Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/8 20 HAZİRAN 1984 "GÜNEŞ VE BARIŞ ÜLKESİ"; PAKAGUAY yUR DOLAY ANKAR A NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Bir diktatörlük 30 yılını doldıırdu atın Amerika'da askeri diktatörliik son zamanlarda birbiri ardından bir dönemi noktalıyorlar: Geçtiğimiz yıl Şili ve Uruguay diktatörlükleri 10. yıllanna girerken, bu yıl 31 martta Brezilya "devrim"i 20. yılını doldurdu ve ardından kıtanın en eski dikta rejimine geldi sıra. Alfredo Stroessner'in Paraguay'ı geçtiğimiz günlerde " 4 Mayıs Düzelüci Jesti"nin 30. yıldönümünü kutladı. Her ülkede değişik bir ada bürünen askeri darbelerin bu son yıldönümü kutlamalannda ortak olan bir yan var: Elden geldiğince sessiz, gösterişsiz ve hatta çekingen denebilecek törenlerle, bir yerde "geçiştirilmeleri". Neredeyse unutturulmaya çalışılarak. Belli ki diktatörler yıllardır korku teknikleri ile pekiştirmeye uğraştıklan yerlerinde pek saglam hissetmiyorlar kendilerini ve kurdukları baskı rejiminin kaç yıldan beri süregeldiğini bir kez daha halkın kafasına vurarak anımsatmaktan kaçınıyorlar. özellikle giderek zayıfladıkları, neredeyse can çekişmekte oldukları bir dönemde. Latin Amerika'da son demokrasi rüzgârından Pinochet yeni antiterorist yasalarla korunmayı umarken, Uruguay'da serbest seçimler için baskı yoğunîaşıyor, Brezilya'da ise iki yıldan beri başlayan "açılım"ın sınırları giderek genişliyor. Yıllar önce siirgilne yollanan solcu liderler bugün ülkelerine dönerek, hâlâ sürmekte olan askeri rejime karşın önemli görevlerin başına geçmiş bulunuyorlar. En yalın örnek Leonel Brizola. Eski komünist politikacı, uzun bir sürgünden sonra ülkesine dönmekle kalmıyor, sosyal demokrat bir çizgiye girmiş olsa da, eyalet seçimlerini kazanarak Brezilya'nın en önemli kentlerinden birinin, Rio de Janeiro'nun başına geçebiliyor. Ve Brezilyalılar düşünüyorlar bunca yıllık korkunun, baskının, işkencenin neyi engelleyebildiğini. Ne gerek vardı bunca acıya diye soruyorlar. L dan, soğuk, kıtlık ve sefaletinden çıkıp gelen için. Gerçekten turistik broşürlerinde anıldığı gibi "güneş ve banş ülkesi" mi Paraguay? Diktatörluğün 30 yıllık uygulama süresinde hiç olmazsa ekonomik alanda başanlı olduğu, insanlara belirli bir rahatlık verebildiği düşüncesine kapılmamak elde değil. Ama başkentin azıcık dışına çıkmak yetiyor sefalet çemberlerini görebilmek için. Asunciön'da oturabilmek, hatta kente yaklaşabilmek herkesin harcı değil. Yüksek vergi ödemek gerekiyor bunun için. Kenti ancak uzaktan kuşatabiliyorlar kırsal alandan kopmuş yığınlann gecekondulan. Hatta kent dışı alanlarda bile sınırlamalar var. Yol kıyüannda oturabilmek güç örneğin. Yolun 50 metre yakınında kalan evlerin güLzel boyalı, damlannın kiremit kaplı olması gerekiyor. Ama Stroessner'in vermek istediği refah dış görünümüne karşın kırsal alan giderek daha derin bir sefalete gömülmekte. Köylülerin eDerinden toprakJan zorla alınarak, endüstriyel tanm yapan çokuluslu tekellere veriliyor çünkü. Japon, ABD, AIman tekelleri. Yüzde 70 7 30 yaşın altındaki nüfus, terör rejiminden başka birşey tanımamış. Her beş yılda bir yinelenen seçimlere karşın demokrasiyi hiç yaşamamış Paraguay halkının çoğunluğu. netmekte. Ve işkence altında can vermek için rejime karşı olmak, hatta politikayla uğraşmak bile gerekli değil. Kimı zaman bir benzetme, bir yanhşlık yetiyor. On yedi yaşındaki Joel gibi. Tüm suçu Pinochet'nin Peraguay'ı ziyareti sırasında ona suikast girişiminden aranan bir Brezilyalı gence benzemesi. Bütün dişleri, tırnaklan sökülüyor Joel'in, derisine elektrikli bir iğneyle resimler çiziliyor, adı yazılıyor ve sonunda bunca acıya dayanamayan cansız gövdesi annesinin babasının önüne atılıveriyor. Babası ünlii bir doktor ve ressam Joel'in. Kendi ülkesinde ve dışarda bir çok sergiler açmış, ABD'de, Avrupa'da yuksek görevlerin başında tanıdıkları, dayanakları çok, ama Paraguay'daki rejim için hiçbir şeyin önemi yok. Ne dünya kamuoyu, ne herhangi bir baskı umur'annda. Arkadaşları Joel'in işkenceden sonra çekilmiş fotoğrafına bakarak sıra kendilerine geldiğinde hazır olmaya çalışıyorlar. Çünkü onlar politik mücadelenin içindeler ve sıra her an kendilerine gelebilir. Ama Joel'in ölümü ile yılmamışlar, tersine, bu korkunç karabasanın bir an once bitmesi, ulkenin bir paranoyalılar toplumuna dönuşmemesi için daha bir kararlılıkla atılmışlar mücadeleye. Zaten başka bir seçenek de görünmüyor. Otuz yıllık karabasan sona ermedikçe, kimseye rahat yok, kimse bir saat sonraki geleceğiııden emin değil. Bugün °/o 70'i 30 yaşın altında olan ülke nüfusu terör rejiminden başka bir şey tanımamış. Her beş yılda bir yinelenen seçimlere karşın demokrasiyi bir kez olsun yaşamamış Paraguay halkının çoğunluğu. Çünkü dikta ve demokrasi rejimleri arasındaki nitelik farklılığı bir tek göstermelik seçimlerden ileri gelmiyor. Hele ki bu seçimlerin sonunda kazanacaklar ve alacaklan oy oranları Paraguay'daki gibi çok daha önceden belli olursa... Kuşkusuz "güneş ve banş" ülkesine bir gün gerçek banş gelecek ve güneş her sabah korkulu bir geceyi sona erdirmek için değil güzellikleri aydınlatmak için doğacak, ama değişim güç ve acılı olacağa benziyor. Kani Vrana'yı tanır mıydınız? Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıllanydı; bir gün üyelerden Osman Yeten ölüverdi. O zamanki Anayasa Mahkernesi Başkanı SunuhiArsan'ı da bir tasadır aldı. Arkadaşlannı Türk bayrağına sararak, tören yapacaklardı. Ancak, kimlerin tabutunun Türk bayrağına sanlacağı yasada bir bir sayılmıştı. Başkan Arsan, valiliğe başvurdu, "Böyleböyle, arkadaşımızı bayreğa sararak tören yapabilir miyiz?" dedi. Valilik karşılık verdi: Biz izin vermeyiz, kimlerin bayrağa sarılabilecekleri yasaOa belirlenmiştir... Tartışmalar uzadı. Anayasacılar: Canım yasa yapılırken Anayasa Mahkemesi yoktu ki. Hem Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri çok büyük. Bu nedenle üyelerinin öldüklerinde bayrağa sarılmaları gerekir... Üyelerden Salim Başol, o zaman Ankara Sıkıyönetim Komutanı Cemal Tural'\a konuştu. Tural: Bayrağa nasıl sarılmaz, hangi akıllı söyledi bunu? Sarın kimse kanşamaz, dedi. Tural, sonra konuyu İnönü'ye açtığında İnönü: Top arabasına da koyun karşılığını verdi. Cenazesi ortada kalır diye korkanlar Osman Yeten'in bayrağa sarılı tabutunu top arabasında görünce çok duygulandılar. Önceki gün Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından Kani Vrana yapılan törenlerden sonra toprağa verildi. Tabutu Türk bayrağına sanlmıştı. Kani Bey'in yaşamı fırtınalarla doluydu. Son derece duygulu, ince, uysal yapısına karşın yeri geldiğinde son derece ağır tepkiler gösterecek bir yapısı vardı. Arkadaşlarıyla konuşuyordum biri: Imran Öktem olayında, tüm Yargıtay Genel Kurulu'nu arkasından sürüklemiştir... dedi. Yargıtay eski başkanlarından İmran Öktem, Saidi Nursi'nin müritlerinin ayınterinin suç olduğunu, Ceza Genel Kurulu'ndan karar olarak çıkartmış, yaptığı konuşmalarla da, gericilerin yıldınmlarını üstüne çekmişti. Imran Oktem, 1969 yılında ölünce, cenazesi Hacıbayram'dan kaldırılmak istenmişti. Bunu haber alan Hacıbayram camiinde bir hoca, mikrofonun başına geçerek: Şimdi bir zındtk öldu. Yarın cenazesini buraya getirecekler, yarın hiçbiriniz buraya gelmeyeceksiniz. 0nun cenaze namazı kılınmayacak! der. Bu olay, Ankara'yı karıştırır. Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü ne yapacağını şaşırır. Hükümette toplantılar yapılır. imran Ğktem'in eşine: İzin verirseniz, cenazeyi Hacıbayram'dan kaldırmayacağız. Maltepe Camii'nden kaldıracağız, derler. Eşi: Bu hükümetin bileceğiiştır, ben kanşmıyorum... karşılığını verir. İmran Öktem'in cenaze töreni olaylı geçmiştı. izlemiştim. Yargıtay Başkanı'na yapılan bu saldınlar yanıtsız kalmaz, bunu protesto için toplantılar düzenlenir. Yargıtay Genel Kurulu toplanır. Burada Kani Vrana konuşmaktadır. O Adalete zincir vuruluyor. Adaleti temsil eden Yargıtay Başkanı İmran Öktem hakarete uğramıştır. Biz haysıyetimizi kurtarmak, adalete yapılan bu saldınyı prctesto etmek zorundayız... der. Öyle heyecanlı konuşur ki, o sırada ağzından protezi fırlar. Anayasa Mahkemesi Başkanıyken de, Atatürk devrimlerine saldınlar karşısında son derece heyecanlanır, duygulanır. Başkanlığı sırasında, 1974 af yasasıyla ilgili olarak açılan davada. en etkın rolü oynadı. Hiçbir zaman çizgisini bozmadı, değiştirmedi. Danışma Meclisi oluşacağı sırada, kendisine, "Danışma Meclisi üyeliğini kabul edin" önerileri geldi. Bu öneriye "peki" dedi Kani Bey. Ancak, fısıltılar başlamış, adı listeden silinmışti. Maltepe Camii avlusunda, Niyazi Arasia konuşuyorduk. Kani Beyi otuz yıldır tanıyordu. Vrana, 1960 öncesinde, partizan yönetimin baskılarına karşı duımuş, Samsun C. Savcısıyken, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'in tutuklanmasını önlemişti. Niyazi Araste Giresun'dan tanışıriar. Aras, bir gün Samsun1da onu ziyarete gıder. Kani Vrana ona şöyle der: Dün (günlerden pazardır), dosyaları incelemek için daireye gelecektim. Baktım yağmur yağıyor. Pardesümü aldım. Daireye geldiğım zaman, ayaklarımın su içinde kaldığını gördüm. Pabucumun altı delikti, su aldı pabuç. Çok üzüldüm. Çünkü başka pabucum yoktu. Ben, bu devlete hizmet edeceğine, şuradaki tüccarlardan birinin yanında hukvk danışmanı olsam daha iyi yaşardım. Bana İzmir Savcılığını önendiler, kabul etmedim. İki takım elbisem var, ikisi de eski. Başka elbisem yok. Izmir savcılığında iyi giyinmek gerekir. Cenaze töreninde bir ara Erdal İnönü'yü görüverdim. Selamlaştık. Yaşamı boyunca sade yaşamış Kani Vrana. Bütün emeğini üç çocuğunu okutmaya harcamış. Anayasa Mahkemesi önünde yapılan törende konuşan Başkan Ahmet Boyacıoğlu, sözlerinin sonunda şunları söyledi: Aziz arkadaşım ve dostum Kani Vrana gibi büyük yargıçlan kendilerine rehber ve örnek alan genç kuşaklann adalet meselesinı nesilden nesile aktararak bu kutsal görevi sonsuza dek sürdürecekleri inancı, onu kaybetmekten duyduğumuz acıyı hafifletmekte ve Türk milleti için sarfedilen çabalarla, yapılan hizmetlerin boşa gitmediğini görmek tesellimiz olmaktadır... Boyacıoğlu'yla Vrana'yı konuşuyorduk. Arkadaşım şöyle anlattı: Kani Vrana, son derece duygulu, memleket sevgisiyle dolu birisiydi. Sakin tabiatma rağmen yeri geldiğinde, son derece şiddetli tepki gösteren ve kesinlikle o düşüncesinden vazgeçirilemeyen biriydi. Memleket gerçekleri konusunda, sertleşen, ve de katı bir karakter yapısı gösteren bir mizacı vardı. Ama onun dışında Kani Vrana 'nın ben sinMendiğini hiç görmedim. Fakat inandığı düşünceler uğrunda ciddi bir savaşcıydı. Kani Vrana, Cebeci mezariığında toprağa verildi. Mezan, Cahit Eren in mezarı ile yanyana. STROESSNER lyice yaşlanan general, kanser. Söylentilere göre günleri de sayılı. Direnenleri bekleyen tek bir şey var: Ölüm! Köylü olsun, kentli olsun, Stroessner'in politikasına direnen pek çok kişi için garanti edilmiş tek şey bu. En korkunç, en sadistçe işkencelerden geçirildikten sonra gelen ölüm. Eski Naziler'in sığınağı olan Paraguay bu konuda hiçbir teknik güçluk çekmiyor. Hitler Almanya'sında Yahudiler üzerinde çeşitü "übbi deneyleriyle" tanınan korkunç doktor Josef Mengele, uzun süredir burada tüm Latin Amerika için işkence yöntemlerinin geliştirilmesini yö Paraguay'da diktatörluğün can çekiştiğini söylemek için henüz erkense de, yakında bir takım değişikliklerin olacağı kuşkusuz. özellikle Brezilya'daki gelişmelere ve diktatör Alfredo Stroessner'in sağlık durumuna bağlı olarak. lyice yaşlanan general kansere yakalanmış durumda çünkü. Ve fısıltılara göre günleri sayılı. Benzeri ülkelerde olduğu gibi Paraguay'da da pek çok şey Stroessner'in adını taşıyor. Başkent Asunciön'daki Stroessner havaalanından Brezilya ile sınır kapısı olan Puerto Stroessner kentine değin... Ve ilkin temizlik, düzen, dinginlik göze çarpıyor Asunciön'da. îsviçre'nin kendi halinde, sorunları olmayan, küçük ve rahat taşra kentleri gibi. Kargasadan gürültüden uzak. özellikle Bolivya'nın kaosundan, sosyal patlamaların AÇILIM Latin Amerika'mn eskidiktatörlüklerinden Brezilya'da son ikiyıldıryaşanan "açılım"ın sınırları giderek genişliyor. Yıllar önce sürgüne yollanan solcu li derlerin çoğu bugün ülkelerine döndüler ve Brezilyalılar düşünüyorlar bunca yıllık baskının, korkunun, işkencenin neyi engelleyebildiğini. BTR TAKEM ULKESENDEN: MEKSIKA'NIN ÇILEGI Çilek tarlalarında toplamada ve fabrikalar ğildirler. Işin gerçeği, birbirine da çalışan işçilerin hemen hemen hepsi ka rakip ABD'li kapitalistlerin, her iki ülkenin topraklannda savaşdınlardır. Hasat zamanında bir çilek işleme tıklandır. Mevsime, işçi ücretlerine ve pazann durumuna göre, fabrikasında en az 100200, en çokyatınmcı ve aracılar, ABD'ye 10001400 kadın çalışmaktadır. Işverence Meksika ve Kaliforniya çıkışlı çilekleri yötercih edilenler 1425 yaş arası bekâr olan netimi sürmektedirler. ABDgöre de koşullara "Meksika" çileklerinin dışalımılardır. na ambargo koyarak, terazinin maya ve pastaya kadar besin 2 kefesini resmen Kaiiforniyalı maddesi yapan ve satan bu şirABD çıkışlı sermaye, Meksika'da ileride göstereceğimiz büyük pazar paylanna sahip aracı şirketlerin, ya ortağı ya da sahibi oldukian işleme fabrikalanna yatınlmakıadır. Taze çilek dışalımı, donmuş çilek dışalımından tabii ki daha riskli bir iştir. ABD'nin donmuş çilek dışalımımının tam hacminin bilinememesi, bizim aklımıza şunu getiriyor: Batı Avnıpa'daki bütün ulusal pazarların tanıdığı bir marka var, EskimoIglo. Donmuş yemek soslanndan pizzaya, balıktan dondurket, Amerikan Unilever ile Isviçreli Nestle ortaklığıdır üoint venture). EskimoIglo'nun çilekleri acaba nereden gelmektedir? ülkelerde yatınmlar; merkez ekonomilerinin kârlıhk oranını arttırmaktadır. Yabancı ülkelerde (burada azgelişrniş çevTe ekonomilerinde) üretim; yatınm yapılan ülkenin iç pazarı için olmaktan çok; ucuz üretim, çeşitli vergi indirimi veya bağışıklığı ve para kur farklanndan yararlanan ana kapitalin merkez ekonomiye aktanlan kânnı garantilemek içindir. Yatınmlann yöneleceği ülkenin sunduğu siyasal güvence, yatınm kararı için önemli bir faktör olmakla birlikte; yatınmları çeken asıl önemli faktör, azgelişmiş çevre ekonomisinde işgücünün merkez ekonomisindeki işgücüne oranla daha ucuz olmasıdır. Tanm işçileri Bu bölümde Meksikalı tanm i;çisi kadınlardan söz edeceğiz. Bunu yapmanın nedeni, kadınlara ilk geçiş hakkı tanımaktan çok, çilek işinin bir "kadın işi" olarak görülmesi ve kadınların ilgili herkesten daha çok sömürulmeleridir. Yabancı yatınmcılann hararetle savundukları tezlerden biri, azgelişmiş çevre ekonomilerine yapılan kapital ve teknoloji transferinin bu ülkelerdeki işgücünü kalifiye işgücu haline getireceği ve çalışma koşullarını düzelteceğidir. Şimdi bakalım Meksikalı kadın çilek işçileri söz konusu olduğunda, bu tez ne kadar geçerlidir. Çilek tarlalannda toplamada ve fabrikalarda çalışan işçilerin hemen hemen hepsi kadınlardır. Hasat zamanında bir çilek işleme fabrikasında en az 100200, en çok 10001400 kadın çalışmaktadır. Işverence tercih edilenler 1425 yaş arası bekâr olanlardır. Işçileri seçenler de yine aynı bölgenin fabrikaca görevlendirilmiş insanlan, diğer kadınlardır. Daha önce de çilekte çalışmış bulunmak işe alınmada tercih nedenidir. Meksika'da da çocuklann çalışmalan yasak olduğu halde, anneleri veya kızkardeşleri ile birlikte çocuklann DAK4 ÇOL4KOĞLL Taze çilek dışakmı oldukça riskli bir iş da (ücretsiz) çalıştıklan çok sık görülen bir durumdur. Çilek işçilerinin belirttiğine göre, Amerikahlar denetlemeye geldiklerinde, çocuklar saklanmakta, gittikten sonra da işler ayru tempoda devam etmektedir. Çilek işçisi kadınlarla yapılan konuşmalardan şu sonuçlan çıkarabiliriz: • Meksika'da toprakta kadınların ev ekonomisi dışında yabancı kapitalistler için çalışmalan yeni bir olgudur. • Meksika'da tanmda işsizlik ve gizli işsizlik yaygın ve yoğun olduğu için, kırsal kesimdeki ailelerde erkekler kadınların çalışmalanna ses çıkarmamaktadırlar. • İş bulabilen kadınlann çoğunluğu, iş bulduklan için mulluduriar. • Kadınlann hiçbiri işin ağırlığından söz etmemekte, çalışma koşullanndan söz edildiğinde de son derece korkuludurlar. • Hasat mevsiminde giinlük çalışma süresinin 18 saati bulabilmesi karşısında tepkisizdiıier. • Çalışırken giymek zorunda oldukları giysileri kendileri almak zorunda, toplu taşıma araçlarının ücretini de kendileri vermek zorundadırlar, • Fabrikalarda çıkan yemek pahalıdır, • Günde en çok iki saat ara verilebilir ve ücretsizdir. • Kadınlann işlemek zorunda oldukları çilek sandıklannın ağırlığı standart olmak zonındadır fakat, genelde önlerine daha ağır sandıklar süriilmektedir. • İş bulabilmek için faorika yöneticisi kadınlara daha önce rüşvet vermek neredeyse koşuldur. • Pazar günleri çalışıldığında iicret aynıdır. • Bir işçinin belirttiğine gore, "çilek, fakirtigi mıknatıs gibi çekmekledir." üreticiden yana kaydırmaktadır. ABD'de Kaliforniya'da da çilek ekimi yapılmaktadır. lç pazarda krizin olduğu yıllarda (1971, 1972) ABD pazarına Kaliforniya çileği süriilmekte, Meksika'dan dışahma ambargo konulmaktadır. Kaliforniya ve Meksika çileklerinin birbirine rakip olduklannı söylemek yersizdir. İki ülkenin tarım sektörleri de birbirleri ile yarış halinde de Şimdi biraz da sermayenin dünya pazanndaki hareketlerini inceleyen kuramcı Busch'a bakalım. Dev şirketler, kârlannı yatırımlann yapısını değiştirerek uluslararasılaştırmaktadırlar. Uluslararası işbolümü gereğı olarak yatınmlar, her sektor için en kârh koşullara sahip ülkelere yönelmektedir. Üretim için gereken hammadde, altyapı (yol, su, elektrik, vb..), enerji kaynağı (gerektiğinde nükleer enerji), ya da işgücu bolluğuna sahip olan rtur MARMARİS MARMARİS AgurubulOOI turizm sunar 10 gun 9 gecc HER CUMA KESIN HAREKET Özfel otobuslerte gıdif donuş martı h o t e l 65.700. ALANYA atlantik h o t e l 35.700.MARMARİS alaaddin I o t e l 29.700. J FETHIYE Dosya no: 984/426 Alacaklılan ile konkordato akdetraek üzere muhlet talebinde bulunan Izmir Fevzi Pasa Bul. No: 140140/A, 150/G de ve Hata> Inönu Cad. 387/C ve Şirinyer tzmir Cad. 268/9 sayüı iş yerlerinde kavafiye konfeksiyon işi ile iştigal eder (Mahmutpaşalı) Şerafettin Yazmacıoğlu'na 13.4.1984 tarihinde verilmiş olan İki aylık mühletin Konkordato Komiserinin teklifi üzerine t.l.K.'nun 287. maddesi gereğince 14.6.1984 tarihinden itibaren tKİ AY DAHA UZAT1LMASINA, 14.6.1984 gün ve 984/426 363 sayı ile karar verilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 14.6.1984 Basın: 18959 ÎLAN İZMİR 3. İCRA TETKtK MERCÜ HÂKİMLİĞİNDEN İLAN AKÇAKAIE/URFA ÇAYIR MER'A MÜDÜRLÜĞÜNDEN Yapılacak ışin adı Keşıl Bedeli Uegcı temınaı Son Muracaat Ihale larıhı Saat Lojmanu Kai Ib'.esi 8.600.000. TL. 258.000. IL. 3.7.1984 I1.7.İ984 15.00 1 Yukarıda ozellikleri belinilen işi 2886 savılı yasanın 35/a madde \e bendine gore kapalı teklif usulu ile ihaleve çıkarılmıştır. 2 Bu işe ait dosya her gun mesai saatleri dahilinde Akçakale/Urfa Çayır Mer'a Müdurluğu'nde gorulebılir. 3 Eksıltmeye girebilmek için isteklilerin; a) 258.000. TL. geçici teminatiannı, b) 1984 yılı vızelı Ticaret \e Sanavı Odası Belgesini, c) Muracaat dılekçesi ile (eksıltme şartnamesınde belirtilmiş ve usulune uygun olarak hazırlanmış). Yapı araçlar bildınmı, Mali durum bildirimi, İlk ilan iarihinden sonra alınmış banka mektup orneğı. Teknık personel bildirimı, En az işın keşif bedeli kadar (C) grubu muteahhıtlık karnesi aslını. Dilekçenın verıliş tarihinde isteklilerin elınde bulunan ve son iki yılda bıtırdiğı işlerı açıklayan taahhut bıldirisiyle birlikte Urfa Baymdırlık Mudurluğü Belge Komisyonundan en son muracaat tarihi, mesai saatı sonuna kadar alacakları Yeterlık Belgesini ve; d) Teklif mektuplannı birlikte zarfa kovup ihale gunu saat 14.30'a kadar Ihale Komısyonuna vermelen gerekir. Telgrafla muracaatlar ve postada vaki gecıkmeler kabul edilmez. Keyfiyet Ilan Olunur. Basın 18856 orkide h o t e l 35.700. seketur m o t e l 35.700. KUSAOASİ t a t ı l köyü 43.700.1 çavuşoğlu EOREMİT m o t e l 38.700. TAM PANSIYON KONAKLAMA Tesıslerde8gun 7gece Barbaros Bulvarı. 35 Beşiktaş IST. Tel: 161 10 74 161 82 26 161 22 81 İLAN VAKEFLAR KAYŞERİ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN Emaneten Yönetilen Mülhak (Güpgüpzade Hacı Mustafa Ağa) Vakıfının 19821983 yıllarına ait galle fazlaları Vakfiye şartı uyannca Vakfın ilamlı evladına dağıtılacaktır. Mezkür Vakfın evlatlığını isbat eden ilamlan ile birlikte 3.7.1984 günune kadar Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğüne mUracaatlan rica olunur Basın: 18782 . PROFESÖR DOKTOR VELİ LÖK OrtopedıTravmatoloji Uzmanı ArtroskopıArtroskopık Cerrahı Muavenehane: 1420 Sok No. 86/2 özel Saglık Hastanesi Karşısı Alsancaklzmir Tel.: 21 76 66 BİTTİ