23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 Mart 1827'den Gönttmüze Batıya dönük tıp eğitimine 14 Mart 1827'de başladık. Yine de Batdı pozitif bilime dayalı laik bir tıp eğitimi değildi. Bugünkü çağdaş varhğına Cumhuriyet döneminde ulaştı. CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ten "Peygamber Tıbbı"nın (Tıbbı Nebe\î) da çok çok etkisinde\di. Ancak XVII. yu/.yılda Hekimbaşı Emir Çelebi, XVIII. yüzyılda da Hekim Abbas Vesim Efendi, bu sorunun önemini kavrayarak yapıtlarında bunlan dola\!ı olarak belirtebilmişlerdir. XİX. yüzyılın başında Sultan III. Selim Osmanlı tahtında oturmaktadır. Ama orgutlenmi^ korkunç bir gericilik de başkenün toplumsal havasına egemendir. 1leri düşünceli Padişah eideki "Süleymaniyye Tıp Medresesi"nin tersine Kadavra Disseclio"larını öğretim programına almış bir tıp okulu açmak amacındadır. Ne var ki halka bunu duyurmaya bir türlü yüreklilik gösterememektedir. Çünkü ayaklanmaya hazır, kafalan İslam şeriatçılığıyla kapkara koşullandınlmış, yığınlarla çember sakallı, takunyalıdan ödü kopmaktadır. Bu nedenle padişah şöyle bir uygulamaya geçmeyi yeğliyor: "Tıp Okulu'nu tstanbul'daki Rum azınlığına açlırtmak!.." Bunun için de "Dimitroşko Mur u z b e y z â d e " adındaki bir Rum'a (ki, bu kişinin Devlete hayinliginden daha sonra kafası kesilecektir). "Buyrultu" (Ferman) vermiştir. Adı geçen Rum, buna dayanarak Boğaziçi'nin "Kunıçeşıne"sinde bir Tıp Okulu açacak, orada tıp öğretimi bizim Medrese'nin tam tersine "Kadavra Dissectio"larıyla yapılacak, oğrenciler hep Rum, Yahudi gençlerınden eşdeyimle Müsluman olmayanlardan seçilecek, böylece dolaylı yoldan "Layik Tıp Öğretimi" yavaş ya\aş Osmanlı ülkesine girecek... Köktencilikten çok uzak bu iş yurüyemezdi; nitekim yurümedi de. Kültür değışimi gerekli. Bu da bir anda olacak şey değil. TOPRAK REJİMİ Sultan II. Mahmut dönemindevse Osmanlı İmparatorluğu yapılan pek çok "Islahat"a karşın sallantıdadır. Çünkü Batı anamalcılığının etkisine girmeye çoktan başlamıştır. Bunun sonucu ister istemez bir kültür değişimi olacaktır elbet. II. Mahmut Batıhlaşmayı hızlandınr. XIX. yüzyılın ilk yarımı içersinüeki Osmanlı İmparatorluğu'na, Batı Uygarlığı'nın girmesi böylece gerçekleşir. SONLÇ Bu açıklamaya göre Sultan II. Mahmut'un tarihsel kişiliğini "Zorunlu Kültür Değişmeleri" işlemini Osmanlı İmparatorluğu'na uygulamış bir hükümdar olarak niteleyebilirz. Tutucu çevrelerin "Gâvur Padişah" dedikleri bu duzeltimci (reformator) Osmanoğlu, çökmekte olan "Devlef'e az zamanda yaşam sağladığı gibi, çok büyük işleri de başardı. Bu arada 14 Mart 1827'de "Tıbbhânei Âmire ve Cerrahhânei Mamure" adını alan, kısa bir süre sonıa "Meklebi Tıbbi.\ei Adliyei !jâhâne" nitemiyle tıp tarihimize giren unlu okulu actı. Ama bu açıhştan sonraki on iki yılda öğretim gene Medrese\âridir. Bu arada Sultan II. Mahmut da ölmüştür. Yerine geçen oğlu Sultan Abdülmecit babasının ilerici yolundadır. Bu padişah dö" neminde Hekimbaşı Musiafa Behçel Efendi'nin Viyana'dan ders \ermek için getirtilen Dr. C.A. Bernard'ın üstun çabalarıyla ilk kez "Kadavra Dissectio"lanna başlandığını görmekteyiz. Bunlarla ilgili tutanakları İ.ti. tstanbul Tıp Fakültesi Mecmuası'nda çok önceleri (25:97115:1962) yaymlamıştım. İşte atılan bu adım eşdeîjimle "Kadavra Dissectio"larına girişimdir ki Osmanlı başkentinde "Layik Bir Tıp"btn da başladığma en sağlam kanıttır. Osmanlıların geliştirdiği, layik özellikteki, Batı pozitif bilimine yönelik tıbbı, Cumhuriyet döneminin Üniversitesi daha da geliştirerek günümüz tıbbına eriştirdi. Genç hekimlerimiz elbet daha ileri götüreceklerdir. Bu yazımı, ülkemizin ilk kadın profesörü ve sayrıhkbiümcisi (patoloğu) sayın hocam Kâmile Mutlu'nun adını şükran duygulanyla anarak ve sağlıklar dileyerek bitirmek istedim. PENCERE 14 MART 1984 "Yuvarlağın Köşeleri... Siyaset meydanına biri gelir, biri gider; kiminin yıldızı parlar, kimi söner; bir bakarsın yıldızı sönmüş sayılan biri yeniden pariar; parlamış görünen birisinin şavkı bir gecede söner. Bu yanardöner dünyada şimdi de Özal günün adamıdır. Yuvarlak çizgili bedeni, yuvarlak yüzü, yuvariak çenesi, yuvarlak gözlükleri, yuvarlak gıdısıyla Sayın Özal her gün gazetelerin birinci sayfalarında yuvarlanıyor. Bu iş nereye dek sürecek? Sermaye kesimi kendisine bir başka yıldız ne zaman bulacak? Kahve falına bakanlar, bir yıl mı desem diyoriar, üç yıl mı, beş yıl mı? Şu koca Tanrının işine akıl ermez; politikacının ömrüne zaman kesilmez; vakit biçilmez. Ben kendi hesabıma Sayın Özal'ın Başbakanlığıntn uzunca sürmesinden yanayım; koşulları iyice kotarsın, pişirsin, kadayıfın altını kızartsın; çünkü kadayıfın altı kızarmadan bir liderin aklının başına gelmediğini hep birlikte yaşadığımız, acısını çektiğimiz, tatlısını yediğimiz ülkemizde sayısı çok deneyimle gördük, anladık, biliyoruz. • Yazımın girişinde çok sevimli Sayın Özal'dan uzunca sözedişimin kuşkusuz bir nedeni var. Son yıllarda, iş hayatı gibi, siyaset hayatında fırsatı yakalayıp köşeyi dönmek felsefesi savunuluyor. Bu felsefenin mimarlarından Sayın özal, 6 Kasım 1983 seçimlerinin özel koşullarından yararlanarak köşeyi döndü; 25 Mart 1984 yerel seçimlerine iktvdar partisi kimliğiyle girmek ayrıcalığını sağladı; doğrusu bu işi pek güzel becerdi. Dün bizim gazetede yayınlanan konuşmasında da ilginç sözter söylemiş; işçilere, sendikacılara, sendika ağalarına ilişkin neler de neler demiş; arkadaşımız Erbil Tuşalp sormuş, Sayın özal veryansın etmiş, saçıp savurmuş. Yeşil kalemle altını çizdiğim satırlan birlikte okuyalım; özal diyor ki: " Sendika ağalan sendikalann başında fevkalade rahat yaşıyoriardı. (...) Ben şu sendikanın başına geçersem altıma çekerim arabayı. işçilere de atarım martavalı dönemi kapanmışör. Hiç kimse onlan kontrol etmiyordu. Yukarda sendikalann patronları var, ağalan var, aşağıda işçiler var. Türkiye'de bozulan takım yukardaydı." Turgut Özal'ın kendisi mi konuşmuş; yoksa Allah mı söyletmiş bu sözleri? Benim aklıma takılan soru şudur Sendika ağalan acaba ortadan kalktı mı? Görüyorum ki Türkiye'nin en büyük sendikalarının başında hep eski kişiler otunjyorlar; sanınm bunlar Turgut Özal'ın "sendika ağası" dediği türden sayılmazlar. Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ı sendika ağası sayabilir misin? Ya Sadık Şide? Hem Bakan hem Türkİş Genel Sekreteri olarak son yıllannı "fevkalade rahat" geçiren ve Turgut Özal'ın yakın çalışma arkadaşı olan Sadık Şide "sendika ağası" mıdır? Özal'a sormalı... Ne var ki sevimli Başbakana soracağımız sorular bu kadarla kalır mı? Türkiye'de yalnız sendika ağası mı var? Toprak ağası yok mu? Doğu Anadolu'da hangi partiye girerse sandık sandık oy toplayan ağaların varlığı yalan mı? Ya Batı'da Turgut Özal'ın partisine para desteği sağlayan parababaları ne olacak? Bu ağalar da "fevkalade rahat" ve "kontrolsuz" yaşamıyoriar mı? * Çok sayın ve çok sevimli Başbakan Turgut Özal'ın yuvarlak görünüşüne karşın çok sert ve çok köşeli politikasının katı çizgisi şudur: İşverene liberalizm; işçiye otoritarizm!.. Doç. Dr. SIRRI AKINCI Tıbbiyetnizin 157 yıllık bir geçmişi var. Batılı anlamda okul açılarak resmen tıp eğitimi 14 Mart 1827'de başlamıştı. Çağına göre oldukça geri, ilkel sayabileceğimiz bir başlangıçtan, bugün öğünebileceğimiz çağaaş tıp eğitimine nasıl ulaştığımızı kısaca görelim. Uzakdoğu'da, Ortadoğu'da tarihin çok eski çağlarından beri gelişen, içersinde İslam UygarhgVnın azımsanmayacak katkılan bulunan tıbbı, Anadolu Selçuklulan aldılar, onlardan da Osmanlılar benimsediler. Bu tıp Doğu'nun büyük klinikçisi "Abu'l Bakr Aİ Razî"nin (850 ? 920 ?) "AlHavî"sini, büyük biigin hekim "Abu'l Raihân AlBinınî"nin (9731051) "Kitab A's Saidala"sını, "Ali İbn Abbas"m (9501005) "Aİ Tıbb Aİ Malikî"sini, büyük hekim, büyük yazar " İ b n S i n â " n ı n (9801037) "Kitâb Aİ Kanun f i t Tıbb"ını, "A» Adviyâ Aİ Kalbiyâ"sını, "Abul Kasım A's Zahravî"nin (? 1013) "E'tTasrif'ini, " t b n Rüşd'ün (112611%) "Aİ Kulliyât fi't Tıbh'ını. "Aİ Mufredât"mı içersinde toplamıştır. Osmanlı hekimleri kimi kez Arapça kimi kez de yaşadıkları yüzyılın Türkçesiyle kaleme aldıklan yapıtlarında adı geçen bilginlerin söylediklerini yinelerlerdi. Bu arada kimi hekim yazarlann " H a m s e " (Beşleme) başlığı altında bir "Kulliyât" (Colliget) oluşturduklarını da bilmekteyiz. Bu sözcükle "Beş Kişi"den ibaret sayılan İslam Peygamberi ailesine (Âli Aba) saygi gösterilmek istenirdi. Bir tıp kitabı yazarken bile bu İslami geleneğe uyulurdu. Her kitap kendinden önce yazılmış bir başkasına çok çok benzerdi. Bunların ilk yapraklarında " D i z i n " (Fihrist) bulunur, sonra "Besmele" ile metne girilir, "Tann 1 'ya " H a m d " , İslam Peygamberine " S e n â " (Övgü), Osmanlı Padişahı'na " D u a " edilerek, "Kur'ân"ın bir "Âyet"ine ya da bir "Hadis"e göre tıbbın tanımı yapılır, daha sonra da " R e ' s " (Bas), " C e a " (Gövde), "Etraf" (Kollar, bacaklar) sayrılıklan (hastahkları) tıp tarihinin ünlü "Dört Humor" (Ahlatı Erbaa) kuramına göre açıklanırdı. Son bölümde de bitkiseU.madensel maddelerle, "Havan İşi" tekniğine göre hazırlanmış, sözüm ona ilâçlarla 'Sağlatım"a (Tedavi) geçilirdi. Kitapların çoğunda "EşŞeyhÜ'r Reis" (En yuce hekim) deyimiyle söz "İbn Sinâ"ya getirilir, onun nitelemeleri, düşünceleri belirtilir, kimi kez de "Bukrat Hekim", "Calinus Hekim" deyimleriyle Hippokrates, G. Gatenos'tan söz edilirdi. "Dissectio" (Ölüleri bilimsel amaçlarla kesip biçme) sorununa hiç ama hiç yanaşılmazdı. Çünkü îslam'da "Gömüllerin Açılması" (Fethi Kabir), "Ölülerin Açılması" (Fethi Meyit) bir "Bid'âtı Kabihâ " (tnnovatio, İslam peygamberi zamanında yapılmayıp, sonradan İslamlığa girmiş, uydurma bir işlem) sayılmıştı. XV. yüzyıl Osmanlı Şeyhülislamı Mevlâna Alâeddini Ali'y'yül Arabî bu noktayı bir fetvasında açıklamıştır. Bu nedenle Osmanlı tıp yazarlan bu konulara hemen hemen hiç değinmezlerdi. Bundan dolayı o tıbba "Layik" diyemiyoruz; za OKTAY AKBAL EVET/HAY1R Bu Nasıl Ders Kitabı? 19821983 dönemi bütünleme sınavları sonucunda iki dersten başarısız duruma düştüm. Bu derslerden birinden haksızlığa uğradığım kanısıyla, başansız sayılmama ilişkin işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtım. Sınav kâğıdım mahkemece üç kişilik bilirkişi kurulana incelettirildi. Sonuçta, sınav kâğıdımdaki yanıtlann bu sınav için belirlenen başarı düzeyinin üstünde oiduğu anlaşıldığından kâğıdtma geçer not verildi. 2.11.1983 günü, İdare Mahkemesi'nce yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Bu kararın uygulanması üzerine, 19831984 öğretim yılında bir üst sınıfa devam etmeye başladım. ö|renmek istediklerim şöyle: 1 Yüriitmenin durdurulmas» karan ne kadar süre için geçerlidir? Bu süre bitince ne yapmahyım? 2 Başarısız OGRENa/OGRETMEN YÖNETEN MUAMMER TUNCER Mohkeme koranyia bir üst sınıfa geçtim sayılmama ilişkin işlemin iptali ne kadar surede sonuçlanır? 3Tek ders sınavına girme hakkım doğar mı? 4 Başansız sayılmama ilişkin işlem iptal edilmezse okul durumu ne olur? Ozetle * istanbul Üniversitesi'nden R. Özerdem, siyasi nedenlerle haflf suçlardan hüküm giymiş öğrenciler adma yazdığı mektupta şöyle diyor: ' 'Biz işlediğimiz suçlann karşılığını ödedik. Üstelik, geçen zaman süreci içinde bundan sonraki sorumluluğumuzun bilincine vardık. Bizi topluma kazandırmalan gerek. Yetkililerden, soruşturma raporlanyla kapanan ekrnek kapılanmızı açmalarmı diliyoruz." Aşağtda okuyacağınız satıriar istanbul Üniversitesinde okunan bir ders kitabından alınmıştır: "Turkiye 'de nüfusun be/to yüzde ikisini temsil etmeyen ve kerv dilerini iterici addeden bir avuç insan vardır. Kraktan zryade kraJcı geçinen bu küçük zümre kendilerini 'ilerici ve deyrimci' olarak tanıtmış ve guya Laiktiğin müdafii kesilmiştir. işte Laikl'ıği en çok istismar eden ve Atatürk'ün bu ilke ile memlekette yapmak istediği yenilik)eri sapftran bu grup olmuştur. Lalkliğin arkasına sığınarak islama ve Osmanlıya en insafsız saldınlan yapan ve mületin zihnini bulandıran bunlardır." Evet, Prof. İbrahim Kafesoğlu ile Doç. Mehmet Saray'ın ortaklaşa yazdıklan "Atatürk llkeleri ve Dayandığı Tarihi Temeller" adlı kitap Edebıyat Fakültesi son sınıflarında 'inkılap Tarihi' dersinde okunmaktadır. Bir ders kitabı, herşeyden önce 'yansız' ve 'bilimsel' bir tçerik taşımalıdır. Bir ders kitabında 'polemik' yapılmamalıdır. Bir ders kitabında bölücü, aydınlarm bir bölümü suçlayıcı savtar bulunmamalıdır. Bay Kafesoğlu'nun 'ülküleri' öteden beri bilinmektedir. Bay Saray'ın daha genç olduğu anlaşılıyor, ama o da 'hoca'nın yolunda yürüyen başka bir ülküdaş!.. Bu gibi kişiler tutucu gazetelerde istedikleri yazılan yazabiliyoriar zaten, bilim adamının baş rutelıği olan yansızlık ilkesine aldtnş ettikleri yok! Ama hiç değiise ders kitabında biraz daha dikkatli davranmaları gerekmez mi? 'Atatürk llkeleri' başlıklı ders kitabt Atatürkçüluğü 'yozlaştırma', ona bambaşka bir anlam verme çabalarının kaba bir ürünüdür. Bu tür kttaplarla mı öğrenecek gençliğimiz Atatürk devriminm anlamını ve ilkelerinin önemini? .., (Jlusumuzun yüzde ikisi oranındaki "inançsız ve islamiyet ' duşmant" zümre "yazrfı ve sözto olarak yaptMan faaHyeOerie zaten millete doğru dürüst anlatılamamış olan laiklik ilkesinln tamamiyle anlaştlmayan bir mefhum haiine ge/mesıne yo7 açmıştır." diyor Bay Saray... İşterseniz kitabın son sayfasında yer alan 'yozlaştırıcı' sözleri birlikte okuyalım: "Bu zumre önce Atatürk'ün 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' sözünü 'halk idaresi olarak tanıtmaya çalışmıslardır" Egemenliğin, uiusun olduğunu soylemek bu ülkede halk yönetiminin buiunduğu anlamına gelmez mi? Hem Atatürk de 1921'de TBMM'de "Toplumbilim açısından bizim hükümetimizi anlatmak gerekirse halk hükümeti' deriz... Biz bağımsızlığını kurtarmak için çalrşan emekçileriz, zavallı bir halkız" dememiş miydi? Yine Bay Saray sözlerini şöyle sürdürüyor. "Yine bu küçük zümre Atatürk'ün, inkılaplannı bir ihtilal o/madığını belirtmesine rağmen, O'nun söz ve fikirierini değiştirerek hareket eden kimselerdir. Bu mandut ve inançsız zümredir ki İslama ve Osmanlıya hakaret etmekle yetinmeyerek Atatürk'ün miltete söylediklerini ve yapmak istediklerini değiştirmekten çekinmemiş, kendi menfur emellehne ulaşabilmek için s^ rası gokiiğinde hakaret edip beğenmedikleh Atatürk'ü kendilerine bayrak yapmışlardır. Hakikatte ise en büyük Atatürk düşmanlığını onlar yapnvşiardır." Şimdi soranm: Bir öğrenci, Bay Saray'ın Bay Kafesoğlu'nun ve onlar gibi Atatürk devrimini yozlaştırmaya çalışanlann bu tür savlannı yinelemezse, ya da 'hayır bunlar doğru değildir, gerçek Atatürkçü yazarlar, düşünürter bu kanıda değil' yanıtnı verirse, Devrim Tarihi dersinden sınrfta mı kalacak? Kafesoğlu, Saray gibiler, Atatürk Devriminin anlamını yozlaştırmak cüretini nerden, kimden alıyorlar? Atatürk devrimine baölılıklannı kanrtlamış, kitaplarıyla, yazılarıyla yıllardır Atatürk ü ve devrimci atılımlarını desteklemiş, övmüş, geniş yığınlara sevdirmeye, benimsetmeye çalışmış yazarlan, düşünürieri, öğretim üyelerini, 'Atatürk'e sırası geldiğinde hakaret eden sırası geldiginde kendilerine bayrak yapan' kimseler olarak gostermek çirkin ve aşağılık bir davranıştır. Böyle bir karaçalma hem de bir ders kitabında nasıl yer alabilir? Nerde İstanbul Üniversitesi Rektörü, Senatosu, Edebiyat Fakültesinin Dekanı (hani TDK kitaplannın tumünü ortadan kaldırmak önerisinde bulunan kişü). Nerde gerçek Atatürkçüler? Meydan o kadar boş mu? Atatürkçü devrimciler bu denli sindirildi mi? "Atatürk ilketeri ve Dayandığı Tarihi Tezier" kitabından ikjinç bir parça sunacağım, isteyen alır inçeler, daha ne 'inci'ler, ne 'Atatürkçüjüğe karsrt' savlar bulur. İşte bir tanesi: Atatürk bir evrimci imiş, bir 'JnMap'yapmış, buna devrim diyerek 'ihtüal' anlammı verenler kötü niyetJi kişitermiş!... Kafesoğlu'na göre DU konuda şoyie demış Atatürk 5 Kasım 1925 te: "öu ınKiiap ihtilald&n baskadır ve ondan daha geniş bir tahavvülürfadeetmeWedir". Bay Kafesoğlu ile Bay Saray bu söze dayanıyor, Atatürk bir 'ihtilal değil bir inkılap yaptı' diyoriar. Oysa Atatürk Türk inkılabının yani devriminin 'ihtilalden daha geniş' bir değişiklik olduğunu söylüyor. Hem de aynen şöyle: "Türk inkılabı nedir? Bu inkılap kelimenin vehleten ima ettiği ihtilal manasından başka, ondan daha vasi bir tahavvülü ifade etmektedir." Görüyorsunuz, sayın 'hoca'lar Atatürk'ün sözlerini değiştirmekten, anlamını bozmaktan bile çekinmemişter. 'İhtilal manasından başka, ondan daha geniş bir tahavvülü ifade eden' bir büyük, değişikliktir Atatürk'ün 'inkılap'tan anladığı... Atatürk inkılabı, gerçek bir devrimdir, bir ihtilaldir. Koskoca Osmanlı İmparatoriuğunu ortadan kaldırmış, binlerce yıllık Halifeliği silip atmış, Türkiye'yi yeni Türk insanının oluşturulduğu bir toplum haiine sokmuş, tüm yasalan, anlayışları çağdaş uygarlığa yakıştırmış bir eylem, bir 'devrim', gerçek bir ihtilal değiise nedir? Bay Kafesoğlu He Bay Saray'ın Atatürk'ü de devrimci atılımlarını da yozlaştıran 'ders kitabı'ndan yine söz edeceğim. SBFİİ hukukçular neden avukat olamıyorlar? * SBF'yi bitirdikten sonra hukuk fakültesi fark sınavını verdim. Adalet Bakanlığı'ndan gelen 30.12.1983 gün ve 29800 sayılı yazıdan 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 3. maddesine göre, avukatlık meslefine kabul için hukuk fakültesi çıkışlı olmak şartının aranmakta olduğunu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunlannın, fark sınavı verseler bile, Avukatlık Yasası yönünden hak elde etmelerinin mümkün olmadığını üzülerek öğrendim. "Hukuk Fakültesi programına göre eksik kalan" derslerden (bu derslerin çoğu SBF'de okunduğu halde) fark sınavı veren SBF çıkışhlann hukuk fakültesi mezunu sayılmaları gerekmez mi? Fatih Açıkahn İskendenın • Bir yaıtdan SBF çıkışlılara hukuk fakültesinde fark sınavı hakkı lanımak, obiır yandan bu sınavlarda başarılı olanlan hukuk mezunu kabul etmemek ne hukuk mandğı ile, ne de sıradan mantıkla bağdaşır. Fark sınavı, adından da anlaşıldığı üzere, farkı ortadan kaldırmak amacıyla verilir. Yoksa "fark sınavı"nın hiçbir anlamı kalmaz. Adalet Bakanlığı okurumuzun sorusuna doyurucu yanıt getirmelidir. ^ f l y f A9unjbu100t Askeriîk dönüşü işlenü •k 1982 yılının şubatında stajyer matematik öğretmeni olarak Denizli iline atandım. Aym yılın ağustos ayında yoklama kaçağı olduğum gerekçesi ile askere ahndım. 5.3.1984'te terhis olacağım. Askere giderken dilekçe verdiğim halde, okul idaresi beni müstafi saydığı için askerlik dönüşü göreve başlayamayacağım bildiriliyor. Askerlik izni dilekçemin vşleme konmamış olması nedeniyle yeniden göreve dönmekte zorluk çekeceğim an GÜVEN ERDOGAN DENİZLİ 1 Yürütmenin durdurulması karan, aksine bir karar verilinceye dek geçerlidir. 2 Davanın sonuçlanma suresi mahkemenin • Sevşehir, Avanos'tan Nuri iş durumuna bağlıdır. Kesin bir süre verilemez. Şu da var ki, yü Anılır'a: Sizin durumunuzdakirütmeyi durdurma kararı bozul lere göre bir derece düşük maaş madıkça durumunuzda herhan almanız bir yanlıslığın sonucu gi bir değişiklik söz konusu ola olsa gerek. Basvurulannızut Milli Eğitim Bakanlığı 'nca yanıtsız maz. 3 Şimdiki durumda tek ders sınavına girmeye elbette bırakılmasına anlam veremedik. Bir kez daha, görev yaptığınız hakkınız var. 4 Başansız sayılortaokulun müdürlüğü kanahyla manıza ilişkin işlem iptal edilbasvurmamzda yarar var. Alamezse bir üst sınıfa geçirilme işcağınız yanıta göre, gerekirse leminiz geçersiz sayılır. bölge idare mahkemesine başvurabilirsiniz. laşılıyor. Atamamın zamanında gerçekleştirilebilmesi için ne yapmalıyım? • Üskudar, Ümraniye'den Sultan Akyıldız, 23 ytllık öğretmen olan eşi Cemal Akyıldız'm istek dışı bir atamayla Kastamonu 'H. Semih Işıkoglu nun tğdir köyüne verildiğini be* Görevden çekilmiş sayıldı lirterek sunlan yazıyor: "Bu ğınız için askerlik dönüşü tşlemi haksız işlemin yanı sıra şimdi de ne alınmanız olanağı bulunma Kastamonu Milli Eğitim Müdümaktadır. Ancak boş kadrolar rü 'nün haksız ve yasalara aykıdan birine açıktan atanacaksı rı tutumuyla karşı karşıyayız. nız. Askerliğinizi bitirince. gö Eşim sağük durumu özrunü belrevden çekilmiş sayıldıgınız ilin gelediği halde, Kastamonu Milmilli eğitim müdürlügüne baş li Eğitim Müdürü basvurumuzu isleme koymamakta direniyor." vurmanızı öneriyoruz. BÎLtMcSANAT MART SAYISI ÇIKTI ortut Babamtz, ÇOBAN YURTÇlPyu Ozd otobk, tam pnriyon konıkiun», Ottnr BARBARÛSBULVARI, 35 BESİKTAŞIST TEL I61IO74.16187261»122*1 KAOIKOY J37CT07 . V • » BELEDİYELER: HALKIN KATILIMI OERÇEKLEŞECEK Mİ? Korel Göymen, ilhan Tekeli, Akın Atauz ve Bülent Tanık'ın yazılan • YÖK: NASIL BİR "BAŞARI1*? Ord.Prof.Dr. Hirsch: "...yabancı üniversitelerın bu durumda artık Türkiye'nin bilimsel kuruluslannı kendilerine eş saymalan olanağı kalmayacaktır." • TRT'DE YOK EDİLEN PLAKLAR, SİLİNEN BANTLAR / Juhde Gülizar • "MEYDAN O K U Y A N " BİR OZANIN ARDINDAN Büyük Filıstin'li ozan Besıeso oldü / Aziz Çalışlar • DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ / Şükran Kurdakul • BİLİM V E SANAT'IN ALLENOE'NİN ÇALIŞMA BAKANI MIREYA BALTRA İLE SÖYLEŞİSİ yitirişimizin 3. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz. EŞİ VE ÇOCUKLARI bilmece bildirmece güvenerek içmece MART AYI Söyleşi Günleri Bu Hafta 14 mart BugUn 1 mart 7 Cumartesi 13. OS 2O.QS ıs.sa 2o.es • ARTAN BASKI VE DİRENEN SANAT Gürhan Uçkan ABD neden UNESCO'ya karşı? • UNESCO'DA BUNALIM / Hıfzı Topuz • TÜRKİŞ'TEN Şaban Yıldız İZLENİMLERANILAR Latin Amerika Orneğmde Oktay Akbal Recep Bilginer Ayhan Hünalp Abdülkadir Bulut Erdoğan Alkan Refik Durbaş Adnan Özyalçınar Sennur Sezer Abdülkadir Bulut • "GALİLE'NİN Y A Ş A M I " Ayşegül Yüksel ve Manfred Wekwerth • EINSTEIN VE BİLİM / İsmail H.Demırdöven Abone: Yülık 1200, altı ayhk 800 TL. DizinliaItler.(M2), (1324) ve (2536) sayılar 1300erTL Dizinli cilt kapaklan: 350'şer TL. Po«t« Çeki No: "Bilim ve Sanat Dereisi 19.526 1" Adres: Yüksel Cad.9/13. VenişehTr Ankara / Tel: 18 38 26 İstanbul TemsilciUgi: Molla Fenari Sok. Nadir Han Kat. 5, Cağaloğlu / Tel: 520 54 20 bilge kitap kulübü KONGRE Üsküdar Amerikan Kız Lisesi Yardımlaşrna Derneii'nin "Olağan Genel Kurul Toplantısı" 6 Nisan 1984 cuma günü saat 16.3018.00 arasında Üsküdar Amerikan Kız Lisesi Study Hall'de çoğunluk st4lanamazsa 13 Nisan 1984 cuma günü aym yer ve saatte yapılacaktır. Gündem: 1 Açüış, yoklama 2 Divan seçimi 3 Raporlann müzakeresi ve ibrazı 4 1984 bütçe usansı 5 Seçimler 6 Düekler ve kapanış t.A.K.L. YARDIMLAŞMA DERNEC1 Valikonağı Cad. 73Ni*anta>ı Üye kayrtlarımız sürmektedir. Aynntıh bilgi İçin mflıprtl kupondan yarartanaeillrtinlz. OKTAY Bugun 15.BS AKBAL 20.2S a r a mı z d a Tibbın çaresizliğinden sekiz yaşında yitirdiğimiz kızumz Bilge Kitap KulübU Valikonağı Cod. 7 3 Nişantaşı MÜGE'yi ikinci yılında anıyoruz. HARtKARAMAZAN GÜNER Adınız, Soyadınız:. Mesleğiniz: İş Adresiniz: Ev Adresiniz Tel:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear