Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 13 Kasım 1974 H 1 ükümet bunalımı 2 ay sürdü. Eğer buna, «akla» gelebüecek koalisyon ya da azınlık hükümetleri bakımından «program pazarlıldarı» neden olsaydı, bu gecikme bir dereceye kadar anlaşılabüir, hattS bağışlanabilirdi. Oysa program üzerinde bir kelime bile konuşulmadı. Gözlemiıniz gudur ki: bir yanda, bunalımm »eçimli, ya da seçimsiz sona ermesi için hiç bir çabayı esirgemeyen ve her türlü çözüme «evet» diyen CHP, öte yanda her çözüme hayır diyen AP ve onun Genal Başkanının bencil, hırslı yurt yararlanna, akla ve hukuka taban tabana zıt düşen ve demok ratik rejimi tehlikeye koyan sorumsuz tutumu... sS^^J^^Sgi^^^s^İ^^H^SİSm GOZLEMLER Prof. Dr. Muammer AKSOY yok> diyerek, «kBıte maddesi Anayasada yok bu nedenle seyyar köfteciler yönetmeliği Anayasaya aykırıdır» yanıünı veren Aziz Nesinin kahramanı Ue yarışmaya hâlâ devam etmekte. «Sen azınlık hükümeti kur, biz destekliyelim> önerisine karjı da, kendi rekorunu yine kendisi kırarak en bü yük hikmetini dil e getiriyor: «Ne kadar sure destekleneceği konusunda taahhüt veya kefalet senedi verilmediği» için, .böyle çürtik ijlere gel mem!» diyor. Nerede ise, «CHP desteklemeden vaı geçtiği taktirde, su kadar milyon lira kârdan yoksunluk tazminatı ödemeye hazır mı, değil mi?> diye soracak!. Okuma yazma bilmeyen sağduyu sahibi her vatandaş bilir ki, demokrasilerde bir milletvekilinin kendi partisinin hükümetine karşı bile, ya rın nasü oy vereceğinin garanti edilmesi söz konusu olamaz. Olumsuz oy geldiği anda, ne yapılacaği o zamanki koşullara göre yeniden gözden geçirilir ve bulunur. «Desteğinizin sürekliliğini taahhüt edebüir misiniz» diye sormak bile gülünj. tür. cak «nuhaleıetln ısrarlı savaşımı sonueund» bazı düzeltmclere zorla razı olan» Demırell Hem Morison Firması temsilcisi, hem ae Başbakan Yardımcısı oldugu günlerde ıyalnız Amerikan şirketlerinin ortakları olan Türklerin değil. bu ortakların ortağı olan Türkleriiı dahi vergi dışı kalmasını (vergi kapitülasyonunu) Danıştaya aç tığı dava ile istemekten bile çekinmeyen» bir Demirel... Öyle mi?! «Paiıalılık, yokluk tukaralık ve ısslzliğl gidermek, enîlasyonu durduracak tedbirleri almak.» Hangi hükümet bunlara «hayırıt der ki?. Ama nedir bunun somut tedbirleri? İşte »ıra ona gelince, Demirel en olumlu Drogranı maddelerine bile hayır diyebilme olanağım elinde tutuyor. Çünkii hiçbir somut çözüm ve tedbir önermiyor; boş lâf ve palavra edebiyatı ile ulusu kandırma, birşeyler söylemiş gıbi görünerek hiçbir şey söylememe becerteüıf ^bsteriyor. Daha 3 arahk 1965 günlü AP (Demirel) orojrramında bile. «esn&f ve sanatkârlann bırer meskene ve dükkâna kavuşmalannda gereken f>Utün yardımlan yapmak . işsizlik aigortası tesis etmek» madrteleri bile yer alıyor. Ne (aydan olmu?tur ve olabiiir bu somut önerilerden yoksun soyut dilemelerin?! Hem bunlan sözde kim lgtivormuş? Devlet eliyle bir avuç insanı asırı zengin etmenin yeni yeni yöntemlerini icat eden Demirel mi?! Yanaşabiliyor mu «her vacandaşın Devletten iş isteme hakkını ciddi olarak benimseyıp, Devletin ve baskaca kuruluslann ekonomik hayatta herkese iş vermesini sağlayacak bir «istem ve yöntem»i kabul etmeyBÎ Uygar btitün dünyanın uyguladığı ve Anayasanın da emri olan bu çözurnü benimseyîp uygulamaya yanaşıyor mu'.'! Bunu kabul edemiyorsa, boş lâflarla «fukaralıga çare DUİaca»ız tekerlemeleri», siyasal ahl^kla da bagdaşmavan bir «üç kâğıtçılık»tır. Enflasyon, onun gönülden desteklediği «salt kapitalist düzenin», «komisyoncu, aracı, murabahac. eğa ve sermayeci saltanatının», «dış ticaret vurgunculugunun», «arsa vurgunculuğunun», «kredi vurgunculugumm», «sahil yagmacıhğının» benzeri «emeksiz kazanç turya8ınm» ve «nüfuz ticaretinin» kaçınılmaz sonucudur. Hem bunlann savunucusu oı. hem de yukanda aktardıgımus btiyük lifları mıllete karşı sarfet; ve «ben bu amaçlara yönelmiş her hükümeti desteklerim > diye testler yarj. İ8te bu kadar ına tahammü! edilemez! «Karnu hizmetinde artan partizanlıga son vermek, TRT'vi bir siyasi partinin organi olmaktan kurtarmak» da, Demirel'in karşı önerilerinden lmiş. Buna da «hayır» diyen bir hükü met çıkma». Fakat bu sözlerln Demirel'in ağzından çıkması ne hazin. Partızan idareyi Kurabilmek için, «Danıştay kararlanm açıkça çiğneyen» ve bununla da yetinmeyip «Devlet kesesin«den tazminat vermek şartıvla. Bakanlar hukuka aykın hareket etmediği Üanıştay karanyle kanıtlanan memurlan görevlerine iade etmemek hak kına sahiptir» diyen Demirel. TRT'nin özerkliğini Türk siyasal hayatının Kendisi gibi felâketi olan N. Erim'le işbirliği yaparak Anayasadan çıKaran Demirel, bakınız neler istlyormuş üa kimse bilmiyormuş? Ancak bir noktada Kendisine hak vermemek lnsafsızlık oıur. TRT'nin Demirel'i en etkili biçimde yıprattığı, onu haİKin gözünden düsüren en etkili yöntemi bileraU veya Dümeyerek uyguladığı inkâr edilernez bir çerçek: Demirel'in her konuşmasını, heie •jnun aftzından hem de televizyonda aktarm&sı. kuşkusuz bu kişiyi halkın gözünde hızla düsürmekte AP'ye en ağır darbeyi vurmakta. Hiç degılse söyıediklerini düzelterek sipikerlerin dğzından aktarsa, buna bir dereceye kadar katlamlabilıı Fakat o mantıksızhk ve çeüşki şaheserlerinı üstelik Demirelsel kaş, göz, boyun ve omuz haıeketlpriyle birlikte oldugu gibi halkm gözii önüne sernıek. gerçekten bir sabotaj oimaktaciır. Demirel ve AP için .. TRT'ye ne kadar kızsalar haklıdır AP yöneticileri... Sorumsuzluk AP liderinin 10 yılhk siyasal yaşamı, bir siyasal günahlar, yurt ve toplum için büyük zararlar ve tehlikeler, rejün için tuzaklar zinciridir. Fakit Derairel'in 3 kasım günü televizyonda aktarılan konuşması, »orumsuzluğun ve yurt çıkarlarını hiçe saymanın eşine az rastlanır bir örneğidir Bir parti lideri Anayasaya, toplum yararlaruıa ne kadar ters düşerse düjsün akla ve sağ duyuya bu denli aykırı konuşma yapamaz. Hükü met bunalımının sürup gitmesinde en büyük sonjmluluğun Demirelin omuzlarında olduğunu belirtmek fazladır. Bu kişi, «kendisinin Başbakan olacağı bir sağ koalisyon«dan başka hiç bir çölümü kabul etmiyor. Iç ve dıs, durum onu ilgilendirmemekte. Koltuğa tekrar ve hem de uzunca bir süre (yani 1977'ye kadar) oturabilmenin hır sı içinde her şeyi yapmaya kendUini yetkili saymaktadır. Buna da DP razı olmuyor: «Demirerin Başbakanhğmı Türk tophımu için bir felâket. sa yarak kendi partilerini dahi terkeden insanların, «Demireli kendi elleriyle Başbakanlığa getirme» gibi korkunç bir çelişkiye düşmelerini de kimse isteyemez. îkinci büyük sorumluluk, kuşkusuz Erbakanm omuzlannda: Oy avcılığı uğruna, koalisyonu kundaklamakla yetinmeyen. tskandinav gezisine engel oldukian sonra «imdi de Kıbrıs davasını baltalnyacak yeni gaflardan çekinmeyen bu politikacıyı ve arkadaşlarını nitelendirecek kelimeyi siyasi sözlükierde bulmakta zorluk çekiyoruz. Bozbeylinin günahı, seçim günü geldiğinde «soldaki bir partiyle ortakhk yapmıştı!» diyecek clan AP'ye cy ksptırmamak amacıyla (ve bazı nrkadaşlarının kişisel heveslerine kar^ı koyamama sonucundai CHP ile işbirliğini redd?*mesidir. Feyzioğlu ise, «avucunun icindeki lideüği Ecevit'e kaptırmıi olmanın buruklugu.ndan ölün ceye kadar kendisini kurtararmyacak... Hükümet bunahmını sona erdirmek için her oianağı kabul eden ve desteklemeye hazır oldugunu bildiren CHP'nin tüm önerilerine «hayır» d»rken, Demirel'in yaptığı konuşmaya kısaca değinelim: Koalisyon için «ortak bir çizgi garttır, kimse kimseye hükümet ikram edemez> yolunda bir özdeyis sarfediyor, fakat o «ortak asgari çizgiyi saptayabümek. için bir hükümet programı r)3zarhk ve görüsrnesine oturmayı denemiyor bile... O halde «CHP'yi destekle o azınlık hükümeti kursun> denilince, «azmlık hükümeti Anayasada f endini öven klşiye toplumda lyi gözle bakılmaı. övünmeye ajırı eğilim gösterenler, çoğu zaman alaya all^nırlar. Aklı başında bir adamın: En büyük benim, diye konuştuğu duyulmamıştır. Dünya Boks Şampiyonu Muhammet Ali, gerçl böyl» konuşuyor ve kusuruna bakılmıyor. Reklâra yapmak, müşteri toplamak, pıyasayı kızıştırmak için güdümlü övünmelerdir bunlar... Bu nitelikte olanlar bir yana bıraküırsa, durmadan sişinen kişiye önc» bıyık altından gttlünür; sonra açıktan gırgır geçmeye başiaoır. ö v ü n m e k bir erdem değiîdir, övünenl gülünç duruma düşürür. Ben dünyanın birinci fizik bilginiylro... Benim üstüme hukuicçu yoktur... En büyük doktor benim... biçimlnde konuşmal»r duymamışızdır. Çocuklara daha pek küçük yaştayken övünmenin «yıp oldugu «sılanır; alçakgönüllülüŞün erdemi anlatılır. Uygar toplumların muaşeretlnde klsisel 6vünmeler her zaman yadırganmıstır. Buna karşılık kişide ayıp saydığımız 6vünmeleri, toplumsal biçimde 1leri sürdüğümüzde doğal karşıhyoruz. Bir köşe yazarı, köşesinde kendisini pohpohladığı laman okurların tepkisiyle karşılanır. Yazarlıktaki ustahğını metheden, kaleminden zehır damladığım ileri süren bir yazar hemen gırgıra alınır, sırt çevirirler. Ama aynı ya»ar, övünüp şişinmeyl tekil değil, çoğul bir yöntemle yapla, sözgelişi: Blz Türkler, dese, dfinytnın en Ustün tnsanlanyız. Blzden büyüğü yoktur. Yeryüzündekl toplumlann e n erdemlisi bizlmkldir. Keferenin tümü bizden çok aşagıdadır. Blz ta Ortaasya'dan bayragımm dalgalandırarak gelmişiz. Viyana kapılarına dayanmışız. Nlce ulusa dU çöktürmüşüz. Binlerce yıldan beri üstünlüğümüzü cihana benimsetmişiz. Sanırım bu sSzlerl kimse yadırgamaz; hatt» alinşlar. Demek ki «ben» diye övündüğümüz zaman ayıp ıayılıyor, «biz» diye övüntfügümüz zaman doftal... Salt blze öıgü bir iş dejildir bu... Biz Anadolu'da övünörüz «ma, Ege'nin öte yakasına geçildijti zaman Yunanlıların 5vünmede bizden asağı kalmadıklan cörülür. Hem de natıl övünmektedirler bilir misiniz? TJyBarlıSln beşiSim salladıkiarını söylerler; Türkleri barbar sayarlar; Rönesans'ı Yunan kültürünün oluşturdugunu ileri sürerler. Tarihlerindeki askeri zaferlerle sişinirler; Yunanh kadar şoven ulus az bulunur. Bilivorum şimdl: Haydi canım sende, diyecekslniı, daha dün Kıbn s t a ağızlannın payını verdik. Hiç önemi yoktur böyle olaylann... Her ulus askert yenllgilerinden bile kendisine pay çıkarmasrnı bilir. Yenilginin suçunu. sayı azlığma, kumandanlann yeteneksizliğine, silfth eksikligine, ne bileyim bin türlü şeye bağlayıp kendine özür bulur ve gene askerinm kahramanhğını göklers çıkarır. Yunanı da, Fransızı da, Almanı da böyledir. Güney Amerika'da yaşayan tnkaiar gökten indiklerine lnanırmışlar. Fransıa Kralı 14 Uncü Lui, Gtineş Kraldı. Japon tmparatoru da güneşin oğludur. Rhodezya fatihi Sir Cecil Rhodes: Biz îngilizler yeryUzünde en Ustün ırkız.. diyordu. Alman, Ustün ırk olmakla kasım kasım kasılıyordu. BUtUn uluslar kendilerini öve öve göklere çıkarmakta birbirleriyle yanş ederler. Biz Türkler hem kendimizi överi»; nem de Baü'nın blze barbar gözüyle bakmasına bozulunız. Batı'nın bizi barbar gözüyle değerlendirmesi, emperyallzmin kalıtımıdır. Çağdaş dünya kültürüne sahip Dir kişi, dünyadaki insan gibi insan toplumlarının da eşit olduklannı algılamıştır. ÜstUnlük savı, sömürmenln gerekçesi olerak uydunılmuştur. Aga ırgattan, derebeyi köylüden, patron işciden Ustün gördükçe kendisini; sömürme hakkını da saglayacaktır. Toplumlar da öyledir. Bir ulus ötekinden daha soylu, daha üstün olduSunu ileri sürdü mü; bilinki sömürü edebivaü gellsiyor d»mektir. Oysa en Ustün insan, kendinl öteM insanlaria; en ustün ulus da kendıni öteki uluslarla eşit ve eşdegerli sayandır. K En Ustün Ulus Pişkin! İşte bu lâflan «karşı öneriler» diye sunarak halkla alay etmeye yeltenen, hükümet kurmayı da, seçime gitmeyi de reddeden Demirel, gerçekten her tUrlü ölçüyü ferseh £ersah asarak, «Ecevit hükümeti (iilen ışgaı etti» diyebiliyor. \'e «Ecevit hükümeti iş^al edivor» lâfı, bakınız kımin ağzından çıkmakta: AP'den baska bütün partilerin ve basınm büyük çoSunluSunun «nüfuz ticareti ve kredi aırgunculuÇu vapıp vapmadığınm yüce divan önünde hesabın, ver!» diye b a ğ ı r m a s ı n a r?.§men hesaü vermekten kaçan, hem de Başbakanlık sandalyesinde otunnaya devam etmiş olan Demirel söz ediyor «Hüklimet iç»ali»nden... Demirel. Demokrasi tarihinde, basınm ve Parlamentonun önemlı bir kısmının «nüîuz ticareti. kredi vurjıınculuğu yapıp yapmadığının mahkeme öniinde hesabını vermeğe mecbursun, işte kanıtları» diye bar bar bağırmasına karşı. kendi parti grubuna «ya benim Yüce Divan önünde nesap vererek aklanmamı sağlayacak kararı verirsiniz ya aa partiden büe istifa ^derim» aememiş olan bir tek Başbakan örneği gösterebilir mı? İşte partisinin Parlamentodaki çoğunluguna dayanarak, demokrasilerde görülmemiş bir vurdum duymazlıkla «hükümeti işgaı etmeğe devam eden kişi», kalkıyor da, «sıkıyönetim mahkemeleri beni seçimlerden önce yargılamahdır. ner adımımuı hesab'.nı vermeğe haztrım» diyen ve Demirel'in azınlık hükümetini bile desteklemeye hazır olduğunu ilân eden Ecevit'e karşı «hükümeti işgal eden gasıp» diyebiliyor. Gerçekten, «dilin kemiği vol» ve «lât ebeligi» deyimlerinin ne anlama gelebıldifinl, şu son günierde Demirel TUrk Ulusuna ve hatta Dünyaya bir kez daha ögretme becerisini eösterdi. Boş Lâflar Bütün önerileri reddeden. «benden sonra tufan» diyebilen •hırsiı» deyiminin çok ötesindeki bu kötü ve zaıarlı politikacı, gerçek tutumunu saklayarak halkı aldatabilmeye de büyük özen veriyor: Onunla açıkça alay edercesıne, «sözde bir program sunarak», karsı öneriler yapmış bir insan görüntüsü yaratmaya kalkışıyor. Ashnda hiç bir öneri yapmadan... Bunlar, somut öneriler olmakla hiç bir ilgisi bulunmayan, içeriksiz kaypik içi boş bedeflerdir. Bu hedeflere götüren «hangi somut çözümlere razı olmaktadır Süleyman Bey>; bu tamamen meçhul! Şu halde, hangi öneriyle ve programla karşısına çıkarsrnız çıkıruz, «benim hedeflerime yardımcı olamaz bunlar» ve «hayır!» diyeceği meydanda. tçtenlikle «şu ve şu tedbirlere yer veren bir hükümeti desteklerim» demek isteyen bir parti ve lideri, böyle «içi boş çerçeveler» değil, «so mut çozümler»den söz eder. Hem bakınız neler istiyormıış Demirel: «Kıbrıs meselesl tle uluslararası konularda gerekh en müspet çönim yollarını bulmak.> Peki, hangı Hükümet aksıni iddia edeı. Hem de bunu Demirel öneriyor. Evet, Kıbns çıkartmasından birkaç saat önceki televızyon açık oturumunda, sağ kolu Çağlayangil'in korkunç gaflar yaptığı Demirel. «Türkiye'de üs yoktur, tesis vardır; bunlar da oldugu gibi kalır» diyen, «ikili anlaşmalann sakıncalannı inkâr eden> ve an YENİ 14'LER... OKTAY AKBAL Evet Hayır AÇIGA ÇIKAN OYUN... ok partill yasamımız otuz yılını doldurmak üzere. Zaman zaman ortaya çıkan «müdahaleler» olmuşsa da, hiç bir zaman bir pişmanlık, geriye dönüş özlemi söz konusu edilmemiştir. Halkımız bu yaşamı sürdürmek istemektedir. Bunun en açık kanıtı, ashnda 14 ekim seçimlerinden beri, süregetoıehta olan hükümet bunalımı karjışuıdaki se rinkanlı ve bilinçli bekleyişidir. Bazılarının sandığmın ve söyledi ğinin tersine, hangi gerekçe ile olursa olsun demokratik yönetimin askıya alınması girişimlerin den halkımız hoslanmamaktadır. Böylesine girişimlerin, sonunda halkın temel demokratik hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldınlmasına yol açtığı, geçirilen acı deneylerin ışığında anlajümıstır. Halkımız bunun bilincindedir. Bu bilinçle de, ülkemizde huclı bir demokratlaşmayı gereksinmektedir. Çünkü, günümüzde demokratlaîma halkın başta gelen güvencesidir. Hele 12 Mart yöne timlerinin antidemokratik ve ül keyi çağın gerilerine götürmeye yönelik uygulamalarından sonra. aslında öteden beri güncelliğini ve önemini sakh tutan bu demok ratlaşrna gereksinmesi birden bire bütün zamanlardan daha çok ken dini duyurmaya başlamıştır. C eni 34'Icri tanıyor musunuz? Ondört profesör, yani bilim zîanında yüksek diızcye çıkraıj kişiler. îktisatçısı var, doktoru var, dilciii var, Uukukçusu var. edebiyatçısı var, dişçisi v^r. Birkaçının adını sayayım, anlayın hemen kimliklerini, kişilikicrini.., Bay Muharrem Ergin, Bay Nevzat Yalçıntas, Bay tbrahim Kafesoğlu, Bay Havri Dorı'.aniç, Bay Oktay Aslanapa, Bay Seîçuk Özeelik, BDy Faruk Timurtaş, vb vb. Biri daha var «vb.» ler arasından sıyrılan. eski CHP Eğitim Bakanlarmdan Bay Tahsnı Bangunğhı. O da krtı'mış >en ; 14lere. Birinci mi, ondördüncd mü, bünıem orasını!... Y ÜLKEYİ, İÇÎNDE BULUNDUĞU DAR BOĞAZDAN ANCAK HALK KURTARABİLÎR. BUNUN YOLU İSE SEÇİMLERİN YENÎLENMESİDİR. JM •••• • COŞKUN lık hükümetini, «hükümet işgali», hükümetten çekılmeyi «boykot» ilân edenler bütün bunlan salt bilgisizlikten yapmamaktadırlar kuşkusuz. Bu kavram kargaşası ve çarpıtmaları belll bir amaçla yapılmaktadır. Bu amaç, demokratlasma sürecıni geciktirmek ve böylece halka karşı bir sömürü düzenini, bir süre daha yürürlükte kılmakbr. Bugün TUrkiye büyük bir gereksinme ile demokratlasma süreci içine girmiştir. Bu süreç engellenemez. Bu ileriye ve aydınlığa giden yolda tüm halk tan ve demokratlaşmadan yana olanlar sorumluluklarının bilinclnde kendilerine düşen görevleri yerine getireceklerdir. Halk çılık ve ilericilik bunu gerektirir. Onun İçin de halka karşı güçlerden gelen tüm engellemeler boşunarfır. Ne ister bu kijiler? Bir bi'din yayımlaraı;lar ortaklaja imzalayarak.. Su cürnleyle ba^lıyürUr «Demokrasi, memleketin ekseriyet tarafından idare töilmesı dcnıekür.» Güzel, bu birinci dersl Neymiş? Bir ülke çorunluk türafından yöneülinrus. (TDK Başkanıyken «ekseriyet» dcmezdi Banguoğlu «çoğunluk» derdi, şimdi Başkan değil ya, geçer o da dil devrimine kars.ı olanların yanına!) Evet. çoğunluk kimde. r.erde? Sağcılardaymıj! 14 ekimde sağcılar yüzde 67 oranında oy almışlar, solcular ise yüzde 33. Buna rağır.cn solcular on aydır yönetmiş ülkeyi... Bildirilerinde "türkjye'nm son bir yılda «derin bir buhran>a sürüklendiğini söylüyorlar. Özellikle eğitim ahmnd «bir kazan kaynatılmakta, kanlı bir anarşi istikamctinde Eiir?1l(> kaymakta» imiş Türkiye... Ne yapıp yapıp bu gidisi duvdiiTmak gerekirmiş. Peki çare nedir? Çare yüzde 67 oy alan sagcıtarm bir araya gelmeleri. Bunu 14 fağcı bilim adamı söylüyor. YEKİ «fetva» veriyorlar, uygulamak da saçcı politikacılara ıJü«dyor!. Tek tek tanıyoruz bu 14'ieri. Bay Özçelik'i en başta ele alalırp. Bilirkişi olarak katııdığı heı davada raporunu bu «sağcı» eğiliminin doğrullusunda hazırlayan bir kişi bu. lyi ki karşımıza • sağcı« olarak çıktı. iınzasıyla. açık açık. Politikada yan. tuttuğunu sonunda kendi de icabul etu Bundan sonra yargıçlar belirli bir politik görüşe knyocatinn bağlı böyle bir profesörü «yan tutmayan bir biliın gdcmıı. biı hukukçu» saymazlar herhalde. Madem ki sağcıdır Bay ÖzçeH'.v, gider sağcı partilerden birine eirer, politikaya atılır. Türkiye'yi de •bur.ahm.dan kurtarır... Bay Muharrem Ergin'le Bay Tirnvrtaş'ı okurlarım iyi tanırlar. A^ın sağcı eğilimde, tutı^mda, pörürtc kişiler bunlar. Hangi konuya el atarlarsa orda bedrir bu tuUımlan. «Bin Temel> yayınlanndan rutun da üç beş yakmlanyla kurdukları Edebiyatçılar Demeği'ne dek, her yerde.. Kaıesoğkı Aslanapa. Yalçıntaş. Domaniç ve ötekiler hep bilinen «profe?ör»!erimiz Sağda, aşırı sağda yer alırlar... Solun her türlüsüne, en ılımlısma bile karşıdırlar.^ Bu on dört kişinin istediği, Meclisteki sağcı partileri bir bayrak altında toplamak. Bakın yüzde 67 oy almış, 260 milletvekili çıkarmışlar. Kursunlar «sağcı» bir hükümet, üç yü boyunc Türkiye'y 'k.r.^etb bir fikir, tutum ve siyasi tercih zeminine, kuvvetli bir parlamento zeminine oturan» bir hükümet kurarak yönetslnler. Solu ezsinler, solcu girişimleri durdursunlar, yeni bir baskı rejimi kursunlar! Şirndl AP, DP. MSP, MHP, CGPye «sağcı partiler» olarak düşen bu 14 bilginin sözlerine uymak, bir an önce tek bir cephe halinde birleşmektir, isterlerse adına «Vatan Cephesi» desınler, isterlerse «Milliyetçi Cephe» desinler, ne derlerse desinler. Ama birleşip, ikrldan alsınlar. Alsmlar ki bu 141er ve onlar gibi kimseler yeni yeni olanaklar elo*e etsinler, Eğitim işlerinin başına geçsinler, öğretmen kıyımını yürütsünler, aydmları, düşünen kafalan süründürsünler... Ben bu 14 profesörden başka bir öneri beklerdim. Madem ki orta sol CHP meydan okuyor, «haydi seçime gelin» diye. Siz de kabul edin bu öneriyi, nasıl olsa çoğunluktasınız, bir cephe kurun gidin seçime, alın yüzde altmıştan çok oyu, çıkarm ikiyüzelli milletvekilini, demelerini... Oysa halkoyuna başvurmak, gene) seçime gitmek akıllarına bile gelmiyor bu baylann. Bakın Mecliste beş sağcı partinin salt çoğunluğu var, birleşin, tek cephe olun diyorlar Seçim sözünü duymak bizim sağcıları son bir yıldır iğne üstüne oturmus gibi yerlerinden sıçratıyor nedense!. îyi(fir böyle imzalı bildiriler! Kim klmdir. nedir, necidir, nerdedir, anlamak kolaylaşıyor. Gerçi boşa sıkılmıs bir kurşun böyle bildiriler, havanda su döğmek bile değil, ama kendilerini «saScıl» diye niteleyen «bilgin»leri toplum karşısında gerçek kişilikleri, yeteneklerl, özlemleri, isteklerlyle «y^ dınlığa bir anda çıkarıyor. Halkın doğal hakkı örgütlenmek, düşünce ve inanç larını serbestçe açıklamak ve sa vunmak bu yolla da ülke yönetiraine ağırlığını koymak halkın en doğal hakkıdır. Ne var ki, bu hakkın kullanıhnası için, Türkiye'nin çağdaşlaçması ve demokrat laşrnası zorunludur. Yaşadığımız günlerin Türkiyesinde bu kavram lann. sorunların, güncelleşmesi do ğal olarak bir takım çevrelerin huzurunu, rahatını. kaçtrmaktadır. Son günlerin olaylarına ve sorunlanna bu açıdan baküdığmda onların varlık nedeni açığa çıkmaktadır. Gerçekten bu açıdan bakıldığmda, kimin halktan ve demokrasiden yana, kimin hal ka ve demokrasiye karşı oldugu, bulanık su balık avcılığı yaptığı anlaşılabümektedir. • \ />*fAkümülâtör Plastik ve ısı Sanayii A.Ş.'den kuponlan ile birlikte şirketimiz merkezine başvurmalan rica olunur. tDARE MECLİSİ Bir yandan yaratılan sahte dar lıklar, yokluklar. uzun kuyruklar. ö t e yandan atılan «sağsol çatışmaları basladı» manşetıeri. faunlann yani sıra ıslemeyen bir parlamento, kurulamayan nükümetler.. Sürüp gıden grevler Bir yandan Anayasa ve de(ama nedense hep k&mu kesimokrasi sözcüklerinl dillerinmuıde), banka soyKunları.. Sonden düşürmemekte, ama öte ra, «uçurumun kenannda Türkiyandan bir hükümet kurulmasma olanak sağlayacak tüm ka ye» gerekçesi Ue demokratik reİimin askıya alınması. Tüm depıları kapamakta ülke yararımokratik temel hak ve özgürlük na bir yan yoktur. Her gün bir lerin halkın elinden gasbedılmeAnayasa profesörü edasıyle eksi... işte yürütülmeye çalışılan ranlarda Anayasa ve demokraplan budur. EngeUemelerin eresi derslerl venne özentisl ve ğı budur. Yürütülmek istenen görünümü İçinde olanların bu planlan açığa çıkmış. ülkeyi ve konularda ne denli bllgislz olhalkı 12 Mart türü yönetimlere dukian görülmektedir. Azınmahkum kılmak ısteyenler suç •»••••••••••••< •+•••••••••••+•••••••••••«» üstü yakalanmıslardır. Bu tür girişimler ne ülkemizde, ne de dünyada Uk kea uygulanmıyor kı.. Her nerede ve her ne raman, halka karşı olanlar halkm demokratlasma süreci içinde asamalar kaydetmesi karsısında kö seye sıkışmıs ve sömürü düzenleri sarsılmava baslamışsa, aynı plan temcit plâvı gibi ısıtılıp or taya çıkanlmıştır. Allende'nin Şirketimizin 1973 yılı faaliyetine ait temettü Çili'sinde de böyle olmamış mıyhisselerinin dağıtımına 18.11.1974 gününden iti dı? Ülkemizin geçrmşinde de böy le olmauıış mıydı? Üstelik bu pla baren başlanacaktır. Sayın hissedarlanmızrn 12 Mart lonrasımn tarfını «nımsayanlar, yasadığımız bunalımı dumanaltı yapıp buhrana dönüştürmek yanşında finise kalkmıs atlet gibller. Bu atletlerin yanşları parkurda attıkları her adım onları biraz daha halktan ve demokrasiden uzaklastırmaktadır. Yanşı önde götürenler her geçen gün, biUf çizglsine biraz daha yaklasmak tadırlar. Şu var ki, kurdelâyı göğüsleyenlerin üzerine çıkacak ları şerel kürsüsü, antidemokratiklik şampiyonluğu kürsüsü olacaktlr Onları halkın alkışlan değil, ıslıkları beklemektedir. Bu bakımdan yansın bitisi ashnda kendilerinin de bitişi olacaktır. Gerçek bu ıken, yanşı tmlandırmakta. bitişı çabuklaştırmakta tüm güçlerinl harcamaktan kaçmmamaktalar. Bunun için de önerilen tüm olumlu seçenekleri geri çevirmek te uzlaşmaz bir tutum içinde ısrar etmekteler O kadar ki, Sayın Ecevtt'in de belirttigi gibi, kuracağı hükümetin üyelerl ve programı bile belll olmadan kırmızı oy vereceklerini açıklamaktan geri kalmadılar. Boşuna çabalar nın yürürlüge konulması da yen; dejıldır. Daha ekim seçımieri zamanında, Demirel, Ecevit'in kişiliğinde sola açılan, halkın demokratik iktidanna yonelebilecek iktidarların, karne, yokluk. pahalılık, kuyruk, kıtlık ve anarşi ıktidan olacağuıı ilân ederken bu plânın uygulatuçıası için işaret fişçgini ateşlemiştı. Arr.a ne yapalım ki bu kez göl maya tutmayacak. Çünkü oyun açığa çıktı. Boşuna ortalık toz dumana katıp durui«»•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••^ masm. Ecevit'in söyledikleri ger çeği yansıtmaktadır. Gerçekten, bugün parlamentoda da bulunan 1 ı:e*v çolc poütikacı, halkm en asondan on yıl gerteinde kalmıştır. Bunlann ülkeyi aydınlığa göYakalandığım amansız hnstalıktan kurrulmam için, uzun J türmeleri olasılığı bulunmamak•üre SSK SureyyRpaja Sanstoryumunda tedavimi yapan C «> tadır. Ve evet, gerçekten ülkeServisi Doktoru miz zor günler yaşamaktadır. Ama bu zor günler hiç kimseyi heyecanlandırmasın. Hele hele ttlkenin sahipliği gibi bir işlevi yük lenmeye yöneltmesin. ÇUnkü, Ulkenin tek bir sahibi vardır. O da, halkın doğrudan kendisidir. Ülkeyi içinde bulunduğu dar bogaz yakın alâkalannı gördüğüm hastane Bastabibi Dr. Abit Köydan ancak onun gerçek sahibi men, Dr. Hüsniye Kantarelll. DT. tneilay Ranun'a, hemşira olan halk kurtarabilir. Bunun yoNczaket ttzk&n, Hemşire Farma özel, Hemşire Nedret Yonlu ise seçimlerin yenilenmesidir. tara ve tüm seıvıs personeline teşekkür ederim. • Ülkenin çıkarlannı gerçekten gözeten ve gerçekten halktan yana olan tüm demokrat düşünce sahiplerinin seçimlerin yenilenmesi doğrultusunda iradelerini >••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••+• açıklamalan en doğru, gerçekçi Cumhuriyet 8909 ve ilerici tavırdır. TEŞEKKÜR | TULİH ŞADOGlU'na .^•«»•««••«^•«^•^•««»^••«»•«^•«»V' MEDENİ AKGÜL • BABAMIZ Mustafa Sertdemır'i yaptığı ameliyatla eski sıhhatine kavusturan Değerli insan DİSK BASIN İŞ 67. KURULUŞ YILI GECESİ £ • Aşık Şah Turna • Aşık Yamani • Dostlar Ti\ yatrosu (Alpagut Olayı) • Folklor Ekiplerl 15 kasım 1974 cuma saat 20.00'de Tepebaşı Gazinosu'nda Dftvetiyeler: lobDer, ö n c ü Kitabevi, Dostlar Tiyatrosu, Sinematek, Basıntş Sendikasından temin ediiebUir. ••«»•«v««v«»v«»v«v Op. Dr. EROL GÜLDEREN'e, Doç. Dr. ORHAN TOYDEMtR'e Alâkalan dolayısıyla S.SJC. Paşabahçe Hastahanesi Başhekimi Dr. l Cumhuriyet 8916 Seyfi Sâdi PENCAP'a Dr. NURETTİN HASŞERBETÇÇÎOGHTna Dr. SÜLEYMAN DOGANCIOGLU'na Harlciye servisi, hemşire ve personeline, ilgilerini esirgemeyen diğer doktorlara ve değerli hemşire arkadaşlarıma teşekkürü borç biürim. Sertdemir AUesi Cumhuriyet 8906 ;; TÜRKİYE EMLÂK KREDİ BANKASI A.O. GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Müfettiş Yardımcısı Almacaktu tiş Bankamız Teftiş Kuruluna sınav Ue yeterl kadar MufetYardımcısı ahnacaktır. 1 İsteklilerin sınava katılabihneleri için: Hukuk, tktisat, Siyasal Bilgiler, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Idari İlimler fakültelerıyle diğer Ünıversitelerin bunlara denk Fakültelerındea lkiısadl ve Ticarî Üimler Akademilerınden, Robert Kolej Yüksek kısmı İş Idaresi ve tktisat bölümundeu veya Millî Eğitim Bakanlığınca bunlara eşitliği onaylananlardan mezun bulunmalan, Memurluk genel şartlarını haiz olmalan, Sınav tarihinde 30 yaşından yukan olrnamaiarı ve askerlik görevini yaprnıs veya erteletmiş bulunmalan, Sağlık durumunun yurdun ber yerinde görev ve yolculuk yapmağa elverişli olmalan, (yazılı sınavda bagarı kazananlardan taro teşekküllü hastaneden temin olunacak sağlık kurulu raporu alınacaktır.ı Herhangi bir daire ve kuruma karşı hizmet sözleşmesi veya yüklemi altında bulunmamalan, Muhtelif tarihlerde açılan Bankama Müfettiş Yarduncılığı sınavianna daha önce bir defadao fazla katılmamı? olmalan, gerekir. 2 Yazılı sınavlar 1620. aralık 1974 tarihlerinde Ankara, lstanbul ve lzmir'de yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar aynca Ankara'da sözlü sınava tâbi rurulacaklardır. 3 Sınavda başarı gösterenler ehliyet sınavından sonra tnceleme ve staj için yabancı ülkelere gönderilebılecektir. Istekülerin gerekli belgeleri en geç 6. aralık 1974 tarihine kadar Genel Müdürlük iTeftiş Kurulu Baskanlıgına) bizzat vermeleri veya taahhütlü olarak posta ile göndermeleri, bu hususta tanzim edilmiş broşürü almak ıçın şubelerimize bajvurmalan duyurulur. (Basın: 24485) S896 • BAŞSAGLIGI Demeğimizin uzun yülar kada;ımız, kıymeüi insan, Başkanlığını yapmış olan ar •»•«>••••••••«>••••»•••»••••••»• •»»»•»•••»••>• (Cenajans: 964) 8893 Bayan Memur Alınacaktır BasmüdürlüğümUz Şehirlerarasa tşletme Müdürlüğü emrinde çaiıştınlmak Czere bayan memur alınacaktır. Aşağıdaki şartlan taşıyanların 15.11.1974 günü «aat 14.00'de yapılacak gınava katılmak üzere diploma nüfu» cüzdanı ve bir adet fotograf Ue 14.11.1974 günü mesal bıtimine kadar Yıldız Posta Caddesindeki Personel Servisine şahsen müracaatları rica olunur. İSTANBUL TELEKON BAŞMÜDÜRLÜGÜ Ş A RT L â R : 18 yaşından fcüçük, 35 yaşından büyük olmamak, En az Ortaokul mezunu olmatc. Herhangl bir öğrenım kurumu ile ilgisi bulunmamak. S.navı kazananların 657 sayılı kanun çeregince aylık ayrıca imkânlara eöre 500. TL.'ye kadar yan ödeme verüecektir. (Basın: 24608) 8899 DUYURU Oğlum Tevfik Aynel'in adını kullanarak baa kimselerden para alındığını öğrenmiş bulunuyorum Böyle istekler karsısında ödeme yapümamasını rica ederim. FAtZE (AYNEL) SÜNEY Tavzih: 21 eylül 1974 tarihinde yaymlanan ilânda yanlışlıkla «Oğlum taratmdan para istendiği» şeklinde bir ifade yer alnustır. Doğru şekil yukandakl gibidir. Düzeltiriz. Cumhuriyet 8903 Hikmet ÇELEBİ'yi kaybetmenin derin acısı içindeyiz. Derneğimiz adına muhterem ailesine başsağlığı dilerız VARDD1 SEVENXEB DERNEĞ1 ŞisU Şnbesl Cumhuriyet 8910 1 2 3 4