25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazrtecihk Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Mudurü: Hasan Cemal, Muessese Müdurü: Emine L'şakbgil, Yazı İşleri Mudüru Oka> Gönensin, • Yazı tşlerı Mudür Yardımcısı: Ahmet Korulsan, Haber Merkezı Muduru. Yalçın Bayer,*Sayfa Duzenı Yonetmeni: Ali Acar. Temsılaler ANKARA: YaJçıa Doğan, İZMİR: Hilunet Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servıs Şeflen. Istanbul Haberlerı: Reha Öz, Dış Ha berler Ergun Balcı, Ekonomı: Osraan Ulagay, Kultur' Aydın Emeç, Magazın: Valçın Pekşea, Spor Danışmanı. Abdulkadir Yucelman, Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma Şahin Alpay, IşSendıka Şukran Ketenci. Burolar • Ankara: Ziya Gokalp Bulvarı lnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmin Halıı Zıya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayarv Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Calaloğlu, Ist. PK 246lst Tel: 5209703 Telex: 22246 TAKVİM 20 Temmuz 1984 tmsak: 3.49 Ecevît Askeri birliklerimizin güneye kaydırılmasından duyulan kaygıyı Washington bana iletiyordu. 10.YıldönümüiKİe Kıbrıs Bonş Harekâtf m "ABD, Güneş: 5.41 öğle: 13.15 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.39 Tfctsı: 22.22 umhuriyef Türkiye, darbeyi Yunan müdahalesi sayıyor ABD, uydu aracılığıyla askeri hazırlığı benim Başbakanlık odamdan izleyemeyeceğim kadar aynntılı izleyebiliyordu. direnchrü kırmak istiyordu" a'nhlor Atina, Kıbrıs'ta Yunan] Cumhuriyeti ilân etti Ivvsil: KıınM' kargas^lıjı fırsat Inlîp m r manşetinde Sampson 16 Temmuz 1974 tarihli Cumhuriyet 'in darbesi... Washington, Amerikan istekleri dışına çıkmamın iyi olmayacağını, önceden bana duyurmak istiyordu. Cumhuriyet yıterketmeleriniistedi Kissingerdan mesaj: Askeri harekâtın sonucu vahim olur... Sayın Ecevit, bugün 20 temmuz... Kıbns Banş Harekâtı'nın 10. yıldonumu. O sırada siz, Banş Harekâtı karannı alan Tfirk hiikümetinin Başbakanı idiniz. 10 yü sonra, geriye dondüghnUzde 20 Temmuz 1974 guniinü nasıl degerlendiriyorsunuz? Anlaür mısınız?... ECEVtT Asunda 19 temmuz sabahı ile birlikte uzun bir gün başladı. 19 temmuz gecesi ile 20 temmuz sabahı birbirine kanştı. O zaman 19 Temmnz 1974 sabahından başlayalım. 1920 temmnz günlerini degerlendirmenizden sonra, olaylan bir de daha oncesinden aJıp, yani sizin hükümete gelişinizden sonra 1974 şubatından sonra anlatıp degeriendinnenizi rica edeeegim. Ama şimdi 19 Temmuz 1974 sababtna dönelim isterseniz... ECEVtT 19 temmuz günü, Sayın Cumhurbaşkanına, Bakanlar Kuruiuna, Genelkurmay'a, Londra'da gerek lngiliz Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile gerek VVashington'dan ABD Dışişleri Bakanı Kissınger'ın özel olarak Londra'ya gönderdiği Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco ile yaptığımız göruşmeler hakkında bilgiler verdim. Ankara'da tamamlanması gereken işleri izlerken Sisco'nun Ankara'ya gelmesini bekledim. Londra'daki göruşmemizden sonra, Sisco Atina'ya gitmişti. Orada bir gün kalıp Ankara'ya gelecekti. Benim Londra'da ileri sürdüğttm koşullara Atina'dan alacağı yanıtlan getirecekti. Fakat Atina'dan somut bir şey getiremeyeceğini biliyordum. Onun için biz, 15 temmuz gecesi, yani Kıbrıs'ta darbenin yapıldığı günun gecesi, hukümet olarak aldığımız askeri harekât kararuıın gereklerini, kesintisiz yerine getiriyorduk. Genelkurmay, belli bir plana göre, tüm hazırhkları, birlik kaydırmalannı yapıyordu. 19 temmuz günü ilk gönişmeyi Cumhurbaşkanı Sayın Korutürk'le mi yaptınız? ECEVtT İlk görüşmeyi zorunlu olarak, gazetecilerle yaptım. Çünkü sabah, o sırada Küçükesat'ta oturduğumuz apartmandan çıkışta, geniş bir gazeteci topluluğunun, teypleriyle, fotoğraf makineleriyle, televizyon kameralarıyla, kapının önünde beni beklediğini gördüm. Gazetecilerle ne görüştünüz? ECEVtT Siyasal yaşamımın gazetecilerle en kısa görüşmesi oldu bu... Ama, bir eski gazeteci olarak, beni çok duygulandıran, meslektaşlarım adına bana kıvanç veren bir görüşmeydi... 15 temmuzdaki darbeden beri, gazeteciler, Turkiye'de olsun, Londra'da olsun, ben nereye gitsern beni izliyorlardı. Ben de, gazetecilerin yanıltıo veya sakıncalı kaynaklara başvurmalanna gerek bırakmamak için, onlara söylenebilecek her şeyi olabildiğince açıklıkla söylemeye özen gösteriyordum. Fakat 19 Temmuz 1974 gününün ve gecesinin bir özelliği vardı: Ertesi sabah Kıbns'ta harekâta geçecektik. Askeri harekâtın başansı ve olabildiğince kansız olması bakımından da, harekât başlayıncaya kadar bunun duyulmaması gerekiyordu. Ama, "harekât olmayacak" veya "Meclis toplantısından sonra belli olacak" anlamına gelecek bir şey de söyieyemezdim. Bu, yalan söylemek olurdu, tabiatıma aykın olurdu. Zaten, yalan söylersem, gazetecileri aldatır veya atlatırsam, güvenlerini yitirirdim. Bir daha sözüme inanmazlardı. Bir yandan, kamuoyunun TBMM toplantısıyla ilgili beklentısi, bir yandan da gazetecilerin anlayışlı davranışı, bizım için hiç kimseyi aldatmadan, niyetimizi kamufle etmeden, harekât günunün ve saatının gizli kalması olanağını sağlıyordu. Amerikan Dışişleri Bakan Yardıı.icısı Sisco'yu 19 temrauz akşamı Ankara'da bekliyordunuz. Aüna'dao ne zaman geldi? ECEVtT Löndra'daki görüşmemizden aynlırken, Sisco, ya 19 temmuz cuma, ya da 20 temmuz cumartesi günü Ankara'ya geleceğini söylemişti. Ben de, "Muüaka cnnu gelmelisbıiz, cumartesije kalnuunslı geJişiniz' diye ısrar etmiştim. Ecevit, Londra'da Wüsonla görüştü 18 Temmuz. 1974 tarihli Cumhuriyet, Başbakan Ecevit'in Londra ziyaretini veriyor... ECEVtT Ashnda gereği yoktu. Nasıl olsa Sisco gelmiş, ben de oradayım, göruşeceğiz. Fakat, öyle sanıyorum ki, Amerika önceden bana yapacağımız görüşmeyle ilgili bir mesaj iletmek istedi. Göruşme öncesinde beni yumuşatmak, direncimi kırmak amaanı güden bir mesaj... Fazla direnmemin, Amerikan istekleri dışına çıkmamın iyi olmayacağını, çıkarsam bundan doğacak sakıncalan, bana önceden duyurmak istedikleri anlaşılıyordu; Sisco ile yapacağım görüşmenin ılımlı ve Amerika'nın o gunkü tutumu açısından olumlu geçmesini sağlamak istiyorlardı. umnurıyel kara'ya dönen Başbakan Ecevit: "Scvindirici çözüraler aaya yaklaşnuş olarak döndiik, geiecek için umitliyim» 5oc.LdoJ.jMi brysK^ 2î5Sf5L. 3 K Barışçı çözüm içr 24 saat süre tanıdıl ECEVtT, SİSCO İLE Ecevit, 18 Temmuz 1974 günü Londra'da Kissinger'ın yardımcısı Sisco ile göruşür. Ecevit Londra izlenimini şöyle anlatıyor: "Londra'da gerek Ingilizlerle gerek Amerikalılarla yaptığım görüşmelerde, her iki ülkenin de harekâta karşı olduklan ve birtakım güvenceler vererek bizi avutmak istedikleri izlenimini edinmiştim. " SİSCO BAŞBAKANLIK'TA ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco 'nun Atina'dan Ankara 'ya gelisi gecikiyordu. 19 Temmuz 1974 cuma günunün, en geç akşamı gebnesi gerekirdi. Ama ortalıkta yoktu. Ecevit anlatıyor: "Sisco gecikirse, o yüzden harekâtı geciktirmemize de olanak yoktu. Harekât başladıktan sonra Sisco 'nun Ankara'ya gebnesi ise büsbütün sakıncalı olurdu...'" Onun için, apartmanın önündeki geniş gazeteci topluluğunu görünce, o gun basınla üişkimi nasıl duzenleyeceğim konusunda, hemen kesin bir karara varmam gerekti. Gazeteciler kapıdan çıktığımı görüp bana doğru koştuklannda, daha ağızlannı açıp bir şey sormalanna vakıt bırakmadan, "BugüB bana hiçbir şey sormayacaksınız" dedim. Bu sözümu not etmeye hazırlandıklannı görunce, "Bugun bana hiçbir şey sormajacaksınız dediğimi de yazmayacaksınız!.. Bunu sizdeu rica ediyorum" dedim. Derhal kalemlerini defterlerini ceplerine soktular ve gun boyunca beni her gittiğim yerde sürekli izledikleri halde, tek bir Türk gazeteci bana tek bir soru sormadı. Türk gazeteciler bir şey sormayınca, yabancı gazeteciler de sorma cesaretini bulamadılar. Gazeteci arkadaşlanmın bu anlayışlı davranışı, o gunü, bir bakıma rahat geçırmemiz, sakıncalı gelişmeler olmadan, harekât la ilgili herhangi bir haber sızmadan geçirmemiz olanağını bize sağladı. Ashnda, "Bugun bana hiçbir şey sormayacaksınız" ve "Hiçbir şey sormayacaksınız, dediğimi de yazmayaeaksınız" sözume uymakla, gazeteciler, belki gazetecilik görevlenni bir ölçude aksatmış oluyorlardı, ama büyük bir yurt görevini yerine getirmiş oluyorlardı. Boyleiikle faarekâtın gizliliği sağlannuş oldu mu?.. ECEVtT Ben, harekât kararımızla ilgili kesin bir açıklamada bulunmadıkça, herkes cumartesi gunü yapılacak TBMM toplantısını bekleyecekti. Türkiye'de ve dışarda herkes, olaganustü TBMM toplantısından ön Washington 'dan sabır tavsiyesi: "ABD'nin diplomatik alandaki girişimlerinden ve lcatkılarından alınabilecek sonucun sabırla beklenmesi tavsiye ediliyor. Türkiye'nin bu harekâta ABD teşviki ile girdiği yolundaki bazı iddialar gerçeğe ne kadar aykırıydı..." ce hükumetin askeri harekât karan alamayacağı düşüncesindeydi. Oysa, askeri harekât konusunda 1%7'de Meclis'ten ahnmış olan yetki, 1974'te, bizim hukümetimiz için de geçerliydi. TBMM'deki tüm gnıp liderlerinin de bu göruşte olduklarını öğrenmiştim. Gerekçe olarak da, cumartesi günü olağanüstü TBMM toplantısı yapılacağını, o gün Ankara'da bulunmasının uygun olmayacağını söylemiştim. Sisco gelmeden ve Atina izlenimlerini bize bildirmeden askeri harekâtı başlatmamız yakışık almazdı. Ama Sisco gecikirse, o yüzden harekâtı geciktirmemize de olanak yoktu. Harekât başladıktan sonra Sisco'nun Ankara'ya gebnesi ise büsbütün sakıncalı olurdu. Onun için, Sisco'nun vaktinde gelmesini diliyordum. Umuyordum ki, akşam 17.0018.00 sulannda Ankara'ya gelir, birkaç saat konuşuruz; sonra, gece yansı olmadan, Ankara'dan aynlır. Oysa, akşam oldu, gece oldu, saatler geçiyor, Sisco bir türlü geüniyordu. Bu beni çok kaygılandırdı. Ancak gece yansına doğru Ankara'ya gelebikh&ini öğrendik. Konser öncesi akort gibi... Bu göriişmede, Amerikan Büyükelçisi ortaya çtkabilecek sakıncalan ne şekilde dile getirdi? ECEVtT Kendi görüşlerinı aktarmadı. Fakat, Amerikan Dışişıerı Bakanı Kıssınger'ın, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco ile yapacağnı görüşmeden önce duymamda yarar görduğu dü 19 Temmuz 1974 tarihli Cumhuriyet'in manşeti: Bansçı çözüm için 24 saat süre tanıdık... Ve 24 saat geçti, Banş Harekâtı basladı... ğil Sovyetler de... Bundan sizin haberiniz var mıydı? ECEVtT Uzay teknolojisinin doğal sonucuydu bu... Belki anımsarsınız, 1981 'de, "Arayış" dergısinın bir sayısında, biz, Amerikalıların ve Sovyetler'in, Kıbrıs Barış Harekâtı gunlerinde, uzay dan yaptıkları nin ne kadar çağ dışı kaldığını daha iyi kavrıyor. Yurt dışındaki bir toplantıda, böyle, uydudan çekilip buyütülmüş bir fotoğraf gördüm. Bir kışlanın avlusundaki subaylann rütbesi bile belli oluyordu. Bu durumda, Kissinger'ın bütün birlik kaydırmalanmızı çok iyi bilmesi ve benden daha önce haber alması doğaldı. Kissinger'a göre sonuç vahim olurdu... Size ulaştınlan mesajdan gelmiştik buraya... ECEVTT Evet... Kissinger'ın mesajı, kuşkusuz, uzaydan veya başka yollardan toplarup değerlendirilen bilgiler ışığında hazırlanmıştı. Her ne kadar 1964 ve 1967'de de Türkiye benzer hazırlıklan yapıp, sonradan harekâtı durdurmuşsa da, Löndra'daki görüşmeler bu kez bir harekâtı göze aldığımız izlenimini vermiş olabilirdi. Onun için, bu mesajuıda, Kissinger, diplomatik sürecin sonuna kadar işlemesı gerektiğini ve bu süreç işlerken girişilecek herhangi bir askeri harekâtın son derecede vahim sonuçlar doğuracağını bildiriyordu. Ama, "vahim"in ne olacagı... ECEVtT Yoktu, daha dpğrusu "yoktu" derken, mesajda somut bir tehdit unsuru bulunmamakla birlikte, vahim sonuçlar doğuracağı tekrar tekrar söyleniyordu. Türkiye'nin Kıbns'ta bir askeri harekâta geçmesinin doğuracağı sonuçlann son derece guç olacağı da belirtiliyordu. Gece yansından sonra' 19'a 20 (emmuza baglayan gece oluyor. Gece yansı Sisco ile göriişebüdiniz mi? ECEVtT önce ABD Ankara Büyükelçisine gitti. Herhalde Washington'la haberleşmesi gerekiyordu. Benim Sisco ile buluşmam ancak 02.00'ye doğru... 20 Temmuz 1974 sabaha karşı 02.00 değil mi? ECEVtT Evet, 19 temmuzu 20 temmuza bağlayan gece sabaha karşı saat 02.00'ye doğru oldu. Sisco'nun benimle göruşmeye gelmesinden kısa bir sure önce de Amerikan Büyükelçisi, Dışişleri Bakanı Güneş'le kısa bir görüşme yaptı. Büyükeiçi ile Dışişleri Bakanı Turan Güneş arasında bu görüşmeye neden gerek duyuldu? 19 Temmuz 1974 gece yansı, ABD Büyükelçisi Macomber, çıkarmadan beş altı saat önce Dışişleri Bakanı Turan Güneş'i görmeye geliyordu... Ecevit, bu görüşmeyisöyle anlatıyor: "Öyle sanıyorum ki Amerika, Sisco ile yapacağımız göruşme öncesi bir mesaj iletmek istiyordu... Bir tur konser öncesi akort gibi..." şünceleri bana aktanlmış oluyordu. Büyükelçinin Güneş'le görüşmesinin anlamı buydu. Yani Kissinger'ın ortam hazırlayıcı mesajı, bana, böyle bir dolayh yoldan ulaştınlnuş oluyordu. Bir tur, konser öncesi akort gibi... Bu mesajın içeriginde neler vardı? Örnegin, geçmişi haüriarsak, iırüü "Johnson Mektubu"nu hatırlarsak, bu tur bir sakıncadan mı söz ediliyor? Çunku, son saatlerde bu çok önemli... ızlemelerin bazı grafiklerini yayınlamıştık. Amerika'nın ya da Sovyetler'in bu uydu uçuşlannı Türkiye, teknik olanaklan ile saptayabiliyor mu? ECEVİT Bihniyorum. ABD, "sabır" tavsiye ediyor Bu arada, Amerika'nın doğru dan veya dolayh ENOStS'e kesinükle karşı olduğu konusunda da bize giivence de veriliyordu. Sonuç olarak, Amerika'nın diplomatik alandaki girişimlerinden ve katkılarından alınabilecek sonucun sabırla beklenmesi tavsiye ediliyordu. Size bu mesaj rahmetli Turan Güneş tarafından hemen ulaştınldı. Sizin tepkiniz ne oldu? ECEVtT Zaten, Londra'da gerek tngilizlerle gerek Amerikalılarla yaptığım görüşmelerde bu mesaj daki havayı almış tım. Yani, tngiltere'nin de, Amerika'nın da bu harekâta kesinlikle karşı oldukları ve birtakım güvenceler vererek bizi avutmak ve rahatlatmak istedikleri izlenimini edinmiştim. Mesaj, bu izlenimi bir kanıya dönüşturdü. Butün bunlar, daha sonra Yunanistan'da ileri surülen, Türkiye'nin bu harekâta Amerikan teşviki ile giriştiğı yolundaki bazı iddialann gerçeğe ne kadar aykırı olduğunu gösterir. Uydular zaten biliniyordu... Pekiji bu uçuşlardan size, hükümete ya da Genelkurmay'a bir bilgi vtriliyor muydu? ECEVtT Hayır. Fakat bu bilinmeyen veya tahmin edilmeyen bir şey değildi. Yıllardan beri, gerek Amerika'nın, gerek Sovyetler Birliği'nin, değışik görevler üstlenmiş. uydularının, dunya çevresinde surekli dönup durduklannı biliyorduk. Hatta birçok devlet, özellikle meteoroloji kuruluşlan ve madencilikle ilgili kuruluşlar, bunlara abone olurlar. Turkiye'de de TÜBITAK ve Meteoroloji Genel Mudürlüğu gibi kuruluşlar, parası karşılığında, uydulann sağladığı bazı hizmetlerden yararlanırlar. Nitekim her gece, televizyonumuz, hava tahminleri prograrnında, Turkiye'nin uzaydan çekilmiş fotoğrafını yayınlar. Fakat ınsan, bu uçuşların grafiklerini veya uydulardan çekilen fotoğraflann bu>TJtulmuşlerini gorduğu vakıt, çağımız teknolojisiyle sağlanan olanaklann büyükluğünu ve bazı yasaklann, bazı sır saklama düzenlemeleri Washington daha iyi izliyordu... ECEVtT "Johnson Mektubu"ndaki gibi sornut bir yaptırım ve tehdit içermeyen, ama onun eşiğine kadar gelen uyanlar ve manevi baskılar diye özetleyebilirim. Anımsayabildiğim kadarıyla, bu mesajda şunlar vurgulanıyordu: Bir kere, Turkiye'deki askeri birliklerin güneye kaydırılmasında Amerikalıların duyduklan kaygı dile getiriliyordu. Tabii, bu kaydırmalar, bir ölçünün ustünde saklanamazdı. Kaldı ki, Amerikalılar, bütün askeri hazırlığı ve harekâtı, uydulardan, benim Ankara'da Başbakanlık odasından izleyemeyeceğim kadar veya Genelkurmay Başkanının kendi harekât odasından ızleyemeyeceği kadar aynntılı olarak izleyebiliyorlardı. Yalnız Amerikalılar de 19 Temmuz 1974... Çıkarmadan bir gün öncesini Ecevit şöyle anlatıyor: "Siyasalyaşamımm gazetecilerle en kısa görüşmesi oldu 19 temmuz sabahı... Beni çok duygulandıran, bana kıvanç veren bir gorüşmeydi. Şöyle dedim: ' Bana bugun hiçbir şey sormayacaksınız...' Bu sözümu not etmeye hazırlandıklarım gorünce, ' Bugun bana hiçbir şey sormayacaksınız' dediğimi de yazmayaeaksınız.. • Bunu sizden rica ediyorum..." Y ARItV: ABD Dışişleri Bakauı Yarduacısı'aiB ÇaresizUgi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear