Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına: NAZÎME NADİ Genel Yaym Müdürü: OKTAÎ KLRTBÖKE Sorumlu Yazı Işleıi Müdürü: BCLENT DIKMENEK Basanve Yayan: CUMHURİÎET MATBAACILIK ve GAZETECİLÎK T.A.Ş. Cağaloğlu Halkevi Sk. No: 394ı TELGRAF ve MEKTUP adresi: Cımhııljet Ittanbnl + BASIN AHLAK TASASIN.V TAAHHÜT EDER. B C R O L A R : ANKARA: Atatürk Bulvan Yener Apt. Yenisehir. Tel: 12 09 20 • 12 95 44 • IZMtR: Haüt Ziy» Bulvan No. 65 Kat 3, Tel: 3123024709 • GÜNEY İLLERİ: K.Köprü 34. S. No. 40 • ADANA, Tel. 145501393419731 12 6 3 1 ABOXE ve İLÂN Aylık Ayhk Aylık Aylık S u r t içi 360, 180, 90, 30, l'urt dışt 630, 315, 157,50 52,50 tottm Kvtnsn: Iıtsnbnl No: 248 Telefonlar : 22 42 90 22 42 96 22 42 97 22 42 98 22 42 99 Bashk (Maktu) . 400 Lira 2. ve 7. »ayfa (Santimi) „ 95 » 3. »ayfa (Santimi) 100 » 4. 5. 6. »«yia (Santimt) 9ü » ölüra, Mevlid, Tcjekkür (5 Santim) 150 > N'ijan, Nikth, Evlenroe, Dojura 150 * ö l ü m , Mevlid, T e ş e k k ü r 2 3 (5 S ı n t i m ) 200 » SAYISI 100 KURUŞ Eski Bantlar Değişmeli (Başyutdan Devam) Böylece Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin temelini oluşturan en sevdiğim kişileri ele almış ve sevdığim bir ışi yapmış oluyordum. Ne yazık ki TRT'de ilk fırsatta Nazım'ı çıkardılar..» Şimdi durum oldakça aydınIanıvor. Demek ki TRT'de ozanJan edebi değerleri açısından deeil de düşünsel inanç ve eğilimleri yönünden sansüre baflı tutan bir lihniyet egemendir. Daha değnısu TRT'de bir kurul vardır ve bu kurul «gidene agam, gelene paşam» politikasına garılarak iş başındaki iktidarın hoşuna gidecek bir yaym programı uygulamakta, bu uygnlamayı her türlü nesnel kaygıların dışında siire, edebiyata, müziçe kadar uzattnaktadır. Dört ay önce hangi güç vardı iktidarda: Kontenjan Senatörfi savın Naim Talu'nun başkanlıfında AP • CGP koalisyonu değil mi? Bu iktidar elbette N ı n m gibi bir ozanı, ozan gaymak istemevccek, batta babalarımızın taparcasına sevdigi, onlardaki ozçürlük özlemini kamçılayan Fikret'e bile tahammül edemejecekti. Sayın Dizdarogltt'nun Türk ozanları arasında Tevfik Fikret'e TV konuşraasında yer ayırmamış olmasına inanamıyorum. Sayın Cahit Külebi'ninki gibi onnn konuşması da sansüre u|ramıs, Fikretie ilgili parça programdan çıkarılraış olmalıdır. Şu halde programın ikinci bölümü efer dört ay önce taaıırlandığı biçimde yavınlanabüirse, eeçen giin de belirttigim üzere Fazıl Hüsnü Daglarca, Melih Cevdet Anday, Orhan Veli. Oktay Rıfat ve daha yenilerden Metin Eloğlu. Can Tücel, Hilmi Tavuz adını taşıyan ozanlarımızın T\''ce ozan sayılmadıklarına tanık olacağımız kuşkıısuzdur. Ama şimdi iktidar değişmiş. TRT'nin başına genç. dinamik ve çogulru demokrasilerde ka. ttıu kuruluşlarına düşen nesnellik görevinin nasıl yürütüleeeğini iyi bildiğini sandığımız yeni bir genel müdür eetirflmistir. Büyük bir olasılıkia TV de eski bantları değiştirmek geregini duyacaktır. Ü N Î V E R S I T E L E R YASASI (Baştaraıi 1. Sayfada) 1 Eğitim düzenimizin genel amaç 1 lar ve temel ilkelerden ba?layarak okul öncesinden yüksek öğr» tim sonuna kadar, bir sistem bütünlüğü içinde yeniden düzenlen mesi zorunlu görülmüş ve bilimsel araştırma ve incelemelere dayalı olarak yapılan çalışmaların sonuçlarma göre Milll Eğitim sis temimiz, hükümet programı uya rınca yeniden düzenlenmeye baj lanmıştır. Önümüzdeki ders yıl» başı için düşündüğümüz köklü değişiklikler, gelecek aylarda yapılacak IX. MiUî Eğitim Şurasında bir kere daha incelendikten sonra uygulamaya konulacaktır.» Üstündag, «Eğitim Birliğini yeniden sağlamak ve sağlamlaş tırmak bakımından ne gibi tedbirler getireceksiniz» şeklindekl bir sorumuza da şu karşılıgı vermiştir: «Her derece ve türdeki okul ların yönetmelik ve programları Milli Eğitim Bakanhğınca incelenmekte ve kabul edilmektedir Eğitim Birliğini sağlamla.ştırmalc bakımından tüm yönetmeliklerin ve programlann Millî Eğitim BakarUığı tarafından daha etkin olarak incelenmesi ve geliştirilmesi çahşmalanna önem verilecektir.» Milll Eğitim Bakanı, «Köydeki eğitimin bugünkü durumu ile yeterli olduğunun söylenemeyece ğini» bildirmiş «İlköğretim sevi yesinde okullaşma oranında yüz de 90'a ulasılmış ve bu oranın yüzde 100 olarak gerçekleştirilmesinde en zor döneme gelinmiştir» demi.ştir. Kırsal bölgelerde bulunan 714 yaşlarındaki köy çocuklannın beslenme, sağlık ve pratik sanatlarla ilgili beceriler kazanmalannı sağlamak için halk egitimi hizmetlerine ağırlık veri len geniş kapsamlı bir projenin hazırlanması çahşmalanna girildiğini bildiren Üstündag, «Köydeki eğitimin daha iyi olması için öğretmen ve din adamının elbirliği ile çahşmasını olumlu görmekteyiz. Bu iki öğenin bir likte. ahenk içinde çahşmasını sağlamak amacıyle öğretmen ve din adamlarının birlikte, hizmet içi eğitim kurslan ve çalışmaları yolu ile yetiştirilmelerine ve elbirliği ile çalışmalarını sağlayacak olanakların yaratılmasına ça hşılacaktır» demiştir. man sorununa çözüm getirilmiş olacaktır.» Beyazıt Kulesine (Bastararı 1. uyfada) Kural aynı zamanda oğulları va sıtasıyla da üniversite içersinde fıaliyette bulunabiliyordu. Benim duyduğuma göre. Beyazıt Kulesine kırmızı bayrak çekme işini Seyfı Kural, Aİi Kural vasıtasıyla yaptırmıştır. Seyfi Kural, oğullannı Amerika'ya göndertmiştir. Amerika, Türkiye'den adam alır, CIA'da yetiştirir, tekrar gönderir. Bundan maksadı, o tarihe kadar Türkiye'd'e dağılmış bir vaziyette olan sağ kuvvetleri birlestirmek amacını gütmektedir. Nitekim, toplu namazlar bu olaydan sonra başlamı.ş, Türk Ordusunu, gençliğini parçalamak için «Kanlı Pazar»lar meydana getirilmiştir.» Maltepe Askeri Cezaevinden Mahir Çayan ve arkadaşlarının kaçışıru da bir tahrık olarak nitelendiren Turhan, «Devrimci güçler Türkiye'de 13 yıldanberi provokasyanlar yarat maktadır» demiştir. Tanık Turhan'ın bu konuşması sıksık mahkemeyi yöneten Yargıç Ferruh Şenerdem tarafından kesilince, DevGenç sanıkları. «Tanığın sözünü kesmeyin. belki yeni ihbarlarda bulunacak» demişlerdir. Turhan sözlerine devamla, Beyazıt Kulesine bayrağı çekenler olarak açıkladığı kişilerin, N. 1. adlı bir öğrenci liderine Opel marka bir otomobil hediye ettiklerini de açıklamıştır. Sanıklardan Hamzn özkan, bu konuşma üzerine söz almış, «N.l.'nin Nurettın Ispir» olrfuğunu bildirmiş ve «Nurettin l«pir, ilk defa devrimci öğrencilere diğer güçler tarafından silâh kullanılmaya başlandığında öğrenci teşekkülü baçkanı idi. Bunu belirtmekte yarar görüyorum» demiştir. Bundan sonra söz alan Askeri Savcı Deniz Hakim Binbaşı Ülgen Sözer, «Tanıgın, belli bir psikolojinin tesiri altında bu}unduğunu, bu bakımdtn delil değeri taşımayan bu tanığın beyanlarlna itibar edilmemesini» istemiştir. Savcı Ülgen Sözer, «Heie bir eski askerin bu tarzda konuşmaması, ajan sokulo*uğu şeklindeki malum ağızlara iştirak etmemesi gerekirdi. Bu yüzden de teessüre şayan taruk beyanıdır ve bir değeri yoktur» deyince sanıklar. «Başbakan da aynı şeyi söylüyor» diye bağırmışlardır. Sataşma olduğu iddiasıyla söz İsteyen Turhan, «Sayın Savcı, gerici bir gazetede muhsbirlik yapmıştır. Teessüf etmesi normaldir» demiş, Yargıç'ın sözünü kesmesi üzerine de «Sanık olarak konuşamıyoruz, tanık olarak da konuşamıyoruz. Demek ki hakhyız» demiş ve salondan görevlilerle çıkmıştır. Bazı tanıkların ifarfelerinden sonra söz alan sanık Gökalp Eren, gençlik olaylarının bazı sosyal nedenler üzerine meydana peldiğini belirtmiş ve «Bu olaylar zinciri üzerinde birtakım provokatörler yer almış. olayları saptırmak istemiş olabilirler. Bu da mumkündür. Ancak, biz bazı olaylara katılmış veya bazı olaylan devrimci hareketleri organize etmiş isek. günahlan ve sevapları ile bunların hesabını verebiliriz» demiştir. Duruşma, 22 Şubat'a ertelenmiştir. Ve yüksek öğretim Millî Eğitim Bakanı Mustafa ÜstüncTağ'a, yüksek öğretim sorununa ilişkin olarak yönelttiğimiz sorular ile Bakanın bunlara verdigi cevaplar ise şöyledir: Soru: Üniversite nedir, Türk eğitimi içindeki yeri nedir, nasıl olması gerekir bu yerin? Cevap: Yüksek öğrenimi, a) Üniversiteler, b) Akademiler, c) Yüksek okullar olarak mütalâa ediyoruz. Üniverslteler, bi lim, öğretim, araştırma ve yayımla ilgili memleket ve çevr» sorun ve eğitim ihtiyaçlarına ışık tutan, yüksek seviyeli irvsan gücünü, beyin gücünü ve araştırıcıları yetiştiren kuruluşlardır. Üniversiteler birer sosyal sistem oldukları için, topluma açık olmalıdırlar. Toplumun gelişmesini ve ihtiyaçlarını yakından takip ederek kendilerini, toplumun ihtiyaçlarını karşılama yönünde sürekli olarak yenilemelidirler. Toplumu iİKİlendiren sorunları araştırmalı, sonuçlannı toplumun yararına sun malıdırlar. Gerekli yayınlartyla toplumun gelişmesinde etkin olmalıdırlar.» Soru: özellikle yeni üniversiteler yasasında, asistanlar için çok kötü koşullar getirildiği bilinmekte ve bu, büyük huzursuzlukların kaynağı olmaktadır. Bu konuda düzenleme çalışmalarınız var mı, varsa nedir? Cevap: Üniversitelerle ilgili 1750 sayılı yeni üniversiteler kanununda, üniversitelerimizin içinde bulundugu koşullar dikkatle gözönüne ahnmadan, asıs tanlarla ilgili bazı işlerliği zayıf olan hükümler getirilmiştir. Bu hükümler, uygulamada görülen aksaklıkları da gözönüne alınarak, üniversitelerle yapaca ğımız i«birliği İçindeki çahşmalarımızla hazırlayacağımız tasarıyla düzeltilecektir. Soru: Yetişmiş insan gücü ve gençlik sorunlarımn da kaynağı olan yüksek öğretimdeki bunalımlar, son çıkan üniversiteler yasasi ile çözülebilir mi? Bu ye ni yasanın eksiklikleri veya yan lışlıkları nelerdir? Ne gibi düzenlemeler öngörüyorsunuz? Cevap: Yüksek öğretimdeki bunalımların 1973 haziranında çıkartılan ümversiteler yasasi ile çözülmesini bekleyemeyiz. A% lında üniversiteler sistemini lek basına, müeceret düşilnemeyiz. Bundan dolayı üniversite seviyesinde meydana gelen bunalım ların ekonomik ve sosyal sistemimizdeki soruniarla yakından ilgisi olduğu gerçeğini gözden. uzak tutmamalıyız. Bunun için toplumun bir kesimindeki sorunun çözülebilmesi için, çeşit H sîstemlerde, çok yönlü tedbirler ve değişiklikler getirmek gerekebilir. Yeni yasanın düzel tilmesi yolundaki hazıriık çalış malarına kısa zamanda üniversitelerimizle işbirliği yaparak başlamak arzusundayız.» Soru: Hükümet programı, bir yandan yüksek öğretim kapılarının tüm orta öğretim gençliğine açılacağını bildiriyor, bir yandan da «yüksek öğrenime alınacak öğ renci sayısı ve bunların fakülte ve bölümler arasındaki dağılımı, kalkınma planında öngörülmüş. yetişmiş insan gücü hedeflerine göre tesbit olunacaktır. diyor. Bu, kapıları bir yandan ardına dek açarken, bir yandan da kapatıyor mu? gibi bir izlenim yaratmakta. giriş sınavı konusunun da çeşitli istismarlara vesile yapıldığı ortada. Bu konuda ayrmtılı bilgi verir misiniz? Bugünkü sistemde de yüksek öğrenim kapıları, orta öğretimden gelenlere teorik olarak açık olduğu halde, dışarda ka lanlar üniversite ve yüksek okul lara girebilenlerin kat kat üstünde olduğu hatırlanırsa, bu büyük sorunu nasıl çözeceksiniz? Halen üniversiteye giremeyen yüzbini a; kın lise mezununun durumu ne olacaktır? Açlık grevi yapan öğrencilerin önerdikleri gibi gece öğrenimine gitmeyi. geçici bir çözüm olarak dahi, düşünür müsünüz? Cevap: Yüksek öğretime geçiş yeniden düzenlenecek ve yeni sis temde orta öğretimde öğretime hazırlayan programları bitirenler yüksek öğretim kurumlarına alı nacaklardır. Hayata ve iş alanla nna hazırlayan programlann yük sek öğretimle ilgisi olmayacaktır. Yeni sistemde öğrenciler doğrudan doğruya îisans öğrenimine almmayacak, temel bilimler alanlarında ön Îisans yüksek okullan na ahnacaklardır. Ön lisanstan li sans öğrenimine geçi? için basarı ?artlarını yerine getiremiyenler ile kısa yoldan hayata atılmak isteyenler için çeşitli mesleklerde ön Îisans diploması ile *ra bir insangücü yetiştirilecektir. Böyle ce lise ve dengi okulların sonunda olduğu gibi, hem yüksek öğre nim önündeki birikim önlenecek, hem de ara seviyede insangücü yetiştirilmiş olacaktır. Ön Îisans öğretiminin esasları, yüksek öğre tim kurulu tarafından kabul edil miştir. 19741975 ders yılı başından itibaren uygulamaya geçilmesi hususu yüksek öğretim kurumlarına intikal ettirilmiş bulun maktadır. Bu uygulama ile bugün kü üniversitelerarası giriş imtiha nı düzeni yerine fönlisans öğreni mine giriş düzeni) getirilecektir. Yüksek öğretim kurumlan önünde mevcut olan bugünkü birikimi önlemek için. a) ek kapasite yara tılması, b) paralel öğretim yapıl ması, c) gece öğretimi yapılması, ç) açık olan kontenjanların doldurulması gibi tedbirler üzerinde yüksek öğretim kurumlan ile işbirliği yapılmaktadır. Ayrıca tele vizyonla ve yazışma ile öğretimi de kapsayan, açık üniversiteler kurulması konusunda çalısmalar yapılmaktadır.» Bu köşeden Havyarlı muhalefet ALTAN ÖYMEN (Baftarsfı 1. larfsda) hakımından, ciddijet bakımından.. Ötekine ayıp olmasın diye yazmayayım... * Köyişleri Bakanı Mustafa Ok'a nümune ha^ar getirmlşler. O da samimiyetle «Ben hayatımda hiç havyar yemedana. Tadına jimdi bakacağım» demiş. Vay efendim, Mustafa Ok, nasıl olur da havyar yememiş olurmuş... Kendisi Istanbulda Inırmay subay mış... O zaman kokteyl partiler olurrnus . O da bazısın» gidermiş... O kokteyl partilerde havyarh kanape de olurmuş... Mutlaka yemiş olmalıymıs... Numara yapıyormus... AP'li bır gazetede de. günlerdir böyle bir havy»r kampanyasıdır gidiyor.. Bahsedilen kokteyl partilerin tanığı da, bu kampanyayı sürdüren fıkrscı... N« için numara olsun Mustaf» Ok'unki, bir türlü anlayamadım. Havyan daha önce yemiş olsa, bunu da söylese oy mu kaybedecek? Yememis olsa oy mu kazanacak?.. însan böyle havyarlı kokteyl partiye gitse de havyar yememış olamaz mı? Olamaz olur mu?. Hele garson daha tepsiyi çıkarırken. kanapelerin orta sırasına hücum eden havj'ar meraklılanmn dolaştığı kokteyl partiler vardır... Onlara giderse. havyarı yemek degil, göremez bile... Mustafa Ok da, efendiden bir zattır... Herhalde öyie olmustur... özetle: AP politikacılan olduğu gibi, AP basını da $u muhalefet deniien ise hâlâ alışamadı. Hükümet kurulalı kaç gün oluyor. Hâlâ dişe dokunur, akla uygun bir muhalefet sesi duyamadık... 34 yas... Kandıra'da oyun.. Kokteyl partide havyar... Konular bunlar... Bu kadarı da can sıkıci oluyor ama... Htçbir şey yapami3rorlarsa, telefonu açıp, bizim muhalefette tecrübeli arkadaşlara sorsunlar... Bu işin yolunu. yordamını öğrensinler de, politikaya da, basına da biraz canlüık gelsin... • Yedeksubay ve yüksek öğretim Soru: Üniversite öğrenimi, bugün bir ölçüde de olsa, yedek subaylık hakkma kavusturucu bir olanak durumuna geldi. öyle ki, bir lise öğrencisi, sırf bu olanağa kavuşabilmek için herhangi bir fakülte veya yüksek okula gı riyor ve bitirdiğinde, yaptığı öğrenim ile hiç ilgisi olmayan işlerde çalışıyor. YUksek öğretimi amacından saptıran bu bozukluğu nasıl gidermeyi düşünüyor sunuz? Cevap: Gençlerimizin, hiç değilse bir kısmının yedeksubay olabilmek için yüksek öğrenim ar zusunda olduğu bilinmektedir. Millî savunma açısından, ilgili bakanlıkla bu konunun süratle ele alınarak yedeksubaylığı yüksek öğrenim için bir pekiştireç (motivasyon) olmaktan kurtarmalıyız. Mümkün olduğu kadar öğrencileri yeteneklerine göre yö nelterek, gerekli eğitimi isteyerek, sevrek almalarını sağlayıp yetiştirilmelerine uygun çalışma olanaklarını gelıştırmeliyiz. Böylece her alanda üretimdeki verimliliği arttırabileceğimiz kanısındayım. Ecevit (Bastarafı 1. nvfada) «ÖnlerinoTeki güçlüklerden yılmayacaklarını» belirten Ecevit, şunları söylemiştir: • Iktisadi bakımdan büyi.k güçlükler devraldık. Bu bakımdan, ilk birkaç ayda, hükümetlere zor gelebilecek bazı kararları almak durumunda kalabiliriz. Çünkü bu kararların zamanında almması gerekirdi. Ama bir kısmı bize devrolundu. Arada geçen süre, bunların ağırlığını daha da arttırdı. Ama bu tedbirleri alırken, alacağımız tedbirlerin yükünün dar gelir11 halkımıza, köylümüze, işçimize, memurumuza, esnafımıza yüklenmemesi, onları ezmemesi için, her tedbiri almayı d"a görev bileceğiz. Sıkıntıyı dar gelirlilere aktarmamanın yollarını bulacağız..» Ecevit, bu arada bir örnek vererek, kıdem tazminatının yılda 15 günden bir yıla çıkanlmasıyU ilgili kararı hatırlatarak, «Bu gibi, halkı öncelikle düşünen tedbirleri hükümetinizin bütün tedbirlerinde inşallah göreceksinir. Bir kusurumuz olduğu vakit, •ya'bugün yaptığımız gibi, yahut bize mektup, telgrafla sesinizi duyurarak, bizi uyaracaksınız» demiştir. Başbakan Ecevit, «Hükümetin bir karma hükümet olması n*deniyle hiçbir kaygının olmaması gerektiğini» kaydetmiş, alınacak bütün tedbirlerde «CHP ile MSP'nin tam bir görüş birliği içinde olduğunu» bildirmistir. Eğitim Enstitüleri (B*ıt»r*h 1. Myfada) Milli Eğitim Bakanhğınca JU konuda şu bilgi verilmiştir: «(î) Eğitim Enstıtulerınin akşam öğretimi yapan bölümlerine, daha önce Eğitim Enstitüleri giriş jınavlarına veya üniversitelerarası sınavlara katılıp da kesin kaydını yaptıramıyan lise ve llköğretmen Okulu mezunlarından gündüzlü statüsünde öğrenci alınacaktır. (3) 1973 • 1974 öğretim yılı basında enstitülerde yapılan giriş sınavlarına katılıp da kesın kaydını yaptıramıyan adaylar, Eğitim Enstitülerinde akşam öğ retimine devam etmek istedikleri takdirde, bir dilekçe ile en geç 25 şubat 1974 pazartesi günü saat 17.00'ye kadar sınava girdikleri Eğitim Enstitüsü Müdürlüklerine başvuracaklardır. Bu adaylar sınava girdikleri dal larda aldıkları puana göre sıralamaya tâbi tutulacaklar, ön kayıtlar buna göre yapılacak ve daha önceki yedek listeler dikkate alınmayacaktır. (3) Üniversiteİerarası giriş sınavına katılanlardan daha önce Eğitim Enstitüsüne müracaat etmeyen ve herhangi bir yüksek öğretim kurumuna kayıtlı olmayan lise mezunları ön kayıtiarını yaptırmak üzere ögrenim belgeleri ve puan kartlarının asıllan ile birlikte bir dilekçe ile en geç 25 şubat 1974 pazartesi günü saat 17.00'ye kadar girmek istedikleri Eğitim Enstitüsü Müö*ürlüğüne başvuracaklardır. (î) Lise mezunlarından Fen ve Tabiat Bilgisi ile Matematik bölümlerine girmek lsteyenler Fen puanı, Sosyal Bilgiler ve Türkçe bölümlerine girmek isteyenler Sosyal puan, Yabancı Diller bölümlerine girecekler Yabancı Dil puanına, Resimİş, Müzik ve Beden Eğitimi bölümlerine girecekler ise toplam puan üzerinden değerlendirileceklerdir. (5) Resim İş, Beden Eğitimi, Müzik ve Yabancı Dil bölümlerine ön kayıt yaptıran lise mezunlan Eğitim Enstitüsü Müdürlüklerince tesbit edilecek bir günde »yrıca bir «eçmeye tâbi tutulacaklardır. (6) Açılacak akşam öğretimi bölümlerinin 1973 • 1974 öğretfm yılı 2. sömestr öğretimi, «ynı enstitülerde yaz öğretimi yapılmak suretiyle tamamlanacaktır. (f) Bu husust» illere v» EJitim Enstitülerine gerekli duyu ru yapılmıştır. Eğitim Enstitülerinde hangi bölümlerin açılacağı ve kayıt • kabul şartları hakkında daha geniş bilgi, Egitim Enstitüsü Mill! Eğitim ve Lise Müdürlüklerine gönderilen genelgeden öğrenilebilir.» Bilim adamları (Baştarafı 1. SayTada) Teklif kanunlaştığı takdirde bu bilim adamları yedek subay okullarında iki ayrı yaz dörveminde, ikişer aylık eğitime tabi tutulacaklar, bu eğitimi başarı ile bitiıdikleri takdirde yedek subay olabüeceklerdir. Kanun teklifi bu yedek subaylann kıt'a hizmetlerini bağlı bulundukları Yüksek Öğrenim Kurumlan veya Kamu Araştırma Enstitülerinde asli gö revlerinde çalışarak yapmalarını da sağlamaktadır. Parlar, kanun teklifinin gerek çesinde, bu durumun bilim ad*a mı israfını önleyeceğini, genç bilim adamlarının bilimsel çalışmalarında devamlıhğı sağiayacağını belirtmekte, böylece yurdumuzda gelişen araştırma hizmetlerinin aksamamasını, Yüksek Öğretim Kurumlannın personel sorunlarına yardımcı olacağımifade etmiştir»'" Kanun teklifinde yedek subaylık hizmeti sırasmda bu bilimsel kurmlardaki görevlerinden ayrılanların normal kıt'a hizmeti yükümlülüklerini yerine getireceklerine dalr bir madde de konulmuştur. (THA) Köy Enstitüleri Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ, «Kapatılan Köy Enstitüleri hakkındakı düsüncelerinız nelerdir? Bunların Türk ulusal eğitimindeki yerıeri neydi? Boşlukları duyuluyor mu sizce ve eğer duyuluyursa. yerlerini yeniden doldurmayı öngörür mü sünüz?» şeklindeki bir d;ğer s o . rumuz Uzerine de ?unlan söylemiştir: «Köy Enstitüleri o fünün ihtiS^ıçtenna çBre taklitçibltten u*Wc,]'kendi bünyemizden yarattığımız etkin kurulujlardı. Bu kuruluslar üretime dönük, dinamik bir iş eğitimi sistemi geliştırmiştir. Köy Enstitülen valmz öğretmen değil, halkla yakın temas kuracak çeşitli meslek mensuplarıru yetiştiriyordu, ounian top luma bırer lider olarak hazırlıyordu. Köy Enstitülerinın toplumumuzun intiyaç duyduğu öğret menin yetiştirilmesinae, okulların yapılmasında, top.um kalkın masında önemlı bir yen vardır. Yetiştirdiği 17 bin öğretmen ülkemizin her taraiında, bugün feragatle hizmet görmekteair. «Bu müesseseler şu »nda öğretmen okullan olarak çalışmaktadırlar. îsim önemli degildir. önemli olan, mevcut kuruluşlanmıza gerekli dinamızmin verilerek, kitaba ve ezbere dayanan öğretim yerine. deneye. gözleme araştırma yapmaya, metod, teknık, maharet kazanmaya, kişisel irsiyatifin geliştirilmesine, işe ve üretime yönelik bir eğitim sisteminin gerçekleştirilmeskür » NADİR NADİ Bakan Eyüboğln (BasUrafı i. Sayfada) şımızı da korumak isteriz» ;eklinde konuşmuştur. Haşhaj ekimlnin yeniden ba;lamasına karsı belirecek tepki lere harsı boyun eğmeyeceklerıni de açıklamalarında ima eden Deylet Bakanı Orhan Kyüboğlu. «Sanıyorum ki kararımız müsbet karçılınacaktır» demiştir. Eyübo«lu, bashas ekımıne yeniden izin verilmesinın bir kararnatne konusu olduğunu beürt tikten sonra, «Kkime ne zaman geçilebilir» şekhndski sorumuzu da »öyle cevaplamıştır: • Bakanlar Kurulu her halde sür atle hareket etmek mecburiyetin dedir. Çünkü mevsim yaklaşmak tadır. Bu arada Türkiye'de haşhaş tohumu kalmayabiKr, yani böyle giderse, bu devrede ekmezlerse, hariçten hajha; tohumu ithal etmek mecburiyetinde kalırız. Türkiye'nin kırk iki vilâyetinde bu ekim yapılır. Bizim teklifımiz çok ortalama bir tekliftir, dengeli bir tekliftir. Diyoruz ki şimdi, dört ila yedi vilâyette bunu deneme mahiyetinde yapalım. korkulan seyin önlendiği görüldükten sonra genişletelim. Kaldı ki uvuşturucu madde kaçakçılığı nın menşei biz değiliz. Hâlâ bugün Amerika'da yığınla esrarkeş var. Biz menettik haşha? ekimin.i ne oldu? Tabil insanlığ: da düşü nüyoruz. Ama kendi köyîümüzü de düşünmek mecburiyetindeyiz.» o " İngiltere'de İsçi Partisi •ıiııl'f. • •rî • Safiye Ayla eşinin kitaplarını tablolarını ve müzik aletlerini Süleymaniye Kütüphanesine hediye etti . Evinde dün bir basın toplantısı düzenleyen ses sanatkân Safiye Ayla, merhum Şerif Muhittın Targan'ın bütün kitaplarını, notalarını, tablolarını ve her biri birer sanat eseri olan piyano, ut ve viyolonseUerini Süleymaniy* Kütüphanesine bagışladığıru açıklamıştır. Basın toplantısmda Safiye Ayla, müzik enstrümanlannın değerleri üzerinde konuşmuştur. Daha sonra Ressam Elif Naci, trblolann sanat kıymetı hakkında bir konuşma yapmış, kitapltrı için Süleymaniye Kütünhane Müdürü Muammer Üllter bügi vermiştir. Safiye Ayla'nın bağışladıklarır.ın toplam değeri 1 milyon liradır. Eserlerin kütüphaneye nakline başlanmıştır. kazanırsa, Ortakpazar konusunda halkoyuna basvuracak 3 Indirimli satışlar (BaşUrafı 1. Sayfada) lâtlı satışa katılan firmalar Istanbul Ticaret Odasınca denetlenecek amaç dışına çıkan ya da beyanına uymayan firmalar cezalandırılacaktır. Öte yandan, Istanbul Ticaret Odasının denetimi yanında Odaya kayıtlı olmayan birçok firma daha öncelerden bu tür satışa başlamıslardır. Bu tür işletmelerin bir çoğunun tenzilâtlı satış adı altında düşük kaliteli ya da defolu malları piyasaya sürdüklerini belirten Istanbul Ticaret Odası yetkilileri. halkı uyarmıslardır. Yetkililer uyarılarında tenzilâth satışlara rağbet edenlerin Istanbul Ticaret Odasınca verilen ve mağazanın görülen bir yerine asılan denetim belgesine dikkat etmelerini istemişlerdir. (DIŞ HABERLER SERVİSt) LONDRA İngiltere'de bir yandan maden kömürü işçilerinin grevi sürerken, öte yandan da 28 Şubat günü yapılacak genel seçimlerle ilgili kampanya gittikçe kızışmaktadır. Muhafazakârlarla işçiler arasındaki seçim kampanyası sirasında ele alınan başlıca konulardan biri de Ortakpazar'dır. îşçi Partisi lideri Wilson, partisinin seçimleri kazanması halinde Ortakpazar konusunda halkoyuna başvuracagını açıklamıştır. Yani İngiliz halkı ülkelerinin Ortakpazar'da kalıp kalmayacağını ken di iradesiyle tayin edecektir. îşçi Partisinin bu açıklaması Muhafazakârlann sert tepkisine yolaçmıştır. Muhafazakâr Parti lideri Heath, önceki gün yaptığı basın toplantısmda Wilson'a cevap vererek, «Ortakpazar'ın içindeyiz ve içinde kalacağız» demiş tir. Bozbeyli TRT konusunda tereddütleri olduğunu söyledi ANKARA, (Cumhuriyet Büroro) DP Genel Başkaru Ferruh Bozbeyli, parti divanı toplantısmda yaptığı konuşmada, TRT konusunda tereddütleri olduğunu kaydederek «O da (İktidara ayak uydurma) üslubuna zorlanacak mı? Yahut kendi içinden böyle bir hesaba yönelecek mi? Bunu önümüzdeki günler gösterecektir» demiştir. Bozbeyli, «Bugün Türkiye'de bir sol vardır. Hem de kuvvetli şekilde vardır» diyerek şunları söylemiştir: «Sayın Ecevit son beyanatında «Sağı küçültmek istiyor ve hafife alıyor. Biz «Solııu hafife almıyoruz. Sol senelerin vurdum duy mazhğından istifade etmesini bil miş ve güç kazanmıştır. Yazan vardır, çizeri vardır, uzmanı vardır, yayın ve ilim ve sanat mu. hitlerinde taraftarlan ve destekle yicileri vardır ve organizedir. Tercüme ve telif olarak piyasaya çıkan kitaplar büyük nispette soldur.» Elbistan'da bir köye «Ecevit» köyü adı verildi ELBİSTAN Elbistan'a baflı Cela Bucağı Belediye Meclisi aldığı bır kararla, Cela mezrasında bulunan Kötüköy'ün ismini değiştirerek, «Ecevit Köyü» ismini vermiştir. Orta öğretim Mustafa Üstündağ. orta öfretimde yapılacak yeniden aüzenleır.enin aynntılarına iliskin sorumuza karşılık şu açıklamaları yapmıştır: «Orta öğretim, öğrencileri A) ya yüksek öğretime, B) ya hem mesleğe, hem yüksek öğretime C) ya da hayata ve iş alanlarma hazırlayan programlardan oluşmuş bir bütünlük .çinde yeniden düzenlenecefc ve öğrenciler ılgi. yetenekleri ölçüsünde ve doğrultusunda DU programlara yöneltiltrek yetiştirilecek ve öğrencilere yeteneklerine göre programlar arasında yatay ve dıkey geçiş ımkânları sağlanacaktır. Yetenekli öğrenciler yüksek öğretime yöneltileceklerdir. Böylece hem yüksek öğretim kuruluşları önündeki yığılmalar önlenecek ve hem de kalkınmada ihtiyaç duyduğumuz orta sınıf kalü"iye ele Biz antrenörler (Bastarafı sporda) olanakların elverdiğince çahşıyo ruz. En büyük sorunumuz antrenörlüktür. Bizde antrenörler kendi zamanında ne yapmışsa öğrencilerine de onları öğretmektedir. O>sa ne bir bilimsel çalışma ne de boksda bir ekol çalışması j'apılıyor. Bu tür çalışmalar boks sporuna hiç bir yarar sağlamamaktadır. Türk bok sunun geleceğini düşünen herkes:n bu konulara eğilmesi gerekmektedir. Ancak o zaman Dünya ve Avrupa'da bu spor dahnda söz sahibi olabüiriz. Yoksa yerimizde sayanz. Korucnlardan (Bastarafı 1. sayfada) «Bir defa daha iktidara talio old"uğumuzda, devam edecegmiz büyük hizmetleri manevi cephelerle tahkim edeceğiz. Memleketimizin ve rejimin muh taç olduğu, deviete kuvvet verecek olan milliyetçi ve muhafazakâr bir gücün yaratılmasına matuf gayretlerimizde, millet muhabbetinin iştiyaki içinde kazamlması yolunda gereken fazileti. samimiyeti ve liyakatı gö<tereceğiz..» (THA) NÖBETÇİ ECZANELER BAKHtKÖY: Yeni fAUköy), Sezgin (Yeşılköy), Yıldız (Küç. Cek), Bağcılar, Anadolu (Bah. Ev.), Sağlık (S. Köy), Şükran (Esenler), Yeni (KanArya) BEŞİKTAŞ Nall Halit Tipi. Has Yeni Şlf» lOrtilcoyı. Bebek, Akalay (1. Lerendl BEYKOZ: B*tül BKYOĞLU: Istlklil, SıraselvUer, Kutlay EMtNÖNÜ: Büyük. tstikmmet (CrmbfrlitM I. Veznecller EYÜP: Petek, Azlzbaba Mey dan ı Barrampa** ı, Yeni (Ramü, Gürsoy (Allbeyköyj rATİH: Kulluk. Oöluel, Fügen (Aktmny), BMtt (Şehreminl), Bertan (D«v\upa^a), Çakmak (Ko. Mu. Pa.) G. O. FAŞA: Yonea, Sailık (KU9 Köy) KADIKÖY: İnct. Kerlm, Rıhtuu. Cağlayan ISelâmiçeşme), Ayşem (Suadiyeı. Lefkell (Fikirtepe) KARAKÖY: Perfembep&nrı, Ktt ledibl KASIMPAŞA: Şafak. HaskSy SARIYER: Umut, Merkez (tstlnye> ŞİŞLİ: Alev. Bahar, Dilek. Murat (Mec. Köy). Yeni İtimat, Sultansellm. Ortabayır. Şifa ÜSKÜDAR: Işılay, Haydarpa*», Kuruçeşme, Gülden (Beylerbeyl), Alper (Ümraniye) Grev öte yandan, 269 bin maden kö mürü işçisinin israrlı bir biçimde süıdürdükleri grevle ilgili olarak iki parti lideri arasında bir uzlaşma gerçekleşememiştir. îşçi Partisi lideri Harold Wilson'm Muhafazakâr Parti lideri ve Başbakan Edward Heath'e grevle ilgili bir zirve konferansı yapılması önerisi Heath tarafından reddedilmiştir. vo • 1 8 Londradan özel olarak davet edilen Miss. Barrett ve Miss.Thaddeus MaryQuant;ın ilkbahar makyaj yeniliklerini sizlere 1625 Şubat tarihlcri arasında Hilton Oteli 319321 no.lu ozelVeyonlarımızda ücretsiz olarak sunacaklardır. (Güzel Sanatlar Reklâm: 37 • 1326)