Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 SPOR 31 AĞUSTOS 1984 Mamtoncumuz Mehmet Yurdadön savunmasını yuptı: Beni kimse atamaz OLAY NASIL OLMUŞTU? Los Angeles Olimpiyatları 'nda maratona katılan Mehmet Yurdadön, ayağımn altında su toplanması sonucu yanşı 30. kilometrede terk etmek zorunda kalmış, bu yanşmada diğer bir Türk atletı Mehmet Teni, 16. olmuştu. Kafile Türkiye'ye döndiikten sonra Milli Eğitim Genlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler bir açıklamada bulunarak, üç kez Balkan kros şampiyonu olan ve halen 5 bin ve 10 binde Türkiye rekorlarının sahibi bulunan Mehmet Yurdadön 'ün bir siire yurt dışı yansmalarına gö'nderilmeyeceğıni açıklamıştı. Bunun üzerine Federasyon Başkanı Kokpınar araya girdi, ancak değişen bir şey olmadı. giizel çalışıyorlarmış" dedı. Federasyondan isminin acıklanmasını istemeyen birisi de, anormal derecede çeşitli oyunlann oynandığını soyledi. HÎLMÎ TÜRKAY Yunanistan'm Aıina kentinde 79 eylül tarihleri arasmda yapılacak olan 43. Balkan Atletizm Şampiyonası'nın hazırhklannı atletlerin büyük çoğunluğu kendi bölgesinde surdürüyor. 32 sporcu ile mücadele edeceğimiz şampiyona öncesinde kafilede Mehmet Yurdadön bulunmuyor. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler tarafjndan formsuzluğu nedeni ile gitmesi yasaklanan Yurdadön'ün bu şampiyonada yarışmaması, madalya şansımızı yok denecek kadar azaltıyor kuşkusuz. Göruşlerini aldığımız birçok sporsever Mehmet Yurdadön'un yarışması haJinde, ülkemizin Balkan Şampiyonu olma şansının hayli fazla olacağını, aksi halde yine hüsrana uğranacağını belirttiler. Dün kendisi ile bir telefon görüşmesi yaptığımız halen 5 ve 10 bin metrelerde Türkiye rekorlarının sahibi bulunan Mehmet Yurdadön, form durumunun çok yiiksek olduğunu belirterek, "Eğer şampiyonada koşmuş olsaydım, rahat madalya kazanırdım. Ancak bu yarışa gonderilmiyorum. Önümuzde Türkhe Şampiyonası var. Artık hazırlıklanmı buna göre yapıyorum" dedi. Şampiyonada ülkemizin madalya şansının hiç bulunmadığına değinen Mehmet Yurdadön, konuşmasını şoyle noktaladı: "Çalısmalanmı Balkan Şampi>onası'nı düşünerekten aralıksız olarak sürduruyordum. Bir de baktım ki Bakan Vehbi Dinçerler, bu şampiyonada koşmayacağımı açıklamış. Durumu Federasyon Başkanı Abdullah Kokpınar ile göriıştüm. O da koşmama taraftardı. Kendisi Bakan ile diyalog kurmuş, ne var ki sonuçla değişen bir şey olmadı. Moralim oldukça bozuk. İstanbul'da koşacağım. Turkije Puanlı ACletizm Birinciligi'nden sonra yurt dışında bir maratona katılacağım. Şu anda formumun zirvesindeyim. ( Koşmam halinde, dördüncü kez Balkan şampiyonluğunu elde edebilirdim. Şimdi almadılar ama gıiniin birinde yine gireceğim, beni Milli Takım'dao kimse çıkaramaz". Bu şampiyona öncesinde ekibimiz toplu olarak bugune kadar tâm bir çalışma yapmış değil. Federasyon yetkililerinden edinilen bilgilere gore ayın 20'sinde Izmir'de başlayan kampa atletlerin büyük çoğunluğu katılmamış. Daha sonra da katılanların bel Tercan (100 m, 200 m. 400 m engelli, 4 x 400 m), Sevil Şahin (400 m, 400 m engelli. 4 x 400 m), Alev Duygulu (400 m. Mehmet yurdadön bir kısmı pasaport derdine düştüklerinden çalışmalar hep yanm kalmış. Kamp Müdürü Suphi Türkmen, iki atletle her gun telefon görüşmesi yaptıklarını belirterek, "Maratonda koşacak olan bu iki atletimizin herhangi bir sorunu yok. Kendileri ile siirekli diyalog haiindeyiz. Gü/el Kafile 43 kişi Semra Aksu (100 m, 200 m, 100 m engelli, 4 x 100 m), Si 4 x 100 m, 4 x 400 m), Mellem Pertev (800 m, 4 x 400 m), Fethiye Çağlar (4 x 100 m), Şükrü Çaprazh (100 m, 200 m, 4 x 100 m). Nadir Atalay (100 m, 200 m, 4 x 100 m), Ali Aksu (100 m engelli), İlhan Agırbas (110 m engelli), Zeki Özlürk (1500 m, 800 m), Mücteba Apaydın (800 m, 1500 m), Aydın Edebali (800 m, 1500 m, 4 x 400 m), Teoman Simil (400 m, 4 x 400 m), Fikret Tulıımtaş (400 m, 4 x 400), Nuri Söğütfü (cirit), Temel Erbek (4 x 100 m, uzun atlama, uç adım) (Giiner Giingör (uzun atlama. 4 x 100 m,) Sefa Het (3000 engelli) Mehmet Genç (3000 engelli), Burhan Vurgan(20 km. yurüyüş) İrfan Özdemir (20 km. yüniyüş)' Mıimtaz Öztiirk (dekatlon) Ercan Kocdag (400 engelli, 4 x 400 m,) Mehmel Terzi (maraton) Ahmet Altun (maraton), Yavuz Erkmen (gülle), Zeki Atlı (5000 m,) 10000 m,) Necdet Ayaz (5000 m, 10000 m). Teneke parçası karın doyurmaz Spor Servisi Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi geleneksel yaz yemeğinde, boksta madalya getiren Eyüp Can ile ağır Ayhan Taşkın'a madalya verildi. Yucel Seçkiner'e de madalya verildiği Galatasaray Adası'ndaki yemekte, Ayhan Taşkın ve Eyüp Can, isyan ettiler. Danimarka'dan gelen Eyüp Can ve Iskenderun'dan Eyüp Can ile Ayhan Taşkın isyan etti Olimpiyat Komitesi'nin ödül törenini yemek yemeyerek boykot eden iki bronz madalyalı sporcumuz, yaptıklan konuşmalarla yöneticileri suçlarken, TMOK Başkanı Atakol, "Bize değil federasyon başkanlarma şikâyeünizi söyleyin" dedi. gelen Ayhan Taşkın yemeklerini yemeyerek istemlerini dile getirdiler. Eyüp Can, şöyle konuştu: "10 giin sonra askertiğim için Türkiye'ye gelecektim. Ancak komitenin davetini aldım ve erken geldim, Danimarka'dan 10 gün önce gelişim birkaç yuz bin lira zaranma neden oldu. Burada bu teneke parçalannı veriyoriar, sanki bu madalyaiardan hiç aJmadım ben. Bu tip madalyadan bende bir sürü var. Kimse bana bu kadar süredir Danimarka'dan Türkiye'ye gidip geliyorsun, paran var mı, yok mu diye sormadı. Bu yıl da beşaltı kez geldim ve en az üç milyon kadar para harcadım. Bir de olimpiyatta madalya kazandım. Helal olsun Turkiyeme. Be de Turk çocuguyum ama aç karnına bu işler olmuyor." Ayhan Taşkın ise, "Böyle giireş olmaz. Bu teneke parçasıyla kandırmava çaltşnorİar. Bu teneke parçalan yerine maddi yardım yapsalar, ilerki yıllarda güreş sporunun kalkındığını herkes görecektir. Tabii bu yalnızca güreş için degil, her spor için geçerli. Yaptığımız masraflan alamıyoruz. Bövlece de boşa kiirek sallamış oluyoruz" Şeklinde konuştu. Bu arada Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Turgut Atakoi, sporcuların bu davranışları üzerine göruşlerini soran gazetecileri masasından uzaklaştırmaya çaIışarak, "Onlar ne dediklerini bilmiyorlar. Moralleri kimbilir neye bozuldu da boyle konuşuyoriar. Los Angeles'ta gösterdikleri başan nedeniyle madalya verdik. Neredeyse bizi suçlu çıkartacaklar. Bu konu üzerinde bana soru sormayın. Gidin federasyon başkanlan ile konuşun, onlar size aydınlatıcı bilgi verirler". dedi. SEÇKİNER NE DEDt? Olimpiyat Komitesi'nin ödül töreninde bulunan ve kendisine de bir ödüi verilen Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yucel Seçkiner "bronz madalyalı iki sporcumuzun bu konuşmalannı nasıl karşılıyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Las Angeles'a gitmeden önce bizim verdiğimiz söz şuydu: Olimpiyat şampiyonu olup ülkemize altın madalya getirene ev vereceğiz, bir de şeref aylığı bağlayacağız, dedik. Bunun dışmda onlann istekleri doğrultusunda verdiğimiz söz yoktur. Verdiğimiz sözü yerine getiren yöneticiyiz. Devlet olarak Los Angeles 1 ta 66 sporcunun 50 mılyonluk giderini üstlendik ve küçümsenmiyecek sonuçlarla döndük. Ei LP LA.\ Sonunda isyan etti. Finlandiya ile Türkiye ayrı futbol oynuyor LİNDHOLM'den: Dünya Kupası 'nda Türkiye ile Finlandiya ancak vize veren takımlar olur. Finlandiya'da kolektif futbol oynamyor, oysa Türkiye'de kişisel futbol var. Eğer Türkiye'de kolektif futbola geçilir ve bunun da seyir yönünden daha iyi olduğu anlaşılırsa, Türkiye'de futbol aşama gösterir. Bunu da bence milli takımdan başlatmalı, yani milli takıma takım oyunu oynayan futbolcular alınmatıdır. HÜROL BİLAL HELStNKt Finlandiya'ıun en fazla milli olmuş futbolcusu, oynadığı yıllarda gol krallığını kimseye kaptırmamış eski dost Beşiktaşlı Tbmmy Lindholm'la dünya kupası rakibimiz ve bizler hakkındaki düşüncelerini sizlere aktarmayı görev bilerek sorulanmızı birbiri ardına sıraladık. Yüksek Spor Akademisi, mezunu, spor hocası ve gazeteci Lindholm'un yanıtlan bir hayli ilginç. Türkiye ve Finlandiya bu grupta 4. veya 5. sıradan birini kapmak için birbirleri ile yanşacaklar. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Kuzey Irlanda, tngiltere veya Romanya'ya, Meksika vizesini bizler yani Türkiye ve Finlandiya verecek. Hatırlarsanız Finlandiya Ingiltere'ye karşı Wembley'de son oynadığı maçı 10 kaybetmişti ve o gün onları hayli zorlamıştık. Günü gününe uymayan istikrarsız Finlandiya eğer tüm profesyonellerini toplayarak Wembley'de 17 Ekim 1984'te aynı oyunu tekrarlarsa oyuncularımız motivasyon kazanır ve bu bize belki 4!lükten daha yukanlarda bir yer getirebilir. Fakat realist olalını Meksika sizler için olduğu kadar bizlere de hayaldir ve bu iki takım oraya gidemez. Yanümayı çok isterim, en azından kendi Ulkem kadar sizleri orada görmek isterim ama bunun için bir mucize gerek. Kuzey lrlanda'yı ilk macımızda 10 yenerek yukanda işaret ettiğim gibi bu favori takıma ilk çelmeyi taktık. Bizim için dahi sürpriz olan bu yengi, oyuncularımıza büyük moral asıladı. lrlanda Teknik Direktörü Billy Bingham oyuncularını maçtan önce dikkatli olmalarına dair ikaz ettiği halde Irlandalılar bizi küçümsediler ve bunun faturası kendilerine çok pahalıya patladı. Ikinci yannın 10. dakikasında Ari Valbe'nin golünden sonra uyandılar, ama iş işten gecmişti. Belçika birinci liginden Cercle Brugge'de oynayan oyun kurucumuz Karı Ukkonen, lrlanda maçını seyreden Ispanyol SeviJ takımı antrenörünün transfer etmek istediği zeki, hareketU devamlı oyunu okuyan bir futbolcu.. Tanıdıklardan kime benziyor diye sorarsanız Platini'nin adını verebilirim. Tereddütsüz 83 yıünın en iyi Finlisi Kari. Orta sahadaki bir başka profesyonelimiz de Pasi Rautıaınen. Fakat Pasi geçtiğimiz yıl dahil bu sene milli takımda pek başarılı olamadı. Bunun sebebi de sakatlıktan, şansızlıktan bir türlii kurtulamaması. Öyle ki en iyi yılında Bayer München'de sakathktan ötürü çok maç oynayamadı ve Verder Bremen'e kiralandı. Şimdi ise Armine Biclefeld'de oynuyor. Kısa boylu süratli ofansif futbolu benimseyen Pasi, Bonıeck tipinde... Mika Lipponen geçen yılın gol kralı ve bu yıl da bu tacı bırakacağa benzemiyor. Seyilla antrenörünün ilgilendiğj Lipponen geçen yıl 22 gol atmıştı. Hızlı ve hareketü bir sağ kanat oyuncusu. Olli Hutttunen için takımın en iyi ve güvenilir elemanı diyebilirim. Kalecimiz Olli geçen yıl Juventus'a karşı Haka forması ile Şampiyon Kulüplerde harikalar yaratmıştı. Bilindiği gibi sahası karla kaplı olduğu için her iki maçı da dış sahada oynayan Haka Juventus'a Olli sayesinde 10 ve 10'lık sonuçlarla elenmişti. Fin takımmın kondisyonu kanımca Türkiye'den iyi. Ayrıca takım oyunu oynuyorlar ve verilen taktiği tatbike çalışıyorlar. Tek tek incelendiğinde teknik yönleri daha üstün olan sizinkiler ise şahsi oyunu tercih ediyorlar. Takım oyununu düşunen pek yok Türk futbolunda. Türkiye : de oynadığım yıllarda ben takım için oynamaya çabalarken arkadaslarımın şahsi oyunu tercihleri beni çok şasırtmıştı. Bu olgunun sizde yerleşmesi halinde teknik duzeyleri vasatın üstünde olan oyuncularınızla özellikle milli takunınız çok şeyler başarabilir. Oyunculannız takım oyununu benimsediklerinde bunun kendileri için de bir kazanç olduğunu, maçlara daha çok seyirci geleceğini, kendilerinin ise bundan faydalanacaklannı anladıkları an Türk futbolu Avrupa'da çok şey yapacaktır. Belki bu işe milli takımdan başlamah, bilmem ki... Antrenörleriniz takım moyununu benimsemeyen oyunculara takımda yer vennemeli... O şahane seyirci... Seyircileriniz üst düzeyde güzel futbola layık, eşine ender rastlanan hiçbir zaman unutamayacağım anılanmda en müstesna bir yer işgal ediyor. Antrenörlere milli takım antrenörünüze bir gunde değişmeyen, zamanla duzeltilerek Turk futboluna yön verecek takım oyunu olgusunun yerleşmesi için çok büyük görev düşüyor... Derwal'ın Türkiye'ye gelmesinin ise bu düşünce tarzınm gelişmesi yönünde faydalı olacağına inanıyorum. Beşiktaşlı eski dost Lindholm ile Helsinki'de konuştuk: Beşiktaşlı eski futbolcu Lindholm, arkadaştmız Hürol Bilal ile... GORUŞ HESCAL ULUÇ İlk Haftadan Notlar Galatasaray bir kez daha yönetimin, daha doğrusu yönetimsizliğin kurbanı olacak. Trabzonspor, her zamanki Trahzonspor... Bozulmayan temposu ile gidecek, önde gidenler yorulursa yarışı kazanacak. Sanyer taş gibi takım. Ama Candan Tarhan bu takıma bir boy kısa geliyor. Beşiktaş şampiyonluğun en büyük adayı... Ancak Ziya'yı bu takıma çabuk yetiştirmeleri gerek. Gol şansı fazla adama ihtiyaç büyük. Denizli ligde kalmayı başarır. Bolu'yu belki bir mucize kurtarır... İşte ligin ilk haftasında izlediğimiz attı takım hakkında ilk izlenimler. Bazılarını biraz açalım. Galatasaray A'dan Z'ye her olayla iyi yönetilmediğini kanıtlıyor. Bu kadar fazla yanlışı bu kadar küçük zamana sığdırabilen kişiler, nasıl oluyor kendi utançları içinde kaybolacak yerde futboteulara 50'şer bin lira ceza veriyoriar anlamak güç. Geçen yılın sonunda takıma haklı olarak küsen taraftann beline daha ilk maçta böyle bir balta vurmak ve takımla seyırcısinin arasını daha ilk haftada böyiesıne açmak... Doğrusu böyle güç bir işi ancak Görevimiz Tehlike dizisindeki CIA ajanları başarırdı. Bir de Ali Uras yönetimi başardı. Trabzonspor, geçen yılların tıpkısının aynısı... Çek Lokomotifi Emil Zatopek usulü, belki demode, ama sağlam koşuyor.. Koşacak da.. Tempo aynı.. Her zaman olduğu gibi önde gidenler yorulacak ve tempo kosan sonunda kazanacak. Bu hesap hep tuttu. Bu yıl datutabilir. Bu takımın harika futbol oynamasını da, dökülmesini de beklemeyin. Deplasmanda bir, kendi sahasmda iki puan için, iki maçta tek gol atmaya ve hiç yememeğe ihtiyacı var. Eldeki kadro bunu yapacak güçte. Sanyer, belki de İstanbul'un en iyi takımı... Ama Candan Tarhan bu kadroyu ne fizik, ne moral olarak lige iyi hazırtamamış. Trabzon'u ilk yarıda öylesine çözdükten sonra, ikincide dağıtmaları gerekirken, dağılan kendileri oldular. Tarhan maç boyu Rıdvan'ın takım değil, kendi gösterişi için oynadığını farkedemedi ve onu oyundan alamadı. İkinci devre başiadığı anda pilinin bittiğini gösteren Çelebiç'i de oyunda tuttu. Buna karşılık takımın en büyük gol adamı Hosiç'i oyundan alarak, niyetinin Trabzon'u yenmek olmadığını kanıtladı. Pedal sağlam, zincir kopukken, tekerteği değiştirmeğe kalkan tamirciye benziyordu Tarhan Hosiç'i ve Sedat'ı oyundan alırken. Trabzon'u bu kadro ile yenebileceğine inanmayan, önündeki maçta kimin ne yaptığının farkına varmayan ve takımı böylesine fizik kondisyonsuz lige sokan Tarhan ile Sanyer, layık olduğu gibi başa değil, gene geçen yıllarda olduğu gibi kümede kalmaya güreşir. Beşiktaş bu yıl İstanbul'un yüzünü güldürmeğe en aday takım.. Bu takımın elinden özellikle tek maçların önem kazandığı kupayı almak güç.. Ama lig zor. Bu takımı ancak sakatlar ve hakemler yıkar.. Bir de Necdet'e gereksiz bir alerji duyan kendi seyircisi. Bu takıma Necdet de gerek, Ziya da.. * * * TRT sporda değişen bir şey yok.. Sezonun ilk spor programı geçen yıllardaki ruhsuz, şişirme maç filmlerinden ibaretti. Cumartesi günü oynanan maçın en önemli olayı, Fikret'in oyundan atılmasını bile görüntüleyip programlaştırmayı becerememişler. Hazıtiadıkları özette Necdet'in direkten dönen şutu yoktu, ama taca çıkan bir yığın top vardı. Galatasaray maçı özetinde, maçın kaderi olan Levent'in ofsayt diye sayılmayan golü yoktu, ki bu pozisyon TV de tartışılabilirdi. Gene Levent'in kıl payı dışarı giden, maçın en güzel hareketi de yoktu. Sanyer Trabzon maçının en güzel hareketlerinden biri, Çelebiç'in pası ve Hakan'ın şutu, gene görüntüde yoktu. Bir maçın iki dakikalık haber filmi başka, on dikakalık özeti başkadır. Spor programı deyince akıllanna maç filmlerini eklemek dışmda bir şey gelmeyenlerin hiç değııse bu filmleri yeterli vermeleri gerekmez mi? Deviet, gelecek yıl spora en çok 8 milyar ayıraeak ANKARA (THA) Beden Terbiyesi Genel Müdürluğü, 1985 yılı bütçe teklifıni Maüye ve Gumruk Bakanlığı'na verdi. Gelecek yılki tüm faaliyetler ve yatınmlar için 17 milyar 99 rnilyon 812 bin lira istedi. BTGM Bütçe ve Muhasebe Dairesi Başkanı Mustafa Halilbeyoğlu'nun verdiği bilgiye göre, teşkilatın 1984 bütçesi Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca 6 milyar 552 milyon 972 bin lira olarak belirlendi. Spor Toto'dan gelen 3 milyar 465 milyon 771 bin 175 liralık gelirle BTGM'nin 1984 bütçesi 10 milyar 18 milyon 743 bin 175 lirayı buldu. Alınan bilgiye göre, BTGM 17 milyar 99 milyon 812 bin liralık 1985 bütçe teklifini de Maüye ve Gümruk Bakanlığı'na verdi. Konuya ilişkin olarak sorulan yanıtlayan BTGM Bütçe ve Muhasebe Daire Başkanı Mustafa Halilbeyoğlu, eylül ayı içinde bakanlıkta teklif üzerinde göruşuleceğini, ekim ayında ise 1985 bütçesinin kesinlik kazanacağınj açıkladı. Halilbeyoğlu, teklif edilen bütçenin ancak yansmın verileceğini tahmin ettiğini söyledi. Edinilen bilgiye göre, 1985 yılı için BTGM'ye en çok 7,5 8 milyar liralık bir bütçe verilebilecek. Yetkililer bu bütçenin yüzde 65'inin yalnızca yatırım amacıyla kullanılabileceğini, spor faaliyetleri için 3 3,5 milyar lira harcama yapılabileceğini belirttiler. KARIS1 GİTTt, KOCAS1 KALD1 Bir önceki gün S. Akdere'yi yenerek tur atlayan Monakolu bayan tenisçi Nadine Baileret, dun Bulgar D. Rangelova (2) ile yaptığı karşılaşmayı kaybederek elendi. TUrnuvanın en guzel bayan tenisçisi olarak ilgi toplayan Baileret'nin artık tek avuntusu kocası olacak. Tatil Tenise \aradı».. UYGAR EREMEKTAR Dörduncu gun karşılaşmaları dün yapılan 39. Uluslararası Tenis Turnuvası gün geçtikçe daha çok ilgi göruyor. Özellikle de 30 Ağustos Bayramını fırsat bilenler, turnuvaların git gide daha heyecanü geçen karşılaşmalarını izlemeye geldiler. Gerek İstanbul Tenis Turnuvası tarihinde ilk kez kurulan standlar, gerekse çeyrek finalde karşılaşacaklan belirleyen maçlar aynı derecede ilgi gördüler. Üçüncü gün karşılaşmalarında Yunanistan'da öğrenci olan Türk pasaportlu Vafiat'ı yenen Çiğdem Kayacan, dün Bulgar A. Vaicheva karşısında aynı başarıyı sağlayamayarak elendi. Rakibinin çok iyi bir tenisçi olduğunu söyleyen Kayacan "Valcheva çok göçlü. Gene de ortam daha değişik olsa Valcheva karşısında direnebilirdim" dedi. Diğer yandan çeyrek finale kalmak için karşılaşan Yugoslav Zsiga, Polonyalı Dryzmalski'yi tahminlerin tersine yenerek tur atladı ve herkesi şaşkınhğa uğrattı. Zsiga çeyrek finalde turnuvanın favorilerinden Meksikah tenisçi A.Gonzales ile karşılaşacak. Dördüncü gün karşılaşmalarının sonunda çeyrek finale kalacağı belirlenen diğer tenisçilerse şöyle: I. Haq'ı 6/27/6 yenen Boileau (Belçika), E.Husaric'i 6/22/66/3 yenen Durand (Monako) ile; Z.Petkoviç'i 6/26/2 yenen Y.Stamatov(Bulgaristan), S.Soysal'ı 6/0 6/2 yenen G.Kalovelonis (Yunanistan) ile; T.Soysal'ı 6/26/1 yenen A. Gonzales (Meksika), H.Dryzmalski'yi 6/43/66/3 yenen L.Zsiga (Yugoslavya) ile; T.Bachev'i 6/16/2 yenen D.Haradan (Romanya), M.Gürel'i 6/16/1 yenen B.Baileret (Monako) ile karşılaşacaklar. Dunkü karşılaşmaların diğer sonuçları ise şöyle: TEK BAYANLAR: T.Dubrovcic (Yugoslavya)D. Rangelova (1) (Bulgaristan) 5/76/26/2; A.Valcheva {Bulgaristan)Ç.Kayacan 6/16/0; D.Rangelova (2) (Bulgaristan) N. Baileret (Monako) 7/66/4; F.Kiss (Macaristan) S.Recica (Yugoslavya) 4/67/56/2. ÇİFT ERKEKLER: Atacan: G.Saray'dan puan alacağız MALATYA (Cumhuriyet) Ligin ilk haftasında Fenerbahçe ile berabere kalan Malatyaspor'un Teknik Direktörü Nihat Atacan, "Fenerbahçe'vi şansı elimizden aldı, onlara kaptırdığımız bir puanı cumartesi günü Galatasaray'dan çıkaracağız" dedi. DALYAWPOR'UNGÖSTERtSt Fetterbahçe'nm Dereağzı tesislerinde Avusturya'nın FlaviaSolva 74 takımı ile dün bir maç yapan Dalyanspor, karşılaşmayı 50 kazandı. Eski şöhretlerden kunılu takımıyla sahaya çıkan Dalyanspor Flavia Solva karşısında belirgin bir üstünluk sağladu Böylece milli olan Dalyanspor 'u, izleyen seyirciler bir zamanlann ünlü futbolcularımn yeni oyunlanm seyretmenin zevkini çıkardüar. EroVun birbirinden güzel dört golünün yani sıra Osman da attığı bir gol ile 50'lık sonucu sağladı ve seyirciler tarafmdan çıtgmca alkışlandı. (Foroğraf: KEMAL DEMIRKANLI) R A S G E L E RAİF ERTEM Balleret/Durand (Monako)Petkoviç/ Husaric (Yugoslavya) W.O. (hükmen); Boileau/ GonzalesErkangil/Kolat KARIŞIK: B.Balleret/N.BalleretA.Nemes/S.Akdere 7/6^/3; E.Husaric/ T.Dubrovcic M.Zia/ Ç.Kayacan 2/66/26/3. 6/06/2. Av mevsimi açıldı. Rasgele... Biz Ege yöresinde açtık. Gösterişsiz, şölensiz. İbrahim Vural da kaybolunca Hüseyin nocayla ikimiz kajdık. Bakırçay boyu iyi üveyik tutardı. Gittik, gittik ama kanat yok. Bakırçay, çay olmaktan çıkmış. Soma'nın kömür karasını denize taşımaktan yorgun. Kara, kapkara. Denize ulaşıp ulaşmarnayı düşünüyor. Ne balık kalmış, ne üveyik; çayın altı da ooş, üstü de... Çandarlfyla Dikili arasında Savunmada Başarılıydık uzanan "Karadağların" tepelerine yürüdük. Ege'nin güneşi sırtımıza bindi. Birer tane vurduk, donduk. Akşama doğru oğlumla bir tane daha vurduk, gerisini pazara sakladık. Pazar gunu Sakran Ovası'nda kalacak, açılmadan kekliğe çıkanları da yakalayacaktık. Nerde... Güneş doğarken bircatırtı çöktü Bahçedere sırtlarına... Biz gıdinceye kadar kaçmışlardı. Günahı söyleyenlerin boynuna, Bergamalılarmış. Uçmayı yeni öğrenen palazları kırıp gitmişler. Ha onları vurmuşsun, ha kümesi açıp tavukları... Farkı yok. Aliağa yöneticilerini uyarırız. Biz de, Kenan Amca'nın Selahattin, Bölüğün Sami, İğdelı dere palamutlarını siper yaptık. Üveyikler rüzgârla savrulup gelmeye başladılar. Kelebek gibi. Fişekler yarıya indi, elimiz boş. Selahattirt farkına varmasa hepsini bitirecektik. "Rüzgâraltı kanat kırmış üviyekler jet gibi gidermiş. Saçma yetmezmiş". O da dayıoğlundan öğrenmiş. Doğrudur... Akşamı beklemeğe karar verdik. Dönüşü rüzgârüstü yapacaklar. Görürler günlerini. Siperlerde yön değıştirdik. Güneş gözümüze geliyor ama, zararı yok. Tepenın üstünden kopan, Selahattin'i buluyor. Çifteliyor, dönüveriyorlar benden tarafa. İki de benden, yok.. Dönüp gidiyorlargeriye. Palamutlan siper almışık bir kere. Dü şüremezsek de yol vermiyoruz. Sanki onlar hücum ediyorlar, biz savunuyoruz. Tek tük yara alanlar başının üstüne, kanadının üstüne çakılıyor ama, sonuç başarı değil. Nedenini yine Selahattin buldu. "Sabahleyin arkalarından attığımız üveyikler diğerlerine de haber vermiştir. Onlar da zırhlarını giyip gelmişler. Saçma işlemiyor." Bu da doğrudur. Güneşin inmesine bir adam boyu kala üveyik kesti. Akın durdu. Sami de yanımıza geldi. O da bizden. "iyi savunma yaptık" dedi. Birbirimize baktık. Güneş indikten sonra köye girelim, dedik. Rasgele...