23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurıyet 8 b* U d kBTfldadı. Popi fia rs hlb« kendl aral&rmda bırfey ler konuştular. Birükta av luyu geçip esM bir yapının önünde durduk. Rahibe, ku şagmdan bir anahtar çıkartarak kapıyı açfa. Burası bir tapınak olmalıydı. Içeride Meryem «ns heykelleri v« Isamn reslmleri vardı. Popi bir mum alarak yaktı ve Meryem ana heykelinin 6nü ne dlktl. Sonra da bir wtavrot çıkarttı. Birden gözüme durarlardaki camh do laplar niçti. Hepsinin içl kemlk doluydu.. Kafataslan, kol •• bacak kemiklerl, ka burga kem&lerl.. Rahibe an latmaya basladı. Uzun uaun anlattı. Korraçması bitın c« Popl. Bak, dedi. bn gordügün talceletler 1^2'de Sakız'da Osmanh İmparatorlu&una baş kaldıranlann fskeletleri. Avaklanma bastınlınca ıh ttlalc'leT, çoluk cocuk bura ya sıŞınrnışlar Sızink^er erelip manasrrn kuşatTiısîer. Blzlmknerin kursunu bitmlş. Sonunda tpslim olmu<? I lar. tlrt bin S«V'7)ı v<ıif" a kıhrtan gedrilmlc! Rahibe demln bunları anlatırkpn Türklenn vapt'Srı bu Vıvı mı •unutmayn'» dedi Oradan çıkıp başka bır yapınm önune geldılc Popi Bak, dedı, burada da Sakızh Ihtilalcilerin kuru muş kanlannı göreceksin. Bu taşlar 135 yıldir yıkanmamış. Kurumuş kanların arasında çocuk ayaklannın da izlerl var. Belki de buraya giren ilk Türk sen olacalcsJi! . Gırmeyecegım dedım. Yeter dcnelı"!' Pop' Kızıra. dedı. bunda hl zim h'cb:r suçumuz vok. Bi 7e cocukken hep bunları ?ös terdiler, bizi böyle yetistir diler, böyle eâittiler. Anla bizl. Benim hayatta tanıdıfrım ilk Türk sen oldıın. Ben Türklpri hep bize düsman bilirdim. Beynimlzi yrkamışlar Bunu simdi çok iyi anüyorum. 27 hS. .L 1982 AKSAMuı SonYillan rL&TOPUZ Yunan adalannda Türk dostluğu Eski 19821983 Armagctnı Yarısması Yunus NADİ Türkleri hep bize düsrnan olarak bilirdim ^ Akşam yazan olarak, «Eski Türk Adaları bugun ne halde» adlı bır yazı dızısı hazırlamak içın Yunan adalanna gıttim. Türk Yunan ılışkılen daha şımdıkı gıbi gerginleşmerniştı. Ay vahk'tan bır motor tutarak MıdıUı'ye geçtım. Yol iki sa at tuttu. Adaya varır varmaz beni hman karakoluna goturdüler. Bır sure sorguya çekıldıkten sonra serbest bı rakıldıro Adada tek tanıdıgım yoktu. Ük ışım bır kahveye gıtmek oldu. Baktım kahvede bir yı^m msan ken dı aralannda Turkçe konuşuyor. hemen dcstluk kurduk Adada hıç kımseyı tanımadıgımı soyleyınce, Bu rada bir Turk Yunan Dost luk Cemiyeii varıhr. Derneğin Bijkanı jManoIakis Kavu ras eski muftunun e^inde oturur. Hemen gidjp onu görün dedıler. Ben de 05 le yaptım Kavuras beni dostça karşı ladı Adada ılk kez bır Turk gazetecısinı gördüğu içın se \ıncır.ı behrttı Ev Turkıye resiînlenyle donanmıştı. Baş kan Türk Yunan ılışkılennın bozxılınasından dolayı çok üzfKindu. Eskiden Ayvalık'tan bu raya lıer hafta konuklar pelirdi. Biz de Ayvahlc'a. 1ımir'e geziler düzenlerdik. Çok yazık oldu. Simdi Ü/Primizden kara bulutlar geçiyor! dedı Kavuras beni Adanın bütun ıleri gelenleriyle tanıştırdı Herkesten buyük dost luk gordum. Çeşitlı röportaı lar yaptım. Niyctım Midıllı' den Sakız'a geçmekti. Kavuras Orada tanıdıklannız var mı? diye sordu Yok. dedım, hıç kımseyı tanımıyorum . Kavuras Öyleyse ben oradaki bir dostuma bir melrtup verpyim. Kendisi tanm mühen disidir. Çok konuksever bir insandır. Size yardımcı olacaktır. dedı. Kansı da konuçmayı şoyle surdurdü: Aaah ah. sorma be çucuğum. Biz çok yavuzduk, Musluman köyîulerle. Jçtigimiz su ayrı g'itmezdi Onlar nereye gıtseler bizi de çağınrlardı. Evierde ne pişerse birbirimize pönderirdik. Bir birimize destek olurduk. yar dun ederdik, Biz Rumca bile bümezdik Ne zaman Yunanlılar basladılar memîeke ti işgale. bizi y'ne Türkler korudu. Çıinkü başka yerler dcn gelen Türkler vardı. On lar ne bilsinler bizim kardrş pibi geçindiğimizi, onlardan bize bir körüluk gelmesin diye köyümüzdeki Mıislümanlar hep e^imizi beklediIpr. Hiçbir kötüiük görmpdik Türklerden. Ne seldiyse başımıza sonradan geldi. Ne geldi sonradan başınıza'' Aah ah. Alaman bize çok etü Hacı Papayanı'nın beş oğlu varmış. Bunlann en kuçuğu 25 yaşındaymış. Almanlar butun sılahlan tcplamışlar. Evde bır eski çifta varmış. çocuklar onu gızlemışler. Ama. Almanlar evı bisıp da dolapların. doşemelerin altını arayınca bu çıfteyi bulup çıkarmışlar. 25 yaştndakı çocuğu da alıp go turmüşler. tta gün sonra o sınm gibi delikanlının Sakız kişlasında kurşuna dizıldığı haberı gelmiş' Hacı Papayani'nm ve kansmın gozlen vasla doldu. Hepsi bu kadar değil, dedi Paoavanı Oteki oçulla rım baktılar ki isler kötüye Sfdivor, on!ar da eninde so nunda kurşuna dizilecekler, bır motor tutup kanlanyla. çocuklanyla Çeşme'ye kaçrılar. Niyetleri oradan Kıbrıs'a gecmektl. Çocuklar Çeş me'den kalktiktan sonra bir firtmaya tutulmuşlar. Ama SAKIZ ADASINDA Park re Sergdevi Mudürfl Bay Psgldan (s*gda) b n Popl ve bır gAçmenle blrlikte. Pagidas ve Popl Sakız Adası'ndakl gezüerimde bana yardımcı oldular. Dostlnk gteterdüer. Aradao 25 yü geçti Popi ne oldu? Pagidas ne oldu? ne ftrtına?.. Kıyamet! Yavrularuzun hepsi boğuldu de nizde. Bir teki kurtulamadı! Anadolu'da kalsaydık basımıza bu felâketler gelme yecekti. Gfll gibi geçinip ei decektîk Alamanı da e<"r meyecektik. Bütün cocuklanm. torunlarım simdi yanımda olacaklardı. Yaşlı kan koca. Çeşmeh Hacı Papayanı'ler bahçe kapısırta kadar beni geçirdl ler. H.ıcı Papayani. Dağ dnea gavuşmar, insan insana kavuşur, dedı Kim derdi ki Türkiye'den evime bir konuk gelecek! Kansı da a'kamdan seslendi Yavuz ettiytz d e geldin yir. Yire g p l Anana. buba na. garına, pardaşlanna "« lam söyle bizlerden. Bı>i unutmavın. Galbinizden çı kartmayın!... Hıç unutur muyum7.. KONU Mustafa EKMEKCİ Bayramda... Ali Yüce bayramı dün kutîadı. «Halk Çağı» yapıtıyla, TDK oduıunü aJdı, ne guzel! Tan dergısınra eylüı sayı•ında, kulağım çınlamış. Ali Yüce «Iiatkın» şiınnin bır bölümunde, şoyle demış. «Ekmekçi yazdı mı bllmem / Manisa'da blr Sğrenct / ö« Türkçe konuştu diye / Sözciik başına blr tokat / Yemis öğretmeninden / Bırak korkmayı Mıstık / Sen ögrenci değilsin . » Kentten sıkılıyor Ali Yüce. Yine Tan'ın hazlran •ayısında çıktı «Gene mi Kent?» dıyor, şoyle konuşuyor. «Aaa! gene m| kent! / iJzaksınız komsnlar / L'zak•ınız birbirınize / Aramzda bir tuçla var / Daha çok yaklaşmaym / Tuzaksınız birbirinize. Buyuk bir ilikte / Küçük bir dügmesüüz / Buynrun ba akşam da / Bizde oturalım desem / Aramızda bir tnğla \ar / Işitmezsiniz. Aaa! gene mi sabah: / Haydl bakalun komşular / Basıyonnn dügmenize / Koşmaya başiayın lürfen / Aranızda aynlık var / Çarpmayın birbirinize Tuzluçayır, Keçiören, Ayrancı / TJmitköy, Dikmen, Keklikpınan / Aaa! gene mi tarmi7i ısık; / Şoför bey lnecek var / Trenlere oksürük şurnbu / Uyku hapı otobüslere / Aaal gene ml poliklinlk / Doktor bey ölecek var. Aaa! gene ml akşam! / Yahn bakalnn komşular / Dönüyorsumız evlerinlze / Gerçek gerçefesinlz gündüz / Gece uyuyun düş diişe / Korkarun uşürsünüz / Kalınca bir yalruzlık / Örtun üstünüze. Aaa! gene ml masal / Büyük blr mafarada / Küçflk bir devslniz / Haydi gözünuz aydın / Bahar geldi desem / Se\inemezsiııiz. Aaa! gene ml beton; / Tanımadı beni saym doga / Aramızda tozekmek \ar / Selam verdimdl almadı / Ağaçsız kuşlar havada / Terde kuşsnz ağaçlar.» Umıtkoy'den kente indığınde, arsda bır Cumhuıiyet'e ugrar. Çok da oturmaz: Yahu Ali Yüce, otur furada işte. Nereye gideceksini Sızin burada herkes çalısıyor; bes daüka konusma olanagı yok. Şimdi ben Remzi Înanç'a giderim, onunla bıraz konuşur Ümıtköy'e dönerim. Bazen pazardan aldıklannı, Remzi Inanç'm kltabavine bırakır. Otobüs saatine dek dolaşır. Remzi înanç'a joyle demış: Pazarcılar dövmesln diye, aldıklanmı aeçmiyorum! Bir akşam geç oimuştu; Ümitköy1© gldemedi, bizde kaldı. Sabah, çay ıçıp çıkıyorduk. Kapının onünde Orhan Aldıkaçtı'yı almaya gelen araba bekliyordu. Aldıkaçtı"run şoforü, «Cıunhuriyet» okur. Gazeteyi açmış okuyorau. Şoyle yaklaşıp, gazeteye gözucuyla bakayım dedım. Şofor camı açtı, gazeteyi uzattu Buyurun eîendım bakın! dedi. Birkaç dakıka bakıp, verdim, şoför arkadasa tesekkür ettım. Bizim okurlarunız, akrabadan yatandır! dedim. Ali Yüce, ilerde beklıyordu. Ona anlatum: Gazetesine baktığım arkadaş, Orhan Aldıkaça"mn şofönl. Aldıkaçtı burada mı oturuyor? diye sordu, sajırmıştı. Yahu Ekmekçi, dedı. Komiser Columbo gıbı adamsm! O da suçlunun arkasma düştüğünde, neier yapar? bır sıçara tablasını evırır çevırir, «bizim h^nım, bu sigara tablalarına ba\ı!ır.» der. Senınki de o hesap! AU Yuce'nin «Halk Çağı», daha once de Yedıtepe üe Nevzat Ustun ödullenm aldı. TDK ödülü üçüncusü. Dordüncü3'u de alır, hıç şaşmam! AIı Yüceyı, çocuk ya^mmda ödül alan Abdülkadir Budak'ı, ıncelemede Aysegul Yüksel'i, TRT ödülünü alan Mahmut Alpteian'ı gonulden kutlarım. «Terciıman» yazarları, fırsat buldukça, TDK'nun Bdüllerını dillerıne dolarlar, bu ödulJerı alanlarm yapıtlanndan tumceier bulup çıkararais, kurumu yerin dibıne batırmaya ugrasırlardj. Bu silah artık geri tepü. Bundan bdyla de ıslemeyecek. Geçen bayramda, tutukevlerinde guzel bır uygulama oimuştu; içerdeki anababalar, çocuülanyla yuzyüze konuşabilmışler, çocuklarını ktıcakıayabUmişlerdl. Bu bayramda da, bu ınsanal uygulamanın sürdürülmesını dılenm. Nığde cezaevmde 12 Mart donemınden beri yatan, siyasal hukumlüler çeşıtlı cezaevlenne nakledılmişler. Bazılan, yenı yapılan cezaevlenne göndenlmişler. İçlennde, genç yaşiarmda gırdiklen cezaevlennde saçları ağaranlar, yaşamadan yaşlananlar var. Bunlara yaşamı sevdırmek, onıan toplurna yenıden kazanmak içın, duşunme zamanı gelmıs oîmalı. Boyle bayram dinlencelen, tümümuzü soğiLkkanülıkla düsünmeya götürebüecek günlerdir. Gençlerı, ınsanlan cezaevlerini doldurmuş toplumlar erınçlı, gönul rahatı ıçınde, toplumlar sayılamazlar. îsrail'in, Amenka'ya yaslanaraR, Lübnan'da giristiği soykırımı, msanlığa bayramlannı zehir edecek ı,nsanlık dışı davranı^ı kınayan birçok mektup, şur geidı. Buca Bölge Cezaevmde yatan Nevzat Karataş, gönderdığı mektupta FKO temsılcilığine verilmek üzere, bır banka hesabı açılması istegiyle bin lira yolladıgını bildirıyor. Soyle dıyor: «Soykınmın sorumlulannı kınamakla yetinmetrten öte, bir kampanya başlatarak, kardes FUlstta halkmın yıllardır kanajan varalarını sarmasına bîrazcık katkıda bulunmak en tıaşta, bu davanın haklıhğına inananlann görevl ounahdırj» însapüktan yana olanların, banştan, özgilrlukten yana olanların dayaruşma5i, dünyada zu!mü ortadatı kaldırabilir... 0 AtatürkVenizelos Cumhurıyet basını ve demckrasL. ÜMHURrYET 1983'te 59'uncu yılını bıtirıp 60 yaşına basacaktır. Okurlanmızın pek ıyı bıldıgl gıbi Gumhunyet'in kuruluş tarıhçesı bagımsız Cumhuriyet'ınuz ve Atatürk devrımlerıyle eşzamanlı ve eşanlamhdır. Gazetemızin kurucusu Yunus Kadi, ulusal bağımsızlık savaşının gerilimli günlerinde çıkardığı Yenigün gazetesıni İnglliz lşgali altmdakl îstanbul'dan Ankara'ya kaçırmış. Mustafa Kemal Paşa'nın yanında zafere kadar yaymını siırdürmüştU. Kurtuluştan sonra îstanbul'a dönen Yunus Nadı. Cumhunyet devnmiyle birlikte gazetemizi de kurmuştur. Cumhuriyet'e adını veren Gazl Mustafa Kemal Paşa'dır. Gazetemi'Tin kuruldugu yıllarda Babıâli'de Cumhuriyet devrimini savunan yok gibiydl. tstanbul basınında Atatürk'e ve Ankara'ya karşı muhalefetın biriklmleri güçlüydü. Devrimler birbirl ardısıra gerçekleştikçe Cumhuriyet'in görevi de zorlaşıyordu. Ankara yönetlmlnin, toplumu Ortaçağ baskılarından ve medrese ldeolojisinden kurtarmaya yonelık demokratik içeriğmi basında savunmak kolay blr görev değildi. Daha sonra denemesı yapılan çok partill girişimde Ise Serbest Fırba'mn çevresinde Atatürk devrimlerine karşıt gtlçler büyük bir yığınak yaparak basmda etkilerini duyurmuşlardır. Atatürk devrimlerlnın altı ilke biçimınde önce parti, sonra da Anayasa'ya girmesl 1930'lan kapsar. ^1 Bir manastır anısı Ertesi akşam Pagidas benı kıyıda bir calgılı gazıno ya götürdü. Bir zaman'ar Beyoglunda Hıristaki'de. Asmalı Me«:cit meyhanelennde Bomonti'de Ideal'de oîduğu gibi eskı Rum şarkjlan ve taverna müzi|:i dinliyorduk Uzo'lar, reçinaiar ve Saki7 şaraplan içiliyor. oyunlar oynanıyordu. Pagıdas'm yırmi yaslanndaki kızı Popi bır pra «Yann blr lşirdz v«ksa si7İ bir manastıra pörurecegim» dedi Ertesi gün Popi 11e buhıs tuk Bır taksıve binıp kıyıInn izleverek kentten U7ak Ia?t'k Ba&!ann bahçelerin arasından gpriyorduk. Nere ye gitt'°rimızi merak etmeye baslamıştim. Bir tepeve tırmandık Sırtta bir manastınn önönde durduk Bu rası Ava Minas manastm imiş Kaptd» yH5tı bir rahl Manashrdan çıktık. Zeytın ve çam ağaçlannin golgeledığı dar bır yoldan agır agır kıyıya doğru 'nmeye başladık. Popi, Bak, dedı. sana birşey daha söyleyecegim. Sen bu raya çok körü koşullar içind e geldin. Babama bir mek tup getirdin ya, 0 mektubu yollayan adamı ben tanımıyorum. Ama, o adam gizli polisin hizmetindeymiş. Ba bam da o örgütte çalışır. Ka vuras baba seni izlemesi için mektup yazmış. Ben se nin bize kötülük edebilecegi ne inanmadım. Babam da seni sevdi. Sen gerçek bir dostsun. Ama ne olur. sen de bizi anla. Eskisi gibl kar deş olalım, dost olahm. Hani, Venizelos"la Atarürk bir şeyler kurmaya çahşmışiar ya, onu gerçekleştirelim. Bık tık bu rahibelerin sözlerinden!.. Aradan ceyrek yüz yıl geçti. kım bilir Popi ne o! du? Pagidas ne oldu? Kavuras ne oldu?.. Bu yaz Ege kıyılarmdan Sakız'a ba karken Popı'nin bu sözlerini anımsadım Içim burkuldu. Nereden nereye geldik?. Bunu da hıç unutmayacagım C ^ Bay Pagidas Sakız'a gelır gelmez ilk işım Park ve Sergıevı Müduru bay Pagidas'ı aramak oldu. Mektubu verdim Ger çekten de Pagidas bana büyuk dostluk gosterdı. Bırlikte kenti gezdık Eskı Turk mahallelenru Turk konakla nnı. çeşmeleri gördük Dolaştığımız yerlerde eski Kadıkoylülere. îzmıtlılere, Balıkesırlilere rastladık. Sakız Üretim Sergısini gezerken. tanıştısrımız bır genç kız. Ne olur, dedi, bu akşam bize gelin. Büyük babam sizi görunce öyle bir sevinecek kt. Büyük babam Çeşme'den buraya gelell 35 yıl olmuş, ama hâlâ Rumcayı konuşamaz. Evde büyükannemle. teyzemle hep Türkçe konuşurlar.. Adresı aldık Rehbenm Pagidasla bırlikte akşam sennliğinde Hacı Papayani" nın çiftliğıne yollandık. Portakal ve lımon ağaçlannm arasında bir bahçe kapısımn önunde durduk. Pagıdas, Hey, vre Haa Papayani. diye seslendı. Bak sana bır konuk geardim! YARIN: Girit Adası 27 EYLÜL 1932 # Birinci Dil Kurultayı büyük merasimSe açıldı Dohnabahçe Sarayı dun tanhi bir gün yaşadı Hayır, Dolmabahçe Sarayı değıl. butün memleket tarihı bır gün yaşadı. î!k Dil Kurultayı Dolmabahçe Sarayı'nın büyük salonunda tODİandı mu zakerelenne başladı Bu salonda vaktiyle sırmalı ve sankh kul oğullan binkirler, mutereddı bir hanedamn tahtından uzanmış solgun perde saçaklannı öpmek içın sıra bekleşirlerdi Şimdı onlarm yermi alımler. mutefekkırler. sairler edıpler. yüksek almlannda milli hakimivetin mukaddes gururunu taşıyan en guzide memleket evlatlan almışlardır. Bu inkılabı yaratan Buyuk Adam yirminci asnn en kıymeth çocuğu da aralannda bulunuyordu. Vaktiyle bu binanın sahıpleri para ile ahnan, korsan gemüeriyle kaçınlan vabana kadmlar elinde buyumüş Osman oğullan bir çok şeyler gıbi dilimızi de vabancı dillere feda etmişler. Türk dilinin yabancı diller hakıreiyetine girmesıne göz yummuşlardı. İşte şimdi Gazi Mustafa Kemal ile onun etrafında toplanan alimler mütefekMrler, şairler, edıpler. bu esir dili kurtarmak için tx3planmış bulunuyorlardı. îstiklâl Marşı'nm çalınmasmdan sonra Türk Dıli Tetkik Cemiyeti Reisi Samih Rifat Bey kürsüye çıktı ve sık sık alkışlanan uzun bir hitabe irat etti. «Türk dilinin kendl millî kudretle rl içerisinde inkişafını aramak maksadıyla kurulan şu Kurultay'ın ya!ni7 yüce gayesi i!e değil bir yandan üstun de duran devirlerin tarihi ile, diğer yandan kurulduğu blna altmdakl mil li ve aziz manzarası ile bu neslın evlatlanna ılham ettigi bir çok manaları vardır» diye başlayan bu hitabe 40 dakıka sürdu. Samih Rifat Bey nutkunu alkış!ar arasında bitirdikten sonra yapılan başkanlık divanı seçimi sonunda 1. Dil Kurultayı Başkanlığı'na Büyük Millet Meclisi Reisi Kazım Paşa Hz. müttefikan seçildı. İkinci Reisliklere de Maanf Vekili Dr. Reşit Galip ve TDTC. Reisi Samih Rifat Beyler seçıldiler Maarif Vekılimizin nutkundan sonra celseye ara verildi. Kurultay'ın ıkınci celsesi açılınca kürsüye gelen TDTC. umumi katıbi Ruşen Eşref Bey Kurultay'a gelen yüzlerce telgraf arasında Gaziantep'te bulunan Başvekıl Ismet Paşa Hz'nin. Ankara'dan Dahihye Vekıü Şükrü Kaya Beyin. ls tanbul Belediye Reisinin ve Viyana Ilımler Akademisi'nin gönderdiği telg aflan okudu. Reis Kazım Paşa Hz. gündemin blrincı maddesi üzerinde görüşmelere yann devam edılecegıni ve bu mevzuda söz isteyenlerin sırasıyla fikirlerini soyleyebıleceklerinj beyan etti. Kurultay'ın yann saat 14'te toplanaca ğı azaya bıldirilerek oturuma saat 19'u çeyrek geçe ara venldi. tkincl Dünya Savaşının gerilimli yıllanndan ve San Francisco Konferansından sonra benimsediğlmlz çok partill rejimde basınımızı ylne ağır sorumluluklar beklemektedîr. Çok partili rejimln Atatürkcülüğe karşı devrim nitellğlne dönüşmesl tehlikesi vardı. Demokratik sürecin geriye değll lleriye açık bir oluşumu saŞlaması için basırun, çatdaşhğm gereklerlnl yerine getlrmesl, vlcdan özgürlüfünü savunması, demokTasiyl cgeriye dönüs aracı» gibl yorumlamaktan kaçmması gereklyordu. Bu ilerigeri eksenindeki gelelt'ler çok partili rejimde 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül olgularıyla belirgınleşmiştir. Aradan geçen sürede TUrk basını teknib açıdan da buyük degişllcliklere uğramış, gerek baskı gerek dagıtım boşulları gellşmiştir. Kuşkusuz basinın değişlminde çeşltli etkenler rol oynamıştır ve oynamaktadır. Bugünkü yapısıyla Türk basını gerçekten incelenmeye değer bir kurumsallık kazanmıştır. Hart devriminden bu yana okuma yazma oranının artması. Anadolu'da ulaşımm Kelişm^i. ekonomik yapıdaki değisimlerin gazetelere yansıması, üzerinde durulması gereken konulardır. Cumhuriyet, 1982 1983 Yunus Nadi Armağarunın konusunu bu alanda saptamıştır. Devletimizle yaşıt olan gazet«miz bu yıl yanşmayı «Cumhnriyet Basmı ve Demokrasi» konusuna 1lişkln incelemeler arasında dtizenlemektedlr. 1923'ten bu yana Türk basımndakl gellşmelerl demokrasl göstergeleri açısmdan konu edinen İncelemeler yanşmaya katılabilecektir. Bu incelemeler. «basın» ve «demokrasi» kavramlannı toplumsal kökenlerl ve derinlikleri içinde kavrayabilirlerse Türk kültür yaşamma, demokratik gelismeye ve basınımıza yol gösterici deferler içerebilirler, böylece yarışmanın amacı da eerçekleşebillr. ^ Bir kayfemizi için Sıyah başortulü yaşh bır kaaın bızı karşıladı. Pagidas beni tanıtmca yaşü kadm. Nereden gelirsiniz be çu cuğum? dedL Istanbul'dan gellrlz, diye yanıt verdim Hoş geldinyiz, yavuz ettinyiz. Buyurun bır kayîeml zi için. Avluya gırdık Yaslı kadın hemen gidıp bize bır tep sı ıçmae, kaşıklarla dolu bar dakların arasında bır sakız reçelı getırdı. Az sonra da avluya. ayağı şalvarlı. pos beyaz bıyıklı, yaşı seksenın üstunde bır Anadolu goçmenı geldi. Turkçeyi Anadolu koylusu gıbı konuşuyordu. Burası Ferhat beyin çift ligiymiş 1922de bana verdiler, dedi. Ama, biz çok sefil olduk. Malımız, mülkümüz Çeşme'de kaldı. Perişan olduk. Hep aranz eski günlerimizi. Bizim bir şikâyetimiz yoktu sizden. Tatlı tatlı geçinir giderdik. Ama, değil mi ki. Yunan çıktı tzmir'e. herşeyimiz bozuldu.. 1) 2) 3) 4) Yarısma kosuliarı • • (günün ilanlan) # Buster Keaton Bugün hoş iki saat geçırmek içın Asri sinemaya gidiniz ve kahkaha kra lı Buster Keaton'u tamamen îspanyolca sözlu ve şarkıh Melek Harbe Gidıyor filmind3 görünüz. 5) 0) 7) 8) 9) Yanşma herkese açıktır. Yanşmacılar birden fazla yapıtla katılabüirler. Katılan yamtlar (2 arahklı daktilo yaztsıyla) en az 50 sayfa olmahdır. Daha önce yayınlannuş yavıtlar yanşmaya katuamaz. Yarışmacılarm yapıtlannı 3 nüsha olarah 20 mart 1983 tarihine kadar "Cumhuriyet Gazetesı, Yunus Nadi Armağanı. Cağaloğlu, İstanbul* adresine elden teslim eîmeleri va da taahhutlü olarah postalamaîarı gereklidir. Yanşmacılar yapıtlanyla birlikte oçıfe adreslen. yaşam öyküleri ve bir fotoğraflannı QÖT> dermelidirler. Yanşmamn sonucu 29 haziran 1983 gunâ açıfelanacaktır. Yanşma sonucu dışında katılanlann kimlihlen' açıklanmavacaktır. Katılan yamtlar geri gönderilmeyecektir Yarışmanın oarasal ödülleri şöyledir: Bırmciye 100 bin Türk Lira*ı Ihinciye 60 bin Türk Lirası Uçüncüye 40 bin Türk Lirası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear