28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 AW/ Simon Tiyatrosu ':• New York'takiAlvin Tiyatrosu'nun adı, düzenlenen bir törenle Neil Simon Tiyatrosu olarak değiştirildi. Bu olaydan büyük mutluluk duyduğunu belirten ABD 7/ oyun yazarı Neil Simon, "Bu, yaşamım boyunca aldığım en büyük telifhakkı, " dedi. 22 ytl içinde Broadway "de oy•"inan 21 oyun yazan 55 yaşınki Simon, yapılan törende de şöyle konuştu: "Şimdiye kadar tiyatrolara adlarmm nasıl verildiğini mekak eder dururdum. Artık bu merakımı gidermiş oldum.'' Ozetle Polonya'da Duyduk Gördük Yazarlar Sen fıkrayı bir de Süheyla'dan dinle Çetin Özbayrak 'ın Süheyla adın"Biri Karadenizli iki arkaüaş tak dükkân açmaya karar verBirliği'nin da safkeriz bir kız arkadaşı var ortak dükkan açmaya karar ve mişler. Kasaplığın kârlı bir iş olyakınlannda bir küiş olaoılmasına dır. Antalyasahibesi olan Sühey rirler. Kasaplığın kârlı birDük duğuna da inanıyorlar. Derçük otelin ken..." duğuna da iyice inanırlar. la, Çetin 'in ilkokuldan sıra arka kânı tutarlar, buzdolabı, tezgah Masadaki beş yîne izîn yok daşıdır. GeçenlerdeÇetin hazır ısmarlarlar. Hazırlıklar ilerler hadan kınldığınıkişinin kahkadostlarıyla görünce şaşıran Bodrum'a uzanan Kültür Servisi 13 aralık 1981 günü ilan edilen sıkıyönetimle birlikte çalışmaları durdurulan Polonya Yazarlar Birliği1 nin geleceği konusunda 30 haziran günü verilmesi beklenen karar yine ertelendi. Dayanışma Sendikası'nın yanında kayıtsız şartsız yer alan Polonya Yazarlar Birliği, şimdiye kadar yapılan her türlü sindirme girişimine karşı direnmişti. Ertelenme kararını açıklayan bildiri, Yazarlar Birliği'nin yedi üyesini "uzlaşmaz" bir tutum benimsemekle suçluyor. Bu yedi kişi, Birliğin Başkanı Jan Josef Szczosanski, Andrzej Braun, Leszek Porok, Tadeusz Drewnevski (hepsi Başkan Yardımcısı) ve üç komisyon başkanı, Marian Grzesczak, Andrzej Kijowski ve Andrzej Skzaypiorski. Aynı bildiride, Yazarlar Birliği bünyesinde bazı üyelerin "anti sosyalist" tavrından uzak durmak isteyen bir grup bulunduğu belirtiliyor ve erteleme süresince bu grubun yeni bir örgüt oluşturabileceği vurgulanıyor. Çarşamba günü, Polonya Komünist Partişi organı "Trybuna Ludu", gazetesi iki uzun yazıyla Polonya Yazarlar Birliği yöneticilerinin antisosyalist tutumlarını kınamış, ABD, Israil ve Federal Almanya yanlısı olmakla suçlamıştı. Polonya Yazarlar Birliği, Polonya'da geleceği belirlenmemiş tek örgüt. Gazeteciler, ardından aktörler ve plastik sanatçılar birlikleri kapatılm:ş, Sinemacılar Derneği'yse ancak başkan yönetmen Andrzej Wajda'nın istifasından sonra çalışabilme izni almıştı. ken biri der ki: oraya kadar gitmişken bir de ar Ula tlyas. Hazır vaçit varkadaşlanyla Süheyla 'ya uğrayıp ken hazirluk yapalum. Ben muşiki gün de orada kalmaya karar teriyum ve soriyrum saa. Efenverir. Yine sırası gelmişken, Çe du, paa içi şişe gazoz içi şişe sotin 'in bir başka özelliğini açıkla da, içi şişe de kokakola verir yalım. Kendisi cebi akrep dolu misun? cömertlerdendir. Meyhanede he Ortağı betelenir: sap ödemeyi sevdiği kadar, otel Tüh avanak. Biz kasap de bedava kalmaya bayılır. dükkânı açtık be. Kanştırdın işUzun lafın kısası, Çetin Sühey leri. Simdi ben müşteri olayım la 'yı bulur. Kucaklaşıhr, hal ha da sen karşılık ver. Kasap efentır sorulur ve tabii denizin yolu di, bana bir kilo dana pirzolasıytutulur. Çetin seyreder, Sühey la yarım kilo kıyma verir misin? la ve arkadaşlan denize girerler. Vereyum da, sen boş şişeSonunda vakit öğle olur, her za leru getirdin mu?" manki gibi masanın başına çöMillet kahkahadan yerlereyakülür. iki kadeh de atıldı mı ke tar. Tabii, fıkranın kapısı açıldı yifler iyiden iyiye perdahlanır. mı herkes çorbaya biraz da kenBu arada Çetin, İstanbuVda işit di tuzundan katacaktır. Süheyla: tiği son fıkrayı Süheyla 'ya anlat"Çocuklar der, harika birfıkmaya koyulur: ram var size. tki Karadenizli orve fıkrayı yarıda kesen Süheyla sorar: "Ne gülüyorsunuz?'" "Nasıl gülmeyelim. Bu fıkrayı beş dakika önce Çetin anlattı." "A valla inanmam." Ve beş arkadaş, en başta da Çetin, fıkranın az önce anlatıldığınt Süheyla'nin kafasına sokana kadar akla karayı seçerler. Eski Türkçe yasmalar Kişilerin ellerinde bulunan eski Türkçe yazma ve basılt kitaplar ve yapıtlar Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca satın alınacak. Bakanlık yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bu tür yapıtlann kitaplıklara kazandırilmast için valiliklere genelge gönderildi. Bıına göre, elinde bu tür yapıtlan bulunduranlar valiliklere ya da Bakanlığa başvuracaklar ve saptanan ücret karşılığında eski el yazmalanm satabilecekler. İLGİNÇ GÖSTERİLERDEN BİRİ Uluslararası Istanbul Festivali'nin, duyurulabUse yabancılar için en ilginç gösterilerinden biri de, Yıldız Sarayı, Has Bahçe gibi şiirli bir mekânda düzenlenen "Sema Gösterisi"ydi. Vukarıda en önde Kâni Karaca, iki kişi gerisinde Ahmel Özhan ve semazenlere eşlik eden öbiir hanendeler, görülüyor. (Fotoğraf: Ümit KIVANÇ) Öyleyse kessinler Demokrasi sözcüğünün hiçbir ülkede bilinmediği devirler. Mahkemenin birinde dava görülüyor. Mahkeme reisi bakmış, yanındaki üye uyuyor. Dirseğiyle dürterek sormuş: "Ne buyrulur?" Üye uyku sersemliğiyle: "Assınlar", diyiverince Reistn tepesi atmış. "Canım asılacak dava değil bu, yonca meselesi," demiş. Böylesine basit bir işten ötürü uyandırıldığına pek içerleyen üye kestirip atıvermiş: "öyleyse kessinler!" FAizabeth Tavlor rahatsızlandı Broadn'ay sahnelerinde sergilenen "Özel Hayatlar" adlı oyun, Richard Burton 'la başroliiniıpaylaşan Elizabeth Taylor'un akut larenjit ve bronşit teşhisiyle yatağa düşmesi üzerine yarıda kaldı. Noel Cotvard'ın 1930'da yazdığı ve boşanmıs bir çiftin yeni eşleriyle çıktıkları balayı gezisi sırasında başlayıp gelişen olaylann işlendiği oyuna bir hafta aradan sonra devam edilecek. Oyun daha sonra ABD'de de turneye çıkacak. Festival tamtımı ve yapılan saygısızlıklar üzerine FİLİZ ALİ LASLO Bu satırları, AKM'deki konserden, Açıkhava'daki baleye, Emek Sineması'ndaki matineden, Rumelihisan'ndaki tiyatroya koşturmaktan helâk olmuş bir "festivalzede" yazıyor... Her sabah ve her akşam, Festival programlarını çarşaf, çarşaf önüne açıp, eldeki büetlerle, programdaki etkinlikleri karşılaştırmak ve yanlışhk yapmamak bile az iş değil bu "festivalzede" için... Ayrıca, işbu "festivalzede" okuyucusunu aydınlatma görevini yerine getirebilmek için epey badire atlatmış, sonunda aydınlatmaktan vazgeçmiştir. Batı'da, Bu tür festivallerin yönetimleri basına, özellikle müzik yazarlarına her tiirlü kolayhğı ve saygıyı gösterirler. Basının kara gözlerine tutkun olduklanndan yapmazlar elbet bunu, basının festivalle ilgili doğru ve yansız yayınına kolaylık sağlamak çıkarları gereğidir. Bizdeyse "seytan azapta gerek" kabilinden, bir müzik yazarının festivali rahatça izleyebilmesi neredeyse önlenmektedir. nın kaışılığım da alamama gibi üzücü bir sonuçla karşı karşıya kalmıştır. Bu yılki Festival programı, eski yıllar göz önüne ahnınca gerçekten çok zengindir. Oda müziği toplulukları, orkestralar, baleler, resitaller, tiyatro ve sinema, neredeyse iç içe ve üst üstedir. Bütün bu etkinlikleri izlemek isteyen biri, önce zaman açısından zorlanacak, ayni giln bir film, iki konser, ya da tiyatro ve baleye yetişme olanaksızlığı karşısında ister istemez bir seçim yapma durumuyla karşı karşıya kalacaktır. Yaptığı seçim, tanıtım yetersizliklerinden ötürü belki de isabetsiz olacaktır. Ikinci sorun, bilet fjyatlannm yüksekliğidir. Festival yönetimi, Türkiye'deki bilet fiyatlarının, dünya standardlarına oranla çok düşük olduğunu her yıl vurgular. Doğrudur... Ne var ki, Türkiye'deki Festival izleyicisinin alım gücü, dünya standartlarıyla aynı düzeyde değildir. Festival izleyicisinin büyük çoğunluğunu gençler, öğrenciler oluşturmaktadır. Bu gerçeği göz ardı ederrieyiz. Daha önceki yıllarda da ısrarla parmak bastığımız bu önemli konuya eğilinmesinde, yarınm izleyicisini şimdiden kazanma açısından büyük yarar vardır. Öğrenciler için, indirimli abonman bilet uygulaması düşünülebilir, hatta mutlaka düşünülmelidir. Günümüzde, Istanbul Festivali gibi herhangi bir festivalin kâr amacı gütmesi artık olası değil. Dünyadaki bütün festivalleri devlet, belediyeler ya da özel kuruluşlar destekler. Amaç para kazanmak olmadığına göre, en azından büyük masraflarla getirtilen sanatçılann, yan yanya boş salonlarda konser vermeleri ancak bilet fiyatlarının normal düzeyde tutulmasıyla önlenebilir. ACABA NİÇİN ULUSLARARASI? Uluslararası Istanbul Festivali'ne getireceğimiz bir başka eleştiri .de, bu Festival'in sadece programının Uluslararası olmasıdır. Benim bildiğim, hiçbir Allahın kulu, Avrupalardan kalkıp özel olarak Istanbul Festivali'ni izlemeye gelmiyor. Bir daha uçağa Yılmaz Gümüşbaş, rahmetli Bülent Dikmener ve Hikmet Çetinkaya 70'li yıllarda İstanbuVda dolaşmadık yer bırakmazlar ve sonunda Sirkeci Gar Lokantası'na gelirler. Bir iki kadeh de orada parlattıktan sonra Yılmz Gümüşbaş "Ben Ankara'ya döneceğim" diye tutturur. Bulent, Hikmet'e dönüp, "Haydi hep beraber Ankara'ya gidelim", demiş. binersem Bir öğretim üyesine 5000 sınav kâğıdı "Unarılacak Vakıf yapılan Bir başka eleştiri daha: Festivalin kendi çıkarlarını gözeten "Baba" ekibi bir tanıtım planlaması yaptığını söylemek çok zor. Yeterli ele, işbaşında man olmadan, ileriye dönük ve francisFordCoppola, "Baba" uzun vadeli programların sistefilminin gördüğü büyük ilgiden matiğine geçmeden gerçekleştiyararlanmayı sürdürüyor. Ağus rilmeye calışılan tanıtım olayı, en tos ayında çekimine başlayaca azından eksik ve güdük kalmağı "Cotto Club" senaryosunu, ya mahkumdur. Mario Puzo'nun bir konusundan esinlenerek kendi yazdı. Fil BU YILKt PROGRAM min baş oyuncuları da, Richard Uluslararası 11. tstanbul FesGere ve zenci oyuncu Gregory Hines. 1930'lu yılları anlatan bu tivali içerdiği yoğun etkinlikleri, flltn için harcanacak para 7mil yurt içinde ve yurt dışında yeteyar Türk lirasını buluyor ve bu, rince tanıtamaması nedeniyle, son yıllarda birfttm için ayrılan verilen emeğin, harcanan paraen büyük bütçelerden birini oluşturuyor. YÖK'ün vize sınavı uygulaması başlatmasından sonra üniversitelerdeki öğretim üyeleri sınav kâğıdı okumaktan başlannı kaşımaya vakit bulamıyorlar. Özellikle kalabalık sınıflarda Haydi öyleyse trene binelim." ders veren öğretim üyeleri sürekYılmaz Gümüşbaş, "Bilet alli sınav kâğıdı okuyorlar. madık ya" karşılığını vermiş. Oysa, Uluslararası festivalleAnkara Üniversitesi Hukuk rin ana amacı ülkenin kültür tuBütent'le Hikmet, "Basın Fakültesi'nde görevine son veririzmine katkıda bulunmaktır. kartlarımız var ya" diyip eleklen Doç. Dr. Nurkut Inan, bir Avrupa'nın bütün tanınmış festrikli trene binmişler. 20 dakika öğretim döneminde okuduğu sıtivalleri, biletlerini neredeyse bir sonra da Yeşilyurt'ta inmişler. nav kâğıdı sayısını hesapladı: yıl öncesinden dünyanın her yeYılmaz Gümüşbaş'şöyle derin rinde satışa çıkarabilecek bir sis 1989 Paris binersem iki olsun. Baksana 5000. bir soluk alıp, etrafı kolaçan etInan'ın görevine son verildi temle çalışmaktadırlar. Tanıtım uçaktan daha erken geldik. Şu tikten sonra şöyle demiş: programları, turizm tanıtım sergisi Ankara'nin havasına kurban." ama halen sınav kâğıdı okuyor. "Vallahi bundan sonra uçağa Inan dişini biraz daha sıkarsa programlarıyla at başı gider. Çeelinde kalan 800 kadar Mitterrand'la şitli konularda düzenlenen konMaçka parkı değil, dinlenme yeri ğıdını yakında bitireceksınav kâve idaferans, sempozyum ya da kursreye teslim edecek. larla, uzmanlann ilgisi çekilir. muhalefeti cuklar bu Istiklul Savaşı kahratstanbul'un Maçka semtinde bir park vardır, Sakin bir park. manının dibinde koşuşup oynaÜlkemiz, özellikle çağdaş sa birbirine HİŞT Yılîardan beri, yörede oturanlar mayı sürdürdüler. Ta geçenlernat anlayışı bakımından Batılı de, bir "işgüzar" ilgilinin neredan başkasınm dikkatini pek sanatseverin merakmı uyandıra düşürdü cak, el değmemiş, bâkir alanlar Kültür Servisi 1989 yılında çekmeyen ve koca İstanbuVda den çıktığı belirsiz uyarmna kaNe münasebetle dır. Bu ilgili kırk yıllık Maçka Ia doludur. Ben, tereciye tere Paris'te düzenlenmesi düşünülen tek tük görülebilen "vaha"larParkı 'nı yalmzca ' 'dinlenme yeHürriyet'in 1. Uluslararasatmaya karşı değilim... Hele Büyük Evrensel Sergi'nin suya dan biri. Yeşil bir köşe. Burası ri" ilan etti ve küçük çocuklann sı Karikatür Yarışması ve serTRT Ankara Oda Orkestrası gi düşme tehlikesi belirdi. Başkan daha çok yaşlılann, emeklilerin gisinin açtlış töreninde, film bi bir orkestranın "terecinin te Mitterrand'ın ve Kültür Bakanı ve küçük çocuklann sığınağıdır. orada koşup oynamalannı yayıldızı GüngörBayrak,açılısresini, tereciden daha iyi sattığı Jack Lang'ın hararetle savun Tam anlamıyla yediden yetmişe sakladı. Şimdi kendisine soruyota protokoliçindeymişcesine ruz: Istanbul denen koca kentte nı" bile söyleyebilirim. Ne var dukları "Sergi'nin Paris'te dü her insanın bir arada oturduğu, Bakan 'ın yanında yer almış. çocuklara ayrılmış çok yer mi ki, müzik, plâstik sanatlar, sah zenlenmesi" olayına, Paris Bele kaynaştığı bir yer. vardar ki buradan yararlanmaGördük Duyduk sütununAncak, geçtiğimiz yıl, uzun ne sanatları ve sinema alanlann diye Başkanı ve eski Başbakan da ulaştığımız çağdaş düzeyi, ya Jacques Chirac'la Paris kentinin süre önce Taksim Parkı 'na dikil lannı neredeyse engelliyorsunuz? da soruyorlar: Güngör Bayrak ne münabancı çağdaş akımlarla karşı dahil olduğu îledeFrance Bele mesi tasarlanan atlı tnönü hey 1leri yaşlardaki insanlarımızı sebetle Bakan 'ın yanında dukarşıya getirmeyi denememizin, diye Meclisi'nin Chirac yanlısı kelinin buraya yerleştirilmesiyle sanki çokfazla mı düşünüyorsuruyor, diye. hem sanat yaşamımıza kazandı partiden olan başkanı Michel Gi Maçka Parkı 'nin yazgısı değiş nuz?Şimdilik bu miniklerin anne vebabalannın sizi "hayırla" Bu da sorulur mu canım. raçağı taze soluk, hem de Batı raud karşı çıkıyorlar. Lang'in 60 ti. Herhalde "heykel kırıcılar'Hatuncağız elbet, 'ın yeniden harekete geçebilecek andıklarını, ilerde de onların siile aramızda kurulabilecek kültü milyon ziyaretçi ve 150.000 yeni zi aynı biçimde anacaklarım biYeşilçam yıldızı olarak rel ilişki açısından ve çağdaş sa iş olanağı sağlayacağını umduğu leri korkusuyla, parka bir janliyor musunuz? Hem siz parkdurmuyordu orada. Herhalnatlar kanalıyla kurulacak bu Sergi, görüldüğü kadanyla sos darma noktası kondu ve heyketan, dinlenme yerinden, yaşlılade soyadından galat, Bayrak alışveriş ortamının, îstanbul Fes yalist Başkan ve muhalefet lider lin dibinde jandarmalar nöbet nn yazgısından, küçüklerin yediye duruyordu. tivali'ne gerçek uluslararası bir leri arasında büyük kavgalara yol tutar oldu. Ama yaşlılar, tnöAS nü 'nün gölgesinde oturmayı, ço tiştirilmesinden ne anlarsınız? nitelik kazandıracağına açacağa benziyor. inanmaktayım... Yusuf Şahin: Sansüre karşıyım! Mısırlı Yönetmen Yusuf Şahin dün düzenlenen bir toplantıda basın mensuplarıyla tanıştı. Hilton Oteli'nde yapılan toplantıda Mısır sineması hakkında genel bilgiler veren Şahin, ilk gördüğü Türk filminin "Hakkari'de Bir Mevsim" olduğunu söyledi. Şahin Türkleri yanlış tanıdığını, doğru ve iyi tanıma şansına sahip olmadığını belirterek, 3. Dünya Ulkeleri'ndeki sinema sanatı üzerine şunları söyledi: "Bize 3. Dünya Ülkeleri diyorlar. Asıl onlar 3. Dünya biz 1. Dünya Ülkeleriyiz. Çok iyi bir Türk, Mısır veya Cezayir filmi gördükleri zaman şaşınyorlar. Asıl şaşmaları gereken şey bunca güzel filmin onlardan nasıl gizlendiği olmalıdır. Sinema, bir ulusun değildir. Ama Amerikan sineması tüm, pazarlan ele geçirmiş durumda. Sizin, bizim Ulkelerimizde kendi filmlerimizden çok Amerikan filmleri gösteriliyor." Şahin, Amerikan sinema endüstrisinin, yalnız sinemalarda değil televizyonlarda da çok etkilı olduğuna değindi. Sanat, özellikle sinema alamnda Amerika'nın ağırlığmın büyük olduğunu söyleyen Yusuf Şahin, "Amerikan sineması olntasın, filmleri gösterilmesin demiyorum. Ama en azından Türk sinemalarında Mısır, Mısır sinematennda Türk filmleri gösterilmelidir. Madem yöneticilerimiz birbirleriyle dost olduklannı söylüyorlar, hiç olmazsa yılda, iki, üç kez Türkiye'de Mısır, Mısır'da Türk filmi televizyonda gösterilsin" dedi. Şahin, konuşmasını "Benim için para önemli değil, istesinler ben filmimi vereyim" diye sürdürdü. Daha sonra bir gazetecinin "1972'de Kahire'de Türk Filmleri Haftası oldu. Orada birçok Türk filmi gösterildi. Neden orada izlemediniz?" demesi üzerine, Şahin, "Böyle bir şey duymadım. Ama bir hafta bir Ulkenin filmlerinin tanıülması için yeterli mi? Ben tesadüfen o dönemde bir film çekimindeydim belki de" dedi. Mısır'daki sansür üzerine görüşlerini de Şahin, şöyle açıkladı: "Tabii ki bizde de sansür var. Üstelik bir ülkede başlayan fanatiklik, yakınındaki öteki ülkelere de sıçnyor. Örneğin benim 'Niçin İskenderiye?' adlı filmim beş Arap ülkesinde hâlâ gösterilmiyor. Sebep de Mısır'da yasayan bir Yahudi kızını işlemem. Halk çeşitli dinden kişilerle bir arada yaşıyor ve sorun çıkmıyor ama, yöneticiler istemiyor. Mısırlı yönetmen Yusuf Şahin yarın ülkemizden ayrılacak. TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan "ÇANTAAG/Z*LOUIS ARMSrKONG. f$?f'DE, 8ÜYÜK CAZ MÜZİSyENİ PAAIIEL LOUIS A8MSTRON6 ÖU>Ü 131?'DE "KtD Ogy"TöPCULUĞUNPA ÇAUŞMAYA SAŞLAM/f, 1322'DE "KMG O, CAZ seueuNA KAr/LM/$rı.8te YIL SON/S^,AI£W 6 Temmuz Kültür Servisi Sinema Günleri 83"te filmleri toplu olarak Devlet Planlama Teşkilatt'nın ' 'y yıllık kalkınma planı hazır gösterilen Mısırlı Yönetmen Yu. çalışmalan sırasında çıkardı suf Şahin, "Her türlü sansüre ğı'' Vakıf Raporu' 'na göre, Va karşıyım.. 'Hakkari'de Bir Mevsim filmi, yapımcısı, yönetmeni kıf malı olan 7417 Selçuklu ve ve işlediği konuyla tamamen bir Osmanlı tarihi yapısından 714 Türk fllmi ve Türkiye'de göstetanesi onarıma muhtaç durumrilmiyor. Filmin gerçek sahibi da. Bu eski yapıların onanlması için gereken para da 9 milyar olan Türk izleyicisinin bu filmi 665 milyon lira olarak belirlendi. mutlaka görmesi gerek" dedi. G. Sanatlar Fakültesi Sergisi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin 198283 öğrenim yılı sergisi 4 temmuz pazartesi günü 17.30'da OTİM (Ortadoğu Ticaret ve Ihracat Merkezi) Ihlamur Sergi Sarayı salonlannda açıldı. Sergide, tetnel sanat eğitimi, resim, grafik sanatlar, iç mimarlık, endüstri ürünleri tasarımı, seramik sanatları ve tekstil sanatları dallarmdakiyıl içi çalışmalan görülebilecek. 25. Yıl Sergisi diye de adlandmlan sergi 28 temmuz akşamına dek sürecek. "FLETCMER U£A/DE/S.SON"A G/RMİ$Tİ. DAHA SONRfiLA&l ÇEŞİTLİ OR*tE£T&AlAR.DA SOIO TRAMPer ÇALAN/1#MS7XOM6 i33S'r£ İLK KE2 KENDİ TOPLUÜJĞUfJU KLHSOU "HOr FIVEl\.. DOĞAÇTAN(fMP/eOt7££)MÜZ'K YAPMAU/H US7P9/ OCAN SAAJATÇfMN BOGUKSES( PE ÇOK ÜNLÜYDÜ.SON ZAMANLAHINOA BİLE TkOMPETİNf YANINOAN AYIRMAYAfJ "SATCHMOa(ÇANrA AĞIZ): "$USOHUNUN BENİ ÖLDÜR£CEĞÎNl SÖYLÜYOR. LAR. OLMAZİ8EN OMU ÖLDÜe£CE6'M* DÎYOZPO. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Bir asırda yapılacak Türkiye haritası Türkiye Cumhuriyeti arazisinin, gayet mufassal bir haritası yapılacaktır. Fransa'nın bugünkü haritası 150 seneye yakın bir çalışma neticesinde vücude getirilmiştir. Hükümetimiz de böyle bir haritanın vücudüne askeri, fenni, ticari, ilmi sahalarda lüzum olduğunu takdir ederek Almanya'nin meşhur Golç rasathanesinin jeoloji kısmı şefi doktor Golç'u memleketimize celbetmiştir. Doktor Golç, faaliyete geçmiş ve memleketimizin haritasım yapmak üzere bir teşkilat vücude getirmiştir. Yeni Türkiye haritası Gavs Kroker metodu ile yapılacak ve 103 senede ikmal edilecektir. Bugün bütün haritalar Gavs Kroker veya lambert usulü ile yapılmaktadır. MemıeKetımızın coğrafi vaziyeti ve arzettiği diğer hususiyetler Gavs Kroker sistemine uygun gelmektedir. 6 Temmuz 1933 Yeni haritanın tanzimi için memleketin muhtelif mahallerine postalar çıkarılacak ve esaslı noktalarda çalışacak olan bu postalara rasathane vasıtası ile yıldızların bulundukları mahaller tayin ve kendilerine telgraflarla günü gününe malumat verilerek tul ve arz daireleri tayin ve tahdit edilecektir. Bundan sonra bu esas noktalar arasında daha küçük postalar ikame edilecek ve bunlar da oralarda çalışacaklardır. 19331983 AkçaabaVta ilk şenlik Trabzon'un Akçaabat ilçesi belediyesi tarafından ilk kez bu yıl, 36 eylül tarihleri arasında bir kültür ve sanat şenliği düzenlenecek. Akçaabat Belediye Başkanı Turan Bozkır, şenliğin amacmın tarihi bir yerleşim birimi olan Akçaabat'ı tamtmak olduğunu belirtti. Bozkır, şenliğin her yıl yineleneceğini de söyledi. GALERİLER SUHAOZTARTAR SANAT GALERISİ 46 5940 Geç ve güç öğrenen eğitim programı çocuklar İçin uzmanlar denetiminde mesleğe yöneltme eğitim, öğretim. ÇAĞDAŞ KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ Kazım Karabekir Sok. 2/1 EBEMKÛY KARMA RESİM SERGİSİ I 1 Hazıran 31 Ağustos I Harpıtt Kalesi onarılıyor Yerli veyabancı turistlerin uğrak yerlerinden Harput Kalesi'n çevre düzenleme çalışmalarının tamamlandığı bildiriliyor. Ayrıca Harput 'taki tüm tarihi yapılar da onarılıyor. Kurşunlu veAlaca Camileri'yle UlucamVnin, Murat Baba Türbesi'nin ve Dabakhane'nin restorasyon çalışmalan da önümüzdeki ay tamamlanacak. Bu çahşmalar için ilk ağızda 6 milyon 440 bin lira harcandı. Devrim Erbil Huseyin Hazan İhsan Şurdum Metin Nigar Mehmet Tesen Nihat Akyunak • Orhan Ersoy Refia Çıray Huzin Gerçin Süha ÖztartarZeki Kıral Tanınmış ressamlanmızın I O t O g r a i O a U İ U fotoğraf sanatçısının katıldığı, İFSAK 3. Istanbul Uluslararası Fotoğraf Yanşması'nda MUDO A.Ş. "Portre" konusunda 3 özel ödfil verdi. Heykeltraş Ayşe Erkmen'in yaptığı ödül heykelçikleri; siyahbeyaz baskı dalında Pakistan'dan Asad Ali'ye, renkli baskı dalında Belçika'dan Roger Pauwels'e, saydam dalında Arjantin'den Mario Giudice'ye verildi. t * X, t «J..1» 4 7 Ü l k e d e n 1 1 7 1 &6 50 çeşıt tanesi 30 TL İ'ENIYAYINLAR Ankara Cad. 45 / 11 Sirkeci İST. 526 23 10 İ.T.Ü. Türk Mtfsîkfel Devlet Konservatuarı Enstruman Yapım Bölümü Öğrencllerinin Yapıtlan Sergisi 7 22 Temmuz 1983 11. uluslararası İstanbul Festivali Programı URART SANAT GALERISİ SATILIK Sultanhamamda değerli mulk. Bu cuma (8 Temmuz 1983) saat 16.da izaleyi şııyıı. lst. 10 lcra 983/13 Istanbul Sultanhamam Ticaret Bankası karşısı No:112 Mağazalı Uç katlı bina
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear