Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 22 Kasım 1974 ıllar 5nce, Ankara'va, Londra Oniversitesi yazın (edebryat) profesorlerinden bırı ge'mi« Dü ve Tarih Cografya Fakultennde, Ingılız yazını ustune konusmustu, sıra Bernard Shaw'a gelince, hiç unutm»m, bu profesor. Shaw'un tngiliz ulusuna en çok hakaret eden yazar olduğunu soylemis ve, «Buna karsılık bız de onu yüksek vergı ıle vergilendırdık» diye eklemısti «îngiliz ulusuna hakaretteıt söz ertifi sırada yüzunde çatılma, kızdığıBI anlatan sert buruşukluklar olmadı, ama «vergi» lâiııu ederken hafifçe gulumsedi Bu anıyı saklamamın nedeni, sanırım kı, uluslanna hakaret edılmesine karşı tngılizlerm gosterdıği soğukkanlılıktaki, blzler ıçın şaşıttıcı olan yandı. Gıderek o gunler. bir ara, «Belkı de hıçbır ulusa hakaret edilemez» dlye duşunduğumu ansıyorum. Butün uluslar bırbirlerinı yeregelmışlerdir. dahası, guçlu ulusların ıçınden çıkar onun yerıcllerl Ama bir ulusa yabancüarın, «Sen kendini yönetemezsin, senı ben yöneteceğim» demek, onun ışlerıne kansmak, onu buyruğu altına almak hakarettır Uluslar uzun sure böyle bır hakaretın altında kaltnazlar. Ancak kimı ulus da vardır kı, (artık ona ulus demeyelım de, ulu«laşamamıs halk dlyelım) yabancı elıyle yonetıldığıne bo» venr, giderek o yabancı yönetimin, kendı geleneklerine dinine, musıkısıne karışmadığını, tersine bunlan besletfığinı, destekledığini gordukçe de sever onu, alışır ona Blzım gazetelerde, ulusumuza hakaret ettığı gerekçesıvle blrinln mahkemeye verıldlğini her okuyuşumda, bu hakaretln ne olduğunu, kımin bundan ne Için a!lndı*ını düşunur dururum Geçen hafta, Halk Partlsı Baskanı Sayın Ecevıt'ın bir sozunden, «Büyük Mlllet Meclisının manevi şahsıyetlne hakaret» anlammı çıkardılar, oteki parülerın başkanlan ağız bırUği etmışcesıne bunu kamuoyuna duyurdular. Y ; P^SJgJg^g^S M::::»>fe¥a HAKAKET Melih Cevdet ANDAY Onlann hakaret saydıkları bu »oz, bUdiğınJz gıbi, parlamentonun ulustan on yıl gerı kaldı gını belırten bır sozuydu Ecevıt'ın Acaba Ece vıt bu sozu Ingıltere'tfe soyleseydl, yuksek ver gıye bağlarlar mıydı onu, dıve dusundum Ama boyle bir seyin gerçeklesmesi lçin, hakaret uzerınde kesın bır anlaşmava varmak gereke cekti. öyleyse şunu soralım baştar». Bır parlamento, tetnsll ettlği ulustan g e n kalamaz m ı ' Kalabillr, ama kimı zaman da bakaranız ileri gıder Bunlar toplumun olağan, geçıcı, değışen olaylandır Ancak burada mademki olgulara onem venlmı>or hakaret yalnızca sovut man tıktan çıkanlıyor, ovleyse bız de salt mantık açısından bakalım Savın Ecevıt ın o sozune Parlaraentolar, ulusların temsılasıdırler, bızım Parlamentonun tek basamaklı seçımle gelmış uveleri de, •mıllervekilı» adııu taşırlar ta, ulusun temsılcısı onun adına konuşmaya yetki almış anlamınadır Iste hakaret gordüğu ılerı sürulen bu «vekıl.dir Ovsa sayın Ecevlt o soıu ıle ulusumuzu övüyordu ulusumuzun Parlamentodan on yıl ilerı olduğunu soyluyordu Imdı Parlamentonun uyelerı ulusun vekıllen olduklamta göre, «asıl> olan ulus hakaret gormemıştı kı, «vekıl» bundan davacı olsun' Ancak bu «vekıl» gorduğü hakaretin «asil>e yonelık olmadığını kabul edebılır de, •vekıllık. dı şı kışıhğının hakaret gordugunu ıddıa ederse, burada konu olan artık Parlamento değıldır basıt yurttaşlardır, onlara ulustan on yıl gerı oldukları soylenmıştır Ceza Kanununda iae böyle bır IUÇ yazılmıj, tanımlanmış değildır, neyı dava edlyorlar'. Mantığımızı surdurelım» Sayın Ecevıt'ın o sözünun Parlamentoya hakaret îayuâbilmesı ıçın, mantık gereğı, o sozun tersının doğru, yerınde, say gın bır soz olması gerekirdL Şoyle kı, Ecevıt, o aSn yerıne, «Ulusumuz Parlamentonun on yıl gensınde kalmıştır» dıyecektı Boyle deseydi, Parlamen tomuzdakı ulus vekıllen sevınecekler, Ecevıt'ı kutlayacaklar, bu kez <takbıh» cezası yerıne, «tahsım mi ıstıyeceklerdı onun ıçın 7 Nasıl olur' Ulusun vekılleri değıl mı bunlar? Ulus gerihkle nıtelendırıldığınde, onun vekılı nasıl sevinebilır? Gerçekte asıl o zaman davava kalkmaz mı, ulus adına, elindekı vekâletm verdığı hakla? Son kerte tuhaf bır duruma getirip bıraktı bizi mantık; şoyle kı «vekıU ıçın hakaret olduğu one sunılen sozfln tersı, bu kez <asıl> ıçın, demek ulus ıçın hakaret olrîugundan. «vekıl» ıle «asılnn kı$ı lıkleri, haysiyetleri, çıkarlan bırbıriyle tumden ters demektir Burada konuşana duşen, bırınden bınnı yeğlemektır, bajka bır jey değıl. Y» vekile hakaret edeceksın, ya ulusa Parlamentonun ulustan on yıl gen oltfuğunu soylemek parlamentova, ulusua par'amentodan gerı olduğunu sovlemek ıse ulusa hakaret olacağından, bu 'kı uçtan oaş&8 bır nokta dıyelım ıkı ucun ortasını buiup onu soyleyeme*; mıyız' Mantığımızın bızi gbtürecegı sonuncu dıı rak bu olsa gerektır Bır az i& onuu uzennde duralım Bakalım öyle bır sbıün «eçertifi gerçeklığı nedır, ne olabılır? Demek kı dıkkatli öır deviet adamı, yukardan ben tartışması vapılan sözün ısı bıçımını de ağzına almayacak, ancak lkısı ortası olan şu sozfa söyleyebilecektır «Parlamentomiızla ulusumuz bir hızadadır, ne bın Jer'te otokı gende, ne oburü gende berıkı ılerdeaır ıkısı santimı santımme bır çızgide bulunmaktadırlar » Boyle diyecektır ışte Ama sayın okurlar. düşünehm, olr devlet ada mı ne denü mce duşünur, dıkkatlı nazık oıursa olsun, onun aöyleyeceğı böyle bır sfir kimi lnandı rabüır' tnandırsa bıle, ya da herkes buna ınanmış gorüns9 de, neye yarar öyle blı sö», ne sağlar bır topluma? Gerçekte ıse, parlamento da gert kalabilir, ulus da Nıtekım 12 Martta oçık açık oızım anayasanın «luks» olduğu soylenmekle, halkımızın bu anayasaya laytk olmadığı, demek kı ondan çen oldugu ortaya atılmıştı 27 Mayıs'ta ıse, parlamentonun ulustan geri kaldıgl gözonune ahnarak degistirilmişU anaya<^. Daha gerıye gıdersek, 1924 anayasası, halkımızın Kanun u Esası'yi geride bıraktığı düşünülerek dilzenlenmistı Bir ulusun, pwl»rnentO6u ile btoylfsme bir jan? Içlnde bulunması dahs 1yi detil midır' Parlamento hakaret davalan Ile ugra^acağına. hükümetı kurs« daha ıyı oltcaktı Taş boşlukta durmaz on Kışot, ja da Romeo ve Jülyet gibi kuşa&tan kuşağa aktanlan ve okul sıralannda oğretılen ıdasık yapular vardır Toplumdaki sayguı kısılenn çogu bu knapların aslını okumadan buyuklüğtlne inanmış olarak yetlşirler Ama bu yapıtların gerçek anlamı nedir/ Romeo ile Julyet arasındakı aşk nasıl yucelmısür 7 Ikı büyüa aue neden bu aşkın arasına aşılmaz bır duvar onnüşlaıdtr? Bugun Cîuneydofu ülenmızde kan davasıyle ^rmlanaa düşmanlık gırmjs ÜÜ aüenin çocukian bırbırlenru sevseier. Romeo ve Julyet olacaklardır Kan davasının nökenınde toprak çatışması yatar Feodal donemın kalıtımıdır bu . Çekspır'ın aşkı da aynı duzenın açmazından oluşuyor Ne var kı ısm bu yanı hıç kurcalanmaz okullurda; sözlenn peşıne duşulür Aşkın alevden kanatlan vardır, demis Şeksplr na tanrısal bır anlatım değıl m ı ' Oyledır kuşkusuz, aşkın alevden kanatlan tardır, ama o aşkın yasağında teodal toplum düzenınin kurallan da vardır Don Kişot'un yeldefirmenlerine hücumu da çocukluğumuzdan b e n gulumsetmıştır bızı . Don Kışot «ovalye ojkulennı okuya okuya zıvıtmış bir kışıdir. Kahramanlık tutkusu ve zavallılara yardıra öslemıyle atır» bmer; uşmğı Sanço'yla seruvenden serüvene atılır. Hepstade giUünc oıur, çevresını güldurür Çilnkü Don Kışofun dzendiği şcvalyelık donemi bıtmeye yuz tutmuş, burjuvazının gerçekçı ve çıkarcı kurallsn toplumu sarmava başlamıstır. Aşılmış bır donemin çağdısı temsılcısi gibi dönenlr ort»hkta Don Kışot, soyiuluk ve şovalyelık özentısınd* gUlunçlesır însan yaşadlğı çağın anlamını, toplumdaki duzenin koklerini irdeleyerek bulabüır Ekonomik yapı, üretim ilışkıleri v« smıfsal olusum bilınmeden, cevrernızde olanbıtenleri anlamak olanaksudır Bunlan bümeyen insan, aşkından Bomeo gibi kahrolabilir, Don Klşot gibi yeldeğırmenlenne hucum edebıUr, ama gerçeği kavrayamaz bir turlu .. Gunluk polıtikada aynı kural geçerlidır. Bır roüakacırun y* da Dir hUkümetın klmligini ortay» ltoyabumek içm hangi sınıflan temsil ettiğlni bilmek zorundayız. Eğer bu yontemı kuUanamazsak, gunlük lâf salatalan ve siyaset edebiyatı ortasında boğulur gideriz. Bir poUÜkaanın. ya da bir hukumetin hangi sınıflan temsil etÜSinl bilraek İçin kolaylıklar da vardır. Sağcı yani tutucu ve genci partilerin politlkacılan ve hukumetleri sermaye sınıflanna, solcu slyasi partilerin pohtıkacılan ve hukümetleri de emekçl smınanna dayalı ve bağlıdırlar Böylece blr hukumetin ya da bir politıkacıaın kimliğıni saptamak olanağı bulunur. Ne var kı gunumuz Türkıye'sınde garip bir deneme yapılıyor. Hangi pjrtıye dayandiğı belli olmayan bu Kabıne, Partementor'an güven oyu ıstemek uzere hanrlanıyor. Kımisı bu K«bıneye şımcaden hücuma geçmıstir, kımisı alkıslıyor, kimısi beklıyor Ama blr Bakanlar Kurulunun ardındakı kuvvetleri bilmeden hucuıca geçmek, yeldegırmenlenne hücuma geçmekle esdtğerlıdir ya da a/nı hukumetı alkıslamak, tanımadığı bılmejjğı binnl alkiîlamaya benzer. Böy»esıne bu hükumet, boşlukta gıbıdır. 12 Marttan sonra kurulan Ermı Kabinesi de cnce boşlukta bırlki saUandı, sonra Parlamentjuun tutucu çogunluguna yaslanıverdi, ve üstüörtulu faşızmln en karanlık en scımasız donemınc gırıverdı Turkıye Şfcndi Sadı Irmak Kabinesi ne yapacaktır? Parlamentonun hangi Kanadına yaslanacaktır' «Ne sağayu, ne «olcuyuz, AUlıırkçuytiı; bem emekten, hem sermayeden yanayız» dıyerek, gereek kunligini r ı eıne yöntemı geçmışte epey uygulandı. Başvazarııı.z Nadır Nadı'nın onceki günkfi yazmnda şu curalenın a.tını tyice çızelım Den.okrasiyi işletmiyen blr Parlamento çotunluğunun yarattiîı huknmct, ne denll Iyi niyetle ıse baslarsa baslasın, ergeç o çoğnnluğun elinde antidemokratik blr araç olmaktan kurtulaınıy acaktu.» Başl<jıgıçta ıyınıyetle Sadı Irmak Kabinesıne verilen güvenoyuuun sahiplen ılerde pışman olabılirler. Kiğıt ustunde kalıvet'r program Hele kuçuk faş/ıst partısının koçbaslan Kabınenın kıiıt noktalanıu tutmuşken» O UTANÇ ÇIKMAZI OKTAY AKBAL Evet Hayır Ortaöğretimde Kehberlik etişmekte olan bireyin dofal yeteneklerinı çeşıtli yollar ve etkinliklerle meydana çıkararak onun gücüne inanmasını, topluma ve kendıne yararlı hale gelmesım sağlamak artık «her seyi öğreteceğız» diye, sılin dir gıbi programlan onlann Uzerinden geçırmekle olamamak tadır Üserinde emek ve enerji harcayıp, geleceğı bazırlayacağımız, eğıtımoğretım sürecinın t«mel ögesı olan çocuğu tanımadan turn çabalar başarıya ulaşamıyor Artık çocuğu robot gibl bır dınleyici bıçimınde gonnek, onun psikolojık dUnyasma ve gelışımme ters duşen tutumdur Yıl sonlannda vakılan, yırtüan ders kitaplanndan tntikam alan çocuk davranışlan bize çok şey düşündürmelJdir. Onlan tanımamakta direnen tutumlara karşı pasıf bır isyan vardır bu davranıslarında Y «Ebedl kalacakmış gibi hazırlanıyoruz» demış Sayın Irmak Oysa bu bır seçım kabınesiydı, en geç ilkbahar'da yapılacaK genel seçıme kadar iş başında kalacaktı Korkan n işın bu yanı yavas yavaş unutulacak' Seçım, olmasa da olur' Mılletvekıllennın de tsıne gelir, ama Parlamento olarak sıkıntı verici bir durum degıl mıdir' Dort yüz elli milletveküinden, bej partı grubundan oluşan bır Mıllet Meclısi var, aylardır bır hukürnet kuramıyorlar, o ahyor yapamıyor bu alıyor beceremıyor Bin kalkıyor «Ben tek basıma kuracagim, en erken tarihte de seçıme gideriz» dıyor «Bu, hUktlmetı isgaldır» diyorlar Sonunda Cumhurbaşkanı kendı kontenjanından Senato'ya soktuğu bir Profesöre hükümeti kurmak gorevnnı venyor Baska çare kalmadığmdan O da ona buna danışarak ya da kendı begenisının olçüsüyle bır takım kisileri Bakanlığa getiriyor Cumhurbaskanına sunuyor, onaytnı alıyor, progr«nını hazırlamaya başlıyor. Bu asamadayız şımdı Ne Sayın Korutürk'e, ne de Sayın I1 na'< a soyleyecek soz var Kım olsa Cumhurbaskarunın yerınde, böyle yapacaktı Partilerden, liderlerden bir yarar gelmıyor isler çıkmazda kangrenleşıyor, ne yapıp edlp bir hükümet kurmak gerekli Suç elbette parti Uderlerindedir ozellikle kendılennı sagcı dıye niteleyen partilenn onde gelen ki ailennde' Hem «sagcıyu» derler hem de birlesemezler belirli bır program çevresınde Bunların sağcıhğı bıreyci, bencil bır sağcılık belirli dUşüncelere, fıkirlere inançlara bağlı bir tutum değıl' Kışısel çekışmeier, boy olçüşmeler, inatlaşmalar1 Ne sağcılar bırleşır kendı aralannda, ne de orta sol bır partiyle işbirlıgıne yanasırlar, ne de erken bir seçim karan alırlar. Sonra da kalkar Ecerit'ın su sözüne saldınrlar «Bu Parlamento cogunlugu ulustan on yıl gertflfij^r.,» Paılaınjan.tojBUÇ^sit, sozlerle kiıçuk düşürUlürmus ulusun dusmanlığını kazarjırmış Peki, nedır durum 7 Partiler var, Sifletvekılleri' var, bir hük'<met çıkaramazlar kendi ıçlennden, bir kabıneyı oluşturamazlar' Dışardan, profesorlerden, müstesarlardan, eskı bakanlardan bir nUkUmetın kurulup ışbaşına gelmesi hiç mı incitmez jururlarını, hıç mi gölgelemea parlamenterlıklennı 7 Olus Ecevıt'ın o sözilnden çok, bu acı gorünuşten oturü Parlamento Uyelenne kırgındır, kızgındır Madem ki mılletvekilı olmayan kisikrden bir kabıne kuruluyor, öylevse ne gerek var mılletvekıllerme, parülere, birtakım «yetkili kurullar»a, adı ddere Likarılnuş adamlara dıye düçunüyor yurttas Cumhurbaskanı bir profesoru Basbakan yapar, yırmı bes kisi de bakanlıUan kendı aralannda bolUsür, Meclıs ister güvenoyu versın, iater ver GÜLMEYEN ÇOCUÖA CÎDDÎ, ZOR SORU SORAN ÖĞRETMENE DERİN DEMENİN ZAMANI GEÇMİŞTÎR. LÂUBALÎLÎK DEĞİL NEŞE. EZBER DEĞÎL ARAŞTIRMA, ALAY DEĞİL TEŞVÎK. HAKARET DEĞtL ONURLANDIRMA GEREK Bektaş ÖZTÜRK tst. Atatürk Eğitiro EnstitOsu Meslek Denleri öfretmerd mesin.. Olağanustü bir kabinenin geregı var mı olağan bır dönemdeT Partı Uderlerının kışısel çekışmesınde olağanustü bır jey yok kı' Sayın Irmak Başoakanlığa atandığı zaman gorünen gerçek auydu" Mechs'te grubu bulunan partiler bu kabineye bakan verecekti, ulusal beraberlık adı verilen bir hıikılmet ortaya çıkacaktı tlkbaharda yapüacak bir seçıme kadar bu hükümet yurt ve ului işlermı yönetecektı Kısacası bır seçim kabınesı olacaktı, bütUn partilenn sorumuna katıldıgı bır kabıne önce AP yan çi2dı, sonra DP, en sonunda da CHP Irmalı, tek basııift kalakaldı, o da aklına kım geldiyse, çevresındekıler kimlen onerdıyse derledı toparladı, çıktı ortaya Şımdi «ebedi» bir kabıne kurırak savında ıse busbütün haksıı sayılır mıî Suç kimde Parlamentoda, partılerde, Uderlerde, hatta boyle olağanüstu kabmelerle vonetilmeyi sesso», sedasn sineye çeken bızlerde. Doğruyu «oylemek gerekır, öıgurlukçu demokr»«ımız aduıa sıkıntılı, acı bır durumdur Bu sıkıntılı, ayıp, çjrkm durumdan bızı bır erken seçım kurtanr Bakm Yunanıstan'a, bır ıki ayda demokrası yoluna donuverdı, yuıd« altm» oranda bır çoğunlukla b r ıktıdarı oluşturdu Bızse temelsız davanaksız havada bir kab:neyle durmaksızın bocnlavan bır gorunu?teyız Evet, tek yol «eçımdır en erken bır tarihte yapüacak seçım Han! Romalı bır senator her soz ahşta Kartaaı yıküraalıdır» dermış >a, onun gıbı, aklı başında bılınçh her orgut, her partılı, kısacası her yurtta* «erken seçım, erken seçım» dıye scsını yukseltmelıdır lçıne ıtıldı. jımız bu utanç çıkmazindan bızı çekip kurtaracak bajka yol yoktur. «Kıymetlı oğretmen, çocuk denen varlığımız kendine özgü dün yası ile karşmdadır Sana çevnlen gözler, dikılen kulaklarla, kalp çırpıntısı halındeki heyecanlarla sınıfa gelip oturmuşlar dır Artık sız sınıfça, okulca bir aile sayılırsınız Bu aılenın başı, sorumlusu sensın Unutma ki, bunlann her bırinin bir problemi vardır Bundan sonra da yaslanna göre problemlen olacaktır Oğretmenlik. «tahtaya kalk, otundan lbaret bır is değildir. Şu sanşın kızın suratı niçin asık ve ağlamaklı? ya şu esmer niçin bu derece sessiz, içe donük? Ya şu iri genç neden utanıyor? öteki niçin Urkek duruyor? Bu çocuk niçin tımagını yiyor? ö b ü rU neden parmagını emiyor? Beriki niçin tembel? Hele şu okuldan kaçanlara ne demeli? Kimbılir ne dertleri vardır? tşte bğretmenlik, bu ve buna bencer sorunlann cevaplarını da arayıp bulmaktır Onlann kalplennı dertli dilnyalannı birer birer tanımak ve vardırn etmektir Yoksa kara kaplı deften çıkarıp not atmak, kızınca hakaret etmek, (oğren daha ögren) dıye müfredat programını gencın beynine bunaltıcı çelık tas gibi geçlrmek defildir Evet sayın hocam, sen, mutlu mutsuz yok sul, zengın ve daha şu veya bu biçım aileden kopup gelen ve her birınin kendine ozgu sorun lan olan çocuk ve gençlenn emanet alındığı verdesın» (1) Gu'meyen çocuga cıddı, zor so ru sorana denn ogretmen aeme nin zamanı ?eçmıştır. ögTeüın yı laıın başında «Eylul'e gelnsın» «Hayatımda ıkı'den başka not vermedim» dıyerek ogrencısı ile arasında soğuk bır du\ar karan anlayış kendını yenıleyememek dğrencıvı tanımamak kendı ço cuklugunu unutmaktır Laubsıılık değıl neşe, ezber degıl araştırma, alay değıl teşvık, hakaret degıl onurlandırmalt, korku aegıl sevdırmek yığınlarla ezen oaev degıl ışlevı olanı (ionksıyonel) gorev vermek ve onları İüşÜndurmeye alıştırmak, kendıne gu ven saglattırmak, zamanını ıyi degerlendırtmek rehberlığın temelıdır Ingıltere'de bır koıejde «^u anda ne yaptıgını» sordugum bır oğretmen «duşundüruyoruın» demıştı Bız de düştındürüyoruî Ama kara kara' Ya sozluve kalsma korkusundan, ya da ha karete ağrania, utanduHmak endışesınden gelen bır korku le düsündüruyoruz Onlarla bıraz daha arkadaş gı bi konusup, kiıjiliklerine daha küçuk yaslarında saygı gostersek hıçbır kaybımız olmaz Korkuya dayanan otorite ve saygı rehber lığe ters duser Hıçbır saygıde ğer meslektaşımı hedef aimadan, sadece olumsuz vaziyet alışiara gencı okuldan, dersten soğumaya yol açan tavırlara parmak basa rak rehberligin her cıns ve yaş için b ' ' ıhtıyaç olduğuna değın mek istedım Anne ve babanm kaprislenne kurban gıdeniere evden kaçanlara, zamanını öldllrenlere, hayall mektuplan >akalandığında disıplin kuruluna verilenlere yol gostermek okulun Eğitim ögretım kavrarrüanna giren rehberlijin temel llkelerindendir. Bir mfilâkat ve sınavdan dısan çıkan bır oğrencuun «kaybetsem de garn yemem llk deia uuan gi bı bır muamele gordüm.» demesi benı çok duşundurmustür. Cınsel problemı olanlara, ya? ve cagının gereğı gelısım değışıklıklerınden alınanlara, utananlara, sınırlılere, ağır oğrenenlere, ıntıbaksızlara ve usrunluk goaterenlere yardım «tmek zorundayız. ' Olumsuz gelenekten sakmümau Klınık anlamda oftrencıye yardı mı, ruhbılım ekollerı ele alır v« uonanlıga dayalı i | olarak analıtık yontemlen gerektınr OrUogretım kurumlarımuda suııf ogretmenlığı »eklınde uygulanm«>» baa layan v bır okulun tüm etkınhğuu de ıçeren rehberlık sorunu oğrencılerımlz adına alktslanacak bır tutumdur Bu konuda bazı ar kadaşlarımızın sızlanmalan olsa da başlangıç olumlu bir aşamadır. Harıl, harıl kaynak arayan, bılgi ler toplayan, bu konuda okuyan, araştıran ve oğrencıslne yaklasımlarda bulunan yöneticı ve oğretmen arkadaşlarm çabaları sevındincıdır Bu arada ne yapılacagını kestiremeyen, rehberliK saatlannı matemaük, Turkçe tarıh ders lerıne hazırlık odev tamamlatma, «soracağınız bır sey var mı 7 » gıbı geçıstırmeler bıçıminde yuröten çok «akıncalı tu tumların da olduğunu kabul etmek torundayız Aman bo\le bır yonteme baıvurmayılım Yonetıcıler ve oğretmenlerimızın bo\le bir olum«uz gelenek kurmamalarını içtenlıkle dılerım Bu alanda \eterli bılgıve «ahıp olmavtbilirız Araştırıp ogrenmek ve amacına ujgun bır rehberlığe vatkın davranışı gelıştırmelnız Eğıtlmcıler, yetklll kunımlar, Rehbartik v« Arastırma Merkezlen ve %eterU kişıler hep birer yardımeı olmalıdırlsr çevrelerine MİUI Eğıtım Bakanlıgınca vayımianan ve şu anda yonetıcllerlo ehnde bulunan TebllSler Der gısınde rehberlık çalışmalarına esas olacak Konular iiralanmı» tır. Smıflarda bu çalıımaları yfi rutecek gorevlı olan \e rehberlığe sımdıhk jabancı kalan meslektaslanmıza \arar getırccegini umduğurnuı bazı örnekler için «Cumhurlvet»in savfalarından vsrsrlsnma>ı dü'ündum Şimdi rehberHk nedir. n» rfeğildır» Cevabını arastıralım ve bszl pratlk vontemlerl beraber gBreHnı 1) Rehberlık nasihatçUık dt ğü bır telf organızasyon 1>ıdır 2) Rehberlik bireyi degıştirmek değıl «toptan. yaşına, cinsıne, evıne ba«ansına ferdi farklarına göre» anlamaktır 3) Rehberlik. bir klsınin ısi degıl, <tol. lektif bir «okul aile öğretmen, çevre» çalışmasıdır 4) Behber lık, bir ihüyaçtır. (Büyüme, sağlık, kendini tanımt, danısnıa, deşar] olma, sırdaş bulma . gibi) 5) Rehberlık, bireysel ve grup rehberlıği şeklinde de ele alınır. 6) Rehberlik, kokeninde, moral baskılara, ekonomik zorluklara, zlhnî ve bedeni değışmelere karşı bireysel uyum sağlıyacak bıçime getırmektır Çok gents bir organizasyon işi olan rehberliğin okullanmızda tam anlamı ile yerleşmesı zamana bağlıdır. Psikolojık, Eğltsel, Sosya), Mesleki bir temele d'ayall sınırlı yardım anlamında rehberlık için neler yapılmalıdır? A Bireyin incelenmesl ele alınmaUdır: 1 Fidksel öeellıkleri nedır? (a) Clns, yas, boy, ağırlık (b) Bedeni anzalar, 2 Kışılık özellıkleri nedir? Zeka durumu oz«l yetenekJeri, tavır lan, ılgıleri ve "leterler şisteml nedir? îhtiyaç ve motıvleri, erek len umulan. emosyonel durumu ve olgunluğu, sosyal olgunluğu, kılık kıyafet temızlik ve tertıplılığı davranıs terzı, baakalan ile ilışkıleri ve derecesi nedır' 3 Akademık özelliklen ve okul etkınlikleri Okuldakı gvnel basarı derecesı kuvveüı ve «aytf oldugu dersler ve nedenlen bos zaman kavramı, nedır ilgisi hobıleri okuldakı sosval konulara katılma istegi, 4 Sosyal şartlan nedir? Aılenin sosycekonomik durumu, ailenın ıhtiyaa, ırk, din vesaire gibi etmenler, ferdin iş hayatmı görüsil nedir? Bu alanlarda tanınacak birey için bir toplu dosya da gelistirüir Bu konuda kaynaklardan ve bir çok kurumlardan ornekler temuı edilebilir Bu toplu dosyanın içinde yukandaki verüenn ışığında asağıdaki bilgiler yer almalıdın B Birey ve aılesi ile UgUi bilgiler: 1 Kimligi cmslyeU doğum yeri ve tanhı, ailenın çocuk sayısı, dlnl, anne ve oabanın adı işi ve adresi, meslekleri, öğ renim durumlan, allenin yapısı, evlilik durumu evde konuşulan dil 2 Okul basansı, 3 Saghk durumu, 4 Devam edilmiş diğer okullar, 5 Test sonuçlan, 8 Sınıf tçıdışı etkinlikleri, 7 Bireyin plân ve ılgileri, 8 Bir tşte çalışıp, çalısraadığı, 9 Olay kayıtlan, 10 Otobiyografl. 11 Çevre etkmlikleri, 12 ~ Sonucu takip Bu bilgiler gelistirUerek rehberlıkte asağıdaki tekniklerden yararlanıp daha ıleri bir adım atılır* 1 Soru lıstelerı, 2 Otobiyografi yazmak, 3 Goslemler, 4 İstek lıstesi 5 Yanm ctimleleri tamamlatmak, 6 Zaman cetvelı kullanmak, 7 Problem tarama lıstesi, 8. Olay kayıtlan, 9 Yetanek . Basan karşılaçnrm» tablosu, 10 Derecelendırme cetvelı hazırlamak, 11 Ev siyaretlerı, 12 Sosyometri, 13 Olay incelemesı hazırlamak, 14 Psikodram, 15 Sosyodram, 16 MUlâkât hanrlamak, 17. Testlerden yararlanarak rehberlık yapacağıraız çocuğu tümüyle tanımalı, sonra yardımlanmızı basamak basamak saptamalıyiz Bu tekmklerın kullanılması özel bılgı ve araştırmayı gerektin r Burada hepsıne bırer ornek vermek olan a k dışı olduğundan rehberlık yapacak meslektaşlanm» ba» omek, yonelme yanlan gostermek istedım şımdılık (1) H.Ş Selçikoğlu Fransız Solunuu ORTAK ^ HÜKÜMET PROGRAMI^ • KONUKYAYINLARI PK.749İSTANBÜL ( O > ^ . (Cumiıurıyet: 9217) ACI BİR KAYIP Naciye ülaş'ın blricik eal, Seçim Disdar*m sevgill babası, Dr Samıh Dızdar'ın kayınpederi, Nebıye Ülaş'ın kardeşı, Bursa Tuccarlaruıdan eşsız insan Y. MÜHENDİSMÜHENDİS ALINACAKTIR DENIZCİLIK BANKASI T.A.O GENEL MÜDÜRLUGÜNDEN Kuruluşumuz Pendık Tersanesı proje ve planlama islerınde proje ve planlama Muhendı=l olarak çalıştırılmak uıer* Y Muhendıı ve Muhendıılar alınacaktır. Adgvların • 1 Askerhğmı yapnif oimajan, 2 35 \aşını geçmemış bulunmalan ve 3 Yabanel yayınlan ııleyebilecek denli yabıneı dil bılmeleri gereklidir (Irıgillıceyi tam bilenlerl», Teraane tecrubesine tahlp olanlara öocelik tanınır ) Bu nitelıkleri tasıyan lsteklilerin on eorusme yapılmak amacıyla ozgeçmışlertni belirten dilekçe; diploma v» bonservlsleriyle bırlikte, en geç on gun içind* PendikKaynarca yoresindekı «Pendik Tersanesı Mudürlüjune» basvurmaları duyurulur (BMin 25310) 9207 NURİ ULAŞ Hakkın rahmetıne kavuşmuştur Azlz naaşı (bugün) 22 kasım 1974 cuma günü öfle namazmı müteakip Kadıköy Osmanağa Camıınden kaldınlarak Karacaahmet Mezarlığında topraga verilecektir. Allah rahraet eyleye AİLESİ Cumhurıyet 9331 i| Soğuk Hava Deposu | Kiraya Verilecektir 1 Anfcara Tandoğan meydauıada, MİUs bavuntpa Bakazüığı Üğrenö Yurdunun lemın Katında buiunao sofuk öava depo«iü kiraya venleoektir 2 Depo tecrıt üısımlannın öazı verier tanure ooubtaç olup. onanm ışı arzu edıldiği takdırde araoı taraiından yaptmlacaktır 3 Ueponun yıllıJs ıdra OedeU ,JouuOü' Uçvüzaıtmıs bin ılraöır thale Sapalı zart usulü Ue ^6 Kasun 1974 günü saat ısoo'de Milll Savunma Bakanug. Peısone 1 llalre Başkanlıgında vapılacaktır Teklil mektuplan 23 Kasım 1974 îüntUıt RoClar M11B Savunma Bakanlığı Personel Daire Btşkailıîınfia owundurulacaktır. (Basın 24802) 9303 Teknîsyen Almacaktir Basmudurlugumuz telefon santr»! hızmetlerinde çalıştırılmak uıere 5 12 1974 gunu saat 14 00 de yapılacak sınavla teknîsyen almacaktur Asağıdakı sartlan tasıyanlann 4121974 gunü akşamına kadar dıploma, nufus cuzdanı ve bir fotoğrafla Yıldız Posta Caddesındekı Personel Servısuruze muracaatlan ılân olunur ÎST TELEFON BAŞMtDtBLl.GÜ ARANAN ŞARTLAR : 1 18 yaşmdan kucük, 30 yaşından büyük olmamak (Tayın tarıhınde) 2 Sanat Enstıtusü veya Teknîsyen Okulunun Elektnk, Elektronık, Tesvıye %eya Motor bblümU mezunu olmafc 3 Askerlığını yapmış veya enaz bir yü tecıllı olmak (Tecıllı olanlardan elektnk veya elektronık mezunu ol mak sartıyle en fazla 25 kışi alınacakttr ) 4 Herhangı bır oğrenım kurumu ile ılgıh bulunmamak 5 Smavı kazananlardan işe alınanlara Personel Kanununa gore aylık \e 800 lıraya kadar yan odeme verilir. >•••••••••' '••••••••••> (Basın 35583/9210) ^ ^ ^ • ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^^* ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^rf "^^ ^ ^ "^^ "^»» ^ * ^ ^ ^ "^* " ^ ^ " ^ " ^ "»• w w » , OnüdaJtte tüm bir Meydan Larousse* 12 cılıte 12 000 sayfa. 500 000 maıUe, 2 000 ı rtnkh 52 000 rtsim. jtma vt httrite. Samsun 1 Nolu Vergi Dairesi Müdürlüğünden Mrikellefin Adı Sovadı Fıkrı Ka\a ve Hls Bılinen Adresi Dereler Ko\u SAMSUN V E R Eksıksız bır kutuphanenın butun olanaklarını Meydan Larousse Buyuk Lugat ve Ansiklopedi ile evınıze getınn. Ne\1 t NJ N Dönenu 1971 Hesap No. 78/1064 VERGİ tHBARNAMESt Tanhi No. 15/10/974 12/31 CEZA Tarihı 15/10/974 İHBARNAMESt 8/31 Meydan Larousse, çağtrnızın vazgeçılmez bılgı kaynağıdır. Butun buvuk kıtapçılarda... Emlak Alım Yukarıda ad ve soyadı yaztiı mufcellefe tarh olunan ve ısmı hızasında gosterılen vergı ve cezaya ait ıhbarnımeler bilincn adresınde bulunamaması ve ayrılarak gıttığı mahal adresinın de tesbıt edllememesı sebebıvle tebliğ edılememıştir llglhnın llân tarlhinden başlıvarak 1 ay ıçınde Vergi Daıreö Mudurlugune bızzat veya bılvekâle muracaat etmesı vey« Uahhutlu mektup veva telgrafla açık adresini oılrfıntıesı halinde kendisine sure ile kayıtlı tebllgat yapılacığı aksl halde işbu ilanın nesn tarlhınden itibaren 1 ajın sonunda teblıgatın yapılmış scyılacağı 213 sa\ıh kanunun 103 ılt 106'neı maddelerınt Ut naden duyurulur. MeydanLarousse Meydan Gn/etecilik >e Neşrivat Ltd. Mı. Sultanmektebı Sok 23 25, Cağalojlu İstanbul Tel 27 93 10 ftialm) t Basın İJ&2U) 9204