23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DfT CUMHURİTF1 25 Mıri ÖEHİK HABE^'M VOK. HABERİ K . DEVLEf <HuLÜ[Xİ£ Sr/LER. .' SiZE » ü î T u IÂF &RENİMİNİI. L HEKKELNE POLANDıfcMA APlNA f H NE AA M A&uEYİNİZ... ÂBDULCÂNBAZ VATAN DEDİLER Talip APAYDİN 110 Yeni askerleri sık sik uyanyorlardı. ls onlara kslsa hemen yürüyeceklerdi. Düşmam muhakkak yenmek ıçın gelnıişlerdi buraya. Öyle coşkundular. Kalkıp yürüyelim aga, böyle yatıp durrnakla bir şey kacanamayız. Dur oğlum. karşındaki »rmut mu topluyor? Burada herşey emirle yiğenim. Acele etme. Biz buraya savaşmaya geldik çavuşum. Savaşıyoruz ya işte? Savaş bu mu, yata yata dirseklerimiz acıdı. Daha dur bakalım arslanım, biz günlerce yattık. Hem de gece gündüz. Anıı... İş kötü desene? Yeni askerler çabuk usamyordu. Kiminin uykusu gelmişti. DUşmanın bulunduğu karşı sırtlara uykulu göılerle bakıyorlardı. Bazan baslarının Ustünden «vıjj» diye bir kurşun geçerse Bilkinip uyanıyorlar, sağa sola bakıyorlar, sonra gene kendilerini bırakıyorlardı. Ne bir adım ileri ne bir adım geri, hep ayni siperlerin içinde akşama kadar kaldılar. Hava karardıktan sonra geriden yeni birlikler yanaştı. Yer değıştirdiler. Suvariler geri çekildi. Gökte yarım ay vardı. Bozkır tepeleri hafif aydınlanıyordu. Derplerin içinde birtakım karaltılar kımıldanıyor, sessızce ileriye yanaşıyorlardı. Suvariler atlan ırmağa indirip suladılar. Snnra torba taktılar. «tki üç saat dinlenin, sabaha karşı gideceğiz» emri veriidi. Nereye gideceğiz? Beüi deSil. Uvumaya bskın. Mahmutla Haceli yan vana uzandüar. Fakat uzun süre uyuyamadılar. Toprakta takırtılar gacırtılar sürüp gtdıyordu. Sessiz bir hazırlık vardı. Taarruza mı geçilecek acaba? Öyle gıbi. Yonan esirleri iyi şeyler söylemisler. Dıırumları kotüymüş. Susuzluktan kırılıyorlarmış. Çoğu bitlenmiş. Geri dönelim diye aıretiyorlarmış. iyi, aferim. Bir yüklenirsek belki bozuturlar. " n t ! '•' Haniydi o günler? Onümüze lcatıp bir sürsfk şu dürzüleri, ah ah! Emme n« çok cepane vsr adamlarda? Ata ata bıüremediler. : Hazırlıkh gclmişler. Agaları da iyi doyuruyor. Pirisi söze karıştı: Hazıra dağlar dayanmaz arkadaş. birgün biter. Inşallah. Mahmut başını çevirmiş aya bakıyordu. «Bizim oradan da görünüyordur şimdi» diye düşündü. Böğrüne batan bir ot dikenini eliyie aldı. İlerde atlar torbalannı sallaya sallaya yemlerini yiyorlardı. Yanra ay ışıjrında koyu bir karaltı gibt porünüyordu derenin içinde. Mahmut uyur uyanık. Teğm?n Galibi düşündü. Şimdi o yoktu beslarında. Kendikendir.e iç geçirdi. Üzüntüler, sarsıntılar üst üste yıgılıyordu. Hangi birine yansm, bilemiyordu. Yorgun bedenini bıraktı. Başı rüfeğin agacına değiyordu. Sabaha karsı uyand:rdılar. Hadin karda«lar, herkes atının başına: Çabuk olun... Ay batmıştı. Ortalık karanlıktı. El yordamı ile çabucak ha»ırlandılar. Eâerier yüklendi, kantarmalar vurvıldu. At bin!. Herkes fısıldayarak emri tekrarladı. Güney doğuya riofru yola çıktılar. Bolültier birbirini koğuşturuyordu. Gerilerde birlikler,vardı. Uyanık olanlar sonıyorlardı: Nereye hem.şerim, geri mi cekiliyoruz? Yok taarruza geçeceğiz. Baskın yapacağız. Ya.fayın. Allah yardımcınız olsun. Sessızce yol aldılar. Anız tarlalardan, kırlardan geçip bir dağm ardını dolandılar. Gün doğu tarafı ışımıştı. Bölükler açılıp cepheye yöneldiler. Yukan tavaflarda büyük bir gürültü kopmuştu. Hergünkünden farkhydı. Taarruz başlamıştı. Atlar tepimyor, yerınde duramıyordu. Top sesleri, makineli takırtıları birbirine karışmıştı. Geriden bir ses yükseldi: Hücuum!. Tabur komutanının sesiydi. Bölük komutanlan tekrarladılar. Atlar dörtnala kalktı. Dağınık düzen, atees! Hem sürüyorlar. hem atıyorlardı. Nereye attıkları belli değildi. Bir derenin içinde yakaladıklan Yunan birliği neye uğradığını bilemedi. Darmadağın oldular. Geriye kaçanlar oldu. Yukan taraftan atsş edildi. O tarafa yöneldiler. En soldaki bölük arkalarmı çevirdi. Yunanlılar ortada kalmıştı. Kılıçla giriştıler. Şakırtılar baiırısmalar ortalığı doldurdu. Kimisi attan inerek, kımısi atın üstünde U7\ın uzım döğüştüler. Gün doğacaktı nerdeyse. Yunan birliğinin işıni bitirdiler. Kimse yardımlarına gelmedi. Yukanlarda bütün cephede yoğun bir boğuşma süniyordu. Geri çekiil! Tepenin arkasına! Kimisi yayan. kimisi atlı geri çekildiler. Yunan askerlerinden tüfekler mermiler alanlar oldu. Atları baglayın, tepeye yanaşın! Derin derın 'soluklanıvorlardı. Yüzleri ktyış tfbi olmuştu. Yaralılar ölüler vardı. Döğüştükleri yerde kalmıştı onlar. Bazıları sürünerek gelmeye çalışıyordu. Yaralıları getirelim te|menim! Durun. acele etmeyin. Emir yok. Geride güneş doğmuştu. Haceli yüzükoyun yatmış ellerine •bakıyordu. El diyecek yeri kalmamıştı. Kütük gibi sert, nasırlı çeylerdi. Mahmuda sordu: (DEVAMI VAR» ÇAGDAKİ SANCI ıVarmak d*ha ne kadar uzaktı » E'.H yaşlarında, şakaklan usuldan kırlaşmıs. Boyun derisi, baklava düzeninde kınşıklıklarla dol'J. Uzunca boylu. Sağlam yapılı. Akşanıları şarabı bolca kullandığı bellı. Öteki işçiîerden iki ayrımı var. Boynuna «fular» takmış. ellerı irıce uzun. Ellerini uzataral: ışçı oldugunu tovbeler tovbesı kanıtlayamaz bu adam. Piyanıst parmaSı derler ya. parmakları o türden. îlkın Almanlardan açılıyor söz. Kimbilir kaç yüz kez anlatmıştır bu öykiileri!... Çok anlatmaktan gelen bir umursamazlık rm, kanıksama mı yofcsa yaşamın degişmesinden gelen bir aldırmazlık mu?.. Gör dügü bir filmi anlatırmıs gibi; yalın bir ses tonu ile anlatıyor, geçmişi. Almanlar geldi»inde; nn onbir yaşlarındaymış. Küçük bir köydeymiş o zamanlar. Köyierinda bir direnme olmamıç. Bir sabah. motorsıkleth Almanlar doldurmuşlar köyü. Sevmış onları. Süslü gıyitleri, selâm verijlerl, kask'.arı hoMina gitmiş. Hepsj rio saglam yapılı ımişlfr. Özellikle yürüyüşlenne bayılım?. Hepsl kalmamış köyde, üç bes kişi bırakmışlar ve ilerilere doğru motorlar çalışmıs... Bu sevgiden çok degil, altı yıl kadar sonra elmde bir tüiekla onların karşısında savaşır bul> muş kendini. Onyedi yaşlarında falanmış o zaman da... Çok ölü görmüş. Defilmış karınlar, oyulmu? gözler, tankların ezdiği gövdeler görmüş. Cırılçıplak kadınlann ormanda başlarından geçenlere (içlerınde kendi kızkardeji de varmış) bir bir tanık olmu?. Bıtmez tükenmez çığlıklar... Kulaklannın derinliklerinde haia duran çığlıklar... Çıglıklardan çok, irüemelerin önemli oldugunu ıse onbeş yaşmd» anlamış. ÇUnkvi, çığlık ran lı olmanm, saglıklı olmanın belırtisi imiş .. Inlemek mi. o ölümün başlaması demekmi? artık... Elektrik bölumünde çalışıyor. Bir sıgara uzatıyorum, alıyor. Kaşları oldukça gıir. Ortak bir yanımız da var İkimtzin burnu da evlere şenlik, iri mi iri... Sizinle konuşmak istıyorum, diyorum. Konuşun, diyor. Yaşamınızla ilgili sorular sormak, sosyalizmle ilgili düşün celerinizi almak istiyorum. Olur, dıyor. Yaşamınızla ilgili bügiler verebilir mısiniz, örnekleyın, kaç çocuğunuz var, karımz çalışıyor mu, ne kadar para kazanıyorsunuz, kazancınız yeterli mi?... Duraksamıyor. Sağa sola bakıp düşünmüyor. Ensesini falaa da kaşımıyor. Aynı yalın tonda anlatıyor. Yalnız söylediklerimn bana çevrilmesini beklerken sağa sola bakınıyor... Soruna iki açıdan bakmak olanakların içinde. Once bireysel açıdan ele alalım. Mutlu muyum!... Buna gerçekten yanıt vermek zor. Sıkıntılar var. Kişisel sorunlanm var. Kuşkusuz bunların altında ekonomik nedenler yatar. Ama yalnızca onlar değil, beni mutlu ya da mutsuz'kılan. Kanm çalışıyor. Çocuklarımın biri iiniversiteyi bitirdi öteki de bitirmek üzere. İşçi olmayacaklar. Bürokrat olacaklar. Neden işçi olmadılar? Geç evlendim ben. önceierl çocuklarunın iyi birer işçı ol Nevzat ÜSTÜN Desenler MEHMET GÜLERYÜZ Doğal koşullar içinde işçinin kazancı yeterli, ilkel ihtiyaçları karşılanıyor, bunların ötesinde sıkıntıları var, geleceğine korkuyla bakmıyor ama, büyük umutları da yok.. <1»r Hegislk... Otu» yıl ?>ncesinln acılan birer anı şimd) Varsova1 da . Acılar, ölümler, kvırsunlamalar burada bitmis. Sanki kocaman bir yel eelmiş, kurşuna dizmeleri, Ölümleri. zulumlan ftnünc katmiş GUniîy'e dofiru alıp Bötürmüş... Orta Doftı'ya.:. Günsy Ameri. ka'ya .. Afrika'ya... Güney Asyaya sürmü.ş. Çelişkiler tohurn olmuş, oralarda çnffermıs... Geçmışte çekmiş olduklannı anlatıyorlar... Ankarada. İstanbul'da, tzmirrie, Malatya'da. Adana'da vâni Tiirkiye'nin bütün illerinde çekmekte olduklanmızı bir kez daha dUşünüyorum. Beyni acemi fa.şıstlerce dagıtılan genç gellyor gözümün öniine... Biraz rtnce düşiinmekte olan beyin birden dtlşünemez oluyor . Dafcılıyor. bir topak kan oluyor. Biraz sonra. kan da kendi oanlılıgını yitiriyor, kunıyor. öylece kalıyor. Türkiye, banş içinde bir ülkedır. TUrkiyp'de kolluk früçleri vardır. Tiirkıve. ça*daş bir devlet^ tir. TUrkiyenin Anavasa'sı, Ttir. kıye'nın yasaiarı. kuruluşları, yazarları, düşünlirleri vardır. Ünıversitcleri vardır... Bir kez daha dağılıyor beyln. Bu ke7 sopa dngıtmıyor o'nu. Kendi kendine daSılıyor. Küçük bir aşevınde OperaHar dan sonra yapılması gerekeni yapıyoruz. Beyaı şarap. soğuk et, biraz salata... Koyu pembe giyitleriyle Uç • kız döneniyor çevremızde özel bir aşevı imış burası Kısık bir pnp muziji .. Opera'dan sonra bir hayli ilsrinç.. Peneereden bakıyorum. Otomobilin ftn tamponuna dayanmış bir adamla bir kadm... Gülüyorlar... Artık buralardan da citmeli... Soprano! .. Bas! .. Aşevinden çıKtık. Ilık bir sece . tstanbul'dan tramvaylan neden kaldırdılar. Sanırım taşysftı satıcılan ısiemıştır Bunu. Daha çok tasyagı satabılmek ıçın istemışlerdir... Istanbul'a «metrn» yapılmasım da ıstemezler. Salt bu \üzden istemezler... • Küçük devletlerin bası dertte .. Bütün çabalan; bagımsızlıklannı ve varlıklarını koruyabümek... Bır çok şeyleıden uzak kalmak zorundalar Yapacak bılgilerı olsa bile. yapamazlar. Atom la ılgüı $eyler öylesıne pahalı kı... Teknolojının ner basama*ı bir altın papuç eskitmekte... Bu altın papuçların edinilmesi pancar yetıştırmeye ba51ı ıse, bu san olmas» gerektığıne yüzde yü» merdivenlerden çıkılamaz... inanırım. Çare mi? Çaresi her ülke ayn ayn Ogle Utili bitıyor. aynı şeyı yapmaya kalkmakİşbaşı yapılıyor. Otomobilimin tan kurtuhnadıkça. her Ulke tek elektrik düzeninde bozukluk var. nolouk üretımin her dalında üra Biz o'nu, borAıklugu onarmak atime geçme tutkusundan sıyrıl. macı ile gelmıştik buraya. Damadıkça. özellıkle küçük ülkeha çok konuşmanın olanagı yos. ler bu konuda işbırlıŞine eıtmeOnarım bitiyor. Bir parçayı budikçe. sıkıntılar büyuyecek... lamıyoruz. Sağ arka «dur» ıjıgı Bunalımlar çogalacak... yanmıyor. SOSYALİST BİR İŞÇİ İLE SOSYALİZM ÜSTÜNE KONUŞMA masını istiyordum, ama yaşam değişken bir şey. Durmuyor oldugu yerde. Onlar da istemedı. Bürokratların yaşamı bıze göre, daha bir rahat... İşçi devletinde en önemli üretiai işçidir. İşçi olmayı neden istemediler... Bu konuyu kendileri daha iyi açıklarlar sanıyorum. Kazancınız yeterli mi? Doğal lıoşullar içinde evet. Yâni, yemek içmek gibi. ev gıbi sorunlarım yok. İlkel gereksinmelerım karşılanıyor. Bundan otesi ile ilgili sıkıntılarım var. Geleceğe korku ile bakmıyorum. ama çok büyük ya da degişik umutlarım da yok... Sosyalizm Polonya'da si^cs amacına ulaşmış mıdır?... Yoruma bağH bir şey bu. Ulasmıştır demek, çok yalın bir yanıt olur. Hayır demekse. tarıhsel açıdan yanılgıya düşürür insanı. Bütün dünya için, bü'iın sosyalist ülkeler için zor bir sorıındur bu. Öğroti'nin amaçladığı ereklerden sapmak zorunda kflldık. Kâr ekonomlsi lçindeyiz. İçerde de cusarda da satılan «mal»da kar söz konusudur. C)greti'nin temcli buna karşı. Ne var kı; taşizmin ikız kardeşi somürgecilerle kıyaslarsak, iş de*iğir. Kapitalist ekonominin sömürücülüğünden kurtulmuş durutndayız. Sosyalizm açısındaıı büyük bir başarıdır bu. Üretim araçlarının doğrudan doğruya ulusa bırakılması dönemine kadar, yâni devlet'in etkisini azaltacağı güne kadar, bu tür tersük ler olacaktır. Katlanmalıyız buna. Nedenlerıni söyler misiniz? Söylerim. Çünkü, kapitalist ekonomi hiç bir çağda bir seçenek değildir. Sosyalist ekonomiden başka bir çıkar yol yok öa ondan. Sorun bu da değil aslında. Sorun, yöntemin nasıl uygulanacagında .. Polonya eski bir Orta Avrupa devletidir bence. Bizim sosyalizm anlayışımızda uygulamamızda bir rakım degi^ikliklenn olması çok doğal. Ekin ve eğitim sorunları .. Sanayi ün.nılerınin kullamlma^ı ^orunu... Vietnamla aynı sandalyada otura Polonyafı işçi kapitalist ekonominin sömürüsünden kurtulmuş olmaktan memnun, ancak üretim araçlarının tümüyle ulusa kalacağı güne kadar bazı sıkıntılara katlanmak zorunda kalacağını da biliyor may«. Yalnıı uzaklar için değil, yakınlar için de aynı ayrım söz konusudur. Demokratik Almanya ile bile bir çok ayrımlar var aramızda. Polonya halkı ileriye dönük bir halktır. Aile kavramı bile, yakm komşulanmızdan ayrı dır. Eski ile olan ilişkilerimiz de güçlüdür. Bizde kadın özgürdür. Daha bir özgürdür. Nasıl daha bir özgür? Örnekleyin, kadınm kocasını aldatması yasalar açısından suç değildir. Polonya'nın dışında yaş«mak ister miydiniz? Polonya'nın dışını görmeyi, Afnka'yı, Güney Amerika'yı, lspanya'yı, Akdeniz ülkelerinin tümünü görmek isterdim. Ama yalnızca Polonya'da yaşayabilinm ben. Kapitalist bir toplumda sürekli olarak yaşayabileceğimi luç sanmıyorum. Bütün sıkıntılarır.a karşın sosyalist bir toplumun adamıyım ben. Kendı toplum düzenimi savunurum. Gerekırse yi ne silâhı ahrım elime. Bu eleştırmem, toz kondurmam pksıklikleri görmem anlamma gelmez. Sosyalist insanın özgür ın BİR VARJOVA GECESİ... Einstein şöyle demış: «Geçen yüz yıl iki bin kişılık bir Alrika kabılesinde dünyaya gelseydim, bütün çalışmalarım, insan etimn nasıl dahs iyi pişirilebilecegi üstüne olurdu . » Opera'dan çıktık. Soprano'nun sesi üstune tartışmalar. Filıstinli gerillalar şu and» neyi tartışıyoriardır?.. Lübnan ülkesinin karnı kurşunlu genç kızı ne düşünüyorriur şimdilerde'.... Çağın görüntüieri ne ka. Russel bır konusmasmda: «Dünyada uluslar yoktur, bır tek ulus vardır. F,n sovlu ulus o'dur. Herşeyı yapan o'öur. Ekinı, bilimı yaratan o'dur.» Demiş. iki grüı. sinra, bır Polonyalıdan şöyle bir telgıaf almış. «Polonya için söyledikleriniz* teşekkurler edenm.. » • Düçsever her verden çıksr. Kopernik'in ülkesınden bile... Y ARI N : ÇAGDAKı (ATIAK GARTH TiFFANY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear