25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İl K CUMHURİYET 25 Mıri 1976 ••lkemizde özellikle Ünlversitelerimizde yaI I ratılmak ve sürdürtllmek istenen bunalım karşısında, Cephe Hükümetinin en hafıf deyimıyie umursamazlığını dehşetle izlemekteyiz. Zorluklar ıçınde açık tutulanlar yanında, kimı yüksek öğretim kurumlanmız nicedir kapah; kımileri bir açılır, bir kapanır. Açık görünenlerin durumu da şöyle: Har.gi görüşten yana öğrencilerm elindeyse bir fakülte, karşıt görüşten öğrenciler giremiyor o fakülteye. Fakültelere en devamlı» olanlar, polisler; resmisiyle, siviliyle! OLAYLAR VE GÖRÜŞLER MEN Çİ GUYEM...,, Seha L. MERAY •«yın Baabakanın. Az şey söylenmedl şimdıye kadar, anlatmak için. Bakın Universitelerarası Kurul'un, Üniver«itedeki olaylara ılişkin, 29 aralık 1975 günlü karanna. Bunu okumuş mu saym Başbakan? Ne istendiği, kibarca belirtiliyor, anlayana: «Ürüversitelerimizde, öğretım ve eğitim özgürlüğü, öfrencilerin, öğretim üyelerinin ve diğer görevlilerin can güvenliği endışe verecek ölçüde kaba kuvvetin tehdidi altındadır. Olaylar önlenmediği takdirde, Üniversitelerin yetkili organlan öğretime ara vermek zorunda kalabileceklerdir.» Olay çıkaran örgütlerin Üniversitelerle üniversıter sorunlarla hıçbir ilgisi olma, dığını belirtiyor Universitelerarası Kurul. Şunu da söylüyor: «Silâh kullanan örgütlerin üniversite içi faaliyetlerini, üniversıter tedbirlerle, disıplin uygulamaları ile önlemek ve etkisiz kılmak mümkün değıldır » Üniversite ile ılgıli degilse olay çıkaran örgütler, kimle ilgili olduğunu merak etmez mi sayın Başbakan? Kime seslenmişti bu yüksek kurul şu srtzleriyle: «Devletimiz, hiç kuşkusuz özgürlükleri zedelemeden, kaba kuvvete son verecek, kanun hâkimiyetini saglayaeak güçtedır. Bununla beraber, devlet gücünün etkin bir şekilde kullanılması, içınde bulunduğumuz koşullarda, özellikle iki hususun gerçekleşmesine bağlıdır: 1) Kanunlar tam bir tarafsızlıkla ve süratle uygulanmah; ayınm yapılmaksızın, kaba kuvvete dayanan kanun dısı faaliyetlere kesinlikle son verilmelidir; 2) Kanun hakimiyetini sağlamada, anayasal düzeni korumada, başta siyasal partıler olmak üzere, bütün anayasal kuruluşlar birbirine destek olmalıdır.» «Kanunlann tam bir tarafsızlıkla uygulanmadığıru», kaba kuvvete dayanan davranışların önlenmesinde «avırım yapıldığım», daha açık nasıl söylesin, görev bilinci içinde uyarıda bulunan Ünıversitelerarası Kurul? Bu uyarıdan neredeyse üç aya yakın zaman geçti. Ne yaptı bu yolda, kendinden başka herkesi sorumlu görmekle isin içinden çıkacağını, ya da üniversitelere el koymakla öğretimi sürdürebileceğini sanan hükumetin başı? Ankara Üniversitesi KektörVekili sayın PTOf. Safa Heisoğlu, Üniversite olaylan Uzerınde açık konuşru, 7 mart 197fi'da: «Sorun, özerk üniversite sorunu değildir. Bu yargı, yanlış ve haksızdır. Soruna siyasal iktidann elkoyması gerekır.» Sanki bu sözlere karşılık verırcesine, sayın Başbakan, yukarıdaki demecinde. soruna değıl de, üniversitelere el koymaktan söz etti! «Men çi guyem, tamburem çi guyet!» (Ben ne söylerim, tamburam ne söyler!) «Bir Ben Sorumlu Değilim» Sayın Başbakan, olaylan nasıl gördüğünü, 6 mart 1976'da basına açıklamıstı: «Yüksek ögrenımde hıızur ve sükutun muhafazası, öğrenim ve ögretim hürriyetinin işbirliğinin sağlanması, herkesın görevidır.» Doğru bir görüş, değıl mi? Ama bakın, sayın Başbakan, bundan sonra, «gorevli» ve • sorumlu» olarak yalnız kimlerl gosteriyor: «Üniversite ögretim üyelerine iş düşer, üniversite idarecilerine iş düşer, dekana, rektrire