24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJRÎYET 16 Mart 1973 MASüM ı'FADEU. ZAUALUNirt Vu2£N£PAHİ UMLAİ 5A4lP,mF£tJLÎ o£ıifc.« FAZİA BAKMAjc E'HfctfPi* 3ü (rÖZLERt. 5üÇU>U Û i i l ET Vt^SıH TEcRJ \ tıBETTE HttANU. 8U. SİS İÇİNDE BEHZAT AY'IN ROMANI • 63 îstfldSl Caddesîna'e rpey yürüvüp yorulâukları içın, Çaçek Pasajına saptılar Daha 5nceleri geldiUerı Kimer.e Meyhanesine daldılar. Ve önceleri oturduklan avni fıçıdan masaya oturdular. Votka, fıçı birası ve mezelerlni söyledıler. Sevıi: «Annem geldi an^a, cansıkıntım süröp gtdiyor » dedi «İJdmiz de cansıkıntısından patlayacağız bu gidl*Ie.» «Sorma.» «Bana bir hal oldu Sevil.» «Naeıl?» «Aynlmadan aynlık aeısı çörekleniyor içime.» «Üzülme dostunj.> «Nasıl üzülmeyeyim? Aynlınca bir boşlulc içine yuvarlanıyorum . Alacakaranlık, sisli, uçsuz bucaksız bir boşluk bu . Alkcie »ığınıyorum . Bır alkol donemine saplandım, çıkamıyorum.» «Hemen her gün beraberiz, doymuyor mueun?» «Doymak mı? Sana doymak! Olanaksız bu'» «Doyarsın B«s, doyarnn...» «Sevil, susamıs bir tntan düsün...» «Eee?» «Sucamıs olan bu insan, txx bulamadıgı içln denir «uyu içsin.» «Içsin diyelim » «SusuzluŞu gider ml bu fnsMim?» «Gitmez.» «Gitmediği gıbi, susuzluğu arttıkça artar.» «B°ni dinüyor musun?» «Dinliyorum » «Karşıya baktın da . » «Dinliyorum canım » «Benlm durumum, »usayınca, tu bularnıyarak deniz suyu İ£İp, daha çok susayan adama benzer ..» Bırer bir* daha •öyledller... Besim, Sevil'in elini elıne almış, evire çevire okşuyor. parmaklarına, tırnaklanna bakıyordu. Sevıl • «Ellerimı incelemekten usanmadın nu?» dıye sordu. «Usanmak mı?» cEvet.» «Usanır rnıyım hıç?» «Demek usanmadın?» «Usanmadığım gıbi, «Elleri» adında bir öyku yazmayı duşünuyorum. «Aman yaz... Yaz da okuyayım » «öyküde konu, bastan sona, «el» olacak. Senin elin » îkisı de gülümsedıler. Bir süre sonra, insan kalabalığını yararak Çiçek Pasajmdan çıkarlarken, bir uğultu denizind'en çıkıyorlarmıs eıbiydiler... *** Nesrin, Sevü ile Bssırai vapura binerken görmüştü... Besim'in Sevil'e yazdığı mektuplan çantasında tasıyordu. «Bu mektuplan Sevil'in annesine vereyim de gorsün bir,» diyerek doğ ru Sevil'in evine gltti. Bugune değin, Nesrin, hem Sevılie tanıçmıştı iyıce, hem de anasını tanımıştı. Sevil'e gizli olarak, Besim'in çapkınlığını, lnanmama»ını da soylemişti. Kendince öğütler vermış^ı. Hatta Besım'i yer yer kotülemisti. Sevil'den, Besim'le ilgısini keseceğin* dair de söz almıştı. «Besimle ilglni kesersen, her şeyi unutur, arkadaş oluruz: yok ilişkini sürdürürser, hem babana durumu söylerim, hem de Millî Eğitim Mudürlüğıine durumunuzu bir dılekçe ile bildiririm » demisti . Bunlan soylediğı hal de, Sevil'in onemsemeyısine içerlemişti .. Hızll hızlı yürüyordu Sevil'in evine doğru. Ve idnden, «planlarımı uygulayacağım» diyordu. • tlk olarak annesine söyliyeyim Hatta babası evdeyse, baba^ı da duvsun, öğrensin » Nesrin, Sevilgihn evine gelcfi ve zile ba»tı... Sevil'in annesi, Nesrini karşısında öfkeli bulunca, şaşırarak: «Bır şey mi oldu Nesrin Hanım?» diye sordu. Nesrin, çok sinirli olarak: «Çok şey oldu!» dedi. «Ne oldu'. «Kızın Sevil nerde?» «Eve gelıp, hemen çafjıya çıkmrrtı.» «öyle mi'» «Evet... Hele içeri gir bir Nesrin Hanım!» Nesrin, ıçeri girip dlvana oturdu. «Sevil kiminle çıktı çarsıya? diye sordu. «Yalmz.» «Değil!» «Nasıl?» • Kızm. kocamla birlikte su anda!» «Olabihr.» (Devmtm v*r) ÂŞIKA BAGDAT SORULMAZ Eşsiz bir halk sanatçısı: Munim Fırat Bağdat Tayaran Alanmda, Irak'ın Modern Sanat Muzesı vardır. «El Methaf El Vatanî 111 Fen el Hadis» adını taşıyan Modern Sanat İçın Milli Müze'ye girdiğiniz zaman salonun sağ taraiınd'a, Müze Müdüru Noon AlRaw'ın sevimli yüzür.u görürsünüz ilkin.. Odasının kapısı açıktır. Irak'ın ünlü bir ressamı olan Noon AlRaw, Türkiye'den gelmiş, eski bır ressama ilgi goster> dı.. Zira ?imdi gazetecilik yapan eshıre»sam, tralc Modern,Sanat Muzesinde, bzellikle resimleri can gözüyle seyretmiş, renkll ve siyah beyaz fotoğrafları yanısıra renkli sinema fılmıyle de sevdigi yapıtlan Türk sanatçı dostlanna gdstermek üzere tesbit etmlstl. Türkiye Büyukelçiliğinde. Irak'ın yine ünlu bir ressamı lsmail Seyhli'nin tablosu vardır, calonda . Görülür gdrülmez, ınsanı sanp sarmalayan, usta bir elden çıktıjj belli olan bır tablo.. Bu tablo beni, Tayaran Alanmdaki Mİ1H MUzeye çekti Tanıtma kitapları rfışında yer alan resimlerden gayn, Irak sanat.na alt bir şey görmemıştım Muze, çok modern, kocaman bir vapı.. En başta gelen özelligi. müze olarak düşünülerek yapılmı. olmasj.. Müzenın ılk katında iki avrı galeri var.. Ülkenin çeşitlı yerlerinden gelen sanatçılar, yeni ressamlar işlerinı burada sergiliyorlar Büyuk kentlerden uzak düşmüs gençlerin yapıtlan, tıpkı bızde ojduğu gıbi, uzaktaki büvük kentlerde olamamanın «ıkıntılan ıçınde . Ikincl kat, resıra ve heykellerın bulunduğu bölum. Burada kenrfımı bir renk cümbuşü içınde buldum. Irak sanatçılarının yapıtlan bir resımde bulunması gereken tüm nıtelıklerle duvarlar dolusuydu Belki faz'a voreseldı ama çogu, dunjanın h8r yoresınde ilgı toplayacak kadar iırsanı saran rinsten Baktıkça tum açık ve kapalı çuzel toolavan, muhafara eden Isıkları hazırlavıp ızın K fotoğraf ev fılrn çekmek için.. özel'ikle, Faık Hasan. Kâzım Havdar. Ha=an Abıd. t^mail Sevhh, Hahrf El Cariir ressam ve hevkeltrss Cevad Selim "s Nezih? Seüm. Fuad Cihad. tb rahim Ahbu, Noon AlRawi t";ımı bıtınp Müze Müdür'jnün oriasma çelrtıB'^ız zaman. Mu dur haneı u^taları sevdıgiml <=ordu . Abid. SevhM. Abbu ve Paw'i çok rtuttugumu sövledırr Mıhmanda 'm «Noorı Al Ra\v karşmda» dedi. Mudürle tarrsmamız bovle oldu . Daha sonra bir rastlantıyla o büvük U"=ta. f;mail Sevhlı'vı tanıdım Mudür Raw, evine çaya davet ettı, defterıme bakıyorum, «Bu gun 5 Mayıs 1972. Eünlerden cuma . Burada cuma günleri tatıl. Ressam Nuri el Ravı'nin evine çaya gıttık Bır sanatçı evı. Tam blr sanatçı evi. Resimler, kitaplar, heykellor Halk sanatçılanmn içleri . Yöresel plâklar, Batı sanatçılannm plâklan . Munim Pıret isımll bır halk sanatçısının mermerden kiiçük heykelcıklerinl RördUrn. Çarpıldım Nasıl guzel şeyler. Bu adamı bulma.ı, ba$ka egerlerını görmelt, mümkünse konuşmalı » Munim Fırat vetmıs yaşlarında bir halk sanatçısı Elli yıldır mermer yontuyor. on onbes santımden başlayan ve yetmış santim yüksekliğim bulan rner mer heykeller yapıyor. Deli ış ler. Irak Tanıtma Bakanlığmdakı bazı dostlar, Munim Fırat'ın el kadar olan mermer hevkellerinden üç tanesini bana veriverdiler'. Fıgurlerden ıkı tanesınin katası tanlrmştı.. Çefanesiö karıştıran bırısı, başka bır heykelden kopmuş bır mermer başı uzattı, «Bılmem» dedi, «Bu ışınıze yarar mı?» O başı, bır başka heykelın olmayan başının boşluguna yapiftırdun, ortaya daha deli blr görUntü çıkU!. Mihmandanma, Munim Pırat* ın eserlenm toplu veya tek olarak nerede gorebıleceğımı sorduğum zaman, ortaya cıddî bır sorun çıktı!. Tanıtma Bakanlığı Halk Sanatlan MudurUnUn o dasında bulabileceğımizi ögrenır ögrenmez, oraya koştum. Mü dür odasıru tasıyormuş, yerlerde heykeller vardı, toz toprak içınde!. Insanı deli eden, blrbirirtden guzel yapıtlar.. tçıçe gır miş insanlar, Sümer gozlü, hayvana benzeyen, ama hayvan olmayan ınsanlar Insana benzeyen hayvanlar, ama insan olmayan hayvanlar.. Hepsi birbirine girmiş, sevişme halınde. Göbeğimı patlatma pahasına, yerden tutup kaldırdığım heykelleri ışıklı bir yere getınyor, fotoğraf ve filmlerim çekerken, hademeler, maymunlar hayretle bakıyorlardı, «Bunlarda ne var da bu yabancı boylesme a?kla çalıştyor, ışık tutturuyor, sağdan soldan alıyor, alıyor?» Kalıbıraı basanm, bıınun gtizelliklerinın taduıa tam vanlmamıştı.. Zıra bu büyuk halk sanatçısının «naif» yontucunun Büyük usta Munim Fırat'ın fotoğrafuun yanında bazı yapıtlar hlçbir yapıü, o koca müzede yoktu' «Bulmamız zor olur, kendisi çok yaşlı Yetmış yaşında falan var .. Şımdi gdzleri de pek görmuyor, Bağdad'ın uzak bir semtlnde otunryor» dediler, gidıp görmek istedlğimi bildirdiğim zaman O büyük naıf yontucu hakkında büdigim, Bağdad Observer gazetesmde, Majit AlSamarraie imzasıyle çıkan bır yazıdan ibaret. Yaıının başlığı, «Bstüı sanat çevrelerini şaşırtan primitif heykeltraş Munim Fırat'ın dünyası» idi «Çekoslovakya Bratislava'da yapılan 3. Primitif Sanatlar Festivaline katılan 55. ulke arasında Irak'a birıncilik odulü verildi. Uzun yülar adı dahi bilinmeyen bu sanatçı bir rastlantı s o nucu keşfedjldı. Batılı sanatçılar ve eleştırmenler Munim Fırat'ın eserleri karşısında hayrete düştüler. Ancak, Munim Fırat'ın kendisi, belki de birincılık ödülü alışına daha çok havret etti. Çunkü yarım asırdır tanınmadan ancak kendi kendıne güvertl ve azmi ile sessiz seda=ız çalışmıştı .. Batılı sanatçı ve eleştrlciler, Munim Fırat'ın eserleri hakkında derhal yazüar vazmaya, yapıtlarını derinlemesine inoelemeye başladılar. DUnyasmı, en*gın ufkunu bulmaya Bazıları O'mı, tüm yeni bir sanat eğüirrunin temsilcısi olarak tanıttılar. Madde olarak taşı kullanmasını Orta Amerika ve Afrika kıtasını hatırlatmakla birUkte, bir başka anlayısm temsilcisi olarak yorumluyorlardı. Figürlerinin başlanna yerleştirümış gözler, Sumer sanatından alınmıştır. Ve yine yapıtlarındaki dığer özellikleri de tarihin çok eski çağlarından bugüne dek gelmış, geçmiş naif sanatçılana eserlerınde bulmak mümkündur. Ne var ki bu durum, taklitten gelen bır benzerlık değildır. O, bu eserlerdeki espriyi almış ve onu kendı el huneri ve naif duşünüşü ile yoğurmustur. ... Insanlann şahsında bazı h&yvanlara atıf yapılması lnsanlara karsı bir saygı gösterisi olmuştur. ömegin, Gılgamış, daşı Ankedo'yu överken O'nu «Zebranın oğlu» diye çagırmaktadır. Munim Fuat isyankâr bir sanatçıya benzemiyor mu? Yapıtlarmda hayatında geleneksel gidişinı yıkmış ve bu nail, kanşık durumda tüm ihtiraslan ve dürtüleri ortaya sermiştir... Bu, bir isyandan başka nedlr kı? Yapıtlarında çeşitli yaratıklar arasında bır kargasalık göze çarpar. Onun tüm benlığinı altüst eden ve O'nu bır «ısyan yaygarasu halıne getıren şey, belki de ondakı ölüm korkusudur... Bellı kı, hayat O'nu Karşı çok zalım olmuştur. Bırçok bıçımIerde kendını gosteren «ofkell ıhtıras» sadece dır «gerı tepnıe» veya uzuntu ve korku ıla olüme karşı bır başkaldırmadır. ölüm; sessızuğin, cınsel ilışki ıse dopdolu bır enerjinin ve sonsuz bır hayatın semboüdür....» Yapıtlan, Fransa'da sergilendıği zaman ortalığı yerınden oy. natan Munim Fırat, yetmıç kü(Devamı J. sayfada) MALKOCOĞLU yazan ve çlzen: Ayhan BAŞOGLU KILIÇ DİŞİ BOND DIKTANŞOJRA \MIÜE BORUİÜ MOOESTYE UZATIR. TİFFANY JONES GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear