24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 25 Mart 1973 ABPÜJ.CANBAZVI: ARKADAÇlARi.Itf İ AP tVRİlıY f L . Bu NE RSZAlfJTîA.?... $,ı/WMA r>EVt£Tf AU5ÎMDE HAN'üNf t tftf PA4İA Ğftffc îSfJ M p l R . ft/Mc A$fft fttöffl 0ü B l $ ıSt KOSTüMİ*WMİ J>E i ? SISIÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 72 «tfte yin« bir anlayışsızlık... Sana bir şey olsun dıye aynlmıyorum! Senın ve benim içın, beraberliğimlz kötü sonlara gebe olabDir diye aynlıyonım. Aynea, syrüdığnntrda aana bir »ey olmamasmdan da kıvanç duyarım. Aylığın ber.imkinden çok. Çocuklara da beraber bakarız... Sen geçinir gJdersin yani.» «Elbctte geçinirim.» •tyi Işte.» «Sevin!» «Sevinmiyorum! Ne yazık ki sofluç böyle oldız.» «Sen böyle yaptm!» «Sen veya ben!» <Ben haklıyım.» tSenin veya benim haklı olmamız, artık bir seye yaramıyor...» «Yaramaz elbet.» «Seviniyor musun?» Bir süre ikisi de sustu. Besim. ağzındaki «igara ile yeni bir sifara ateşliyerek: «Ben konuşmamı bitirdim Nesrin,» dedi. «Dinlediğin için teşekkürler. Epey bir a«*ma bu da. Senin de söyliyeceklerin varsa söyle.. Saygı ile dinlerim.» «Benim sana aöyUvteck hiç bir şeyim yokt Söyliyeceklerimi yargıç karşısmda söyHyecefîm.» «Amaann! İp koptuktan sonra, ncrede ne söylersen söyle! Önemli olan karşılıklı sevgi saygı idL Bunu go3terem«dikj «Yarıfıç karşısında mektuplanm sereceğbn ortaya! O İJtiridye'yi de getirteceğim. Bir şey gizliyebilirsin bakalım. Zaten onun kız olduğandan da kuskuluyum. Bakire olsaydı bu kadar fokulmazdı sana! Mutlaka bir şey var; ya sen, ya da önceden biri...» «Susalım artık, baska ?«T s3yIemlyeceVsen.> •Işine gebnedi değil mi?» • Gereksiz çeyler sdyledîklerin. Aynca atnlfiz şeyler de. Sonra ben, bu konulan şimdüik düşünmüyorum.» «Susturun işte!» «ögün bu ustalığınia rTesrtn.» •Öğünürüm de güvenirim de... Haklıyım çünkü.> Besim. saklndl... Saatine bakh, gecenln blrine geliyordu: «Yatmak gerek,» deyip yatak odasrna yürüdü.. Nesrin, bir süre yalnız başma oturdu... Bu sü re içinde evlilik yıllarmı düşündü... O yülara gömülüp giden anıları anımsadı.. Kimi tatlı, kimi acı anılardı. . Sonra gelecek için tasarladığı tasarüan, umutlan aldına geldi... Ve bir süre sonra anıları aramsamaktan da, duşünmekten de vazgeçti, yatağına gitti... Yorgunluk, yağmurun çıkardığı »es, uyku hapı derken, ikisi de derin bir «ykuya daldüar XXIV Sevil, korku ve kuakular Içindeydi artık Rahat değildı. Haruru iyice kaçmışü. Geceleri yatağmda yan uyur yarı uyanık kıvranıyordu. Gundüzleri uynrgezer durumu sürflp gidıyordu. Dalgın ve tedirgindi hep. Gözlerinden, yüzünden hüzün akıyordu. Az konuşuyar, çok dOşünüyordu. Oyalanmak için, eline örgü isi alıyor, bir süre sonra onu da «tıyordu. Zaman raman, yonıcu olmayan romanlar okuyorsa da, tad alamıyordu. Evde bu durumu apaçık gözüküyordu. Okulda da oğretmenler bir şeyler sezinliyorlardu Besimie olan ilişkilerinin yok denecek kadar azalması, bırlikte gezmeyi bırakmalan, okulda pek az konuşmaları da türlü turlü yorumlara neden oluyordu. Bir gün öğretmenlerden biri, «can ile canan arasmda bir hâdise var» diye nurıldanırken duymuş, aldınş etmemişti. Saplandığı kaygılı, bunaltılı yaşantısının içinden çıkmak için didınip duruyordu. Oyalanmak için arkadaşlanna uzun uzun mektuplar da yazıyordu. Oturduğu yerden kalkmak istemiyordu. YAKIN TARlH Celâl Bayar nasıl Galip Hoca oluyordu? smanh tmparatorluğunu saran iç kavgalar, birbirini izleyen askerî darbeler «Avrupa'nın Hasta Adamı» diye bilinen bu devleti kötü bir sona doğru hızla sürüklüyordu. Başa geçen yöneticiler, kurtulus yoîunu ülke halkının iç dinamiğinde aramak yerine, Ingiliz taraftarhğı, Fransız dostluğu, Almancı politika gibi yollardaki çöTümlere eğiliyorlardı. olmasına rağmen, halkının geçim darlığı içinde olduğu, hallerinden belliydi. Kendilerine «reforme agraire» hakkında bildiklerlmı anlattım. Sözlerimden, gözlerinin kamaştığını farkettim. Hemen, köy ölçüsüne göre, kimin no kazanacağını hesaplamaya koyuldular . » Sayın Bayar bu kSyden de aynlıp, yeni kişiliği içinöTe ycIuna devam edivor: Öfle vakti Germencik istasyonuna geldik. tstasyonda üç dört katlı bir otel ve civannda yazlık evler vardı. Her taraf Yunan askeri ile doluydu. Rumlar, lâtif bir bahar havası içinde kadınh erkekli «keyif» ediyorlardı. Tam hizalanna gel diğimde, bindiğim cılız hayvanın takati kalmadı. Birden yuvarlandi. Ben de kendimi yerde ve tozlar içinde buldum. Kusağımın arasında, her ihtimale kar;i sakladıgım «Smıth We»son» tabancasınm yere düsmesinden korktum. Soa model bir Amerlkan rilahının bir Ramazan hocasında bulunmasma kimse inanmazdı...» Celâl Bayartn anılan böylece, bir macera romanım gölgede bırakan olavlar arasında ds> vam edip gidivor. Unutuiroaması gereken nokta, bu olaylann geçtiSİ tarihin 1919 yıhn» ra5tlamasıd*ır. Bayar, bundan yanm yuzyıl önce vatan müdafaası için çalısırken, engin tecrübeleT vaşamıştır. Anılannda belirttiSl düşünceleri, dtn i!e para ha> sabt arastrMJa yaptıg» avmm, boiseviHîkten »Szü torırak reformuna getirmesi. Üstelik tttihad Terakkinin bir yetkili! olarak daha önce Torbalı Ciftliğl üzerinde, küçük bir reform denpme^i de vapmıştır. Bütün bu tutumlan ile. 1520 lerdeki Celâl Bavar, sol eğilimlere sahip bir politikacıvdı Hat ta Galip Hoca kimligi ile Ye>=il Ordu arasında bafilantılar bile kurulmak i'tenmistir C3). (1) K«mnl Atatnrk Vntnk M.E.B. 1952 . Cilt 2. s. 451 (2) Celâl Bayar Ben de Yazdım. . Cilt 6 . s. 1754. (3) Mete Tnncav Tflrkive'de Sol Akımlar. Rilçi Yayınevi 1967 S. 77. O • ** Besim"in durumu daha çetindL Bir kez, Sevil'le olan ilıakuinin bozulînasmdan ötüru üzgfindü. Bu yüzden daha çok içmiye başlamiftı. Yalnızlık duygusu, can sıkıntısı sürekli içkiye sığındırıyordu. îç durumu ters yansıyordu. Sürekli kahkahalar atıyor, espriler yapıyor, düsünmeden konuşuyor, çevremi darıltır mıyım danltmaz mıyun diye düşünmuyordu. Bır duygu küüüğü geçıriyordu. fjzüntü duyulacak konulara bıle kayıtiiz davramyordu. Bir boşluk içinde buluyordu kendini. Her şeyi saçma gdrmeye baş. lamıştı. Evlllik ve bütün kurumlar, yaşam, ilişkıler, töreler, kuraliar... O'na £açma gelmeye baslamıştı. Biraz varoluşcu, biraz gerçeküstücüye yakın bir dünya görüşüne doğru kayarken; ka rakterinde, ahlâkında, davranışlannda da bu gorüşlerden yansımalar başlamıstı. Toplumcu dunya görüşü, bütün bu görüjlerin ortasında, sanki sis içindeki bir ışddak gibi ısıldayıp duruyordu. (Dermna var) Son olarak devleti ele geçiren Ittihat ve Terakki Partisi, fecî bir yenügi ile bitecek I. Dünya Savaşına Almanlann yanında sok muştu Osmanh Imparatorluğunu. Yenilgi, Türk topraklannuı da dü$manlar tarafından İ5gal edilmesi demekti. Ve bağunsızlığını kaybetaıeye asla razı olmayan Anadolu halkı, yçr yeç dirçnmeye baslaroştı,,. , f c w . . ^^j,^ Atatürk «Nutuk.da îzmir Yunan Cephesini anlatırken, Celâl Bayar'dan da $u jekilde söz eder: «... Aydın havalisinde, tzınir'in isgalini müteakip asker ve ahaliden bazı vatanperveran, Yunanlılara karsı müdafaa ve ahaliyi teşvik ve müsellah millî teşkilât tesis etmek için çalıjıyorlardı. Bu meyanda, Izmir'den tebdili nam ve kıyafet ederek o havaliye git miş olan Celâl Beyin (İzmir me busu Celâl Beydir), gayret ve fedakârlığı sayanı tezkârdır» (1). Adını ve kıyafetini deği?tirerek Aydın bölgesine geçen Bayar, o günlerden bu günlere kadar za man zaman hatırlatılan Galip Ho ca adının da sahibidir. Kendi anılannda, Galip Hoca oluşunu Bayar'dan dinleyelim: «... Kahrat köyünde, birkaç haf te içinde kafam efe, zeybek, kav ga, dövüş mefhumlan ile doldu. Ben de bu hayata intibak ediyor dum. Sözlerim arasında, «Ülen, bizim oğlan, yavuz, hinci, gâri> gibi ma halll terimler yer bulmaya başlamıştı. Bir gün Deşteban «Paşa» ile ödemiş'e doğru yolculuk ediyordum. Yanımıza bir köylü sokuldu. Ben ilerledim. lkisini yalnız bıraktım. Deşteban, bana yetiçtiği zaman, aralarındakı görüşmeyi anlattı. Hatırımda kaldığı gi bi kaydediyorum. Köylü beni sor mus: Bu kim? Efenin misafıri Zeybek elbisesini yeni giymiş, veya hapishaneden çıkmış olmalı. Neden bildin? Görmüyor musun, baldırlan gün görmemiş, bembeyaz! Hayır. uzun giyivormuş da, ondan baldırlan beyaz. Kendisi kasaptır Aydından yeni geldi. Hayvan satın alacak... Paşa Deşteban'ın bana naklettiği bu konuşma, gözümü açtı. Ne de olsa lisanımla, beyar baldırımla, hattâ kafamla zeybek elbisesinin içine sığmayacağımı Enlamıç oldum. Köyde kaldığım evdeki kadın Kur'an okumamdan hoşlanmııjtı. Bu vaka da bende hoca kıyafetine girmek fikrinl uyandırdt Lugat manası rehberim olur ümidiyle kendime «Galıp» takma adını seçtim tlk fırsatta hoca kıyafetine girecektim... (2) Bayar, berabenndekı grupla Kahrat kövünden aynlıp Dağvenıce'ye doğru yol alıyor.. Devamını yine onun kaleminden verelim: « Ben çiftlik kihyası Raif Efendiye bir taJam hoca elbisesi, bir şise kolonya îsmarlamıstım. Gidecefimiz veni muhıtte, yeni kıyafetle görüleeektim. tlk dUştincemi yerine getiKAYIP Silivrikapı Orta Okıılundan aldığım pasomu kaybettim. Hükünrüzdür. Ramazan SOYI.0 Sınıf: 1 G No: 804 Cumhuriyet 1908 recek, Galip Hoca olacaktım. Kahrat ta arkadaşlar bana, «İlyas Efendi» diye tutab ederlerdi .. Raif Efendi, Tire «Bit Pazannndan bır cübbe bulabilmış, alıp getınnişti. CUbbeden uzun senelerin sındırdıgı kır ve yag koknsunu çıkarabılmek ıçm bır şışe kolonyayı sarfettım. Cübbeyi saatlerce ovdum, hırpaladım. Terruzlemeye muvaflak olamadıra. . Dağyenice köyünde yalnız kalmıştım. Köy odasma girdiğim zaman, gerçek hoca oldugumu anlatmak ıstedım. Ses çıkarmadılar... Beni evıne alan Kara Israail Ağa, kendısinin hocası olarak Ramazanda köyde kalmamı teklif ettl Bayar'ın tttihad Terakki ve Knrtnluş Savaşı dönemlerindekl hsyatı ile, Cumhuriyet dönemi politikacılı|ı »ynı (izfide de^ildir. Hoca anlat bakalım, Hazreti Ömer nasıl mUslüman oldu? PeygamberuTuz MeJtke'den Medıne'ye nasıl hicret etti? Dedi. Camideki becerıksizlıgım üzerine benı imtihana çekıyorlardı. Kendimi göstermek için elime bir fırsat geçmışti. Bıze okulda Cevdet Paşa merhumun «Kısası Enbıya»suu ders olarak okutmuşlardı. Islâm tarihini sık sık okurdum. Bütün banisler terütaze haünmd» ıdı. Eve yatrnaya gıttığimiz zaman Ismaıl Ağa memnun gorünüyordu. Bana söyle bir hitapta bulundu: Hoca sen akıllı bır adama benzıyorsun. Elımizdekı banknotlar ne olacak dersın? Içimden güldCm. Ağa köy odasında Peygamberden, evde yalnız kalınca kesesinden bahis açıyordu. 1293 <1877) Türk Rus harblnrfeki para enflasyonu milleti yıldırmıştı. 1914'te kâğıt para çıkanldığı zaman, bu eski hatıra canlanmış, köylüler yeni paraya ısınmak İçin sıkıntı çekmişlerdl. 93 seferinde olduğu gibi, simdi de harbi kaybetmiştik. ...Bir iki gün içinde köylü lerle birbirimize ısınmıştık. Akıllarına gelen her konudan bahsediyorlardı. Bana bolşevikliğin ne olduğunu tordular... Karl Marx'ın ng^ariyelerirrf bir tarafa bıraktım. Bizfrn anladığımız manadakl topr»k polıtikasl (reforme agraire) hakkında ne düşündüklerini anlamak istedim. öteden beri böyle bir fırsat aramakta ldim. Sultan Abdülhamitin Meşrutiyet Inkılabından sonra Maliyeye bırakmak zorunda kaldığı Torbalı Çiıtliği'nin, içindeki ahaliye dağıtılması için çalışmış, is müsbet neticeye bağlanınca köylülerin sevincine şahit olmu$tum Bununla beraber, Birinci Cihan Harbinin başında, Muğla Vilâyetinde bir tetkik gezısi yaparken, eski Mısır Hidivi Abbas Hilml Paşa'nın 350400 bin dönümlük «Dalaman» Çiftlıği'nin yanındaki topraksız köylülerin hayvanlannı otlatmak için ugradıklan zorlukları görmüş, sikiyetlerinden acı duymustum. «Dagyenice»nin çamlar arasında gözel blr yer MALKOCOĞLU yazan ve çizen: Ayhan BAŞOĞLU \ ^ Ağanın teklıfmı kabul ettım. Zaten buradan aynlıncaya kadar, şahsınu emniyete alm&ktfejı başka çarem yoktu. Fakat rolumü nasıl yeptvcaktsj», «J Î Q V. : ...Bırıncı gece ımam yatsı namazında ilk dört rekat «sünnet» kılmdıktan sonra, «Kulhüvallahisyi okumaya başladı. Müezzınlıği o yapacakti; ımamlık bana düşüyordu. Yüregim hopladı. Heyecana kapıldım... Imamlık etmek, o dakıkaya kadar aklımdan geçmemişti. Pratık yapmamıştım. Yüksek sesle Kur'an'ın hangi süresini okuyabilirdım?... «Kaamet» getirdım.. Pakat selâm verdıkten sonra ne okuyacaktım? Yanlış bir iş yapmaktansa, sükut etmeyi daha uygun buldum. Yammdakı köylülerden biri «Allahümme ente selâmü.. İUM mutad duayı okudu kurtuldum... ...Namazdan sonra köy odasında, bizim ağa birden bana döndü: YARIN: Gerillacı bir Osmanh Şehzadesi DİŞİ BOND Bl'S'E SlftAAEJC ÎÇfM BlR PL&Jin . .VAB./VUP GCAUAAA, TİFFANY JONES
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear