28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 20 Mart 1973 BA$KENT'TE OPERA BALE Edebiyat sohbetleri GİULİO VÎOZZİ'NİN İLGINÇ BİR VERİMİ Engin KARADENİZ Sayısız bale müziği. aynca beş opera?ı olan ttalyan besteci Giulio Viozzi'nin 1954 verimi «Allamistakeo» adlı moderni, tütn eksikleri ile gecikmesine karşın 10 Mart Cumartesi gecesi başkentte sahnelenebildi. Operalarının metnini de yazan 61 yaşındaki çağdaş kompozitör Viozzi'nin bu ilginç verimi. atonal müzik yöntemi üzerine kurulu, günlük yaşam düş arasında bilinçaltı olaylar dizisini yansıtan, Galvani'nin herkesçe bilinen kurbağa deneyinden esinli, imgelemi geniş «eklektik» bir örnek! Birkaç perdelik bir Wagner verimi oynamak yerine, böyls birer perdelik op?raları oynamayı yeğ tutan (!) Ankara Devlet Operası, atonal yöntem ve ilginç bir tem üzerine kurulu bu modernin de üstesinden gelemedi! Aslında, çağdaş teknolojiye yer ver yerşiler yagdıran, gerçekten ilgi çekici konulu «Allamistakeo» nun libretto ve kompozisyon yazarı Giulio Viozzi'nin, o gece gelememesine ya d'a gelmemesine. sanırım herkes sevindi. Çünkü. ondokıız yıl once ilk kez Bergamo'da, ardından çesitli Avrupa kentlerinde, sanat merkezlerinde seslendirilen «Allamistakeo», Ankara'da halk önür.de prova yapılırcasına sahneler.irken, «Gianni Schicci» gibi ikinci bir «güldürü» oldu çıktı! Gene Tarık Levendoğlu'nun, sözüm ona sahneye koydugu «Allamistakeo» da yalnızca bir mumya vartfı. Firavunlar Mısırından kalmış, «Karnak yakınlarında» bulunmuş, «Allamistakeo» diye: Gerçekten, «düs« sahnesi boyunca abartısız ama üstün sahne gö'rünümü. «yaşını» almasına karşın, pürüzsüz, temiz «fa diyez» tizleri ile alkışa degerdi, basso thsan Şenol... Çağımızda, herhangi bir büyük kentte çeçen olayın. devlet memurluğunun yüksek kademesinde yer alan «Wiily Foster» figiirünü çizip seslendiren Feridun Ertürün. bir yanda çırpıştırılmış giysileri, öte yanda da anlaşılmaz diksiyonu ile çaresiz, çırpındı durdu. Hele, «Willy Foster'ın kansı Mary Fnster» da Şadan Candar, «intcnation> denen uyum ve anlatımdan dü«erüği nlmayan sesi ile «final» de ne yaptığını bilmiyordu! Sahne görünümünde, «nüş»ten ııyanan kocasının taşıdığı «kâbus» etkilerine, tepkisiz ve duruktu. Çizip seslendirilen figür ne denll «küçük» olursa olsun, kötü mizansen ile daha da yitirilir, iyi mizansen sonucu ise bazen verimi kurtarırcasına geçerli olur. Oysa, yoksul mizansenll «Allamistakeo» da, yalnızca figürlerini seslendirmekten öte amaç taşımayan sanatçılar, teker teker figürlerin canlılığını yitirdiler. «Dr. Buckongham» da Cemil Sökmen, sahnede nerede duracağını bile kesinlikle bilemezken, mizansen uydururcasına figürünü çizdi, seslendirdi. 12 Mart Pazartesi gecesl ikinci kez «Allamistakeo» yu izlediğimde bu durum daha bir belirginleşmişti. Kaldı ki, «Allamistakeo» da «düş» ün temel anlaümında etkili 5ge «Koro», belki Andrea Giorgi'nin başarılı hazırlama çizgisine erişmişti. Ama, «Sfenks» panosunun ardına iteklenip. izleyenlere göstertimeksizin söylemeleri, bir yanda «düş»ün güçlü anlatımını azaltıyor, öte yanda da Orkestra Şefi Sergio Penazzi'yi güç durumda bırakıyordu. Kanımca, konuk şef Penazzl, «Koro» yu görmeksizin ya da «Koro» onu konçerto yönetircesine «Allamistakeo» yönetmek zorur.d'a kaldı bir ara... «Dr. Ponnonner»i çizip seslendiren bariton Nejat Boren ve yok olan «Gliddon» ile «La Camariera» gibi hizmetçi figürleri yanmra «Allamistakeo», hazırlıksızlığının bedelini ödercesine halka sunuldu. «Düs» sahnesinde «Koro» nun önüne çıkarılan, ya da ardına atılan «Koro» önünde yer alan pano, canh «Sfenks» eskizi, derinlemesine boyutları, doyurucu renk armonisi ile gözalıcı ve düşseldi! Yücel Tanyeri, dekorrfa, böylesi bir moderne oldukça uyumlu çizgileri ile daha bir sağlıklı ve dengeliydi. Bazen orkestranın koştuğu. çokluk insan seslerinin koşuya yetişemediği, mizansenden de yoksun «Allamistakeo» da, îigyre yardımçı «leitmotiv» ler bu atonal örneği sevimli kılarkerı',.. Köiiuk Tfta.Iy^o Orkestra Şefi Sergio Penarai,. Jtejıdi uy r ruğırhâan GiüHö Viözzl yerine, sanırını, en cpk üzülenlerdendJU PAYLAŞILAN ŞİİR Başîangıçtaki adj «Antoloji Oyunu» ida bu yazının; gerçekten bir antoloji hazırlığında olcuğum aylar boyunca, akşam eofralarımızı şenlendiren, güzelleştiren, yücelten bir paylaşmanın ortak keyfini anlatıyorııu. Kendimden yola çıkarak evmde. oğullarımda, öğrenoilerimde gördüğüm bazı gerçekleri dile getinyor; bıldiğimiz şiirleri daha çok sevmenin bir ahşkanlıklar kolaylığından değıl. gönlümüz v > bilincimizle < katıhşımizdan doğduğur.u Konu ediniyordu. Bitmemis bir yazıydı o; bugün okuduğum ba7'ırlarla yenıden canlandı ve uçlandırdı itendim. îstersenu baştan başl.yayım. Evde herkesın ışi. görev zanıanları. sorumlulukıan ayn; bu yüzden eşim ve oğullarımîa yalnız aksam sofralannda bulusabiliriz. Günlük olaylann karşıhklı özetlerle ilet:mi; bıkılmaz bir konu tekrarıdır. A 40 YIL ÖNCE CUMHURIYET 20.3.1934 HALK, TEK TEK HERKES DEMEK DEĞİLDİR; BU TOPLAMDAN DAHA FAZLA BİR DEĞERDİR. ULUSAL BEĞENİNİN BELLEĞİ; HER ZAMAN EN DEĞERLİYİ, EN GÜZELİ, EN ÜSTÜNÜ SAKLAMAKTA ŞAŞMAZ BİR DOĞRULUK GÖSTERMİŞTİR. Rauf MUTLUAY ma çocuk lokmaları sabırsız, delikanlı iştahları acele. benim biraz içkiye katık ettigim meze t&bağı bekleyişlıdiı. Aitı metrekarelik holde bir soba, bir küçük dolap. açılır fcapanıı bir masa vardır; bu yüzden sancta'.yeJerlmiz sıkışık, evın uzajc köşeleri ise daha az ılıktır Giderek benim o günkü çalışmam, arayıp bulduğum şiıHer, okuyup sevdiğım yazılar nne çıkmaya başlar Konu hiçbırimize yabancı değil Edebiyat ö|retimiyle görevl' esım de. lise smıflarmda en çok o dersi başarmış vetıskın ofullanm da uzak Kalamaz.<ii bu scvgı;e. Ortaokula veni oaşlamış üçüncü oğlumda ise. her ço Resim Sanatımız Ûstüne Günümüzde resim sanatımız ve bu sanatımıza ilişkin sorunlar yöresinde, ressamın durumu nicedir? önce, buna bir göz gezdirelim diyorum. Söz gelimi, geçmiş yıllarla, diyelim otuz yıl öncesi ile. karşılaştırılacak olursa günümüz, bir an için daha iyiye ve tutarlı koşullara kavuşulduğu sanılabilir. Ne var ki, günümüzde sadece ressam sayısı ele alınırsa ve bu kabarık sayının birlikte getirdiği sorunlar düşünülürse; şimdiki koşul ve olanakların yetersizliği hemen anlaşılır. Galeri saylsı artmıştır ama, ressam sayısına oranla çok yetersizdir, aynca gerçek galeri niteliğinl pek taşımazlar. Evinin duvarlarına resim koymak gereksinimi duyanlar çoğalmıştır ama, yine ressam sayısma oranla bu artış, kuşatıcı, doj'urucu olamamakta. Ve daha birçoklan... Sonunda o*enebilir ki, otuz yıl önce ressamın derdi ne idi ise, bugünkü de, asağı yukarı aynıdır. Otuz yıl önce. resim satın alan ve bu resimleri değerlendirerek satabilen bir galeri sahibi yoktu. Ne yazık ki. bugün de bu babayigit atılım yok. Sözün gelimi. kibrit çöpüne peşpeşe yatınm yapılıyor da, bu alana bir metelik koyanı yok. Ve daha niceleri. Şu duruma göre, acaba, Türk ressamı i!e toptan Türkiye'de resim. amatörce bir uğraşı mı? Sanırım bu soru yerindedir. tosttSTİmaya da (îeğn.ıörneğın odebivat alanına baktığımlzda, bİF^ok"6İ«'. roman, hikâye» ki»taplarının baskı üstüne baskı Nuri İYEM yaptıklannı görmekteyiz. Bu olguya bakarak, edebiyat türü üstüne küçümsenmiyecek bir yatınm ortamı yaratılmış, ya ria doğmuştur, diyebiliyoruz. Öyle ise, edebiyatımız, toplumsal yapı ve yaşamdaki yerini de alabilmiştlr, diyebiliriz. Eş değerlendirmeyi, özel tiyatrolarımız için de söyleyebiliru. Koca Istanbul'un hemen her semtinde bir tiyatro var çünkü. Ama, resim bu başanya ulaşamacîı açıkcası. tlginç bir örnek, Çemberlitaş' taki Darüşşafaka Galerisi'dir. • pek çok üniversiteli gencin bulunduğu semtte • Orada, herhangi bir ücret ödenmeksizin sergi açılabilir. Ama. ressamlarımızın sergi açmakta pek üşendikleri bir yer oluyor. Seyirci=i. gezeni, göreni çok bol olduğu halde, istenilen satış yapılamadığı için, ressamlara pek çekici gelmiyor. Beyoğlu ve hele Taksim'deki galeri, ressamların en beğendiği yer. Çünkü orada satış olasılığı var, Bir karıya göre özellikle ressamlanna kanısına göre bi7İm halkımızda resim eğitimi yoktur. Bunun için ressamların yaptığı anlaşılamıyor. Halkımızda, ressamlarımızın yapıtlarını anlayabilecek gibi bir resim eğitimi olsa; en büyük soruıf^pzutnleçn^ d]aç,şk!ltaj Hın ressamfariniızin yapıtfarını se\»memeslhjff, htfp bu egirımslzlik neden ya da sebep! Bu res Bugün... Bu gece< eyoğlu ATLAS (44 08 35) öldür S. Boyd. DÜNYA (49 93 61) Kabare L. Minnelli EAIEK (44 84 39) Irlandalı Kız S. Miles. FİTAŞ (49 93 61) ölüm avıO. Reed. LALE (44 35 95) TaMp D. Maccola. LÜKS (44 03 80) Acı yudum S. Gokiıan. RÜYA (44 54 57) Vahşi Bir Kız Sevdim M. Soydan. SARAY (44 16 56) Kambur • F. Girik. YENt MELEK (44 42 89) Tann Misafiri E. Hun. YA\X"Z (49 36 78 K. Paşa) 1 Namus F. Giriic. 2 Dağların Kartalı A. Işık. StNEMATEK Bütün seanslarda 5 ten 7 ye CLEO A. Varda. Kız Sevdim • M. Soydan • GLNEŞ (21 61 40) Cehennem Meleği W. Smith • YILDIZ (21 11 37) ölüm Avı O. Reed • KRİSTAL (21 57 66) 002 Harbe Gıdiyonız F. Franchi • AYDIN (21 52 58 Fındıkzade) Tann Misafiri E. Hun • MARMARA (22 38 60 Beyazıt) 002 Harbe Gidiyoruz F. Franchi • MURAT (24 05 56 Şehremini) 1 Asi Kalpler • E. Hun, 2 Aşk Uğruna K. Tibet • İPEK (22 25 13 Çemberlitaş) Tann Misafiri E. Hun • ŞAFAK (22 25 13 Çemberlitaş) Öidür S. Boyd • ZENGİN (21 09 19 Şehremini) Öldür S. Boyd • RENK (21 15 25) Öldür S. Boyd • SUR (23 67 12 Topkapı) Sandıktaki Çeset • L. D. Funes • HAKAN (23 42 33 Karagüm rük) Kambur F. Girik • ISTANBUL (21 23 67 K. M. Paşa) Ölüm Avı • O. Ree<? • TINAZTEPE <71 65 18) Ölüm Avı O. Reed • İNCİRLt (71 07 25) 002 Harbe Gidiyoruz F. Franchi • ARIKAN (71 53 55 Şırinevler) Kara Duvak Y. Çınar • ÜNVERDÎ (71 54 78 B. Evler) Kambur F. Girik • ARZU (33 13 88) Kanlı Cehennem I ÜSKÜDAR (33 24 75) T a n n Misafiri E. Hun • SUNAR (33 06 18) Karanlıkla Gelen Adam M. Brando SEHİR TİIATRULARI FATİH (22 01 71) OSMANGİLLER (Oyun 3 bölüm) Pazartesi hariç, her geca 21.00'de Pazar 15.30. Persembe ögrencı ve halka tenzilâtü Çocuk oyunu: Elmacı GUzeli Pazar 11.00 Çarjamba 14^0 I HARBtYE (40 77 20) VİŞNE BAHÇESÎ (Oyun üç bölüm) Pazartesi hariç her gün 21.00, Pazar 15.30, Perşembe halk ve öğrencı günü Çocuk oyunu: DİLEK DAĞI • Pazar 11.00. Çarşamba 14.30 I KAİHKÖY (36 31 21) MERAKî Komedl 3 bölüm Pazartesı Salı hanç. her gün 21.00: Pazar 15.00: Cuma hallt ve öğrencıye tenzilât • CSKÜDAR (33 03 97) HACIYAT MAZ (Komedi 3 bölüm > Cuma narlç her eün 21.00 Persembe halk ve CErenciye tenzilâtlı Pazar 1500 matine | VKNİ KOV1EUİ (44 04 09) AMAN KARIM DÜYMASIN (Komedı 3 Derde) Hercün ?1.00: Pazar 15.00; Pazartesl halka Perşembe öğrenclye tenzilâtli ÖZEL TİYATROLAR: | ALt POVKAZOCl.1 I 49 56 52 Küçük Sahne) KELEBEK Sa lı, Çarşamba Cumartesi. Pazar 21.15, Çarşamba Pazar 15.15'de HAKKIM1 VER HAK KI Cuma 21.15, Cumartesi 15.15'de | ALİ BABA (BakırtcOy) Tl 51 37) Kocamın Nişanlısı Komedi 3 oerrie Salı haric her eece 21.15 Çarsamba tenzilâth halk gecesi. Pazar 15.00'de matine I AZAK (22 62 46) YEDEK PARÇA Komedi 3 perde Pazartesi hariç hergün 21.15, Pazar 17.15, Çarşamba halka. Perşembe öğrenciye tenzılath • BLS BASAMAK (47 56 39 • Şişli) ÇARl.PNlN TEYZESt (MÜ7İkal komedı 2 bölüm 6 tablo) Pazartesl 21.30. Çarsamba 15.30 2130, Cumartesi 15.30. Pazaı 15.30. 17 3fl I ÇKVRB (23 27 79) KÎM KÎMB DUM OUMA iKnmeni 3 peı* de) Pa/artesi hariç, h T Eece 21 15 Carsnmba Cum»rtesı Pa/ar )SIMi'tı> matine. • ÜOSTLAK (45B4 8fi Elhnmral ABDÜLCANBAZ (Çalgıh komedya 2 fasıl 12 kısım tekmili hirrten) Peı^ sembe harıç. her eün saat İR 15rte; Pa/»rtes1 21 15'te, Çarşamba IS.nO'te halk Cuma 15 00'te ögrenciye Indirimll | | DKVERIISU RARARE (THHsım 44 46 75) AbK U SKVUA TİYATROLAR Fatih lişli | KENT (47 77 62) öldür • S. Boyd. , KERVAN (48 04 23) Kambur F. Girik. | KONAK (48 26 06) Son Aşk W. Mato. I SİTE (47 69 47) ölüm Avı O. Reed. | tXCİ (40 45 95 Pangaltı) Vahşi Bir Kız Sevdim • M. Soydan. ! ŞAN (40 67 92 Pangaltı) Kambur F. Girik. | TAN (48 07 40) Pangaltı) Profesyonel Silâh • F. Nero. t AS (47 63 15 Harbiye) Donuk Gözlü Adam A. Sabata. | ÖZLEM (48 47 63 M. Köy) 1 Aşka Elveda M. Granford. 2 Kızgın Ve Sakin S. Poitier. I İDtL (46 09 31 Feriköy) Tann Misafiri E. Hun. Bakırköy Kadıköy • • • • • • • • • • • • • • Jeşiktaş I ASLI (46 70 91) 1 Yılmayan Şeytan M. Mutlu, 2 İffet Sokağı Ü. Özen I KEREM (46 70 91) 1 Donuk Gözlü Adam A. Sabata, 2 Koçun Kara Günü F. Nero I MISTIK (46 15 14) 1 Kızgın ve Sakin S. Poitier, 2 Çıplak İlâhe • V. Vetri I YTLDIZ (47 63 42) Vahşi Bir Kız Sevdim M. Soydan I YUMURCAK (40 22 27) Kambur • F. Girik I BARBAROS (47 04 79 Orta köy) 1 Battal Gazinin İntikamı C. Arkın, 2 Babalann Günahı F. Şevki I LEVENT (64 06 99 Levent) Öîümü Beklerken J. Wallace • ANKARA (64 16 86 Levent) Son Kurban I ATA (64 21 43 Çfeliktepe') 1 Mavi Askerler. 2 Keloğlan ile Cankız R. As'"'' EFES (36 37 63) Tann Misafiri E. Hun FEZA (36 37 63) Kambur • F. Girik ERCAN (37 22 00) 1 Behçet Gezayirde B. Nacar 2 Malkoçoğlu C. Arkın KADIKÖY (37 15 97) Esrarlı Şato • S. George KAFKAS (37 42 68) Vahşi Bir Kız Sevdim F. Girik OCAK (36 37 71) 002 Gelm Beraber Askerlik Yapalım F. Franchi ÖZEN (36 99 94) 1 Tatlı Dillim T. Akan, 2 Senede Bir Gün K. Tibet REKS (36 01 12) Sandıktaki O s e t L, D. Funes SÜREYYA '36 06 82)Devler Ülkeşı • C. Bronson SÜREYYA CEP (3fi 06 82) Hırsızlar J.P. Belmondo OPERA (36 08 21 > Leylâ ile Mecnun F. Girik AS (36 00 50 Moda) Fedailer Alayı E. Stell ATLANTtK <55 43 70 • Suadiye) Kambur F. Girik SUADlYE (55 28 66 Suadiye) Vahşi Bir Kız Sevdim F. Girik. SİNEMA 63 (55 10 84 K. Yalı) Damdakı Kemancı T. Normaclane Aksaray • BüLVAR (21 35 78) Vahşi Bir Üsküdar • fJVLE (33 ( 5 68» Vahsi Bir 1 Kız Sevdim M. Soydan Pazartesi harıç, ber gün 21.15; Çarşamba. Cumartest, Pazar lHOO'de. I IİAZETL (Harbiye Sahnesl 46 60 10) SAÇAKLI RAZİYENÎN TOPU Kukla oyunu Pazar 11.15, Çarşamba 15.30'da | OÖNÜL O L K O • (İAZANFKR OZCAN (4(5 40 10 Zınclrlikuyu) KARIM GENI DOöURDU (Komed) 3 Derde) Salı haric nerjrün 21.00 Cumartesi Pazar 1800. Pazartesl halka. Perşembe öârencıvp 'enzilâtlı j | KENT OYUNCULAR1 fHar | biye 46 35 89) NEOL BABAY1 j KİM ÖLDÜRDÜ Sah, Çar I şamba, Cuma, Cumartesi 21.15 | Çarşamba 15.00, Cumartesi j 18.15 Maüne tNSAN DENEN ' GARtP aAYVAN Pazar 21.15. 18.15 Pazartesi 21.15 Not: Sah 21.15 halka. Çarşamba 15.00 ve Pazar 21.15 halk ve öğrenciye indirimli. I HAKBIVt SAHNKSİ (47 33 12) BAY IZZKT'tN İZZÜTİ NEKSİ (Polıtık komedi) Çarşamba, Cuma Cumartesı 18 15 21.15: Pazar 15JU I KKMAIS Bt'KK (KadiKöy tl j Tiyatrosu 3b 51 51) SARI ' ÇIZMEL1 (Müzıkal Komedi) Salı nanç. ner gün 21 15 Cumartesı Pa^a? 17 30 matine. I (jTl.RtZ STKUKİ KN(İİN CtZZAR (ümlt nvairı.v,. 46 60 64 16 56 61) KEŞANLI ALÎ DESTANI Salı hariç her gece 21.30. Çarşamba 15.30 ve halk günü, Cumartesi 15.30, Pazar 18.30'da matine | NEJAT L'YGUR (Aksaray 22 41 12) İNSANÎYETTtN Komedi 3 perde. Pazartesi hâ riç her gün 21.30, Cumartesi, Pszar 18.15 matine. I [NtSA Sf.KhZI.I IIILOA ASKINER .47 18 86ı Ç1LGIN AMANDA Muzikaı komedl 2 ftölüm Pazartesl Salı Carsamoa haric leı eece 21 Sir Çarsamba. Cumartesi. Pazaı 1S ?'l Cuma I5.K' IOKHA.N 4LKAN 1 Kddıkov Ooers'da 38 08 21) MÖZELİK AİLL Kometiı 3 perde Pazartesj naric. neı eece 21 ;<ü; CarSamfs 15 00 Cumartesi Pa7jU 17.30 I SI'NAK C«(iei8 0«kıidar) KAYNANAIJlR KAYNATALAR Komedı :ı perde Pazartesl tiürıç ner gece 21.15. Pazar lS.uü'de I VfelNİ SAIİNE (KüçCk Sahne 49 56 52) ÜÇ VATANUAS Her gün 18 15. Pazartesl 18.15 ve 21.15'te I TEVFtK GELENBE (Sehzadebaşı 27 71 86) AMAN HAYRET, BİRAZ GAYRET Salı hariç, her gün 21.30, Cumartesi, Pazar 17.00'de matine. I TÜRK YAZARLAR1 2] 5 81 B K M Pasa) GECEKONDU Salı ha.lc her gect 21.19 de. Matlneler Carsamb» 15: Cvımarte») • Pazaı IB'de (AYDKDE'VI VOLCUbUKl Cncuk ovunu Hn Pazaı lı de Carsamba 13 30 d» Cinnıırtesi 1S 4e samlar, halkta görmek istedikleri eğitimin bir yolu yordamı, acaba olabilir mi? Bunu hiç düşünmüyorlar sanırım. Çünkü, onların halkta aradıkları resim eğitimi, yukarı aşağı, toptan, halkın Güzel Sanatlar Akademisı Resim Bölümünden diploma almasını gerektiren bir eğitım oluyor, nerdeyse. Evet, hikâye ettiğimiz durum böylesine. Hiç bir seyi abartmadığıma eminim. Şimdi. bana öyle geliyor ki, Türkiye'de • pek azı dışında • ezici çoğunluğu ile ressamlar, sanat anlayışı, tutum ve davranışları ile, kendileri, çözümü gerektiren birer sorun, • eski deyimi ile daha doğrusu; birer muamma durumundalar. Mümkünü yok, çaresiz Türk ressamı kendini ele almak, evire çevire eleştirmek zorundadır. Yapılabilmesi elbet çok güç bir iş. Ama bu duruma bir son verme zamanı, çoktan gelmiş çatmış. Baksanıza bir kez; halkın gereksinme duymadığı. yaşamına koyup katmadıgı bir nesneyi, fürekli üreten kişiye. ne denir? Meczup mu? Hayır. ressamlann hiç biri meczup değil. Içtepileri mi onları buna zorluyor? Hayır, o da değil; almış olduklan eğitimin sonucu bu sadece. Bu bakımdan diyoruz ki; halkı, kendilerinin almış olduklan o bir türlü tabanları toprağına değmez, uçarı • eğitim üstttiM» «fltmelclaçınazınlbaraitmalı. Getçelcçi bir tuturala. kfrndi davrânf$im, sanat olarak b€İlediğinı. savunduğunu enine boyuna, yeni baştan ölçüp biçmelıdir. Kendisine sanat olarak öğretilcnin yerini yurdunu, yeni baştan saptamak kaçımlmaz olmuştur. [Dilleri var, bizim dile benzemez]. Vaktiyle bir Akademi öğretmeni, Akademi için «LİMONLUK. demişti. Simdiki Akademiyi bilemiyorum, bilmek de istemem. Ama. çoğu kez, kendi kendime sorduğum soruyu şimdi bütün ressamlara sormak isterdim: Aramızda kaç ressam, Türk halkının resim sanatında görmek istediklerinin ne olabileceğini anlamaya tenezzül buyurmuş ve o e * bu yolda arastırmalara. yorumlara girişmiştir? Anlaşılır olmak, halka varabilmek ve de özde bütünleşebilmek halkla.. Briyle bir kavram kafamızda, gönlümüzde, yer edemez mi? Sanatında halktan böylesine kopmuş, halkın anlayacağı resimden. bu kadanna ürkmüş kuşaklar. nasıl ve nerede yetişti? Evet. kanımca ressamlar kendileriyle hesaclaşmaya ve halkla resim üstüne anlaşılır bir dille konuşmaya zorunludurlar. Bu başarılamadıkça, sonsuza dcğin tîçvletçe korunma tedbirleri, havanda su dövme örne5i, bos'ina sergiler ve de birçoldarı için de yitip gitme. re>;.samın nlınyazısı olarak kalacaktır Yararı olur umudu ile, bir kez daha, sunu belirtelim: lıili ufaklı. kadınlı erkekli bir edebiyatçı ve tıyatro topluluklan • ordusu nerde ise • halka varan yolu seçmiş ya da bulmuş durumda. Kuşkusuz, bunun iyisı, cfaha iyisı, daha da güzelinı yapmak savası aralarında sürüp gidecek Boylece canll bir tempo ile. toplum yapısında, yaşamındaki yerlerini daha bir saSlamlaştırpcaklardır. Bu alanrta. bu verine oturabilmiş rievinim. elbette ki ulusaldır. Halk bu çabayı benimsiyor, tutuyor ise: orada kendini bulup tanıriıshndan. kPndı yasam serüvenini. pek çok sorunlarını gnrebildiğinrfendir. Buraya kadar söylediklerimiz, günümüzde resim sanatımız ve sanatçımızm dnrumunu kaba taslak gözden geçirmek. bir de ilk anda atılması gereken adımm rıe olabileceğini düşünmek üstüne oldu. Bize göre gerçek sorun; toplumsal yapıdaki yerini alabilmek. toplumsal yaşama katılabilmek. bu yaşamın gerekslnme duvacağı • ve onsuz ed"emiyecefi • bir varlık olabilmektir. Ressamlanmız için e§er sorun bu ise: bunun çözümü yolunda, harcanacak çabanın en büyük oavı. basta res.camın kendiMne düşüyor Kuşkusuz baş sorumlu o. Onun volunu yordammı bulabilmesinden sonradır ki. devletin bugüne degin yapageîdiŞi koruma tedbirleri yerli yerine oturabilir. Ulusalhga varabilen. Türk halkı ile özde bütünlesmeyi. bllincle ve de askla meskle amaçlavan bir eSitim. bir müze, bir calpri snnınumu? otmah. Olmalı ya, hani. nerrfe? cukta olduğu gibi, büyükJere özenme efilimı vardır; aranan, istenen kitaplarla dergileri raflardan buiup çıkarmaya önce o koşar. Zaman zaman oyuna oonüştüğü ae olux ou o>tak iiginin. Herhangi bir kitabın irinden ad vermeden bir şiır, bir hikâye parçası okur Dirisi; kımi hemen bilinir, bazılarında yamlgıya düşeriî Sanatçılarm üslup özellıkleri konu yeğlemeleri. ses özgünlükleri, en çok bu oyunlarda ortaya çıkar; hepimizin gözıerinin par ladığı anlar ise, aaha önce okuyup sevdiğimiz bildi?imiz, tekrarladığımız dızelerin çıktığl zamandır: «Pavlasmakla sevinç, Ertar, keder azalır» sa böıüştükçe güzellikler de daha ıyi, daha güçiü. daha etkili olmaz mı? Aynı şeyi smü'tE da yaşadım. Öğrencilere okudugum şiiı on ların daiıa önce gördüklerı, duydukları, etkisin: birazcık clsun payîaştıkİEK oir eserse çıt çıkmaz ortalıkta Sessiz du dak kıpırtılan ışıkiı bakışlar, sıcak bir ilgi yakınıığı Kendi okuyuşunu da benimkine ıçinden yoldaş eden gönüilü bir katılış. Genellikle konu «zelliğine dayalı hikâyelerde oU mazsa da şiirde oep böyle Kiîi. bir güzelliği oılmeyı onu başkalarıyla tekrar paylaşm»y: istiyor. Eğer e.dekı eser gerçekten güzelse zamanla ve tekrarla eksilmiyer etkısinden; belki her seferince biraz daha iıydınlanarak. d.igııarak, her ciinleyiciye yansımalar katsrak gittikçe büvüyor eibı Gözlemimı doğmlayan en etkili örnek olarak Fransız milli marşı Marseillfcise'in (Mar. seyyez) doğuşunu fıatırlayabiliriz. Stefan İweıg arjlatı5or «Yıldızın Parladığı Anlar» kitabında (Çev. Burhan Arpad, 3. baskı Cem Yayınevi. 1967); «Bir Gecelıu Dâhi» diye andığı Rouget de L'sle'in hız h esinlenmesiyle ortaya çıkan bu ısmarlama söz ve bestenin, nasıl doğdugunu, scnra ulusça nasıl sevilip tutulduğunu: «.. Bir eserin yaradılışmdaki güç, hiçbir zaman sürgit gi7.!enip kalmaz. Bir sanat eseri, uevri tarafmdan unutvlabüir, yasak edilip ortacan kaldırılabılir, fakat esas olan cevher. ölümsüzlüğü yenmeyı her zaman bilmiştir. Rrn ordusımun savaş türküsünden bir ay, iki ay hiç ses çıkmıyor Bası'.ı ve ya kopya edilmiş nüshalar olcuğu yerde uyukluyor veya ka yıtsız, ilgisiz ellerde dolaşı. vor. Fakat bir pserin bir tek insanı bile terçfktfn büyülemesi bazan yeter: zîra bütün çerçek hayranlıklar rerçek .yaratıcüardır...» (108). Qt94.,ba5İ'b*5JOa Dir Marsilya'daki topıantıda tıp öğrencisi Mireur'ün söyledifi şarkı, savaşa p.unullü giden Marsilyah gcnçlerle bütün Fransa'yı ürperterek dolaşır, yazarı ve bestecisi bilınmeden bütün ulusa maı oiur. bana göre, anlaş>lma aı>yulma sevilme zamanı gelmıs bir eser paylaşıldîkça oürîr, etkilemr, zenginleşir her vüregin katkısı oranında vayıı r.. ve gene ae eskimez Sürüm gazetelerınde res'mli aergi hafifliklerınce radyo, reklâm programlarında tek rarlanan değersiz ürünıen no. den söz konusu edeyim? Ama şiırin nası, güzeh büjaiğü etkilisi; paylaşmaKla eksiKnez, yayıldıkça azalmaz, öğreruldikçf yıpranmaz, ezberlendıkçe sılınmez.. diyorum Yunus Emre ile Karacaoğlan'ı yaşatan saray kitaplıklarında oılinmeaen duran divan kopvalan üe dagınık cönk sayfaian mı? Yüz y^llarca ilâhıierle koşmiu'an beUeğinde saklayan nalkın payIzşan sevgisı mi? Derlei kı Ah met Muhip Dmnas •Fahriye Abla» yı bir mızalı dergis: için yazmış, olsun; bu o şıirir her kesçe sevılmekıe aeger yrirrti^:ni göstermez; vozarı bir antolojiye kendisinin ieçtıgı ea ıyi eserler arasın» onu da sovar. Necatıgil de «Gizıı Sevda* yı radyolaraa oek tazla okundııgu ıçın antoloııme almamamı öğütlemi.'?ti Bu an bir bıkkmlık değil bir vazarı nep aynı eserlerlt tanımaK \ranılgısından kurtulma di'eğıydi sanırım. İşte tam bu kanılaraa iken Melih Cevdet Aı:day'ıı söyîetiıği sözlerle Kar^naitım: «..Gej ne de şiirin toplııro üzerınrtokı j etkisinden söz edilebüır. Ama ' bu etki. ancak oir şiırin eskimesinden. okuln . eve eırmesinden, sokağa düşmes'nden sonra olur. O zaman da şıı> olarak iş işten (revmıştir...» dıyor (Milliyet Sanat Ekı. 24 16 Mart 1973). İlk bakışta ffpsın bir doğru gibi görünüyor Ama bsna göre sanat eserinm eskıyişi değil; okula eve solrıuan Cers kitaplarına oıluıan şnriorin, yönetimleıiD verriıgı ızınıe, hep epik «daktik alsıı | dan titizliksiz alınmu orta d'i ! zeydeki ürünler olusuour Ya I şar Nabı Nayır nse öâıerwıy j ken şiirlerinin O'.uOhUi kıtsp | larında ver aldısmı arjatrmştı j (Edebiyat Dostları ı57); 21 vaşındskı Vusuf Ziya Or'aç'm • Akından Akına. Kıtabınuı ba sımı ve Orduva aağ.t:rooyla Sadrazam Talât Haşa ugrasmış iır Örneklen uzatmak gerekli mi ki'' Okul'un evin sokagın kabahatı yok şiırı eskıtmekte; ama yalnız örnekleri kalabalık lara sunan güncel araçlann günahı çok İyı şiirler yazmayı düşünen bütün sanatçıların: azinlık beğenilerının dar köşelerıne sıkışmalarını degıl. en güzelleri saklayıp konımakta şaşmaz bir sa^beSenisı olan ulusun çogunluğuvla eserlerını paylaşmaları nı dilemek serpkır. «Zamanı Tann yaşar» dıyordu Eilge Kağan, bir de halk yaşar İTALYANIN ASYA VE AFRİKA AMACI ROMA, 19 (aj.) M. Musolini ikinci beş senenin umumi meclisınde söylediği bü" nutukta jöy» le konuşmuştur: «Alman milletl gibi bir milleti ebediyen silâhsız tutabilmeği iddia etmek tam bir hayal olur. Meğer ki Almanyanın tekrar silâhlanmasına kuvvetle mani olunmak hedefi "oeslenmesin. Fakat bu oyun da bir harp tehlikesi. yani milyonlarca insanm hayatı ve Avrupanın mukadderatı oyunu demektir. Italyanm ise tarihî amaçlarının iki ismi var dır: Asya ve Afrika. Bunlar Gü ney ve Batı ttalyanların ilgi ve iradelerini uyandıran iki asli cihettir. Kuzeyde pek az iş, hattâ hiç iş yoktur. Italyanların Avrupa ve Atlas Okyanusunun Uerisinde de işleri yoktur. Gayelerimizi coğrafya ve tarih de göstermektedir. Avrupa Devletleri içinde Afrika ve Asyaya en yakın olanı Italyadır. Birkaç saatiik bir deniz scyahaü veya bundan daha kısa bir hava seferi ttalyayı, Asya ve Afrikaya baglamak için kâfidir. Hiç kimse bupünkü . İtalya nesli ile yarınki Italya nesline bu asırlık amacra mana ' sını yanlış anlatmasın. Bunu uzak ve yakın komşularımızın anlamm sı icap eder. Italyanın amacı ara zi fethetmek değildir. Amacımır Afrikalı uzak ve yakın komşula rımızla iş birliği yapmak için bir genişlemektir. Kısaca ttalyanm doğu ile Batı arasındaki bağlılığını tekrar vücude getirmek için tarih! vazifesini yapmaktır.» YARIN Nevruz olması münasebetiyle şehrimizde traa Konsolosluğunda bir resmi kabul yapılacaktır. BULMACA 123456789 yen. sallaparti davranrp dolaşan. YTJKARIÜAN 4ŞAGIYA: 1 Ne yapmak ne söyltmek gerektiğini kestiremjyerek kararsızlıkla duraksama 2 Çanakkale'de bir uçe TERSt kılıcm kıkfı. 'i Kalın demir boru Dini nasihatlar veten öin görevlısi. 4 Bınek hayvanlarında oturscak yer TERSÎ bir makınenın dörtma lıareketini nakıetmevp varayan ve ucuna dişli çarklar teker lek, pervane bağlanan demir mil. 5 TERSt araçlan oıanlann kalacağı anayol uzerındekı otel İğne ue ınce fcadın Hi. 6 Bir be&o maadesı Köşk (Eskj dil» i Agır gösterişli çeyler raümaya yarayan her rürlü aokuma. 8 îz, işaret. belirtl (Eski dil) i'trafı su olan kara parçası 9 Hiç kızarmayan cins üomates Vilâyet Dünkü baunacanm çözümft SOLDAN SACA: 1 Geçinmek 2 Ovım, Amok. 3 LarnaKa 4 CJoK. 5 ONU. Acemı 6 Yukan, Of. 7 Cr. Cıvata". 8 Pazı, Od. 9 LıbaK. Re YUKARIDAN 4ŞAGIYA: 1 Goygoycu 2 Ev Orur. 3 Çulluk Pi 4 ınaF acaB. 5 Anza. 6 maN, Cıvık. 7 Emare. 8 Kok, Motor. 9 JcA tfade SOLDAN SAGA: 1 AdamafcLıi hırpaıayjp c)övmek. bozguna u?ratrr.ak, öldürmek anlam.arında. 2 Aşırı güçlük ve sıkıntı Su (Eski dil) : ! TERSİ kül ren• gı. boz renkte kedi veya Darbunyaya benzer kırmızı renkte lezzetli bir öalık tleriye sürülerek müdafaa edilen ükir dava. 3 Genişlik TERSt kömürün tam yanışı üe vardığı renk ısı nau Kimyada radyumun simgesı 4 Masalların iriyarı kahrımanı Bir yapının ufak çapta vapılmış mücessem modeli. 6 Bir hayvan Bir tıda maddesi. l Subaylann resm! kıyafeti. 8 TERSİ biı hatırayı t a rih boyunca yaşatmak için bir şey üzerine yazılat yazı Bayağı, aşağılık. 9 Üstünti başını düzeltmeye önem verme RADYO I S T A NBUL.^. 05.65: ı'ı*!~r"»'."t»tl3îi '••""'»înıiı"" • Acıfiş veprogranı tışt"?^. ?'06.05 Haberler 07.00 Günaydın 07.05 Köye haberler 07.25 Sabah müziği 07.30 Bir özel tanıtıcı 07.40 Haberler 07.45 Günün progTamlan 08.00 Oyun havalan 08.05 Çevremizde bugün 08.10 Reklâmlar 08.30 Onlü yorumcular 09.00 Beraber. solo şarkılar 09.15 Klâsik batı müziği 09.30 Hayatm içinden 09.45 Türküler 10.00 Hafif melodiler ' 10.05 Haberler 10.25 Arkası yarın 10.40 Şarkılar 11.40 Okul radyosu 12.00 Film müzikleri 12.05 Haberler 12.10 Reklâmlar 21.25 Şarkılar 12.40 Darvaş ve Orkestrasi 13.00 Yurttan sesler 13.15 Haberler 13.30 Saz eserleri 14.00 Reklâmlar 14.15 N. Koyutürk Orkestrası 14.30 Can Etili'den türküler 14.45 Klâsik atı müziği 15.00 M. Pars'tan şarkılar 15.05 Haberler 15.20 Türküler 15.45 Ülkelerden müzik 1600 A. Üstün'den şarkılar 16.30 R. Senfoni Orkestrası 16.45 G. Ersel'den şarkılar 17.00 Türküler Haberler 17.05 17.20 17.35 17.50 19.00 19.25 19.30 19.55 20.00 20.15 20.30 21.00 21.15 21.35 21.55 22.00 22.45 23.00 23.40 24.00 00.55 01.00 16.55 17.00 17.05 17.30 18 00 18.15 18.30 19.00 1930 20.15 21.00 21.30 22.00 22.10 23.30 24.00 00.55 01.00 GünderTfcÜ!»"''"'" 1 " * Şarkılar' Yüzyılımızın ilk yansından Reklâmlar Haberler Reklâmlar Saz eserleri Bır varmış Şarkılar Almanya öyküsü ' Beraber solo şarkılar Haberler Şarkılar Türküler geçidi Hafif müzik Reklâmlar Haberler Gece konseri öncü müzik Gece ve müzik Haberler Program ve kapanış ISTANBUL tL Açılış va program Haberler Diskoteğimizden • Küçük konser Hafif müzik Yabancı dil dersi Senfonik müz^k Raymond Lefevre Ork.' Eskilerden yenilerden Akşam konseri Bir soüst. bir topluluk Barok müzik Haberler Konser salonlarından Ella Fitzgerald Gece için müzik Haberler . Program ve kapanış ANKARA 05.55 06.0(1 06.05 07.00 07.05 07.25 07.30 07.40 07.45 08.00 08.05 08 10 08.40 09.00 09.15 09.40 10.00 10.05 10.10 10.3<ı 11.30 12.00 12.05 12.10 12.25 12.30 13.(10 13.15 13.30 14.00 14.15 14.30 15.00 15.05 16.05 16.20 16.35 17.00 i7.05 17.35 19.0u 19.30 19.55 20.00 20.15 Açılış ve program Haberler Günaydın Köye haberler Sabah türküleri Bir özel tanıtıcı Haberler Günün p r o g r a m l a n Sabah müziği Ankara'da bugün Reklâmlar Her telden Çeşıtlı müzik Hayatın içinden Şarkılar Arkası yann Haberler Reklâmlar O Hiren'den türküler Okul radyosu Balete ç a ğ n Haberler Reklâmlar A. Çelik'ten türküler Reklâmlar Şarkılar Haberler Hafit müzik Reklâmlar Öğle konseri Ali Ş e n o z a n d a n şarkılar Gençler için Haberleı Okul radyosu Küçük konser Türküler Albümlerden seçmeler Haberler İncesaz Gunden eüne Haberler Üç solistten türküler Bir varmış TRT Kaber Merkezi Şarkılar 20.30 20.45 21.00 21.15 21.35 22.00 22.30 22.45 23:00 23.45 24.00 00.55 01.00 Toplumumuzda aile Türküler Haberler Besteler ve öykuleri Şarkılar TBMM saati Çeşitli müzik Haberler Heı tıafta bir yorumcu Hafit müzik Gece ve müzik Haberler Program ve kapanış 18.58 19.00 19.05 19.07 19.22 19.47 20.12 20.25 20.30 20.50 20.53 20.58 21.28 22.10 22.13 23.25 23.36 23.55 Açılış Haberler Reklâmlar Eğitim dünyamızdan Müzik dünyası Spor Fransızca dil dersi Reklâmlar Haberler Hava durumu Reklâmlar Hayattan yapraklar «Bütün gün evde» Yaşadığımız günler Reklâmlar Televızyopda sınema Reklâmlar Haberler Program ve kapanış. T v Cumhuriyet Reşat Hamit Azız Napolyon 24 avar külçe 22 avar külçe ALTIN 258. • 260, 475, 480, 300. 305, 260. 265. 230. 235, 37.90 38. 34.70 34,80
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear