26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 24 AĞUSTOS 1983 TELEVİZYON 20.00 Avrupa Yüzme Şampiyonası (Renkli) 20.30 Haberler 21.00 21.05 21.10 21.20 Hava Durumu Seçime Doğru Birleşmiş Milletler San Fransisko Sokaklan . ; P Necip FazıPın eserleri 100 ciltte toplanacak İSTANBUL, (UBA) 25 mayıs 1983 günü 78 yaşında ölen Necip Fazıl Kısakürek'in 100 ciltlik külliyatı dizi halinde yayınlanacak. Babasının ölümünden sonra Büyük Doğu Yayınlan'run yönetimini üstlenen Mehmet Kısakürek'in verdiği bilgiye göre, "Necip Fazıl Kısakürek'in Biitiin Eserleri" adıyla yayımına başlanılacak olan külliyat beş yılda tamamlanacak. Mehmet Kısakürek, bu konudaki gelişmeleri şöyle özetledi: "Üstat Kısakürek'in 56 yıilık edebiyat hayatı zarfında yayınladığı eserlerin sayısı 100 cilde yaklaşmaktadır. Vefatı anında dahi hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararlan bulunan üstat, eserlerini, içinde bulundugu zor şartlar yiizünden arzu ettigi nizam ve estetiğe ulaştıramamıştı. Yayınevimiz, üstadın vasiyeti gereği olarak bu çapta bir külliyatı Türk sanat ve düşünce hayatına kazandırabilmek için hazırlıklannı tamamlamıştır. .Dizinin ilk kitabı eyliil başında çıkacak. 2 ayda üç kitap şeklinde sürecek olan yayınımız 5 yılda tamamlanacak." Özetle Uruguay hükümeti, ArjantinU Insan Haklan savunucusu ve 1980 Nobel Banş Ödülü sahibi Adolfo Perez Esçuivel'i "istenmeyen kişi" ilan etti. 52 yasındaki EsoMİvel de, Uruguay'a ghrmesinin yasaklanması üzerine Montevideo Havaalant'ndan Buenos Aires'e döndü. Latin Amerika Banş ve Adalet örgütü 'nün başkam olan Esquivel bu kuruluşa üye bir grup Hırtstiyan din adammm Uruguay hükümetini protesto için yapmakta olduğu açlık grevinin ikinci haftasında grevcileri desteklemek amacıyla Montevideo'ya gelmişti. İŞTE DÜŞ KENT Paolo Soleri'nin yıllardır düşlerinde yaşattığı Arcosanti kentinin son planı yukarda görülüyor. Soleri bu kent için düzinelerle plan yaptı. Arizona çöllerinde tam 12 yıldır da bu 25 katlı kentin yapımına çalışıyor. tstenmeyen kişi San Fransisko Emniyet Müdürlüğü'neyeni bir Emniyet Amiri atanır. Yeni amir Keely masa başında çok başanlı olduğu halde olayları çöziimlemede pratik sahibi değildir. Bu sırada Balboa işhanında bir cinayet işlenir. Keely olaya el koyar. Katilin bulunması bir yana saldırılar devam eder. Sonunda Stone ve Keller sorunu kendi yöntemleri ile çözümlerler. 22.05 Hedef 90 21.35 Avrupa Yüzme Şampiyonası (Renkli) 22.55 Haberler 23.00 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE Insanhk Adına Taühsiz Bir Dizi: 25. Yüzyü TV'de uzunca süredir gösterilen bir "bilimkurgu" dizisi var: 25. Yüzyıl. Daha başlangıçta, meşum bir atom savaşınm ertesi ile söze girecek kadar insanlık adına talihsiz bu diziden "bilimkurgu" dizisi olarak sözetmek giiç. Dizinin "bilimkurgu"luğu, şehirden şehire uçuşların artık gezegenler arasında yapılıyor olmasından, "gezegenlerarası terörtzme" uzanan birçok eylemin daha büyük ölçekte, artık dünya değil, gezegenlerarası bir çapta yer almasından ibaret denebilir. Atom savaşı ile yok olan (!) tüm insanlık mirasına yabancı, yeni bir yaşam biçimiyse Ki bu yenilik Buck 'un yemek, içmek, argo konuşmak, fiört vb. alışkanlıklarına hayret ifadeleri ile seyirciyi aptal yerine koyan, sığ bir biçimde anlatılmaktadır ziyadesiyle Amerikan gözlüklüdür. Bunlara, geçmişi düşününce en çok özlenen şeylerin hamburgermikirock müziği olduğu vb. söylenerek iyice tuz biber ekilmektedir. Bu 25. Yüzyıl o kadar Amerikancadır ki, dünyaya düşman olarak tamtılan herkes "Amerikan gö'züyle sosyalisf'lerin tıpatıp aynıdır. Hani dervişin fikri neyse zikri de odur derler ya, nedense bu atom savaşmdan sonra dünyada Amerikan soyundan canlılar kalmış, kötü adamlar (!) uzaya postalanmış. Bilimkurgu gibi sanatçıya ve okura/izleyiciye yaratıcılık sınırını alabildiğine geniş tutan bir alanda, böylesi bir kısırlığa yol açan nedir? Bunu anlamak için dizinin mesajına bakmak yeterli. Dizide döne döne tam bir kötülükler silsilesi anlatıhyor. Uzayda kurulan esir pazarlan, gezegenlerin içişlerine el atan gizli misyonlar, ardı arkası kesilmeyen uzay çatışmalan, işkenceler... Kısaca her türlü kötülük sergilenmekte Bilimkurgu 'nun buna katkısı (!) uzaktan kumandalı elektronik boğaz kelepçeleri, binbir atraksiyonlu silâhlar vb.dir. Ve, anafikir: Savaş, bu kötülükler dünya üzerinde hep vardı, ilerde de olacak! İnsanlık adına öngörülen bir 25. Yüzyıl böylesine karanlık! Bilimselteknolojik ilerlemenin, uzayın ve bilimkurgunun insanlığa "yıldız savaşlan"ndan gayri sunabileceği pekçok şey olmalı. Var da. SEMA ÇAĞLA YAN / htanbul Çölde 25 katlı bir düşkent yükseliyor Kültür Servisi ABD'de Arizona eyaletinin Phoenix kenti. Bu kentin son evi de geçildi mi artık bir şey kalmıyor, güneşten ve kayalardan başka. Bir de mezarlar kadar derin "kanyonlar" ve ancak başları kaldırarak görülebilen dev kaktüsler. Sonra birden, çölün orta yerinde kubbeler, beton, cam ve çelikten yapılar yükseliveriyor. Arcosanti burası. Mimar Paolo Soleri'nin kenti. Tarihte Babil de oldu, Atlantis de, Metropolis de. Ama Phoenix'in 110 kilometre ötesinde, Arizona Çölü'nün göbeğinde, düşlerinin kentini yapmak gibi bir talihe eren ender mimarlardan Soleri. Paolo Soleri Avrupa'da pek tanınan bir mimar değil. Birkaç metin, birkaç görüntü dışında, meraklılardan başka onu tanıyan yok. ABD'de ise 15 yıl önce büyük üne ermiş. Güçlüklerle dolu geçen yıllardan sonra. özellikle de Frank Lloyd Wright'la uzun süre çahşarak. 1970 yılında Arizona'nın Corcoran Müzesi ABD'de yaşayan bu Italyan'a kapılarmı açmış. Massachusetts Teknik Üniversitesi (MİT) onun düşsel yapıtlarını yaymlamış. Geçenlerde ölen Buckminster Fuller, onun için "dahi" sözcüğünü kullanmış. Soleri hep, yolunu şaşıran gelişmeden, tükenen doğadan, her yere yayılan kanserkentlerden ve birlikte yaşamayı beceremeyen insanlardan söz etmiş. Ama sesini bir tek gençler işitmiş. Ve 1971 yılında Arcosanti tasarısını gerçekleştirmeye koyulmuş. Soleri 64 yaşında. Minicik ve yaprak gibi incecik. Sabah saat beşte kalkıyor. Çoğu kez de yerde uyumuş olarak. Bir saat sonra herkes işinin başına geçmiş olmalı. Kazmak, duvar yükseltmek, beton dökmek, bazen sırtta 25 kiloluk çimento torbalarını taşımak gerek. Bir yandan kent yükseliyor, bir yandan da man duruyor ve 11.30'da mola vermekten başka çare kalmıyor. "Arcosanti'de yapanlar yaşayacak" diyor Soleri. 12 yıldan bu yana da kentin yapımında çalışan 3000 kişi gelip yerleşmiş yöreye. Bir staj süresince üniversitelerinden aynlan, beşaltı hafta süreyle duvarcılık, demircilik y.. da sıvacılık öğrenmek için 400 dolar ödeyen öğrenciler. Altı ay arasına karışıyor, yaşamı ve yarının insanlarını anlatıyor. Arcosanti'nin 25 katı olacak ve burada 6000 kişi yaşayacak. Hepsi de tek dam altında. Çalışma, boş zamanları değerlendirme ve ev yaşamı bir arada olacak. Otomobil kullamlmayacak, ama asansörler, kentin hücrelerini birbirine bağlayan yürüyen merdivenler yapılacak. Enerji güneşten sağlanacak, atılan her şey yeniden değerlendirilecek ve bir gün çöl uçsuz bucaksız serlerde yeşerecek yeniden. "Bu tam anlamıyla özerk bir kent olmayacak," diyor Soleri. "Dış dünya ile bağlantıyı korumak gerek. Ama neredeyse tümden kendi kendine yetmek için her şeyden yararlanmayı bilecek." Ve Soleri, Teilhard de Chardin'i kendine örnek seçtiğini gizlemiyor. Ama bazı kişilerin soruları karşısında da şaşırıp kalmaktan kendini alamıyor. "Bu güneş kente elektriğin de katkısı var mı? Arcosanti ekonomik krize bir çözüm getirecek mi?" bu soruların başhcaları. "Dâhi mimar" bunlara karşılık vermeye çalışmıyor bile. "Arcosanti 15 yıl sonra bitecek," diyor. "Ve ben bittiğini göreceğim." Oysa dostları aynı kanıda değil. Bunlardan biri, "Deli gibi çalışıyor ve bu işin sonunu görmeyeceğini biliyor," diyor. Karısı, sevgilisi, en akın arkadaşı Collie geçen yıl öbür dünyaya göçmüş. Ona en inanmış öğrencileri bile, bu düş kentin tamamlanması için 500 milyon dolara gerek olduğunu biliyorlar. ABD 'deki özel TV istasyonlannın altın yumurtlayan tavuğu, akşam haberleri. Bu otuz dakikalık programın 22 dakikası haberden, 8 dakikası reklamdan otuşuyor. 30 saniyelik reklama 50.000 dolar ödenen akşam haberlerinde, TV sahibi 83 milyon ABD'li ailenin % 25'i CBS'i, yüzde yirmisi de NBC'yi ve ABC'yi izliyorlar. CBS'insunucusu Dan Rather yılda 2 milyon dolar kazanırken, NBC Tom Brokatv'a 1,5 milyon, ABCde Peter Jennings'e 1 milyon dolar ödüyor. TV sunucularının kazançları Üç ünlü müzisyenimizin büstü AKM'ye yerteştirilecek Kültür Servisi ]ş adamı Sakıp Sabancı'nın yaşayan ünlü kişilerin büstünü yaptırma girişimi ilk ürününü, geçen yıl Haydarpaşa'daki Göğüs Cerrahisi bahçesine dikilen Profesör Siyami Ersek'in büstüyle vermişti. Sakıp Sabancı, bu kez de üç ünlü sanatçımızın büstlerini yaptırmaya karar verdi. Bu üç sanatçmın üçü de müzisyen: Kemancı Suna Kan, piyanist tdil Biret ve opera sanatçısı Leyla Gençer. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan bu konuda gereken izin de alındı. Hüseyin Anka tarafından hazırlanacak olan Uç ünlü sanatçınm büstü, Taksim'de Atatürk Kültür Merkezi fuayesine yerleştirilecek. Paolo Soleri, ArcosantVnin 15 yıl sonra biteceğini ve kendisinin de bunu göreceğini söylüyor. Oysa dostları, 64 yaşında ve bir yaprak kadar ince olan SolerVnin bu inancını aylaşmadıklarını elirtiyorlar. öğreniliyor. Saat dokuz oldu mu sıcaklık dayanılır gibi değil. Ama yine de çalışmayı sürdürmek gerek. Hem de kişisel olanaklarla. Soleri'nin elli kadar yardımcısı var, hepsi bu. Ve saat onu buldu mu gökyüzü bembeyaz kesiliyor, ışık titremeye başlıyor. Ama kent adım adım gelişmek zorunda. Giderek zaiçin, altı yıl için, ömür boyu yaşamdan kopup buraya kök saIanlar. El işleri yapıp satarak, çahşarak Arcosanti'nin bitirilmesini sağlayacak parayı kazanmaya uğraşıyorlar bu insanlar. Ya da yalnızca bu "kent laboratuvarının" yükselmesine emekleriyle katkıda bulunuyorlar. Haftada bir kez Soleri onların Ünlülerin sergileri Yaz aylan Fransa 'nm dört köşesi ünlülerin sergilerine tanık oluyor. 1950lerin dört büyük soyut sanatçısı bunlann başında. Kuzey'deki Colmar kentinin Unterlinden Müzesi'nde Soulages'in, Atlantik kıyısındaki Aunkerque Çağdaş Müzesi'nde Girard Schneider'in güneydeki Montauban Müzesi'nde Çin kökenli ressam Zao fVouki, AbcenProvence'da da Mario Parssinos "retrospektif" sergileri büyük ilgi görüyor. Jean Cocteau'nun desenlerinden ve yazılanndan oluşan bir sergi de, sanatçınm 20. ölüm yıldönümü nedeniyle VillefranchesurMer 'de açıldı. RADYO 05.00 Açılış program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 SolistWden birer şarkı. 06.00 Köye haber\af\M. 10 Bölgesel yayın. 06.30 Gürraydın. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arka:i yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Hafif müzik. 11.20 Türküler ve oyun havaları. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Türküler. 16.20 Şarkılar. 16.40 Hafif müzik. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Fasıl. 18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 19.0001.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler. 20.00 Köyümüz köylümüz. 20.20 GünümUz bestekâr saz sanatçıları. 20.40 Türkçe sözlü hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.02 Radyo tiyatrosu. 22.00 Türküler'den bir demet. 22.20 Küçük konser. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0005.00 Gece yarısı. TRTI rı. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Türk büyükleri. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 THM toplu programı. 10.40 Kadın ve çevresi. 11.00 Kadınlar topluluğu. 11.30Turkçe sözlü hafif müzik. 11.45 Türküler. 12.00 Dünya folkloru. 12.20 Şarkılar. 12.40 Türküler geçidi. 13.00 Haberler. 13.15 Sazeserleri. 13.30 Şarkılar. 13.45 Bir roman/ Bir yazardan hikâyeler. 14.00 Bir albüm. 14.30 Yabancı dil öğrenelim. 15.30 Oda müziği. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Türküler geçidi. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Çeşitli sololar. 18.00 Erzurum Radyosu Türk halk müziği topluluğu. 18.30 Bilim dergisi. 18.50 Çocuklar şarkı söylüyor. 19.0M1.00 TRT I ile ortak yayın Arp denilen çdlgtnın gönüllüsü olan iki asırlık virtüoz Kültür Servisi Geçtiğimiz ay Istanbul Festivali'ne katılan LardeJametCausse üçlüsünden tanıdığımız arpçı MarieClaire Jamet'nin babası ve öğretmeni Pierre Jamet, 21 nisan günü 90 yaşına bastı. Hâlâ konsere çıkan bu asırlık sanatçmın yine kendisi gibi Fransız olan bir kadın meslekdaşı var. O da, 31 ağustos günü 90 yaşına basacak olan Lily Laskine. Babası Paris Operası'nın doktoru olduğu için, daha 14 yaşındayken Debussy'nin "Peilias ve Melisande"ını dinleyerek müziğe vurulmuş Lily Laskine. Büyük orkestralann kemancı, flütçü ya da... timpanici kadınlara yer vermediği bir dönemde, Lily Laskine'e de kala kala arp kalmış. 16 yaşında gencecik bir kızken Opera Orkestrası'na girmiş ve Toscanini, Furtwaengler, Strauss. Mengelberg gibi şeflerIe çalmış. orkestralann yanısıra, tek başına da konserlere çıkmış Lily Laskine. Ama yolculuğu pek sevmediği için, kendi yerine doldurduğu plakları göndermiş çoğunluk. Orneğin Mozart'ın "Flüt ve Arp İçin Konçerto"sunu ayrı ayrı tam yedi kez plak yapmış. Ustası olduğu müzik aleti dinsel törenlerde de kullanıldığından, düğünlerde ve cenazelerde çalmış. Hata hatta, hafif müzik de yapmış. Edith Piaf ve Maurice Chevailer gibi ünlülere eşlik etmiş. "Bundan hiç de utanç duymuyorum" diyor. "Bana hep arp denen aletin en büyük hizmetçisi demişlerdir." 90 yaşındaki Pierre Jamet de ilk gençliğinin enerjisiyle çalışıyor. "Insan bir yerde durmayı bilmeli" diyor ama, kendisiyle çalışmak üzere kapısını çalan, bazıları ta ABD'den gelen öğrencilere de kapısını kapatamıyor. 21 yıl önce kurduğu "Arpçılar DerneğP'nin çalışmaların TRT III 07.00 Açılış ve program. 07.02 Güne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Barok müzik. 09.30 Bob Dylan söylüyor. 10.00 Hafif müzik dünyasından. 11.00 öğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimizden. 13.00 Konser saati. 14.30 Caz müziği. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Haftanın topluluğu. 19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. 20.45 Saz eserleri. 21.00 Yeni tınıYeni müzik. 21.45 Halk çalgılarımızTRTII dan ezgiler. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Çarşam07.00 Açılış ve program 07.02 ba konseri. 24.00 Gece ve müzik. Solistlerden seçmeler. 07.30 Haber• ler 07.40 Türküler ve oyun havala 01.00 Program ve kapanış. BULMACA KOYU KARANLIK Sümerbank Ankara tlkokul 5. sınıflar resim yarışmasında ikincilik odülünü alırken görülen Bengi Öz, bir cinayete kurban giden Doğan Öz'ün kızı. Minicik bir yetenek: Bengi Heval Öz JÜLtDE GÜLİZAR Günümüz insanlarının birşeyler yapmak için beklemeye pek vakitleri yok galiba. O yüzden, daha konuşmayı doğru dürüst sökemezken ellerine kâğıt, kalem, fırça,. boya, nota ahveriyorlar. Biraz daha büyüyünce de gelsin bunların ürünleri. Bengi Heval Öz de bu sabırsızlardan biri. Kendi deyişiyle "küçüklükten beri elinde resim defterleri ve boya kalemleri varmış." Sonra ilk resmini yapmış, beş yaşındayken. Ağaçlı iki yol, oynayan çocuklar ve yolun gerisinde bir koyu karanlık. Annesine göstermiş ve ne anladığını sormuş. Yorumunu söylemiş anne Sezen Öz. Ama Bengi beğenmemiş bu yorumu ve kendisinin bu resmi yaparken ne düşündüğünü söylemiş "Insanlar böyle bir yolda vurulur ve karanlıkta kaybolur gider." başanlı. En iyi arkadaşı Ceren. "O da benim gibi hep insanları düşünüyor. Bencil arkadaşları sevemiyorum" diyor. Sonra da başını yana çevirip, gözlerindeki akmaya hazır yaşlan siliyor. Müziği yatıp dinlerse çok seviyor Bengi. En tuttuğu ve severek dinlediği sanatçı Olivia NewtonJohn. En çok da ağaçları çizmeyi seviyor. Peki neden bu ağaç sevgisi Bengi? önce ağaçları çizerek başladım da belki ondan. Bakın Ceren de resim yapıyor ama öğretmen pek ilgilenmiyor onunla. Beni daha yetenekli buluyormuş. Bir süre önce Sümerbank'ın yarışmasında ikincilik aldın. Nasıl bir resimle katılmıştın o yarışmaya? Bir de kimlerin yardımını görmüştün? öğretmen fikri verdi, ben geliştirdim. Sonbahardan ilkbahara giden renklerle yaptığım ağaçlarda, Sümerbank ürünlerinin çok iyi olduğunu ve gittikçe gelişme gösterdiğini anlatmak istedim. Oğretmenimle karar verdik ve gönderdik. 100 kadar resmin katıldığı yarışmada ikincilik almış Bengi. "Ayıp olacak söylemek ama, özellikle bu resmimi çok beğeniyorum," diyor ve ekliyor. "Bir kere seramik çalışmayı denedim ama ortaya çok biçimsiz bir şey çıktı, o yüzden ilgi duymadım. Ama günün birinde belki tekrar denerim ve yaparım." Bengi'ye göre birincilik alan resim çok güzel ve hakkıyla kazanmış. Çünkü insanlar filan varmış." tnsanlar olunca madem ki hoşlamyorsun, sen neden denemiyorsun peki? Ben insanda başanlı değilim. İnsanları düşünüyorum ve seviyorum ama, onların resmini yapmak başka bir şey. Dereceye giren resmi neyle çalıştın? Yarı guaj, yarı suluboya, yarı gazlı kalem çalıştım. Bütün boyalar birlikte olunca daha güzel oluyor. öğretmenim sonbahar renklerini iyi kullandığımı söylüyor, ama ben o renkleri sevmiyorum. En çok sevdiğim renkler yeşil ve mavi. Canlı olursa tabii. Yaşama bağlılığı anlattığı için seviyorum canlı renkleri. Bengi daha ilkokul öğrencisi. Geleceğe yönelik planları içinde resmi sürdürmek var doğal olarak. Meslek olarak da annesininkinden gelen bir tutkuyla, hukukçu olabilirmiş. Resim çalışmalarına büyük katkısı olan öğretmeni Bayan tsmet Erel'i çok seviyor. Başarısındaki payını unutmadığını anlatarak sözlerini bitiriyor. dan uzaklaşamıyor, üç yılda bir Tate'in ölümü seçici kurul başkanlığı yaptığı Polonya asılltfilm yönetmeni yarışmadan vazgeçemiyor ve her Roman Polanski, Los Angeles yıl Gergilesse'de düzenlenen Mü Herald Examiner gazetesinde zik Şenliği'nin baş yöneticiliğin yayınlanan ve karısı Sharon Taden kopamıyor. Ama Lily Las te'in öldürülüşünü konu alan bir kine'in tersine, Pierre Jamet or film çevireceği yolundaki habekestra çalışmasından fazla hoş ri yalanladı. Paris'teki evinde lanmıyor. O daha çok güç mü A.F.Pmuhabiriyle görüşen Poziğin, çağdaş müziğin adamı. En lanski şöyle dedi: "Sharon'un güzel anısı da, önünde bir bes ölümü üzerine bir film çevirme tesini çaldığı Claude Debussy ile niyetim hiç olmadı. Anlaşılan, tamşması. iletişim organlan bu korkunç ve 1943 yılında opera şarkıcısı acınası olayı yeterince sömüreNinon Wallin'in kendisine yol memiş. Los Angeles Herald Examiner muhabiriyle görüşmediğim gibi, sözde Sharon rolüne çıkacak olan sinema oyuncusu Brigit Hamer'i de hiç tanımıyorum." Yönetmenin karısı, sinema oyuncusu Sharon Tate, 9 ağustos 1969 günü Kalifomiya 'ntn Benedict Ganyon kasabasmdaki evinde dört konuğuyla birlikte öldürülmüştü. Sekiz buçuk aylık gebe yıldızı öldüren Charles Manson ve dört suç ortağı da, ömür boyu hapts cezasma çaprtınlmışlardı. Polanski ve Sharon Dev bütçe, dev oyuncular 1980 yılında Fransız AkademisiRoman Ödülü'nü alan, Louis Gardel'in "Fort SagannneSaganne Kalesi" adlı nehir romant filme alımyor. Bir milyar Türk Lirası'm aşan bütçesi, dört dev oyuncusu, ikisi çölde olmak üzere üç ay sürecek çekimiyle rekorlar kırmaya aday olanfilmin yönetmeniAlain Corneau. Yüzyıl başında sömürgecilik serüvenine kapılan Teğmen Charles Saganne'ın öyküsü olanfilmin baş rolünde, tam 15 kilo veren Gârard Depardieu var. öteki oyuncular, Catherine Deneuve, Philippe Noiret ve Sophie Marceau. Pierre Jamet ladığı yetenekli bir öğrenciyi de yetiştirmiş olmakla övünüyor Pierre Jamet. Bu öğrenci, çağımızın en büyük besteci ve şeflerinden Pierre Boulez. Ve, "Meslek yaşamıma Debussy çalarak başladım. Boulez çalarak noktalamak istiyorum" diyor. Jamet, Gergilesse Şenliği'nde 27 aralık günü Debussy'nin "Danslar'V nı çalacak. Ve ona öğrencisi Pierre Boulez yönetimindeki "Ensemble tnter Contemporain" eşlik edecek. İki ünlü babanın kızları trina Brook ve Deana Jurgens, sinema ve tiyatro dünyastnın iki ünlü adının kızları. tngi liz yönetmen Petter Brook'un kızı olan trina, 17 yaşındayken tiyatroda oynamak üzere New York 'un yolunu tuttu. Yeteneğini kanıtladıktan sonra, geçtiğimiz yıl babasının sahneye koyduğu Çehov'un "Vişne Bahçesi "nde başanlı oldu. trina, bu yıl Niels Arestrup'la çalışmaya hazırlamyor. Curd Jurgens'in babasını çok az tanıyan kızı Deana ise, Roger Vadim'in 1982yılında ABD'de çevirdiği bir belgeselde oynayarak tanındı. 22 yaşındakiytldız, şimdiABD'nin bitip tükenmeyen TV dizilerinden "Kojak"ta oynamaya haztrlanıyor. SOLDAN SAĞA 1/ Bozulmayacak, uzun zaman saklanabilecek şekilde kutulanmış besin maddesi. 2/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Cetvel. 3/ Hollanda'nın uluslararası işareti... Matematikte bir sayı. 4/ Kılık ya da durum düzgünlüğü. 5/ Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan... Erkek... Akıl. 6/ Moliere'in Ecole des Femmes (Kadınlar Okulu) adlı komedisinde safdil genç kız tipi. 7/ Bir piyeste oyuncuların uzun konuşmalarına verilen ad... Kök. 8/ Osmiyumun simgesi... Zina eden erkek. 9/ Med, Pers ve Iskit ordulannda kullanılmış olan bir çeşit kısa kılıç veya uzun hançer. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Orkestra eşliğinde belirli bir çalgı ile çalınmak için hazırtanmış müzik eseri. 2/ Kaygana... Bir peygamber. 3/ Sodyumun simgesi... Bir yü zey ölçüsü birimi. 4/ Libya'da bir şehir. 5/ Notadaduraklamazamanı... Diş. 6/ Ezme... Farsça olumsuzluk eki. 7/ Öğütçü... Sebep, güdü. 8/ Erbiyumun simgesi... Evropyumun simgesi. 9/ Şehbender. Bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Bu ilk resim, baba Dogan Öz'den sonra yapılmış. Okuldaki durumu çok iyi, çok OKTAY AKBAL'ın ATATÜRK VE DEVRİMLERİ KONUSUNDAKİ YAZILARINI TOPLAYAN KİTAPLAR ATATÜRK YAŞADI MI? Varlık Yayınları2. Baskı DÖNYA'DA BÜRODA EVDE, EĞİTİMDE EN ÇOK KULLANILAN ATATÜRK BİR GÜN GELECEK Tekin Yayınları ATATÜRKÇÜLÜK SAVAŞI Uygarlık Yayınları Bilgisavar Türkiye Dağıtımı: TEPUM Şair Nıgar Sok 22/3, Nişantaşı. tstarıbul 77/ 1481225 • 1411785
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear