedir. Ama bu, kişinin düşüncesinden cezalandırıldığı anlamını taşımamaktadır. Kanun herhangi bir kimsenin düşüncesini değil, toplum için zararlı ve tehlikeli görulen düşüncelerin birleşmesi, bütünleşmesi ve böylece kuvvet kazanarak tehlike yaratmaya elverişli hale gelmesini cezalandırmaktadır. Bu haliyle suç bir tehlike suçu niteliğindedir. Bu itibarla suçun oluşması için maddi ve icrai bir eyleme gerek olmayıp, düşüncelerin bir amaç etrafında birleşmiş olup olmadığı herhangi bir şekilde ispatlanabileceği gibi bir eylemden de istihraç olunabilecektir. 2 Deraekler yönünden suçun işlenmesi: Dernekler Kanununun 1 'inci maddesinin sözüne göre dernek en az 7 kişinin bir fikir, bir amaç etrafında birleşmesidir. Kanunun 4'üncü maddesine göre TCK'mn 141'inci madde l'inci fıkrada yazılı amaçta bir dernek kurmak yasaklandığından, açık seçik olarak bu haller amaç gösterilerek dernek kurmak imkânsız bulunmamaktadır. Hal böyle olunca bu niyette olan kişiler, kanunun imkân verdiği bir amaç gösterilerek dernek kurulduktan sonra bir amaç paravan olarak kullanılmak suretiyle gerçek amaçlan gayretinde bulunmak suretiyle derneği amacı dışına çıkarmaktaduiar. Dernekler tüzel kişiliğe sahip olduklanndan derneğin amaç dışına çıkıp çıkmadığını ancak derneğin faaliyetini sürdüren ve üyesi olan gerçek kişilerin faaliyetlerinden çıkarmak mümkün olabileceği tartışmasızdır. Ancak herhangi bir dernek üyesinin kişisel faaliyetlerinin dernek adına olduğu saptanmadıkça, başka bir anlatımla dernek üyesinin faaliyetinin dernek adına olduğu kanıtlanamadıkça üyelerin faaliyetlerini derneğe mal etmenin mümkün olmadığı da bir gerçektir. 3 Usul kanunlanmızın kabul ettiği sisteme göre delil anlayışı: Bilindiği gibi usul kanunlanmız vicdani delil sistemini kabul etmiştir. Bu sistemin esası, usul kanunlannda sayılmaksızm veya güvenılir oima bakımından herhangi bir sıralama yapılmaksızın gerçeğin aydınlanmasında hâkime yardımcı olabilen her şeyin delil sayılmas: ve bunun yanında delillerden hangisine güvendiğini hâkimin ser Mesajlar delil mi? Diğer taraftan amlan derneğe tek yanh gönderilen tebrik mesajı veya dernek hakkında yapılan yayınlann delil niteliginde olup olmayacağı tartışılmamıştır. Askeri savcüık aşamasında iki prof. ve bir asistandan kurulu bilirkişi heyetine bilirkişi tatbikatı yaptırılması yönünden tevdi edilen bir kısun belgeler bakımından da bu noksanlık ve aynmın yapılmamış olduğu gözlenmektedir. Ote yandan derneğin ilişkili olduğu kuruhışlar arasında olan DBK Her ne kadar bazı raporlann Hükümet Komiserleri tarafından tutulduklan ve yine bazı toplantı safahatlan ile ilgili ses bantlan bulunduğu anlaşılmakta ise de, savunmamn talebine rağmen ses bantlan mahkemece tayin edilen bilirkişiler vasıtasıyla çözülmemiştir. Bu doğru değildir ve savunmamn kısıtlanması anlamına gelir." (Dünya Banş Konseyi) hakkında araştırma yapıîırken Dışişleri BakanhğVndan bilgi istenilmiş ve Dışişleri Bakanlığı da "Keesing's Contemporary Arehıves" adlı kitabı kaynak göstererek bilgi vermiş ise de söz konusu kitabın dökümanter veya kişisel değerlendirmelere bağh bir kitap olup olmadığı bilinmemektedir. Bu nedenle bu kitabın ye yazannm niteliğinin araştınlması, aynca DBK hakkında objektif ve doğru bilgiler vereceğine kanaat getirilen yurt içi veya yurt dışı kuruluşlardan ek resmi bilgi istenilmesi gerekirken dosyadaki bilgiye itiraza rağmen bu yola başvurulmamıştır. Subut açısmdan yukanda değinilen tüm noksanlıkların ikmalini müteakip delillerin tevdii edilmesi suretiyle, işin niteliği suça esas alınan olay ve belgelerde geçen örneğin "uluslararası yeni ekonomik düzen, banş için halklann partamentosu, banş için savaşım ve uluslararası güvenlik" gibi ideolojik ekonomik politik kavramlann ve kuruluşların nitelik ve özelliklerinin açıklığa kavuşturulması suretiyle en az birer ceza, ekonomi, devletler umumi hukuk öğretim görevlisinden kurulu bilirkişi heyetinin mütalaası tespit edilerek Dernekler Kanunu'nun hükümleri de dikkate alınmak suretiyle yasaklanan dernek olarak kurulup kurulmadığı, bu şekilde yönetilip yönetilmediği, derneğin amacı dışma çıkıp çıkmadığı, çıkmış ise hangi ölçude çıktığımn saptanması suretiyle neticeye gidilmesi gereklidir. SONUÇ VE KARAR: Yukanda açıklanan nedenlerle: Sanıklar hakkında tahkikatla hüküm verilmesi kanuna aykın göruldüğünden, sanıklar ve mudafiilerinin temyiz sebeplerine atfen ve resen 53 sayılı As. Y.U.K.nun 221'inci maddesi gereğince tüm samklar hakkındaki mahkumiyete ilişkin hükmun kısmen tebliğnameye aykın olarak bozulmasına, bozma nedenieri muvacehesinde diğer temyiz nedenlerinin şimdüik tetkikine mahal olmadığına ve tahliyeye dair istemlerinin reddine, üye hâk. Alb. H. Erkan'ın muhalefetiyle, 29.8.1984 günü oy çokluğu ile karar verildi. Dunkü gazetemizde Banş Derneği ile ilgili haberde, 5 yıla hükümlü Gundogan Görsev'in aynca TKP davasından da tutuklu olduğu yazılmıştır. Gorsev bu davadan bir süre önce tahlıye edilmiştir. Duzeltir özür dileriz. t6 "...Noksan soruşturma, mutlak bir bozma sebebi olmayıp, nispi bir bozma sebebidir. Ve bunda esas, noksan soruşturma tamamlandığı takdirde incelenen hükmün değişme ihtimalinin bulunmasıdır." bulunmaması halinde yönetim kunılunun kendi arasından görevlendirileceği üyenin temsü edecegine" dair 14'üncü maddesi. "Yönetim kunılunun, dernek amacına aykın hareket eden şube yönetim kurullannı işten el çektirecegine" dair 23'üncü maddesi, Beraber değerlendirildiğinde, bir dernek mensubu veya yöneticisinin, derneğin amacına aykın bir faaliyette bulunduğu ve buna muttali olunduğu takdirde, o kişinin dernekten uzaklaştınlması doğrultusunda herhangi bir girişimde bulunuhnadığı takdirde, derneğin bütün yöneticilerinin bu faaliyete hâkim olan düşünceyi benimsediklerini, aynı fıkirde birleştiklerini kabul etmek gerekecektir. Böylece bu ahvalde, bu faaliyet kişisel sorumluluktur biçimindeki bir iddia yukanda açıklanan tüzük hukümlerine ve mantık kurallarma ters düşecektir. Dosyada mevcut raporuna göre bilirkişi, derneği, "Sovyet ideolojisinden yana onun faaliyetlerinin politikasını savunan, destekleyen bir dogrultuda olduğu" kanaatine varmıştır. Hükmün tartışması sonunda çoğunlukça bilirkişinin dayandığı delillerden bazılannın sağlıklı olduklannda tereddüt bulunduğu kanaatine vanlmış ise de, Tereddütlü görulen bu delillerden bazılan toplantılan izleyen polislerin raporlanna ilişkin bulunmaktadır. Her ne kadar Dernekler Kanununun 55'inci maddesinden genel kurul toplantılanna hükümet komiseri gönderilebileceği ve bunların da polis olamayacağı anlaşılmakta ise de polis tutanaklan genel kurul toplantılanna ilişkin olmayıp, derneğin yönetim kurulu karanna göre duzenlenen bazı kapalı salon toplantılanna ilişkin bulunmaktadır. DÜZELTME