01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Aziz NESIN L J Fikir gazeteciliği sınıf bilinci ile başlar rihsel bir belgedir. Neden bu kltap yazarının adı yoktur. Bir yazar 1953 yılında yine fikir savaşından ötürü sınıfsal fikir savaşından ötü rü zamanın iktidannca hapsedilir, çıkar hapishaneden işsiz güçsüzdür. Bütün gazetelerde, dergilerde yazı yazamaz. Çaresiz geçinebilmek için iji de yazarlık olduğundan bir küçücük kitap çıkarır. Kitabım nasıl duyura cak, satacak.. Gazetelere ilân verir. Bütün ga zeteler yazarm adından ötürü ilânı koymazlar. O sırada gazetelerde barlarm pavyonların hepsinin ilânlan vardır. Yazar, fikir gazetesi olduğuna inandığı için Cumhuriyet gazetesinin idare müdüriine götürür ilânı, idare müdürü ilânı reddeder. Okuyun der, okumak zo runda değilim der. Gazetenin o zamanki yazı işleri müdürüne gider, rica eder, yine ilân konmaz. O zaman çaresiz kalan üstelik o kü çük kitabı bastırmak için borçlanan yazar bu yola başvurur. Bu yol da tabi! sonuç vermez, yazar borçlanır. Demek ki bir yazar sadeee adından ötürü kitabının ilânını veremiyorsa bir fikir gazetesine, orada sınıfsal bilinçlenme yavas yavaj başlamıs, ama fikir gazeteciligi başlamamış demektir. TUrkiye'de 1950'dan sonra yavaş yavas başlayan fikir gazeteciliği 1960'da gelışen ve bugün olmadığını söyleyemeyeceğimiz, ama tümüyle de somut olarak var diyemıyeceğimiz fikir eazeteeiliğirun işlev olarak iki olayına tamk olduk biz yaşadığımız sürece. Çünkü fikir gazeteciliği var demek yalmz fikir yazılan demek değildir. Hatta sınıfsal Hçıdan bile olsa okurlann cevap vermesi, tepki göstermelerı demektir. tki olaya tanık olduk ki bunlar önemlidir. Bir tanest 1961 yılında yeni çıkan Tanin gazetesinde oldu. Tanln gazetesi sosyal bir gazete, başlığiyle çıktı ve büyük ilgi gördü. 48.000 satışa ulaştı. Birdenbire yazarlanndan biriyle yazı lsleri müdürü tutuklandı. Gazetenin sahibi o ya zann kendi kadro<sunda olmadıgını ilân etti 2 günde 3.000'e düştü satıs. îste bu okurlann verdifi cevaptır. Ve o gazetenin flklr gazatesi olduğunu gösterir. Iklnei ömek Cumhuriyet gazetesinin başına gelmistir. Yazarlar kadrosu değiştirüdlgi zaman büyük tiraj birdenbire düsraüstür. tşte o zaman anlarız ki bu işlevden, bu eylemden fikir gazetesi nlteliğini kazanmıştır bir gazete. Bu tepkiler olmadıkça fikir gazetesi fikir gazetesi sayılamaz. Içinde fikirler olsa bile. Şimdi Dış Dünya olaylan ve Türk Fikir Gazeteciliği tizertnde kısaca durmak İstiyorum. Bunu da yine çok kısa örneklerle açıklamak yolunu tercıh ettim 2. Dünya Sa vaşı baslamış fakat tngiltere savaşa girmemiş. Ingiltere sava.şa eirsin ml. girmesin mi diye sanatçılar, yı/arlar. düşünUrler araımda anketler yapılmıkta Bemard Shaw'a da bir gazeteci sorar. «tklncl Dünya Sava(ina Ingiltere girsin mi?» Bernard Shaw der k: .1 Dünya Savaşında üç imparatorluk yıkıldı. Çarlık yıkıldı, Osmanlı Imparatorlueu yıkıldı. Avusturya Macaristan yıkıldı Eğer 2. Dünya Savasında BUyük Britanva Imparatorluğu yıkılacaksa, gireltm bu savaşa» der. O zaman der ki. gazeteci «siz sürekll olarak basm özgürlUğünün olmadıgını mı söylemek istiyorsunuz, bunun İçin ml soylüyommuz? Nasıl olur da basm özgürlüğü yok? Shaw: .Siz benim neler söylediğimi daha bilmiyorsunuz kl» der. Blrkaç olay vermek İstiyorum, yasadığımız. sanırım ki bütün dileyicilerin de tanık olduğu önemli dıs olaylardan blrls) Kore savasıydı. Kore savası Türklye'yl Ugllendiren en önemli kararlardan bir taneslydt. Bu Kore savaşma bir hUkümet karanyla TUrkiye'nin glrdiginl biliyonız. O zaman 2830 milyonduk. Bir tek gazetemlzde Kore Bavasına karsı yazı çıkamazdı. Cıkmamıştır. TUrk basını İçin ögünülecek blr durum değildir. 28 milyon insanın fikir temsilcilerl blr tek ses olarak, blr bando glbi ortaya çıkmışlardır. Bunlara karsı blr avuç aydın, Banşseverler Derneginl kurmuşlar. Hepsı birden tutuklanmışlar. hiçblrinln savunuculugu Türk gazetelerlnde yapümamıstır. Kİ sonuçta benim sınıf arkadaglanm şehit oldular, çoğu yaralı, gazi geldller efendım, şimdi de Kuzey Kore ilc Guney Kore birleşince! Bizim orda bacaklarımıa, canlanmızı niye verdigimiz kime sorulacaktır? 27 Mayıs nasıl vanlış blr yöne çevTİlmlstir ki mahkeme salonunda kadın donu bayrak gıbi sallandırılmı?, ama o sorumlu saydık1?T kişilere Kore karannı neden aldıklan bir kere bile sorulmamıştır. Ikinci önemli olay Kıbnsa savas açılma olayı ıdı. Burada da bizim basınımız lyl bır suıav verdi deyemeylz ki olay da çok geç olmuştur. O savaşın gereğmp ınananlar elbette yazardı. Ama gereğme lnanmayanlar yazma olar.ağmı bulamamışlardır HİÇ klm Se bu savas emperyalıst püçlerın Türkıye ve Yunanistanı sürüklemekt« olduklan bir savaştır, bu btr bağimsızlık savaşı değildir. Bu bir kurtulus savaşı değildir diye yazamamıs, yazma olanağınj bulamamışlardır. Bır başka olay benım tanık oldugum Dünya Banş Kongrelerı olayıdUr. 2. Dünya Savaşmdan »onra Dünyanm ilen gelen aydınlan Panste toplanmışlar böyle bir kongreyi kurmuşlar. Türkiye o zamandan bu zamana kadar kongreye kaülmadığı gıbl komünistlerın aletıdır diye bu kongreye karşı gelmiştir. Şımdi o olaydan bir haber vermek istiyorum. Ben o barıj kongresine ikl kez katıldım. Son kongre 144 Ulkeden 3600 deleKenln katıldıği bir kongre ldi. Türkiye'den özel olarak bi? ık| arkadaş bulunuyorduk. Ve orada gördük ki, kongrede ikıncı kere bulundugum İçin söylüyorum. Komünlstler, sosyalistler var, liberaller var paparlar var hahamlar var, banşçı butün güçler var. Yalruz Türkıye yok. Ayrıca bu dünya barıs kongresinde hükümetler dısı güçler Lenln t«msılcılen de Duiunuyordu Hukümetlerle ılgılı bır kongre değildir. Buım basınımız buns süreklı olarak karşı gelmıştır gımdi yine Cumhuriyet Gazetestaden fikir garetesi olduğu için nem de bu açık oturumu dü renlediğt için ömek vereceğim. 23 Haziran 1953 Salı gunkü Cumhuriyet: «Zekerlya Sertel Komünlstlenn kongreslnde. Moskova radyosu, Budapeşte Bans Kon gresinde Zekerlya Sertel'ln Türkıye'yı temsil ettiğ, heıeyanını savurdu. Moskova radyosunun diln gece verdıği bir rıabere göra Budapeştede toplanmıs olan Dünya Bans Kongresınde Türk delegesı olarak Zekerıya Sertel bulunmustur. Sovvetlerin Banş Karn panvasuu genışletmek maksadıyla hazırladıklan bu kongreye iştırak edenlerın tıepsl de Rus delegeleri tarafmdan ortaya atılan tekllfleri Itlrazsız tasdik etmışlerdir. . Edil medi»1ni ben ffördüm Bu teklifler hür mll letlerin tecavüze karşı kurmakta olduklari bırlitf parcalamak gayesinı gutmektedır. Sovyet Komünıst partısı oreanı olan Pravda Budapesteden alarak verdıği tıaberda Zekenva Sertel 'den Türk mıllettnı temsil eden delege diye bahsetmek küstahlığında bulunmuştur. Dığer taraftan Türkıye dısında bulunan komunistlenn son Eamaniarda nazan dikkat) çekecek bır sekilde kıpırdanmakta otduklan da müşahade edilmektedır. Sovyet Rusyanm siyasetınde yaptığı bır değışiklıkle TUrkiye'ye yanaşmakta olduğu hıssını uyandırmağa çalıştıgı blr sırada Türkıve dışındaki komtlnistlerin de bu şekilde kıpırdanmaJan dikkatle takibe deger.» Bu ömeklert kesınlikle bfr eleştırl nltellğmde söylemiyorum. Elbette bunu ds söylıyebiliriz, ama öyle söylemlyorum Şunu demek istiyorum kı bizde fikir gazeteciliji ancak sınıf bilinclne vardıktan sonra başlamıçtır. Nederfî nasıl yapmak gerekir. Nasıl gelişebilir lkincl konuşmada anlatmaga çalışacağım efendım. BIı flklr gazetecüiğini bugün tanunlamak 8rgütlenmeye basladıklan dönemden sonra istiyorsak »oruyu föyle lormamız gerekli. ancak olusabilir. Ondan önceki fikir gazeteleri •1974 Türkiye'sinde bu koşullarda fikir gazebu tanıma girmez. teciliği nedir?. 1950'de aym sekilde değilAma bir takım fikir yazılan olan gazete dir. 1930'da, 1830'da aynı seyler değildir. Bajler vardır. Bunların da öncüsü hepimizın bil ka ülkelerdeki fikir gazeteciliği de aynı seydıği gibi Cumhuriyet gazetesidir. Baslangıcm ler değildir. Biribirine benzeyen, aynı koşuldan beri Cumhuriyet gazetesi fikir gazetesi larda oluşan ülkeler elbette vardır. Bugünkü olatak nitelendirilir. Oysa benim görüşüme Türkiye'de bugunkü koşullarda, bu zamanda göre gerçekten öncü olan bu konudaki Cumfikir gazetesi toplumsal yapıyı oluşturan her huriyet gazetesi ve diğer gazeteler 1950, özel•ımfın kendi öğretisi doğrultusunda olaylalikle 1960'dan sonra; Türkiye'deki sınıflar birın haberlenmesi için, haberleri bu doğrultulinçlenmeye ve örgütlenmeye başladıktan sonda yorumlayan, değerlendiren ve okurlarında da bu yönde fıkır yaratabılen gazetedir. Ma ra fikir gazetesi olabilmişlerdir. Daha önce fi kir gazeteleri niteliğine sahip olamamışlardır. dem ki toplumumuzu o toplumsal sınıflar ya Çünkü bu sınıflar gerçekten bilinçli, birikimli ratıyor. Her sınıfın ayrı öğretisi vardır, işte bü sınıflar haline gelmemişlerdir. Bir örnek vetün yazılarını, haberlermi, resimlerini bu doğ reyim, somut örnek vererek kolay açıklamak rultuda veren gazete fikir gazetesidir, diyeistiyorum. Ömeği Cumhuriyet gazelesinden miyoruz. Aynı zamanda hem böyle olacak, vereceğim, çünkü Cumhuriyet gazetesi Türk hem de okurlarında bu yansıyacak. Bir örfikir gazeteciliğinin öncüsü olmuştur. Bugün nek verelim: Televizyon kulesi kurulmuş ade en başta gelenidir. Ayrıca da bu açık otuma Türkiyenin hiç bir yerinde televizyon «y rumu düzenlemekle bizim eleştirilerimizi bagıtı yok. Bu Türkiye'de televizyon var değışlayacak durumdadır. Şimdi burada durup mek değildir. Radyo istasyonları var, hiç kim dururken baska bir gazeteden söz eünek yerinsenin evinde radyo aygıtı yoktur, bu radyo de olmaz. Cumhuriyet gazetesinin 25 ocak vardır demek değildir. Nıtekim 1908, 1914, 1953 yani bundan 21 yıl önceki sayısını açalım, 1920, 1923 döneminde bizim gazetelerimizde pazar günüdür. 2. sayfayı açalım, beşinci ve al çok ilginç, çok değerli ve ayrıca sınıfsal öğre tıncı sütunlarda çift sütun bir ilân göreceğiz. tiyi gösteren yazılar çıkmıştır. O kadar taze Herkesin o zaman da gözünden kaçtığı buve geçerlidir ki, o yazılan bugün bile alıp ga gün de kimsenin farkına varmadığı, bir küreteye koyarız. Ve geçerli olabılir. Ama onçük ilândır bu. O ilânı okuyorum. clntihardan lar yine fikir gazetesi işlevini yapamamışlarvazgeçtim, intihar için evden çıktığım bir sa dır. Çünkü okur» hiç yansımamıştır. Hiç ses bah, rastladıfım bir arkadaş. elime bir kitap vermemijtir. Bu bir alıcı verici iıidir. Antutusturdu. Kitabı bltirdikten sonra intihareak toplumsal yapıyı oluşturan toplumsal n dan vazgeçtim. Bütün bezginlere, kederli ve nıfların öğretisinde ona göre seçilen haberle küskünlere Geriye Kalan isimli mizahlı ve ri, yorumlan değerlendiren ve okurlarında hikâyeler kitabım tavsiye ederim. Hayatımı bunu yansıtan gazete fikir gazetesidir. Bu kurtaran yazanna, dizerine, basanına açık tetürlü dütünenlerin düşüncesidir. Tabii kesin sekkürlerimi bildiririm. . Bir vatandaş. GeriyeKalan salı günü çıkıyor, satıs yeri Ankara değildir. Baska türlü bir tanım da yapılabiCad. No: 59.. lir. Şimdi Türkiye'de bu açıdan hakılacak olursa bu tanıma göre fikir gazeteleri toplum nı Bu Türk Fikir Gazetedliğinin 1953'deki du Md finıfitnn " f bilinciııe vardıklaro ve rumunu gösteren bana göre, çok önemli ta Şevket Süreyya AYDEMlR 1 Fikir, yaratabilen toplumların ürünüdür Saym dlnleylcller benim işim oldukça kolay, arkadaslarım gibi konuşma s&ham. pek açılmıs değll, muayyen ve çerçeveli. Bundan ben memnunum ama sizın İçin de pek heyecanlı olacağuu sanmıyorum. Ark)vrt?jj}tr fikir va gazete kavramı üzerinda durdular. Tabiî ben bunun üzerlnde durmayacağım. Fikir tertibi bir zihin amellyesidir. Efer bu zihln ameliyesl, kamuya açık lanacaksa, yazılacaksa, söylenecekse, o halde bu flkrln yazılması söylenmesl İçin evvela özgür bir zemln lâzımdır. Serbest blr hava lâzımdır. Binaenaleyh toplum ve toplum rejimlyle fikir arasında büyük blr münasebet var. Eğer rejim, serbest flkrin cereyanına, tartışılmasına, haıka Intıkahne müsait Ise, orada fikir zaten inklşaf eder. Bana verilen konu ise şu: Cumhuriyet gazetesinin 50 yıllık hayatı lçlnde Türkiye'de fikir hayatma verdiği yer. Ve fikir hayatına verdiği. açtığı Imkânlar bakımından konuşulması. Ama 50 yıllık hikiyeyl 15 dakikalık bir zamana sığdırmak kabll olmadığına göre, ben gene kestirme blr yoldan gideceğim. Doğrudan doğruya Cumhuriyet gazetesinin fiWr mücadelesl ve fiklrleıe verdiği; çeşitll ve zıt fiklrlere verdlgl lmkânlar bakımından "yaptığı hlzmetl bellrtmek lçln bizzat içinde bulundugum blzzat içlne karıştığım blr tartışmayı nakledeceğlm. Türklye Cumhuriyeü, tek parti ve otoriter hükümet rejimiydi. Böyle bir tarife ki sanıyorum içimizde hiç bin buna pek ıcarşı çıkamaz. Hakikaten biz bir tek rejimJ getirdik, bir tek partl rejimlnl getirdik; bir otoriter hUkümet rejimi. Ama acaba bu otoriter hUkümet bir polis rejimi miydı? Hayır. Milletin oluşumu sürerken, Kadro dediğimiz hareket başladı. Ağaoğlu Anmet ile büyük bir münakasaya giriştik. İşte bu münakaşaya yer veren Cumhuriyet gazetesi oldu. Yunus Nadi ile göruştük, Ahmet bey mevcut nizamın zıddına bir duzeni savunacak. Flkri temelleri ittban İle biz mevcut düzenln savunucusu olacağız. Yani Ahmet bey klasik demokrasiyı konu edinecek, çok partili re>imin, klâsik demokrasinin bütün müesseselerini müdafaa enecek. Halbuici mevcut rejim tek parti, tek sef ve otoriter devletti. Acaba bu münakasa yüruyebildi ml? Ve bu münakasa yürüyebılmısse bir aksaklık olmamışsa, bunu evvela yine bu rejinün lehine bir not olarak kaydetmek lâzım. Ikinclsi de Türkiye'de böyle bir münakasaya ki, yalmz bununla kalmanııştır, daha sonra çok münakaşalara katıldık, tartısmalara yer veren bir gazete oUrak Cumhuriyet gazetesinin rolünü, hizmetini ve görüşünü burada belirtmeyi dir vicdan borcu biliyorum. Biz ne diyorduk biz diyorduk ki, inkılâbımız henüz son sözünü söylemış d e . gıldir. tnkılâp aslında azınlığm ıradesinln, çoğunluğun iradesine zor ile hakim olusu demektır. Bu tabiî demokrasinin tamamen nddıdır. Daha doğrusu bir nevi demokrasinin nddıdır. Ama ne var kl, milll kurtulus hareketinin demokrasi fartı da buydu. înkılâbm mantığını, kanuniyetlerini, tarihlmizin icaplannı ve çağuı akısını, kayıtsız, ş a ı t s u fakat genis açıdan benimseyen, görebilen bir azınlık, bir öncüler grubunun. inkılâbm esaslannı işleylp bunu blr ideoloji haline getlrmek çabasıydı. Cumhuriyet bu görüslerimize yer verdl. Eh bu yadırganacak bir sey değll. ÇunkU rejim inkılâp rejimi ve inkilİp da aon aölünü söylemlş. Ahmet beye gellnce Ağaoğlu Ahmet bey hem profesör üniversitede hem de Mecliste mebus ama o kadar mı hayır aynı zamanda aktif aydın yani kitaplar yazan, konferanslar veren Üniversitede dersler veren bir in«an. Ama bu bizim söylediğimlz seyin tamamen nddını müdafaa edlyor. Hayır diyor, azmlığın iradesınin, çoğunluğun iradesine zor yoluyla müdahaleslyle yer aldığımu inkilâp aslında bizim anayasamızda yoktur diyor. Ahmet Ağaoğluna da Anayasanuı bağ larından denir. ÇUnkü Anayasa Komısyonun da üyedır. Fakat ne olmuştur. İşte belirtmek' istediğim şudur kl btitün bu.baxeketleri.gayet yakından takip eden milli şel, bir Ustün şef, bir Atatürk ve onun çevresi bu tartışmalara tahammül edebllmiştır. Hıçbirlmlzi ne hudut dışı etmi;, ne zindanlara tıkmış ne hakaret etmiş, ne işkence etmiş. Ona da bize de hiç kimseye de. Kaldı ki Ahmet beye karşı olan bu mücadelelerimizde o bunlan müdafaa ederken tSizin dediginiz milll irade değildir. Sizin dediğimiz demokrası degildır» deyince büyük yankılar yarattı. Bu hatta mizah dergilerinde filân bizim demokrasi anlayışımızin karikatürlerı de yapildı. Yusuf Akçoranın da bir sözünü pene tekrar ede >im. «Bir Mechs ama zıncırden blr Meclisı dıyebiliyordu. Meselâ Haklmiyeti Milllye'de Kecep Peker başmakale yazıyordu, ben de ıç makale yazıyordum. Ve bu İki fıkir bınbırine tamamen » t oluyordu. Ve geliyordu. konuşuyorduk, fikirleri birlegtjrdiliıniz zaman donat diyorduk. Fikir hareketi olmaz, fıkir asll bir mahsuldUr. Yaratabüen cemlyetlerin urilnüdUr. Tamamen »ttını söyliyebilirsın, biz de tamamen zıttını söyllyebiliriz diyorduk. Cumhuriyet Gazetesinin fikir hareketine verdiği değerln 50. yıl lçüıdekl bütün ömeUerinl tabiî ki anlatamam. Verdiğim bu misalde sunu lfade etmiş oluyorum ki, o zaman mtmakaşalar baska bir yerde çıkamazdı. Buna lmkân veren Yunus Nadl ile şimdi gOzünUn önünde konuştuğumuz gunlerl hatirlryorum. Onun genis görüşü ile iki tarafa da cne lsterseniz yazın» deyişinive buna lmkan verişin! belirtmeyl vicdani blı borç biliyorum. Ruhu şad olsun. Prof; Dr; Cavit Orhan TÜTENGlL Bölge gazetelerimiz ve fikir gazeteciliği Şimdi 1867 yılında Londradayız. Türkiyeden kaçan Yeni Osmanlılar Cemiyeti mensuplan Türkiye dışında yayınlanan Uk gazeteyi «Muhbir»i yayınlıyorlar. Daha önce Istanbulda çıkan Ali Suavinin bu gazetesinin bajında çok ilgimizi çeken bir cümle var. «Muh bir doğru söylemek yasak olmıyan bir memleket bulur, yine çıkar.» Böylece Türkiye'de fikir gazeteciliğinin başlangıcıyla birlikte başlıyan baskılar, doğru söylenen memleket bulunarak yeniden sürdürülmüş bulunuyor ve gazetede yer alan bir açıklamada Muhbirin yaym amacının yeni fikırlere yiğitlikle yer vermek ve Şarklılar hakkında A\Tupalıların yanlıa düşüncelerini düzeltmek olduğu söyleniyor. Muhbir, Londra'da yayımlanırken 29 Haziran 1868'de bunun yanına gene Yeni Osmanlılar Cemiyetinin yayın organı olarak Hürriyet gazetesi katıldı. Hürriyet gazetesi başta Natnık Kemal, Ziya Paşa, Agâh Efendi ve öteki Yeni Osmanlılarm fikirlerini ortaya koyan bir gazete. Hemen llâve edeyim ki: O za manki Türkiye ortamında Hürriyet admı taşiyan bir gazeteyi Türkiye'de yayımlamak olanağı yoktu. Hürriyet gazetesi 1894 yılında gene ikinci Hürriyet gazetesi olarak Londra'da çıkaeaktır. Türkiye'ye HÜrriyetin girişi 1908 yılında yayımlanma olanağı bulabilen Hürriyet gazetesi ile olacaktır. Burada gazetenin adı bile dikkate değer bir durumu gösteriyor. Benim Hürriyet gazetesinden üzerinde durmak istediğim taraf, bü. rokrat ve halk ikiliğine çok dikkate değer bir örnekle yer verilmekte oluşudur. Şöyle yazıyor Hürriyet Gazetesinde Yeni Osmanlılar: Kendi dilleriyle okuyorum. «Bidayeti Tan zımattan beri ile Boğaziçindeki sular gibi bâlâda memurlar bir tarafa ve zirde kalan halk dığer tarafa meyelan ederek arada bir tenafür, bir keşakes peyda oldu. Hükümet daima zulm etti. Ahali daima yeis gösterdi. Hükümet kımseyi bir şeye teşvik etmedi. hiç kimse de kendi kendine bir şeye teşebbüs eylemedi.» Hatta Adam konusunda da devlet felsefesine yer veren çok dikkate değer bir görüşü Hürriyette buluyoruz ve burada aynı zamanda hasta adamın hastalığının kökenlnde ne olduğu da söyleniyor. Aradan 100 yıldan fazla zaman geçmiştir. Kendi kendinize sorabilirsiniz. 100 yıl önceki aydınlarımızın üzerinde durduklan konular 74 Türkiyesinde ne ölçüde çö zülmüşrür? cHastamızın hayatında kat'ı ümit mi edelim? Hayır. Devlet bir şahısür. Ama şahsı manevldir. Ibni Hsldun'un dediği gibi oyle ömrü tabıisi falan yoktur. O hasta adam yalmz muktezayi tabiata göre hareket etse, hem sıhhat bulur, hem kuvvetlenir, hem dünya durdukça ömür sürer. Hastalığının hakikati kılleti rical, kılleti mal, kılleti asker, kılleti eshap, Tkıtlık, azlık, darlık anlamına gelen bir kelime]. Velhasıl kıllet kıllet kıllet her şeyde kıllet onun menşei ise istibdadı hükümettir» Böylece Londra'da genç aydınlarımızın yürüttüğü Hürriyet gazetesi ve mücadeleler, Türkiye içinde de etkisıni gosterecek ve bu aydınlarunız Ali Pasalarm dönemi sona ererek ve Abdülaziz tahttan indirilerek Türkiye'ye dönmek olanağını bulacaklardır. Ve bundan sonra Türkiye'de fikir gazeteciliğinin yeni blr aşkla canlandırıldığını görmekteyiz. Türkiye'de fikir gazeteciliği lle bölge basını arasındaki ilişkilere de kısaca dem i l o n c e d e ğinelim. llk bölge s « « t « *°y~ lediğim gibi 3 Mart 1865'te bugün Türkiye dışıno*a bulunan Bulgaristan'ın bir şehri olan Rusçuk'ta Tuna Gazetesi adıyle çıkmıştı. Ahmet Mithat Efendi bu gazetenin yöneticilerinın başında idi. Bugünkü Anadolu sınırları lçersinde Anadolu basını diye de adlandırdığımız ilk gazetenin çıkışı 1867 Temmuzunda Erzurumdadır. Envarı Şarkiye adıyle Doğunun nurları, ışıkları atfıyle yarısı Tü r kçe yarısı Ermeni harfleriyle Türkçe olmak üzere, Konya admı taşıyan ve Konya'da 1869 yılında yayımlanan bölge basımımn yani sıra 3 Ağustos 1869'dan itibaren d e D i y a r b a k ı r ' d i T ü r k ç e ve b a s layfalan Ermeni harfleriyle Türkçe o l m a k üzere Diyanbekir gazetesini görüyoruz Türkiye'de bölge basınmın bir başlangıcı olarak. Bu gün bölge basını içersinde yaşanmıs ve hâlâ bolge basını olarak basm tarihimlzde önemli yeri olan iki gazeteden bahsedilebilir. Bu gazetelerden illd 1898 yılından beri yayınını sürdüren Yeni Asır gacetesidir. Gerçi Yeni Asır 5nce Selânikte yayınlar»mış ve sonra Izmir'e nakletmittir. Bu bakımdan arada blr keslnti vardır. Fakat buna rağmen bir bölge gazetesi olarak Izmir ve çevresinın dikkate cfeğer blr yayın organıdır. Bunun yamsıra da Çukurova' nın dikkate değer blr bölge gazetesl olarak Yeni Adana, ki önce Adana adıyle «çıkmış Fransızlar tarafından, ışgal kuvvetleri tarafından kapatılınca, blrkaç ay lonra Yeni Adana adıyle 1918'den günümüze kadar yayınını sürdürmüş ve bazılanmızın hatırlayabUeceği gibi 1965 yılında Dünya Basın Bajan Odülü konulunca evrensel ölçüde bu başan ödülünü kazanan llk gazete olmuştur. Bana kalırsa fikir gazetecillğinl sadeee ulusal basın açısından düşCnır.ek bunu dar boyutlara hapsetmek olur. Çünkü fikir gazetesi olarak ulusal basın içinde yer alan gazetelerın yayınını engelleyen pek çok tebepler vardır. Blr kısmına Saym Selek isaret ettller. Bu açıdan konu ele alınırsa bölge basını veya bazılarının yanlış olarak löylediği Anadolu basını çevre aydınlarının «esl olmak, ser> maye ve ilân baskısının etkisl dısında kalmak ve ülkücu bir tutumla yurt gerçeklerinl ortaya koymak amaçlan içersinde küçük boyutlan, ilkel baskılanna rağmen gazeteyi meydana getlren, fıklr unıuru namuslu habercllik, yorum ve halkın torunlarına çözüm getlrraek anlayısı İçersinde bugün de ulusal basınımızın yanında kanaatlmlzce serefU hizmetlerini «ürdurmektedirler. Ilhan SELÇUK Çok partili ama gerçek demokrasiden uzak... Blr dinleyicl şu soruyu bana yöneltmiş: «Fikir gazeteciliğine bugünkü baskınuı kökeni nereden geliyor?.» Bu soruya cevap vermeden önce bir nok taya değinmek istiyorum. 1962'den beri Cumhuriyet gazetesinde yazıyorum. 1962'den 1974'e Cumhuriyet gazetesinin değiştmlerini hiliyorum. Ama bir müessese, bir kurum, yarım yüzyıllık tarihi olan bir kurum; birkaç olayla veya bir kesimdeki durumuyla değerlendl rilemez. Cumhuriyet gazetesi tabil burada teş rıh masasma yatırılacak. Çünkü Aziz Nesin'in de dediği gibi başka gazeteleri burada ele al mak yakışıksız olur. Benim gördüğüm şudur. Cumhuriyet gazetesinin kurulusu, başkâ ülkelerdeki gazetelerin kurulusuyla bir değil. Batı ülkelerindeki gazeteler o ülkelerin koşul lanna gSre kurulmuşlardır, yani kapitalizmin koşullarma göre kurulmuşlardır. Cumhuriyet gazetesi yeryüzC tarihini değiştiren büyük bir olgunun içinden gelen bir gazetedir. 1917 devTimiyle yeryüzünde kapitalizmin karçısında bir yeni kuvvet kaynağı kuruldu. Her iki dünya arasındaki dengeleri hesaplıyan bazı uluslar kurtulus savaslarını bajanyla sonuç landırmak olanağını buldular. Daha öncesinde böyle bir olgu yoktur. Daha «neesinde biliyorsunuz, Osmanlı tmparatorluğu Babıalisinde; îngiliz, Fransız, Alman ve Çarlık Rusyası arasında bir tahtıravallı kurmuş olan yönetici ler bazen ona, bazen buna dayanarak devleti yönetlyorlardı. Ama, 1919'a geldiğimiz zaman bir »cmürge derekesine düsmöştük. Ök kez yeryürtinde milll kurtulus savaşı uygulpmssı Mustafa Kemal Atatürk tarafından yapılmıştır. Ve bu savaş, yeryüzü evrensel çelişkfslne bir katkıdır. Cumhuriyet işte bu savaşın gazetesidir Evrensel çelişkinin yeni katkısının bir fikir organıdır. Mazlum ulusların. ulusçuluk akımlannm bir yeni devletin ba*nnda dabulduğu pinterin o!u«umu Içlnde (Devamı 4. sayfada)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear