22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 11 Temmuz 1974 klıma hep o öyktl geliyor bupilnlerde. Çok eskiden okumuştum Gerçdk mi. değil mı, ayıramam artık. Ama. öfreuci yam hep ger. çelc kalclı benim için. Osrr.anlı împaratorluğu Ue Avusturya arasında bir sınır an'.aşmazlıfı sürüp gitmiş yıllar boyunca. Bir k*,e varmış sınırda; iki devlet de «Benim o kale!> dermiş. Bu kale yüzünden savaşmışlar bir kîc Kez. Neden sonra, «Niçin oturup görüşmüvoruz? Cörlişüp, bir çözüm bulalun kale kouıunnda» dçmişler. İki devletin temsilcileri b.r a/aya gelntisler: görüşmüşler günlerce. Sonunda «kiltnin hedmine» (yıkılmasına) karar vermişlsr. Yıkmışlar kaJeyi! Kale kalmayınca ortada, kaleyi isteyen de kalmamış, çatışan islemler cıe. Okuduğumdan bu yana, sorunlarl3 karşıtaşınca, işte bu öykü ?elir aklıma: «Aman, lcale. leri yıkmayahm!» derim, kalelerin sorunların» çözüm ararken. Bu yol güç olsa da.  Olaylar f YIKMAYALIM KALELERl Seha L. MERAY öyle amâ, becerebümiş miyiz bu kaleyi gereği gibi korumayi, Atatürkten sonra? Din ders leri devlet okullanna sokulmus yenıden. «Din dersi almak istemeyen. bildırsin bu .röndeki isteğini» diyerek, bir ürraçağ kurnazüg'.n» ds başvurulmuş. Toplumsal baskıyı düşünüp, kim «istemem!» diyebilecek? Ardmdan yoksul nal. kın yetişme olanağı özlemmdeki çocuklarına, «Buyrun. İmam Hatip okulları açnaı» derruşler. Ya da, gelişmekte olan gencecik Kaialan bu atom çağında, bu uzay çağında. bu eknolojik gelişme yarışı çağında anlamadılcları Arap ça sözleri ezberletmek üzere, OrtaçaS yaklaşımı nın kurbanı etmeğe kalkışmışlar! Eğitim sorunlarımız dağlar g\b\ değil mi? Kimi, nasıl. nerede, ne ile. kımle okutacağız? «Çağdaş» eğitimin kapsamı ne olacak? Zor so. runlar, bunlar! O ünlü Maarif N'âzırı da zor olduklarını görmüş: «An şu okullar oimasaydı...» demiş. nâzırlığın tadını çıkarabilmek ıçin. 12 Mart öncesinin siyasal iktidan da «cğitım» kalesini, paralı yükşek öğretim kapkaççılığının kazmalarıyle yıkıp, özel girişime teslim etmeye yönelmedı mi? Bcylece, eğitim sorunlarından kurtulacagını sanmışıı! Güç iş, layik bir anlayışa her bakımdan bağlı kalmak; güç iş. herkes için eşit oıanaklar sağlayan. çağdaş bir eğitim düzeni kurmak! Kim ufraşacak bu güç sorunlarla? Hem, uftraşmaya kalkışacak Milİi Eğitim Bakamnı da attırmaya bakmalı hükümettsn. Kolay olan yine şu: Yıkanz «layiklik» kalesini; yıkarız «cşı; olanaklar sağlayan eğitim» kalesini. Bizi uğ/aştıragelen sorunlan artık kimsecikler göremez olur. Btr rahat nefes alır, tutucu iktidarlar. Yardımcısiyle sayın Adalet Bakanı olmak tteere, müstehceniige karsı «Cihad» açtılar. Oysa kusur Sanat vapıti söz Konusu olunca görülende mi, bakanda mı? Her yerde, herşeyde «müstehcen». «günah». «yasak» gören ya da sezen o korku, o tıem kendine, hem de başkalanna euvensizlik duygüsunda mı kusur? Bir de şu var: Sanattan anlamadıktan, sanatla ilgilenmedikten, ya da sanata. sanatçıya saygı rfuymadıktan sonra. o herkesin bildiği anlamında politikacı olunabilir ama. gerçek anlamında «derlet adamı» olunamaz. Kimileri politikacılann t herşeyl bilmisligivle, iktidar sahiplerinin kendilerini herşeyden üstün görürlüguyle asiınrla bilmPdikleri. ilgilenmedikleri. anlamadıklan sanat dünyasına da girmeğe kalkışıyorlar. Ama bu giriş. «Fincancı dükkânına giren fil gibi» oluyormu?, umurlannda mı? Bir eün böyleleri. yarattıklan. kattıklan değerlerle değil, yıktıklan, yok ettikleri. yaraladıklan değerler yüainden anılırlar. «Ahlâk» dersleri tartışması da girdi araya. Hükümet, «Hükümet olarak». ne düşüniir bu konuda pek anlaşılamadı sanınm. Sayın Başbakan, 5 ocak 1974'teki güvenoyu isteme konuşmasında, mi'halefeb sözcülerinin övdükleri «menfaat »aiki» üzerinde durmuş, bunun «n önemli etken olmadığını anlatmıştı Insan için. Şövlft demişti: «tnsandaki tek icgüdü menfaat saiki değüdir. Ondan daha üstün. daha lyi. daha savgıdeğer içgüdüler de rardır. Biz öyle bir toplum düzeni kurmalıyız ki. daha iyi, daha üstün içgüdüler menfaa: saiki içgüdüsilnU insanhk onuru ile bağdasabilecek bir diizeye indirsin, bir ölçii içinde tııtsıın. Ve hiç endise buyurmasmlar, okullanmızdaki ahlâk derslni layiKliğ) vVmî>ic için. Atatürk devrimlerini yıkmak için değil: böylesins insancıl bir ahlâk anlayısını Türk toplumuna götürmek için değerlendireceğiz.» Sayın Başbakan'ın «ahlâk dersi» konusundalrl görüşü buydu, hükümet adına konujur «Çağdaş Uygarlık» Kalesi Bakın Atatürk'ün sözlerine: <Çağda$ uygarlık düzeyinin üsHine ytikselmemiz gerek» demiş. «Çağdaş uygarlık kalesini alalım» çağrısı bu. Kapışrr.ışız kendi kendimizle. Kolay mı çagdaş uygarlık düzeyine yükselmek? Önce, ne olduğunu, ne olmadığını anlamak gerek çağdas uygarlığm. Sonra, ülkü olarak benimsemek. Sonra da, çaba göstermek: O alışmışlıktan sıyrılmak, bir takım engellerden kurtulmak. bu duzey altındaki ortamın sağladığı kişisel çıkarlardan vazgeçmek gerek. Kolay değil bütün bunlar. Kolayı şu: Yazgeçeriz çağdaş uygarlık düzeyine vükselmekten. Yalnız lâfını etmekle oyalanmz Yıkarız böyleee «çağdaş uygarlık» kalesini. Bu ka'enin yarattığı, yaratabileceği dertlerden de kurtuımuş oluruz! Şu sözleri Atatürk daha 1922'de söylemiş: «Hiç bir delili mantıkiye istinat etmeyen bir takım ananelerin, akidelerin m uhafazasında ısrar eden milletlerin terakkisı güç olur; belki de hiç olmaz. Terakkide kuyut ve şurutu asama yan milletler hayatı makul ve ameli müşahede cdemez. Hayat felsefesinı vâsî gören milletlerin tahtı hâkimiyet ve esaretine girmeğe mahkumdurlar.» Bir yıl sonraki sözleri de şöyle: «Bazı kimseler asrî olmayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır.... Her sarıklıyı hoca sanmayın; hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.> Tarıhimizde nice acı derslerden sonra, «Ayıralım dünya işleriyle din işlerini» demişiz. Layiklik. dinin devlet işlerine kanşmamasını öngörtir. Anayasamızın başlıca kalelerinden biri layikük. Anayasamız herkesin kişisel vicdanına bı rakıyor din konusunu; kişiyle Tann arasına kimse girmesin istiyor. ken. 05'sa, Saym Başbakan Yardımcısının geçenlerde belirttiğine göre, bu derslerde çocuklanmıza, sofrada çatal bıçak tutmak yerine, csofraya otururken Cenabı Hak'kın idıru anmakla, sofradan sonra da Cenabı Hak'ka sükür duası yapmak» öğretilecekmış! Güç iş. doğrusu, sanattan anjamak, s?nata llgi duymak, sanata, sanatçıya sajgılı olmak. Atatürk, yı'lar önce. çevresındekı poJitikacılara şöyle demişti: «Efendiler; siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz. hattâ reisicumhur olabiiırsınız; fakat niç Dir zaman sanatkâr olamazsınız. Binaenaleyh bu çocuKİann kı\Tnetini bilelün.» Güç iş doğrusu, gerçek amamında çağdaş anlamında «ahlâklı» olmak Ahlâk, yalnız, çıplaklıkla, yalnız örtünmekle mi iljpli? Yalan söylemek, verilen sözü tutmamak. iki yüzlülük, sosyal adaletsizliklari amursamamak kamu mallannı har vurup haraıan stvvurmak böylesine daha nice davranıs nangı ahlâk a n . layışına sığar? Sığarsa, ne biçım «anlâK» anlayışı olur öylev Ceza korkusundan, ödül umudundan annmış harçla kurabıliyor mu Kışi Kencii «ahlâk» kalesini? Böyle bir kaıeyi yjkmadan. onun soıunlarını çözüme bağlayabiliyor mu? Güç işler bunlar kimileri için. Oysa. «sanat» kalesini, böylesine bir «ahlâk» kalesini \akmak bu kalelerin sorunlarıyla uğraşmaktan çuk daha kolay! Aydın mı geçinmekteyiz? Bir çok kaİPde gözümüz olmalı: Nasıl yıkılmasına katlanır sön lümüz «düşünce özgürlüğü» kalesinin, bu kale sorunlar varatabilir diye? Nasn göz vumulur «fikir suçu» ışlemiş sajılanların ai dışı bırakılmalarına? «Türkij'e'de 4.000 siyasal tutuklu var» başlıgını yabancı basında okurken ıcimiz nasıl »ızlamasuı? Y •'n. «Türkiye'de düşünce özcrürlüğiinü gerçeK ıırmekten vazgeçildı» diye yazarlarsa? Sayın Baş'oskanımızın «Genel aJ ne yazık ki, istediğimiz ölçüde gergekleşmed' TBMM bu olanağı vermedi bize» sözü bir başka kalenin yıkılış gürültüsü gibi gelmez mi kulaklara? Düşünce özgürlüğünü güvence aıtına koyacağı söylenen yasa da bir başka bahara kalmadı mı? Ara ki bulasın o kaleyi yerinöe! Yıllardır sürüyor Türkiye'de demokrastyt kurma çabaları. Toplum olarak ne cok acılardan geçtik. 1961 Anayasamızın o yüce kalesini bütün olanaklarımızla koruyacağımıza. güçlendireceğimize, bir «balyoz» vuruşuyla temellerinde ne varalar açıldığını görmedik mi? Demokrasi kalesinin yarattıgı sorunlan çözmek zor, bu zorluğa katlanma gticümüz yok da, kaleyi yıkmak mı kolay, buna mı gücümüz var? Öyle görünüyor kimilerine Oysa, neyi çözüme bağlayabilir kaleyi yıkmak? Sorunlanmıza çözüm ararken, yıkmayalım kaleleri! HAKİKÎ TAM HAFIZALI KAREKÖKLÜ ELEKTRONİK ŞARJLI YEŞtL IŞIKLI , CITIZENR 820 Perakende Satıj (Adaptörüyle Birlikte; 2350.II «•••••••••••••• Güney Ajans: 80/5578 Fen Fakültesi Dekanlığından Fakültemiz Hidrobiyoloji Araçtırma Enstitüsünde çalıştırılmak üzere aşağıda sınıf ve derecesi gösterilen Peısonel Almacaktır Sınıh ünvanı Derecesi Adedl 10 X Genei lcîare Hjzmetleri Sekreter 13 1 Memur 13 2 Daktilo Ayniyat Depo Memuru 13 1 15 3 Şoför 15 1 Memur 7 Teknik Hizmetler R. Memuru 1 » Bir «Balyoz» Vuruşuyle Bıyolog Kartoğraf Jeofizıkçı Kimyager Atölyed Elektrikçl Teknisyen J. Operatörfl L«bor»nt L«borant (Biyoloji) Klmya Laboranü B. Üreticısl Atölye Çırajjl Marangoı Laborant Tornacı Biyolog Odacı » 8 9 10 ıu ıc 10 Ya «Sanat» Kalesi? Bir de «müstehcenlik» sorunu çıktı karsımıza. Üne ulaşan «Güzel îstanbul» heykeliyl» alevlendi bu konu. Ama, asıl son günlerde, Koalisyonun MSP kanadı, başta sayın Başbakan s • • Sağhk Hizmetlerl Yardımcı Hizmetler 12 12 12 12 13 13 13 14 14 14 12 12 10 16 1 2 12 1 1 2 2 4 10 3 1 7 4 8 1 1 13 1 6 1 ARANAN ŞARTLAR : X 657 ve 1327 layılı kanunların Memurlar İçin tradıjı sartlan haiz olmak 2 Askerlikle llgisi olmamak 3 öğrencilikle ilgisi olmamak 4 Teknik ve Sağlık Hizmetleri sınıfında çalışacak per» sonelin Enstitünün gösterecegi ber mahalde çalışmayı kabul etmiş olması 5 25/7/1974 günu saat 17'ye kadar dilekçelerine ») ÖJrenim belgesi veya noterlikte tasdikli turetl b) Nüfu» hüviyet cüzdaru veya yetkililerce onaylı sureü c) Savcılıktan alınacak lyi hal kâgıdı d) İki adet fotoğraf eklenmek suretiyle Dekanlığa müracaat etmeleri ( 26/VII/1974 tarihinde yapıla^ak »ınav veya mülâkatı kazanmak. Basın: 18268 5594 BİR BAŞKAN ADAYL. OKTAY AKBAL Evet Hayır Kan Davasının Psikososyal Yönü j n s a n o ğ l u varlığını korumak I ve sürdürebilmek için yeti?• kinlerin uzun yıllar süren korunma ve yardımına muhtaçtır. Yaşamınm üçte biri anne ve babanın bakımı korunması altında hayata hazırlanmakla geçer. Hayvanlar yalnızca tabiatm kendilerine çıKardığı zorluklarla savaşırlar. Insanlar bunun yanında toplumlarının sosyal düzenlerini kavramak, uyum sağlamak ve her türlü sorunlarla karşılaş mak durumundadırlar. tşte böyleee insan yavrusu hem tabiata, hem de sosyal hayata uyum için uzun yıllar kendini koruma ve yardıma muhtaç görür ve ilk günden başlayarak bir değer «ksikliğı duygusuna kapilıı. Bu duygu, yetişkinlerin iyi yardımı ile zamanla normâl bir gelişimle hafifler ve kaybolabilir. Fakat birçok uygunsuz şartlar bu duyguyu şiddetlendirir. Bir defa insan ruhunu sardı mı. toplum içinde zorluklar, aykırılıklar ve uyuşmazlıklar ortaya çıkar. ağır üç beş gazeteciyi, resimler çektir, bir demeç ver, ertesi gün gazetelerde tek sütunluk çift sütunluk bir haber olarak çıksın. îşte ün sahibi bir kişi oldun gitti! Bu kadar kolay! Hele şöyle sözler de söyledin mi tamamdır: «Bugün milliyetçi muhafazakâr sağcı cephenin bölük pörçüklüğü yüzünden birleşik sol yüzde 33 oyla iktidar olmayı baçarmıştır. Sağda birleşme ihtiyacı milli bir arzu haline gelmiştir. Sağ cephede birleşmp koşullannı gerçekleştirmek için liderlerin değiştiri^mesi ileri sürülebilir. Bir güçlü cephe oluşturmanın çaresi bir lider feda etmek ise dava uğruna bu fedakârlık yapılabilir. Genel Başkanlığa adaylığımız parti teşkilâtının bu konu üzerinde ciddi şekilde düşünmesini sağlayacaktır.» Aİ sana AP'de genel başkan adayı!.. Bir otursun koltuğura hem milliyetçi, hem muhafazakâr cephe çevresinde kurulacaJî*emen. <5yle ya, herkes bu kuftarıcı adayi: Öekliyordu. Niye bu kadar gecikti. varlığını duyurmadı. neyse^ sonunda çıktı ortaya da hem AP kurtıldu. hem muhafazakâr milliyetçi ya da milliyetçi muhafazakâr cephe kurtuldu, hem de memleket!. AP son seçimde yuzde 5fi'dan yüzde 28'e düşmüş, bundan suçlu Demirel'mis. Acaba gerçekten öyle mi? Yalnız Sayın Demirel'de mi suç? Yoksa başka etkenler mi var? Yeni. değişik, önceden farkedilmeyen... Hiç akıllanna gelmiyor ulusun uyandığı. iyiyi kötüyü anlamaya başladığı, kim kendinden yana kim değil gördüğü, hem de iyice gördüğü... Demirel AP'yi iki kez basanya götürdü 1965 ve 1969'da nisbi seçim yöntemiyle AP'yi ilkinde yüzde ellinin üstünde ikincisinde azıcık altında, ama tek başına iktidara Fahip bir parti yapabildi. Bu az basan mıdır? Demirel'i beğeniriz begenmeyiz, orası ayrı, ama AP'yi de 1965'ten 1971'e dek iktidar partisf yapan odıır. 1971'den sonra bir mektupla ^örevden çekildiği halde bir süre, sonra kendisini deviren güçlerle işbirliği yapması, iktidardayken yaptıramadığı başi.ramadığı işleri Anayasa değişikliği. sert yasalar. baskıeı bir düzenin kurulmas. onlara yaptırtması da hafilsenecek ustalıklar deŞildir. 14 ekimde AP büyük oy yitirdiyse, iktidar partisi olamadıysa bunda Demirel'in başarısızlığmdan daha başka nedenler d aramalı. En başta CHP'nin yenileşmesi, halka yaklaşması, Ecovit gibi sevüen. sayılan bir liderin halkın sevgilisi olması... Bir de 12 Mart sonrası döneminin Türkiye'de güven, huzur, mutluluk yaratamaması, hatta var olan güveni, huzuru, mutluluk kırıntılannı bile ortadan kaldırması... C KAN DAVALARINI ÖNLEMEK İÇtN CEZALARI ARTTIRMA YERİNE, BU DURUMDAKİ KÎŞİLERİN EĞÎTÎMİNİ GELİŞTÎREREK SOSYAL UYUM VE BARIŞI SAĞLAMAK, KÎŞtYE DEĞER KAZANDIRMAK GEREKİR. Dr. Erdoğan AYDOĞAN Nöropsıkiyatrıst "rtm' rtihsâî Hedefe ulaşmaya savaşan kişilik Denebilir ki her ınsan doğuştan itibaren kendini değersiz ve acz içinde görmekte ve bir emniyetsizlik duygusu içine gömülmektedir. Normalde bu duygu ile mükemrnelliğe doğru bir gidiş vardır. Ama insanın kişiliği ileride belirteceğimiz nedenlerle bozulmuşsa bu hayat akışının mükemmelliğe ulaşma yolu sapacak. sosyal çevrenin hükmü altında deger kazanması ve üstünlük sağlaması için farklı yollar seçilecektir. İnsan, böyleee davranışlanna yetersiz kişilik hisleriyle bir maksat ve hedef tayin etme çabasındadır. Her davranışın bir hedefe yönelmiş olması düşünülürse, bu uğurda kendini davranıştan alıkoyabilecek dış etkileri ve engelleri ortadan kaldırmak çabası kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Kan dâvâsmda hedef nedir? însan kişiliği hangi hedefe ulaşmak için bu kanlı davranıs bozukluğu içindedir? Calışmak, iyilik yapmak, sevmek, yardımlaşmak üstünlük temin etmenin pozitif yönü ise; kan dâvâsı negatif yönünü teşkil etmektedir. Üstünlüğü için öldürecektir denilebilmektedir. Işte konu olan bütün bu kanlı davranışlar düşkunlükten, değer eksikiiğinden, yetersizlikten kurtulmak ve ruh güvenliği kurmak için yapılmaktadır. Bu, kişiyi değer eksikliğinden üstünlük sağlamaya doğru götüren bir davranıştır diye nitelendirilmektedir. sa ve onlara gerekli sevgiyi göstere mezse, iyiyi ve doğruyu bulma ye rine sosyal duysu eksikliği ortaya çıkacak; vuruculuk; kırıcıhk; para karşılığı adam öldürme ya da bir intikam peşinde koşma arzusu onun ekonomik eksikliğinden doğan yetersizliğini giderici yönü ola rak beliılenecektir. Ekonomik ihtiyaçların baskısı altında suç işleme eğilimi o r taya çıkmaktadır. Bu yol derin bir değer eksikliği duygusunun baskısı altında ve iyi yönde gUme cesaretinin kınklığı içinde değersizlikten kaçmak için seçilmektedir. Kan davası suçları ba. kımından kanun tedbirlerinin ye terli olrmtdiğıi gortiimelrtedır. Çünkü esas çekırdek tedavi edilmedikçe toplumsal düşmanlığı ceza ile iyıleştirmenin guç göriildüğü saptanmıştır. Kötü ekonomik koşullann baskısı, değer eksikliği duygusunun derinleşm;ş olması, yasal yollardan yürümek için cesaretin yokluğu, sosyal duygunun ezikliğine karsı hapis ve öbür cezaların bu duygulan ve toplumsal düşmanlığı şiddetlenc Tnekten başka birşey yapmadığı görülmektedir. Şüphesia cezasız bırakılmayacaktır, ancak bu cezalar toplumu bir süre bu tip insanlardan konımaktan baş. ka rol oynamayacak, ilk fırsatta aynı ortama dönüşüm sağlana MEVLİD Aziz varlıjımız. Şimdi gen>; bir milletvekili otuz altı yaşmda • adı duyulmamıs biri çıkacak önce AP Genel Başkanı olacak, sonra da muhafazakâr milliyetçi bir cephe'nin liderliğine gelecek. Daha sonra da Türkiye'nin başına Başbakan olarak geçip milliyetçi muhafazakâr bir yönetim kuracak!.. Bunlar belki güzel hayallerdir. Her genç kurar burılan, hele zenginse, olanaklan varsa, bir seçim kazannnssa, tutkulan, çoşkulan önlenemez kadar aşırıysa... Hem kim ne diyebilir? Parti Başkanhğı da Basbakanhk da kimsenir tekelinde değil. Büyük hayaller kurmak da öyle... Ama daha ilk demecinde büyük bir yanılgıya düşmüş. Birleşmiş sol almadı yüzde 33 oyu. CHP aldı. Nerden çıkardı birleşmiş sol sözünü. "îoııa milliyetçi muhafazakâr bir parti, ya da bir cephe girmedi seçime. üç dört tutucu parti girdi. en büyüğünün aldığı oy oranı yüzde 28, ötekiler daha az. CHP eski seçimlerde de bu oranı tuttururdu, hatta yüzde 35'e bile çıkardı 1960'dar. önce. Bu yanlış bir teşhistir, böyle yanlış saplantılarla ortaya çıkan bir genel başkan adayınm daha ilk denemede yenilgiye uğramaması zordur. Kişi bir yerlerden, bir takım deneylerden, yaşam sınavlanndan geçerek bir sorumlu göreve gelir, damdan {"üşercesine değil... AP de Genel Başkan Demirel'e karşı adaylığını koyacagını söyleyen genç "illetvekilinin toplumsal alanda daha önce ne sdını duyduk, ne de en küçük bir başarısmı... Öyleyken, ben parti başkanı, sonra da muhafazakâr milliyetçi sağcı cephenin lideri, daha sonra da Türkiye'nin Başbakam olacağım, bu benim hakkımdıı, buna benden daha yakışan kimse yoktur demek az yüreklilik değildir. Muhafazakâr milliyetçi sağcı cephe ne demek ne anlama geliyor neler neler yapmak istiyor, bilemem. Ama bu genç APIi milletvekilinin Genel Başkan adaylığınm ne anlam; geldiğın' biliyorum, kolaycacık, ucuzcacık ün avcılığı, başka bir şey değil... Osman Fehmi RESNE'nin ebediyete intikalinin 23. senesinde 12. lemmuz 197' curn» öğle namazından sonra Beyazıt Camiinae Hacı HafiZ Zeta Altm ve arkadaşları tarafır.dan Mevlit taraat edilecektir. Arzu edenlerin gelmeleri rica olumır. KIZI: INCİ KURTULAN caktır. Esasmda yoksulluk normalde zorlukları yenme, çalışma ve Uaşarı elde etrneğı sağlar. Ancak çevrenin çocuğu bu yönde etkileyici olması gereklidir. Ekonomik şartlan düzgün a!lelerde ayrı bir problem ortaya çıkmaktadır: Ağa ya da zengın çocuklan her türlü rahatlıklarının ve isteklerinln temin edilmesini isterler; çevrelerinden daima kendilerini memnun etmeterıni beklerler. Buna karşı çevrelen için birşey yapmayabilirler. Sorumluluk duygusunun, dostluklaruı hep kendi yönlerinde olmasını isteyebilirler. Her işlerine yartiım ararlar. Evde. «ordt&leri yardımı her yerde isterler. Kendi fiKırleri, dâvalan, düşmanhkları için çevresindekilerin ölmelerini gayet normal olarak kabul ederler ve bu uğurda onları öne iterler. Ailenin oluşum biçimi de kan davasında önemli rol oynar, ve değersizlik duygusunu şiddetlendiren etmenlerden biridir. Ailede sevginin az oluşu, ya da olmayışı önemlidir. Ana • babalardan birini yitirmiş olan çocuk kendini önemsiz hisseder; sıkıntılı, ümitsizdir. Sosyal duygulan az ğelişir. İnsanlar içinde kendilertni yalnız hissederler, korkarlar, başarısızdırlar ve ağır bir defersizlik duygusu içlndedirler. Erkek çocuklar hayatlan boyunca babayı örnek olarak aldıklanna göre onların yokluğu bedbınliklerinin, yetersizliklerinin serabolü olur. Tek çocuk olmak da ailenin oluşum şeklinde önemli bir sorundur. Sürekli yardım ve koruma gören bu çocuklar derin bir değersizlik duygusu içine düşebüirler. Kardeş sevgisinden yoksun kalma; ya d8 öbür kardeşi kıskanma bu duyguyu derinleştiricidir. Eğer aileden biri öldürülmüşse oluşum biçimindeki yetersizlik nedeniyle şiddetlenen değersizlik duygusu hedef ararken eği timdeki dengesizlik ve çevrenin baskısı ile üstünlük gücünü arar ve karşı tarafı öldürmeyi en iyi yol olarak seçer. Cinsiyetin rolü değer eksikliğini körükleyicidir. Kadın, tarih boyunca ikinci planda kalmıştır. Bu onu birçok davranışlara iticidir. Öyle ki kocasmın öldürülmesi çocuklarını intikam duygusuyla büyütmeğe sevkeder. Bu hem erkekten mahrum kalışının hem de tarihsel değer eksikliğinin erkeklere yönelmiş bir direnişidir. ••••••••••••I •••• T.C: Ziraat Bankası Mecidiyeköy Şubesi Müdürlüğünden Asa&ıda belirtilen nitelikte imtihanla Memur Almacaktır Lise ve Ticaret Lisesl meznnlarından 30 yaşını aşmamts. asktSHgtöî yapmı^ ersek, 1»; îaşmdan, :ŞyÇ^k, 3fl y«şi a«kın bulunmayan bayan. îmtihan (19.7.1974) Cuma günü saat 9'da Mecidiyeköy Şubesinde yapılacaktır. İmtihana iştirak edecekler kimliklerim oelırten bir belge ve bir fotoğraila en geç 18.7.974 günü mesai saatleri içinde şubeye başvurarak giriş belgesi almahdırlat (BPSITK ü63b S59I» (^•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••ııı'ş: | İLÂN İ Millî Saraylar Müdürlüğünden Dolmabahçe Sarayı Beşiktaş 1 Asağıda gösterilen işler 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereğince ve kapalı zarf usulü ile eksilmeye çıkarümı?tır. A) 2.308.704.28 lira keşif bedelli Dolmabahçe Sarayı Muayede salonu arka cephesi Harem dairesi arka cephesi, kapalı daire cepheleri sıva ve saçak onarımlan ile eski mefnışat dairesi iç cephe sıvalan onanmı. hidrofor tesisatına su deposu insaaü ile birlikte hidrofor tesisatı yapılması işi geçici teminatı 83.011.13 liradır. Eksiltmesi 26. temmuz. 1974 cuma günü saat 11.00 de Milli Saraylar Müdürlüğü ihale komisyonunda (Dolmabahçe Sarayı Beşiktaş^ yapılacaktır. B> 186.944.25 lira keşif bedelli Ihlamur kasn çevre duvarları yükseltilmesi ve onanmı ışi. geçici teminatı 10.597.25 lira dır. Eksiltmesi 26/Temmuz/1974 Cuma günü gaat 15.00 A* Milli Saraylar Müdürlüğü ihale komisyonunda yapılacaktır. 2 Eksiltmeye girebilme şartlan, A) Her is için istenilen geçici teminatı «yn ayn yatmnalan, B) îstanbul Bayındırhk Müdürlüğü îştirak belgesi komisyonundan alacakları iştirak belgesini ibraz etmesi, bu işler içm eksiltme ilânında yazılı günde usulüne göre hazırlayacaklan: a Yapı araçları bildirisi b Teknik personel beyannamesi e Taahhüt beyannamesi; Sermaye ve kredi imkânlannı bildiren mali durum bildirisi. d Bayındırhk Bakanlığından almış oldukları 1 A da belirtilen 2.308.704.28 lira keşif bedelli iş için (D) grubundan, 1 B de belirtilen 186.944.25 lira keşif bedelli iş için (C> grubundan en az işin keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir Müteahhitlik karnesini; Dilekçelerine ekleyerek tstanbul Bayındırhk Müdürlüğü iştirak belgesi komisyonundan işbu belgeyi almaları. C) 1974 vizeli Ticaret Odası vesikası ibraz etmesi D> Eksiltme günü usulüne ve kanuna göre hazırlayacakları teklif mektuplarmı makbuz karşılığmda Komisyon Başkanlığına vermeleri lâzım. 3 îştirak belgesi için son gün (müracaat) ihale tarihinden üç gün öncesidir. (Tatil günleri hariç) 4 Bu işlere aid şsrtnameler Ankara'da Mület Meciisi Levazım Müdürlüğünde, İstanbulda Milli Saraylar Müdürlüğünde mesaî saatlerinde görülebilir. 5 Postadaki gecikmeler ve telgrafla müracaatlar kabul olunmaz. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 18235) 5583 (Cumhuriyet 5598) Maliye Bakanlığı Hazine Genel | Müdürlüğü ve Milletlerarası İktisadi | İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterlîğîne | Memur Almacaktır Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğü ve MÜT Genel Sekreterliğinde çalıstırılmilc üzere asağıcia ünvanı, sınıfı, derecesi, adedi ve brüt aylık tutan kayıtlı olan karfrolara, 30/7/1974 Salı günü saat 9.0O'da Maliye Meslek Okulunda yapılacak girij sınavı ile memur alınacaktır. t*nvanı Memur Sınıfı G.Î.H. Dereeesl 9 Adedl 6 Brflt srlık tntan | g ğ Ş = ş SONUÇ Değer eksikliği duygusunun etkisi altında kalan kişi ya bütün kuvvetlerini kullanır, çalışarak iyiye ve güzele yönelir, bunu yoketmeğe çalışlr; ya da sosyal cfuyguları geliştirilmediğinden toplumun istemediği yönde vurucu, kıncı, yok edici bir kimlik kazanır. Kan davaları ikinci durumun sonucudur. Kana kan istenlrken ki?i kanunları bir yana iterek, onun kuvvetine ve adaletine inanmayarak davranışa geçiyor demektir. Buna neden. içindeki bitmez tükenmez değersizlik duygusunun yarattıgı kindir. Gerçekten bir yerde kanunlar kan davası için yeterli çare olamamaktadır. O halde psikososyal eğitimin yetersizliğini giderici olmak znrunlugu ile karşı karşıya ka!ınmı> olduğu behrlenmiştir Görülüyor ki kan davasını hiçbir ceza! hükümle Bnleyemiyeceğimız sosyologlarca ileri «ürülebilir hale gelmiştir. Bunu önlemek sosyal duygunun gelişmsini sağlamakla. haystl görevler k irşısında değersizlik duygusunun yenilmesine yardım etmekle, insanlar arasındaki düşmanlık duygulannın ezilmesi ve banşın kurulması tçin herkesin kendi payına düş»n görevi yapmağa çalışması, lyi niyetler göstermesi ile mümkün olabilir kamsına varılmıştır. Değer eksikliğini şiddetlendiren etkenler Beden kusurları insanoğlunda değer eksiklîği duygusunu doğurmaktadır. Bu insanın ruh hayatınm normal seyrini bozar; sonunda kişilişin bozuk bir yöne dörune süıi sağlıyabilir. İnsan, beden ba kımından uğradığı değer eksikliği duygusunu ruhundan söküp atraak ister. îyi yönde çalışma ve eğitim olursa mükemmel bir insan, bir sanatçı ortaya çıkabilir. Ancak kullanılan telâfi mekaniz ması iyi gelistirilrnc.tse kendisine v» çevresine düşman kesilir; ve ar tık onun yapabüeceği tfk yol sos yal çevrenin etkisiyle öldürerek, çalarak; karşı koyarak bu eksikli ği gidermektir. Ekonomik şartların uygunsuzluğu değer eksikliğini şiddetlendiren unsurlardan bir başkasldır. Yoksul ve bakımsız bir düzeyde yetişen çocukta değer eksikliği kendi liğinden şiddetlenir. Bütün ihtiyaçlarm, isteklerin parayla karşıla nabileceğine inanan kişide biricik hedef para olur. Sosyal davranışlarını bu düşünce ile kuracak; ba? kalarmdan çok kendini düşünme ğe fegoistliğe) dönüşecektir Çocuk yajtan itibaren çahşmağa itil dikleri takdirde iş nefreti doğacak ve yorulacak, az çalısıp çok pa ra kazanmak fikri ortaya çıkacak tır. Yorgun ve bitkin ebeveynler kötümserlikleri içinde çocuklan | | | T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Merke z Alım ve Satım Komisyonu Başkanlığından | | | 1 300.000 Kg. Banyo | I Sabunu Satın Alınacaktır| ğ s ş 5 M B 2 = M ğ ş 1 Yukarıda yazıJı malzeme dahilden kapalı aart usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Tekliflerin en geç 13 ağustos 1974 ssuı günü 15.00'e kadar TCDD Genel Müdürlüğü Makiııa ve İkmal Grup Başkanlıfında toplanan Komisvonumuza gelmiş veya verilmiş olması şarttır. 3 Bu işe ait şartname TCDD'nin Ankarada Merkez ve Istanbul'da Sirkeci Veznelerinden 1b. TL. mukabilinde temin edilebilir. 4 Firmalar şartnameyi TCDD'den alcükîirırj tevsık için vezne makbuzlannın asıllanm veja fotokopiıerini teklifleriyls birlikte TCDD'ye vereceklerdir. 5 Teklif zarflan üzerine teklifin hangi ışe a;t olduğu yazılacaktır. 6 TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercih ettiği talibe yapmakt» t»mamen serbesttir. (Basın: 1H296 5593) g g m = g = g g = W g = g ş = || = H Memuriyetleri süreslnce başarı gösterenler yabancı ülkelerde bulunan 22 Dıs Temsilciligimizdeki kadrolardan birine atanabilecekleri gibi adaylıktan sonra en az iki yıllık hizmet süresini müteakip hizmet içi eğitim programı uyannca yurt dışında «Master» derecesi almak üzere eğitim olanaklarından da vararlanabileceklerdir. Giriş sınavına katılabilmek tçin: a) Devlet Memurları Kanununun 48. maddesi«de yızıh niteliklere sahip olmak. b) 1/1/1974 tarihinde 35 yaşını eeememis bulunmak, c) Siyasal Bügiler, Hukuk.'Ikti=at, Ortadogu Teknik ve Hacettepe Üniversitelen tdari îlimler Faküitelen, tktisatfi ve Ticarî tümler Akademileri ile bunlarl» eşitliği Milli Eğitim Bakanlığınca onanmıs yabancı bir Fakülte veya YCksek Okullann birini bitirmis olmak, d) Askerlik görevin) tamtmlamı» veya erteletmiş bulunmak veyahutta askerlik voklsmasım yaptırarak, «İlâh altına alınmak için ıırada beklemek, gerekir. Giriş sınavı aşağıdaki konularda yapıhr: 1 Yabancı Dü 2 tktisat 3 Maliye îsteklilerin en geç 25/7/1974 Persembe gflnfl saat 17.30'» kadar bir dilekçe, iki fotoğraf ve gerekli belgelerle Bütçe Işlemleri Şubesine müracaat etmeleri lüzum ilin olunur. Tel: 11 46 49 veya 24 02 40 / 333 Basın: 18265 S595 «••I Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografî ve Oşinografi Dairesi Başkanlığından Bildirilmiştir. DENİZCILERE VE HAVACILARA 75 SAYILI BİLDİRİ 12 ile 20 Temmuz 1974 tarihlerinde 09.00 İle 17.00 saatleri arasında aşağıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 11.000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. EÜE DENİZt SAROS KÖRFEZİ l'inci nokta: Enlemi 40 derece 34 dakika kuzey Boylamı 26 derece 52 dakika doğu 2'ncl nokta: Enlemi 40 derece 40 dakika kuzey Boylamı 26 derece 52 dakika doğu 3'üncü nokta: Enlemi 40 derece 37 dakika kuzey Boylamı 26 derece 35 dakika doğu 4'üncü nokta: Enlemi 40 derece 30 dakika kuzey Boylamı 26 derece 38 dakika dogu DENİZCILERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYLRLLUR. Basın 17388 5580 İlHIMHIİHIlilliiilHHIlllllllllllllIIIKIM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear