26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ık Karmal yönetimine ücadele veren Afganisf Müslüman geriüalann, ükümeti Savunma Bana mensup üst düzeyde•tkili ile beraberindeki 6 >usuya düşürerek öldürbildirildi. ııstan Kamyoncular Sendikası lideri tutuklandı Dış Haberter Servisi Şüi'de bugün gerçekleşmesi beklenen genel grev nedeniyle gerginlik artarken, General Augusto Pinochet yönetimi Kamyoncular Sendikası lideri Adolfo Quinteros'u tutukladı. 70 bin üyeli Kamyoncular. Sendikası ülkenin en önemli beş işçi sendikasıyla beraber bugün baslaması beklenen genel grev çağnsında bulunmuştu. Sendikalar, liderlerinin tutuklanmasını ve gösteri ve grevlere katılan işcilerin işten atdmalannı protesto amacıyla greve gideceklerini açıklamışlardı. Şili'degeçtiğimiz'hafta yüzbinlerce kişinin katıldığı gösterilerde General Augusto Pinochet yönetimi portesto edilmiş ve bir an önce demokrasiye dönülmesi çağnsı yapılmıştı. Ev kadınlannın boş tencerelerle yürüdüğü araç sahiplerinin sürekli kornalarına bastıklan proteste göste*rfleri, Pinochet'ye karşı iktidarda olduğu 10 sene içinde yapılan en büyük gösteriler olarak niteleniyordu. Şili askeri yönetimi, bu gösterilerden sonra muhalefete karşı bir sindirme harekatı başlatmış ülkenin en büyük sendikası olan Bakır İşçileri Sendikası'nın Başkam Roldolfo Seguel'i ve önde gelen altı sendika liderini tutuklamıştı. Bakır madenlerinde çalışan işçiler bu karar üzerine greve başlamış ve ardından askerler madenlere el koyrnuşlar, greve katılan 1800 işçiyi işten atrruşlardı. Siyasal gözlemciler, ülkede Pinochet'ye karşı giderek artan muhalefete orta sınıfın da katıldığını ve bunun önemli bir gelişme olduğuna işaret ediyorlar. Orta sınıflar, Pinochet'nin seçimle gelen eski Başkan Salvador Allende'nin devrilmesinde önemli rol oynamışlardı. Ülke ekonomisinde kilit bir noktada olan kamyoncular sendikasının da grevlere katılacağını açıklaması, Pinochet yönetimine karşı muhalefetin hızla bü>"üdüğünü gösteriyor. Öte yandan sendikalara karşı çok sert bir tutuma giren askeri hükümet, halkın dikkatini başka yerlere çekmek için bir açıklama yaparak sürgünde bulunan ve sayıları 150 kadar olan muhalefet politikacılanna ülkeye dönüş izni verileceğini bildirdi. Açıklama yapan tçişleri Bakanı Enriqne Montero, ülkeye geri dönüş izni verilecek politikaalar listesinin yakın zamanda yayınlanacağını belirtti. Gözlemciler, bazı önemli politikacüara geri dönüş izni verme kararının, Pinochet hükümetinin, sendikalara karşı giriştiği mücadeleye destek sağlamayı amaçladığını savunuyorlar. Uevlet tsaşKanı rınovueı v r SORUNLAR ERGUN BALCI Papa'nın Polonya gezisi Papa II. Jean Paul'ün Polonya gezisi son derece dikkatli oynanması gereken ve taraflar için büyük tehlikelerle dolu bir kumardı. Bu üçlü kumar başlamadan önce tarafların hesapları aşağı yukarj şöyle idi. Ülkede "ulusal uzlaşmayı" kilisenin desteği olmadan gerçekleştiremeyeceğini bilen Polonya hükümeti Papa'nın halka "itidal" tavsiye edeceğini, konuşmalarında dinin sınırları içinde kalarak, siyasal sorunlara değinmeyeceğini umut ediyordu. Böylece kilise rejimi doğrudan olmasa bile dolaylı biçimde kabul etmış olacak, bu olgu ise rejime büyük bir propaganda avantajı sağlayacaktı. Ülkeninistikrarakavuştuğu, rejimle kilise arasında işbirliğinin başladığı ve muhalefetin aslında ufak bir azınlıktan oluştuğu tum dünyaya gösterilecekti. Rejim. gerçi kiliseden bir ölçüde eleştiri bekliyordu. Ama sağlanacak avantajların büyüklüğü karşısında bu eleştirilere hedef olmayı göze almıştı. Dayanışma yanlılarının hesaplan ise çok daha değişikti. Papa1 nın ziyaretinin kendi durumlannı güçlendireceğini, II. Jean Paulün Dayanışma'yı destekler nitelikteki her söz ve davranışının kitleleri coşturacağını umut ediyorlardı. Ve nihayet kilise de, bu ziyaretle Polonya'da hâlâ en büyük guç odağı olduğunu dünyaya kanıtlamayı umuyordu. Bu ince oyunda baş aktör ne general Jaruzelski, ne de Lech VValesa idi. Başrol Papa II. Jean Paul'da idi. Ne var ki, Papa da güç durumda idi. Jaruzelski'nin istediği gibi, konuşmalarını dini konuların sınırları dışına taşırmasa, hükümetin Polonya kilisesine karşı çok daha anlayışlı davranmasını sağlayacak, rejimle kilise arasında sağlıklı bir diyalog kurulacaktı. Ama bu kez tarihte kiliseye her zaman öncü olarak bakmış olan krüelerin guvenini yitirme tehlikesi ile karşılaşabilecekti. Kardinal Josef Glenp'in yönetim karşısında pasif tutumu zaten işçiler ve Polonya kilisesinin genç rahipleri arasında tepkilere yol açmıştı. Kendisinin de aynı tutuma girmesi, bu tepkilerin yaygınlaşmasına neden olmaz mıydı? Papa, 16 Haziranda Polonya'ya tarafların bu hesap ve beklentileri arasında ayak bastı. Ve gezinin daha ilk gününde olaylar general Jaruzelski'nin pek hoşuna gitmeyen biçimde gelişmeye başladı. Papa "mızıkçılık" yapıyordu. II. Jean Paul, Varşova'da düzenlenen ve 1 milyon kişinin katıldığı ilk açık hava toplantısında "düş kırıklığına uğrayanlardan, acı çekenlerden ve özgürlükleri ellerinden alınanlarından" söz ediyor, kalbinin onlarla birlikte olduğunu söylüyordu. Toplantıdan sonra onbinlerce kişi, "VValesa ve Oayanışma" diye bağırarak gösteri yapıyor, bunların bir bölümü, Komünist Partisi binasına yürüyordu. Papa, ertesi gün de Jaruzelski'den Dayanışma'nın kuruluşuna yol açan Gdansk anlaşmalarına dönülmesini ıstiyordu. Chestochowa kentinde yaptığı konuşmada ise II. Jean Paul insanların "özgür olarak dunyaya geldiklerini" söylüyor "emeğin onurunu" vurguluyordu. Bu konuşma sırasında Dayanışma ve VValesa lehine yine büyük gösteriler yapılıyordu. Papa, gerçi Jaruzelski'ye iki ödün vermişti: Gezisi sırasında halkın sakin olmasını istemiş, ve "ABD'nin Polonya'ya uyguladığı ekonomik yaptırımlann kaldırılmasına yol açacak ortamın doğacağını umut ettiğini" söylemişti. Ama buna karşılık konuşmalarının siyasal tonu giderek sertleşiyor, konuşmalar, sertleştiği oranda da yönetımin tedirginliği artıyordu. Gerek Papa'nın konuşmalan, gerekse Dayanışma yanlısı gösterilerin boyutlan, hükümetin tahminlerini çok aşmıştı. Papa'nın konuşmalannda bir sözcük din üzerine ise, on sözcük özgürlük ve işçi hakları konusunda oluyordu. Papa, neredeyse komünizm propagandası yapacaktı. Yönetim buna izin veremezdi. Hukümet sözcüsü Jerzy Urban pazar günü yaptığı açıklamada gezinin "dinin çerçevesi içinde" kalmasını isterken, yönetim aleyhindeki gösterilerin "sıkı yönetimin tümüyle kaldırılmasını geciktirebileceğini" söylüyordu. "Ne var ki, Urban'ın uyarısından bir gun sonra Papa Poznan'da yaptığı konuşmada "işcilerin örgütlenme hakkının doğal bir hak olduğunu, insanların devletin inkâr edemeyeceği temel haklara sahip bulunduğunu" söylüyor, yönetimi, "Dayanışma ile diyalog kurmaya" çağırıyordu. Papa'nın konuşmalarının siyasal yanları ve Dayanışma yanlısı gösteriler, batılı haber ajansları tarafmdan bilinçli biçimde ön plana çıkartılmış olabilirdi. Ama görunen oydu ki, Jaruzelski yönetimi II. Jean Paul'ün gezisinden umduğunu bulamamış, oynanan kumar karşılaşılan risklere değmemişti. GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLAM ÜSKÜDAR BİRİNCİ İCRA MEMURLUĞL'NDAN Dosya No: 1982/3120 Satılmasına karar verilen ga>rımenkulun cinsi, kıymeti, adedı evsafı: Çengelkoy Oymak Sokak 145 pafta, 814 ada, 8 parsel, 63, 78 rrr miktarh arsada mevcut kargir Ap. 6'48 arsa payh bodrum kat 1. nolu meskenı satılacaktır. EVSAFI: Çengelkoy çarşısına girmeden petrol istasyonunun deniz cihetinde oymak sokağı uzerinde 4 kapı nolu 4 katlı kargir ap. bulunduğu yerdir. Borçluya ait bodrum kat I nolu daire giriş anters üzerine yola bakan ve arkada olmak uzere 2 oda, tuvaleı, banyo ve mutfaktan ıbarel olup yerler marley doşeli elektrik \e su me\cuttur. K1VMETİ: Satı^a çıkarılan 6/48 arsa payh bodrum kat 1 numaralı meskenin \.7SO.0OOTL kıymette bulundu|u bilir kişi tarafından bildirilmiştir. (Bir milyon yedıyuzelli bin) Satış Şartlan: 1Satış l/8M983gunusaat 14'den 14.30'a kadar Üskudar 1. Icra Dairesi'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin r o 75'ini ve ruv'hanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarını geymek şartı ile ihale olunur. Bovle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhudü baki kalmak şartıvla 11''8' 1983 gunu aynı gün ve aynı saatle de ikincı artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da ruçhanlı alacaklıların alacağını ve satış masraflarını gev'mesi ^artı\la en ı;ok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin r o 10'u nispetinde pey akçesı ve\a bu miktar kadar milli bir banka teminat mektubunu vermelerı lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğınde 20 günu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttir. Bırikmiş vergiler satış bedelinden odenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul uzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialanm dayanağı belgeler ile onbeş gun içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi taktirde hakları tapu sicili ile sabiı olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen muhlet içinde odenmezse Icra ve Iflas Kanunu'nun 133. rmaddesi gereğınce ihale feshedilir İki ihale arasındaki farktan ve o 10 faİ7den alıcı ve kefıllen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin gorebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği taktirde isteyen alıcıya bir orneği gonderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gormuş ve münderecatını kabul etmiş sa>ılacakları, başkaca bılgi almak isteyenlerın 982/3120 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ilân olunur. (Ic. If. K. 126) 15/6/1983 ( + ) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahiplerı de dahıldır. B: 7088 H Onerisi ialk Cumhuriyeti; Birlerika, Fransa, tngütere ve ahip olduğu "nükleer s 1 dondurulmasını öngöyet önerisini mantıksız'' niteledi ve reddetti. füseleri vre görüşmelerinde ilerğlanamaması durumuntı A vrupa ülkesine yıl soı itibaren yerleştirilmesi an ABDyapımı 572 Cru'ershing2 nükleer füzesi ikte bu ülkelerde 20 bin \an askerinin de üslendibildiriliyor. ABD, dünya sîlah ticaretinde birinci sırada STOCKHOLM. (a.a) tsveç ka'nın geçen yıl için 4.962 milBarış Araştırmalan Enstitüsü' yar dolarlık silah satarak dünya nce yayımlanan raporda, Fran silah ticaretinde °7o37.7 oranınsa'nın 1982 yılında ABD ve Şov da söz sahibi olduğu, bu ülkeyi yetler Birliği'nin ardından silah 4.005 milyar dolarlık satışla izdış satımında dunyada üçüncü leyen Sovyetler Birliği'nin pazageldiği ve geçen yılİri satışlardan rın %30.4'üne hakim olduğu ve 1.312 milyar dolara eşdeğerde Fransa'nın bu ahşverişieki papara kazandığj belirtildi. Ensti yının % 1 0 ' u bulduğu tü'nün ^SİPRI)>ıllık ondördün kaydedildi. cu raporunda, Birleşik AmeriRaporda, 1960 döneminde Fransızların konvansiyonel ağır silahları yarı yanya bir oranda sanayileşmiş ülkeler ile gelişme yolundaki ülkelere sattığı hatırİatıldıktan sonra, 1980 döneminden bu yana Fransa'nın, sadece gelişme yolundaki ülkelerde pazar bulduğu ve bu ülkelere silah satışının, 1980 yıhnda °/o8O iken, 1980'den sonra °7o9O'ı bulduğu belirtildi. Isveç Barış Araşurmaları Enstitüsü'nün (SlPRİ) raporuna göre, Çin Halk Cumhuriyeti ile Japonya'nın askeri giderleri son yıllarda beürgin bir artış gösterdi. Artışın son zamanlarda yıllık ortalaması Uzak Doğu ve Güney Doğu Asya bölgesinde 04'ü buldu. Çin Halk Cumhuriyeti'nde 1979 döneminde 49 milyar dolar dolayında belirlenen askeri harcamanın 198" 'de 37.2 milyar dolara düştüğü ve geçen yıl 39.4 milyar dolara yükseldiği öğrenildi. Çinde 1 yıl içinde (19811982) Vo6 oranında gerçekleşen bu amşa karşm, Japonya, artış oranını gayri safı milli hasılanın °7ol'i düzeyinde tuttu. Japonya'da 1981 yılında 9.91 milyar dolan bulan savunma harcaması geçen yıl 10.41 milyar dolara yükseldi. Ustan iistan 'ın başkenti Yeni ie yüz kadar Hintü, BirAmarika Büyükelçiliği p gösteriler yaptı. Gösterasında Amerika karşıtt lar bağıran gnıp, Ameriiyükelçisi Sharry G. Barfindistan 'ın içişlerine katan vazgeçmeye çağırdı. Thatcher dış politikada daha sağa kayacak Dış Haberler Servisi 9 Haziran'da yapılan İngiltere parlamento seçimlerinden büyük bir zaferle çıkarak tekrar iktidara gelen Muhafazakâr Başbakan Margaret Thatcher'in yeni dönemde daha sağa kayması bekleniyor. Federal Almanya'nın muhafazakâr eğilimli "Frankfurter Allgemeine" gazetesine göre Thatcher'in sağa kayışı özellikle dış politika, savunma ve Avrupa ile ilişkiler konusunda olacak. Yazıya göre Thatcher'in siyasal kimliği olarak artık akla sadece monatarizm ve kararlılıkla izlediği sağcı ekonomik politika gelmeyecek, ağırlık giderek dış politika ile savunmaya kayacak. Margaret Thatcher'in ekonomideki sağcı uygulamalarını diğer alanlarda sağa kayışla pekiştireceği göruşünün başlıca dayanaklanndan biri, Başbakanın daha seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz kabinede temızlik yapmış olması. Sonuç belli olur olmaz, Thatcher "Hiikömetin yeni bir göriinüme ihtiyacı var," demişti. Kendisine "Bir Başbakan iyi bir kasap olmalı,"biçimindeki vecize hatırlatıldığında Demir Bayan Thalcher "Hayır, iyi bir kasap değilim. fakat pirzola\ı ziyan etmeden kesmesini zamanında oğrenmiştim" cevabını vermişti. Nitekim hükümetten ilk giden, Thatcher'in açıkca "Bizden biri değil," deyip ve "yufka yürekli" olarak nitelendirdiği Dışişleri Bakanı Fntncis P>m oldu. Pym Muhafazakâr Parti'nin ılımlı kanadındandı ve Falkland savaşı sırasında istifa eden Dışişleri Bakam Lord Carrington'un yerine fazlaca istenmeden getirilmişti. Thatcher seçim kampannemi kapanan eski Başbakan Edward Heath idi. Ancak artık Thatcher'in sağcılığının ekonomik politikadan ibaret kalmayacağı belirtiliyor. Bu yöndeki bir diğer işaret, Içişleri Bakanhğına getirilen Leon Brittan. "Dirlik diizen" Konusunda sertliğe karşı olan eski tçişleri Bakanı VVilliam Whitelaw'ın yerine getirilen Brittan, koyu bir Thatcher yanlısı olarak niteleniyor. Brittan, siyasal hayata tam merkez çizgide başlamış ve ilk defa Muhafazakâr Parti'nin milletvekili adayı olana kadar 15 defa çeşitli parti komiteleri tarafmdan adaylığı reddedilmiş. Şimdiyse Brittan'dan Savunma am distan Savunma Bakam svamny tyer Ventkatara•esmi bir ziyaret için SovBirliği'ne gitti. Ventkaıa, Sovyetler Birliği'nde kadört gün içinde Sovyet^ leri ile iki ülke arasındaki t savunma işbirtiğini gelişolanaklanm tartışacak. îye köpekler D'de polisin, uyuşturucu çıbğtnı engellemek amacıyaalanlarında iyi koku alan etiştirilmiş köpekler kullaı açıklandı. ABD Yüksek emesi'nin verdiği karara uyuşturucu kaçakçdığınm mesi için havaalanlarında ıramalarında köpek kullasının yolculann haklanna üz anlamına gelmeyeceği ildi. i Kadınlar Anılı k hükümetinin, Irak kadıtran 'a karşı sürdurülen saki öneminin simgesi olarak lan heykelini yaptıracağı ildi. Irak Resmi Haber a (ISA), amtın Irak kadısimgeleyeceğini ve altının kadınlan tarafmdan verilei belirtti. BAŞBAKAN THATCHER Yeni iktidar döneminde dış politika ve savunmayı ön plana çıkaracak. yasında Pym konuşurken mudahale ederek onun sözlerini düzeltmiş, Pym ise beklenen seçim zaferi öncesinde "Büyük zaferler sonunda başanlı hükümetler doğmaz," diyerek Thatcher'in güçlenmesinden duyduğu kaygı>ı uluorta belirtmişti. Thatcher, daha seçim akşamı Pym'i çağırarak istifa etmesini istemiş, bakanlar listesinden de ilk olarak onun adını silmişti. Pym'in yerine getirilen Sir Geoffrey Howe, Başbakan Thatcher'e sadakatıyla tanınıyor. Sir Howe 1981 sonlarında Thatcher'in parti içinde geniş bir kesimin hücumlarına uğradığı dönemde bile "Thalcherizm"i en kararlı savunan kişilerden biriydi. Gazetenin yorumuna göre şimdiye kadar İngiliz Muhafazakâr Partisi hep "parti merkezinin çok az solunda" yönetilirdi. Bunun son orneği 1975'de uğradığı seçim yenilgisiyle liderlik dö rifetli çanta içre'de, çanta hırsızhklan\lemek için, hırsızları etkiıle getiren bir evrak çantaıpıldı. Görünüşte normal ıdan hiçbir farkı olmayan anta, bir hırsız tarafmdan ığı zaman, göz yaşarttcı gaz iuman çıkartarak hırsızı 'tıyor. neş enerjisi r tsviçre firması, güneş iisini elektrik enerjisine döiiren bir cihaz geliştirdi. to Sistem 2000'' adı verilen ihaz, bir kişinin rahatça taiileceg'i buyüklükte. Cihaz, •ş hücreleri, bir regülatör ve ataryadan ohışuyor. Hücreanalıyla emilen güneş ışını triğe çevrildikten sonra bir •nülatör içinde toplanıyor. IsveçHe barış hareketi üyeleri güvenlik kuvvetleriyle çatıştı ABDULLAH GÜRGÜN Stockholm lsveç'te bir aydır çeşitli eylemlerde bulunan barış yanlılarının eylemleri, çatışmayla sona erdi. "Banş Çadın" adını verdikleri bir çadırda çeşitli kurslar düzenleyen eylemciler, gösterilerinin son gününde ellişer kişilik gruplar halinde ABD ve Sovyet Büyükelçilikleri önünde silahlanmaya karşı gösteri yaptılar. Ancak polisin göstericiîeri engellemeye kalkışması üzerine çatışma çıktı. Büyükelçilik yetkililerine, silahlanmayı protesto eden birer bildiri vermek isteyen banş yanlılarının eylemi, polisin barikatlarıyla önlendi. Eylemciler barikatlaraşamayakalkınca, polisle çatışma çıktı. Sovyet Elçiliği önündekı güvenlik görevlileri 37, ABD elçiliğindekiler ise 21 eylemciyi tutukladı. Tutuklanan göstericiler daha sonra serbest bırakıldılar. Bu arada, eski milletvekili olan ve yeni kurulan "Çevre Partisinin" liderlerinden Per Garthon ve partinin 20 kadar üyesi, silahlanmayı protesto amacıyla askerlik çağrılarını yaktılar. Çevre Partisi üyeleri, bu eylemlerinden ötürü hapsi göze aldıklarını açıkladıladılar. ta Amerika irleşik Amerika Başkam Ro' Reagan, Orta Amerika'da 0 yanlısı kimi hükümetlerin n haklannı koruyamamalaı Birleşik Amerika 'nm bu ülre sağladığı yardımın durmaı neden olamayacağtnı ındu. Sovyetler, Afganistan'daki direnişibir türlti kıramıyor Dış Haberler Servisi"Afganistan'ın kuzeyi. Şomali bölgesi. Vakit neredeyse geceyansı. Birden yoğun bir top ateşi başhyor. Bölgedeki gerilla odaklarını bombalayan Sovyet topçularının ateşi bu. tki saat süren bombardımandan sonra, gerillalar karşı saldırıya geçiyorlar. Tepede dolaşan iki Sovyet helikopteri roket ateşine tutuluyor. Güneş tekrar doğduğunda, etrafta tam bir sessizlik varf' miş. Gençler için okullar açılmış. Ele geçirilen Sovyet kamyonlarıyla vadi içinde ulaşım şebekesi kurulmuş. Uzunluğu 100 kilometreyi bulan vadi, Mesud'un çabalarımn bir anıtı gibi. Vadinin çevresinde Sovyetlere ait 17 tankın, 29 kamyonun, bir düzine helikopterin ve ucağın enkazı dizili. Mesud bunca gücüne rağmen, geçen mart ayında Sovyetlerle özel bir banş anlaşması yapmış. Sovyet birlikleri vadinin cevresinden çekilmişler, ancak yakınlardaki Anava'da bir üs bulundurmalarına izin verilmiş. Mesud'un bu karan, çeşitli tepkilere yol açmış. Mesud'un komutanlarından Muhammed Anvar "Panşirde çarpışmalann durması" diyor, "Sovyet askerlerinin Afganistan'm diğer bölgelerine rahatça kaydırılabileceği anlamına geliyor". Mesud'un kararıyla orta>'a ÇJkan iç çatışma, gerillaların tanıdıklan bü olay. Müslüman gerillalar arasında uzun bir süredir etnik ve dini sürtüşme olduğu biliniyor. Bir yandan Taciklerle Puştan'lar arasında etnik sürtüşme diğer yandan suni müslümanlarla şii mUsIümanlar arasında, öte yandan da İran yanlısı şiilerle bağımsız şiiler arasında dini kökenli bir sürtüşme yar. Böylece gerilla hareketi, irili ufaklı yüzlerce fraksiyona bölünmüş durumda. Gerillalar arasında zaman zaman birleşme çabaları oluyor. Ancak anlaşmazlıklar o kadar derin ki, kesın bir birleşme mümkün görünmuyor. "Thatcher'in veliahtı" olarak söz ediliyor. Çalışma Bakanlığını bundan böyle de yürütecek olan Norman Tebbit de aynı payeyi paylaşıyor. Sir Howe'den boşalan Hazine Bakanhğına getirilen Nigel Lawson da diğer yeni isimler gibi sertlik yanlısı olarak "Thatcherist" olarak biliniyor. Bu arada İşçi Partisi lideri Michael Foot'un iddia ettiği gibi, Thatcher hükümetinin yeni dönem için hazırladığı gizli bir programda devletin eğitim hizmetlerini ve yaşhlara sağlanan devlet himayesini kaldıracağını iddiasının tartışması sürüyor. "Herkesin başta evin içinde olmak üzere bir kapitalist olmasını," istediği ve "Mülkiyetin, kişinin sonımluluk duygusunn geliştirdiği" görüşlerinden taviz vermeyeceğinden kimsenin kuşkusu yok. Başbakan Thatcher'in "tşsizlere iş bulmak devletin görevi değildir," şeklindeki görüşünü daha fazla vurgulaması bekleniyor. Thatcher'i bu yönleriyle Ingiltere'nin en güçlü ve parlak döneminin kraliçesi Viktory'a'ya benzetiyorlar. Kabinedeki bakanlann genç olması da buna kanıt gösteriliyor. Dışişleri Bakanı Brittan 43 yaş ile VVinston Churchuill'den bu yana en genç bakan. Diğerleri de elli yaşlarında. Ancak İşçi Partisi'nin çok sayıda seçmen kaybetmesine yol açan "inanç bunalımı"nın bir benzerinin Muhafazakâr Parti'de de yaşandığını savunanlar var. Onlara gore İşçi Partisi seçmenleri sosyalizme olan inançlarını terk ederken, Muhafazakârlarda da soyluluğa verilen değer azalıyor. Nitekim son değişikliklerle kabinedeki soylulann sayısının azaldığı, öğrenimini zorluklarla burs alarak yürütmüş kişilerin çoğunluğu oluşturmaya başladığma dikkat çekiliyor. ABD'de anti nükleer gösterilerde 1450 kişi tutuklandı NEW YORK, (ANKA/DPA) Birleşik Amerika'nın birçok eyaletinde düzenlenen nükleer silahlar karşıtı gösterilerde 1450 kişi tutuklandı. Kaynaklar, binlerce kişinin katıldığı gösterilerde yakalanananların 944'ünün sözkonusu nükleer silahların yapımını gerçekleştiren merkeze giriş çıkışlan engellemek isteyenler olduğunu belirtiyorlar. Protestolar, pazar gününün 'Uluslararası Nükleer Silahsızlanma Giinii" olarak ilan edilmesiyle en az 18 eyaletteki laboratuvar, denizaltı üsleri ve diğer nükleer merkezlerin önünde yapıldı. Enver Hoca Çin'i "Sosyal emperyalist" olarak niteledi Dış Haberler Servisi Arnavutluk Haberler Ajansı ATSH'nin bildirdiğine göre, Arnavutluk İş Partisi Genel Sekreteri Enver Hoca, Vietnam Sosyalist Cumhuriyet'inin Büyükelçisini kabul ederken, "sos>aleınper>alist" olarak nitelediği Kıta Çini'ni Vietnama karşı silahlı sürdUrdüğU kışkırtmalan ve diğer baskı yöntemlerini kınadı. Devlet Başkam Ramiz Alia ve Dışişleri Bakam Reiz Malile'nin da hazır bulunduğu bu kabul resminde Enver Hoca, Vietnam Büyükelçisi ile sohbet ederken, Arnavutluğun, Vietnam halkının ynbancı saldırganlara karşı direnmesini ve özellikle Güney kesiminin kurtulması için gösterdiği kahramanlıgı, övdü. jantin ve raguay ıjantin ile Paraguay arasmloğal sınır oluşturan Rio Pa1 nehrinin taşması sonucu iki >,de 100 milyon dolarlık madzarar meydana geldiği 'irildi. ! Afganistan'da bulunan "Newsweek" dergisi muhabirle7n Halk Cumhuriyeti''nin ye ri, Sovyetlerirf'baharsaldırısıyla" şiddetlenen çarpışmalan böyle Jevlet Başkam Li Şianniyan, •van'ın Çin'le "Görüşmeler anlatıyor. Muhabirlere gore, bahar saldınsı, Müslüman gerillauyla'' birleşmesi çağnsınt yilara karşı başlatılan en şiddetli tdi. 74 yaşındaki Çin Devlet saldm. Çok az sayıda batılı gakanı Li, Tayvan yetkililerini, lasal çıkarlan herşeyin üze zetecinin girebildiği Afganistan'da altı hafta kalan muhabirler 1e tutmaya va Çin ulusunun meydana gelen son gelişmeleri 'hine yeni bir sayfa eklemek şöyle aktarıyorlar: ı Çin Halk Cumhuriyeti ile leşmeye" davet etti. "Batılı kaynaKlara göre, sayıları 105 bin kadar olan Sovyet •ustralya birlikleri, Şomali bölgesindeki ivustralya tarihinde ilk kez köyleri tanklar, helikopterler ve kg. eroin ele geçiren Federal uçaklarla bombaladılar. Amaç'is yetkilileri Hong Kong banlan, Başkent Kabil'den Sovyet sıalt bir gemide bulunan eroinırına uzanan karayolunu geril1 piyasa değerinin 34 milyon lalardan temizlemekti. Sovyetler lar ilâ 52 milyon dolar arasınayrıca batıda Herat ve güneyde olduğunu belirttiler. de Kandahar bölgesine karşı şiddetli bir saldırıya geçti. Bu saloğum kontrolu dınların amacı,gerillalara yardım eden köylüleri yerlerinden etKuzey Fdipinlerin dağlık kımek. Gerillalar Sovyetlerin bu üarında yaşayan bir ilkel kaamacını doğrular yönde konuşuenin bitki kökleri ile yanmış yor: 'savaşçılara her türltt >nrdım tiz kabuklarmı karıştırarak, • tür doğum kontrol ilacı üret sivil halktan geliyor. Köyler boşalınca yardım duruyor'. i ve kendi nüfusunu planladığı Saldırılann amacı ne olursa diriliyor. lyvan sorunu Sayılan 100200 bin arasında olduğu tahmin edilen Afgan gerillalan, 105 bin Sovyet askenne karşı direnişlerini başanyla sürdiirüyor. olsun, başanlı olamıyor. Ülkede Afgan hükümetinin işgalci Sovyetlerin askerlerine karşı, 100200 bin dolayında gerilla savaşıyor. Gerilla'an ı:!ke dışından askeri yardım yağıyor. Ancak gerillalar silahtan çok inançlarından güç alıyor. Bir gerilla lideri 'eğer bunun herhangi bir savaş olduğunu düşünseydik' diyor, Sovyetlere karşı savaşmazdık. Afganistan'i iki saat içinde imha edebilirlerdi. Ama, tanrının bize zafer vadettiğini düşününce, ! nJa' karşı koyabiliyoruz'. Bir batılı diplomat iki hafta önce, gerillaların üç gün süren çarpışmalarda 200 hukümet askeri öldürduğünü ileri sürdü. Gerillaların en güçlü oldukları yer Panşir vadisi. Gerillalar burada ayrı bir yönetiın oluşturmuşlar. Bölgenin lideri, 29 yaşındaki Ahmed Şah Mesud. Eski bir mühendislik öğrencisi olan Mesud, vadide 100 bin kişiyi harekete geçirebiliyor. Vadide yaşayanların ihtiyaçlannı karşılamak uzere vergi toplanıyor. Yiyecek maddelerinin dağıtımı düzenlen SOYADI DECİŞİKLİCI Mustafa Özkan o'an isım ve soyadım. Isıanbul 11. Aslıye Hukuk Mahkemesinin ESAS: 1983/509. Karar: 1983/266 \e 2.5.1983 tarı'hlı kararı>la Muslafa U7kan KOKCELI olarak düzeltilmişıır Duyururum Avukal Muslıfa Ozkuı KOKÇELİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear