Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAZİRAN 1984 • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U îendikaları uyurdı ANKARA, (L'BA) Ankaa Valiliği'nce işçi ve işveren senlikalanna bir genelge gönderileek, yurt dışından heyet davet îdecek veya yurt dışına sendikal ımaçlarla heyet veya temsikı gönderecek sendikalann izin için 15 gün önce Içişleri Bakanlığı'na müracaat etmeleri gerektiği bildirildi. Genelgede, Sendikalar Kanunu ve Dernekler Kanunu'nun bu konudaki düzenlemeyi yapan ilgili maddeleri hatırlatılarak şöyle dendi: "Kanuni düzenlemelere rağmen, işçi ve işveren sendikalannın ve konfederasyonlannın bu hususlara tam olarak uymadıklan, özellikle, gerekli inceleme ve araştırmaya imkân taıumayacak bir şekilde toplantıdan birkaç gün önce Bakaalığımıza veya valiliğe müracaatta bulundukları müşahede edilmiştir. ' * IfaUUğL, Ankara Isteyene özel uçak, isteyene uçak şirketi İstanbul Haber Servisi Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy, Sivil Havacılık Yasası kapsamında çıkarılan yonetmeliklerle özel ve kamu kuruluşlanna hava taşıma işletmeciliği yapma olanağı tanındığını açıkladı. Atasoy, dün duzenlediği basın toplantısında, "Özel sektöre tanınan bu imkânlar sonucu, hava ulaşımı sahasında büy ük bir eksiklik giderilecek, hizmetlerin kalitesini yükseltecek, olumlu bir rekabet varatılacaktır" dedi. Özel ve kamu kuruluşlarının yanı sıra kişilere de özel uçak kullanma olanağınm getirildiğini bildiren Ulaştırma Bakanı aynca turizm, reklamcılık ve ambulans amacıyla hava taksi işletmeciliği yapılabileceğini de açıkladı. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı /. Savfada) halkın önüne çıkmasındaÖza/'ınsorumluluğu söz konusuydu. Bu sorumluluğu saptayan resmi kurul raporları, ne yazık ki, hasıraltı affedersiniz sümenaltı edildi. Bugün, bu raporu hazırlayıp yüce makamlara verenler de yaşıyor, bu raporun basına sızmaması için önlem alanlar da... Neyse gün gelir, bu resmi kurul raporları da kamuoyuna açıklanıverir. Türkıye'de ne gizli kaldı ki? Öza/'ın bazı çevrelerde "ihtilal" diye nitelenen kararlarını eleştırmiş, bu kararların sorumluluklar doğuracağını anımsatmış, Özal bürokrasisinin yasalara aykırı olarak göreve getirildiğinı, örnekler vererek ve hukuksal dayanaklannı göstererek, ısrarla anlatmaya çalışmıştık. Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi'nin Türk Parasının Kıymetini Koruma HakkındakVfasa ile ilgili bir dosya nedeniyte almış olduğu bir karar, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşartığı'nca yürürlüğe konan yeni kambiyo rejiminin hukuksal sonuçlanyla geçersiz sayılacağını ortaya koymuştur. Yargıtay, bu konuda yerden göğe kadar haklıdır. Çünkü, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Yasa'nın birinci maddesi kambiyo işlemleri ile bu yasa gereğince alınması gerekli kararları, Bakanlar Kurulu'nun yetkisine bırakmıştır. Özal Hükümeti ise bu yetkiyi •Bakanlarustü Musteşar" diye anılan Ekrem Pakdemirli'ye vermiştir. Bir yasa Bakanlar Kurulu'na yetki vermiş ise artık bu yetkinin bir bakan ya da musteşar tarafından kullanılmasına olanak yoktur. Bakanlar Kurulu ya da Başbakan'ın kendisi bu yetkiyi bir başka kurula, makama ya da kışiye devredemez. İşte Yargıtay bu nedenle diyor ki: Müsteşannız Türk parasının kıymetini koruma hakkında tebliğ çıkaramaz... Ceza mahkemesi bu yetkisizliği saptamıştır. Bu konu için 1 idari Yargıtay a başvurma olanağı da bulunmaktadır. Bu konu, hukukçular için çok basit bir konudur. Bu konulan sıradan bir hukukçu bile bilir. Bırakın sıradan bir hukukçuyu, hukuk öğrencileri bile bu konulan az çok bilirier. Bu konular, hukuk fakültelerinin birınci sınıfında değilse ikinci sınıfında, ikinci sınıfında değilse üçüncü sınıfında öğretilmiş olur. Dördüncü sınıf öğrencileri, bu konulan artık ezberlemiş olurlar. Bakanlar Kurulu'na tanmmış bir yetkiyi herhangi bir musteşar kullanabilir mi? Bu soruya "kullanabilir" diye yanıt veren öğrenci hukuk fakültesinden mezun olamaz. Hazine ve Dış Ticaret Müşteşarlığı'nın kambiyo rejimine ilişkin bütün işlemleri hukukça sakattır. İlgililerin bu konuda dava açmaları halinde bu işlemler tek tek iptale mahkumdur. Ekonomik siyasetin hukuksal çerçevesı konusunda, malıye meslek lişesi öğrencilerinin bile yapmayacaklan yanlışları yapan Özal, kambiyo rejiminde hukuk fakültesi öğrencilerinin düşmeyecekleri yanlışlara düşmektedir. "Alaturka kapitalizm"\n nasıl uygulandığı da bu örnekler ile bellidir. Hukuk fakültesi öğrencilerine ayıp olur diye konunun teknik hukuksal özelliklerıne değinmiyoruz. Acaba Özal, şimdi kızıp, "tam ihracat patlaması yapıyorduk, tekerleğe çomak soktunuz" diye bizleri "vafan haini" ilan eder mi? Bizlere kızma ve öfkelenme yerine, bu eleştirilerimizden yararlansa çok daha iyi olur. Bunları yazmakta, sormak isteriz, bizlerin ne çıkarı var ki? Başbakan mı olacağız, parti başkanı mı? Milletveküi mi? Musteşar mı? Suçumuz "Evet Efendim" dememek midir? ""*"* tr frtr' frii~ i'/ır hfihfir \~rth htanbuttular "belair bir kış yaşamamış olmanın mutluluğuyla bahan l*t lUI ŞZU*> I U I , UUIIUI j u n u . u n ^^ ^1^1^ özlenen güneşli günler önce uzun süre gelmedi. Ardından geldi, ama bahan "atlayarak. " Pardâsuler, hatta uzun kollu gömlekler bir kenara btrakıldı, sıcaktan yakmılmaya başlandı. İki gün önce bozan hava, zaman zaman ••şiddetli" hale gelen vağışları da beraberinde getirince, Istanbulluları bir korkudur aldı: ")'açı da •atlayıp' güze mi geçiyoruz şimdi?" diye. Cumartesigünü için kurulan gezme tozma hayalleri yağmur sularına kapılarak surüklendi. tFotoğraf: YALÇIN ÇAKIRf Pakdemirli largıtay'a (Baştarafı 1. Sayfada) şöyle deniyor; "1567 sayılı yasanın birinci maddesi Türk parasımn kı>metinin konınması ile ilgili karar alabilme görev ve yetkisini >alnız Bakanlar Kuruluna vermiştir. Kanunun hiçbir hukmunde Bakanlar Kunılu'na verilmiş bulunan bu yetkinin bir başka organa devredilebileceği hususunda bir hüküm yer almamıştır. 20 Arahk 19»3 ve 182266 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmış bulunan 28 sayılı kararla yüriirliikten kaldınlan 17 sayılı kararda olduğu gibi, Bakanlar Kurolu'nun Türk parasımn kıymetinin konınması cttmlesinden olarak esasla ilgili hangi kararlann alınıp, tedbirterin getirildigi ve buna bağlı olarak hangi hallerin yasak teşkil ettiği hususları gösterilmemiş, esasla birtikte işlemlerle ilgili kararların alınması yetkisi Hazine ve Dış Ticaret Miısteşarlıgına bırakılmıştır" Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi'nin, Bakanlar Kurulu'na ait olan "yetki"nin bir başka makama devredilemeyecejine ilişkin karan üzerine, Hazine ve Dış Ticaret MUsteşarlığı'nın döviz işlemleri, atamalar ve ihracatla ilgili kararlarının "geçersiz" olacağı bildiriliyor. Bu konuda bir yetkili, Müsteşarhğın durumunun Bakanlar Kurulu'nda ele ahnacağını açıkladı ve şöyle de"Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı aleyhine yiızlerce dava açılmadan, Yargıta> karan doğnıltusunda yasal düzerüeme yapmak gerekiyor. Sonın, Başbakan Turgut Özal'a iletildi. Öniımiizdeki birkaç gün içinde çöziim getirileeektir." HPTi Aydın olumlu (Baştarafı I. Sayfada, kisiz bırakma çabalarına karşı giiçbirliği çagrısında bulunurken, öte yandan kendi varsayımına dayalı Meclis içi muhalefetin etkisizliğini lescil ve ilan etmek islemektedir" şeklinde konuştu. HP Genel Başkan Yardımcısı Engin Aydın bu konudaki soruyu yanıtlarken, "Giiçbirliği için Meclis'te HP'nin yaptığı onurlu muhalefete" destek gösterilmesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi: "Biz baştan beri ilkelerimiz dognıltusunda, demokrasinin işlerlik kazanması, güçlenmesi amacıyla ülkenin yüksek çıkarlan için tüm demokrasi güçleriyle işbiriiği yapabilecegimizi acıklamıştık. Sayın İnönü'nün bu konudaki açıklamalannı bu açıdan olumlu buluyonız. Özedikle hükumetin yıkıcı, tehlikeli, ülkenin çıkarianna ters politikasının dizginlenmesi, halkı gün geçtikçe yoksullaşüran sosyal içerikten yoksun uygulamalarının önüne geçilmesi için güçbirliğinde yarar olduğu kanısını taşıyorum." HP Grup Başkanvekili Cahit Tutum, ANKA'ya yaptığı açıklamada, lnönü'nün bu yaklaşımmı hatalı bulduğunu belirterek şöyle dedi: "Örneğin, Sayın tnönü, HP'ye güçbiriiği çağnsında bulunurken, HP'de bir iç huzursuzluğun bulunduğunu öne sürerek, bunu kendine göre bir analize tabi tutmaya kalkışmaktadır. Hemen belirteyim ki, iktidara karşı yapılacak muhalefetin ağırlık noktası, parti Meclis gnıplarıdır. HP Meclis Grubu, iktidan her açıdan etkin bir denetim altında tutmaktadır. HP'nin Meclis etkinliğinin kapsam ve niteliğinin, Sayın İnönü'nün bilgisi dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Şayet, Sayın İnönü'nün güçbirliğinden kastı, iktidar partisinin sistemin özünü zedeleyebilecek tasavvur ve girişimlerine karşı bütün muhalefetin duyarlı bir tavır ve gıiçbirtiği içinde bulunmaları zorunluğu ise, bunu, demokrasinin bir eeregi sayanz." Dalokay (Baştarafı 1. Sayfada) Başkam şöyle yamüadı: "İznik Gölü kıyısında bir bahçem var. Götürüp oraya dikeceğim ki bakanlar daha ışık ulaştırmadığımız nice karanlık kafalar olduğunu göriip, biraz düşunsünler. Bu öneriyi >apan her kim ise, öyk sivri akıllt bir kafanın sahibi ki, oraya bir parça ışık sızdırabilmek için, çivi bile çakılamaz." ÖNDER'İN SÖZLERİ Ankara Belediyesi eşki başkanlanndan Süleyman Önder de konuyla ilgili ANKA ajansına bir açıklama yapü ve şunlan söyledi: "Hitit Amtı yerini bulmuştur. Yeni meydanlar yapıp, yeni adlar koysunlar, veni anıtlan da eskilerinin yerine degil, başka alanrara diksinler. Yeni yapılanlara yeni isimler vermek lazım. Eskileri değiştirmek değil." Suleyman Onder, şöyle devam etü: "Hitit Anıtı bugüne kadar yerinde kaldığına gore, kamu da bunu benimsemiş demektir. Yoksa >alnız Belediye Meclisi'nin bir kararıyla ortadan kaldınlmaması gerekir. Devlet ricalinin de göriışü alınmalıdır. Hitit Guneşi, aynca Ankara Belediyesi ile Ankara Üniversiiesi'nin de amblemidir. Hitit Anıtı da, bundan kaynaklanmaktadır. Ankara'nın bir simgesi haline gelmiş tüm bu mevcudu tiimiiyle ortadan kaldırmak doğru degiidir." Atatürk'ün koruma polislerinden kâzını Polat öldü Hakkı Gtimüştaş'ın kitabı yasaklandı tstanbul Haber Servisi Yazar Hakkı Giımiiştaş'ın "Her Sabah Yenidtn" isimli kitabımn basımı, dağıtımı, bulundurulması, taşınması ve Sıkıyönetim bölgesine sokulması îstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nın 21 mayıs 1984 tarih ve 84/525 sayılı emri ile 1402 sayılı kanunun 3/C maddesi gereğince yasaklandı ve kitabın toplatılmasına karar verildi. 29 mayıs 1984 günu kitabın basüdığı ErTu Matbaasma gelen görevüler, matbaa sahibi Nccmi Tuna'ya kararı tebliğ ettiler. Necmi Tuna kitaptan bin adet bastığını ve yazar Hakkı Gümüştaş'a tesLim ettiğini, kitaptan kendisinde bulunmadığını söyledi. Sunalp (Baştarafı 1. Sayfada) na getirir, konuyu görüşüriiz. Ben gazete beyanlanna teveccüh edecek insan değilim. Gazetekrle yapılan davetler hava basmaktır." Turgut Sunalp, "milli koalisyon" ve erken seçime ilişkin olarak şunlan söyledi: "Millet üst üste gelen seçimkrden bıkmıştır. Aynca yeni bir seçimin hayırl» bir netice getireceğine inanmıyorum. Her türiU fikir bugünkü Meclis çatısı altında temsil edilmektedir. Milli koalisyon Meclis içinde muhalefeti ortadan kaldınr. Kaldı ki, bu, fevkalâde şartlarda, geçici bir dönem için düşunulebilir. Bugün, milli koalisyonu gerektirecek ferkalâde şartlar da yoktur." İstanbul Haber Servisi Atatürk'ün koruma polislerinden emekli başkomiser Kâzım Polat dun sabah öldü. Çeşitli görevleri yanı sıra Savarona Yatı'nda da bulunan ve Atatürk'un koruma polisliğini yapan Kâam Polat 79 yasındaydı ve 1960 yılında İstanbul Emniyet Müdürluğü 2. Şube Müdürlüğü'nden emekli olmuştu. Polat'ın cenazesi bugun Tophane Kılıç Ali Paşa Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Edirnekapı Kozlu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Orhan Kemal Roman Armağanı törenle Tarık Dursun K'ya verildi İSTANBUL (THA) 1984 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı "Kurşun Ata Ata Biter" kitabıyla kazanan Tank Dursun K., İstanbul Gazeteciler Cemiyeti kafeteryasında düzenlenen yalın bir törenle ödülünü aldı. Ödul, Orhan Kemal'in eşi Nuriye Öğütçü tarafından Tank Dursun'a verildi. ödülü alırken bir konuşma yapan Tarık Dursun K., "Lstasmdan cırağına; yazarlık hayatımın en değerli ödülunu aldım, mutlu ve sevinçliyim" dedi. Bütçeyi Kuş Cenneti (Baştarafı 1. Savfada) kası kaynaklannda bulunmayışı. • Yaklaşık 50 milyar lira getirmesi planlanan motorlu kara taşıtlan vergisinin hazırlanmayışı. Bu açığın hükumetin ekonomik politikasına ters düştiiğü gerekçesiyle para basma yöntemiyle giderilmemesi halinde, "şok zamlar'ın gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Ek Odenek Yasası ile 1984 yılı bütçesi 3 trilyon 800 milyar li(Baştarafı 1. Sayfada) raya yükseldi. Bu amaçla getiridediler. Bilindiği gibi, Avrupa len 790 milyar liralık ek ödenek, Konseyi, iyi korunan ve gelişme en büyük umudunu gümrük gösteren milli park ve benzeri mallarının tasfiyesinden gelecek tabiat koruma alanlannı, ılgılı olan 180 milyar liraya bağladı. hükumetlerin bu konudaki başarılarını ödüllendiriyor. 1975 yı Ancak Gümrük Mallan Tasfiye Tasarısı'nın TBMM'den geçmelında o dönemdeki hükumet A sınıfı diploma için Kuş Cenneti' mesi nedeniyle, tasannın en erken yeni yasama döneminde yani aday göstermişti. Konsey uzsalaşabileceği sanılıyor. Bu aramanları o dönemde yaptıklan da, yasa çıksa bile gümrük malincelemelerde Kuş Cenneti'nin larının tasfiyesi için gereken biogenetik karakterinin dünya alanların henüz hazırlanmamış ölçüsunde olduğunu buranın A sınıfı diploma île ödullendirilme olması bu gelir kalemini olumsini isterniş ve 1976 yılında dip suz etkileyecek bir başka gelişme oluyor. Motorlu kara taşıtlan loma zamanın Orman Bakanına vergisi konusunda maliye tasanverilmişıi. sınm hazır olmaması iki taksitte 1981 yılında ikinci kez uzatı tahsil edilen bu verginin tahsililan A sınıfı diploma, inceleme ni zorlaştıracak bir etken olacak. lerde bulunan uzmanlann olumBütçe açıklannı Ek Ödenek lu rapor vermeleri durumunda Yasası sonrası arttıran diğer etuçüncü kez uzatılacak. kenler arasında, proje geliri olarak beklenen 150 milyar liralık BandırmaBalıkesir karayolu kaynak da bulunuyor. Alınan uzerinde, Bandırma'ya 18 kilobilgiye göre, bu paranın Merkez metre uzakta Manyas Gölü kıyıBankası kaynaklan arasında buşındaki Kuş Cenneti'ni 1938'de lunmaması nedeniyle bu açık İstanbul Üniversitesi Fen FakulMerkez Bankası'nm emisyonu ile tesi Zooloji Enstitusü Başkanı sağlanabilecek. Buradan doğaProf. Dr. Curt Kossvvigg ve eşi cak açığın ise 130 milyar lira olLeonore Kosswigg buldu. 667 ması bekleniyor. Bütçe açığını dekar arazinin 150 dekarı ağaçarttıran bir başka neden, kaynak larla kaplı olan yore 1959 yılınolarak beklenen gümrük vergida ulusal park alanı ilan edildi. sinden oluştu. Nitekim Bütçe TaKuş Cenneti'ne her yıl göç sırasarısı'ndaki gerekçede bu konusında 259 turden 2.5 mılyona yada getirilen "Dış ticaretin gelışkın kuş uğruyor. Çevresi geniş tirilmesi için 1984 yılı içinde alıbataklıklardan oluşan Manyas nan bu tedbirier, bu vergiden elGölu'ndeki Kuş Cenneıi'nde dede edilecek gelirin 1984 yılı için ğil avlanmak kuşların bulunduhesaplanan miktardan 40 milyar ğu dönemde gürültü yapmak bilira daha fazla gerçekleşeceğini le yasak. Marttemmuz ve eylulgöstermektedir," ıfadesi ise fazekim ayları arasında kuşların la iyimser bulundu. Özellikle itdunyasından ilginç anları gozlehalatta sıkça getirilen bağışıkhkmenin mumkün olduğu yörede lar nedeniyle yeni gelir elde etme bilimsel araştırma yapmak da bir yana dış ticarette gelirden ulusal park yonetiminin iznine yoksun olunabileceği sanılıyor. bağlı. Bu arada, 1984 yılı bütçesinin gelirgider denkliği yaratmadan getirdiği 300 milyar liralık başlangıç açığı bütçe açığını 680 milyar lira dolayına yükseltiyor. EN YÜKSEK AÇIK 1984 yılı milli gelirinin 14 trilTurWy« Tratık Mzatannı Onleme Derneğı yon lira olması bekleniyor. Bütçe açığının 680 milyar lira olması halinde iki miktann birbirine Pazaroyun Çözümleri bölünmesinden doğan oran, bu Görkemli bir tarih bilinci yılki açık oranının yüzde 4 olduğunu gösteriyor. Bu oran ise 1980 yılında alınmış olan istikrar önKARAGÖZHACİVAT İemlerinden bu yana en yüksek Ansiklopedinin adı: KARAGÖZ. açık oranı olacak. Söz konusu açığın kapanmaPalaspandıras oteli sı ya zam ya da açık emisyon ile karşılanabilecek. Türkiye'nin nisan ayında verdiği ikinci niyet mektubu ile butçe açıklannın mutlak anlamda kapanacağını bildirmesi, açığın ancak "şok zara" larla kapatılacağını gösteriyor. Bu zamlar yılın ikinci yarısında duşmesi beklenen fiyat artışları uzerinde olumsuz etki yaratacak. her birinin farklı bir yeri var Türkler hiçbir zaman (Baştarafı 1. Sayfada) Bundan bir müddet evvel "Ankaıa meydanlanndan birine Hitit Güneşi abidesi dikilecektir" diye gazetelerde okumuştum. Doğrusu bunu ciddiye atmamıştım. Çünkü bazı gazeteler sansasyon yapmak için uzak ihtimalteri olmuş birer olay gibi aksettirirler. Fakat 45 gün evvel, Sıhhiye Meydanı'ndan geçerken meydanın ortasında bir şeyler yapıldığını gördüm. Taksi şofönine, "Bu nedir?" diye sordugumda, "Bu Hitit Güneşi olacakmış" cevabını verdi. Doğrusu o zaman dehşet içinde kaldım. Neden? Çunkü bu Turklüğümüzü inkâr etmek demek olan bir olay. Bir tezahürdür. Biliyorum. bazjları Hitit güneşine tapmayı Atatürkçülük zannederler. Niçin? Çünkü vaktiyle Atatürk. Etrüskler gibi Sttmerler gibi, Hititler'in de Türk oiabilecekleri nazariyesini ortaya atmıştı. Bunun bir delili de şudur ki, bir bankamıza "Etibank" adını vermiştj. Yani "Eti" k*Iimesi, "Ata" kelimesinin bir başka telaffuzu olmak üzere. Nasıl ki, bir başka bankamıza "Sumerbank" demişti ve bir gemimize de "Etrüsk" adını verntişti. Fakat bütün bunlar 1. Tarih Kongresi devrinde idi, Yani bundan 45 sene evveldi. O devirde henüz Hititoloji ilmi gelişmiş değildi. O zaman Hititlerin de Sumerler'in de Etrüskler" in de menşei tam olarak bilinmiyordu. Fakat 1950" den sonra Profesör Bittel, Bossert, Landsberger gibi bilginlerin çalışmalan ile Hititoloji ilmi gelişti ve kat'i olarak ispat edildi ki, Hititier asla Türk degiidir. Mehmet Feyyat (îstanbul) Olmasa ne olacak? Adile Ayda: "Atatürk hayatta olmuş olsaydı, ilme çok saygılı olan bu insan, elbette ki bu ilmi neticeyi kabul edecekti ve Atatürk hayatta olmuş olsaydı, emin olun Sıhhiye'de yapılmaya başlanmış olan abidenin bir an evvel yıkılmasını emredecekti. Şimdi bize tamamen yabancı olan milletin bir tanrısının heykelini, onlann bir putunu Başkentimizin bir meydanına dikmekte mana var mıdır? Türkler göğe tapmışlardır. Yere tapmışlardır, fakat hiçbir zaman güneşe tapmamışlardır. Fazla olarak, Hitiüer'de güneş tannsından daha büyük tanrılar vardır. Mesela fırtına tannsı. Atalarımız şöyle güzel bir söz söylemişler: "Hatanın neresinden dönülse kârdır" demişler. Arkadaşlar, Sayın Senato üyeteri, iktidar partilerine de muhalefet partilerine de sesJeniyomm. Ltanç verici muazzam bir hatadan bir an evvel dönelim." Hikmet Savaş (Eskişehir) O sizin düşünceniz. Adile Ayda, "Bu abidenin dikilmesine mani olmaya çalısalım. Çünkü..." Mehmet Feyyat (tstanbul) Kafasızlar için utanç vericidir. Ahmet Cemil Kara (Trabzon) Hatibin ne konuştuğunun farkında değilsin. Sen ne konuşuyorsun? (AP sıralanndan gürültüler) Adile Ayda (devâmla) Ben kendime ahnmıyonım. Alınmıyorum, çünkü kafalı olduğumu biliyorum. (AP sıralanndan "bravo" sesleri alkışlar.) Ulaştırma (Baştarafı 1. Sayfada) ne sinirlendiği gözlenen Ulaştırma Bakanı, bu tür ihalelerin kamuoyuna açık yapılamayacağını, aynca bu tür konulann tartışılmasımn milli menfaatlenmize aykırı olacağını söyledi. Geçtiğimiz haftalarda Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü'nün ihalenin ITT'ye verilmesinde fiyat ve teknik unsurlar ötesinde poliük etkenlerin olduğu şeklindeki açıklamasını hatırlatan bir basm mensubuna ise Bakan Atasoy, şu yanıtı verdi: "Elbette her olay siyasettir. Ekonomik bir olayı da siyasetten tecrit etmek mumkün değildir. Teklife siyasi yönüyle de baktık. Ama bu konu teknik bir konudur. Fiyat konulan rol oynamıştır." F.Âlman şirketi Siemens'in en düşük fiyatı verenden yüzde 5 daha ucuz fiyat verdiğinin hatırlatılması üzerine de Ulaştırma Bakanı, ikiüç firmanın ortalığı karıştırdığını söyleyerek bu fırmaları kara listeye alabileceklerini bildirdi. Bakan Atasoy, daha sonra Siemens Firmasfnı kastederek, "Kendi ülkelerinde ITT ile yan yana çalıştıklannı, incelenirse o ülkelerde de hangi firmalann daha yaygın olduğunun görüleceğini" söyledi. PTT ihalesine ilişkin komisyon karannın açıklanmasından önce lTT'nın ihaleyi kazandığınm açıklanması konusundaki bir soruya ise, Atasoy şu yanıtı verdi: "Yedi firma geldi, ihale için fiyat verdiier. En ucuzu ve teknigi en iyi olanı seçildi. Bu ihaleyi PTT vermiştir. Bu. bakan ve hükümet meselesi degiidir. Orada burada mesuli) etsizce konuşulujor. Namuslu devlet adamlan ithara ediliyor. Bizler KİT'ler üzerinden baskının kaldırılmasından yanayız. Sadece janlış olanlara müdahale ederiz. Teknik düzeyde karar alınmıştır. Hükümet yanlışlık görmediği için onaylamıştır." Şoför amca, beni koru amahepsi Nokta okuyor... ya siz? n©Kta Haftalık Haber Dergisi "Güvenilir Gelişim Vayınları Yayıncılık"