23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
fc CUMHURtYET 17 Şubat 1974 N / /^T İHİfrîltfMfcA itf , KE YAPA<A£lNf,NE YARALISIN ERDAL ÖZ2 ö Z ET TUTUKLU, BAŞKA TUTUKLULARIN BULUNDUĞÜ BİR KOĞÜŞA BIRAKILIR. KOGUŞ, NURİLER KALABALIĞIYLE DOLUDUR. YENİ GETİRİLEN TUTUKLU NURİ ADLI BtR KOĞUŞ KIDEMLİSİNE TESLİM EDİLÎR. TUTUKLUNUN İLK ŞAŞKINLIĞI GEÇİNCE KIDEMLİ, SUÇUNU SORAR YENÎ GELENE. YENÎ GELEN AYAKTADIR, BİR YANDAN KOĞUŞUN GÜNLÜK YAŞANTISINI İZLERKEN, BtR YANr \N NE DİYECEĞİNİ DÜŞÜNÜR. SUÇUNUN NE OLDUĞUNU KENDt DE BÎLMİYORDUR. KIDEMLİNİN, «SİYASİYMİŞSİN» SÖZÜ YENİ GELENÎ ÎKÎRCÎKLt DURUMUNDAN KURTARIR. ADI «SİYASİDtR» ARTIK ONUN. KIDEMLİNlN BAŞKA SORULARINA KARŞILIK VERİRKEN DE AYAKTADIR YENİ GELEN. TABANLARI SIZLAMAKTADIR AYAKTA DURMAKTAN. ONCA ÎŞKENCEDEN YENİ KALKMIŞTIR AYAGA. YARALIDIR. GÜNLERDİR BEKLEDİĞt BİR OLAYDIR BU. KAPIYI AÇIP KARÇISINDA EVİ ARAMAYA GELEN O BEŞ KİŞİYÎ GÖRÜNCE HER ŞEYİ ANLAR. HERŞEY DÜŞÜNDÜĞÜ GİBİ OLUR. ADINI SORARLAR, GÖĞSÜNDEN İTEREK İÇERİ SOKARLAR. SONRA KİTAPLARI, EŞYALARI HER SEYİ DİDİK DİDİK EDERLER. BİRİ DUVARDAKİ RESİMDEN ŞÜPHELENİR. HIZLA İNDİRİR DUVARDAN, ÇERÇEVESİNDEN SÖKMEK İÇİN DE YUMRUGUNU GEÇİRÎR RESME. ISPANYA İÇ SAVAŞI Derleyen: Şevki Adalı Ozan Lorca öldürülüyor skerlenn başlattığı gyaklanmanın üzerinden birkaç gün geçer geçmez ortaya iki Ispanya çıktı: Sımrları kesin olarak belli olmamakla birlikte, bir milliyetçi Ispanya ile bir Cum huriyetçi îspanya. Milliyetçl îspanya'da askeri otorite varlığını kesin şekilde duyuruyordu. Hareketin dışında kalmağa çalışmış olanlar ise korkaklıkla suçlanıyordu. O günlerin milliyetçi Ispanyasında en çok tutulan sözlerden biri, «üniforma giymiyenler etek gıysinler» idi. Milliyetçl Ispanya'da, Halk Cephesine dahıl olan partiİ6rin hepsi kapatılmıştı. Kısa bir süre sonra diğer sıyasl partiler, hatta sağ eğilimli olanlar bıle ortadan kayboldular. Bunlann arasmda îspanyol Katolik Partisi (CEDA) de vardı. Faaliyet göstermelerine müsaade edilenler kralcılarla Falanjlstler idi. Bunlar da siyasl parti olmaktan çok sıyasi bir hareket nltelığindeydiler. A Adam açıian köşestaden tutup asıidı, resml çerçevesinden kutürtülerle ayırdı. Aradaki kalın gevrek karton kınlıp yanlmıstı. Kartonla resim arasında gizli bır tey bulamayınca bozulur gibi oldu, elinctekıleri koldınp od&nın ortasına, kilımin yanına fırıattı attı. Içerileri kanştıranlaraan b;n kucağınd» bir sliril kıtapla çıktı geldl, ellndekileri yer» döktü. Genrine yine o la kokusu, yanık kâğıt kokusu doldu. Odarnn Içi birden dumana kestl. Üç gün önce yaktığın kitaplann külleri dort bir yana dağıhyordu sanki. Yangmdan kurtulmuş sözcükler gızlendiklerl köşelerden fırlayıp çıkıyor, uç gun önce ışledığın bayük gunahı odadakilerln yüzlerine karşı haykınyorlardı. Yakınıyorlardı. Adam eıdıp gidıp kucak dolusu kitaplarla geliyor, hepsını orta yere yığıjrordu durmadan. Bir sürü dergi, kitap. îçlerinde yasaklanmıs tek bir kitap bile bulamayacaklardı. Yakmıstın hepsini. Ama Içinde esen kül fırtmasını görmelerınden çekiniyordun. Yaptığını öğrenmemeliydıler. Yüzun yere dUşsUn iatemiyordun. Sanşın, yere çömelmiş, Jdtaplan rasgela elden geçiriyordu. <Bunlann hepsini okudun muî» «Çoğunu oktıdum.» Eline aldığı kitabm kapağıni gözden geçlriyor, adını okuyor, çok şey anlamış bir yüz takınmaya çalışıyor, küçümseyerek dudak bılküyordu. Sonra içini karıştırıyordu kitabm. Yığmın ortalanndai bir tomar dergi çekti. Eski «Forum» dergileriydi. «Bunlar ne7» «Eski dergıler.» «Ne arıyor sende?» «Kalmış. Çıktığı zaman almıştım.» «Iyı. Nerede yasak!anmış dergi, yasaklanmış kıtap varsa hep onlan seçer alırsınız ne dense.» «Bu dergiler yasak değil. Yıllar önce...» «Her türlü forum yasaklandı.» «Ama elendım o forum başka forum. Bunlar dergi...» dıyecek oldun. «Bunlan gıdeceğimız yerde anlatırsmız,» deyip kesti. Gidecektiniz demek, götüreceklerdi seni. îçin sıkıştı. Perdelerin altlannı gözden geçiren kara kuru sıska adama dondu. «Bu kitaplann hepsini götüreceğiz.» dedi. «Efendım, yasaklanmış bir tek kitap, bir tek dergi bulamazsınız bunlarm arasmda,» diyebildin. «Karışma sen,» dedi sanşın, <kes sesini.» Çok. şey bildiğini, tam ız üzerinde olduğunu, seni suçüstü yakaladığını beıırtmek ıstercesine baktı gözlerine. Odanın ortasında kendine büyük önemler vererek bir aşağı, bir yukan gezinmeye başladı. «Efendım, sizde yasak kitaplann bir listesi vardır, isterseniz açm bakın o listeye, karşılaştınn; göreceksinız, bu kitaplann hiç birıne raslamayacaksınız. Buruar büttin kitapçılarda serbestçe satılıyor.» Geldi, tam önünde durdu. Sanşın yüzüna bir beyazlık indi çıktı. Dişlerını de gıcırdatmıs olabüir. Elini uzattı. Öbür <M arkasındaydı. Vuracak sandın, sakındın vüzünü; vurmadı. Çeneni yakaladı, avucunun ıçinde sıktı. Ağır bir ter kokusu. ahır Kokusu burnuna geldi oturdu. Çok yakınmdaycu «5u çeneni boşuna yorma güzelim,» dedi. «Ktil yutmam ben, anladıu mı?» Çeneni yana doğru savurdu. Acı bir ter kokusuyle bırlikte yürüdü kitap yığınının başında durdu. Eline bır kitap alaı. «Anlamıyorum,» dedi. «Anıanuyorum: ne diye sanki bu zararlı kıtaplan okursunuz. Zehirliyorlar sızi haberüuz vok » Elindeki zehiriı kitabı yığının Ustune fırlattı. «Ben de severim kitap okumayı. Boş tamanlanmda kitap okurum hep.» Sesi yatışmıştı. Göğsünü çiKararak yürüyordu ortalarda. «Bak şımdi, söylesem şaşarsın Şımdıye kadar kaç kitap okudum bilıyor musun? Tam iki bın yedi yüz seksen dort kitap okumusum. Hesapladım geçen gün Bu ıcadar kitap okudum ama sizin gibı düşunmüyorum.» Kapının ağzında durup b:r elitu sailayarak soylemıştı bunu. Yürüdü. ?eldı. kars'.nda durdu yine. «Dile kolay,» dedi. «Tam ikl bin yedl yüz seksen dort kitap. Ne dersın, ha?» Önündeydi. Pantolonunun sağ bacafında yaygın bir yağ lekesı vardı. Gövdesinden yayılan ağır ter kokusu burnunu eziyordu Bsşını kaldırıp da, bunca kitap oküduğuna Rendl de şaşan bu sanşın adamın yüzilne bakamıyordun. İçinde bir yerlerin sızhyor gıbıydt. Suranda bır çukur büyüdu durdu. Yine o yanm baş ağrısı. «Ulan bız de okuduk,» dedi jrüksek sesle. «Biz de yüksek okul bıtirdik ne yanı.» Kızgındı. Vurmasınj beklıyordun. «Bize de sizlere okuttukları kitaplan okut tular. Bir sürü kitap okuduk. Biz de bMlria kitabm değerinı » Bunlan derken, ortadaH kitap yığının» yaklaşmıştı. Ter kokusu uzaklaşıyor diye seTinmişti, ama: «Sizin kafanızı bozmuşlar kafanızı,» diye bagırdı ve birden, yığının ucunda, tam önünde duran kırmızı ciltli kalınca bir tarih Jritabına olanca gücüyle bir tekme vapıştırdı. Kitap, yerl sıyıraraic kaydı, kapının yanmdakl duvarda patladı. «Ya bu kafanızı degiştlrirsiniz ya da kafanızı koparırız, anladm mı?» Koşede, duvarın dibinde kırmızı dlt kapağından kopup ayrılan, iki yanb açılıp kalan sayfalar, bırbirinin UstUnden fısutıyla kayıp kapandı. . Q anda dunyanın bir kösesmde, tkşamın o avrılık saatinde bır çıçek sessızce tac y&Praklarım kapatıp sonsuz bır uykuya daldı; bir günlügüne doğmuş, bir gunltik doyumsuz yasamını tamarnlamıs küçücük bir çıçek boynunu büküp oldü. Sonra o aynlık saati gelrrüş olmalı ki, her şeyin alt Ust edildıği odalardan çuvallara tıka basa doldurulan kıtaplarla birlıkte seni de alıp gotürdüler. GötUrülüşUn böyle oldu. Ü ç Kogusun dibinde, lkişer katlı ranzalardan birinin ustünü sana verdüer. lçı top top kıtıkia doldurulmuş kirh büyük bir toıbayı da yatak diye getirıp bıraktılar. Düzeltmeye. yaymaya, torbaya bır yatak biçimi vermeye çalıştın. Içindeki büyük katı topaklar dağılacak gıbı değil. Torba biraz yassılaştı. o kadar. Az önce koğuşta kavga oldu. Duvar dibinde beklerken. iki kışi gıriverdi birbırıue. tnen yumrukların tok sesıne ilk tepkı yine ayaklarından geldi. Tabanlann ınce bir sancıyle kamaştı. Elinde olmadan, kavga edeaıere yanaştm. Kapışanlardan biri koguş kıdemlısiydı. Diplerde, şuralarda, şimdı senin oı&n yatağın az ötesindeydiler. Geniş yapılı kalınca biri, Nuri'nin kafasını kapmış, kolunun altında sıkıyordu. Nuri'nm yuzüna kan dolmuştu. Boğuk boğuk sovüyor, aşağıdan tekme savurmaya çalışıyordu. Kötü kısürümısta. Araya girip güçlükle kopardılar. Nuri kendini tutanian silkeleyıp savuımaya çalışmış ama sıyrılamamıştı ellerinden. Öbürünli çekip gotürdüler, yatağına oturttular. Hiç direnmedı. Sessızce yürüdü gıttı. Ağırbaşlı bir görünüşü vardı. Kavgayı sürdürmek istemediği besbelliydi. Nuri şamatacıydı. Çırpınıyor, durmadan sövüyordu. Bırakmadılar. Helâ aralığmın önüne kadar suruklediler. Masalann üzerinden bır sıra indırip oturttular Mora çalaıı atlet fanilâsı yırtılmıs. arkadan boylu boyunca ıkiye ayrılmıştı, sarkıyordu Sırtında, boynunda, yuzünün iki yanında pençe pençe kızartılar vardı. Kavganın nıye çıktığmı anlavamadın. Kim haklı, bilmiyorsun. Bilmen de gerekmıyor. Ama yatağında efendıce oturan ince adamın yuzünde bır haklılık var gibi. Nuri, bol sövgülerle, çevresini saranlara sinirli sinirli bır şeyler anlatıyor. Çıplak, tüysüz gögsü inip inıp kalkıyor. Kavgayı eden senmişsin gibi soluklanmıştın. Sanşın biri, koluna girip Nuri'yi helâya götürdü. Az sonra elini yiizünü vıkamış olarau çıktı Nuri. Yatağına gittiğıni gördün. «Siz nıye bekliyorsunuz?» Nuri'yi yüzünü yıkaması ıçin helâya götüren saz benızli sanşmdı bu. «Yatacak yerim yok.» «Yer göstermedıler mi size?» R'leri söyleyemiyordu. Uzun, kemikll yüzii çıçek bozuğuydu. «Idareden gelecekmis.» «Kim söyledi?» «Kıdemli.» «Oldu. Ben simdi ilgilenirim Oturun siz, ayakta beklemeyin.» Az önce kıdemliyi oturtmak ıçin Indirdikleri uzun tahta sırayı gösterdı, oturdun Ummadığın bu ilgi, «siz» diye konuşan saz benizli bu sansın adamın ince davranışı şaşırtmıştı seni. Hele o kapışmadan sonra artık sana yatak falan da gösteren olma* dıye düşünürken .. Yarıro saat kadar sonra da yatağını getirdiler. Yatağın dağhk bir bölge. Volkanık sivriliklor zamanla yaşlanır, yuvarlaklaşır, düzleşir mi, belli değil. Çarsaf vermediler. Daha sonra blr yerlerden bır çarçaf uyduracaklarmış. Yastık diye verdıkleri sarkık torbayı baş ucuna koydun. Nevresim kir içinde. Yuvarlak sigara yanıklanyle dolu, delik deşik. Hiç olmazsa, ıçıne sokulup yerleştirilen toz içindpki beyliği örtüyor. Hapşuruyorsun. Ayakkabılannı alttaki yatağın yanına, yere bıraktın. VAR) Milliyetçilerin kararlılığı Milliyetçıler kontrolünü ele geçirdıkleri büyuk bölgede kısa bır zamanda çok sıkı bir disiplıa Jpırdular. Bütün gazeteler ve halfcevlerı kapatıldı. Masonlar. HaT? Cephesını desteklemiş "blan lar, gazetecıler ve anarşistler kitle halınde tutuklandılar. Tutuklananlarm büyuk bir kısmı da bır süre sonra idam edildiler. Yeni ydnetım sert ve kararlı davranıyordu. Hiç bir tâviz verilmiyor ve en ufak bir kıpırdanışa müsaade edilmiyordu. Monarşistlerin ılerj gelen lıderlennden Kont Vallellano, Isviçreli Kızıl Haç Temsılcisi Dr. Junod ile birlıkte otomobille Aranda kasabasmdan geçerken şöyle demıştı: «Burası Kızıl Aranda diye anılırdı bır zamanlar. öyle sanıyorum kı kısa bir süre sonra bu kasabanın butün halkını hapse tıkmak gerekecek.» Milliyetçi Ispanya'da idamlar da yaygındı. Milliyetçiler kontrollerını güçlendirmek için terörii bir yontem olarak kabul etmişlerdi. Bazı bölgelerde başka çareleri de yoktu zaten. Kont rol ettikleri bu yerlerde çoğunluğun kendılerine karjı olduğunu biliyorlardı. Bunlan sindirmek içın en kanlı eylemlere giriştiler. Halk Cephesini desteklemiş olanlar, hatta bunlann aıleleri, yakınları ve dostları, aralarında hiç bir aymm yapılmadan gruplar halinde kurşuna dızildiler. 1leri gelen Cumhuriyetçilerden Ramon Sender, Milliyetçilerin 1938 yıh ortalarına kadar 750 bin kişiyi idam ettiklerini bildirmektedlr. Madrit Barosu ise, iç savaşın ilk bir kaç haftası içınde sadece Seville'de 9 bın kl şmin idam edildığini açıklamıştır. Gene Madrit Barosunun kayıtlarına gore bu bir kaç hafta İSPANTOL SOSYALtST PARTİSİNÎN ÜNLÜ LtDERt LARGO CABALLERO (sagda) MADRİT ÇEVRESİNDEKÎ StPERLERt TEFTİŞTE. BtR ARALIK KENDlStNDEN ISPANYA'NIN LENİN'Î DİYE SÖZ EDİLEN LARGO CABALLERO DAHA SO.NRA BAŞBAKANLIK GÖREVtNt SOSYALİST VE KOMÜNtSTLERtN HAKARETLERİ ARASINDA TERKETMEK ZORLNDA KALACAKTI. İçinde Saragossa'da 2 bin, Granada'da 5 bin, Nevarre'da 7 bir» ve Algeciras'da 400 kişi kurşuna dizılerek idam edilmişlerdir. Portekizli bir gazeteci de sadece Temmuz ayı içind» Milliyetçilerin 200 bin kişiyi kurşuna dizdiklerini belirtmektedir. Bu rakamların bir kısmmın abartıl mış olduğu gerçektir. Nitekim Arthur Koestler, «Îspanya Vasiyetnamesi» adlı eserinde, kendi üstu olan bır Çekoslovak komunıstinin emriyle rakamları şişırdığini, bunu da propaganda amacıyla yaptığını anlatır. Gene de Milliyetçilerin kitle kıyımı yaptıkları ve bütün muhaliflerini temizledikleri inkâr edilemez. Bu dönemde Milliyetçilerin en affedilmez cinayetlerinden biri de, ünu tspanya sınırla rını aşmış büyük ozan Federico Garcia Lorca'nm ölcfürülmeti olmuştur. Cephesi koalisyonuna dahıl par tilerın üyelerinin katıldığı komiteler kurmuşlardı. Bu komitelere bu kez anarşlstler de katılmışlardı artık. Cumhuriyetçiler kendi bölgelerinde bulunan sağcı partileri kapatmışlardı. Bir süre sonra fabrikalar, evler ve diğer uretim araçlan devletleştırildi. Bir milis kuvveti kasabaları, koyleri ve kentleri kontrol ediyor ve bunlan birbirine bağlıyan yollan gözaltınd'a bulunduruyor du. Ancak her seye ragmen Cum huriyetçl Îspanya bir bütunluk gostermiyordu. Ortada bir tek devletten çok, küçük küçük dev letlerden meydana gelmiş bir federasyon vardı sanki. Mılıs kuvvetleri de ayn ayn gruplar halinde faaliyet gosterıyorlardı ve hemen her siyasi partinin milisi aynydı. Isimleri ise futbol takımlarını andınyordu milislerin: «Kızıl Arslanlar», «Fırtına», «Spartaküs» gibi. Milislerin ilk hedefi kiliseler olmuştu baslangıçta. Ayaklanma hareketinin başlamasından bir kaç hafta «onra, Cumhuriyetçi lspanya'da yakılmadık kiü^e kalmadı. Karşı koyan rahipleri d'e olduruyorlardı. Oysa kilise ayaklanma hareketine resmen sa hıp çıkmamıştı. Buna ragmenı Cumhuriyetçiler kiliseye karşı büyük bir kin duymaktaydılar. Madrit'te hukümet, buyük deİeri olan bazı katedrallerin tah nb edilmelerinı önlemişti ama taşrada işleri kontrol etmeğe imkân yoktu. Milisler bir sure «onra burjuvaziye ve ruhban sı nıfına karşı harekete geçtiler. Milliyetçi kaynaklara göre, Cum huriyetçiler iç savaş süresinca 85 bin 940 kişiyi öldürmüşlerdi. Tabii savaş sırasmda çok daha abartılmış rakamlar atılmıştı ortava. Savaştan sonra ortaya atılan bu rakam akla yakın gelmektedir. Bu öldürülenlerır. 7937'si de kilise mensuplarıydı. larm örgütlendikleri CNT sendikası, ayaklanma hareketinin başlamasından hemen sonra Bar selona'yı kontrol altma almıştı. Anarşistler geniş çapta mıllileştırmelere gittiler. CNT ve FAİ'nin liderlerı bir süre sonra da Anti Faşist Milıs Komıtelerıni kurdular. Bankalar. oteller, evler, dükkânlar ve fabrikalar sahiplerinden alındı. Sağ eğıhmli olduklarından kuşkulanılan kımseler ise yargılanmadan kur şuna dizildiler. Kravat takmalc bıle yasaklanmıştı Barselona'da. Barselona katedrali dışında, kentt«kı bütun kilise ve manastır lar yakıldı. Barselona, tarıhte anarşistlerin ıktıdara geçtikleri ve yönetimi ele aldıklan ilk kent olmuştu. Anarşist egemenliği, Barselona'nın da içinde bulunduğu Katalonya bolgesmde, aynlıkçı akımları hızlandırdı. Bu aynlıkçılar daha sonra bır parti içinde drgütlenecekler ve Madrit hükiımetinı desteklediklenni ilân edeceklerdı. Katalonya bağımsızlığmm liderlerinden Luı» Companys de 31 Temmuzda ken dmi bu yeni devletm Cumhurbaşkanı ilân etti. Cumhuriyetçi Ispanya'da bu gelişmeler olurken, daha önce Halk Cephesi koalisyonuna dahıl olan partilerin tıyelen, zaman zaman kendı aralarında mücadeleye de devam edıyorlardı. özellikle anarşıstlerle komünıstler ve sosyalıstler arasındaki kuşkulu havanm dağıtılması mumkün olamamıştı. En önemsiz ko nularda bile tartışmalar büyüyor ve ilışkıler kolaylıkla kopma noktasuıa gelıyordu. Milliyetçilere karşı düzenlı bir ordunun kurulması istendıği zaman da böyle olmuş, anarşistler Mılis kuvvetlerinin yeterll olduğunu, düzenli bir orduya gerek bu lunmadığını ilan etmişlerdi. Anarsistler hâlâ hayailer içındeydıler. O tarihi günlerde, Ispanya'da bir önemli gelışme daha oldu. Bask kilisesı, katolık kilisesinın dırenışme rağmen, Cumhuriyetçileri destekleme karan aldı ve Bask milliyetçılennin safmda yeraldı. Bask rahipleri, kendi halklarına bağımsızlık vaad eden Cumhuriyeti desteklemeyi, mılhyetçilerle ortaklık etmeğe tercih etmişlerdı. Bask kilisesının bu kararı, mılliyetçılerle Basklar arasmdaki zayıf bağlan da koparmağa yetti ve ıkı taraf arasındakı düşmanlık ve kin duygulan günümüze kadar geldi. tki önemli merkez Cumhuriyetçi Ispanya'da Madrit ile Barselona iki önemli mer kez durumundaydılar. Madrit'te sosyalıstler ve komünistler egemen durumda bulunuyorlardı. Sosyalistleıın kontrolündeki UGT sendikası ağırlığını göstenyordu. Barselona'da ise duruma hakım olanlar anarşistlerdi. Bun Cumhuriyetçi Îspanya Ayaklanma hareketlnin başarıya ulaşamadığı ve Cumhurıyet çilerin kontrol altına aldıklan bölgede ise devrim ateşi büv bütün canlılık kazanmıştı. Cua huriyetçiler, kontrol altında bulundurdukları bölgede, Halk Y A R I N: Franco'nun hedefi DISİ BONO C/VUiEA ON Wfk »JUZU Bl'UVOGlSUNUZ PU>5ÛL . V E Bl'ta GUK1 E U / V t j T AKVİM 17 Şubat Muharrem 24 1389 Şubat 4 Hlcrî 1394 107 Güneş 6 51 Öğle 0.44 12.28 İkmdi 9 40 15 24 Aksam 12 00 17 45 YRtsı 1 31 9 17 İmsak S.14 1131 Buml SEç rCSEMDl'/E t.^LEES'NlZ Sız i'9JÎLMJîEsn TİFFANY JONES ACTItC KıiOAC İLGİ KlCİ BfBCASENDE ( VEFATLAR İÇİN Kıymetlj hocalar ve duahanlarrtan müteşekkil cen«ze merasim ekiblmu biı telefonls emnnlzdedlr. Gazete llânı ve unoum muamelât lçin ayn ücret alınmaz. Cenaze tşlerlnl lşletmemiz deruhte eder. Acı günlerinızi paylasinz. VE.ELSÛ İLB Bla T£ FAUEH ŞArOSUNA ÇAĞ1UIL GARTH TEL: 47 20 06 İslâm Cenaze İşleri NOT : Bü»ün muameleler Işletmeye aıt olmak ütere yuri lç1 ve yurt dışı, yurt dıçından yurda cenaze nakll yapılır. Günün her saatinde cmrlntzdedir. (Çıçek Reklâm: 198 . 1352)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear