25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
? MART 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHlRfYET/5 TAYIN DUN^ASENDA SANAT EDEBIY&T Tııtsak olanlar yalmzca tutuklular değildir Tutsaklar / Ayla Kutlu'nun romanı / 344 sayfa / Bilgi Yayınevi ATİLLA ÖZKIRIMLI 1 mart 1972"de Ankara'nın Küçükesat'ındaki bir bodrum katında gizlenen biri kadın (Rezzan), beş kişinin anlatırruyla başlıyor roman. Çeşitli eylemlere kanştıkları için aranan beş gencecik insandır hepsi. Rezzan evlidir. Ötekilerse yaşları yirmi beşe varmatnış üniversite öğrencileri... Bulunduklan ev, belli bir süre kalabilecekleri, kendi sorunları olan bir evdir. Zinnur, onlann, kardeşi Sungur'un arkadaşı olduklan için evinde saklanmalannı kabullenmiştir. Başka bir bağlantısı yoktur onlarla. Kendi değerlendirmesiyle "sorumluluk ve üzüntülerle dopdolu, uykusuz ve kendi özvarhğından uzak, hep başkaları için yaşayan bir Zinnur"dur o. Yaşh bir kızdır. Annesinin ölümünden sonra kendini Sungur'a ve bir kaza sonucu kör olan kardeşi Süha'ya adamıştır. öyküleyen, Mehmet Kadri Eran'ın sanıklara, sanık yakınlanna ya da kendine bakışını veren Ayla Kutlu, "Tutsaklar"ın sonraki bölümlerini şimdiden geçmişe dönerek kurgular. Örnekse, Mehmet Kadri Eran, Gökçen'in avukatıdır. Onun duruşmaya gırdiğinde müvekkiline ve müvekkilinin babasına ilişkin izlenimleri, anımsamaları, Kutlu'nun Gökçen'in babası Emin Bey'e geçmesine yol açar. Benzeri yöntemi öteki bölümlerde de kullanır Kutlu. Bu yolla Sungur'un ağabeyi Süha, Erdoğan'm annesi Sühendan Hanım öykülenir. Sungur'un ablası Zinnur (5. bölüm) ve Rezzan'ın babası Osman Usta (6. bölüm) ise başlı başına birer bölümde odak alınır. yansıtılır. Tekil değil, çoğul bir bakıştır Kutlu'nun kişilerine bakışı. Emin Bey, Osman Usta ayrı sımflardan başka insanlar olsalar da genelde birer babadırlar; Zinnur bir abladır; Sühendan Hanım'sa bir anne. Sanık yakınlannı yıllardır gözlemleyen Mehmet Kadri'nin değerlendirmesiyle, sınıflan farklıdır birbirlerinden. Kültürel düzeyleri, yaşlan da farkhdır. Ama hepsi "aynı potanıtı içine atılnuş ve eritilmişler"dir. Sanıklar ve yakınları bir hesaplaşmayı yaşarlar yargılanma süresince. Bir suç varsa, toplumsal bir suçtur bu. Tutsak olanlar da tutuklular değildir yalnızca. Hepimiz tutsağızdır. Tutsaklık koşulları ve biçimleri farklıdır, o kadar. Trajiği belirleyense, Ayla Kutlu'nun romanında değişik bir boyuta yerleştirdiği yalnızlık temidir. Kuşaklar arası çatışmalar, bu çatışmanın en somut biçimde yaşandığı aile çevresinden başlayarak bireylerin yalnızhğını büyütür. Sonra bu yalnızlık toplumsal bir içerik kazanır, yalnız bırakılmaya dönüşur. Böylece, "Tutsaklar", bireyleri irdelemenin ötesinde, o bireyler aracılığıyla toplumsal ilişkilerin, insani çatışmalann da çozümlendiği; deyim yerindeyse, bireyin iç dünyasının toplumun iç dünyası düzeyinde işlendiği bir roman olarak çıkıyor karşımıza. Son yıllarda yanlmış iyi romanlardan biri olarak üstelik... Kişilere çoğul bir bakış Bu açıdan bakıldığında iki düzlemli bir romandır "Tutsaklar." Birinci düzlemde, bir anlamda da odakta, yargılanan gençler; ikinci düzlemde ise onlann en yakınları vardır. Yakınlan aracıhğıvia, onların gözünden anlatır gençleri Ayla Kutlu. Anlattığı, salt birey olarak Gökçen, Erdoğan ya da Sungur değil, aslında bir bunalım döneminde eylemi seçmiş genç kuşağın trajedisidir. Bu trajedi, aile çevrelerinden yetişmelerine, düşünce yapılarından davranış biçimlerine çok boyutlu olarak Romaııın odak kişileri Bir prolog sayabileceğimiz bu ilk bölümde, Rezzan'm bakış açısından verir gizlenmeyi AyU Kutlu. Gizlenilen evdeki yaşamayı, gizlenenlerin psikolojisini ustaca çizer. Bu bölümde anılan her ad, değinilen her aynntı romanın kurgusunu belirler. Ankara'ya ilk gelişinde Rezzan'ı alıp Yenimahalle'deki eve götüren Ersen; Zinnur'u bulan ve onlann bu evde bannmalarmı sağlayan mühendıs Erdoğan; Zinnur'un evindeki gençlerden Gökçen, sonraki bölümlerde romanın çevresinde geliştiği odak kişiler olacaklardır. Nitekim prolog, başka bir barınak bulan Selim'in gelişi ve evin üç grup olarak boşaltılmasıyla biter. Romanın ikinci bölümünde, ilk bölümde adı geçenlerden kiminin ölduğü, kiminin tutuklandığı daha sonraki bir zamana atlar Ayla Kutlu. Avukat Mehmet Kadri Eran'ın Ankara'daki bir duruşmaya gelişiyle başlayan, yine onun Istanbul'a dönüşüyle (7. bölüm) noktalanır. Romanın geçtiği bu iki gunlük zaman içinde duruşrnanın belirli anlannı Yayın raporu ŞOZÜM MECLtSTEN DIŞARI Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Tüm Şiirleri 4/496 sayfa / Özgür YayınDagıtım Oğuzcan'ın tüm şiirlerinin dördüncü kitabında ozanın yergileri yer alıyor. Kitaba yazdığı önsözde, Ümit Yaşar yergiciliğinin DP iktidarı yıllarında başladığını ve günumüze dek sürüp geldiğini vurguluyor. Kitabın birinci bölümü DP döneminde yazılan yergilerden oluşmuş. İkinci bölümdeyse 27 Mayıs dönemi ve sonrasına, İnönü'nün başbakanlığa gelişine ve Siikyman Demirel'in ortaya çıkışına ağırlık vermekte. Üçüncü bölüm Devri Süleyman ve Devri Ecevit şiirlerinin ağır bastığı, 12 Eylül 1980'e kadar gelen dönemi kapsıyor. Son bölümde yer alan şiirlerse, döneminin gereği, ekonomiye, üniversiteye, anayasaya ağırlık veriyor. Demokraük yaşamımızın bir ozanın kaleminden eleştirisi. BAUDELAİRE'tN MEKTUPLARI Tiirkçeye ceviren: Bedia Kösemihal / 294 sayfa / Düşiin Yayınevi Düşün, yayınevlerimizin ağırlık vermediği bir türü, ünlülerin mektuplarını yayımlamayı sürdürüyor. "Baudelaire'in Mektuplan" bu dizinin kuşkusuz en ilginç kitaplarından birini oluşturmakta. Kitapta, geçenlerde bazıları büyük fiyatlarla satılan sanatçının annesine yazdığı mektuplar ağır basıyor. Ozan annesi Madatn Aupkk'e yazdığı mektuplarda, bu çok sevdiği insana özel yaşamımn en gizli kalması gereken olaylanndan.yazdığı şiirlere dek her şeyini anlatıyor. Kitapta, sayıları az da olsa üvey babasına ve üvey ağabeyine, Madam Sabatier'ye ve Marie Daubrin'e, George Sand'a Jeanne Duval'e Ricbard Wagner'e Ressam Manet'e SaintBeuev'e Bayan Hugo'ya yazdığı birkaç mektup da yer alıyor. SÖZCÜKLERİN BtLtNCt Yazan: Elias Canetti / Çeviren: Ahmet Cemal / 293 sayfa / Payel Yayınlan. Elias Canetti'yi "Körleşme" adlı romanıyla bize gene Payel Yaymevi tanıtmıştı. 1981 yılında Franz Kafka Ödülü ik birlikte Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Canetti'yi bu kez "Sözcüklerin Bilinci"nde değişik bir yönüyle, güçlü bir denemeci olarak tanıyoruz. Çevirmeni Ahmet Cemal'in sözleriyle: "Diinya yazınının bazı çok önemli adlarından, Hiroşima cehenneminde tutulmuş notlara ve yazın üstüne genel göriişlere değin uzanan çok geniş bir velpaze içersinde yer alan bu yazılar, doğrudan deneme türünün çok özgiin örnekleri olraaları nedeniyle de ülkemiz >azını açısından katıımca önem taşımaktadır." BtR ÖZLEM BİR TÜRKÜ Adnan Yucel'in şiirleri / 86 sayfa / Edebiyat 81 Yayınlan. Edebiyat 81 dergisinin yayımladığı ikinci kitap Adnan YüceTin şiirleri. Adnan Yücel, 1953 Emekli ilkokul öğretmeni Ardından da, " tır git" üzere görevlinin sdını ve Eyüp Şenturk, 1983 yılınm diye küfretti. Eyüp Şentürk adresini istedi mudürden ve aralık ayında Bahçelievler de, "Terbiyesizlik etnte... hemen Surdışı lAefon Surdışı Telefon Müdurlüğü'ne Terbiyesiz oğlu terbiycsiz.." Müdürlüğü 'ne şkâyetiyle ilgili başvurdu ve 62 bin 500 tira şeklinde söylendi. Kapıda bir dilekçe verdi. Ardından da vererek tercihli telefon duran görevliye emekli Ulaştırma Bakanhğı 'na ve alabilmek için sıraya girdi. cüzdanını göstererek giriş Başbakan 'a da birer dilekçe Geçtiğimiz günlerde de telefon kartı aldı ve doğruca Surdışı gönderdi. sırasmın ne durumda Telefon Müdürü'nün yanına Eyup Şentürk, başından olduğunu anlamak üzere giderek görevliyi şikâyet etti. geçen bu olayı gazetemize Halikarnas Kadırgası / Yazarv Yaşar Aksoy / 249 say tekrar Surdışı Telefon Müdür, kapıda hakaret eden kadar gelerek bize de anlattı. fa / Sanat Koop Yayınu Mudurluğü 'ne başvurdu. görevliyle birükte duran polisi Surdışı Telefon Müdürlüğü'nü Girişte bulunan üç görevliye çağırarak olayı bir kez de lim, edebiyat ve aşk beşigi" arayarak olayı bir kez de biz JAK DELEON "Telefon verîliyor mu?" diye onun anlatmasım istedi. Polis, Müdür'e sorduk... Müdür, Anadolu'yu efsane/tarih, sordu. Görevlilerden biri alay Eyüp Şenturk 'iin, sinirli "lariiıin derinliklerinden ko düş/gerçek, öyku/belge sentezEyüp Şentürk'un dilekçesini olması nedeniyle olayı yanlış pup gelen Anadolu insanlarının leri oluşturarak yurdumuzda ve eder gibi, "Veriliyor... işleme koyduğunu, ancak Veriliyor.." şeklinde vanıt anladığını söyledi. Eyup birikimi sanattır, kiiltiırdiir ve Batı'da tartışmaya açan, konuŞenturk 'ün de sinirli bir yapısı verdi Eyüp $entürk'e. Şenturk, savcılığa bildirmek uygarlıktır. Anadolu'nun her nun gundemde kalmasını sağlaolduğunu belirterek olayı bölgesinde, her ovasında, akar yan Halikarnas Bahkçısı değil araşiırdığmı söyledi. su kıyısında, sahilinde; her an, midir? Azra Erhat şöyle konuher saat, her gün, her a>, her yıl, şuyor Aksoy için: "Balıkçfyı her yüzyıl, her binyıl insanoğlu anmak demek, anlamak demekbir kuyumcu işciliği ile uygarlı tir. Dost Aksoy, Balıkçı'yı hem ğını yaratmaya çalışmış ve ken anlamış hem de en iyi şekilde andinden bir önceki uygaıiıktan et latmıştır... Elleri dert görmesin. kilenerek bir sonraki uygarhğı Gözlerinden öperim bu Anadoetkilemiştir. Anadolu'da tespit lu evlâdının..." (s. 10). Urfa 'da evlere konuk olanlar editebilen en eski u\garlıklar on ev sahipleri tarafından ikiye ayiki bin ytl öncesine dayanmaktaToplam elli sekiz denemeyi nuyorlar. Sevilen kişilerden oludır..." (Yaşar Aksoy, Anadolu kapsayan "Halikarnas Kadırgaşan misaflre Urfalı ev sahibi kiMedeniyetleri sergisi, Şubat sı", Bodrum İzmir Manisa losu 4 bin liradan satılan ve yur1984.) Ozan Yaşar Aksoy, tarih Pamukkale da kaçak olarak sokulan "çav" sel, mitolojik ve arkeolojik kul Milet DidimFoça Bergama ikram ediyor, ikinci sırada yer tür denemelerini bir kitapta top tünde (.zaman ve Efes rotası üsalan veadına "istenmeyen m«qladı. Demokrat tzmir, Yeni Eko dan) seyrediyor; uzam tanımaYaşar Aksoy fir" denilen kişilere ise sunular, nomi ve Yeni Asır yayın organ kadırganın gönüllü kurekçisi! Tekel'in çayı oluyor. larının surekli yazan olan Ak Bilimciler, yazarlar, ozanlar, Olay, Urfa muhabirimiz Mehsoy'un özellikle Ege/Akdeniz yontucular, ressamlar ve "ahir met Faraç'ın başından geçti. Fauygarlığma ilişkin ilginç yakla zaman" insanları (biraz da Baraç, uzun süre Marmaris 'te göşımlarda bulunduğu gözlemleni lıkçı'mn kural tanımaz biçimini rev yaptıktan sonra Urfa'ya yor. Yazara gore Batı Anadolu' andıran) renkli bir dille anlatılıdöndü. Haber almak için bir eve nun uygarlıklar bileşimi üstunuğradığında da ev sahibi kıztna, deki asal etkisini saptayan Ha yor. Halikarnas Kadırgası'ysa bir açık deniz imgelemi ya da an"Bir çay Bobby!" diye seslendi. likarnas Balıkçısı'dır. Aksoy tik çağ denizciliğine duyulan ozÇay, yurda kaçak olarak sokul(Şadan Gokovalı benzeri) Balık lemin yansısı: "Denizin uzak muş Suriye çayıydı ve ev sahibi, çı'nın bir düşün adamı olarak bi pembeliğinde, yelkenleri Arşipel değer verdiği, sevdiği konuklar limsel dağarlara girmesinden ya mavisi, tayfaları sakız beyazı için bu çayı kullandıklarmı, akna; kaldı ki, "felsefe, tarih, bi harmaniler kuşanmış, sülün gisi halde "JR" diye seslenip 7ebi nazlı, aşk gibi meltemsi bir kakel çayıyla işi savuşturduklarını dırga belirdi... Hemen mor tiıysöyledi. lii bir çomak alıp miirekkep baÜnlü Dallas dizisinin Bobby'si lığı kanına bandım ve papirüsledoğumlu bir ozan. Diyarbakır ile JR böylece Güneydoğu 'da evre doğru koşlum..." (s. 1112). Eğitim Enstitüsü'nün fütk Dili Hollandalı öykücü Jan de Harlere kadar girerken, tstanbul'da ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. tog, şöyle bir saptama yapar: "savuşturma" yöntemi olarak Bu da yungın w evin alevler içinde Ankara Üniversitesi Eğitim Fa "Denizleri ve uygarlıkları yaziçkili lokantalarda gündeme gew ç U kültesi'nin Guzel Sanatlar Bolü mak. denizleri ve uygariıklan yaçatısı her an çökebilir. Ancak ortalıktahk hüküm süren sıcak ya da liyor. Paralı müşteriye Bobby az mü'nde Türk edebiyatı dahnda şamak denli onemlidir!" Bu akşatn devirdiği birkaç kadeh itfaiyecinin hararetini herhalde iyiceparah müşteriye JRdeniyor. Ğarmaster yaptı. "Bir Özlem Bir bağlamda Vaşar Aksoy çok körüklemiş ki, bir yana bırakıp hortumu dayamış ağzını tulumba sonlar şefgarson tarafından uyaTiirkü", Adnan Yucel'in uçunönemli bir boşluğu dolduruyor. ya. Alevlerepüskürtmesi gereken suyu kendi içindeki yangını sön rılarak servisin buna göre yapılcü şiir kitabı. Daha önce 1979'da ması sağlanıyor. dürmede kuüamyor. "Kavgalara Sözlenen Sevda", 1982'de "Soframda Kaval Sesi" adlı yapıtlan yayımlanan Adnan Yucel'in yazıları ve şiirleri Yeni Adımlar, Yapıt, Sesimiz, Petek, Sanat Emeği, Dönemeç, Yeni Olgu, Edebiyat 81, Türkiye Yazıları dergilerinde ve yeni Halkçı* Demokrat gazetelerinde çıktı. Halikarnas Kadırgası yol ahyor Duyduk Gördük Terbiyesiztik ve sinirli yapı "Dallas" gitti, izleri kaldı yadigar HAYVANLAR Ismail Gülgeç Arnavutluk'ta Türk Edebiyatı ANKARA, (THA) Edebiyat değeri büyük olan Türk yapıtlan Arnavutluk'ta yayımlanıyor. Arnavutluk Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Arnavutluk ile Türkiye arasında kültürel ilişki anlaşmasının ilk imzalandığı yıl olan 1%6'dan bugüne karşılıklı kitap basımı ve yayımı yapıldı. Açıklamada, Yahya Kemalden Tahsin Saraç'a 23 Türk ozanından örneklerin yer aldığı "Yirminci Yüzyü Türk Şüri" adh antolojinin 250 sayfahk birinci cildinin Arnavutça çevirisinin tamamlandığı da yer alıyor. KANDtD Yazan: Voltaire / Türkçesi: Server Tanilli / 149 sayfa / Say Kitap Pazarlama Strasbourg'da da durmaksızın çalışmayı sürduren Server Tanilli, bu kez de Victor Hugo'nun ünlü romanı "Kandid"i yeniden dilimize kazandırdı. tlk çevirisi Fehmi Baldaş tarafmdan yapılan bu romanın yeniden günümüz diline kazandırılması zorunluydu. Voltaire, (1961 yıbndaFransız yönetmen Norbert Carbonneaux tarafından beyazperdeye uyarlanan) bu "allegorik" romanında, kahramanı Kandid'e dünyayı dolaştırır ve bu saf delikanlının başına gelmeyen kalmaz. Roman Voltaire'in çağının bir eleştirisidir ve insan kötülüklerini sergiler. Ama bu hem eğlendirici, hem düşundurücü yapıtta yer alan olaylar yazann çağında olduğu kadar günümüzde de geçerlidir. KİM KİME DUM DUMA bepimizınfeıyQ\an,âdan. Behiç Ak , hangımz, b\ yerde b? mevzvyg 5 GALERILER ÜMÎT SRNKT • KKİNİ 521 66 29 522 M 97 GALERI BARAZ İBRAHİM ÖRS 2 Mart 28 Mart 1984 Kurtutuş Cad 191 KurtulusIST Te! 140 t 7 83 URART SANAT GALERİSt abi. fltık, babama büe qvm. ekinnayırsağıroğlu resim sergisi 1 mart • 23 mart Akbank sanat gatensi BebekJİsionbul qerçek mevzuatı bu.. palavroi... 5 mart 24 mart 1984 lst»iaiCaa Pasabar.ce vani Tenos C>kma2ı Yapıkur H3m Ka1 ' No ?~ 34 Bevoglu isıanDut Te^efon u ı 96 33 MUAMMER DURMUŞ FATMA TÜLİN ÖZTÜRK Restoı Sergisi 829 Mart Fadime Baltacıoğlu Salman 29 Subat28 Mart Husrev Gerede Cad 126 Tesvıkrye Meydanı 141 65 10 11 12 13 Gülseren Kayaiı 518 Mart Ayna Resımler 1 Taksım Beledıye Sanat Galerısı GALERI KOLEKSÎYONUNDAN Fikret Muaîlal Alıye Berger / Bedri Rahmi/Eren Eyüboğlu Avrü Arbaş/Abidin Dino/Hamit GardelŞefık Bnrsatı Nejad Deurim... BEDRİ RAHMİ GALER1Sİ Namuniı t uıdu, Istıkli] O d . 390 Turel ' Isunbul TARIHTE BUGUN Mümtaz Ankan 8 Mart CARL PHIUPP £MWU£L BACH SSCB ATOM BOMBASJ f?/4'TEBUGÜN,MÜZİHÇJCAKL PHILIPfiEMANUEL ZUHAL KÖSELER (Karaçengel) Resim Sergisi 2? SDat4 Mart fjısaetrye 4A E'ıle Te'. 165 59 35 »SANAT 3AIERISI* lanak Alocağınız resimler satacağınız resimler ÜMİTYaSfiR SANAT GALERISİ isso 'DE, sovrzr RUSYA • N ATOM BACH, ÜfJLÜ SOHANN SEg/tS77£N HACH'tN 2OSl YAfnĞI AÇlKLANDf. MAReŞAL ÇOCJJĞUNPAN İKJNCİSİ OLAgAft 0O6DU. DAHA KÛJ. YEFB£MOVİÇ VOROŞİLDV TAHAFINMH YAPl. ÇÜK YAŞLAeOA ÇOK YETEN&UJ OU>UĞU AfJLA DUYUZtJ, BATI ÜLKBLfRİ TAfZAFINOAN IAAJ ŞlLACAK, İUC MÛZİK UJUİİeÜUÜ BA&ASlNPAM HER AN BEKLENEN^ SİR ALACAfCT/.MlSA SÜREPE, KLAVSEN ÇALMADAKİ AÇJKLAMA NITBJĞİNPE, US7XUĞ/ YANIMM SESTECİLfğı İl£D£ 7ANIPL NACAICrHİ. OHU,HALMIZCA SAgAS/MIN İZINPE GİPEM BİR. MÜZİKÇJ Ol/MAK NimLEMBJt, MÜZİKTE KLASİIC ÇA&U (PAHASt GOA4AN7İK ÇASIN) HAz/RLAr/CJL/Ş/A// YAPANLARIN 8AŞUCALAIZINDAN BİHİNİ GÖflEMEMEK ÖUlR. ÖZEUJKL£ TO'E YAKIN SAVIOAKI SONATI GELECS6/M MÜZ/ğ/'Nt « Mart 1934 bunları bir kanun lâyihası halinde toplanmak üzere tasdik etmiştir. Ankara 7 (a.a.) İdman Cemiyetleri İttifakı umumî merkezi dünden itibaren içtimalarına başlamıştır. Fenerbahçe Galatasaray maçında suçlu olduklan için cezalandmlan sporculann cezaları kat'iyet kesbedinceye kadar maçlara iştirakten memnu kalmalan hakkındaki karar umumî merkezce tasvip edilmiştir. Müzareke devam etmektedir. Varın Telefon: 144 96 33 "ÇOKSIK.COKPRATİK" rnobHyo ve dekoraiK af/a tosanm urettm < düzenleme 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet Soy adı Ankara 7 (Telefonla) Millet Meclisi Adliye Encumeni, bugün toplanarak soy adı kanunu lâyihasım müzakere etmiştir. Lâyihanm müzakeresi daha birkaç gün devam edecektir. Ankara 7 (Telefonla) Muğla meb'usu Nuri Bey nufus kanununa tezyil edilmek üzere bir kanun lâyihası teklif etmiştir. Bu lâyiha Adliye Encümeninde müzakere edilmekte olan soy adı kanunile alâkadar görülerek bu encümene havale olunmuştur. Ankara 7 (Telefonla) 934 bütçesinin Bütçe Encümeninde muzakeresine bugün yann başlanacakttr. Lâyiha hükumet tarafından tabettirilmektedir. Maliye Vekilinin huzurile yapılacak olan umumî müzakereler için matbu bütçe ancak azalarına tevzi edilecektir. Ankara 7 (Telefonla) Bütçe Encumeni 933 bütçesine ait münakale kanun lâyihalarını tetkik ve müzakere etmiş. 19341984 YONGA 6 934 bütçesi Ajansm bir tebliği Gızlenen iztiraplar F T ü t k Smemasında Resim Sergisi 9 Mart 3 Ntsan Rumelı CaO Matbaacı Osınanbey S 35/2 Erkut Ap Osmanbey Tel 146 05 47 Vepa Mağazası Sırası SERAMJK DERŞİ VERİLİR 1475499 ÇEKİRDEK Sanaievı Ç*ulçe$me Bağdat Cad. 429 358 M 82 MÛZİK SER6İSİ BÜLENT ORTACGIL 1011 Mart Oavetıy«l«n bızzat Çekırdckten alabillrsinız RESİM SERGİSİ TOĞAN OÜZGÖREN Suluboya resım sergisi 2 Man 30 Mart Açılıs 2 Man Cuma 18 00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear