Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet ŞEVKET YILMAZ: S ıhıhı C umhurı\el Maıbaaulık \e Cıj/ciı.v.ılık Turk Anonım Şırkelı adına Nadır \«ıdı. • Cn.nel \ avın Muduru Hasan Cemal. Muc.se>* \luduru h mın< l şjkhgıl. N a/ı Mtrı Muduru Ofcav donensın. • \ a/ı hlerı Mudur > ırdııiKisı Uımel korulsan Haber Merkc/ı Muduru Yalçin Baver, Savfa Du/uıı ^onıinı<.m \\ı TAKVlM 18 Şubat 1984 tmsak 6 23 Güneş 7 48 remsıkıler ANKARA Yalçın l)«gan, İ/MIR llıkmel (,elınkdva, ALJANA Mehrael Mercan. • Serus Şeflerı Isıanbul Hdberlen Selahaltın (.uler, Dış Haberlcr trgun Balcı, Ekonomı Osman l lagav Kulııır Avdın Imeı. Ma ga/ın Nalçın Pek^en, Spor Danışmdnı Abdulkadır \ uıelman, Dıı/ılımı. Refık Durbas. Araşıırma Şahın \lpa. îkındı 16 18 Akşam 18 48 Yatsı 20 07 Burolar • Ankara Konur Sokak No 24/4 Yenışehır Tel 175825 175866, Idare 181315 • lımır Halıt Zıva Bulvarı No 65/3, Tel 254709131230 • Adana Ataıurk Caddesı, T H K Işhanı Kal 2/13, Tet 14550 19731 • Basan \e \a\an Cumhunyet Malbaacılık ve Gazeıecılık T A Ş Turk o , SıCad 39/41, Cağaloğlu Isı PK 246 Ist Tel 5209703 Telex 22246 Öğle 13 23 Yüzde 43 zammı yüzümüz kizarmadan savunabiliriz Istanbul Haber Servısı Turklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Turklş'e bağlı sendika yonetıcılerının katıldıklan seminerde yaptığı konuşmada, Turklş'ın 1984 zamları ıçın goruşlennı abartmadan verdığını söyledı Turklş'ın karşılarına hesap makınelerı ıle çıkanlara, \uzunu kızartmadan savunabıleceğı ra kamlarla geldığını ve bunu sonu na kadar savunacağını soyledı Şevket Yılmaz, vetkı prosedurlerının ışletılmesı ve toplu pazarlık duzenı başlatılmasından sonra, daha gerçekçı rakamlarla ışçı haklarını savunmak uzere ışverenlerın karşısında masava oturacaklannı belırttıkten sonra. ozetle şovle dedı. "Enflasyonun yuzde 25 olacağını soyluyorlar. Bize inandırıcı gelmemekle bıriıkte, enflasvonun bunun altında kalması, hatta tek rakamlı olarak gerçekleşmesini bız de ısterız. \m» bu işçi ucrellerı sınırlanarak olamaz. Bız 1983 oncesı kavıplanmızı da kapaimayı duşunmuvoruz. Sadece 1983 vılından kalan kayıbın uzerine hukumetın bu yıl ıçın yaptıgı enflasyon tahmininin katılmasını isthoruz kı, bu da işçının 1983 başındaki ucretını koruma çabasından ibarettir." Seminerde duzenlenen panelde konuşmacı olarak soz alan Prof Metin Kutal, 1961 Anayasası ve 1963 ış yasalarına gore, sendıkal haklann sınırlandığı \e anayasa ve yasalarla karşı karşıya bulunulmasına rağmen, ışçı haklarında olumlu gelışmelerın kaydedıleceğıne ınandığını belırttı 1961'Ier 63'Iere gore çok bıhnçlı ışçı ve sendıkacı kıtlelerının bunu gerçekleştıreceSını soyledı Gazetecıler Refik Sonmezso) ve Şukran Ketenci ıse, ışverenle rın ılangucu ıle basınve kamuoyu uzerındekı etkınlığı kadar, ışçıler ve sendıkalann da okuyucu olarak denetleme guçlerının bulunduğuna ışaret ettıler İşçıler ve sendıkalann bu guçlerını bıhnçlı ve yerınde kullanmalan halınde, haklarının savunulduğu bır basın ve kamuoyu yaratabıleceklermı belırttıler Kanserin bir düğümü daha çözüldü Dış Haberler Servısı Kanser genı ıle hucrenın buyumesı arasında bır bağlantı daha bulunması kanserin anlaşılması ça balarını bır adım ılerı goturdu Israıllı, Ingılız ve Amerıkalı bılım adamlarının vaptığı bır araşıırmanın sonuçları Ingılız bılım dergısı " N a t u r e " d a yayınlandı Dergıvegore bu araştırma kanserin anlaşılması çabalannda onemlı bır adım DERE GELtYOR DERE Çorlu Deresı Çerkezkoy'un içine girerken kuçucuk bir su. Fabrikalar artezyen kuyulanndan aldıklan suları kendi kırtı atıkları ile biriıkte boşaltıvorlar bu suya. Fabrika yoneticileri su>u kendilerinin temidediğini soyluvorlar. Koyluler ise suya giren hayvanlannın oldugunn... "Internatıonal Herald Tribune" gazetesının haberıne gore kanser genleri ıle hucrenın buyu mesıne vol açan maddeler ara sındakı bu bağlantı kanserin ne denlen konusundakı eskı açıkla malarlaçatışryor Çunku kanser hucre bu\umesının kontrolden çıktığı bır sureç olarak bılmıyordu Kanserin bırçok adımda gelıştığı genel olarak herkesce kabul edılen bır göruş Kanser genlerının her bın her aşamanın hızlanmasına yardım edıvor Normal hucrelerde buvumevı voneten bır kenetlenme sıstemı (kılıtanahtar sıstemı) bulunu yor Buvume faktorlerı olarak adlandırılan kuçuk proteınler anahtar, hucre yuzevınde bulunan alıcı admdakı kompleks yapılar ıse kılıt rolunu oynuyor Yenı araştırma, tavuklarda lo semı (kan kanseri) yapan bır vı rus uzerınde vurutuldu Bu \ı ruste bulunan ve ERBB adı verılen gen, hucre yapısındakı alı cıva benzeven bır madde uretı>or Ancak bu madde arızalı ve herhangı bır bu> ume faktoru olmadan anormal bır buyumeve yol açıyor Geçtığımız yıl yapılan ıkıncı bır buluşla bıriıkte kanserin anlaşılmasında bır adım daha atılmış oldu Ilk araştırmada, kanser genleri ıle doğal buyume faktorlen arasında bağlantılar bulunmuştu Ingılız ve Amerıkalı bılım adamlan geçtığımız yıl kanser genının, "plateletten turemış buyume faktoru"ne benze\en bır madde urettığını buldular ABD'lı bılım adamlan son buluşla bıriıkte kanserin oluşma surecının temel ozellıklerının anlaşılmış olduğuna dıkkat çektıler Sendika liderlennın katıldığı bir seminerde konuşan Şevket Yılmaz, "Bız 1983 öncesi kayıplarımızı kapatmayı düşünmtiyoruz. Sadece 1983 yılmdan kalan kayıbın Uzerine hükümetin bu yıl için yaptığı enflasyon tahmininin katılmasını istiyoruz ki, bu da ışçinin 1983 başındaki ücreîini koruma çabasından ibarettir" dedi. Bılim adamlan, kanser genleri ile hücre büyümesi arasındaki bağlantıyı kamtladı. Bu bağlantının varlığı, kanseri hucre buyumesinin kontrolden çıktığı bir süreç olarak ele alan teoriyle çatışıyor. Kohl'un iki bakanı martta geliyor Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu bugün toplanıyor ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Turkıye Barolar Bırlığı 17 Genel Kurulu bugun toplanıyor Genel Kurula sunulacak vonetım kurulu kararı, "Ars doneme ait butun mevzuatın tez elden gozden geçırılmesı" ıstendı, "Savunma hakkının kısıtlanmasımn adaletın kusursuz gerçekleşmesıni, vargının doğru işlemesını engelledığı" belırtıldı ve "1983 vılı bu açıdan uzucu olaylarla doludur." ıfadesıne >er verıldı UÇ ADAY Barolar Bırlığı'nın bugun Turkİş salonlannda yapılacak genel kurulunda başkanlık ıçın uç aday çekışecek Eskı Başkan Atilla Sav'ın SODEP'te görev aldığı ıçın ıstıfa etmesınden sonra yerıne geçen Teoman E>ren'ın Ankaca delegasyonu tarafından aday gosterılmesı kesınleştı THA'nın haberıne gore, Izmır Barosu İsfcemter özttmn'ı, Istanbul Barosu Emin Baltaoglunu aday gösterecek Çorlu deresi temîze çıkmak için temyiz kararı bekliyor Muhtarların dılekı,esı uzerine ka mu davası a v an ve mahkemede ka mu adına fabnka sahıplerının v.ezalandınlmasını savunan savo ıle go Köy muhtarı: Fabrika sularınm kırlettıği dere ruşmek uzere Çerkezköy Adlıyesı' ne geldığımızde az önce fabrika mu de sulanan hayvanlanmız oldu. Benim de iki sığı duru Aykanal'ın yanında görduğumuz uzun boylu be\ın savcı F.rcıvan rım öldu. Tumay olduğunu oğrenıyoruz Sav Fabrika müdurü: Benim fabrikam suyu kir Linın yanında bıze karardan haberı letmiyor. Fabrikadan çıkan suyu bardağa koyar içe olmadığını sovleyen savın Avkanat da \ıne savcı beyın odasında Bu du rumu >ovle ı/ah edıvor rim. Türkiye Avrupa diplomatik trafiğini Ahnanyu açacak ANKARA (Cumhurivet Burosu) Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un "ozel temsilcisi" sıfaınla Ankara'ya gonderdığı Dr Walther Kiep'ın Turk hukumetı ıle yaptığı goruşmelerde ıkı ulke arasındaki ılışkılenn gelıştırılmesı A>rıca Turkıye'nın Avrupa ıle ılışkılerının canlandırılması konuları ele alındı Sağlanan bılgılere gore her ıkı konuda da taraflar arabinda goruş bırlığıne varıldı Ozel temsılcı, Başbakan Turgut Ozal'a Federal Mman hukumetının Turkıve'nın Avrupa'dakı eskı >erını almasını arzuladığını, bu amaçla elınden gelen çaba>ı gostermek ıstedığını behrttı Ilk aşamada Avrupa ıle neredeyse dort yıldır kesılmış bulunan diplomatik trafığın Alman tarafınca açılması tasarlanıyor Bu amaçla Federal Alman Dışışlerı Bakanı Hans Dietrich Genscher'ın mart a>ının ılk haftasın da, Savunma Bakanı \\arner Manfried Woerner'ın de mart avının sonuna doğru Ankara'ya gelmelerı tasarlanıyor Dr Kıep Ozal'a, Kohl hukümetının Ortadoğu'da "yeri sağlam bır Turkı>e" gormek ıstedığını bıldırdı HERKES BAŞKA KONUŞUYOR Savct: Karar temyiz ediliyor. Yargıtay'da kesinleşince, o zamana kadar arıtma tesisi kurmayanfabrikaların uretimi durdurulacak. Laboratuvar raporu: Fabrıkalann atık suları, ınsan sağlığına zararlı maddeler içeriyor. Mahkeme karart: Suyu kirleten 11 fabrikaya ağırpara cezası ve faaliyetlerinın arıtma tesisi kurulana kadar durdurulması. FUSUN OZBÎLGEN Çerkezköy, Trak>a'da, devleıın "gence >ore" ılan edıp sanayı kuru luşları u,ın "leşvık" verdığı bır ılçe mız Burada faalı>etgosteren20ka dar tabrıkarun buyuk bır bölumunun kırlı sulannı Çorlu deresıne bıraktık ları \e bu nedenle su arıtma tesisi kurulana kadar fabnkaların faalıyetten men edılmesının mahkemece karar la>ıırıldığıni duvunca Çerkezkoy'e doğru vola çıktık "Faalı>ellen men" kararı alınan fabrikalar kuvucuk ışletmeler dcğıl koskoca holdınglenn toplam 10 bın kadar ışg çalışuran, rnılvonlarta dolarlık ıhracat yapan ve K pı>asa>ı besleyen kuruluşlan Bu koskoca ku ruluşlann arıtma tesisi vapmayıp da kırlettıklerı derevı bır görelım dedık once Koprunun altından akan pat lıcan rengı boyalt suların foıoğrafını ^ekerken sıvah beyaz fotoğrafta bu rengın gorulmeveteğını du^unuvorduk KtRBAĞALAR BİLL YOk OLDt Dere sularınm asıtlı, zehırlı, boya lı, köpurerek aktığı bolgenın yanıba şındakı Kızılpınar koyune gıttık Köv kahvesınde muhtar Kahım Tosun şövle anlattı "1979 >ılıydı, derenın sularından ıçen ha>vanlar oluverdıler Denlen \ara oldu, kannlan şıştı Benim de ıkı ha>>anım oldu İkı Mgır Ondan sonra ben bır dılekce tazdım V ulaflı ko>u muhtanna da ımzalaltım Kanugaç. Yehko\ muhlarian da ımzaladılar Şımdı ha>>anlan dere>e salmı>oruz Ku>u açtık, ha»uz \aplık. burada sulu>onw. Eskıden ko>lu araal tapardı, dereden sulardı arazısını Şımdı sulama >ok. Allah >agmur verirse sulanı>or. Derede eskiden >avın, lurna balıgı olurdu. \ok oldular. Kurbağalar bıle çekıldı orladaa." Ç1KAN S L ^ t İÇtRİM Ercan Holdmg'ın orıakları arasın da bulunduğu Ak. İP Fabrıkası'na gırıp fabrika muduru Necatı A)kanat'la goruşuvoruz A)kanal'ın ya nında uzun bo>lu bır bev oturu>or Once bır sure konuşmalarımızı dın lıyor, sonra dışarı <,ıkıyor Avkanat oncelıkle mahkeme kararından haberı olmadığını, kararın kendılerıne teblığedılmedığını anlatıvor "Teblıg edılınce elbelte temvız edeceglz" dı>or kendı fabrıkalarının suyu kır letmedığını savunuyor ve şöyle dıyor "Bcn bizım tabnkadan çıkan suyu bır bardaga ko>ar ve bır heyet buzurunda ıcerım." Aykanat kendı fabrıkalannın 40 bın ığlık kapasıtesı bulunduğunu 1984 ıhracat hedefinın 12 mılyon dolar olduğunu, 500 \%ç\ valıştırdıkla rını anlatııktan sonra bıze "laf aramızda" kendı kanısını avıklıyor "Bu kadar fabnka kapanır mı vahu, delı bunlar." Kendı fabrıkalarmın k\rlı su çıkarmadığım savunan fabrika muduru, Çerkezköy'de faalıyet gosteren dığer tekstıl kuruluşlarının bova ve apre yaptığını bu nedenle asıtlı sulannı dere\e salabılecegını de anlatıvor Ayrıca metal ışleyen Profılo grubu nun ve Hema Fabnkası'nın da arıık larının zehırlı olabıleceğını öğrenıvoruz "Bız her zaman savcı bevle gorusunız, ama bu arkada>lık başka, davaavnbırşev Bakın dava bılmış de o kadar gun olmu; bız hıçbır şev konu>mamı>u Inanın kı ben de karan gazetelerden ogrendim " Daha sonra Oumuşsuvu Fabnka sı'na gıdıyoruz İşletme muduru, Gungor Ayaksız ıle goruşuvoruz A \aks zbızeGumussuvu Fabrıkası' nın urelım tesislerını gezdırıyor Ar tezyenle kuvudan alınan suların va pağı vıkadığım, daha sonra boyama ışlemlerınde bır mıktar boyanın su >a kanştığını, bır de deterjanla yıka ma yapıldığını anlatıyor Ancak bu ışlemler sonunda çıkan suvun pek de pıs olmadığını hatta daha yukarda kı fabrıkalardan atılan sularla kırle nen derenın kendı fabrıkalarından sonra bıraz temızlenerek aktığını soyluyor Bova kazamndan kepce ıle aldığı suları gostenyor Bu arada ışciler dokuma fabrıkalannın başında rengarenk halılan dokuyup ıhraca ta hazırlıvorlar Bovalar halılara de sen olmuş artıkları da Çorlu dere sıne renk katmış Köylulere bakarsak Çorlu deresı nın suvuna dokunan zehırlenıyor Iş veren vekıllerıne bakarsak kendı fab rıkaları, suyu pek fazla kırletmıyor Pekı ama hangısı doğru9 6 YILUIR SLREN DAVA Mahkeme, V1at,ka Inşaat Fakulte sı'nın laboratuvarlarında her bır fab rıka ıçın avn ayrı numune alıp lah lıl vaptırmış Suyun fabrikaya gelış öncesınden bır numune fabnka çı kışında bır numune, bağlamı yerle rıııde de bır başka olmak uzere uv ay n numune alınmış Bu numuneler tahlıl edılınce fabrıkalardan Likan atıkların ınsan ve havvan sağlığına zararlı olduğu bılımsel bivimde sap tanmıs 1979'dan 1984 vıhna kadar suren bu davada Protılo grubunun avukaılıgını yapan Prot Sahır Lrman sık sık hasıalandığı ıgn dava uzadıkva uzamış 1380 savılı Su Urunlerı Yasası'na muhalefel ettıklerı ve Çorlu deresını kırlettıklen saptanan II buvuk fabrika hakkında "Anlma le^ıslen kunıluncava kadar (Arkası 11. Sayfada) Yves SaintLaurent: Estetik hayalier beni dış dünyuya karşı koruyor Kultur Servısı Lnlu rransı/ modacı Yves SaintLaurent geçtığımız gunlerde kendı meslek alanında kımsenın elde edemedığı bır onura erıstı Kırk >edı yaşındakı Saınt • Laurent'ın vırmı beş yıllık çalışmaları, New York'dakı Metropolıtan Sanat Muze«fnın Gıysı Enstıtusu salonlarında sergılendı Bovlelıkle, henuz etkın bır bıçımde mesleğını surdururken Grvsı Enstıtusu'nde retrospektıf sergısı açılan ılk modau olma ozellığını kazandı Le Monde gazetesınden Yvonne Baby'nın sergının acilışından hemen once Yves SaınlLaurent'la yaptığı soyleşı, Fransız modacının bır yandan geleceğının temellerını atan çocukluk yıllarını gunışığına çıkarırken ote >andan da onun mesleğıne yaklaşımındakı sanatçı duvarlığını ortaya kovdu "Yıtık Zaman Pesınde" adlı ılgınç vapıtın vazarı Marcel Proust, SaintLaurent'ın vaşama ve uğraşına bakışında en çok etkılı olan sanatçılardan bın Prousl' un "Bu sınırsız \aratma gucunu hangı acının dennlıklerinden almıştı?" sözlerı, hıç dılınden duş mu>or Saintl.aurent'ın "Tum vazarlar ıçınde," dı>or SaintLaurent. "kadınlardan en buvuk duvarlık ve doğrulukla soz eden Proust'tur." LVDt MLTLU. OKL'LDA MLTSUZ Hep kadınlar arasında mı buvudunuz? hvet Cezayır'ın Oran ken tındekı uç katlı evımızde annem ıkı kız kardesım, buvukannem ve buyuk tevzem bıriıkte oturuvorduk Çok neşelı bır aılevdık Ama lıseyle bıriıkte ıkılı bır vaşam başladı benim ıçın Bır vandan, evımızdekı şenlıklı ortam ve odamdakı çızımler, dekor taslakları, gıysı tasarımlarıvla ken dım ıçın varattığım dunya, ote yanda, bır Katolık okulunda ^ekılen acılar, utangav. ıçedonuk ve hayalcı bır cocuk olarak dış landığım arkadaşlanmın benim le ala\ eltıklerı, benı ıtıp kaktık ları bır başka dunva O gunler de gıdıp Parıs'ı fethetmevı, orada en 'epelere tırmanvı katama kovmııstuın lçımden sovle der dım s ıııt arkadaşlarıma "lnlıkamınıı alacağım sı/den. Su htçbir şe> olamavacaksınız, bense her şe>ı elde edecegım " Okııl dan eve gelır gelmez, odama ka Annem, Amenkalı askerlerin eğlentilerine giderdi. Ben de arkasına taküır, otelin pencerelerinden içeri bakar, annemin dans edişini seyrederdim. Ilk koleksiyonlarımda kendimi daha çok siyah ile dile getirirdim. Hep siyahtan yola çıkar ve koyu tonlar üstünde çalıştrdım. Kırmızı tehlikeli bir renktir, insanın kimi zaman tehlikeyle oynaması gerekir. Yaşam ile ölüm arasında bir savaş gibidir kırmızı. Düşgücüm beni öyle yerlere götürüyor ki, yolculuğa çıkarak bazı yerleri görmeme gerek kalmıyor. panır, kartonlara kadın govdelerı çizer, sonra bunları keserek ustlerıne kumaş gıvsıler gecınr dım Bunlar benim hem man kenlerım, hem de karak terlerımdı FVDF SAHNELENEN TIV ATRO 1949"da, on uç vaşındavken, Louis Jouvet'nın vonettığı, dekorlarını Chnstıan Berard'ın ha zırladığı "Kadınlar Mektebı"nı seyrettım Berard'ın >araima gucu derınden etkıledı benı Onun gıbı bır sahne dekor^usu olmak ıstıvordum Eve >;eldığımde "Kadınlar Mektebı"nı kendım sahnelemeve karar verdım \n nemden eskı bır çarşat aldım Çarşalı değışık renklere bo>avıp kestım ve benim kuçuk karakterlerıme gıysıler biçtım Kız kar deşlerımı ve yeğenlerımı seyırcı nıvetıne karşıma oturtup tum oyunu konuşmaları da kendım vaparak sahneledım CLZFL GIV1NKN \ N \ E Ilk esın ka>nagınız annenız mıvdı? \nneın vok guzel gıvınen bır kadındı Gezmeve ba>ılırdı Bır davete gıdeceğı zaman hepınıı/ vevresını alır, gıvınmesını seyrı;derdık havranlıkla Bır kez, bol kollu ırı bevaz paveılı beva? ııılden bır gıvsı gı>mışiı, hâlâ anımsarım Nıtekım, vıllar sonra Dıor'da çalışırken, çok ben zer bır model hazırlamıştım Savaş vıllannda babam evden uzaklardavdı Annem de Oran kentınde Amerıkalı askerlerin eğlentilerine gıderdı Bızler de ardına takılır otelin pencerelerınden ıçerı bakar, annemin o guzel gı\Mİer ıçınde dans edışını ızlerdık Marakeş'le bır e\ıniz var. Hep Fas'ın guneşinden soz edivorsunuz. Işık smn ıçın çok mu onemlı? Tıpkı bır ressam gıbı, benim calışmam ıçın de ışık onsuz edı lemez bır şev Ama benim ivin ısık, Fas'ı gordukten sonra ozellıkle onem kazandı Kendı moJa e> ımı kurduğum 1962 yılıvdı, şubat ayında ıkı hafta tatıl vapmak uzere Fas'a gıttım Mara keş'te hava harıkuladevdı, kentın gızemı ve duyarlığı bu>uledı benı Aslında ılk koleksıvonla rımda kendımı daha çok sıyah ıle dıle getirirdim Hep sı> ahtan vola çıkar ve kovu tonlar ustunde calışırdım Tek ıstısna, tutkuvla bağlı olduğum kırmızıvdı KIRMIZI TtHLİKELI BIR RFNKTIR Kırmızı nasıl bır anlam taşıvor sızın için? Kırmızı makvajın temelıdır, dudaklardır, tırnaklardır Sovlu bır renktir kırmızı Değerlı bır ıa>ın, vakutun rengıdır Kırmı zı lehlıkelı bır renktir, insanın kıiiıı /aııun lehlıkcvlc ovıidinası gerekir Yaşam ıle olum arasında bır savaş gıbıdır kırmızı Uu>gucu en <>e>dıgınız gezintı alanlarından bırı sanırım? Kendıiıi beğenmış bırı değılım, ama duşgucumun normal sınırlan aştığını bılıyorum Duşgucum benı oyle yerlere goturuvor kı, volculuğa çıkarak bazı verlerı gormeme gerek kalmryor En heyecan verıcı volculuklanmı, odamda kolıuğuma gomulup resımlı kıtapları karıştınrken vapanm Sozgelımı, Ronesans'la ılgılı bır kıtap okurken gıvsılerın gorkemını ve bıçımlerını canlandırınm kafamda Sanırım Nietzsche }ovle\azmıştı "Yaşam, estetik havaller olmaksızın mumkun degildir." Işte bu estetik hayaller benı dış dunyaya karşı koruyor, çocukluğumdan bu yana varattığım ıç dunyamda bana arkadaşlık edıyor Bır sure onee bana >azdıgınızdan da soz etmiştiniz? Yazıvorum, daha doğrusu savfalar dolusu yazdığımı soyleyebılırım Ama moda dunvasının karmaşası ıçınde yaşıvorum ben insanın dıngın ve kafası sakın olnidsını gerektıren o buvuleyıcı yazma uğraşına tumden veremıvorum kendımı Gene dc bır yıl kadar once, Sıngapur'da bır barda tanışan bır kadınla bu erkeğı anlatan bır roman yazmava başladım Denızı vok sevdığım Kin lımanlara bayılıyorum Gecelevın ışıkları, denızkıyısındakı parıltıları sevıvorum Gece bana her zaman, modellerımde en çok kullandığım malzemevı. \ıvah muslını anımsatıvor • POTOGRAFLA LMİT KIVANÇ Emekli Kahvesi/l Muthış bır uyum ve duzen hukum suruyor Yerler bellı, gelışgıdış saatlerı bellı, kaç dakıkada bır çay geleceğı bellu Kahvenm loşluğu hıçbır dei,ışımden etkılenmıyor Işık, perdeyı yarabıldığı olçude, msanlarm uzennden atlayıp bazı masalara, çay bardaklarına ulaşabılıyor Oyun oynayanlarm seslerı, sözlerı, her gun yınelenen bırpıyesı andırıyor Sankı hep aynı kâğıtlar aiılıyor ve aynı tepkıler göstenlıyor Sonra günıin bırmde, "dörduncu" eksılıverıyor; ya da bır masa artık bılınen saatmde bılınen konuğunu ağırlamaz oluyor Değışmesız, lepkısız dıizen devam edıyor