17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 1982 •••• Cumhuriytt 11 Ağca ile Caylan lerlnl, kendisi arabayı park ederken, Ağca'nın ilçe binasına çıktığım söyledikten sonra söyle konuşmaktadır: «MHP blnasına çıktı. Arkasından ben de çıktım. Tukanya çıktığımda Mehmet Şener televizyon seyredilen odada M. Ali Afcca ile masaya karşılıklı oturmuşlar, duruyorlardı. Ben de gellp Mehmet Şener'in yamna oturdum. Mehmet Şener, benim dizime ell iic takdir bakımından ikl kez okşar vaziyette vurda. İçer de daha başka klsller vardı. Ama onları tanımıyorum. BIz aramızda hlç konusmadık, ben biraz sonra kalktım. M. Ali peşlmden sreldi, bana 1000 lira verdi. Hadl git, bu gece çalıştna dedi. Ben blrkaç basanıak daha indim, sonra gerl dönüp, bir dakika deytp, hemen M. AU'yl durdurdum. (Silah ne olacak?) diye sor dum. (Onu biz hallederlz veya ballnldu) şeklinde bir cevap verdJ.» • Çaylan, bu ltirafmı üçüncü ifadesinde değistiriyor. Sllahın, «bir bezle silinip, atıldığını» söylüyor. «Mehmet Şener hakkında anlattıklarım yalandır» diyor. 12 Temmuz 1979 günü, Askeri Savcıya verdlği ifadede. «bize işkence yapılmadı, ancak manevl baskı yapıldı» yoîunda açıklamada bulunduktan sonra llk iki ifadesinde anlatt\klarının tam tersini söylüyor. Belli ki talimatı almış: «önden bez alarak silahını sildi, ön camdan fırlatarak attı.» • Aynı konuda Agca'nın Ifadesine yeniden bakıyoruz. Ağca, 30 Haziran tarih li ilk ifadesinde, «silahı Ön camdan toprak kümelerinin olduğu boş bir araziye attıgını» söylüyor. Çaylan, henüz Ağca'nm bu yolda bir Ifade verdiğini bilmediği Için silahın, MHP ilçe merkezlnde Mehmet Şener'e tesllm edildiğini söylüyor. Ağca, 6 Temmuz 1979 günlü lfadede Çaylan'm sorgusunun yapıldığı gün silahı Mehmet Şener'e verdiğini söylüyor. 8 Temmuz günü, Ağca, büyük olasıhkla Çaylan'm verdiğl ifadeyi öğreniyor ve Savcı Yardımcısı Ahmet Karaoğlu'na «şu anda fazlasını anlatmayacagım, silahı da olaya katkılan bulunan kişileri de emniyetten ayrıldıktan sonra anlatacağımı» diyor. Silahı attığından hiç söz etmiyor. Belli ki zaman kazanıyor. Çaylan, 12 Tem muz günü, silahm Mehmet Şener'e verlldiği yolundakl ifadesini gerl alıyor. 12 Temmuz tarihli İfadesinde de silahın arabadan dışarıya atıldığmı söylüyor. • Şimdi ifadeler üzerinde şöyle bir çizelge yapalım: 6 Temmuz / Çaylan: Silah Mehmet Şener'de.. 30 Haziran / Ağca: Silahı attım. 6 Temmnz / Ağca: Silahı Şener'e verdim.. Sonuç: 6 Temmuz günü, her ikisi de silahın Şener'e verildlğinl söylüyor. Devam ediyoruz: 8 Temmuz / Çaylan: Silah Mehmet Şener'de.. 8 Temmnz / Ağca: Silah konusunda acıklama yapmayacağım. Sonuç: Ağca, zaman kazanıyor. ..• Yine devam edlyoruz: 10 Temmuz / Çaylan: Sllah, arabadan dışarıya atıl dı. 10 Temmuz / Ağca, her hangi bir acıklama yapmıyor. 10 Temmuz / Ağca: Silahı attım.. Sonuç: tfade birliği sağlanıyor. 12 Temmuz / Çaylan: Silah, camdan fırlatıldı. 13 Temmuz / Ağca: Silah cam dan fırlatıldı. Sonuç: Ifade birltği tam. • Olayda Mehmet Şener var mı? Yok mu? Ağca ve Çaylan'm bu konudaki lfadelerinl karşılaştıralım: 6 Temmuz / Çaylan: Meh met Şener var. 30 Haziran / Agca: Mehmet Şener yok. 6 Temmuz / Aftca: Mehmet Şener var. 8 Temmuz / Ağca: Acıklama yapmayacağım.. 8 Temmuz / Çaylan: Mehmet Şener var. 10 Temmuz / Ağca: Herhan gi bir acıklama yok. 10 Tem muz / Ağca: Şener ve Çaylan'ın katkılan yok. 12 Tem muz / Çaylan: Mehmet Şener yok. 13 Temmuz / Ağca: Şener yok. Çok açıkça görüleceğ! glbi, gerek silah, gerekse Meh met Şener konusunda çellşik ifadeler sözkonusudur. Ve bu çelişkili lfadelerden, Ağca ve Çaylan'ın, şu anda bilemeyeceğimiz bir haberleşme kaynağından yararlanarak. ifade birliği sağ ladıklan anlaşılıyor. Bu çelisik ifadeler şu işe yarıyor: Mehmet Şener'e ve Oral Çelik'e zaman kazandınyor. Bu zarnanm çok 8nemi var. Zaman. önce sllahm ortadan kaidmlmasma, sonra da ifade blrll81 sağlanmasma yarıyor. Silah ortadan kaldınlıyor: Mehmet Şener kaçınlıyor ve İfade birliği de sağlanıyor. (Baştarafı 1. Sayfada) • Silahın bulunması lçln Ağca yakalanır yakalanmaz MHP Aksaray ilçe merkezinde, kaldığı Dali Otell'nde, tstanbul'da kaldığı evlerde. Mehmet Şener'ln evln de ve Cağaloğlu tnan Işhanındaki işyerinde, M. Ali Agca'nın Malatya'daki evln de ve ayrıca Yavuz Çaylan' ın evlnde aramalar yapmak gerekirdl. MHP ilçe merkezinde ve ÜGD'de arama yapılmıyor. Ağca, yakalandığı gün ikametgâh adresinl vermediftl için tstanbul'da kaldığı evlerde arama yapılamıyor. • Şimdi arama tarihlerini çıkaralım: 30 Haziran: Çaylan'm evinde arama yapılıyor. Bvde 9 mm'lik mermiler bulunuyor. Soruşturma var mı? Yok. Evinde mermi bulunan Yavuz'un babası Kemal Çaylan. aynı gün gözaltına alınıp, serbest bırakılıyor. 5 Temmuz: Şener' in enişteslnin evinde arama yapılıyor, suç kanıtı yok.. 3 Temmuz: Şener'in işyerinde yapılan aramada suç kanıtı yok. 3 Temmuz: Şener'in amcasınm evinde arama yapılıyor. Suç kamtı yok. 3 Temmuz: Şener' in evinde yapılan aramada yine suç kanıtı yok. 9 Tem muz: Agca'nın tstanbul'da kaldığı ev aranıyor. Ağca' nın pasaportu ve tstanbul şehir rehberi bulunuyor. Şehir rehberinin Teşvikiye bölümünün yırtılıp alındığı anlaşılıyor. 10 Temmuz: Ağca'nın Malatya'daki evin de arama yapılıyor. Bu ara ma emri İstanbul Emniyetinden 26 Haziran 1979 günü çıkanlmış, 10 Temmuz 1979 tarihli aramada annesi Müzeyyen Agca'nın banka hesaplarma rastlanıyor. Evde aynca, ülkücü düşünceleri kapsayan yaymlar bulunuyor. Başbnğ marşı, dokuz ışık, MHP kitabı (üze rl üç aylı), bayrak marşı, kavgada kullanılan zincir, tahta cop.. Bu çizelgelerin izlenmesinden şu sonuç çıkıyor: Evlerde yapılan aramada herhangi bir suç kanıtma rastlanmaymca, gerek Ağca, gerek Çaylan, hem silahı, hem de Şener'in olaya katkısmı reddediyorlar. Bel li ki bir haberleşme yolları var. Kim bu? Bilinmlyor. • Ağca'nm yakalandığı gün üzerinden çıkan, Giresun Merkez Çmarlar Mahallesi ntifusuna kayıtU Kemal Mıhcıogln adma düzenlenmiş nüfus hüviyet ka' ğıdı ile ilgili bir araştırma yapıldığına ilişkin hiçblr belgeye rastlamadık. Kimdir bu Mıhçıoğlu?. Belli değildir. • Ağca'nm yakalandığı gün üzerinden çıkan üç kâğıt parçası üzerinde tüfcenmez kalem ile yazılı adres ve telefon numaralan için hiç kimse en küçük bir araş tırma bile yapmamıştır. Da ha önce kaydettiğimiz gibl, bu kâğıtlar, Emniyet'te unu tulmuş, bu yüzden Askeri Savcılığa geç gönderilmiştir. Hemen o gün, bu adreslerde bir araştırma yapılsa belki bazı ipuçlan bulunacaktı. Ancak, böyle bir arama yapılmıyor. Agca'nın cebinden Halil tbrahlm diye bir ad çıkıyor. Halil îbrahim'in «KöseoğuUan» ke bap salonundan bulunacağı yazıhyor. Halil tbrahim Köseoğullan Zeytinburnu Ihsan Mermerci Lisesi fizlk öğretmenl. Ağca ile ne ilişkisi var? Ne ilişkisi var ki. adresi, Ağca'nm cebinden çıkıyor? Köseoğullan, sonradan istifa etmiş. şimdi Aksaray Lâleli Altın İşhanmda kırtasiyecilik yapıyor. Ağca ile nasıl tamşmışlar? En son ne zaman görüşmüş ler? Niçin adresi Ağca'nm üzerinden çıkmış? Bunları kimse sonnaaug. Ne Savcı, ne polls, ne da müdPhil vekili.. Oysa, Ağca' nm üzerinden çıkan adresler, tek tek araştınlır çim dl bizim yaptığımız gibl sorulurdu. Böyle bir araştırma, böyle bir soruçturma niçin yapılmamısfar? Niçin, evet niçin? • Aramalardaki bir bajka nokta da şu: Ağca, Aksaray'da Dall Oteli'nde kal dığını söylüyor. Dali Oteli'n deki arama 8 Temmuz günü yapılıyor. Ve lşin ilglnd müdahil vekili Brman'ın da parmak bastığı gibl 1 Şubat 1979 günü otelde bıraktığmı söylediğl bütün eşyası bulunuyor. Bu olası mı?. Aradan altı ay geçtikten sonra Ağca'nm kaldım dediği 304 nolu odada, esya, elle konulmuş gibi bulunur mu? Otel hizmetlileri, altı ay, bu eşyayı nasıl otel odasmda tutar?. Belli kl. Ağca'nın anlatunlarına uygun bir kanıt sisteml oluşturuluyor. Şu da belli: Ağca'nm gerek suç c aklan, gerekse dışarıda «haberleşme olanakları» var. Olmasa bu kadar raslantı biraraya gelmez. Gelmez, "Sol göğsüm alınana dek kimse kanser lâfı etmedi,, (Baştarafı 1. sayfada) zt şeyler duyuyordum. Okuduğum dergilerde bazı yaî.îlara rastlıyordum. Ama bunlar beni diğer konulaniea fazla iİRilendirmiyordu. Okuyordum ve unutuyordum. Hemen hemen hiç ilgilenmıyordum.» •Olayın başlangıcı geçen haziran 0981) sonu veva temmuz başınds yine Köfcsümde başlayan ağrılarla oldu. Bu kez ikisi birden ağrıyordu. 40 yaşına srfllnıiij. hatta biraz da geçmiş bir kadın olarak «hormon dengem bozuluyor» diye düşündöm ve bu işi atlattinı. •Vaktim olmadı» dedim ken f'i kenriimı». «TÎP düm ilk kez. Ağustosun son günlari falandı v e ben gene pek aldırmıyordum. Küçük bir kuşku gibi birşey gelmişti anm yine de biîgisizlik ışte. Hatta ters bir bılgim bile vardı. «Meme kanseri ağrımaz» diye biliyordum. O şişlik çıkınca çok ki7dım, bunu hatırlıvornm. «Ya öiürsenı» falan diye düşündıim ve valizimi toplaym MHm\Tİs'o tatMp "'Mım lınacak. Hemen bir patalog getirtelim. Tümörü alalım» dadi. Ben buna yanaşmadım. «Amerika'ya gideceğim» dedim.«Türkiye'de bir şey yaptırmayı aklımdan bıle geçırnıivordum. Herhalde okuduklarımdan, duyduklarımdan «Bu iş Amerika'da olur» gibi bir izlenim edinmiştim. îngıltere aklıma gelmıyordu mesela. Oraları bezirgân yer lerı olarak düşünüyordum. Bu arada doktorun tutumu ilgınçtır. «Bu kanserdir* demedi asla. Ama «kanser değil de demedi. Hıç konuşmadık ama ben kanser olduKuna yu/de ,8Kf,tn tinsa":.!) umudu ölmüyor) emindim. Dogrusu kanser olduğumu diişününre korkmadım sanıyorum. Ama kafam bu konuya takılıydı. Kafayı takmakla korkmak arasında bü yük bir fark var. «Bir şey varsa çaresine bakmak lazım diye düşünüyordum. Kaderci bir yaklaşımım var herşeyde Korkmadığımı iyi biliyorum. Doktcrum burada ameliyat olmam için israr ediyordu. Ben işin başında Amerika konusunda kesin kararlıydım ama o kadar çok israr etti ki «peld.» dedim sonunda, «ama bir şartla ka bul ederim. Tümör alınacak, meme ahnmayacak..» Doktor bunu kabul etti. Ikiüç gün sonra gittim tü mörü aldı, Küçük bir ame liyattı. Sabah girdim, öğlen yürüyerek çıktım. Tümörden alınan bir parça bi opsiye gitti. Biopsi raporu nu laboratuardan bana verdiler. Doktora götürürken bindiğim takside dum..» açıp oku yok, Küçük bir kistmiş» dedim. j | Artık kesin «Tam tabiri hatırlamıyorum ama •Carcimoni'!» gibi bir şey yazıhydı raporda. Ben de bunun kanser oldügunu snlamıştım. Artık her «oy kcnindi. Yine de r'okto nin ne söyleyecegmi tr.îrak ediyordum. Doktor açtı ra poru okudu. Uzun süre hiç bir şey söylemedi. Bu sefer ben adamı rahatlatmak için «Ee» dedim «Şimdi ben Amo nka'ya gidiyor muyum?..» «Hiçbir yere gitmiyorsun» dedi. «Gitmek istiyurum bu rada yaptırmak istemiyorum dedim. Ama yine bir «kanser» Iafı geçmedi aramtzda. Zaten hastahk boyunca (Amerika dışında) ve hâlâ ben bu kanser lafını çok az kullandım. Bana karşı da hemen hemen hiç söylenmedi. Yine doktorla uzun süren tartışmalar yaptık. Ben «Amerika'ya gideceğim» diyor dum. O «hayır burada ame liyat olacaksın» diyordu. Söz konusu olan bütün memenin alınmasıydı. O gece ben yine kocamı buldum. Ça lıştığı yere taksi ile gittim. Fakat arabadan inmeden onu çağırdım dışarıya. Ara banm penceresinden konuşuyoruz. «Ben kansermişim» dedim. «Yok yahu» dedi. Taksi şoförü kocamdan daha çok üzülmüş göründü. «Deme be abla» dedi. Sonra taksiye bindi kocam. Bir yere gidip bir şey ler içtik. Bazı arkadaşlar doktora gideceğimj biliyor lardı, Onlara da «birşey A Korkmadım «Hiç olmazsa öieceUsem önce bir tatil yapayıtn diye düşündüm Ama bunları şakadan yapıyordum. Bu geziye (sonradan ayrıldıgıml kocamla KitmisHk. Ona da ilk kez Marmaris'te si bana cok kızmak «Neden doktora gitmedin» diyR bs^ırdı. «Istanbul'a döner dönmez tantd'''im bir cneratöı va>"riı ona gittim. Aklıma Köre bir operasyon yaoılacak. parça altnacakti. Fakat doktor Amerika'ya gitmlşti Başka bir doktora Ritmfidim «15 20 fun «onra srelpcpk» demislîrdi. On» beklpmeye başladım Geldi, tekrar gıttim. Çok basit bir islemle göftsüme bir iftne batırdı. «Merak Ptme hiç ranın anmayacak dedi Gercekt"n acımadı. Sonunda «Kist dpğil bu» dedi sadece. Bu muayenede kanser Iafı hiç geçmedi. Sadece «Kî9t değil bu» dedi doktor. Ben de «kanser midJr?» diye sormadım. Ama artık kanseri düşünüyordum. Kocamla buluştuk. Ona «Kanser bu» dedim. Sonra yine doktora gittim, Doktor. «Bu nasılsa a birşeyler dolasmayn Iki sröğsflm de Artık kimse bana «yaşın tutmaz. falan da demiyordu. Sol göğsüm ötekinden fazla ağnyordu ama sadece gö$süm değil, koltuk altım ve kürek kemigim de ağnyordu. Ben btınu yine klasık bir romatizma ağrısı olarak düşünüyordum Üzerinde durmadım. Çok kuşkulu bir insan da degilim. Sağımı solumu elledim mi bilmiyorum. Galiba yine ellemediın. Meme kanseri hakkında o kadar az şey biliyordutn ki.. Hâlâ da öyle... Memem alındı. hâlâ fazla aydınlanmıs değilim. Ne burada. ne Ame rika'da... Doktorlar tedavimi yaptılar fakat fazla birşey söylemediler.» 0 İlk kuşkular «Sonra sol gögsümde gözle görünür bir şişlik belirdi. Bunu gördüğüm zaman «uğraşmak lazım» diye düşün* mıyordu. Tam uyumuşum sabah beşbuçukta kaldırdılar. İdam mahkumlarma giy 0 Ameliyat dirilen şeyler9 benzeyen «O gece Boğazda bir lo bir elbise giydirip, iki saat kantaya gittik. Nasıl oğlen yatağın içinde beklettiler dım ar.latamam. Birden du hcni. Sonra koluma bir iğ rum Kesin leşince sanki bir ne batırarak allerji testi çpylsr • oldu. Hiç olmazsa yaptılar. Ne ise bu yaptıkla. kuşku duymuyorium artık. rı kezzap yakmış gibi gö İnsana böyle bir tescîli bile zümden yaş geldi. Hâlâ igeliyor. zi dunıyor o iğnenin. AmeAmeliyat acele değilcü. Ön liyatın izleri geçti, o geçme ce çarşıya çıkıp alışveriş di..» yaptım. Hastanede giyece ğim gecelik. sabahlık gibi 0 Göğsüme bakmca... şeyler aldım. Hatta ameli«Sonra ameliyata götüryattan bir gün önce hastane ye yatmamt istemişledi. O düler. Narkczitör bekliyor•înbah gittim ama sonra sı du. Ama hemşireler bir tür kıldım. Çıkıp berbere git lü damarı bulamadılar. îki bileğim yara haline geldi tim, saçlarımı yaptırdım. iğne sokmaktan. Uyandığım Bıırası ö^el bir hastaney da ameliyat yerinden çok di. Oda güya temizlenmışti bilekleıim ağnyordu. fakat heryeri pislik götürü Neyse iğneleri yaptılar.' yordu. Hastabakıcılara pa ra verip odayı bir daha te Daha bayılmamıştun ki kolmizlettim. Elime kolonyah larımı, bacaklarımı baglai pamuklan ahp kapı tokmak maya başladılar. Herşeyi lannı, klozet kapaklarını te duyuyordum ve buna çok mizledim. Klozet kapafcı kızıp bağınyordum. Sonra kurumuş kanlarla kaplıy ameliyat olmuşum. Öğlena dı. «Özel hastane böyle olur doğru uyandım, Sırtun ina sa, AHah insanı genel h&s nılmaz derecede ağrıyordu. tanelerden korusun» dedim Bana bunun ameliyattan sonra normal olduğunu söy kendi kendime. lediler ama. daha sonra an Ameliyattan bir gün ön ladım ki sırtımı acıtan sed cesini kitap okumakla. özel yenin ortasından çıkmış bir likle yanıma aldığım şiir ki demir parçasıydı. Sonra ya taplarını okumakla geçir tağa aluımca bu ağrı geçti. dim. Aslında moralim bo Bir ikî gün sonra memenin zuk değil gibi görünüyor yerine baktım. Bana itici ve dum ama hep ölümle ilgi iğrenç gelmedi. Daha köli şiirler ilgimi çekiyordu.. tü bir şey göreceğimi sanı Meğer ne çok ölümle ilgili yordum herhalde..» şiir yazılmış bizde. O gece pek iyi uyuyama YARIN: «fnsanm dım ama bana sanki soğuk yüzüne cenazeye tan uyuyamıyormuşum gibi gelmiş gibi gelmişti. Kasım ayıydı ve bakıyorlar» hastanenin kaloriferleri yan Ulaşılan bu büyük başarının gerçek sahipleri, tasarrufun değerini bilen halkımızla Bankarruz çalışanlarıdır. Lirayı aştı İŞ BANKASI TORKİYE YABIN: Paralann kaynağı kuşkulu... i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear