Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
(Bastarafı 1. Myfad») nm kelimeleriyle Suhtelerin; yani medrese ögrencUerinin ve hocalannın gazetenin tatıl masını önlemek için engelleme hareketlerine girittikleri; ellen sopalı, usturalı ve kamalı insanlar halinde sokaklara döküldükleri görülür. Bu da fikir gazetecüiğinin başlamasıy la ortaya çıkan bir durumdur. Nihayet Tasviri Efkârda Şınasinin yazdığı Şark Meselesı hakkındakı bir yazı hükümetin görü|ü ile uyuşmadığı içın Şinasi'nin yazarlığı engellenir. Şu halde fikir gazeteciliğinin daha başlangıcı Ue birlikte kurulmak istenen diyalog çoğulcu bir düşünce içersinde ayrı anlayışla biraz sonra hukuk planında da biçim kazanacağını gö receğimiz bir takun nnır çizmeleri ve birta kun lonınlan ortaya çıkaracaktır. Halbuki 1830 1860 döneminde pekftla gazetelerle hükü met kuzu gıbi yan yana ifleri yüriitüyorlar <fa. Bir mnltu bir jürflltfi Ortaya çıkan durum »udur H, fiklrle beraber düşünce aykınlıklanyla oeraber iktidar birtakım tedbirler aimak n beremsemediği birtakım görüşlert susturmak ve engellemek amacına yöneHr. Bı' arada fikir gazetecilığimizin Muhbır auju taşıyan ve 1867'de çıkan gazetesı kı. Al> Sutvi ıle Zi,a Beyın bılhassa bırinci planîii \eı aldıgi bir gazetemizdir, burada gene Belgrad kalesi hakkındaki bir yayınındar, soıra garete k3patılıyor ve Ali Suavi Kastamonu'ya süriilüyor. Buradaki yazılarmdan dolayı, sonra paşa olacak olan Zıya Bey'ın Kıons mut<>sarrıflıgı ile Istanbul'dan uzakıajtınlması isteniliyor. Böylece fikir gazeteeiliğimiz gelistikçe gazetecilerle yöneticuer arasmda karşüUüı bir savaşın başladığı görülüyor. Netio» ltfbariyle bu olaylar yUrüye dururken Türkiye'de birtakım örgütlenmeler, birtakım fikir akımları, baska bir deyisle Yenl Osmanlılar adını taşıyan bir cemıystın kurulduğunu görüyoruz. Gerek bu cemiyetin ve gerek bu cemiyetin fıkırlerını Türki. ye'de yayma olanağını bulamayınca son zamanlardaki basm vönetmPİiklen karşısında fikir gazetecılığim Turkıye dısına tasımak zorunda bırakılan bu aydınların görüşlerine geçmeden, sanırım kı, Tercümanı Ahvalde yer alan önsozden bazı bölümleri ilk fikir gazetecilerimizin konuya nasıl baktıkJarını gostermek bakımından ele almak yerinde olur Şinasinîn kaleminden çıkt.ğını sandığımız Tercümanı Ahvalin ilk sayısında yer alan önsözde denilıyor kı: «Söz ve yazj ile kendi vatanırun yaranna fiiurler ileri sürmek insarüann dojfal bir hakJndır. Biz de bu doğal hakkı kullanmak istiyoruz. Bunun için de bütün halkımızın anlayacağı bir dılle duşünduklerımızi anlatmaya çalışacağız..» Bu arada gene aynı sayıda yer alan Şinasi'nin suallı cevaplı bir yazısı basın tarıhimız bakımından önem taşıyo' Soru şr.: «Sual: Gazete ve Jumal ne demektir?Bunun cevabı gazetede şöyle venlıyor: «Gazete, (Gazetta) îtalyanca bir Kel;medir kı, aslı ne olduğu ve nereden ^eldıgı kimsenin malumu değildir Bu kavlı mür1;?ceha gore, bundan 260 sene mukaddem bazı haber ve ilânı şamil Venedik'te bir küçük varaka neşrolunmağa başlamış ve her bir nüshası o tarihte mahalli mezkürda gazetta nammda te.davül eden bir kuçük sıkjce ıie alınırmıs. Işte bu lafz bundao azarajc son. raları Fransa, Ingütere, Almanya ve n.ehalı saırede zuhur eden ıurnallere aahı ısim Kaımıştır Jumal Fransızca bn laızdn KI. Arapça yevmi mânasını ifade eder. Istima) olunduÇuna gore halıhazırın tannı mucmeudır deyu tani olunsa verıdıı..» Böviece 1860'da nasıl bir türkçe İle fikir gazetecılenmızm, vatandaşlanmızın ksrsısına çıktıgırn görüyoruz. Bu arada İUrHye'de basm havatımn zorlanması, jazete ımtıyazlarımn hukünıetın dılegıne göıe verlmesı. hoşa gıtmeven vayınlarır g*»etelerin tatıl edılmesme vol açnıası ve vazarların çeş,itli yollarla yazarlıktan men edilmeleri 1864 mzamnamesı ve 186? tarıhıı ÂU Karername karşısında Türkıve'at ığırlasan lç baskı nedenıyle 1865'de pzli bir örgüt olarak kurulan Yenl Osmanıılar Cemıy«ti dışandan da gelen bir çagrıva uvarak fildr gazetecıhSını Türkıve dışına göoirailler. Meclısı Meşveretın kuruıması van oarlamenter sıstem. Montesquie'den berl (elen kuvvetler avnlıgı etkill bir aenetımiLn kurulması reform ve ozgürlük aüşünceleri bu Yenı üsmanlılar Cemıyetınır' ans ilkelerl oldu. 17 Mayıs 1867den ıtınaıen fıkır gazetecılıgımızde ver alan ve dah& sonra ö» yet alacak olan kisiler Ttlrkiye'den Tırii vollarla kaçarak. önce Londra'da Muhbir ve Hürrıyet gazetes'nı daha sonra da Bannın oaşka şehirlerinde baçka fikiT garetelerlni yayınlama§a başlaaılar Ben sıze rürkıyt dışındaki ilk fıkır gazetelerını ve burada düşun adamlarımızın verdigı savaşı ve gd. rüşlerının ozetını ıkjnci konuşmamda ozetlemege çaüşacağıın. Ilhan SELÇUK Türkiye'nin büyük sorunu: Fikir özgürlüğü Bn açık orurumda anl Aİtan'dı. Bir çagn üzerin» mek zorunda kaldı. Çetln kınca, onun yerlne benlm di. Ben bu görevl yerin» facağım. konufraaet Çetin Japonya'y» gitAltan geıiye çıkatılmam lstengetirmeje (thÇetin Altan Japonya'ya Uluılararan Basın Enstitüsü toplantııına bir konferanı vermek içln gitti. Bu konferansın konusu fikir özgürlüğüdür. Demek kl Japonya'd'a ve Türkiye'de aynı zamanda fikir özgurlüğü konujuluyor. Dünyanın her yanında lnsanların fikir özgürlüğüne bu denli 11glyle eğilmesi, konumuzun önemlni göstermektedir. Ne var ki çesitli ülkelerde İnsanlar çeşitli koşullar içinde bu konulara eğilirler. Şimdi surada blz sayın hocalarımızla fikir gazeteciliği konusunu tartıamak üzere bulustuk. Fikir özgürlüğü olmayan bir ülked* fikir gazıtecUiğl Urtışma, n yapmak biraz tuhaf kıçıyor. Fakat bu durum çeliski gibi görünmesin. Fikir özCürlüğünü, insanlar, ancak yazarak, çizerek, mücadele ederek, tartısarak, uğraçârak, hapishanelere girerek, hapishanelerden çıkarak ve için özünü kavrayarak elde edebilirler. Bu konu oldukça genlstlr. Ben ıadelestirmeğe çalısacajım. Türkiye'de fikir özgürlügfl yok tfedlk. bunun kanıtlanması kolaydır. Hapishanelerimizde birtakım insanlar yatıyor. Bu lnsanlar, Batı'da serbestçe satılan birtakım kitaplarl Türkçeye çevirmek suçundan yatıyorlar; 7,5 sene, 15 sene, 30 sene mahkumıyetle... Şu halde ülkemizde fikir özgürlügünün olmadığını lspatlayacak ell« tutulur kanıtlar ortadadır. Bunu tartısmaya da gerek yoktur. Itkir Czgürlügü ne zaman var olur? Fikir gazetecîliği dediğimir. ?ey, tabil fikir özgürlüğünden soyut değildir. Bir gazete bir ülkede, bir tehirde çıkar. Matbaalan vardır, reklAm «ervisleri vardır, işçileri vardır. patronlan vardır. Kâğıt ve mürekkep kadar fomut bir »eydir fikir gazetesi... Yeryüzünde soyut, gökten lnmis bir fikir gazetesi yok!» Şu halde toplumlara, dünyaya bakmak zorundayız. Yeryüzünde basın keslmlnde birkaç sistem görüyoruz. 1) Bir proleterya ihtılâli oluyor, burjuva sınıfı tasfiye edilıyor. Proleterya siyasl Iktidara elini koyuyor ye o sınıfın egemenliğl sürüyor. Bu tür toplumda basın, proleteryanın istemlerine göre biçimlenir, fikirler de ona göre düzenlenir. 2) Bir fasist yönetim düşününl Fasist devlet düzeninde burjuva diktası altına alınır toplum... Basın da tam anlamında kontrol altına glrer. En küçük flkirsel kımıldanmaya olanak verilmez. Salt faşlst fikrin gazeteleri yayınlanır. 3) Üçüncü »ekli Batı Avrupada görüyoruz. Sermaye sınıfı İle eraekçi sınıfı arasında bir dengedir söz konusu. Sınıflar, parlamentarizm kurallan içinde nöbetleşe iktidara geçebilirler. Bu siyas! düzende çoklu sistem dediğlmlz çeşitli boyutlarda bir basm karsımıza çıkar Siyasi anlamda bir fikir özgürlüğü vardır; kanunlarda fikir yasağı yoktur. Isteyen fasist fıkirlerlni yaymağa çahşır, isteyen koraünlst fikirlerini yaymağa çalı?ır. tsteyen sosyalizm propagandası yapar; isteyen kapitalizm ve ' isteyen din propagandası yapar. 4> Bir de dördüncü bir olgu var ki bizim Türkiye'mizde görüyoruz. Bir çoklu aistem olduğu iddia edilir; ama fikir özgürlüğü yoktur. Cok partili rejim vardır; ve çok partill rejim içinde fikir yasakları yürürlüktedir. Ba sm fiilen bir kontrol altındadır, baskı altındadır; hattâ sansflr «ltmdadır. Burjuva mokrasilerinin sarkçası budur. demuhalefet, Hökumetln eylemlnl için elinden geleni yapıyor. engellemek Bugün Türkiye'de cezaevine atılan yazar ve ozanlar komilnist propagandası yapmakla suçlanmaktadırlar. Lenin'in kitabını Türkçeye çevirdiği zaman blr aydın lçeri atılmaktadır. Hitler'in kitabını çeviren hiçbir aydın içeri atılmamıştır. Emekçi sınıfı adına kalemi eline alıp yola çıkan nlce aydın içerdedir; fakat sermaye sınıfı adma eline kalem alan bir tek kişi hapishanelerde yoktur. Bu durum bize açıkça gösterlyorki, bugün Türkiye'de Ustü örtülü bir sermaye diktası var. Böyle baskılar daima çatı$malar yaratırlar. Yasadıgımız toplumda da böyle bir çatışma sürmekte. Bildifiniz gibi bugiin başımızdaki Hükümet fikir özgürlügtinU sağlamaya; basına daha özgür bir ortam yaratmaya çalısıyor. Buna karsı da tutucu Basın OzgUrlüğU olmadıgı zaman tabil hlçbirimiz özgür olamayız. Padişahlık rejiminde en özgür insan padişahtır denir 3ir sermaye diktasında en özgür sermayecller gibi görtlnür. Gerçekte bu büyük yanlıstır. Blr Ulkede birisi özgürlükten yoksuns» özgür klmse yoktur. Bunun için tnsanlann özgürlüğü paylaşmak amacında blrle$melerl gerekir. Pikir gazeteleriyle bu amaca birkaç adım daha yaklasabtlirlz. Fikir gazetesi, fikir özgürlüğü. basın özgUrlüğü bulunmayan bir toplum çagdas toplum olmaktan uzaktır; utanılacak bir toplum manzarası göstermektedir Bu ayıbı, elbirliği ile silmeye çalışmak gerekir. îşte bunun İçin basınımızda fikir özgUrlügU, Türkiye'mizin 1974 de en büyük sorunlarından birt olarak görünüyor. Prof. Dr. Tarık Zafer TUNAYA Matbuat, kanun dairesinde serbesttir,, Efendim. açık oturumlann bir cüvesidir bu. Biraz once arkadaşım Tütengil istediği yere kadar gelemedi. Fakat eğer o gel miş olsaydı, ben şımdi size bahsedeceğim bir tanımı yapmakta zorluk çeketektim. Tam onun «•urduğu yerde, yani 6 Agusios 1875 tarihli tstıkbal gazetesini açarsanız, orada fikir gazeteciliği bakımından da çok faz la benimscyebileceğimiz bir tanımlama var. Yazar; bir gazete her gün bir sayfası yayım lanan bir kitaptır diyor. Bu bakımdan yaza rın Tcodor Kasap Efendi olması muhtemeldır O Teodor Kasap Efendi ki 1876 Kanuni Esasisinde «matbuat kanun dairesinde serbesttir» yazısının üstüne her tarafı bağlanmıj bir kadın heykeli koymustu ve bunun için de üç yıl ceza yemisti. 92 yıl sonra ismi bu gazeteyle bütünleşmış fakat bugiin artık aramızda degil.. Eski ve aziz dostumuz Cevat Fehmi Başkut Gazetecilık Enstitüsü genç öğrencilerine gazetecilık dersi verdiği zaman gazeteyi şöyle tanımlıyor: Gazete, en taze haberleri en geniş sahada en kısa zamanda basıh olarak nsklederken hadiseler önünde umumi efkâra yol gösteren ve yine hadiseler önünde umumi efkârın tesiri altında ka lan bir müessesedir. Ve 3 gün evvel çok aziz dostumuz Oktay Akbal, «Evet Hayır. sü tununda gazeteyi tanımlıyor; söyle: «Gazete dert ortağımızdır, arkadastır, avutur bizi, eğ lendirir, paylaşır sıkıntınıza, sevincınizi. Bir penceredir açılaıı dünyaya. ülkeye. kendini ze...» Isıe bu tanımlar bize kendi gelismeleri mlz içinde blr gazeteyi nasıl ele almamız 11 zım geldığini gösteriyor. Fakat her şeyden evvel fazla uzatmamak içiç, sunu söylemek istiyorum. Blr gazetenin yeri neresi? Bir gazetenin yeri kamu hayatının yaşamının ortasıdır. Blr gazete kamu hayatının çesitli yönlerinde ve görünüsle rinde ısterseniz yaşar. Gazete, siyasal hayat içinde yaşar ve tam ortasındadır. Gazete sosyo . ekonomik hayat içinde yaşar, sosyal hayat tabakalaşmala rı içinde vardır. Ekonomik güçler ve ekono mik ilişkiler içinde yine gazete vardır. Ben siyasal hayatı kısaca, iktidar yöresinde çeşitli savaşmalar ve kurulan tertipler ve strateji ler olarak niteüvorum. İktidar bir günes ise yöresindeki uydular, bazan koparlar birbirlerinden, bazan birleşirler, bazan çatışırlar, bazan onunla beraber olurlar, fakat her halükârda onun üzerinde bir etki yapmak isteyen kuvvetler vardır siyasi hayat içinde. Gazete de bunlardan biridir. Gazete yalnız siyasal hayatın ortasında değil. fakat aynı zamanda siyasal hayatın bir birimidir, bir siyasal kuvvettir ve bir baskı grubudur. Bu bakımdan gazetenin her şeyden önce çoğulcu dediğimiz demokratik rejimler içinde önemi var Şüphesiz monist dediğimız tekçı rejimlerde de gazeteler var. Fakat bunlardan şimdi burada bahsetmek istemıyorum. vaktımiz dar olduğu içm. Orada da gazetenin önemi kuşkusuz büyük, fakst gazete ve özellikle basın hürnyeti; anlamını, kapsamını ve derınlığıni çoğulcu demokratik bir siyasal hayat İçinde bulur. Eğer gprçekten bir demokratik hayat tasavvur ediyorsak, düşünüyorsak ve de kabul ediyorsak, basm hürnyeU gazetecin'n yapabileceği şeyleri tespit ettiğine göre onun neler yapabileceğlni nyas! Iktkiarın • koymuş olduğukanuni kararlara göre düzenlemesı olayı karşısında bulurmyoruz. Gazeteler çoğulcu bir rejim içerisinde prensip olarak sorbestçe çıkmak durumundadırlar. Basın özgürlüğü bu şekilde ortaya çıkıyor zaten. Fikrin; özünü, kapsamını, aranılmasını çeşitli olaylara varılmasını, bunların yansıtılmasını, kamuoyuna verilmesını ve dağnılmasını siyasî iktidar kontrol etmeyecek, hele vazı yayınlanmadan evvel hıç bir suretle kontrola tabi tutulmayacak, sansür olmayacak. Ikıncı Meşrutiyet 23 Temmuz 1908'de ilân edıldı. 24 Temmuz'da yapılan şey hafıyehğın ve sansürün ilgası olmuştur Bu bakjmdan var mak istediğim sonuç şudur kı; Basın hürriyeti siyasî ıktıdarla, siyasi hayat içinde doğ. rudan doğruya temasta olan gazetecilıgi özellikle, (fikir hürnyetıru de alabılirsın'.z genel olarak), düzenler. Bu düzenleme müm kün mertebe geniş olma durumundadır. Ve zorundadır. Eğer demokratik olduğumuzu kabul ediyorsak. bu şarttır. Çünkü adı demokratik olup da hürnyetlerı kısmış olan bir rejimin demokratik olmadığı muhakkak. Onun içindir ki, herşeyden evvel biz bu genel meseleleri bir kerede ortaya koyup sonra kendi ülkemizde bunlar ne dereceye kadar uygulandı ve uygulanmakta, buna bir göz atmak duıumundayız. Basın hürriyetinl inceleyenler derler ki, Basın hürriyeti hükümetin eleştirilmesine müsaade edildiği nispette ve o genişlikte vardır. Onun ıçın biraz evvel söylediğim gibi, siyasi rejimle doğrudan doğruya ilgili. Iktidarla ügih. Çünkü. iktidan. tenkid hurriyetini getinyor. Eleştirme özgürlüğünü getırıyor, bu hürriyeti getirdiği nispette de pek tabii olarak iktidar bu özgürlükle ilgiîenecek. îktidarlar daima bunu düzenlerken bir sınırlamaya gitmek istiyorlar. Buna mukabıl muhalefetler de daimî surette basın özgürlügünün geniş tutulmasını istiyorlar. Basın hürriyeti görüyorsunuz ki, bir gazetenin özellikle fıkir gazeteciliği denilen gazetenin, doğrudan doğruya dinamik bir unsur olarak ortaya çıkmasını sağlıyor. Böyle olunca siyasal ha>"at içinda basın hürriyetinin, gazetenin ve gazetecinin durumunu ve yerini belirttikten sonra onun ekonomiıt hayat içirdeki yerini, rolünü ve durumunu da belırtmek lâzımdır. Bunu zannediyorum benden sonraki arkadaşım sayın Selek, yapacağı için bu nokta üzerinde durmuyorum fazla. Fakat şimdılik ve ilk olarak şunu söylemek lâzım. özet olarak ve ana çizgileriyle, gazete gazeteci; siyasi hayatı oluşturan bir strateji içındedir. Ve bizzat kendisi siyasi hayatı oluşturucudur Gazete, sosyal ve ekonomik hayatın içmdedır. Bir ticari müessesedır bizzat katılır bu eylemlere, yani ekonomik ılişkjlere. Gazete bu halde hem siyasi ıkttdarla. hpm de kendi içinde ve dışında oluşan ekonomik guçierle ıiışki haündedar. Ve gazete bu sekilde karmasık bir yapıya sahip olarak ortaya çıkar. Şırndı bu karmaşık yapmın içinde gazeteci ne yapacak? Gazeteci evvelâ baberlere ulaşacak.. Bunlan bilecek, bunlan toplayabilecek, bunlan serbestçe kamuoyuna aktarabilecek ve dağıtacak yazdığı şeyleri, bunlan yorumlayacak bunlarm analizini yapması gerekecek ve sonra biraz evvel söylediğim gibi yayacak. Böyle bir güç ve bövlesine bir görev karşısında iktidarın tutumu nedir? HUrriyetler sistemi bakımından, hürriyetleri düzenlemede lki sistem kabul ederler. Bir önleyici sistem. Yani burada, kendi konumuza uygularsak, gazete çıkmadan evvel izin verme sistemi ve birtakım sartlarla gazeteyi çıkarma sistemi. Btr de giderici sistem dediğimiz. Siz gazeteyi çıkanrsınız, bu hürriyetinizi kullanırsmız, ama kanunlara aykın herhangi bir eylemde bulunursanız hakkınızda cezal bir müeyyide veya müeyyideler uygulanır. Bunlann dışında lki sistem daha blliyorum ben. özellikle bizim Ulkemiz bakımmdan önemli. önlejrici sistemi kabul edenler var. Yani gazete çıkmadan önce kontrola gitsin. Giderid sistemi de kabul edenler var. Ki biztm Ülkemizde de kabul edilmiştir bu. Fakat o hale getlrirler ki, giderici sistem zorlaştıra zorlaştıra bir önleyici sistem haline gelir. tşte üçüncü sistem bu oluyor. Bir de fill! sistemler var. Bunlardan bahsedilebilir. Meselâ Abdülhamit zamanının ilk senesinde gayet gerüs bir basın hürriyeti görtlyoruz Ama sistem olarak basm hürriyeti kabul edilmiş değildır. Zaman zaman memleketimizde de basın kanunlannm sılnlığına rağmen böyle btr takım açümalar olabiliyor. îşte butün bunlar' tnı slstemler ve genel olarak söyledlStmlz bu meseleler karşısında blr noktaya daha değinmek İstiyorum. O da gazetelerin kendi lçlerinde yapısal değişmeye tabi olmalan. Evve lâ bir müesseselesme ve iktisatlaşma var, gaze tenin sahibi gazeteyi doŞrudan doğruya idare eder durumda değil. Bir çok büyük sirketlerde olduğu gibi. Kendisi idareciler arasında olsa bile birçok büyük şirketlerde olduğu gibi bir yönetlciler sınıfı çıkmıstır. Bir teknik personel, idareci personel, yazan personel ortaya çılcmıstır. Ben kabul ederseniz buna bir gazete bürokrastsi de diyebiliyorum. Bunun dışında da pek tabil olarak bizim gibi fikirlerini yaymak lstedikleri zaman gazetelere basvuranlar var Bu gazetenin iç yapısındaki değişim. Bir de dıs yapısındaki degişim var. O da Özellikle reklâm ve ilân, Sayın Selek bahsedecek. Onlarsız gazeteyi çıkarmava imkân vok Dağitım kuruluşlan böyle, gazeteci haberinl eskiden kendisi arardı. bugün bunu habcr ajanslar vapıyor. Haber alanslannın bir kısmı çok uluslu sirketler olmuşlardır. Çok büyük işletmeler haline gelmişlerdir. Ve buraİarda da tekelleşmeler görülüyor. Memleketimizdeki uvgulamaian lkincl bölüme bırakıvorum müsaade edersenız. reşekkür ederim. Sabahattin SELEK Fikir gazeteleri ve ekonomik engeller Günümüzde gazete artık bır sanayi Urünüdür. Fakat dığer sanayi ürunlermden gazeteyi ayıran baslıca ozellik yalnız guzesoıer maliyetinin altında bir fiyatla safiırlar. Nıtekim bunun son günlerde ÇOK ham, oeiırgın bir örneğını gördük. Kısa r.ı sure önce bir çok sanayi mamullenne /,am yapılırken gazete kâğıdı fıyatlarma da °o İB.C oranında bır zam yapılmıştır Bu zammın br.iı gazeteler üzerindeki yülık etkisinı rakamlarla açıklamak gerekırse Hürrıvet uazetesına yılda 3025 mılyon lıralık. ijünaydın'a o kadar, Tercüman'a 18 milyon Millıyet g»zetesine 15 milyon, Cumhurivet gazetesire de 2,5 milyon civarında bir ma" vük yük:emiş bulunmaktadır. Buna rağmen dikkat edersek gazete fiyatlan artmam'5tır. Ha:buki buna karşılık, zam gören sanayi mamullerinin fiyatlan peyderpey artmaya baslamışür. Gazeteler maliyetinden daha düçük flyatla satılırsa nasıl ayakta durur? aiye Wr soru gelebilir. Çok kimsenin bildiği gib gazetelerin istediği zaman fiyat arttırma şansı yoktur. Başka zarurî ihtıyaç maddelprine benzemediği için gazete fiyatını arıtırdığı » m e n satışı düşmeğe başlar, sat^ı aüsitnce başka faktörler meydana gelir ve kendisıni kurtaracak eğer başka bir mall dayanağı yoksa, kısa bir süre sonra batmağa do*ru gidebilir. Dünyanın hemen hemen her Ulkesinde gazeteler bu çıkmazdan ilân ve reklam gt~ Urleriyl'î kurtulmaktadırlar tlan ve reklîm gelirleriyle ayakta tutulan gazeteler «üpheSİ2 her Uikenin kendi yayınlancu&ı UUÛnln ekonomik yapısmdan ister istemez büyük olçude etkilenmektedırler. Somut bır düzeyde konuşmak istediğim için Türkıye'den örnskler vereceğım, bundan 2530 sene önce sine kadar Türk basınını teşkil eden gazetelerın en çok sataniarın satış savısı gunde 10 bın, 15 bın 8 bin cıvarında dolaşırken bu kısa bir sure içersinde, 2530 /ıloa b>ska faktorlerın de etkısıyle 100 bınlerce satmaya başlamışlardır. 400500 bm satan gazetelerımiz meydana gelmiştir. Bu tamanüyle değılse oıle. büyük ölçüde Türkiye'nin hızlı oır endü^trılesmeye, sanayileşmeye girmesinden ileri gelmektedır. Ozeilıkle bızdekı sanayne»ıne henüz tüketime dayalı bır sanayıleşmt oıdugu, o süreçte bulunduğumuz için sanayi mamullerının satısı bakınunaan Türkıyede ticari reklâmlar günden güne artarak bugün (belkı ufak çapta bir hata yapabılırım. Son günlerdeki istatistiklere bakmadım ) Sanıyorum yılda 200 milyon lirayı buluyor. Bu sanayileşme sürecine gırmeden önceki mütevazi gazetelerimiz de o zaman yalnız resmî ilânlar basarlardı. Bugün resmi ilân halen devam etmektedir. Ve ekonomik yapımızın gereği olarak ki, adına karma eitonomi diyoruz. Aslmda kapitalist ekonomınin kalın çizgileri Uzerindeyiz. Basm iki yönlü bir kaynaktan beslenmektedir. Birisi özel sektörün verdiği yıllık tutan 200 milyon lirayı bulan ticari reklâmlar, diğeri de yıllık tutan 100 milyon liraya yaklasan resmî ilânlar ve kamu sektörüne baglı ticarî kuruluşlann, bankalann, fabrikaların verdikleri reklâmlaıdır Bu tabii basının tümuna ekonomik yapının etkisidir. Şimdl bana verilen konu fıkir gazetelerıne ekonomik yapının etkısı olduğuna göre, bu geneı tanımlamadan sonra konuya geçebılırim. Gazeteler özellikle reklâmla ayakta durduguna göre. bır gazetenin çok rekJam alabilmesı ıçın. çok satış vapması lâzım. Satışı yükselen gazerenjn alcüğı reklâmla daha duşük sevıyede kalan eazetenın aldığı reklam daınıa çok farklıdır. Buna mukabıl bir gazete çok reklâm sağlamaya başladıkça satışınm artması olanakları da gıttıkçe artmaktadır. Buru. ^azetcienmızin beş. altısı içersinde sanıyorum kı. hepmız musahede etmeK olınağını buluyorsunuz. Hangı gazetede çok reklâm çorursenız o gazetenin satışı sureklı olmasa bıle belirli bir tempo içersinde yükselmektedir Sımdi ekonomik yapının bu özellifinden dolayı gazetelerde okunan gazetelor ve fıkır gazeteleri arasmda bır eşitsızlik oluyor Fıkır gazetecıliğine fazla önem vermeyen gazeteler başka kuvvetlerı de yanlarma alarak, büvük reklâmlar, hedıye dağıtmak. ıkramıye vermek otomobil dağıtmak ve gazeteleri rotatif baskı tekniginden renklı baskı teknigıne geçilerek daha güçlü makina araçları kullan&rak hem reklâmların büvük kısmını alıyorlar, hem de satışlarını arttırmak olanagırj buluyorlar. Herşeyden önce fikir gazetesi okuyucusu Bulvar eazetesi okuyucusu kadar hiö bir verde fazla de&ıldir Hele bizim gibi henüz gellşmekte olan ülkelerde fikir eazetelerıne rağbet diğer gazetelere gbsterilen raSbet ölçii^ünrfe olmadığı için satışı mutevazı kalmaüta, satış yükselmedikçe reklâmların da büyük kısmı dığer gazetelere kaymaktadır. Bu malî sıkıntı içersınde fikir gazeteleri bugun halen resmî ilân ve resmi reklâm, yanı kamu kesıminden beslenmek suretiyle ayakta durabilmektedırler Şimdi bu etkinin, yani ekonomik yapının basın üzerindeki etkısının fıkır gazeteleriyle kısmında başka bır özellık daha meydar»a çıkıyor Fıkır çazeteleri eger asıl reklâm kaynağını sağlayan sermaye çevrelerinin aleyhine yayın yaparlarsa, onlara karşı gellrlerle i«ter istemez onlar da bu gazetelerden reklâmlarinı esirglyorlar. Cumhuriyet Gazetesi son 4 • 5 yılda sermaye çevrelerınce reklâm vermemek suretiyle büyük baskılara maruz kalmıştır. Gazeteyi yöneten arkadaşlar bunu gayet lyi bılmektedirler. O vakıt ıkı yol kalıyor. Ya batıncaya kadar dırenmek veyahut fıkrini rfeğiştirmek. Niteklm fikrıni değiştırerek ayakta kalmaya çalışan fıkir gazeteleri de olmuştur. Bu baskı tabii daima sermaye çevrelerinden gelmıyor. özel reklâmlar henüı gelişme halindeyken resmi reklâmlann önemi daha fazlaydı. O dönemde de siyasî iktidarlar kendılerıne karşı muhalefet yapan veyahut kendi düşüncelerine karşı fikir ileri süren gazetelere karşı resm! ilânlan kısmak suretivle fikrinden döndürmeğe. caydırmağa çalısmışlardır Bunun da özellikle 1950" den sonra çok savıçız örnpklerini gördük. Ekonomik yapının Uânlar dışında fikir gazetelerine yaptığı etkilerden birisi de yine fikrinden dolayı, Türkiye'dekl dağıtım düzenınin belli ellerde toplanmış olması veyahut evvelce fikirle hiç alâkası olmayan koprü altında yetişmiş birtakım cahil adamların elinde olmasından tleri gelıyor. Son seçimler sırasında duyduğumuz bazı olaylar var. Meselâ Cumhuriyet Gazetesini; Anarfoluda, ne kadar, ne ölçüde olduğunu bilmiyorum ama, (bazı illerden. bazı ilçelerden bu haberler doğrulanmıştır) dağıtım araçlan ile yerine ulaştıgı halde oradaki bayi. «komünlst g»retedir» diye tezgâhtn altına atmıştır. Ve 'Iduğu gibi iade etmiştir. Dağıtım örgütünün de tarafsız bir kamu kuruluşu haline gelmesl fikir gazeteciliğinin ayakta durmasının baslıca sartlanndan biridlr. Fakat bugünkC ortamda böyle bir kuruluja gidilebileceğine pek thtimal vermlyorum. Çünkü büyük gazetelerin güçlü dağıtım birlikleri vardır. Bunlar sanıyorum ki böyle bir örgüt içersinde birleşmekte fayda ve menfaat görmeyeceklerdir. Fikir gazetelerinin resm! ilânlar kalktığı takdlrde büyük blr tehlikeyle başbaşa kalacaklannın demlnkl sözlerlmden anlasılmıs bulunması gerekiyor. Resmi ilânlar üzerinde de son zamanlarda yenl bir düzenlemeye gitme eğilimi başgöstermistir Bu durumda çeşttli alternatifler araştınlıvor Resmi llânların tamamivle kslkması söz konusu olmamsklo beraber bclld miktar İUbarlyle bir azaltmay» gidilebi. lır. BunuD da sebebı resmi Uânlurıo bugün kü rfüzen lçersinde çok sayıda gaıeteye dağılması ve resmi ilandan beklenen faydayı sağlamayan yüzlerce gatetenin bu resmi ilânlar sayeslnde gerçekten gazetecilik yapmadıkları halde kisisel çıkar saglamalannın göze batar hale gelmesldir. Bunu önjemek için böyle blr dürenlem» üzerinde durulmaktadır. Resmi ilânlar üzerinde yapılacak düzenleme basını tert yönde etkileyebllir, düşünceslyle bafka yollar aranmaktadır. Bunlardan birisi gazetelerin Ithal yoluyla sağladıklan bir takım malzemelerı var. Mürek kep, filim, matris, kurşun gibi. Bunlardan gümriik resminin kaldırılması, yani gümrük muafiyetinin sağlanması veyahut büyük ölçü« de gümrük lndiriminin yapılması. buna benzer bir silrü tedbirler üzerinde duruluyor. Tm kat yine bir çıkmazın içersine giriyonu. Çünku satışı düsük olan gazetelerin hepsi kendid ni fikir gazetesi diye kabul ettirmeye çahfıyor. Bu kadar çok fikir gazetesi olunca devle tin imkânlannın tümünü seferber etseler bu fikir gazetelerini takviye etmeye, doyunnaya imkân olmaz. Özet olarak içinde bulunduğumuz ekonomik slstemin ve ekonomik yapının fikir garet» leri özerindeki etklsi, fikir gazetelerini büyuk ölçüde tehlikeve sokar mahiyettedlr. Dileğım o ki. bu sortına önümfİ7dek) vakın günlerrf» eerçekten fiktr es7etelerini y«. satacik tedbirler bulunabllsia ?• yürürlü8» ^nulabilsin.