ış düşer .. Özerk üniversitelerin idarecıleri, buralarım idare edebüdiklerini göstermek mecburiyetindedirler. Çünkü özerklikla beraber sonımluluk da doğmaktadır.» Görüyorsunuz, çok kişiye iş düşüyor; tek Hükumetin, Başbakanm adı geçmiyor «görevli» ya da «sorumlu» olanlar arasında! Tek ona «ia düşmüyor»! Bir hafta sonra, sayın Başbakana gazeteciler, «Üniversitelerdeki olayların önlenmesi için rektörlerin, sorumluluğun daha çok hükümeta düseceğüü öne sürdüğünü anımsatarak, bu konuda ne düşündüğünü» soruyorlar. Sayın Başbakanın 13 mart 1976 gazetelerinde yer alan karşıhğı şoyle: «Hükümet ne yapması lâzımmış da yapmıyor"" Onu bilelim. Eğer Üniversitedekiler universiteyi yönetemiyorsa hükümet üniversitelere el koyar. Üniversitedekiler diyorlarsa, biz bu tiniversiteleri yönetemiyoruz, gelin el koyun, bu hükümetten istenen bir şeydir. Hükümet üniversitelerin istemesine bakmaksızm bunu yapabilir. O ihtiyacı duyduğu anda bunu yapar .. Üniversiteler hükümetten ne istediyse hükümet yapmıştır. Şunu istedik de yapmadı diyemez kimse. Yapmıştır. Ama ona rağmen üniversiteler de idare edilemiyorsa, üniversitelere elkoyn a noktasına mesele gelmişse, hükümet onu da yapar.» «avmıştı. Olaylsn, Cniversitelerarası Kurul doğruitusunda değerlendirdikten sonra, vardığı sonucu bütün çıplaklığıyle koyuyordu gozler önüne. Bu bildırının şu satırlarını okudu mu saym Başbakan? En anlamak istemeyenler bıle, «anlayamadık» djyemezler sanırım: «Öğretim kurumlarımn ıçmde bulunduğu bunalım ne denlı ağır olursa olsun, siyasal iktidann tam bir tarafsızlık ve titizlikle hareket etmesı halinde. olaganüstü tedbirlere gerek dınmaksızm. etkin biçimde kanun egemenliğinin. can güvenliğmin ve öğrenim özgürlügünün yeniden sağlanabileceğıne inamyoruz. Ancak, büyük bir üzüntüyle hemen belirtmeliyiz ki, bu konudakı gözlemlerimiz günün kosullan içinde herhangi bir umut beslemeyi çok güçleştirmektedir. Kaba kııvvet kullanılmasmı cana kıymaya kadar eötüren pençlik örgütlerinden birinin bası hükumetin içinde güvenlik işlerinin sorumlusu olarak ver alır ve örgiitünün gerek gördüğünde kullanacagı silâhlarla donatılmış buhınduğunu, bu örgütün zabıta kuvvetlerlne yardımcı olarak eörev şrördüğıinü söylemekte sakmca görmez ise, kanun egemenlığinin sağlanacagına güven beslenemez.» ARKADAŞIMIZ ÎLHAN SELÇUK, YILTJK ÎZNÎNÎN BÎR BÖLÜMÜNÜ KULLANMAYA BAŞLADIĞINDAN YAZILARINA BÎR SÜRE ARA VERECEKTÎR. OKURLARIMIZA DUYURURUZ. Tıkalı Olmasa Kulaklar.. Fakülteler de «ne istediklerini» anlatmaktalar. anlamak isteyene. Dil ve Tarüı • Coğrafya Fakültesi Yönetim Kunılu, sayın Başbakanm «Üniversitelere el koyma» olasılığmı açıkladığı ayni gün (13 mart 1976 gazeteleri), şu bildıriyi yayınladı kamuoyuna: «Pakültemizde, idarece gösterilen bütün çabalara rağmen, eğitim ve öğretim özgürlüğü, zorbahk gösterüerinde bıılunan ve yönetime el koyduklarmı söyleyip bunu eylem haline getiren bir grup öğrenci tarafından zedelenmiştir. Öyle ki bütün fakülte mensuplannın can güvenliği tehlikeye girmiştir. «Fakültemizin çahşmalarını tümüyle olanaksız dunıma getiren bu zorba öğrenci grubu, öğretim üye ve yardımcılanyle ögrencileri, polisın gözleri önünde zorla ve tehditle dershanelerden dışarı çıkartarak. derse devam etmek isteyen öğretim üye ve yardımcılarına galiz küfürlerle hakaretlerde bulunmuşlar ve «12 Martı geri getireceğiz». «her öğretim üyesinden teker teker hesap soracağız» ve benzeri tehditler savurduktan sonra, ögrencileri baskı altmda fakülte avlusunda toplayarak «intikam andı» içirtmışlerdir.» Yönetim Kurulunun belirttiğine göre, «pollsin gözü önünde» olmuş bu olaylar! Bütün bunlardan bir «sorumluluk payı», «kendisine düsen iş» sonucu çıkartmıyor mu sayın Başbakan? Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin 26 ocak 1976 günlü bildirısi de yeterince açık değil miydi? Fakülte Kurulu, Türk kamuoyuna, öğrencilerine ve «can güvenliğınl ve öğrenim özgürlügünü sağlamakla sorumlu makamlara» seslenmeyi, onlan uyarmayı, «zorunlu bir ulusal görev» Yetmez mi? Sayın Prof. Mümtaz Soysal (Milliyet, 16 mart 1976), daha da açıkseçik gözler önüne serdi, «sokak desteğiyle iktıdar yürütmeğe çalıçan» saym Başbakanın tutumunu, üniversiteye el koyma olasılığından söz ederken «Sayın Demirel. şimdüik. hükümet işlerini yönetsin .. yeter. Üniversiteyi de ülkeyi yönettiği gıbi yönetecekse, çok mersr» Yeterince anlaşılır sanırım sayın Sovsal'm dPdikleri: «Konu. fvzerklik konusu değildir. özerklik, rabıta sorunlannın ötesinde çok daha derin bir kavTam. Konu, ülkede esen genel güvenlik havasıyle ilgilidir. Kimse, ne yakın, ne de uzak geçmişte, sııç işlenen yere polisin gırmesme özerklik adına karsı çıkmadı. Tam tersine, istenen şey, polisin taraf tutmadan, devlet otoritesine yaraşır bir sorumluluk duygusuyle. koçullann gereklerine ve üniversite yöneticilerinin uyarmalanna uyçun olarak görev görmesiydi... Bir ülkenin yalnız sokaklarında ve meydanlarında değil, üniversitelerinde, okullannda, hatta ev içlerinde esen «güvenlik» havasmdan da hükümetler sorumludur. Çünkü bu hava oralara, sokaklardan ve meydanlardan sızar. Polisin girmesivle ya da elkoyma kararlarıyle de çıkmaz. Üniversitelerdeki haranın temız kalmasmı lsteyenler, temizliğe sokaklardan, hatta kendi yakmlarından başlamalıdırlar.» Sayın Başbakan, «Hükümet ne yapması lâzımmış da yapmıyor, onu bilelim» demişti. Bunca açıklamadan sonra, öğrendi mi yapması gerekeni? «HUkümet şunu vapsın, desinler, yapayım» demişti. Bunca uyarıdan sonra, duydu mu yapüması isteneni? Sayın Başbakan. üniversitelere el koyma düşüncelerine kapılmak yerıne, başında bulundugu, eylemlerinden sorumlu oldugu, hükümetine el İtoyar mı, lütfen? ^J vasak filminin f ilnnir~ıir» P.K. 358KADIKÖY/İSTANBUI (Cumhuriyet 2351) dağıtım ve gösterisiyle ilgili her türlü yazışma için Davul Zurna mı Gerek? Sayın Başbakanın Üniversite olaylan sorununu nasıl anladığım ya da nasıl hiç anlamak lstemedigıni açıkça ortaya koymakta bu sözler. Ona göre, tek çözüm yolu, «Üniversitelere el koymak»! Peki, el koydu diyelim Hükümet Üniversitelere; sonra ne olacak? Sayın Başbakan, «Herkes söylesin» diyor, «bu konuda Hükümetten istenen ne?» İstenen, her şeyden önce, durumu «bir an önce, gerçekten anlaması» ACI KAYBIMIZ Emine ve Alı kızlan, Mehmet Ulucak'ın kardesl îst. Belediyesi Emlâk ve İstimlâk Mlidürlügü memurlarından Ümran Alpsezçin'in annesı, Îst. Beledıyesi Basın Y8>in ve Turizm Müdürliigü şeflerinden Seyfettin Alpsezgın'ia eşi büyük insan Sevım Nadide Alpsez^in vefat etmıstır. Cenazesi vann (2fi.3 l">7h) ögle nsnıazından »onra Aksaray Valide Camiinden kaldınlarak Edırnekapı ŞehıthSındekı aile kabrtstanma defnedılecektır. Tann rahmet eyleye. ESt VE KtZI t: 2354) Fındık, fıstık, lokum derken... OKTAY AKBAL Evet Hayır Seçmen Olarak Yazıldınız mı? eçim Yasalanna gore, hfr yılın mart ve nisan aylarında seçmen kütüklennm denetlemesi (yoklaması) yapıhr. Bu yıl da bu denetleme yapılmaktadır. Bu denetleme sırasında seçnıen kütüğüne yazılmaları gerekirken yazılmayanlar yazılacak. yazılmaması gerekırken yazılanlar kütükten çıkarılacaktır. Mahalle veya köye naklen gelenler, seçmen yaşma yeni erişenler, askerlikten dönenler jazılacak, başka yere gidenler, ölenler, kısıtlılar silinecektir. Seçim Yasalanmıza göre «Seç menlik sıfatmın tayininde esas seçmen kütükleridir.» Başka bir deyışle. bir seçmenin oy kullanabılmesi ancak seçmen kütüğüne yazılmak suretiyle olanak kazanır. Seçmen kütüğüne yazılmayan bir yurttaş tüm seçmenlık niteliklerini taşısa bıle oy kullanamaz? Öyleyse, hiç Kuşkusuz şu iddiada bulunulabilir: Demokrasinın en önemli işlemi seçmen kütüklerine yazılmaktadır. Bu nedenle seçmen kütüklerinm düzenlenmesi ve yurttaşlarm bu kütüklere eksiksiz yazılması demokratik ülkelerde en temel görevlerdendir. Şu başhldar 13 ekim 1975 günlü Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında en büyük puntolarla yer alıyordu: «Oy kullanmak için sandık başına giden çok sayıda seçmen yurttaş adlarını seçim lıstelennde bulamadı. Bazı seçmenlerin ve sol eğilimli öğrencilerin kasıth olarak yazılmadıklan iddia edilıyor.» «Seçimlerde görülmemiş karışıkhklar oldu, bir çok seçmen oy kul lanamadı.» «Muhtar bile unutulmuş» «Listede ismıni bulamayan Anayasa Mahkemesi üyesi oyunu kullanamadı.» Bunların rümü gerçektir. Öz^uJe büyük şehirlerde büyüJî bir seçmen kitlesi oylarını kullanamamışlardır. Son seçimde kütük eksiklik ve yolsuzluklannın bu denli çok olmasında denetleme (yoklama) işınin ilgililer, yurttaşlar ve siyasal partiler tarafırdan sıkı tutulmaması kadar, Yüksek Seçim Kurulunun aldığı yanlış bir kararının da etkisi olmuştur. Yüksek Seçim Kurulu 9 eylül 1974 gün ve 150O1 sayıli Resmi Gazete'de yayınlanmış bulunan 30.8.1974 günlü ve 1685 sayıli kararında: «Sandık seçmen listelerine itiraz ancak kütük ile lıste arasuıda aykırılık bulanması gıbı haller nedeniyle söz konusu olur. Kütükte yazılı olmayan bir seçmen kendisini itiraz yoluyla sandık seçmen listesine yazdıramaz» denilmiş. Böylece askı sırasmda, seçmenlik hakkım kpzananlar, başka yerden naklen gelenler, askerden dönenler, evvelce unutulanların, itiraz yoluyle yazılmalan, 1950'den bu yana ilk kez engellenmiş. yasanın açık hükümleri uygulanmamış, askı anlamsız ve yararsız bir iş haline getırilmiştir. Bu idarî işleme karşı milletvekılı ; sıfatiyle yaptıÇımız H ra7 reddedilmıştir. (3 eylül 1975 gün ve 15445 sayıli Resmi Gazete'ye bakınız.) (Cum' S «İKTiDARA GiDEN YOL, SEÇMEN KÜÎÜGÜNDEN GEÇER» iLKESiNİ BENiMSEMEZSENiZ OYU iSTEDiGiNiZ PARTiYi İKTİDARA GETiRECEK GÜN KULIANAMAZSINIZ. İÇİNDE, YAZILIP 0 HALDE ŞJJ BiR KAÇ DENETLEYiNiZ. «Kart olmadan Birlcsmln Mflletler'e giremezsinlz» dfmis Nuri Eren. On yürtır B.M. Tiirkiye tcmsllcisi, hir bildiği var! Giderler sorarlar, kartını hulamazlar Saym Çaelavangilin. Ne yapsın, kartsız girecektir içeri Türk Dışişleri Bakanı... Kapıya gelir gelmez B. M. Güvenlik şefi koşmuş, kapıları açmış, hoş geldiniz demiş. Nurl Ereııe dnnüp «Kartınızı göreylm» demiş! «Ben güldüm, ses çıkarmadım girdim içeri. Nuri bey dedim, siz oıı senedir bu kapıdan girip çıkarsınız da adam beni kartsız alır içeri.. Nedenl? 12 Mart öncesi Demire! hükümetinin, şimdiki  Рk .hükümetinin Dışişleri Bakanı, eskl Vali lhsan Sabri Çağla•3'angil şöyle anlatıvor nedenini: «Ben ilk gittiğim zaman o jemniyet sorumlusu, afedersiniz kimsiniz? dlye sorriu. Kartınu ^gösterdim, yeni Hariciye Vekili. Acaba dedi, Sellm Sarper lyaşıyor mu? Nerededir? Ben de izahat verdim. Sonra yanım[daki Orhan beye sordum. Sarper 1956da bas delegeydl. Sonr a çok sayida insan gel*tl. Bu adam, neden başkasım sorma|dı da Sclim Sarper'i sordu? Orhan bey «Beyfendi» dedi «Selim Sarpcr bunları gayet hoş tutmuş yübaslarında hedlyeler göndermiş.» Çağlayangil meslekten bir diplomat olmadığı için, insanca ilişkilerle yakınlık kunnak yöntemini benimsemiş. böyle diyor Isnıail Cem'e verdiğl uzun mu uzun, banda alınan demecinde .. Şöyle sürdürüyor sözlerini: «Bu yolculuktan döndiikton sonra yüz tane kadar dörder kiloluk paket yaptırdım, samfıstık, lokum, rakı. Sandıklara koydurttum. tçaga verip New York'taki delegeliğimize gönderdim. Personele, güvenlik sosorumlularına, kim varsa dağıttık. Ve bunu adet ettik. tkinci scfer, hediyeieri genişlettim. Hariciye Nazırlarını, muhatap tuttuk bu sefer ve Türk reklâmı... Üzüm, incir, Türk şarapları, fındık, fıstık, filan. Ne oldu bilir misiniz? Öbür sefer, Steki Hariciye nazırlan da mabçup oldular. Türk nazın bize gönderdi diye, onlar da aynı adeti benimsedilerj. Büyük gürültü kopardı Çağlayangil'in ardattıklan... Bu yüzden belki de yerinden olacak. Gerçekleri söylediği için... 12 IMart'ta daha başka olaylarda CIA'nuı parmağı var, diyor. tran Savak'ı, İsrail gizli örgütü, CIA ile bizim MIT arasında organik bağlardan söz ediyor. «Benim Istihbarat şefim kendisl farkında bile olmadan, CIA altımı oyar. Elinde imkân var adatnın. Girmiş, enfiltre benim içimde. Onun için hiç şasmam, sramam da, bulamam ki, nasıl yaptı bulamam» diyor. Kısacası duyan, düşünen, dünyanın girisini şelisini hilen vurttaşların vıllardan beri bildikleri gerrekleri gün ışığına çıkarıyor. lyi de ediyor. Gerçi böyle olmasını istemezdi. Ne zaman vermiş bu demeci? 12 Mart'tan sonraki AP'nin «iktidardan uzaklaştırıldığı» günlerde. Aklına herhalde gelmemiş AP'nin, hele kendisinin bir gün yine iktidar olacağı. İçindeki duygulan, düşünceleri açık açık dökmüş ortaya... Sinıdi pisman, «Ben yarılsın diye söylemedlm» demekte, Cem'i suçlamakta... Bir dereceye kadar haklı sayılır mı sayılmaz mı bilemem. Gazeteciler kimi şeyleri yetkilllerden duyarlar. öğrenirler, ama söz verirler, yazmazlar. Bu olay öyle tn! değil mi, kesin bir şey söylemek zor. Oturmuş koskoca bir politikacı saatlerce band doldurmuş çekinmemiş, buniar devlet sırrı, bir eün açıklalursa ne olur? dememiş... Fmdık, fıstık, lokumla BJl.'yi ele geçirmiş «Bay Çağlayangil. Gencl Kurulrta oy veren temsilcileri, bakanlan değil, hiç değilse görevlileri:.. Bu da bir şeydir. Ama yeni bir sey değildir. Osmanü devletinin bütün politikası, hele son yüzyüda, yedirme içirme, deşerll armağan sunma temeline dayanmıştı. Abdülhamit f.ık sık yabancı ülke clçilerini çağırıp armağanlar sunar, yemekler yedirir, gönüllerini hoş ederdi. Çağlayangil de bu geleneksel tutumu sürdürmüş. Dört kiloluk fındık. fıstık paketleriyle hiç değilse kart çöstermeden Birleşmiş Milletler'e serbestçe girebilmeyi sağlamış!... Ben teşekkür etmek isterim Dışişleri Bakanımıza, hem tatlı tatlı dinlenen bu ilginç söyleşi için. hem de kamuoyuna bunca önemü sorunun içindekileri, ardındakileri bir bir gösterdigi için .. MC llışişleri Bakanı ABD konusunda neler dı. yor: «Amerika şuna aldırmaz, bir memiekette demokratik idare olmuş, şoven idare olmuş, faşist idare olmuş, ona hiç bakmaz. Amerika o memleketin kendisine ne ölçüde tabi olduğuna, kendi politikasma ne dereceye kadar uydu haline gelebileceğine bakar. Amerika, bir albaylar cuntası Yımanistan'da istediğini yaptırabiliyorsa albaylar cuntası Yunanistan için biçilmiş kaftandır. Amerika eğer bir Nihat Erira hükümeti ile hashaşı menettirebilecekse Türkiye'nin lâyık olduğu İdare tarzı Erim hükümetidir. Büyük devlet, gaz çibidir. Bir boşluk buldu mu orayı doldurmak ister. Doldurur...» Bütün bunları ilerici yazarlar ydlardan beri yinelerler. Demek haklıymışlar. Hepimiz doğru yazmışız, gerçekleri söylemişiz. 12 Mart önceslnin ve bugünün Dışişleri Bakanı, AP nin ileri gelen bir politikacısı herşeyi açık açık söylüyor işte .. Bu yüzden altmdaki koltuğu yitirebilir. Olsun otıırur anılarını yazar o zaman. Bakan olduğu çünlerdekinden daha çok sevgi, saygı ilgi görür, hiç korkmasın... Tarihe daha iyi bir ad bırakır. Nasıl fındık fıstık volladığı B.M. görevlileri onu unutma»nışlarsa, Türk halkı da gizll gerçekleri birer acı lokum gibi kamuoyuna sunan Çağlayangin doğruları söylemekten kaçınmamış bir İnsan olarak iyillkle anar.. YAZILMADiGINIZI Reşit ÜLKER îrtanbul MilletvekiU KUtükt* kayıtlı oldugu halde, denetim sırasmda ikametgâhında bulunmayan ve kendisine duyuru (ihbamame) bırakıldığı halde seçmen kütük bürosuna bas vurmayan seçmen kütükten silin mez. Böyle bir kimsenin kütükten süinmesi için ya resmi bölge ya da muhtar tarafından bir bildirim olmalıdır. (Yüksek Seçim Kurulunun 2/3/1974 gün ve 965 sayılj karan^ ^ i r i TOPLU IŞ SÖZLEŞMESI ÎLANİ Karaköy Mumhane Caddesi Dalyanoğlu Işham No: 77 Kat: 5'te denız taşıtmacılığı ile iştıgal eden ZİHNİ TURUUT GÜNKRt HALKFl.ERI KOLL. ŞTİ. ile ışyerı sevıyesinde adj geçen fırma ile üyelerimiî adına toplu ış sözleçmesi yap»cağımızı 275 sayıli yasanm 12. ncl maddesı gereğince ılgiV^Ulert duyururuz. BEYAN ESA5I Tespit ve yeniden yazım, seçmen vatandaşın beyanına göre yapılır. Her seçmen tespit ve ya zım sırasmda, nüfus cüzdanı, hüviyet kartı, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, nüfus kayıt ömegi, onaylı okul belgesi. veya tasdikname gibi kimliğini kuşkusuz or taya koyan belpeleri hazır bulun durması lâzımdır. Hiç bir belge olmaması halinde, o seçmen vatandaşı tanıyan başka bir seçmen vatandaşın beyanına göre yazım yapılabilir. Yeniden yazılacaklara adımn hizasmdaki imza yerine imza ettirilir. Yeniden vazım sırasında vurt dısmda bulunanlar varsa, ev halkının beyanı ile vazılırlar. tkametgâh mücerret seçmenin nüfusa kavıtlı olduğu yer değil, ikamet ettiği (oturageldiğn ver anlammadır. Denetleme İçin eve uğramldığında evde kimse bulunmazsa. tekrar hangi gün gelınecegini bil diren bir duyııru rihbarname) bı rakmak zorunludur. 1976 yılının 30 nisan giinüne kadar (o gün dahil) 21 yaşını bi tirenler seçmen olarak kütüğe yazılabilirler. Yani 1 mart günü tespit ve yeniden yazım sırasın da henüz 21 vaşını tamamlamamış bir yurttaç 30 nisan (tününe kadar 21 yaşını tamamlıyorsa seçmen kütüğüne vazılabilecektir. EVDE BULUNMAYANUR Yüksek Seçim Kurulu, denetim sırasında ikametgâhlannda hazır bulunmayanlann vazılmalarını kabul etmemektedir. (1974/ 964 sayıli karar). Ancak. tespit ve veniden vazım esnasında ken di imzası yerine ev reisinin imza sı aıınmış olan seçmenlenn. vazımın yapıldıgı yerde olmadıklan kesinlikle anlaşılmadıkça ya pılan yazımın geçerlı olduğunu ka bul etmiştir. (1973/382 sayıli karar.) Evde hazır bulunulduğu takdir de yazım isi gayet kolay olmaktadır. Evde bulunmavanların (denetleme sırasındai kütüklere yazılmalan bir havli eüçtür. Bım lar açık kimlikleri (yukanda savılan belgelerden biri) ve ikamet gâhlarım gösterir muhtardan alınmıs onanlı belselerle BİZZAT tlçe Daimi Seçmen Kütük Bürosuna basvurmak zonındadırlar. Yabancı memleketlerde bulunanlar da Türkive'de ikampt ettiklerı veri bildirerek ve açık kimlik lerini eösterir onanlı bpleelerle ikametgShlarının bulunduîu ver Daimi Seçmen Kütük Büros'jna bas\ıırnaları eerekmektedir. Bn bp«s\T.ırmalar ancak 2 MART GÜ R NÜ SAAT 17' ve kadar vaoılabilir. Bu süre eeçirilmısse bu baş vurmalar kabul edilmez. Sözlerımizi bıtırirken çok önem lı bır hususu tekrar beürtelım. Her secımden önce sandık seçmen lıstelen askıya çıkanlmaktadır. Bu nedenle bu denetlemede yazılmasam da vapılacak bır seçimde iısteler askıva çıktığmda kendimı vazdınrım görüşü. bu gün geçerli değildir. Yüksek Seçim Kurulu kütükte vazılı olmayan Oır seçmenin itiraz yoluy la kendinı sccmen lıstesme vaz d.nnasırıı kabul efmemektedır. ÎMraz ancak kutük ile lıste arasındakl farlclara münhasırdır. ^ mu? olan «Seçmen Kütüğü Dernekleri» «Seçmen Kütüğü Birlik lerı» oluşturmuşlardır. Bu dernek ve birlikler, kütüğe yazılması gerekenleri yazdırmak, yazılmaması gerekenleri de yazdırmamak ve yazılmışlarsa sildirmek işini kendilerine amaç edmmişlerdir. Çünki: O zaman da bugün oldugu gibi, en büyük seçim yolsuzlukları seçmen kütüklerinde oluyordu. Ana muhalefet partisi olan CHP, 1950 (dahillden bu yana tarihinde ilk kez 1975 Senato ara seçiminde "i 43.37 oy almıştır. Seçmen kütükleri yolsuzlukları ve kanunsuzluklan olmasaydı. kuşkusuz bu oran daha da yüksek olabilecekti. fusun yogun oldugu büyük kent lerde bunun önemi daha fazladır. 1 mart ile 7 mart günleri arasın da mutlaka yazunla görevlendirilenler her evi gezeceklerdır. 298 sayıli yasanm 36. maddesine göre görevlilerin işe başlıyacaklan yer, gün ve saat ilçe seçim kurulu tarafından siyasi partilere bildirilmektedir. Bu durumdan genelllkle muhtarlann da ha beri oldugundan yurttaşlar muhtarlarla ılişki kurarak görevlilerin hangi gün kendi sokaklanna geleceklerıni öğrenebilirler. Görevliler ellerindeki daimi seçmen kütüğunün onanlı nüshası ile de netledıklerı ev ve apartıman daı relerinin seçmen durumunu karşılaştırırlar. İkametgâhlarıru o muhtarlık bölgesınden başka muhtarlık böl gesıne daımı olarak nakletmış, yahut seçmen sıfat ve yeterliğıni kaybetmiş veya ölmüş bulunanlar tespit edilir. İkametgâhlarını başka muhtar lık bölgesınden o muhtarlık bolgesine daımı olarak nakletmiş bulunanlar veya yeniden seçmen sıfat ve yeterliğini kazanmış olan larla, aynı yerde ıkamet ettıgi halde herhangı bir nedenle daha önce kütüğe yazılmamış veya kimliğı hatalı vazılmış bulunanlar yazılırlar. Aynı muhtarlık bölgesinde adres değiştirenler de eskı adresten silinip yeni adrese vazıhr. Armatör îşçileri Sendikası Yönetim Kurulu (Topkapı Reklam... /2353) PTT ISTANBUL BÖLGE BAŞMÜDÜRLÜCÜNDEN: (Doktor AIınacaktır) Sirkeci'deki Polıkliniğimızde mesai günleri ögleden evvel çahştmlmak üzere 657/1327 sajulı kanun esaslarına göre kadrolu bir dahıliye mütehassısı ile a^Tiı yerde öğreden evvel veya öğleden sonra çalıştırılmak üzere sözleşmeli veya kadrolu bir göz hastalıkları mütehassısı alınacaktır. îstekllıerin Başmüdürlügümüz müracatlan duyurulur. Personel Amirliglne (Basm: 13453) 2347 KÜTÜK YOLSUZIUKIARINA DiKKAT Gelecek seçimde kütük yolsuz lukları daha da tehlikeli bir duruma girebilir. Cephe kuranlar, kan dökmekten çekinmeyenler, ülkeyi kardeş kavgasınm eşiğine kadar getirmekten çekinmeyenler, ıktidara gelmek üzere olan CHP'ni iktidardan uzak laştırmak için her yola başvurabilirler. 1954 ve 57 seçimlerinde bu yol denenmiştir. Özellikle 1957 seçimlerinde kütük hıleleri en geniş bir şekilde bütün yurt çapında uygulanmıştır. Ek liste oyunu ve çöpçülerin bır çok yerlerde oy kullanmaları hâlâ hatırlanan olaylardır. Yakın tarihimizden ders VP ibret almahyız. Siyasal partiler ve demokrasiye gönül vermış tüm yurttaşlar görevlenni tam olarak yerine getirmelidırler. DE1NİZ KUVVETLERİ KOMUTANU& Seylr Hıdrograll ve Oşınogratı Oaıresl Baskanhğından blldinlmişUr. DENiZCiLERE VE HAVACILARA 28 SAYILİ BiLDiRi 26 mart 197B tanhinde O8.(« tle 17.00 saatierl arasmdt asağıdakı noktalann bırleştigı sahada seyretme demırleme, avlanma ve c u sananın l2.(X)ü metreve kadar olan yuksek. > lıgı can ve maJ emnıvetı bakımından teniıkelıdıt. AKUKNİZ A 78 SAHAS1 (1) 36 derece 07 dakıka Kuzey 30 derece 18 flakika dogu (2) 3e derece 17 daKika tcuzey 3 derece 21 dakıka doğu U (3) 36 derece 12 dakıka Kuzev * 3 aerece 2b dakıka do*u U (4) 36 derece 07 dakıka Kuzey 30 derece 30 dakıka doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA (Basın: 12463) 2343 | REAAINGTON9 KLEKTROSÎK KÜTÜKIER NASIl DENETLENECEK! Yüksek Seçim Kurulu 10'12/ 1975 gün ve 509 sayüı kararıyla «Seçmen kütüklerinin düzenlenmesinde, denetlenmesinde düzensizlikler yanlışlıklar gördüğünü kabul ederek. Her yıl mart ve nisan aylarında yapılan denetlemelere aıt esaslarda bazı önemli değişiklikler yapmıştır. 298 sayıli yasanın 35'A bendine göre «Daimi seçmen kütük büroları, daimî seçmen kütüklerini her yıl mart ve nisan aylannda denetlerler» esasını getır miştir. Bu denetleme şu şekilde yapılacaktır: • 1 mart ile en geç martın 7. günü saat 17'ye kadar tespit ve yeniden yazım işı yapılacaktır. • 21 mart • 27 mart saat 17'ye kadar denetlemede hazırlanan listelerle bir evvelki yıl denetıminde düzenlenen daimi seçmen kütüklerinin askıya çıkarılması, ilân edilmesi. • 21 marttan, 28 mart saat 17'ye kadar vurttaşiarm düzeltme içüı daimi seçmen kütüği' büroîanna w > • 'ırı. ' • " hesapta surat KMAK Halâskârgrtil Cad. Zl/i H.ırhiye Tcl.: 47 S»i « lznıir Cad. 337'17, Yenlşolıir, A'.ıkara Tv\.: 17 43 49 Gcnel Satıcısı: BEXKR TİL'AHKT rnhtaV.il*. Dmür Jlaa K:ıt a Tol. : 2« :îl 13 ORTADOĞU TEKNiK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜGÜNDEN: Idari Personel Alınacaktır Ümversıtemize ahnacak Personel ihtıvacı ve adaylarda aranılacak nitelikler aşafıda belirtilmıştir. İlsilenenlerın Personel Müdürlügünden alacakları mllracaat formlanni 2 nisan 1976 tarihine tcadar ıade etmeleri ve ada" secme gününde hazır rtulunmalan eerekmektedir. NÖBETCt AMtRt: Enaz Lise veva muadili okul mezunu olmak. askerüfini yapmıs blunmak 30. 35 vaslannda buhınmak. Gereleri ve Resml Tatil günlerinde sörev vaprravı kabul etmek, idari tecrübesı olanlar teroih sebebidir. SEO1I. ı'ARtHt JERt 5 nisan 1976 PERSONEL fJÜT>ÜPXÜĞÜ TELEFON OPERATRtS: LISP veva Lise denşrı okul mezunu, iş tecniiiesı ve Orta rterecede İngılizce bilgısı tercih seoebıdır. SFO1E TARtHt 6 Nisan 1976 IKIİOARA GiDEN YOL «İktıdara giüen yol seçmen kütüklerinden geçer.» Bu söz çok doğru bır sözdür. Seçmen kütükleri yalnız ulkemizde değıl tüm demokrasilerde en temel konulardan biridır. Bırı olmayı da sürdürecektir. Ingıltere'de parti örgütlerinin nüvesini, 1832'de Sir. Robprt Peel'ın çıkartmış oldugu "He TESPİT VF YENİDEN YAZIM Kütük bürolarının daha başka işleri vardır. Buniar içışlerı oldu gu ve yurttaşlan doğrudan ilsilendırmedıği ıçın buraya almadık. Yukar''i gösterilen ışler ara sında en önemlisi. kuşKUSuz 1 mart ile 7 mart w ı t 17'ye kadar vapılacak olan TESPtT ve Yenı (Yeni Ajans: 555) 234ü SAKATl EGİTEREK, ONU DA AYDINLK GÜNLERE TmALIM. TÜRKÎYE SAKATtAR ULAŞ Diş Tabibi ORHANTÜZÜN Samatva Cad No. «uo Saat: iaju lelefon : 21 15 YERt PERSONEL MÜDÜRLÜCÜ (Basm 13237) 2337 DERNEfit İ8t. Şb. Tel: 2188 82
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear