24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 17 AĞUSTOS 1983 TELEVİZYON 20.00 Bugünkü Endonezya Endonezya Cumhuriyeti'nin milli bayramı dolaylısiyle yayınlanacak bu programda genel olarak, ülkenin bağımsızlık mücadelesi, yaşayış biçimi, kültür ve sanatı, ekonomi ve ticareti konu ediliyor. Ünlü bir Türklslam düşünürü bu akşam TVde: Büyük filozofhekim Ibni S Kültür Servisi Bugün televizyonda Türk Islâm filozofu ve hekimi tbni Sina'nın yaşamını ve yapıtlarını konu alan bir program izleyeceğiz. Yarım saatlik bir programla da olsa, bir zamanlar en parlak dönemlerini yaşayan bilim dünyamızın önde gelen kişilerinden birinin genç kuşaklara tanıtılması, geçmiş killtUr mirasımıza sahip çıkılması açısından önem taşıyor. tbni Sina'yı tanıtıcı program bu akşam saat 22.1022.40 arası yayınlanacak. 980 yılında Buhara'da dünyaya gelen İbni Sina, önce babasından, sonra çağın tanınmış bilginlerinden Natilî'den özel dersler aldı. İsmail Zahid'den geometri, mantık ve Ptolemaios'un o zaman bilinen yapıtlarını okudu. "Sa'rf", "nahiy", "fıkıh" konularında çahştı. Özellikle Enkleides geometrisi üstünde durdu. Ayrıca tıp ve tabiiyat öğrenimi gördü. Farabî'nin "Eltbane" adlı yapıtı aracıhğıyla Aristoteles metafiziği ve felsefesini öğrendi. 17 yaşındayken, Buhara Prensi'ni çok tehlikeli bir hastahktan kurtardı. Buna karşılık, Buhara Sarayı'nın zengin kütüphanesi tbni Sina'ya açıldı. Bir ara Samanî Devleti'nin hizmetine girdi. Samanîlerin düşmesinden ve babasının ölümünden sonra Harizm ve Horasan'ı dolaştı. Cürcan'da Ebu Muhammed Şirazi, tbni Sina'ya güçlü bir destek oldu. tbni Sina, ünlü "Tıp Kanunu" kitabını burada kaleme aldı. Yaşadığı çağda tanınan bütün Yunan filozoflarını, ilkçağ düşünürlerini, tabiatçı Anadolu filozoflarını inceleme olanağı buldu. AKIL, DENEY VE GÖZLEM tbni Sina gerek felsefe düzeni, gerek düşünce ve varlık anlayışı bakımından tam bir Ortaçağ filozofudur. Felsefesinde deneye, akılcılığa dayanan, duyularla kazanılan deney verilerini akıl ilkelerine göre değerlendiren, açıklayan bir görüşü vardır. Ona göre deney, bilginin işlenmemiş gerçek verilerini sağlayan en güvenilir yoludur. tzinden yürüdüğü Farabî'nin akılcılığı ile Ebu Bekir Razî'nin deneyciliğini birleştirir. Akıl ilkeleriyle deneyin birbirini bütünleyen iki temel varlık olduğunu ileri sürer. Bilginin gelişmesinde; akıl, deney ve gözlemin ayrılmaz bir bütün olduğunu savunur. DtN tLE FELSEFEYt BAĞDAŞTIRMA EGİLİMt tbni Sina'nın felsefe konularmda deneyci, aktlcı olması tıp ve tabiat bilimleri alanındaki gözlemlerinin bir sonucudur. Felsefe konularında Aristoteles'inkine benzer bir tutum benimseyen tbni Sina, felsefeyi Yunan filozofu gibi "nazari hikmef've "ame\î hikmet" diye ikiye ayırır. "Nazari hikmet" alanına giren felsefe dallarının ana konusu bilgidir. Bu alanın deneyle, gözlemle pek re, âlem yaratılmıştır. Tann'nın yaratıcı, var edici, meydana getirici niteliklcri vardır. "Âhiret", ruhların ilk kaynağa dönüşünden başka bir şey degildir. Bütün ruhlar, geldikleri ilk ilahî öze dönerler. Bu dönüş olayı "ölüm"; dönülen yer ise "âhiret" denilen ilk kaynaktır. Peygamberlerde, bilginlerde pek bulunmayan, üstün bir seziş gücü vardır. Bu kavrayış gücü onların faal akıl ile buluşmalarını sağlar, bu yolla gerçekleri kavrarlar. Tanrı bilgisi konusunda ise şöyle düşünür: Tanrı kendi özünü bilir. Bu bilme, varlığı gerekli kılar. Bilmesi var olmayı zorunlu kıtan bir Tanrı, kendi özü gibi başka varlıkları da bilir. Bu bakımdan Tanrının bilgisi, bilmesi, özü gereğidir. ^ YENİPLATONCULUK VE tSLAMt DÜŞÜNCE Tasavvuf konusunda, tbni Sina'nın Iskenderiyeli Yeniplatoncu Plotinos'un etkisi altında kaldığı görülür. Yeniplantoncu görüşle lslamî düşünceleri belli bir konuda bağdaştınr. Tasavvufta önemli olan "aşk'"tır. Aşk, insanı kendi sınırlı varhğından çıkararak sonsuzluğa yükseltir. Insan, gerçek kaynağı olan tek varlığa, Tann'ya ulaşır. tbni Sina, metafizik alanında yeni bir görüş getirmez. Daha çok, kendinden önce gelenlerin görüşleriyle kelâmcıların anlayışı arasında bir uzlaşma yapar. Aristoteles metafiziğinin verileriyle Yeniplatoncuların ve kelâmcıların bu konudaki düşüncelerini birleştirir. Ona göre, metafiziğin ana konusu "vüctıdu mutlak" olan Tanrı ile yüce varlıklardır. tbni Sina, kendinden sonra gelen birçok Doğu ve Batı filozofunu etkiledi. 1037 yılında Hemedan'da ölen bu büyük bilim adamı ve düşünür, Rönesans filozoflannın sonradan ele alacakları birçok konuyu çağının düşünce gücü ölçüsünde ortaya koydu ve inceledi. Deneycilikle akılcılık, matematikle mantık arasında gerekli bir bağın bulunduğunu ortaya koydu. Ozefle Aylık sinema dergisinin başarısı Fransa'da üç yıl önce yayımlanmaya başlayan aylık sinema dergisi "Premiere"nin gördüğü büyük ilgi, bu ülkenin tüm basın kuruluşlannı olduğu kadar dergi yöneticilertni de şaşırtıyor. Çok iyi kağıda renkli olarak basılan "Premiere"nin tirajı bugün 395.000.12 franga satılan (360' Türk Lirası) derginin iade oranı da çok düşük ve yüzde onun biraz üzerinde seyrediyor. Derginin Genel Yayın Müdürü Marc Esposito, başanlannın nedenlerini şöyle açıklıyor: "Dergimiz çevrilmekte olan filmler üzerine zengin röportajlar yapıyor. Bu da okurun uzun zamandır arayıp bulamadığı şey." 20.20 20.30 21.00 21.05 21.10 Pembe Panter Haberler Hava Durumu Halk Ezgileri San Fransisko Sokaklan Dizinin "Tehlikeli Oyun " bölümünde Stone ve Keller bir silâhlt çatışma ihbarı alır. Keller bu arada, olay yerinde yaralanır ve ameliyata alımr. Bu arada, sanıklar kaçmıştır. Stone bölgedeki okultara esrar sokan ve satan bir şebeke olduğunu öğrenir peşlerine düşer. 21.55 Türk Hafif Müziği: Erol Büyükburç Sanatçt şu eserleri sunuyor: özlem yağmuru, El vuralım, Kırk sevda mumu ve Bekârlık. 22.10 İbni Sina (Ayrıntılı bilgi yandaki sütunlarda.) Şarkıcı Nomi AİDS kurbanı Daha çok eşcinsellerde görüldüğü savunulan AlDS'in. son kurbanı, şarkıcı Klaus Nomi oldu. Alntun kökenli şarkıcı, altı aydır yattığı New York'takihastanede 6 ağustos günü öldü. Opera aryalarıyla rock parçalannı birlikte söyleyen ve sahneye yalnızca bembeyaz surat, simsiyah dudaklar, plastik bir smokin ve koskoca bir papyon kravatla çıkan Nomi, önceleri Berlin'in ve ABD'nin rock kulüplerinde şarkı söyleyerek ün yaptı. RCA flrmasma bir plak doldurdu. Ancak ölünceye kadar basına KÖPEGtYLE BAŞBAŞA Ünlü yönetmen Luis Bunuel, son yıl kendisiyle ilgili bilgi vermeyen larını dişi köpeği Tristanita ve karısıyla, son derece sade döşenmiş Nomi'nin doğum tarihi bile biolan Mcksika'daki evinde geçirdi. Yukanda iki dostu, Bunuel'in ölü linmiyor. münden çok kısa bir süre önce birlikte göriiyoruz. 22.40 Uluslararası İstanbul Festivali'nden Görüntüler (Renkli) Kanada Halk Dansları Topluluğu2. 22.55 Haberler 23.00 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE İki Yarışma Programı ve Aksaklıklar Son günlerde TV'de iki yarışma programı görünmeye başladı. özlemini çektiğimiz böyle programlar bizleri sevindiriyor. Ancak aksaklıklarıyla da hevesimizi kursağımızda bırakıyor. "Hedef 90" ve "Yarışma 83" için söylüyoruz bunları. "Hedef 90"ın süresi çok kısa. Gerçek birincilerin ortaya çıkması için soru sayısıyla konuların çoğaltılması gerekir. Sorular biraz daha zorlaştı mı yarışma sürprizli geçeceğinden programa ilgi artacakür. Ama edebiyaîımızın seçkin kişileri dururken örneğin Mehmet Çınarlı gibi dar bir kesime seslenen şairlerin soru olarak sorulmaması da çok daha iyi olacaktır. "Yarışma 83" daha uzun bir program. Ama ilki, biraz da yarışmacıların bilgisizliğinden olacak, pek hoş geçmedi. Programa çıkacak kişiler arasmda seçme yapılırsa, genel kültüre sahip insanlar yarışırsa, üç soru bilenin birinci olması gibi durumlarla karşılaşmayacağımız kuşkusuz. Ayrıca, sanatın her dalından konuklar olması, Türk Sanat Müziği'nden yalnız makam sorulmaması, soruların daha güzel bir anlatımla sorulması hepimizin dileğidir. TAMER K. BİLGİN / Ankara ilgisi yoktur. Burası yalnızca düşünme, bilgi üstünde çalışma alanıdır. "Amelî hikmet" alanı ise daha çok eyleme dayanmakla birlikte, bilgiye de önem verir. Bu alanın üstünde durduğu bilgi çoğunlukla deneye, gözleme dayanan, kaynağını onlarda bulan bilgidir. Felsefe düzeni içinde din konularına önemli bir yer ayıran tbni Sina, dini bağımsız bir bilgi alanı olarak inceler. Din ile felsefeyi bağdaştırma, aradaki çelişmeleri giderme eğilimi gösterir. Ona göre din felsefesinin "yaratılış", "âhiret", "peygamberlik" ve "Tanrı bilgisi" diye dört ana konusu vardır. tbni Sina'ya gö Luis BunuePin anıları öltimtinden sonra daha büyük bir ilgi görüyor Kültür Servisi Mexico Cityye çekilen ve yıllardır iyice sağırlaşan kulaklan yüzünden hiç ses duymaksızın ölümü beklediğini söyleyen büyük sinema yönetmeni Luis Bunuel, sonunda beklediğine kavuştu. Ama 83 yaşında öbür dünyaya göçen dev sanatçının ölümünden kısa süre önce yayımlanan anı kitabı "Son Nefesim", hak ettiği ilgiyi ancak ölüm haberinden sonra görmeye başladı. Oysa Bunuel'in anıları türünün en ilginç örneklerinden sayılıyor. 1932 yılında evlendiği karısı Jeanne'la ve dişi köpeği Tristanita ile birlikte yaşadığı evden dostlarına ve hayranlarına şöyle sesleniyor Bunuel: "Bazan bana bir an gibi gelen bir yüzyılın şafağında doğdum." Son yıllarında, birkaç yakın dostunun ziyaretinden başka Bunuel'in yaşamını renklendiren bir başka olay daha varHıHilgıin/' Hr\ll ngppn m'i Eski çıplaklığından utandı RADYO TRT I 05.00 Açıhş, program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Solistlerden birer şarkı. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Gunaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Hafif müzik. 11.20TurkültX ve oyun havaları. 11.45 Şarkılar. 11.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Türküler. 16.20 Şarkılar. 16.40 Doğumunun 1003. Yıldönumunde İbni Sina özel programı. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Fasıl. 18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 19.0001.00 TRTli ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler. 20.00 Köyümuz köylümüz. 20.20 Şarkılar. 20.40 Turkçe sozlu hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.02 Radyo tiyatrosu. 22.00 Çeşitli halk müziği. 22.20 Kuçuk konser. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Gunun haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yarısı. Güzel Sanatlar GalerisVne ağıt bah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 THM toplu programı. 10.40 Kadın EŞREF ÜREN ve çevresi. 11.00 Kadınlar topluluğu. 11.30 Doğumunun 1003. yıldönuAnkara'da bir Devlet Güzel munde ibni Sina özel programı. Sanatlar Galerisi ve bir de onun 11.50 Saz eserleri. 12.00 Dunya folk görkemli jürisi vardır sözde! Sözloru. 12.20 Şarkılar. 12.40 Türküler geçidi. 13.00 Haberler. 13.15 Saz de diyorum, çünkü Güzel Sanateserleri. 13.30 Şarkılar. 13.45 Bir ro Jar Galerisi niteliğini yitirmiş adi man/Bir yazardan hikâyeler. 14.00 jbîr sergi salonu olmuş, jürisi de Bir albüm. 14.30 Yabancı dil oğre^ • arıka kuşu gibi yok olmuştur. Yanelim. 15.30 Ankara Oda Orkestra zık! Yetkili makamların beni teksı. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası ya zip etmelerini bekler, şayet yanırın. 16.40 Turkuler geçidi. 17.00 lıyorsam sevinirim. Olayların içinden. 17.30 Çeşitli soBaşkentte birçok sanat galerisi lolar. 18.00 Erzurum Radyosu Turk vardır, hiçbiri Devlet Güzel Sahalk müziği topluluğu. 18.30 Bilim dergisi. 18.50 Çocuklar şarkı söylu natlar Galerisi kadar yozlaşmayor. 19.0001.00 TRT I ile ortak mıştır. Bir Devlet Güzel Sanatyayın lar Galerisi balâdan gelen karakuşi emirlerle yönetilirse sonuç daha da kötü olabilir, hiç şaşmaTRT III 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Gu malı. Bir punduna getirerek yune başlarken. 08.00 Sabah konseri. kardan inen emirlerle imtiyazlı bir ilkokulun yıl sonu resim ser09.00 Turkçe haberler. 09.03 Barok müzik. 09.30 Marmalade topluluğu. gisi burada neden açılır? Vilayet10.00 Hafif müzik dunyasından. lerin halıdan tutun, kilimlerine, 11.00 Öğleye doğru. 12.00 Haberler. elişlerine ki zanaattır hepsi 12.12 Diskoteğimizden. 13.00 Kon de ve turistik eşyalarına kadar ser saati. 14.30 Caz müziği. 15.00 sürüyle şeyinin ne işi vardır buMüzikli dakikalar. 16.00 Gunun konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Siz rada, Turizm Bakanlığı salonlaler için. 18.00 Haftanın topluluğu. rında cinler top oynarken? Ga19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. leri merkezi bir yerde diye keyfi 20.45 Saz eserleri. 21.00 Yeni tını mayeşa kullanılmalı mı? Cânım Yeni muzik. 21.45 Halk çalgılarımı/ sanat galerisi Kapalıçarşf ya döndan ezgiler. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Çarşamba konseri. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. si'nin bir de müstakil, kapalı bir dürülmeli mi? Maraş'ın bakır bölümü vardır. Buranın da mumangallannın, Kastamonu'nun, tantan adı "müze"dir. Bugüne Malatya'nın halılarıyla kilimleridek cavalacoz sergiler açılmıştır, nin teşhir ve pazarlamasını yapamüzeliğine layık olmayan işlercak yer mi kalmadı? den gayri. En azından Milli KüDevlet Güzel Sanatlar Galeritüphanenin cânım röprodüksisi, adına şanına lâyık olmalı, bu, yonlarını bekliyor b^urası. Yersizgunkü şamaroğlanlığından arm' lik nedenivie bifnevi kalebentmalıdıf:,Aksi halde, burada kullikten, mahzenbentlîkten kurtutürel bir faaliyet yapıldığını sanlamayan bazı yerli ve yabancılamak gülünç oluyor, yarü ağyarın eserleri fire vermeden bu müze kısmında sergilenebilir kanısındayu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, adına şanına layık olmalı, bu tırlattı. Züğürdün, meteliksizin biri dolaşıyormuş başıboş. Bir günkü şamaroğlanlığmdan armbakkalın donatılmış vitrininin malıdır. Aksi halde, burada kültürel bir faaliyet yapıldığını san önüne gelince ağzı sulanmış, içeri girmiş ve bakkala dönerek, mak gülünç oluyor, yarü ağya"Şekerjn var mı?"demiş. Olumra karşı da... lu cevabı alınca, "Eh yağ var mı?" diye sormuş. "Evet, o da var" cevabı gelince, "Ya un?" dera karşı da. Açılan resim sergilemiş. Bu sorusuna da olumlu karri de, işe eş dost kanştığından şılık verilince, "E, niye un helvası pek öyle ahım şahım nitelikte deyapıp yemiyorsun?" deyivermiş. ğil. Jüri daha fenanın, guzel olBunun gibi Güzel Sanatlar Gemayanın gözyaşlarına bakmanel Müdürlüğü'nün yeri var, teşmalıdır. Kültürel faaliyet bunlahir edecek orijinal röprodüksin kaale alarak yapılabilir; aksi yonları var, niye galerinin müze halde, fena resimle fena bir seyirbölumunü bu hayırlı işte kullanci, izleyici çoğunluğu yetiştirmiş mıyor diye soracağı geliyor oluruz.insanın. Devlet Güzel Sanatlar Galeri yor. Ama eski dostu Salvador Dali'nin bir kitabında kendisine iftira etmesi sonucu, "komünist" olduğu gerekçesiyle işinden atıIıyor. Yine de Bunuel, anılarında Dali'nin dehâsına duyduğu saygıyı durmaksızm dile getiriyor ve hoşgörüsüyle hayranlık uyandınyor. Savaş bittiğinde, yeni filmler çevirmek için Avrupa'nın yolunu tutan Bunuel, Meksika'da kısa bir mola vermek niyeflisi. Ama bu mola uzadıkça uzuyor. Ve Bunuel'in ölünceye dek bu ülkede yaşamasına yol açıyor. Evet, Bunuel Avrupa'ya yeniden ayak basmadan önce Meksika'da tam 20 film yapıyor ve asıl ününü bu filmler sayesinde kazanıyor. An. cak, Bunuel'in anılarının en il' ginç yanı, ilki bilinçsiz ("Endülüs Köpeği"), ikincisi bilinçli ("Altınçağ") birer gerçeküstücü film olan ilk yapıtları dışında, sinpma«ıınflan Fransız sinemasmm yeni yükselen yüdızıAnneParillaud, daha önce çevirdiği seks fllmleriyle üne ermişti. Ancak şimdi ünlülerle oynamaya başlayan sanatçı, aşırı çıplak geçmişinden ürkerek 1980 yılında çevirdiği, ancak uzun süre bekledikten sonra şimdilerde piyasaya çıkan birfîlmdekiüç "açık"bölümün çıkanlması için mahkemeye başvurdu. 11 ağustos tarihli başvuruyu inceleyen Paris mahkemesi, başrolü oynayan sanatçının bu sahnenin özgün senaryoyla ilgisi bulunmadığı yolundakl iddialannı geçersiz buldu ve davayı reddetti. TRT II 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havaları. 08.00 Sabah için muzik.09.00 Şarkılar. 09.15 Türk büyukleri. 09.30 Sa nünü iki kez solgun parıltısıyla aydınlatan, öğlende ve akşam saat altıda kendi eliyle hazırlayıp içtiği martini. Franstz senarist JeanClaude Carriere'le birlikte hazirladığı "Son Nefesim" Bunuel'in filmlerine benziyor. İlk gençliğiyle konuya giren yönetmen, en yakın iki gençlik arkadaşının ozan Lorca ve ressam Salvador Dali olduğunu belirtiyor. Paris'teki öğrencilik yıllarında gerçeküstücü hareketle bütünleşiyor, Ispanya'da Cumhuriyet ilan edilince de genç yönetim adına film çekiyor. Daha sonra Hollyvvood'a geçen Bunuel, New York Sanat Müzesi Sinema Bolümu'nün başına kadar yükseli Müzik eleştirmenlerimiz ne diyor 1 Sanat ve edebiyat eleştirmenlerimiz arasında ozgün olarak muzik eleştirmenliği yapanlann sayısı nedense pek azdır. Eleştirilenin gorsel olmamasından mı, yoksa bu konuda görüşlerin dile getirilebileceğı surelı yayınların buıunmayışmdan mı acaba? Yoksa, daha temelde eleştirmenlik işlevınin gereği gibi yerıne gelirilebileceği bir müzik ortamının yaratılamamış oimasından mı? Kultur dünyamızda muzik eleştirmeni olarak nıieleyebileceğimiz bırkaç yazarla (sayıları bir elin parmaklannı geçıniyor) bir soyleşi dizisi başlatarak bu sorulara ışık lulabileceğimize inanıyoruz. 1. Müzik eleştirmenliğtnc niçin ve nasıl geldiniz? 2. Çoğunlukla Batı Müziği eleştirileri yapıyorsunuz. Başka tür müziklerin eleştirisini yapmayı hiç düşündünüz mü? Örneğin, bir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, bir Timur Selçuk ya da, niçin olmasın, bir Ajda Pekkan konserinin eleştirisini? 3. Bir müziği ya da bir yonımu eleştirirken kimin zevkine tercümansınız? 4. Türkiye'de son on yılın "müzik olayı" kuşkusuz Arabesk türünün ortaya çıkışıdır. Bilinçli bir müzik eleştirmeninin bu konuda tutumu ne olmalıdır? vi ağır basıyor. Nitekim ben, hemen bütün konser eleştirilerimde, İzmir D. S. Orkestrası'nın belli başlı iki sorununu dile getirmek zorunluğunu duyuyorum: "Sürekli Yönetmen" sorunu ile "elverişli bir konser salon u " sorunu. Orkestrayı kuruyor, ona belirli bir kadro veriyorsunuz, ama bu kuruluşun eğitimi, gelişmesi için, kısa ya da uzun süreli hiç bir önlem getirmiyorsunuz, hiç bir program düzenlemiyorsunuz, böyle terslik, böyle çelişki olur mu? Eskilerin deyişiyle, "Marifet iltifata tabi" olduğuna göre, eleştiride yaptığım değerlemenin, konseri gerçekleştirmiş olanlar üzerinde olumlu, geliştirici etki yaratmasını, eleştiri olumlu değilse, onların daha iyiye yönelmelerinı yardımcı olmasını isterim. 3 Bir müzik yorumunun eleştirilmesinde, ister istemez, kendi beğenisinin, kendi düşünce düzeyinin koşullandırması altındadır müzik yazarı. Sorumuzda, "Müziği eleştirmek", "Yorumu eleştirmek" diye iki öge var.Ülkemizin koşulları içinde, Türk bestecilerince yaratılanların, çağdaş müzik ortamına olumlu bir katkı oluşturup oluşturmadığı önemlidir benim için. Bu alanda, "Turk Beşleri" diye adlandırılan ilk kuşak, üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirmiştir. Bugün, örneğin bir 'Adnan Saygun'umuz olduğu için ne denli övunsek azdır; Saygun'un müziği, "Yirminci Yuzyıl Turk Müziği"nin, diyelim edebiyatta Sait Faik'imizin, Yaşar Kemal'imizin yapıtları ölçüsunde ve ağırlığında örnekleridir. 4 "Arabesk", aslında bir "müzik olayı" değil, toplumsal bir olgudur. Toplumun, son on yıl içinde, hangi değerlere ağırlık verdiğini, hangi ölçüde başıboş bırakıldığını gösterir. Diyeceğim, dünyanın her yerinde, "eğlencelik" müzikle, gerçek sanat yaratmaları arasında kesin ayrım gözetilir. Ben, nasıl fotoromanlarla, "beyaz dizi" gönül romanlarıyla, Barbara Cartland'larla, akla, duyguya seslenen, toplumun gerçek değerlerinden sesler veren, soylu yazın örneklerini bir tutmuyorsam, "arabesk"le, "aranjman"ı da sanat müziğiyle aynı sepete koyamam. Arabesk olayını küçünısediğim anlamına mı gelir bu? "Toplumsal olgu" diye niteledigöre, hiç bir zaman o anlama gelmez. Ama, bununla uğraşmak, müzikçinin, müzik yazarının işi degildir derim. Sonra, "arabeskten önce, halkın beğenisini iyiden iyiye yanlış yollara döndüren, korkunç bir "televizyon" olaytmız var, niye onunla değil de, yollardaki kasetçilerle uğraşıyoruz? Topluma kötü beğeni aşılıyanlarla uğraşmaksa, işte ilk hedef, kırkbeş milyönun izlediği televizyondur diyorum. Yarın: Filiz Ali Laslo BULMACA Üner Birkan: Arabesk müzikçinin işi degildir CEM BEHAR 1 Müzik, kendimi bildim bileli, en önde gelen uğraşlarımdan biridir. İyi müziği seçip dinlemeyi, bundan duyulan heyecanı paylaşmayı, dinlediklerim üzerindeki görüşlerimi belirlemeyi, müzik mesleğine girmekten daha ilginç buldum. Bir yandan da, ülkemizin 1930'lardan bu yana "Müzik Devrimi"nde nasıl yaya bırakıldığını, gelişmemiş zihinlerin, çağdışı kafaların, bilinçsizce, ATATÜRK'ün gününde atılan ileri adımları nasıl geriye çevirdiklerini gördükçe, bu konuda yazma, görüşlerimi kamuya duyurma isteği daha bir belirginleşti içimde. Bu yüzden, 1956'larda, Ankara'da öğrenci olduğum yıllarda, "Pazar Postası" gazetesinde ilk müzik eleştirilerimle girdim müzik yazarlığına. O gün bugün de sürdürüyorum. Arada, bir süre bu işi bıraktığım oldu. 1975 yılının sonunda, Izmir'de devlet eliyle bir senfoni orkestrası kurulunca, bu kez, yeni bir "görev dönemi" başladt benim için: İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın basındaki sesi olma görevi... Orkestrayı, doğduğu günden bu yana, demek yedi yıldır izliyorum. Yoğun iş yaşamım elverdiğince de, bu görevi sürdüreceğim. 2 Türkiye'de müzik eleştirmenliğinin, gelişmiş ülkelerdekinden çok ayrı özellikleri var. Böyle olunca da, bir konseri dinleyip, onu hemen ertesi gün, basında değerlendirmekten öte, Türkiye'de müziğin gelişmesi için gerekli ortamın yaratılmasına, müzik potansiyelinin geliştirilmesine katkıda bulunma göre etmemesi. Yarının kuşakları tarafından da hayranlıkla izlenecek olan yapıtları için, gözünü kırpmaksızın, "Hepsi yakılsa bunda hiçbir sakınca görmem" diyebiliyor. Ancak, sinemacılığının çok övündüğü bir tek yanı var. "Yaşamım boyunca 36 film yaptım," diyor ünlü yönetmen. "Ne öngörülen süreyi bir gün geçtim, ne de öngörülen bütçeyi bir kufuş aştım." Bu da onun ne denli namuslu bir "zanaatkâr" olduğunu ortaya koyuyor. Bunuel'in anılarını bir araya getiren "Son Nefesim", estetikçi olmaktan önce ahlâkçı olmayı önemseyen bir sanatçının kitabı. Soğuk nedir bilmeyen, kar üstünde yalınayak yürüyen, kuru tahtada uyuyabilen, çocukluğunun boğucu katolikliğinden nefret eden, ama dinle suçortakIığını sürdüren, her zaman sadık kaldığı gerçeküstücülüğün dünyayı ve yaşamı değiştirmede değil, artistik, kültürel bir "sükse" elde etmede başarılı olduğunu kabul eden Bunuel, son nefesini vermeye yakın şöyle mırıldanıyor: "Kahrolsun aşk! Yaşasııı Dostluk!" Ama bu sözleri söylerken, bir keşiş hücresi kadar sade olan odasında, yanıbaşında köpeği Tristanita'dan başka canh .yok. MarieFrance Pisier Thomas Mann 'ın ünlü romam "Tılsımlı Dağ"dan uyarlanar, filmde başrolü Fransızların güzel yıldızı MarieFrance Pisieı oynadı. 1907'nin Almanyast'ndı geçen yapıtın 6 saatlik TV dizis olarak yapılan bölümü henü: gösterilmedi. Ancak iki yıl önce Almanya'daki sinemalarda 2.1 saatlik bir film olarak sunuldu Yakında Avrupa TV'lerindı vösterilecek olan 'Tılsımlı Dağ' ın yönetmeni Alman Geissen Dorfer. Arthur övgü Schnitzler'e Ünlü Astoria Film Stüdyosu yeniden canlanıyor Kültür Servisi Francis Ford Coppola, son filmi "Cotton Club"ın çekimine bu ay içinde başlayacak. Ancak, asıl ilginç olan, Coppola'nın yeni filminin çekimlerini, New York'un en eski stüdyolarından Astoria'da gerçekleştirecek olması. New York kentinin Mahhattan bölgesinde bulunan Astoria Stüdyosu, nerdeyse elli yıldır terk edilmiş durumdaydı. Stüdyonun sahipleri bu yıl 50 milyon dolarlık bir ek sermayeyle stüdyoyu yeniden canlandırmaya, genişletmeye karar verdiler. Astoria Stüdyosu, bundan elli yılı aşkın bir zaman önce ABD'nin en civcivli film stüdyolarından biriydi. özellikle 1920'li yıllarda bu stüdyoda yüzden fazla sessiz filmin çekimi yapıldı. Üç Ahbap Çavuşlar, Clara Bow, VV.CFields, Gary Cooper, Claudette Colbert gibi birçok yıldız Astoria Stüdyosu'nun tozunu yuttu. İkinci Dünya Savaşı sırasında stüdyoyu ABD Silahlı Kuvvetleri devraldı. Savaş yıllannda Astoria'da askeri eğitim filmleri çekildi. A vusturya 'nın yetiştirdiği eı büyük yazarlardan Arthu Schnitzler, ölümünden çok uzuı süre sonra hak ettiği yere oturu gibi. 1931 yılında ölen "Matma zelElse"yazarı üzerine, çokol masa bile araştırmalar yapılıyoı Ve bu araştırmacıların hepsı Thomas Mann 'ın bu büyük ya zar için kullandığı "şekerli baı lı'' deyimini yalanlıyorlar. Öze, likle yazarın psikanaliz karşısır, daki duntmuna eğilen Albert Moravia, Schnitzler üzerine e ilginç sözleri söylemiş kişilerdet Moravia bu büyük yazar içi şöyle diyor: "Freud'un çağda olan Viyanalı yazarı okuduğuı zaman, aynı çağda yaşamış olsı lar bile Schnitzler 'in pekçok Şi yi Freud'den önceyazdığını gö düm. Onun ortaya attığı soruı larm tiimu, daha sonraFreud rafından çözümlendi." Dostoyevski filmler Büyük Rus yazan Dostoyev ki sinemacılar için tükenmez b esih kaynağıdır. Pek çok yönt menin beyaz perdeye uyarladı yazar, Paris 'teki bir sineman işletmecilerine de parlak bir j kir verdi. Sovyet filmleri oyna makla ünlü olan "Cosmos" at bu sinema, bir Dostoyevski filr leri haftası sunuyor. Haftad Sovyet yönetmen ZarkhVn "Dostoyevsk'inin Yaşammda. Gün ", Georges Lampin 'in fo rollerini Edwige Feuillore ile G rard Philip'in paylaştıklan "B data"sı, Akira Kurosawa'n "Budala"sı, Lev Koulidjano\ un "Suç ve Ceza"st, Ivan Pyı ev'in, "Karamazov Kardeşleı 'i, yine tvan Pyriev'in "Beyı Geceler"i, gösterilecek. SOLDAN SAĞA 1/ Yaylı ve üfleme çalgılar topluluğu. 2/ Bir dans... Bir çalgı. 3/ Erbiyumun simgesi... İridyumun simgesi. 4/ Eskiden şehirde yolcu taşıyan büyük at arabası. 5/ Telli balıkçıl... Köpek. 6/ Cinsiyeti belli olmayan bir şövalye... Aygır ile dişi eşeğin yayrusu. 7/ Alman parasının simgesi... Bromun simgesi. 8/ Tarikat kardeşi... Haberci. 9/ Avustralya'nın başkenti. YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Hekimliğin vucut biçimsizliklerini duzelten kolu. 2/ Eski Mısır'da bir Tanrı... Kemiklerin yuvarlak •ucu. 3/ Havada çok duşük oranda bulunan bir gaz... Kalsiyumun simgesi. 4/ Çamaşırın az kirli suyu... Unvan. 5/ Bin dirhemlik tahıl ölçeği... Kapı... Niyobyumun simgesi. 6/ Toprak. 7/ Radyumun simgesi. ..Stronsiyumun simgesi. 8/ Çıplak... Duşkünluk. 9/ Guney Afrika Cumhuriyeti'nin başkentlerinden biri (hükumet merkezi).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear