Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kadrolar belli bir zihniyetin temsilcileriyle dolduruluyor Atatürk Üniversitesinde kadrolaşmada ilgin; bır çizgi izlemış geçtiğimiz yıllarda. 12 Mart donemindeki hızı bir ölçüde kesilmiş olmakla birlıkte hâlâ da ızllyor denilebilir. Nasıl? dıyeceksimz. örneğin, eski Ecevit Hükümetinın bazı CHF'li bakanlannda mevcut bir raporda şöyle bir cumle var: «Ataturk Üniversitesl Bğretim üyesi kadrolan belirli bir düşün ceyi temsil edenlerce doldurulmuştur..» Ünıversiteler yasasına göre, doçentlik sınavına girmek isteyen bır doktor asıstanın sınava gireceği bılim dalında en az dort yıl çalışmış olması gerek. Oysa. Ataturk Üniversitesinln 1957 tarihh kuruluş yasasında bu hukme bir istisna getirilıniş ve bu surenin ıkı yıla indınlmesi mümkun kılınmış. Ama bir şartla: cNamzetin liyakat ve çalışmaları nazan ıübare alınarak.» Bundan sonrasını eski koalisyon hükumetinin bazı CHP'H bakanlannda bulunan rapordan okuvalım: «17 yıldan berl uvgulanan bu yöntem ne yazık ki, son yıllarda kasıtlı olarak «belli amaçlar» la kuUanılmağa başlanmıştır. Şoyle kı, halen tşbaşınd'a buluTurkdoğan «yrıca, doçentin dosyasını da incelemış, fakülteye tayini de usulsüzmüş: «Tayininizin 4936 sayılı Kanunun öngördüğü hükümlerin hiçbirlne uymadığı, tamamivle usul jüz olduğu görülmektedlr.» 1; bu kadarla da kalmamış. Doç. Turhan bırer ay arayla çeşitli bölüm baskanllklarına da sıçrayıvermiş. Bu durumun da Bir örnek Türkdoğan'ı çok kızdırdığı anlasılıyor: îsterseniz bir örnek verelhn Siz bu tür maskaralıkların bu konuda: Daha once de sozuyoksul halkın birkaç kurusluk nu ettğimiz Doç. Dr. Nevrez vergisivle kurulmus haysivetli Turhan. Rektör Bıyıkoğlu'nun bir müessesesinde olabileceSme bir zamanlar çok yakını. Doktor asistan olarak 1971 O inanıyor musunuz? demis Turkcak'mda universiteye alınmış. doğan ve arkasından bir firaklı Bir ay sonra doçentliğe baslama soru daha yöneltmiş doçentine: Fakültede yıllarca hizmet sı içın karar verilmış. İkı yıl sonra da ıkı yıllık kısaltma su etmiş öğretim üyeleri dururken resl sağlanarak doçentlik sına sizin en kısa zamanda, vıldırım hızıvla bu makamlara getirilme vına girme hakkı tanınmış. nizin anlamını bugüne kadar Bunları Doçent Turhan'ın geçhiç tfüşunebıldiniz mi? tiğimiz Haziran avına dek mensubu bulunduğu îşletme FakulAma niçin? tesinin Dekanı Prof. Dr. Orhan Turkdoğan yazmış Türkdogan, Hemen arkasından da sanki daha once de rfeğındiğımız 30 Ma bu soruyu cevaplarmtşcasına ayyıs 1974 tarıhli resmi yazısında nen söyle demis: şunları da eklemış: Rektörlüfu ve dekanilga «Oysa ki, aynı tarihlerde en az yatkın tutumunuz karştsında fasızın kadar yetenekli asistanlakülte ve üniversitede: çe«itll ra, doçentlere bu hak verilmıkomisvonlara, asistan smavlanyor Danıştay kapıları gösterilina, soruşturma kurullarına ve yordu. Siz o zaman hangi vetenihayet zamanın modası olan neğinizle bu lşlerden tereyağın lhbar görevlerivle tlgili faalivet dan kıl çeker gibi sıynldığımzı lere seçildiğinizi unuttunuz mu? hıç duşündünüz mü?» Tayini usulsuz yapılmıs. nan yöneticiler, kanunun, kısalt manın hangi durumlarda yapıla cağını objektif esaslara bağlamamış olması nedeniyle, kendi düsünce ve emellenne yönelik kışılere bu hakkı kullanma olanağı tanımış, gerçek anlamda bilinçli ve sosyal demokrat görüşü benimsemiş asistanlardan ise bu hak tltızlikle esirgenmiştir.» Erzurum'da, Atatürk Ümversıtesi'nde... Hasan CEMAL Füze hızıvla yükselmis. Bunlar, «maskaralık» mış. «HaysıyetlU bir kurumda bunlar olur muyrouş? Ama olmuş ışte. Nasıl olmuş? • Rektörlüğe ve dekanlığa yatkın tutumu» nedeniyle... Atatürk Ünıversitesindeki kad rolaşma mekanızmasının işlevlşine bir nebze ısık tutar dlye verdik bu örneğı kaç örneğe değinmeden geçemeyeceğu bu konuyu Erzurum'dd seçırdıgımlz eünlerde elimize bir resmi lıste eeçtı. Asistan sınav )ürılenne llışkın bir lıste İşletme Fakültesının çesitli bnlumlerine tam 12 asiftan alınacakmıs. Ünıversite Yonetim Kurulu 7 Temmuz 1972 gıımı toplanmış Üçer kişiden olusan oniki adet «ınav iurisı seç mıs Oysa önce bu Udliyı blraz tanıtn:ak gerek Irmak Hukumetmın kurulmasından önce 14 profesör bır bıldırı yayınlayarak, hükümetın CHP dışındaki sağcı partıler tarafından kurulmasını istemışlerdı Bu profesor ler arasmda Sabahattin Zaım ıle Nevzat Yalçıntaş da vardı. Ote yandan Sabahattin Zaim, sağcı basının onde gelen kalemlerinden bırıydı Sabah ve îttıhat gazetelerme makale yazardı. 1969 seçım sonuçları üzerme şöyle de mıştı: «Alemi tslâm Tiirkiye'deki seçımîerı muslumanların zaferı olarak vasıflandırdı » Asistan nasıl alınır? Bır de aslstanlık sorunu var. Daha doğrusu ne gibi nıteliklere sahıp olanların asistan olarak tercıh edildıklerı? .. Bu konurta. «vönetıci klığın zihnıvetlnde olanlar kuşkusuz» yanıtın aldık «urekli olarak An latılanlann tümünu de belgelemek olanaksi7 tabiatıvla Bununla birlıkte vine de bır Jürilerin dcmirbaşlan Lısteve şoıle biı goz attık 12 asütanı «eçecek onıkı sınav jünsınden senmndp su ıkı ısım gozumuze çarptı (>rof Dr Sabahattın Zaım ve Prof Dr Nev ?at Yalçıntaş Gerıve kalan don sınav ıuriMnrie de bu lkıhden bırının adı mutlaka ver alıvordu. N'apalım vanı' dıvebılirsıniz. tsbl rutacaklardı: Malivede de, para bankada da muhasebede de, harekât arastırmasında da onlar soz sanıbı olacaklardı îşte. asistan alma mekanızmasının ne derılı obiektü olçülere bağlı olaraıttan ışlerebılecegım de gelın siz takdır edın • • Kadrolann çok şıskınleşmis ol duğunu da bu arada sık sık duvduk. Çok cesıtlı sövlentıier dınledik. Örnegın «vesil saha» Işçıs> dıve ünıversıte lcadrosundan maasa baglanmış oırtakım ögıen cı.er varmış, uellı bır zıhnıvete ba£lanmı$ ögrencıleı öte vandan Türkes'çi fasıst komandoların önde selen bazı r/ıilnanlan her cesıt kadrova oYa Yalçıntaş zenle verleştınlmıs ve verlestınlNevzat Yalçıntaya gelınce bır tnçktevmisler Bara ısıtnler de va zamanlar VÜTY sanavıcı ve tşa rıldı: damlan Derneğının «nel sekre• Ahmet Alı Aslan: «Garto reılifcınde oulunmustu Sabah ve Kafkaslı» dıve mlınen bu eenç. Milli Iştk çıbı sa* kanat eazete komandoların en onde gelen mılerınde makalelen vuvımlanırdı oirırtnis tnpılızce AP donemmde «müslüman Kar lıtanlanndan zavı! olmakla bırliKbılgısı hayll peşler'in egemen oldu&u Uevlet tp dört oeş ^v Haoar once tngıPlanlama Teşmlâtında Sosval Planlama Daıresı ciapkanlıginı v*i lız filoloiısme asistan olarak alın rutmüçtü Avnca son AP Bü mıs. • Yılma Uuıak: MHP üeneı vuk KonRresmden oııce adı DeBaşkanı Alpaslan rürkes'ır Ermırel'e altema'if olarak senel başkan adavları arasmda eecrnıs zurum'dakı mutemet adamı olat;. rak bilınıvor Cevredekı MHP'lıAtatürk Cnıversı esmde çok çe lerın «teorısvenı» ııve tanınıvor. ş;tlı sınav turılerırıın demırbas On vıllık uzatmalı bir ögrencılık ten sonra Türkolou bölümünden uyelerı oldugunu ogrendıg'.mız bu roezun olabılmıs. Ögrencıli6ı sııkılı. sos%"al sıvaset orofesorlerıv dı Oysa. tam onbır defeışık ko rasında da üç yıl kadar ünıverr.uria asistan adavlarını sınava s.te kütüphanesınde calısmıs. Ha len de ktitüphane memuru. 0 Yavuz Aipınar Komandoların önderierınrterı oırı daha. Turkoloıı bolıununaen mezun olur olmaz tıem fKİebıyat fakültesmde okutman hem de Sctiuıphanede memur olarak calısmaya baslamış * * Dogu Anadoıu vurdumuzun en serı kalmıs Döl°esi. Oranın ınsanı süreklı een *aımıslı8ın karan lığında bıraktınlmıs .. Ve bu een KalmışU*ın ortasınd» bır ünıversıte umut ışıgı olması sereken Kunılus vasasında da «çalışmalann ozellikle çevreve bolaeve vonelik obnasn hük rr.ü ver alıvor Ama mevcut ortamda kısaca ozetlevebıldıgımız soşullarda Do gu Anadolumuzun een Kalmışlıgının nedenlenne egilmek mümkun mü? Genc tnr ögretim üvesi şöyle dıyor bu sonuda: Bölsenın *en salmışlıgıntn gerçek nedenlprıne eftlmek mi? Mümkün değıl... öyle bır damokratık ortam Kasıen varatılmamış, varatılmıyor burada. Birazcık zülfıvare dokununca. bannamazsın oanndırmazlar senl burada. övlesıne bır Kadro oluşturulmuş ve de olustunılmaya devam edilıyor burada Bir bılını yuvasına vakısır demokratik ozgur bır ortam sadece bır özlem olarak mevcut. Ne zaman eerçekleşır bu ozlem oılemıvoruz. Bİ T T İ Siyasi Parti Genel Başkanlarının Çankaya tartışmaları... Cumhurbaşkanı:"Şu kelimeyi acaba üzerınde konuşabilir.misiniz? Tutucu, muhafazakarm karşılığı mıdıı?,, Süleyman Demirel: "Tutucudan kasıt, bunlar geride kalmış, çağm dışmda ithamlarıdır,, BU?uyoruz. CUMHURBAŞKANI: Evet, yepyeni meseleler ortaya çıkıyor. Ben de yeni yenl meselelenn çıkmasından ılyade. çoMira yolunu açacak açıklamalara burada vakıf olalım arzu edıyorum. BOZBEYLİ: Savm Cumhurbaşkanım benım de tavzlhe lhtiyacım var. Müsaade ederseniz. CUMHURBAŞKANI: Evet efendim.» BOZBEYLİ: «Ecevit, Parlamentoya BOZBEYLt: Ben CHP ile ortak olup olmama konusunu Sajın Ecevit İle daha evvel görüştük Ve olamadık Sayın Ecevit olmaz bu dedt. Bittı Şu andan ıtibaren diyorum Sayın Ecevit'in tavzıhleri de benlm içın tutarlı degil. Sayın Ecevit açıkça Parlamentoya taarruz emn vermiştır diyorum. Kanaatım budur benim. Boyle olunca artık Sayın Ecevitie btzim yenıden konuşmamıı bır ortakhk kurmamız söz konusu olamaz diyorum Ama bununla da hem ben Halk Partısine karşı söylemivorum bu sözleri demek istıyorum. Benlm demek istediğim husus budur. Çunkü onların nasıl gunahını alabilirim. taarruz emri verdi!» CTTMHTJRBAŞKAN1: Efervdim, bütün partiler Ile görüşmüs, göruşlerini bildirmiş oldular. Yalnız, Sayın Demırel'in bugün ele alınması burada bir netice venniyecek olan son durum hakkındaki mutalâalanm (diğer partller de buna Iştırak ettiler) belkl Basbakan kısaca cevaplarlar. Bu münakaşalan burada kesmeliylz. Cumhurbajjkanı Korntörk bn söılerle parti genel başkanlarının konnşmalannın dinlenmiş olduğBnu belirtir ve CHP Genel Baskaıuna sö* verir. Ecevit, söze, Parlamento kompozisyonnna ilişkin konnsmasına parti genel başkanlarınca yapılan eleştirileri cevaplayarak başlar ve özet le snnlan söyler: Çankaya toplantısında en hararetli tartışma ilericilik gerıcılık kavramları üzerinde oldu Cumhurbaçkanı Fahıi Konıtürk'ün sirasal bunalıms bir çözüm getirebilmek amacıyle II kasım 1974 îünü Çankaya Kösku'nde siyasi parti genel başkanlanyle yaptığı toplantıda t a r t ı s m a l a r ı n belki dn en Ujrinçlcnnden biri «ilericilik gerictlik» Kavraraları üzerinde oldu. Cumhurbaşkanının «hükümet bunahmına çöıüm getirecek somut fikirlerin ortaya konulrnası» ricasıyle açtığı toplantıy» Cumhuriyet Senatosu Başkanı Tekin Arıbunın, MiDet Meclisi Başkanı Kemal Güven, CHF, AP, MSP, DP ve CGP Genel Başkanları katıldı. Toplantıda önce genel tyiffc^nl^r eırasıyle güriişlerini açıkladılar. Daha sonra da bu görüşler üzerindr tartışmayi geçildi. Toplantının tartışma bölümünü zabıtıardan okurUrımısa özetl« sonuyonn. yurursanız bes dakika içersinde fikirlerim! İfade ederim. Bunu sen, ben başlattım bu münakaşayı... Söylemek istediğim şey judur. Sayın E^evit'in sozleri Parlamento içerisindeki partilere veya muayyen kijilere değü, alelumum Parlamentoyadır. Bu Parlamentoyla bir sey yapılamaz. Tabir aynen böyledir. Binaenaleyh bu yapmış bulunduğu tavzih tutarlı değildir kanaatimce. Demirel daha sonra sözü özei olarak hükümet bunaImıiM, genel olarak da Türkiye'nin içinde bulunduğu toplumsaı ve ekonomik bunalımlara getirdi Bunun üxerine Cumhuroaşkanı soz aldı. CUMHURBAŞKANI KORUTÜRK: « Elendim bu husus kâfi derecede tartışıldı! . » DEMİREL: «CHP neden tek başına kurmadı?» DEMİREL: Şimdi CHP tek başına hükümet kurmaya kalkınıs ve böyle bir hükümetin kurulmasından sonradan sarfınazar etmiştir. Bunun şayet bir altematif ise bu alternatifden neden sarfınazar edildiğini düıünmek gerekir, yani hükümet anyoruz ya CHP tek başına hükünuSfcurabilirselnınnası mtimkün ise, münasip ise dahl demiyorum, mümkün ise o zaman hükümet yokJuğu ortadan kalkardı. Bunun müm kün olmadığmı söylemek bundan vazgeçenler için yanlış yolda olduklannı kabul etmek demektir. Eğer doğru değilse devam etmeleri gerekirdi. CUMHURBAŞKANI: «Bunu niçin kurcalıyorsunuz?» SÜLEYMAN DEMİREL: « Efendim, Sayın Ecevit'm sözieri, partililer» değil, alelumum parlamentoyadu..» nin üzerine parmak basmamak ne demektir. DEMİREL: Efendim şu demektir bir tanesi tehlike halindedir, bir tanesı tehlike haüne gelmış değildir o demektir. CUMHURBAŞKANI: O sızin rüyetinize, sizin takdiıinize göre öyledır. DEMtREL: Tabil efendim, zaten aynı rüyette olanlan yan yana getirebılırsenız hükümet çıkar meydana. Ben onu söylemek istiyorum. CUMHUP.BASKANI: îşte biz de onu arıyoruz. DEMİREL: Efendim ben size yarduncı oluyorum. Aynı rüyette olanlan yanyana getirmeniz bakımmdan benim meseleye bakış tarzım budur diyorum.. Demirel, daha sonra sözü veniden hukümeı bun&Umı konusuna getirerek özetle konustu. CUMHURBAŞKANI: Efendim, onun hütonünu verdinlz siz. Ve ondan da vaz geçildi. Şimdi onları kurcalamakta yapıcı ne netice bulacaksınız? DEMİREL: Erken seçimi yapacak herkesin katüdığı bir hükümete vücut vermeğe de vanz. Binaenaleyh bu sizin iştnizi kolaylaştuacaktır Sayın Cumhurbaşkanım. CUMHURBAŞKANI: Bunlan bekliyorum sizlerden . DEMİREL: Efendim buraya gelebilmek için epeyce yol geçmemiz lâzımdı. CUMHURBAŞKANI: FiUiyatta geçtik zaten. Bunu nazari olaraktan tevsik etmek arzusundasınız. DEMtREL: Ve şudur burada ortaya koyduğumuz öneriler. Ortak bulabilirsek şu andan itibaren de kendimiz hükümet kuranz. Bunun dışında Millet Meclisi seçime karar verirse bir seçim hükümeti teşkil edilecekse bu seçım hükumetinin teşkilini de kolaylaştırırız. ECEVtT: Benlm sözlerim Parlamento müesseseslyle llgili değildır. Bugunku Parlamento kompozisyonunun içintîe çoğunluğun bulunduğu noktayla ilglll görüşümü belirtmişimdir. Bu çoğunluğu partiler meydana getirir. Her partinin ozellikle sağda ve solda bulunan partilerin birbirlerl hakkındaki düşünceleri bellidir. Bizim görüşümüze göre Meclis'te grubu bulunan öteki partiler tutucu partilerdir. Tutucu partilerı, kendıni llerici olarak gören bir partinin de kendinden veya toplumdan geride görmesi doğaldır. Parlamentonun bugünkü kompozisyonu ıçinde çoğunluğu hakkındaki tfiişuncelerimi söylemekte de kendiml serbest hissedlrorum. Geçmişte Parlamentoya ıktidarda bulunan hükümetlerin yetkılilerl tarafından liıli tecavüzler yapılmıştır, yer almıştır. Grup odalannın parlamento içine giremeyecek devlet görevülert tarafından aratıldığı dolaplarının açtmldığı olmuştur, parlamentonun itıban ve gücü asıl bu şekilde zedelenir. Efendim bu hükümetin göreve devam edemiyecegi konusunda sayın liderler genellıkle (aralannda başka türlü düşünenler veya bır arkadaşımız olsa büe genellıklel mutabıklar fakat buna rağmen bu hükümerin devam etmesi nin gelenekler ve hukukl değilse büe siyasal zorunluklar gereği olduğunu belirtiyorlar. Böyle bir siyasal gelenek olduğunu bıliyorum îakat daha once kamu oyuna açıkladığım, sıze arzettığim nedenlerle bunun artık memlekete yarar getiremeyeceği kamsına vardığım ıçlrı dır ki bir secme yapmak zorunda kaldım. Onun içın ben kendimi kendi sorumluluk anlayışım açısından kesin bır karar verme noktasında gördüm ve Türkiye'nin en kritik bir noktada dış politikasını bile yürütemezken bu görevi daha fazla nöbet görevirü daha sürdüremiyeceğim noktasına vardım. FEYZtOĞLU: Peki ne olacak o zaman Türkiye'nin güvenlıği kur tulacak mı? Hükümetsiz kalırsa. ECEVtT Bize göre ya bir hükümet sorununa bir çözüm bulunmalıdır. Bu bulunamıyorsa bulunamadığı tesbıt edilerek tescU edilerek seçime gidilmelidir. CUMHURBAŞKANI: «Parmağımızı hükümet bunahmına basalım!» CUMHURBAŞKANI: O söylediginiz hükümet bııhranının dısındakı bunalımlan çözecek kimdir? Binaenaleyh ervelâ hUkUmet bunalımına parmağımızı basalım dıyorum. DEMtREL: Beı. av dıyorum feı efendim. Böyle rast »ele ayakta durması mümkün olmayan, ahengı olmayan, gücü olmayan arkasında parlamento bulunmayan bır hükümet kuıdugumız zaman hükümet fcuruımuş oıinuyor ki. CUMHl RBASKANI: Gayet tabii. GUglusü nasıl olmalıdır? Biz onu araştırıyoruz DEMİREL: Söylüyorum. Onu da söyleyeceğün. Müsaade buyrun. Kvvelâ bif şeyin, hükümetin Türkiye'nin bugün ihtiyacı bulunan hükümetuı şartnamesıni yapayım. Yani ben dıvorum kj benim meseleye yaklaşış tarzım larklı CUMHURBAŞKANI: Efendim o saydığınız DÜ.ÜD buhranlar vardır. Fakat bütün bu buhranlara yaklaşmalr ıçm kım memur edilecek? DEMİREL: Sayın Cumhurbaşkanımız Türkıye'ae komünizm tehlikesim tehlıke saymayan bır parti üe tehlike sayan bır partiyi yan yana getirdıgıniz zaman şayet komunızm oıeselesı Türkıye' nin en önemlı meselesi ise bu hükümetin ahenk içensinde galışması mümkün olur mu? CUMHURBAŞKANI: Yalnız onu söylemeyın elendım. Sayın Bozbeyli'nin de söylediği gibi Anayasa içerisindeki komüruzmle aşırı cereyanlarla demiş olsanız daha saüm bır ılade olur. £)ğer bu münakaşaya gırersek o zaman hükümetı curacak başkaniar arasmda programlarının kaleme alınması üzenndela mütalâaıarm münakasasma girmis olurum. Biz buna ginrıek tstemiyoruz. S. DEMİREL: Şımdi müsaade buyurursanız bir iki kelüne içerisânde maruzatıını tamamlamak istiyorum. Aslında benim komünizmle mücadele edecek bir hükümet kurulması lâzımdır demem, Cumhuriyeti tehdit eden başka cereyanlar varsa başka şeyler varsa onlarla mücadele eUniyecektir demem manasına alınamaz... CUMHURBAŞKANI: «Güzel efendim, yalnız...ı CUMHURBAŞKANI: GUzel. Efendim, yalni2, Millet Meclisi karar rerirse demek, buradaki eenel baskanlann kendl partilerine yapacaklan izahlann, telkinlerin etkistyle verecekleri karar demektir. DEMtREL: Sayın Cumhurbaşkarum bunu itinayla söylüyorum, seçim Millet Meclisinin lşidir. CUMHliRBAŞKANI: Şüphesiz. DEMİREL: Daha evvel de söyledim. eeçen toplantıda da, bizim Çankaya'da oturup toplanmamız seçime karar vermemiz hâli, Millet Meclisi iradesi bakımından bir takım çelişkilere sebep olur ve MUlet Meclisi iradeslnin yüksekliğine saygı bakımından gayet tabii ki. CUMHURBAŞKAN1 Çok hassas davramyorsunuz, güzel. DEMtREL: Kacınılmaz hâle gelmiştir derken, herkes ellnden geleni yapacaktır. Manası altında müstetirdir. CUMHURBAŞKANI: Evet efendim, bilhassa genel baskanlann bu kanaata varmalan taktirinde, parlamentodaki çalışmalann bu yol da yürüteceklerdir demektir. Buyurun efendim™ ECEVtT: Bir cümlede belki tamamlayabüirim efendim. CUMHURBAŞKANI: Efendim. buyurun. BOZBEYLi: «Bunlar benim cümlelerim değil!» DEMİREL: Türkiye'nin bugUnku meselesini eögüslevecek bir hükümet çıkar mı çıkmaz mı bizim anladığımız rruuıada bu hükümet sorumluluğun altına girerken bunu kaldırabılecek gücü olan bir hükümet çıkar mı çıkmaz mı mülâhaza ederız. Şu anda bunun ötesinde bir şey söylemek imkânım yok. YıJnız Sayın Bozbeyli alternatıfler söylerken bir CHP DP fcoaıısyonunun ıedde uğradığmı ifade ettiler. Ve 6 sartın 4"ünü esasen oHr'mn programında bulunduğunu yahut bevannamesınde buluEdu^unu, ikısinın ise, ikisınin ise TRT yahut hükümet proğramında dıyebm 4'ünün müşterek olduğunu. ıkisinın ise TRT Milli Eğıtım Bakanlığmdan ibaret oiduğunu ama Sayın Ecevit'in Başkanlıklaıında bır iıükümet kuramayacaklarını, bir CHP DP beraberlığiniö soz fconusu olabılecegını ifade buyurdular. Bu bir imkân venvor BOZBEYLİ: Benim cümlelerim değü Sayın CumhuıDaşkamm, KARIŞIK KONUŞMALAR... BOZBESLİ: Ben dedirn kı Sayın Ecevit'in Du son beyanatmdan sonra artık bir Demokratik Partı Ecevit orUkhgı soz konusu olamaz dedim. Ama tavzıh ettim, bu DemokratJı Partı Cumhuriyet Halk Partısı ortaklıgı manasında değıldıı dedım. Bununla CHP'ne saygımı belirttım. Durum budur. Sayın Başbakanm sözlerine reaksiyonumu esefimı behrttim, öbür taıaftan da bu Dartiyı ıçıne almıyor demek istedim. Tavzilıim budur. DEMİREL: Evet tabıi ordan ben şöyle bır mana çıfcanyorum; yani eğer bu mana çıkmıyorsa ben anlamamışım demektir meseleyı bır Ecevit.. Saym Ecevıt'le Demokratik Partı isbirlıjh söz konusu olamaz. Bu CHP DP işbırliğı olmayacajh .nanasına gelmemebdır şeklınde anladım Öyleyse... CUMHURBAŞKANI: Sayın Ecevit CHP Geoel Başfcanı olduğuııa gore başka türlü nasıl mütalâa edersınız? BOZBEYLİ: Efendim, benim maruzatım bu. Bunu oasü değerlendırırse herkes degerlendirir. CUMHURBAŞKANI: Hayır, güçlük çekmeyelım Oiyb dıyorum ki, Sayın Ecevit CHP'nın Genel Başkanı olduguna göre ve bugün ıçm Genel Başkandan başka bırisi CHP'nı temsu edemeyecepine ışbirlığmı taahhüt edemeyeceğine göre demek ki sızin CHP ile teşrıkı mssai etmenizı... ECEVİT: Müsaade ederseniz ben de araya giıeyun efendim. CUMHURBAŞKANI: Evet. FEYZiOuLU: «Yıkıcı da tutucu da değiliz!» FEYZtOĞLU: Sayın Ecevit, kendileri dışındaki bütün siyasi par tilere bir sıfat yakıştırdılar. Tutucudurlar dedıler, biz, bız tutucudur lar bizim dışımızdakj bütün partiler dediler. Biz vıkıcı da değılız, tutucu da değiliz, bize göre Sayın Ecevit. „•>•,* CUÎHHURBAŞKANI: Etendim, bu husus kâli derecede tartışıldı. FEYZtOĞLU: Ama bunu efendim burada söylediler cevapsız ka hrsa üzuntü duyanm. Bize göre Sayın Ecevit yıkıcı olmamayı tutuculuk sayıyor Türkiye'nin ihtiyacı olan ılme ve roıllı gerçeklere aykın olmayan her ekonomik ve sosyal hamleyı tutucu dedikleri partıler yaparlar ve yapmışlardır. Mesele milleti kalkındırmaktır. Halln ayaklandırmak değü. Teşekkür ederim efendim. CUMHURBAŞKANI: Benim bu toplantıdan almak ıstediğım, neu ceye müessir olacak, evvelce ifade ettığimız şartlar dışmda bir hukümet kurulması yolunda bazı önerilenm ve düşüncelerim var buyurdunuz. Fıklrlerinizi lütfen açıklar mısınız? ECEViT: «Çok hassas bir noktaya temas buyruldu» Çok hassas bir noktaya temas buyurdunuz. Sayın Demirel'in sözleri üzerine. Gerçekten tabiatıyla Mıllet Meclisi karar va recek seçimlertn ?enilenmesine ama, buradaki genel baskanlann bunda etkisi olacak. Şimdi Sayın Demirel'in buyurduklan yöntemle o noktaya varabilıriz zannedıvorum. Dediler ki, tefcliflerini getırsinler veya ktaı getireceKse «^tirsin Millet Meclisi görtişsün ne karar verirse. Bir kere tekliîı Retiririz Millet Merlisinde görüşmeye sunanz red ediUrse daha bir yıl Türkiye'de seçim karan alınamaz demek tir. Bız sunu yapabiliriz. Şimdi pratik şeylere baglıyorum. Biz grup olarak erken seçim için bir önerivi hazırlanz, Meclis'te imzaya açanz ve yeteri kadar imza toplandığı vakit bunu Meclis Başkanlığına sunabiliriz. Yoksa bir fayda göremiyorum. Bunu bır pratik şey olarak arzediyorum. CnmJıurbaşkanı Korutörk, 11 Kasım 1974 çünü Çankaya KSşkünde siyasî parti genej başkanlanyla yaptığı toplantayı Szetle so scizlerle kapadı. DEMİREL: «Komünizmden başka tehlike yoktur!» CUMHURBAŞKANI: Hayır, tasrih ettiğinize göre... DEMtREL: Evet efendim onu tehlike sayıyorum ben. CUMHURBAŞKANI: Başka tehlikeler varsa... DEMİREL: Başka... Bugün Cumhuriyeti yıkacak başka bir tehdit Türkiye'de mevcut değildir. Türkiye'de organize olan komünızmdir. CUMHURBAŞKANI: tşte o görüşünüz bu münakaşayı açıyor Sayın Demirel. Bozbeyli'nin söylediği ifade daha umuml bir ifade oluyor. Ben, şu tarafı, bu tarafı iltizam etmemek için bunu ortaya getirmemeyı ve bu hususun hükümeti teşkil edecek partilerin genel başkanları arasmda tartışümasım uygun görüyorum. DEMİREL: Sayın Cumhurbaşkanım, aslında Anayasa doğrultusunda hükümet olacaktır. Malumu ilândır aslında gayet tabil. DEMiREL: «Ecevit'in kendisini ilerici, başkalarını tutucu göstermeye hakkı yok!» DEMtREL: Müsaade buyurursanız Sayın CumhurbaşVanım şayet tabiî burada söylenen şeyler aslmda burada kalsa da bu (,'ankaya'da yapılan toplantıdır. Yani Devlet Başkanının baskanlığında toplantıdıir. Bizi daima anlayışla karşıladınız. Partiler Türkiye'de rejim içersinde olduklan sürece yaşama hakkma sahiptirler. Savm Ecevit'in kendisini ilerici, baîkalarmı tutucu gösterme hakkı yoktur. Bu iş siyasî münakaşa olmaktan çok bir rejim münakaşası olur. Biz rejimin çerçevesı içersinde varız. CUMHURBAŞKANI: Şu kelimeyi acaba üzerinde konuşabilir misiniz? cTutucu». €muhafazakâr»ın karsıl.ğı mıdır?. DEMİREL: Tutucudan kasıt, bunlar geride kalmış çağın dışında ithamlarıdır. DEMtREL: Efendim var sebebi bunu söyleyişinün. Müsaade bu ECEVİT: «Erken seçimi kişi meselesi yapmam!» ECEVİT: Ben onun cevabını verdim bizim ölçülerfmize uygun bır erken seçım ıçin ben bunu bır kişi meselesi yapmam. Panimı de yapmamaya ıkna etmeye çalısırlm önemlı olan tir an önce bır hükümetin kurulabılmesl. hükümet bunalımından çıkılabılmesidir. Ve benim ve partimın görüsüne göre de mümkün olan en erken tarihte seçime gidılmesıdir Bövle blr hükümetin bensu kurulması benim için bir fedakarlık bile sayılamıyacak kadar tabiî bir görev sayılır bentm anlayışıma göre bu açıdan bir problem çıkmaz efendim CUMHURBAŞKANI: Bunu nasıl deŞerlendtrtvorsunuz? .. îki Genel Başkan kendi aranızrfa knnmmussunuz. Bazılan kamuoyuna açıklanmış bazılan da açıklanmamıs... ECEVİT: Bu hususu konuşmamıştık tabil efendim, «lmdl ko» CUMHURBAŞKANI: «Hızlı seçim. erken seçim, acele seçim...» CUMHURBAŞKANI! Bu Meclls'in kanunî süresini lkma! etmesine kadar vazifede kalma«ının. daha l!)77'ye kadar kalmasının mümkün olmadıgında zannedıvorum hepimiz mütteflkiz» dir. Buna göre bir seçime Birfeoegİ7 Kanunt siıreden öncekı seçime gidecegiz. Hızlı «eçim. erken seçim acele seçim yerine kanunt süresini Ikmal etmeden evvel bir «eçime gıdecegımiz hususu meydana çıkıvor Şımfll bövle bir seçim tarihint tabiî Parlamento taytn edecektir' Ne »aman? En geç 1975 Kasım ayın. da vazifeye başlıvacak olan Parlamento. ven1 bır «ıma tle mem« leketin mukadderatına el koymalıdır ve seçimin tarihi bu günden itibaren hanei av hangi gün olacaksa gene Parlamento tarafından tesbit edilmelidlr. CUMHURBAŞKANI: «Tehlikenin sadece birine parmak basmak ne demektir?» CUMHURBAŞKANI: Bir tanesinin üzerine parmak basıp da öteki