23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
75 MART 1984 KÜLTÜR YAŞAM YÖNETEN ŞAHİN ALPAY CUMHURİYET/5 YAYIN DUNYASEVDA INCELEME ARAŞTIRMA Sosyal bilim politik gerek yok mudur? T.C. Devlet Bakanlığı ekim 1983'te Türk Bilim Politikası: 19832003 başlığını taşıyan bir rapor yayınladı. Üç yüzden fazla bilim adamı ve uzmanın, iki yılı aşkın bir süre çalışarak hazırladıklan raporun temel dayanağını oluşturan 1983 Türkiye Araştırma ve Geliştirme Envanteri, "yaklaşık 40.000 atkt çeşitli formun cevaplandınlması ve yaklaşık 500.000 bilgi girdisinin işlenmesiyle" ortaya çıktı. Bu envantere göre, geçtiğimiz yıl araştırma ve geliştirme (A + G) faaliyetlerine 27"22 milyar lira harcamıştık ve bunun Gayri Safi Milli Hasılamızdaki (GSMH) payı sadece <FoO.24 idi. Aynı yıl ülkemizde A + G ile uğraşan 7.747 araştırmacı ve 2.689 teknisyen bulunuyordu. Çalışan 10.000 kişi başına 4.2 araştıncı düşüyordu. 6667) sosyal bilimlerden söz etmemektedir. Bu tablolara bakıldığında, sosyal bilimlere ayrılan fonların, toplam A + G harcamaları içindeki payının yalnızca °<o2, evet yalnızca yüzde iki olduğu hesaplanabilmektedir. Rapora göre, Atatürk'ün koyduğu çağdaş uygariığa erişme idealine ulaşmamız için uygulanacak bilim politikasının ana hedeflerinin başında "Türki>e'nin bilimsel düzeyinin yükseltilmesi, kültürel zenginleşmesi" gelmektedir. Ne var ki, bilimsel gelişme ve kültürel zenginleşmeye ilişkin açıklamalar, bunların daha çok teknik bilgilerin ilerlemesi ve yeni teknolojileri kullanma alışkanlıklarının yaygınlaşmasıyla ilgili görülduğü izlenimini vermektedir (s. 97 98). Kısacası, soz konusu rapor, sosyal bilimleri gerek "bilim" gerekse "bilim politikası" kavramlannın dışında bırakmaktadır. de çoğulcu demokratik düzenin yerleştirilmesinde aşılması gereken engellerin neler olduğu konusundaki çalışmalanyla bizleri aydınlatırlarsa, bu uğraşımızda başarılı olma olasıhğımız daha yüksek değil midir? Zengin sosyal ve kulturel tarihimizi araştıran tarihçi, antropolog ve arkeologlarımıza her yoldan destek olmazsak, bu buyük hazineyi değer lendirebilir, toplum olarak bütünleşebilir ve benliğimizi geliştirebilir miyiz? Sosyal bilimrilerimize gereken maddi olanakları sağlamak yani sıra; diledikleri konularda, diledikleri teorik yaklaşımlan kullanarak araştırma yapmak, araştırmalarımn sonuçlarını serbestçe yayınlamak özgürlüğünü vermemiz, bilimsel gelişme ve kültürel zenginleşmemizin aynı ölçüde hayati meseleleri değil midir? Sosyal b i l i m l e r d e d e gelişmeliyiz Bilimin çeşitli kollannda gelişme birbirinden bağımsız değildir. Batı uygarlığı, toplum ve insan bilimlerinde de ilerlediği için doğa ve muhendislik bilimlerinde ilerlemiştir. Ülkemizde sosyal bilimlerde gelişme olmadan doğa ve muhendislik bilimlerinde ilerlenebileceği duşünüluyorsa, bu buyük bir yanılgıdır. Sosyal bilimlerde de bilimsel düzeyimizi yükseltmeye şiddetle ihtiyacımız var. Doğa ve muhendislik bilimlerinde daha elle tutulur, daha gözle görülür sonuçlar alınabilmesi; onların çağdaş uygarlığa erişmek idealimiz açısından sosyal bilimlere nazaran daha büyiık bir önem taşıdıkları anlamına gelmez. Türk Ahnan iüşkUerine bakış Burhan Oğuz, Yüzyıllar Boyunca Alman Gerçeği ve Türkler, lstanbul 1983, 649 s. İLBER ORTAYLI Dizinle birlikte 600 sahifeyi geçen, bol resimli (bazıları gerçekten ilk defa gorülen) bir çalışma. Yazar. Alman koloniyalizmini ele alıyor kitabında. Türk Alman iüşkıleri bu konu etrafında biçimieniyor. Burhan Oğuz son yıllarda binlerce sahife tutan kitaplarıyla tanınıyor. Türkiye Halkının Kültür Kökenleri (2. cildi de çıktı) bunların başında geliyor. Ansiklopedi ve yayınlardan toplama kitaplar değil. Ne olursa olsun yazarın gözlemleri ve orijinal verileri bu kitaplarda belirgin biçimde göze çarpıyor. Oğuz, ilginç bir yazar. Sohbet havası içinde, parantezler açarak yazıyor. Aslında okuyucu için kitabın hacmi kadar, bu tür bir anlatım da yorucu oluyor. Sürükleyici ve yorucu... yografya var. Sus için konan cinsten değil; gerçekten kullanılmış. Bazı fotoğrafların ve kişisel gözlemlerin dışında yayınlanmamış belgeye, yani birincil verilere rastlamadım. Yazılan metne son güne kadar eklenen bilgiler var. Dipnotlar gösteriyor bunu (4g, 4h veya 17cI gibi). Eklenen bilgiler gerçekten 'ekleme' olarak duruyor. Bu kaynakların incelenmesine öburleri kadar dikkat gösterilmemiş. İlginç fotograflar Fotoğraflar arasında ilgimi çeken biri var: S.321'deki klişenin yeri ve anlamı ne? Kitabın bölumleri arasında kronolojik bir sıra yok. Uzunca bir bolüm Hitler'in iktidan ele alışını naklediyor. Ardından Almanya ve Anadolu konusu, sonra tekrar OsmanlıAlman ilişkileri başlığıyla bazı yeni bilgiler veriliyor. Bu bölumlemeler devamlı bilgi aktanmı ve yorumlamalarla devam ediyor. Yazarın keskin anlatım ve değerlendirmelerine (buna hiçbir itirazım yok) ters gelen bazı değerlendirmeler de var. Goltz Paşa hakkındaki yanlış ve yaygın bir slogan tekrarlanmış: "Gerçek öğretmen" gibi. Pek emin değilim; öyle olmadığını gösteren kanıtlar pek çok. Bir nokta daha var: tkinci elden teorik kitaplara dayanan açıklamalar görülüyor. Bu olabilir, ancak o kitabın yazarına alfabenin keşfini atfetmeden. Aksi takdirde Lavoisier'nin 'ateş kanunu' nu, lstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi ders kitaplarından birinin yazarına mal etmek gibi bir şey olur bu.. Saygı duyulacak, uzun ve yorucu bir çalışmanın ürünü Burhan Oğuz'un son kitabı. Konunun sınırlannı tanunayan didaktik bir anlatım. Ama kitabı dikkatle okuyanın çok şeyler öğreneceğine, en azından bizde az tanınan Alman tarihine yakınlaşacağı açık. Bilimde geri kalmışlık Başka ülkelerle karşılaştırıldığında A + G çalışmalan açısından hayli geri bir konumdaydık. A + G harcamalarının GSMH'deki payının %1'in altında oluşu bizi gelişmekte olan ülkeler arasında bırakıyordu. Gelişmişliğin bir ölçüsu olan, 10.000 kişiye 15 veya daha fazla araştıncı düşmesi ölçutüne bakıldığında da oldukça gerilerdeydik. Öte yandan dünya bilim literatürüne katkı bakımından da 41. sırada yer alıyorduk. Rapor, bilim alamndaki geri kalmışlığımızı saptıyor ve 21. yüzyılın başında A + G harcamalarının GSMH'ye oranının %2'nin, 10.000 çalışana düşen araştırıcı sayısının da 30'un üzerine çıkanlmasını bilim politikamızın ana hedefleri olarak belirliyor. Ülkemizde mevcut A + G faaliyetlerinin bir envanterinin çıkarılması; buradan hareketle sosyoekonomik kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olan teknik bilgide ve teknolojide gelişmeyi sağlamak için alınması gerekli önlemlerin saptanmasının büyük bir değer taşıdığı açıktır. Böyle bir çalışmanın yapılmış olması, kamuoyumuzun her çevresinde çok olumlu karşılanmıştır. Okura fırsat Son kitabında da AlmanTürk ilişkileri gibi bir konunun sık sık dışına çıkıyor. Alman nedir, Alman koloniyalizmi nedir gibi soruları, ta Tacitus'un "Germania"sına kadar uzanan girintilerle ele alıyor. Yazarın Alman tarihi ve Alman kültürü üzerinde bilgisi \ar. Bu, salt kitaplara başvurarak elde edilmiş bir bilgi değil. Uzun zamanın biriktirdiği kişisel gözlemlere, değerlendirmelere, hatta sohbetlere dayanıyor. Konu konuyu açıyor. Oğuz, okuyucunun hiçbir olay ve sorunu düşunüp yorumlamasına fırsat bırakmıyor. Kayzer'in ziyaretini ABD donanmasından Missouri zırhlısının gelişiyle (s.145) karşılaştırmayı bile... Verileri devamlı kendi açıp, kendi yorumluyor. Uzun bir bibli 24 şubat günkü gazetemizin "DuydukGörduk'' köşesinde yer alan Çoban Ressam Suleyman Şahin'in sözleri, okurlarımızdan bir başka Çoban Ressam 'm, Kadir Can 'm pek ağrına gitmiş. Küçük yaşta geçim derdinden çobanhğa başladığuu, ama çobanükla resmi hep birlikte sürdürdüğünü belirtiyor Kadır Can ve çevresinde "Çoban Ressam"olarak tanmdığtmsöylüyor. Gelibolu 'nun Bolayır kasabasında yaşayan Çoban Ressam Kadir Can, Süleyman Şahın 'in öteki çoban ressamlan küçültür nitelikli yazısma pek üzüldüğünü belîrterek şöyle diyor: "Gerçeği araştırmak ve yaşamımı, sanat çalışmalarımı görmek isterseniz, memnuniyetle hem Çoban Ressam Kadir Can 'ı tanımanızı, hem de acı bir kahvemi içmenizi beklerim. Adres: Camibekir Afahallesi Muhıarı/BolayırGelibolu." Duyduk Gördük Bu da bir başka Çoban Ressam Bilimin bütünlüğü Oysa ülkemizin yalnız doğa ve muhendislik bilimlerinde değil, toplum ve insan bilimlerinde de, yani iktisat, sosyoloji, siyaset bilimi, tarih, antropoloji, psikoloji, arkeoloji vb. bilim dallarında da ilerlemeye ihtiyacı vardır. Sosyal bilimlerde de bir bilim politikamız olmalıdır. Ekonomi dalında seçkin araştırmacılar yetiştirmeden, iktisadi sorunlarımızı çözebilir, ekonomik kalkınmamızı gerçekleştirebilir miyiz? Toplumsal ve kültürel yapımızı derinlemesine inceleyen sosyologlann değil de, kimlerin araştırmalarıyla sosyal bünyemizi tanıyabiliriz? Siyaset bilimcilerimiz, örneğin ülkemiz Hükümetin uyutnu Bakanlar Kurulu'nun 7martta yapılan toplantısına kattimadan once gazeteciler, her bakana tek tek gündemdeki konuları sordular. Kapıda gazetecileri gören bakanlardan çoğunun yanıtı aynı oldu: "Bilmiyorum..." En sonunda Sağlık ve Sosyal Yardun Bakanı Mehmet Aydının geldiğini gören bir gazeteci dayanamadı: Efendim, kabine doğrusu çok uyumlu çalışıyor. Tebrik ede Teksaslı Mike Partelano, Dünya Kannüstü Atlama Şampiyonası 'na katılan yanşmacılardan biri. Bu yanşmada, en çok su fışkırtan birinci oluyor. Yaşı 25, kilosu 300 olan Partelano, Hatvai'nin Sea Life Park trampleninden havalanmış uçuyor bir kuş gibi. Ama bu uçuş ona ancak bir üçüncülük getirecek. AUah'cL, belediyeye, üfaiyeye JJyku uyutmayan sorular Eduardo Galeano, Latin Amerika'nın Kesik Damarları. Çev. A. Tokatlı R. Hakmen, Alan Yayıncılık, lstanbul 1983. Galeano, Uruguav'ın MonteSERHAN ADA video'sunda doğmuş eski bir ga"Bu el kitabının, bir aşk ya da zeteci. Bugün Barselona'da sürmacera romanı diliyle, ekonomi günde yaşamak zorunda. Lalin politikten soz etmesinin giinah Amerika'nın Kesik Damarları olduğunu düşiinenler var, biliyo (Las venas abierlas de America nım. Ama itiraf elmeliyim ki, Latina) 1971'de yayınlandıktan bazı sosyolog, siyaset bilimci, sonra bugune kadar 30'dan fazla ekonomist ya da tarihçilerin şif baskıya ulaştı; 10'dan fazla yareli bir dille yazılmış önemli ya bancı dile çevrildi. L. Amerika pıtlannı okumak bana zahmetli tarihinin klasikleri arasındaki ycgeliyor. Kapalılık. derinliğin vaz rini çoktan alan bu yapıtı Türkgecilmez bir bedeli degildir.. Bu çede 12 yıllık gecikmeyle oku>aarada şunu da belirtmem gerekir bili\oruz. ki, inanmış bir okur kitlesine scslentn belirli bir militan edebiyatı Galeano, kitabında L. Ameda a>nı kefe>e koymak doğru rika'nın bugünku kimliğinin taolur gibi geliyor bana. Devrim .rihsel kökenlerini araştırmaya ci anlatıma karşın, aynı kulak girişmiş. Geçmişi bugünun çağlar için, aynı kurulu cumleleri. rısına yanıt olduğu ölçıide karaynı sıfatları, aynı tumturaklı şımıza çıkarıyor. Kristof Koformülleri kurulmuş makina gi lomb'un günlüğu heyecan veribi tekrarlayan bir dil, bana kon ci bir tarihin başlangıç noktasıformizm gibi geliyor... Yazma nı oluşturuyor. Aynı metin içinnın nedeni, kafayı kurcalayan, de tarih, coğraf>a, ekonomi, pobir sinek \ızıltısı gibi uyku uyut litika, şiir, teoloji kopmaz biçimmayan sorulara cevap vermeye de kavnaştırılmış. Galeano'nun çalışraaktır." Kitabının 1978 yı başarısı biraz da bu kadar geniş lında yapılan Fransızca basımı bir konuda sentez yapma gozüna yazdığı son sözde bunları soy pekliğini gostermış olmasından lü\or Galeano. Aynı zamanda geliyor. başarısının nedenlerini de açıklamış oluyor. Kesik Damarlar'da L. Amerika, bir ülkeler topluluğu ya da Kuzey Amerika'nın bir alt bolümu olarak değil, kimliğini oluşturan kültürel butünluğu içinde ele alınıyor. Galeano'nun "pek çok aşk \e ırza geçme olayının" sonucunda ortaya çıktığını soylediği bu topraklarda, bugun hâlâ adım başı dev İnka ya da Aztek uygarlıklannın izlerine rastlanıyor. İşte, yuzyıllar suren talan, cinayet ve yıkıma karşın ayakta kalabilen bu tarihsel miras L. Amerika'nın geleceğe donuk en önemli umudu. Türkçe çeviriye, kitabın Fransızca baskısında bulunan, Carlos Sâ Rego tarafından hazırlanan 1978de Latin Amerika ulkelerinin durumlarıyla ilgili bir istatistik ek de konulmuş. L. Amerika hızla değişiyor. îşte Arjantin seçimlerinde Alfonsin'in başarısı; işte Şili'deki gösteriler \e işte Grenada'nın işgali. Hiçbıri Galeano'nun vapıtının güncelliği ve canlılığını azaltmıyor. Bir aşk romanı sürukle>iciliğindeki bu yapıt Latin Amerika gerçekliğini kavramada yeni araçlar sağlıyor. • Serhan Ada, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakülıesi 'nde Siyasal Tarih Araştırma görevlisrdir. Bakırköy Yeşilyurt, Ürgüplü tiyor. Aynı şekilde Belediye Şube Müdürlüğü 'nun 20.2.1979 tacaddesi 46 nolu apartmanm 2 nolu dairesinin "naçizane" sa rih ve 219 sayılı raporu kaldırühibi olan A. Nevzat Başkurt'un ması için apartman sakinierine 1978'den beribir derdi var. Ay talimat verildiği ve kaldırılacağı nı apartmanm üst katlarmdaki yohında taahhütlerinin almdığını dört daire kat kaloriferlerinin belirtmekte. Ancak 6 yıldır deyakıtlarını balkonlarında depo ğişen bir şey yok. Yakıt tanklariz. Aydm, ne olduğunu anlaya lamakta ve yangm tehlikesi ya n balkonlarda duruyor. 1984 yımamıştu Gazeteciler durumu an ratmakta. Nevzat Başkurt, Unın ocak ayı içinde aynı makamlar eski raporlannı doğrulalattılar ve, "Efendim, siz gorüşu 1978'den beri Bakırköy Belediyan yazılar gönderdiler, ama yilecek konuları bildiğinizi söyle ye Şube Müdürlüğüne, ttfaiye ne değişen bir şey yok. Nevzat seydiniz, uyumsuz ilan edilecek Müdürlüğüne, Savcılığa sayısız Başkurt, şikâyetini bütün medilekçe verdi ve hepsinden haklı tiniz." olduğuna dair raporlar aldı. Ör kamlara bildirdi. fakat bir sonuç Aydm, teşekkür ettikten sonneğin 13.J0.1978 tarihli ve 6254 alamadı. "Şimdi, diyor "işi Alra aynldı, ama uyumunu farklı lah'a havale ettik. Bakalım ne bir şekilde dile getirdi: Yüksek sayılı itfaiye raporu bu yakıtla sonuç alacağız!" nn kaldırüması gerektiğini belirsesle kahkaha atarak. HAYVANLAR ^ SAYIN \^NA&IU 1 MEM İHERKE&C ^ SECiMLEKDE NEPEN. Ismail Gülgeç Sosyal bilimlerin yeri Ancak, rapor incelendiğinde çok çarpıcı olarak ortaya çıkan soru, sosyal bilimlerin bilim politikamızda yeri olup olmadığı sonısudur. Rapor, "bilim politikası" kavramına "beşeri ve sosyal bilimlerin" (yani, toplum ve insan bilimlerinin) dahil olmadığını açıkça söylememekle birlikte; ülkemizde A + G çalışmalarının bilim dallarına göre dökümünün yapıldığı birkaç tablo dışında (örneğin, s. 61, k 1 KİM KİME DUM DUMA Behiç Ak KİTAP DIZISI H A L K K Ü L T Ü R Ü , 1. Kitap, 1984/1. M. Sabri Koz tarafından yönetilen dizi, folklor, halk edebiyatı, etnografya, etnoloji ve sanat tarihi konularında araştırma ve incelemeleri bir araya getirmeyi amaçlıyor. İlk kitaptaki katkılar arasında, "Gaziantep Tıbbi Folkloru", "Ermeni Harfleriyle Basılmış Türkçe Halk Kitapları", "Bektaşi ve Alevilerde Muharrem Ayini" başhklı incelemeler bulunuyor. Dizinin yazışma adresi: P.K. 147, SirkeciIstanbul. Tel: 338 90 47. İLAN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞtNDEN ESAS NO: 1983/1204 KARAR NO: 125 Sinop Ayancık, Ünlüce köyü, 47/2 kütük sırasında nufusa kayıtlı Ahmet oğlu 1954 d.lu ALİ TİRYAKl'nin hacir altına alınarak M.K.'nun 369. maddesi gereğince aynı yerde nüfusa kayıtb annesi 1332 d.lu FATMA TtRYAKİ'nin velayeti altına konulmasına 16.2.1984 tarihinde karar verildiği ilan olunur. B:2993 Kısa... Kısa... Kısa... Orhan Hançerlioğlu / İŞLAM tNANÇLARI SÖZLÜCÜ, Remzi Kitabevi, 1984, 775 s. Hançerlioğlu'nun son kitabı, İnanç Sözliiğü adlı çalışmasının "Islam İnançları" bölumünün gözden gecirilmiş ve genişletümiş şekli. İslam deyim, terim ve akımlannı da kapsayan hacimli bir başvuru kaynağı. Gündüz Ökçiin / OSMANLI SANAYİİ ISTATİSTİKLERİ 19131915, 3. basım, Hil Yayın, 1984, 199 s. Ökçün'un ilk iki basımı A.Ü. Siyasal Bilgiler F. tarafından yapılan çalışması, Imparatorluğun son döneminde Osmanh sanayiinin yapısına ışık tutuyor. Cengiz Orhonlu / OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA ŞEHİRCİLİK VE ULAŞIM, Ege Ü. Edebiyat F. Yayını, İzmir 1984, 157 s. Salih Özbaran'ın derlediği kitap, merhum Profesör Cengiz Orhonlu'nun Osmanlılarda şehir düzeni, alt yapı tesisleri ve ulaşım sistemi ile ilgili yayınlanmış ve yayınlanmamış araştırmalarını biraraya getiriyor. Sosyal tarihimizle ilgilenenler için değerli bir kaynak. TÜRK MESLEKLER SÖZLÜĞÜ, t.İ.B.K. Yayını, Ankara 1983, 350 s. Iş ve Işçi Bulma Kurumu tarafından yayınlanan sözlük, uluslararası standartlara uygun olarak oluşturulmaya çalışılan "Türk Meslekler Sınıflandırması"nın bir bölümünü meydana getiriyor. Nesimi Yazıcı / TAKVİMİ VEKAYİ: BELGELER, A.Ü. İlahivat Fak. Yayını, 1983, 178 s. Posta ve basın tarihimizle ilgili çalışmalan bulunan Dr. Yazıcı'nın kitabı 1832'de, Türkçe v e diğer beş dilde yayınlanmaya başlayan ilk gazetemizin hazırlıklarına ilişkin belgeleri ve bu belgelerle ilgili değerlendirmeleri kapsıyor. Nuri Bilgin / EŞYA SİSTEMLERİ VE İNSAN EŞYA İLİŞKİLERİ, Ege Ü. Edebiyat Fak. Yayını, tzmir 1983, 166 s. Dr. Bilgin'in sosyal psikoloji dalındaki doçentlik tezi, çeşitli sosyokültürel gruplarda insaneşya ilişkilerini İconu alıyor. Strasbourg Sosyal Psikoloji Enstitüsü profesörlerinden Abraham A. Moles'un Kültürün Toplumsal Dinamiği adlı kitabının Bilgin tarafından yapılan çevirisi de aynı Fakülte tarafından yayınlandı. Livia Rokach / İSRAİL'İN KUTSAL TERÖRÜ. Çev. Z. Neşe, Belge Yayınlan, Şubat 1984, 106 XV s. Filistin kökenli İtalyan gazeteci Rokach'ın, tsrail'in ilk Dışişleri Bakanı M. Sharett'in İsrail yayılmacılığına karşı çıkan anılarını inceleyen kitabı. Kitapta, Musevi asıllı ünlu Amerikalı dilbilimci ve insan hakları savunucusu Noam Chomsky'nin önsözü de yer alıyor. TÜRK BASININDA YABANCI SERVIAYE, Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği Yay.. 1983, 164 s. Bu kuçuk kitap 19821983 ağustos ayları arasındaki bir yıl içinde Türk basınında yabancı sermaye konusunda yazılanlardan seçmeleri kapsıyor. Araştırmacılar için de yararlı olabilecek bir derleme. SOSYOLOJİ YAZ1LARI, Haz.: İhsan Sezal, L'ludağ İ . Yay.. Bursa 1983, 150 s. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Dr. Sezal'ın sosyoloji derslerinde yardımcı kitap olarak kullamlmak üzere derleyip çevirdiği kitap sosyolojinin büyük isimlerinden alınma kısa metinleri kapsıyor. ERMENİ KOMİTELERİNİN A'MAL VE HAREKÂTIİHTİLALİYYESİ. Haz.: H. Erdoğan Cengiz, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1983, 432 s. Osmanh devletinin Ermeni sorunu uzerine goruşlerini kapsayan bu kitap 1916'da Istanbulda yayınlanmıştı. H. Cengiz basıma hazırladığı metin konusunda şoyle diyor: "Arap harfleriyle basılmış nushaları... güçlükle bulunabilen bu metin... Latin harfleriyle okunabilecek hale getirilmiştir. Şayet gunümuz Turkçesiyle yayınlansavdı belge değeri azaimış sayılabilecekti" DLNYA EKONOMİSİNDE BLNAL1M (SEÇME YAZILAR), Çe>. D. Sağlam M. K. Çakman, AR Yay., İstanbul 1983, 189 s. Gazi Üniversitesi eski öğretim uyelennden Prof. Dr. Dundar Sağlam \e araştırma gorevlisi Kemal Çakman'ın hazırladıkları kitap, dünya ekonomisınin içinde bulunduğu bunalım uzerine tanınmıs iktisatçıların incelemelerinı bir araya getiriyor. Farklı bakış açılarına yer vermesi bakımından okurların çok yararlı bulacaklan bir derleme. Ali İhsan Bağış OSMANLI TİCARETİNDE GAYRİ MÜSLİMLER. Turhan Kilabevi, Ankara 1983, 150 s. Doç. Dr. Bağış'ın çalışması 17501893 arasında Osmanlı Imparatorluğundaki gayri Muslim tuccar sınıfın ekonomide oynadığı rolu aydınlatmayı amaçlayan, yabancı arşiv belgelerinden de yararlanarak hazırladığı bir inceleme. TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 15 Mart JULIUS SEZARA SUIKAST! İLAN tst. 3. Sulh Hukuk Hâkimliğinden 1975/243 Ves. 22.11.1975 gunu \esayet altına alınan Mutlu Gulhan Tamam reşit olmakla M.K.'nun 414. Maddesıne göre vesayetin ve vasisi Bedinur Aksüyek'in vasiliğinin kaldınldığı ilanen duyurulur. 12.3.1984 B: 3027 MİLATTAN ONCE 44 'TE BUGÜN, ROMAU KOMU7AN VE DeVLETAOAMI JUUüS SEZAK ÖLDÜtZÜtDG7 g/g YIL ÖNCB, YAPTIĞI HİZMETL£RPEN ÖTÛeÜ SEMATO ONU İIAPARATOK İLAN £TMŞTİ. ANCAK ,&U TÜfZ S£UŞMELE/S BAZI Ç£IŞflEL£IZİ RAHATSIZ E0İyOR,S£2AR'/N VAO.I6ININ P€ MOKMSİYE SET Ç£KTfĞİNİ DÜ$ÛUUV'O8LA£Pİ. BİH GRUP, ONU OLPÜRPIEK İÇİN PL4N KUgAAAYA SAÇLAM/ÇTf BİLE.OLAYOAN KISA SÛes ÖNCE,BİR FALCJ SEZAg'l 'MARTIN fS'İNPB SAKINf DlYEeEK UYA8A4fÇTf.BUNA KAZŞIN O GÜN SEHATDYA 6I7Tİ. SuiKASTÇILAf? ETTSAFINI SAttiP HANÇEBLE&YLE SAU>I&&LA8SAM LAB/NPA ÜI/E/OĞUJHU GÖfiEfJ SE2AJ?,"ET TU ' '< DE M i ) 19341984 mecburdurlar. Tahsıl, ticaret, dava takıbi, tedavi gibi mazeretlerle mütekaitler muvakkaten memleket haricinde oturup maaş alabilecekler, fakat mezuniyet almadan gidenlerin maaşlan kesilecektir. ŞCHAUB RADYOLARI Bu sene 3 yeni model 50 YIL ONCE Cumhuriyet Büyük şefin İstanbula lutufkârhklart Büyukadada Dilde Gazi Hz. için yaptınlacak köşkün inşa masrafı olmak üzere konulmuş olan yüz bin liralık tahsisala a'ıt madde okunduğu zaman Muhittin Bey söz almış: "Bu tahsisat bütçeye konulmuştur. Fakat butçenin darlığını nazarı dikkate alan Gazi Hz. bu paranın şehrın başka ihtiyaçlarına sarfedilmesı arzusunu izhar buyurmuşlardır. Bmaenaleyh müşarunileyh Hz. nin emir ve arzuları mucibince tahsisatın bütçeden çıkarılarak diğer işlere tahsisini teklif ederim" demiştir. Bu teklif alkışlar arasında kabul olunmuştur. Bunun üzerine mevzuubahs tahsisat şehre ait işlere taksim edilmiş, bu meyanda yırmi bin tirası Cumuhuriyetin onuncu yıldönumu halırasını teyit maksadile yaptırılması mukarrer onuncu yıt abıdesine, yirmi bin lirası 16 mart şehitleri abidesine, otuz bin lirası stadyom inşaatına, 15 Mart 1934 iki bin beş yuz lırası Çarşambada yapıiacak parka ve beş yüz lirası da Idman Cemiyetieri tttifakı muavenet faslına ayrılmıştır. İLAN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN ESAS NO: 1983/953 KARAR NO: 1984/120 lstanbul Eminönu Alemdar Molla Fenari mah. 109 cild. 25 sayfa numarasız kütük sırasında nüfusa kayıtlı küçük Salim ve Öznur Senadım'a aynı yerde nufusa kayıtlı ablaları Fatma Çoban'ın velayeti altına konulmasına 16.2.1984 tarihinde karar verildiği ilan olunur. Basın: 3083 Yetim. dul ve mütekaitler izinsiz harice gidemezler Devlet mülhak ve hususî bütçelerinden maaş alan yetim, dul ve mütekaitlerden harice gidecekler resmi bir istida ile bulunduklan mahallin en buyuk memurundan izin almağa ŞCHAUB "rrvrrr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear