Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHVRİYET/10 Danimarka, Fransa'nın peşîni bırakıııadı SABETAY VAROL STRASBOURG Fransa'nın yan fınallere çıkmayı daha önceden garantılemesınden sonra bu grupta tum gözler DanimarkaBelçika maçına çevrildı. Danimarka'ya bir beraberlik yetiyordu, Belçika'nın ise mutlak kazanması gerekıyordu bu maçı. Belçika ilk maçlarda aldığı başansız sonuçlarla moralman bozuk bir durumda çıktı maça. Özellikle gol umitleri Vanderberg'in beklenenin altında maçlar çıkarması bu takıraın hucum gücünü buyük ölçüde etkiledi. Orta alanda Schifo bekleneni yine veremedi. Avrupa Futbol Şampiyonasının favon ısımlerinden Danimarka ise bir beraberliğin kendısine yeteceğınden maça temkinli başladı. Mudafaada Lerby, hucumda da golcu Larsen Danimarka'yı Belçika karşısında sırtlayan oyunculardı. özelİikle Danımarka 20 yenik duruma duşmesint rağmen oyun disiplinini kaybetmeyerek sahadan galip ayrılmayı başardı ve yarı fınale kaldı, Oyuna Belçika hızlı başladı ve art arda Danımarka kalesınde tehhkeli olmaya başladı. 26. dakikada bu atakların semeresım gördu ve öne geçti. Bu dakikada sağdan kullanılan serbest vuruşta Caulemans zor durumda olmasına rağmen sert bir vuruşla takımını 10 öne geçirdi. Golden sonra Belçika atakları daha da arttı. 38. dakikada Vercauıeren sol çaprazda yakaladığı topu nefis bir vuruşla ağlara gönderince Belçika 20 one geçti. 40. dakikada gelışen Danımarka akınında Andersen cezaalaru ıçınde duşurülünce bir penaltı kazandı. Atışı Ernesen gole çevirdi ve skoru 21 yaptı, bu ayru zamanda ılk yarımn sonucuydu. tkinci yanya bu defa Danımarka hızlı girdi. 59. dakikada gelişen Danimarka atağında Berrengreen Danimarka'nın beraberlik sayısını attı. Oyunun bitimine altı dakika kala ise Danımarka galibiyet golüne ulaştı. 84. dakikada Larsen kaptığı topla Belçika cezaalanına gırdi; ilen çıkan Pfafrm uzerinden topu filelere gönderdi: 32. Karşılaşmanın bundan sonraki dakıkalarında Danimarka akıllıca top çevirerek sahadan 32 ayrıldı ve yan finale çıkan ikinci takım oldu. PİONTEK NE DİYOR? Danımarka'nın 32 galibiyeünden sonra teknik direktör Piontek göruşlenni şoyle dile getırdi"Belçika karşısında ilk yanda bir turlu şanssuhğımızı yenemedik. Ancak yenik duruma duşmemize rağmen oyunculanm maçtan kopmadılar >e sahadan galip a>nldılar. Şimdi lek duşuncemiz j a n final maçlan. Diger takımlar gibi biz de iddiabyız. Herkesin gorduğu gibi lakımım kondisyon ve oyun disiplini bakımından buyuk bir uyum içersinde. Takımıma guvenivonım finali oynayacagımızdan eminim." SPOR 20 HAZİRAN 1984 Ozetle Federasyon kıtrullannı oluşturan Futbol Federasyonu Başkanı Kemal Ulusu, bakanın onayım bekliyor. Kemal Ulusu, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler ile Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner'in onaylannı aldıktan sonra bugün federasyon kurullarını açıklayacağını söyledi. Kemal Ulusu Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler fle yaptığı görüşmeden önce şunlansoyledi: "Federasyon kurullarını oluşturduk. Bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Sayın bakanımız kurullann oluşturulması yetkisini bana verdi. Bu nedenle kurulda yer alan kişilerin isimlerinin değiştırıleceğine ihtımal vermiyorum. Kurullan sayın bakanımızla göruştükten sonra açıklayacağım." HAFTALIK ABDVLK.4ÜİR \LCEL\li\ Ulusu, kurullarını bugün açıklıyor Danimarka: 3 Belçika: 2 STAT: La Maınau HAKEM: Pokap (5) D.Alman DANİMARKA: Quist (5) Busk (6), Olsen (6), Nilsen (6), Rasmussen (6) Lerby (6), Bertelsen (6), Bergreen (5) Arnesen (7), Laudrup (6), E.Larsen (7) BELÇİKA: Pfaff (5) Lambichts (5), Grun (5), De Greef (5), De Wolf(5) Vercaııturen (6), Claesen (5), Van Der Eycken (5) Scıfo (5), Ceulemans (5), Vandenberg (6) GOLLER: Ceulemans (Dk. 26), Vercauıeren (Dk. 38). Arnesen tDk. 40 penaltı), Berkreen (Dk. 79), Larsen (Dk. 84) Türkiyc Milli Olimpiyat Komitesi bugun tstanbuVda Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner baskanlığında toplanacak. Toplantıda Los Angeles Olimpiyat Oyunlan ile ilgili son gelişmeler gö'zden geçirilecek ve kafilenin uyması gereken koşullar görusülecek. Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner de toplantıya katılmak üzere bu sabah uçakla tstanbuVa hareket edecek. Milli Olimpiyut Komitesi bugün toplanıyvr \UL YOSLAR İÇİNDE YÜZL'YORLAR Havuzlarda yıllarca kulaç atanlar şimdi milyonlar içinde yuzuyorlar. (L'st stra soldan sağa) 200m. kelebek olimpiyat şampiyonu ABD'li Furniss, Tramplen atlama şampiyonu İtalyan Dibiasi, Münih'in altın çocuğu 9 altın madalyalı ABD'li Mark Spitz, 1964 Tokyo 'nun 4 altın madalyalı yuzucusü Scholander, karışık yuzmenin kralı 4 BD 'li G. Halla, 200 kurbağalamada olimpiyat şampiyonu lngiliz H'ilkins. (Alt sıra soldan sağa) ABD'li Babashoff, Tramplen kraliçesi Knape, Avrupa rekorlarım kıran İtalyan Calligaris ve ABD'li Vf.King. Akdağ: Dereceler başarılıydı Spor için para, para için spor Bir amatör Sporcumuz dert yanıyordu "Benim ailem emekli maaşı ile geçıniyor. Benı o emekti maaşıyla besliyor, spor yaptınyor. Benim babamın emeklı maaşı devlet gücu ile yetişen sporcularla nasıl başa çıkabilir?" Bu düşünceye karşı üzülmek bir yana bu koşullar içinde spor yapan o amatör sporculara, ailelerine, hepsinin özverisine şapka çıkarmak, saygı göstermek gerekmez mi? Spor bir araç mı, yoksa amaç mı? Bu sorunun tartışmasını dünya zaman zaman yapıyor. Ama sonunu getiren henüz yok. Kimisi amaç diyor ama bakıyorsunuz amaç sonunda araç olup çıkmış. Araç diyorsunuz, ama onun da kesin çizgiUri belli değü. Bize göre spora başlayan herkes için spor amaçtv. Ama giderek sporunu geliştiren sporcu eğer iyi bir yere geliyorsa ya da gelebitiyorsa başansmm çizgisinde mutlaka parasal destek görmüştür. Daha doğrusu para yatıranlar sporcunun amacını araç olarak değiştirmeyi başarmışlardır. Havuzlann kral ve kraliçelerini aynifirma altında toplayan ünlü Arena firması da Olimpiyat madalyalannın üstüne bir gökdelen kurdu. Nasü mı? Firmanm formasını Olimpiyat ve dünya rekortmenlerine giydirerek. Bir Mark Spitz Olimpiyata giderken 9 altın madalya alacağını bilmiyordu. Bir Schollander Tokyo 'ya hazırlanırken 4 altın madalyayı ancak düşünde görebilirdi. Bu sporcuların hepsi de ilk havuza girdikleri gün sporu amaç olarak planlamışlardı. Ama sonralan... Çeşitli kurutiışlar ve çeşitli örgütler o şampiyonlann geleceğini görmüşler ve gerekli maddi desteği sağlamışlardı. Nitekim boyunlarına olimpiyat madalyasını takan sporcu kendisini ya bir reklam fîlminde ya da bir süt veya bir şampuan afişinde buhtvermişti. Amatör madalyalar onlara milyonlar milyarlar getirmişti. Şimdi onlar için spor artık bir amaç değil araç olmuştu. Gelelim bize. Bizde sporcu. sporu amaç olarak mı yapıyor, yoksa araç olarak mı kuBanıyor? Kime sorarsanız, "amacımiyi bir sporcu olmak" diyor. Ama hepsinin düşü bir A vrupa Şampiyonluğu kopanp bir daire sahibi olmak. Ama kaç kişi Avrupa Şampiyonu olabiür bizde? Sporcuya kim nasıl destek olacak? Mehmet Yurdadön 'e bir iki firma maddi destek sağladı diye kopmadık gürültü kalmadı. Peki ama desteksiz, yardımstz, parasız bir sporcunun bir Avrupa Şampiyonu olması mıimkün mü? SERT MAÇ Mağlubiyetten galibiyeti yakalayan Danimarka yarı fînalist oldu. (Telefoto: a.a.) Platinrden gol şov Fransa: 3 Yugoslavya: 2 STAT: Goffrov Guıchard HAKEM: Dama (5) Isvıçre FRANSA: Bats (5) Battıston (6), Bossıs (5) Domerque (6), Fernandez (6) Tigana (6), Gıresse (6), Platim (8) Ferreri (5), (Brovo 6) Rocheteuu (5), (Tusseau 6) Sıx (7) YUGOSLAVYA: Simovıç (4) Mıljus (5), Zajec (5), Radanovıç (5), Destokovıç (4) Stojkovıç (4), Bazdarevıç (4), (Kaianec 5), Dragon (5) Gudelı (4), Sestıç (5), (Beverıç 5), Susıç (5). GOLLER: Sestıç (Dk.32) Platını (Dk.606370) Stojkovıç (Dk 75 penaltı) sekız maçtır yedıği ilk gol oluyordu. 60. dakikada Platını, Ferreri'nın sağdan verdığı çapraz pasa daldı ve sol ayağıyla topu ağlara gonderdi. Bundan uç dakika sonra aynı Platini sağdan inen Battiston'un yaptığı ortaya uçarak ve sahalarda ender görünen sert bir kafa şutuyla topu doksandan sağ köşeye taktı 21 Oyunun ikinci yansının 70. dakikasında Gıresse'nin ceza sahası yayının içinde duşurulmesı uzerıne hakemin verdiğı serbest vuruşu Platini " ö l ü Yaprak" adı verilen unlu vunışuyla Simoviç'in uzanamayacajı sağ köşeye bıraktı 31. Bundan beş dakika sonra Beveriç'in ceza sahası içinde Basıs tarafından duşurulmesı üzerine hakem penaltı düdıiğunu çaldı. Radonoviç'ın şutunu kalecı Bats kurtardı ancak hakem vuruşu geçersiz sayarak tekrarlattı. Bu kez penaltıyı Stajkoviç kalecinin solundan filelere gonderdi. Oyun böylece 32 Fransızlann galibıyetıyle sona erdi. Fransa, \iigoslavyu\ı ikinci ynrı yvndi PUAN DURUMU Takımlar Fransa Danımarka Belçika Yugoslavya G 3 2 I 0 B 0 0 0 0 M 0 1 2 3 Yüzme ve Sutopu Federasyonu Başkanı Fahiman Akdağ TSYD Maçka tesislerinde yapılan ve sadece iki birincilik aldığımız turnuva ile ilgili olarak, "Balkan ülkeleri yüzme musabakalannda alman dereceler başansızlık sayılmamalıdır" dedi. Akdağ, müsabakalardan beklenen başarılann sağlandığını belirterek, "Sadece ıkı birincilikte kalmamız başansızlık sayılmaz. Ahmet Turan ve Bakan Eskioğlu bu bırincilıklerın yanında birkaç yarışı da kıl payı kaçırarak ikinci oldular. Ayrıca basarı beklediğımız bu iki yuzucumuzun yanında ilerisı için umit veren yeni ve yetenekli isımlerin çıkması bizim için memnunivet verıcidir" dedi. Zaman dilimi Bir futbolcu kafayı vurmak için ne zaman topa yükselir? Bir futbolcu hangi saniye ve hangi pozisyon içinde şutunu çeker? Bir basketbolcu hangi zaman dilimi içinde ribaunda çıkar? Bir güreşçi hangi saniye içinde salto atar? Bu sorulan çoğaltmak mümkündür. Çünku hangi sporda olursa olsun time'ingi yani zaman lamayı çok iyi bilmek gerekir. Ister bireysel ister kollektif spor olsun ayni saniye içinde hem karar verip hem uygulamaya geçmek zorundadır bir sporcu. Ve spor yapan herkesin zamanlamayı çok iyi bilmesi, zamanlamanın önemini çok iyi anlaması gerekir. Buna rağmen spor yönetimi bizde zamanlamamn önemini bilmeyen spor yöneticilerimizin. elindedir. Örnek verelim isterseniz. Şunun şurasmda Los Angeles Olimpiyatına 1 ay gibi kısa bir zaman kalmıştv. Ama hâlâ tartışüan konu kamp yeridir. Uludağ 'da açuması iyi mi oldu kötü mü? Yoksa şu otelde açsaydık daha iyi olmaz mıydı? gibi. Bir başkası; Futbol Federasyonu Başkanı değişti. Teknik Direktör Coşkun Özan görevine devam edecek mi etmeyecek mi? Ama Fransa'da yapılan bir A vrupa Şampiyonası vardır, acaba oraya kim gitsin? Görevden alınacağı söz konusu olan Coşkun Özan mı yoksa geleceği söylenen Candan Tarhan mı? Biz bunları tartışadurahm, Olimpiyatlar gelmiş çatnuş, Milli Takımlar dosyası rafa kaldınlmış, kimin umurunda "Zaman olur ki hayali cihan değer" diyen şaire biz de bir mısra ekliyelim ' 'Zaman su gibi akıp gider, trene bakar gibi bakarsan eğer.." Kupada bugün F. AlmanyaIspanya, PortekizRomanya PARİS (Cumhuriyet) Avrupa Futbol Şampiyonası'na bugün 2. grupda F. AlmanyaIspanya, PortekizRomanya karşılaşmalan ile devam edilecek. TRT televizyonu bu karşılaşmalardan F. Almanyatspanya mucadelesini saat 22.20'den itibaren banttan yayınlayacak. Romanya karşısında Voller'in golleri ile guçlükle galip gelmeyi başaran, F. Almanya'nın, îspanya karşısında alacağı sonuç merakla bekleniyor. F. Almanya'nın yan finale kalabilmesi için rakibi karşısında mutlaka puan alması gerekiyor. İspanya ise F. Almanya'yı yenip yan Finale kalmak düşüncesinde. Galatasaray Asbaşkanı Yalman Münik 'te bulunan Galatasaray Kulübü Asbaşkanı Alp Yalman, Bayern amatör takımmda 9 yıldır oynayan ve önümüzdeki sezon profesyonel takıma geçecek olan 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Uğur Tütüneker'le anlaşmak için görüsmelerini sürdürüyor. Genç Türk oyuncusu Uğur, bu sezon Bayern amatör takımmda çıkardığı maçlarla adından en çok bahsettiren futbolcu olmuş ve Bayern profesyonel kadrosuna geçmesi kesinleşmişti. CENGİZ ÇANDAR ST. E T İ E N N E FransaYugoslavya maçı Fransız takımını yarı finali garantılemesi ve üç gun önce çok zorlu bir oyundan sonra Belçikayı 50 yenmesi nedenıyle yeteri kadar hırslı olmadı. Oyun, Yugoslav futbolculann Fransız hucumlarını ovunun orta hattı üzerınde durdurmalan şeklinde başladı. Bırinci devre boyuncu Fransızlar tehlikeli olamadılar, Oyunun 32 dakikasında Yugoslav Sestiç'in ceza sahası üzerınden çektığı şutun doksana takılmasıyla Yugoslavya 10 galip duruma geçti. Yugoslav futbolcunun attığı bu gol Fransız kalecisı Bats'ın Onlar ayu, biz yayu. Fransız MUti Takunmm Teknik Direktörü Hidalgo "Le Matin" gazetesinin muhabirine şunlan anlatıyor " Bu sonuca uzun mesafeli bir koşunun sonunda ulaştık. 1981 'lerde bunalımlı günler geçirdim. Hollanda. Belçika ve İrlanda yenilgilerini yaşadığımız o günlerı hiç unutmuyorum. O karanlık günlerden sonra ancak bugün lere tepeden tırnağa sağlam bir gelindi" yapı oluşturarak Biz hâlâ alt yapının lafını ediyoruz sadece. Biz hala yenildiğimiz maçlan değü nasıl olduysa kazandığımız maçlan anımsıyoruz. Ve biz hâlâ Federasyon ve Teknik Direktör kavgası ile MUti Takım planlamasvu tartışıyoruz. EBahçe işsiz kalan Yugoslav Kaloperovufi tekrar getiriyor Fenerbahçeli yöneticiler 19771978 yıllarında Fenerbahçe'yi çalıştıran Kaloperoviç ile bugün masaya oturacaklar. Yugoslav çalışUrıcı geçen yıl işsiz kalmış ve sezonu boşta geçirmişti. HİLMİ TÜRKAY Fenerbahçe'de antrenör karmaşası devam ediyor. Futbol liglerinin bitimine beş hafta kala Stankoviç'in görevine son verileceğiru açıklayan SanLacivertli yöneticiler hâlâ bir antrenör bulamadılar. Yöneticiler özellikle piyasanın pahalı isimleri üzerinde duruyorlar. tlk planda Alman antrenör Udo Klug ile temasa geçen ve Klug'u Istanbul'a kadar getiren yöneticiler daha sonra Rausch, Menotti, Veselinoviç ve Kaloperoviç ile temasa geçtiler. Son olarak Yugoslav Kaloperoviç ile temaslannı yoğunlaştıran yöneticiler bu işe artık "oldu, Mtti" gözüyle bakıyorlar. Ammsanacağı gibi "futbolcu a m s a n " olarak tanınan Toma Kaloperoviç 197778 yüında Fenerbahçe'yeligşampiyonluğunu kazandırmıştı. Ancak, Fenerbahçe'nin kadrosu o yıl bir hayli güçlüydü. Yani Yugoslav'm takıma verdiği fazla birşey olmamıştı. 1950'li yıllarda Partizan takımında oyun kuruculuk görevini uslenerek Bobek, Zebec, Jusufi Galiç gibi ünlülerle yıllarca top koşturan ve 196061 döneminde SiyahBeyazlı takımın lig şampiyonluğunu kazanmasında önemli rol oynayan Kaloperoviç iki kez de Mareşal Tito (Yugoslavya Kupası) kazanan takımda yer almış. özellikle 1957'de Yugoslavya'nın Romanya'yı 20, ve Avusturya'yı 43 yendiğı maçlarda tam not alacak kadar başarılı oyunlar sergilemiş. Daha sonra İtalya'ya transfer olarak Lanerossi ve Viczenca'nın formasıru giymiş. Futbolu bıraktıktan sonra antrenörluk hayatına başlamış. Belgrad'daki spor enstitüsünden diploma almış. Uzun bir süre ülkesinde çalıştıncılık yaşamını sürdürdükten sonra ülkemize gelerek Galatasaray, Fenerbahçe ve Bursaspor'u çalıştırmış. Galatasaray ve Fenerbahçe'ye lig şampiyonlukları kazandırmış. SanKırmızılı takımı aynca 196970'de A\Tupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda çeyrek finale yukseltmiş. Yunanistan'da da çalıştıncılık yaşamını sürduren Toma Kaloperoviç ülkesinde 11 yıl lig şampiyonluğu görmeyen Partizan'ı 197576'da şampiyon yapmış. "Bu takımı kimse kurtaramaz" denilen Vojvodina'yı iki yıl once sonunculuktan alıp yedinciliğe çıkarmış. 1982'de Miljaniç'in istifası üzerine Yugoslavya ulusal takımında geçici olarak gorev yapmış. Uzmanlar tarafından yapılan en başanh 10 antrenör arasına girmeyi de başarmış. Fenerbahçe'den once Kuveyt'ten de teklif alan Kaloperoviç'e eşi buraya gitmesı içın izin vermemiş ve "Sen istiyorsan git, ben gelmem" demiş. KAIOPEROVİÇ GELİYOR Fenerbahçe'nin yeni teknik direktor adayı Kaloperoviç bugun gelivor. Yugoslav calıştırıcı gelır gelmez Fenerbahçe'li yonetıcılerle anlaşmak için hemen masa\a oturacak. Fenerbahçe'nin önumuzdekı donemde yine şampiyonluk için ^avaşım vereceğini belirten Avanoğiu ş,unları soyledi. "Yönetim olarak amacımız Kenerbahçe'vi ligde layık oldugu yere getirmektir. Şimdi tek açığımız olan antrenör konusunda girişimlerimizi surdiırüyoruz. Arkadışımız Husnü Çil şu anda Fransa'da girişimlerde bulunuyor. Biz de yann (hugün)kaloperoviç ile rnasaja oturacağız. Kaloperoviç'in isteklerini alıp yapacağımız yönetim kurulu toplantısında buolan göruşeceğiz." yöneticiler Dalanh ziyaret ettiler Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyeleri İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan 'a makamındı nezaket ziyaretinde bulundular. Saat 17.00'deki ziyarete Fenerbahçe Kulübü Başkanı Eşref Aydın ile yönetim kurulu üyelerinden bir bölümü katıldı. Eşref Aydın, ziyaret sebeplerinin hem Bedrettin Dalan 'ı başkan seçilmesinden dolayı tebrik edip görevlerinde başarılar dilemek hem de belediyetstanbul kulüpleri, dolayısı ile Fenerbahçe işbirliği hakkında fikir auşverişinde bulunmak olduğunu söyledi. Aydın, dünyanm bütün büyük şehirlerinde spor faaliyetlerinin belediye organizasyonluğu altında gerçekleştiğini belirterek, "Geçmişini yakinen bildiğimiz genç dinamik başkanımız Bedrettin Dalan 'a bunun İstanbul'da da gerçekleşmesi için ricada bulunacağız'' dedi. Bozdur bozdur harca. Sporu devlet yönetiyor. Ne yapıyor? Tesis yapıyor. Eğitici yetiştiriyor. Bölgelerde örgüt kuruyor. Federasyonlar oluşturuyor. Oysa... Yaptığı tesisler bakımsız, onanmsız, hatta çoğu kapaü. Yetiştirdiği eğitim ordusu yetersiz, hatta yüzde 99'u kadrosuz. Bölge örgütlerinin bütçeleri ancak personel maaşına yetiyor. Koskoca tesisler üç beş bakıcınm elinde, Federasyonlar sahipsiz ve denetimsiz. Kimin ne yaptığı ne yapacağı belli değü. Eldeki programlann uygulanması mumkün değü. Çünkü bütçeleri ucundan kenarlanndan kesilip bir başka yerlere aktarılıyor. Peki o halde devletin sporcuya verdiği ne? Para. Yılda 500 milyona yakın bir bütçe. Ama ne yazık ki lisanslı sporcuya taksim edersek bir sporcunun devletten aldığı günlük maddi destek ne kadar biliyor musunuz 90 lira 90 kuruş. Yansını harcayın yansım saklaytn. Şimdi eğri otunıp doğru konuşahm. 90 lira maddi destek ile hangi sporcu hangi sporu yapacak? Ne yiyecek, neyle beslenecek, nasıl malzeme alacak? Bırakın sıradan bir sporcuyu, MUti Takım kampmdaki milli sporcuların düşundüğü bile gelecekleridir. Onlar bize sık sık sorarlar: "Ne olacak bizim halimız?" Amatörlük çizgileri içinde mı kalsınlar, yoksa kendi başlannm çaresine mi baksınlar? Karan verin. Nereden nereye? HALtT DERİNGÖR Zaman zaman soruyorlar: Sızler, değıl mılyonlarca lıra transfer parası almak, hatta cebinizden para vererek futbol oynardınız. Buna karşın futbol bugünkünden daha ileride idi. Bunun sebebi nedır? dıye Bılindiği gibi eskı olsun yeni olsun bütun sporcuların yetişme koşulları aşağı yukarı birbirine benzer. Hepimiz kırsal alanlardan. fakir mahallelerden veya sanayı kesimlerinden yetişmişizdır. O yıllar savaş yılları idı. Ekonomık durum yine çok bozuktu. Çocuklar, anne ve babalarından gızlı spor yaparlardı. Çünkü spor yapmak bir anlamda 'haylazhk' gibi düşünülürdü. Hele akşamüstlen eve dönuşümüzde futbol oynanmaktan pençesi kalkmış ayakkabılanmızı anne ve babalarımtzdan saklamak ıçın ne şaklabanlıklar yapardık. 8u yüzden ıçımizde evden dayak yemeyenimiz hemen hemen yok gıbiydi. Bu yılların yöneticileri de milli mücadele yıllarında yaşamış, son derece fanatık ınsanlardı Futbolculann üzerlerinde büyük otoritelerı vardı. Örneğin bir Fenerbahçe başkanı Zeki Rıza Sporel'ı düşünüyorum. 15 yıllık futbolculuk hayatımda başkanla 15 dakika konuşmaya cesaret edemezdim. Bu yöneticilerın yönetimi altında bizler, bir türlu kendı yetiştiğimız sınıfın dışına çıkartılmadık. Bizlere, en büyük üstünluğün boyle bir büyük takımda oynamak olduğunu aşıladılar. Para pul istemek bir utanç vesılesı olurdu. Yıllar sonra genç takımlardan sırası ile birinci takımlara geçtık. Ama hiç şımartılmadık. Seyahatlerde, bir maden suyu ıstesek "ne çabuk da kibarlaştın, evdede mi maden suyu ıçerdın" derlerdi Yatağımı beğenmesem "evdekı yatağın oteldekınden daha mı lyı" dıye çıkışırlardı. Masaj yaptırmak, vitamin istemek veya oyundan sakatlanıp çıkmak futbolcuya utanç verırdı. Bizim kuşak bu yüzden kendi sınıfının ekonomik çemberinı yararak bunun dışına çıkamadı. Giderek kulüp yonetımlerı çok cazip bir şekıl almaya başladı. Büyük bir reklam aracı olan bu müesseseler harp zengınleri veya bılinclenmemış burjuva sınıfından kımseler gelmeye başladı. Bunlar da kulüp içinde kendi sınıfından futbolcu yaratmaya çalıştılar. Bu futbolcuya ne kadar çok para verirlerse o kadar çok reklam yapılacağını düşünduler Bu durum Spor Toto'ya, Bingo'ya, Mılli Pıyango'ya bağlanmış fakır kesıme çok cazıp geldı Hepsı de kendi çocuklarının bırer futbolcu olması özlemi ıçine girdiler. Ekmek paralanndan keserek çocuklanna futbol ayakkabıları, eşofman almaya veya maçlara göndermeye başladılar. Düşüncelen, çocuklarını kafa ve vücut açısından gelıştırmek değil, çocuğunun alacağı transfer parası ile köşeyi dönmekti Geçen gün F.Bahçe sosyal tesıslen önündekı, asırlık çmar ağacı altında otururken çok ilgınç transfer sahnelerıne tanık oldum. Transfer olacak futbolcular ailelerı ile birlikte gelmışler Kimi 60, kımı 80 milyonluk, hem de Bağdat Caddesı üzerinde daire ıstıyor. Yanı bir futbolcu bir anda "cumba'dan rumba'ya" geçıyor. İşte ne ekonomık ne de sosyal açıdan gelişmemış bir futbolcunun, bir anda kendı sınıfının üzerıne çıkan bir, gencin hareketlerınde denge aramak zordur Bu nedenle futbolculann zaman zaman başkana, zaman zaman calıştırıcı ve menajere çatmasını da doğal karşı'amak gerekır Futbolcunun yetışmesınde eğıtım ve futbol açısından eskıye oranla büyük bir fark yok. Ancak o zamankı futbolculann bir maden suyu ıçmesı dahi lüks sayılırdı. Şimdi ise futbolculara verilecek milyonluk daıreler bile luks sayılmıyor. Nereden nereye?.. Bir dedikoduya 3 yanıt Geçen hafta Boks Federasyonu Başkanı Metin Ünüvar ile Genel Müdür Yücel Seçkiner'in kardeşi Osman Seçkiner 'in iş ortakhğma ilişkin dedikodudan söz etmiş: "Elin ağzı torba değil. Ama bu dedıkodulara da yanıt bulalım" demiştik. Genel Müdür Seçkiner telefon ettiperşembe sabahı, "Yahu nerden uyduruyorlar bunları" dedi. 5 dakika sonra kardeşi Osman Seçkiner telefon etti "Bakın ben sızi tanımıyonım, siz de benı tanımıyorsunuz değil mi Abdülkadirbey.? tşte nasıl biz birbirimizı tanımıyorsak ben de Metin Ünüvar'ı tanımam, hatta yolda omzuna çarpsam, pardon der geçenm'' dedi. Osman bey Ankara 'dan telefonu kapattı, biraz sonra tstanbul'dan Metin Ünüvar telefon etti "Ben hayatımda Osman diye birisinı tanımam, bu işi karıştıranlardan da bıkıım, ama benim de söyleyeceklerim var" diye yanıtladı. tşte durum bu. Unutmadan şunu da belirtetim, "Atina Dosyası '' hani yeniden açılmıştı ya, o dosya Ceza Kurulunda bir kez daha gözden geçirümiş ve cezalann aynen uygulanması karan ile yeniden kapatümış. Yani Metin Ünüvar'a bir ihtar, hakem Burhan Türer'e 5 ay ceza. Böyle dedi Genel Müdür, aynen yazdık. Dedikoduculara duyurulur. Hipodromdan 1. KOŞU: F: Uğurtay (1). P: Önde (2). 2. KOŞU: F: Bahtınur (2). P: Peylerkızı (2). 3. KOŞU: F: Tangos (3). P: Sundancer (4). P: Dikmenşah (2). 4. KOŞU: F: Tulfer (1). P: Kamacı I (3). 5. KOŞU: F: Birbey (7). P: Gülizar (3). P: Borsa (4). 6. KOŞU: F: Riva (4). P: Dilde (7). P: Hışım (6). 7. KOŞU: F: Nemrut (7). P: Tobruk (6). P: Deligönül (3). 8. KOŞU: F: Şahende (5). P: Kibariye (3). P: Ali (12). Beşiktaş: 1 Karşıyuka: 0 STAT: Menderes HAKEMLER: Hamdi Kutval (5), Necati Çalışır (7), Halit Altıntaş (7) BEŞİKTAŞ: Rafet (4) Nedım (4), Gökhan (4), Kenan (5), Tekin (6) Tevfık (6), Selahattin (6), Faruk (5) Levent (5), Haluk (6), Turgut (6) KARŞIYAKA: Kâmuran (3) Metin (4), Gürkan (4), Imdat (3), tlhan (4) Abdullah (5), Recep (3), Ercan (3) Ülgen (5), Fikret (2), Şaban (5), Rüştu (5) GOL: Dakika 15 Tevfık Turkiye Amator Genç Takımlar Futbol Birincıliği Aydın Grubunda, Bursaspor Genç Takımı Muğlaspor Genç Takımını 71 mağlup ederek yenilgisiz olarak finallere yükseldi. Fenerbahçe Ilyush satmıyor Spor Servisi Fenerbahçe IIyas için kesın ta\rını koruyor. Liglerin bitmesine az bir süre kala Fenerbahçe'de kalmayacağını ve Almanya'ya doneceğini belirten llyas daha sonra aniden karar değiştirip kulupte kalacağını belirtmiştı. Ancak llyas'ın tutarsız davranışları bundan sonra da devam etti. İlyas'ın bu davranışı üzenne Fenerbahçeli yöneticiler toplanarak kendisinın Türkiye'de Fenerbahçe'den ba^ka kulupte oynayamayacağını ve isterse Almanya'ya gidebileceğini sövlediler. Yonetimin bu kararı uzerine llyas fikrinden cayarak Fenerbahçe'nin vereceği parayı kabul edip kalacağını açıkladı. Fakat bu kararda da llyas fikir değiştirmekte geç kalmadı ve ertesi gün fiyatını 35 milyondan 45 milyona çıkardı. Şu gunlerde ilyas yine adından en çok bahsedilen futbolcu. Özellikle Galatasarayla anlaşmak için masa başına oturunca ortalık yine karıştı. îlyas'ın bu değişken tutumu karşısında Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri ve Basın Sozcusu Altan Ayanoğlu şunlan söyledi: "tlyas ile çeşitli defalar anlaşmak üzere masaya oturduk. Ancak bu oyuncu bir gün önce kabul ettiği şeyi ertesi gün reddediyor. Önce bizim verdigimiz parayı kabul etti: ertesi gün fikrini değiştirip daha fazla para istedi." Fenerbahçe Yönetim Kurulu uyelerinden Başaran Ulusoy ise İlyas olayıru tek cumlede özetledi: "llyas verdiğimiz 35 milyonu kabul etmedi, biz de onu satmıyoruz." ALTILI GANYAN