Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 12 Mart 1973 umhufiyetin ellincl yılmı, ne yazık ki, bunalımlar içinde ysşıyoruz. Gerçi bir tesellimiz var: Bu bunalım zirvededir. Türk toplumunun, ancak zirve müesseselerinde toplanmış gibidir. Gerçi bir vücudun, en küçük bir uzvundaki ağn büe bütün vücudu sarsar. Ama ne var ki, insan vücudunda olduSu gibi. toplum yapısında da organların, kendilertni tehdit eden etkilere karşı, bir hadde kadar konınma enstenktleri var. Simdi Ttirt toplumunun yasantısında da, bu dogal kanunun sosyal işleyişini görüyoruz. C Olaylar ve görüşler mu konusunda bu niteükte temsücilerin söyleyebilecekleri, elbette ki çok şeyler vardı. Şiddetten Kaçınma Kısacası, Cumhuriyetin 50. yılında, hem zirvedeki bunalımlar, hem aynı zamanda, aynı derecede ciddî öbür problemlerle karşı karşı yayız. Pakat en önemli problemin yine de. en yakm problem oldugu asikârdır. En yakın prob lemin de. içinde bulunduğumuz olaganüstü halin. bir an önce sona ermesi ve normal demokratik hayata gecîs olduğu, bir gercektir 12 mart müdahalesini çagıran şartlar ve 12 mart öncesi iktidannın akıla'maz samsızlığı üzerinde yeniden durmaya elbette ki lUzum yok. Yann siyasi tarihimizin. Rerülmemiş bir vurdumduymazlık fmejl olarmk eleştirecefi bu iködar devri »e olaylan üzerinde. bu sütunlarda eörüşlerimizi zaman zamao. acıklamısızdır. Adalet Partisi iktjdannm en eüçW devrinde işaret ettigimi» gelişme Ihtimallerinl ise, olaylarro dotrulamasmdan. ancak üzsünflz. Pakat şimdl de şunlan kaydetmekte favdalar umuyoruK OlaganustO şartlann davet ettigi sert havanm yerlesmemesi ve olağanUstü örgüt ve mUesseselerin, yerlesüe gücler haline selmemesi çok önemlidir. Daha sakin kanun vollanndan dOıenlenmesi ve yürütUlmesl kabfl olan devlet yetkilerini. normal kanunlara ve müesseselere bırakmak, en dogrusudur. Cttnku sünhenin ve şiddetin, daha agır süpheleri ve siddet tedbir lerini davet etmesl. sosyal nsikolojinin. tabii kanunudur. Buna en İyi örnek olarak. çagıminn en yetkili yacan ve Stalln döneminin görgü tanıklanndan biri olan SolyenitslntR, kazandığı Nobel armajtamnı eger almak imkanını bulsavdı, bu armagan konseyi karsısında okumak için hanrladıgı nutku okumakta. büyttk fayda vardirfl). Bu arada, bbrim yakm t&rihlmlzln bir dönemlnde, asın derecede tahrik ediîmiş olan ihbar ve iurnalcüık alıskanlığına. bazı zaytf karakterli vatandaşlanmızm kaymalannı önlemek için de, demokratik devlet idaresi anlayısını, asın şüphelerden daha önde tutmak elbette ki daha doğrudur. ömeğin büttin blr Bğretmen veya metnur kadrosu haktanda karar vermenln. hangi meslekl ölçüleri bilerek. hangl eagdaş açılardan hareket edecekleri bilinmeyen kadro ve teşekküllerin takdirine terkedilmemesi ise. sanıjorum M, hükumetin ve yeni idarelerin, en ileri ve insan! varifesl olacaktır... (1) Bn nntkım çevirisi, Varlık dergisi N. 782. •JM784. Haftanm raporu OLAĞAN'A DÖNÜŞ!. Şevket Süreyya AYDEMİR lıklı btr varlık saglamıs olması beklenebilirdl Tophımumuzun temelinl ve güçlü varhgmı teşkil eden geniş halk kitlelerine gelince? Daha yukanda işaret ettiğimiz tesellimizi tekrar etmeliyiz: Geniş halk kitleleri, zirvedeki bunahrran dışmdadır. Daha doğrusu ve öyle görünüyor ki, kendini bu buhranlann dışında tntmaya çalışmaktadır. Bu sonuç elbette ki. bir yandan bir takım haval kmklıklannm, öte yandan da, toplum yapısında gelişmekte olan sosyal tarkhlaşmarun onu, siyas! problemlerden ziyade, ekonomik çarklarla uğraşmaya ltmesindendir. ÇünkO şu bir gerçekür M, geniş halk tabakalannın, meselâ kaderüıi tanma, yetiştiriciliğe bağlayan 20 milyonluk Çtftçi kitlesl ile, her gün genişleyen işçi ve zanaatçı zümresinln parlamentoda sözcülükleri, gereğl gibi yapılmamaktadır. Siyasl particilik, gittikçe itibannı kaybetmekte ve dolayısiyle halk, siyasl partilere karşı ilglsizlenmektedir. Siyasi örgütlere, siyasl partilere ve siyasl mücadeleye karş» halk saflannda, gittikçe yoğunlaşan bir ilgisizllk karşısındayız. Gerçi parlamento içinde ve çevrelerde politlka, dar bir politika esnafı için, geçim vasıtası haline gelmiştir. Bizde de artık, profesyonel bir politikacılar kadrosu belirmiştir. Bunlar hergün kaynaşmakta, hatta bir kısmı, her yıl bir kaç parti değiştirerek, siyaset meydanında bu oynaklığı bir meslek hallnde yürtltmektedirler. Ama öyle görünüyor kl asü halk kitleleri, bu olup bitenlerin, ancak seyirdsi halindedir. Bugün klmlnle konuşulsa, hangi yolculukta hangi köy kahvesine ugransa, havada hlssedilen esinti, hem rirvedeki buhranlara, hem siyasl partilere ve parti kavgalarma karşı, gitikce yerlesen bir ilgisizliktir. Gittikçe kBklesen bir güvensisliktir. Oysa siyasl partiler, demokratik parlamento hayatının, vasgeçilmea siyasl organları sayılır. Öyle sanıyorum ki bu sonuç, önce sevinilecek bir olgunhık eseri olsa gerektir. Çünkü aslmda ağırbaşlı, haysiyetli bir toplum olan Türk milleti, siyasl mücadele adına yürlitülen çığırtkanhğı hoş görmemektedir. önlUkle çok partili hayata girdiğimiz günden beri particilik sahnesinde görüp geçirdikleri İse, anun için, yine öyle sanıyorurn ki. çok hayal krna oltnusrur. O kadar ki. 8rnegin 1945te Demoknt Parti'nin siyasl hayata atüısı sırasmda, köyterde kentlerde Eörülen kımıldanı». köylünün blr nevi ektif hayata geçişinl, ştandi görmek kabfl dePdir. Bunun blr sebebi, particIUğin bir ysndan ve hele son yıllardaki asın seviyesirieşmesi, itibarsızlasması ise. öbür sebebi de, en aı tki bin yıl dan beri devlet kunnuş olan Türklerin, devlet idaresi ile, siyaset ijlerinde gerekli olan vakar ve ciddiyeti, geregi gibi değerlendinnesidir. Bu vakar va ciddiyeti, karşısına çıkan ve millet adına konuşmak yetklsi armyaa siyaset ve parti adamlanndan. haklı olarak beklemektedir. Bunlan pöremevince tse halkın. slvasl partilere karsı ilgisizliğini. elbette ki tabil karşılamalıdır. Hem şu da var: Parlament(«la halk adına sözcülüğun, artık yalmx profesyooel politikacılara degil de, dofrrudan doğruy», halkın sosyal tabakalarmdan gelen Sz temsilcilere g«çmesl vaktinin geldigin* de işaret etmek yerinde olur. Bu şu demektlr ki, eok partili parlamentoda. Tiirk milletinin varlıg^ını teşkil eden sosyal ve hele üretici tabakalar. kendi içlerinden, kendi temsilcilerini görmelidirler. Bugün, halkın yüzde 7580'ini teşkfl eden çiftçi ve üreticilerin, kendi içlerinden seçilea ve dolayısiyle bu bOyttk kitlenln ihtiyaçlannı iyi bilen unsurlansdan, parlamentoda hlç temsilcisi yoktar. Oysa örneğin blr toprak refor Sançez'in Çosuklaıı DEMEK Kt KABAHAT POLİTİKALARrNDIB, O POLtTÎKALARI YÜRÜTEN GÜÇLEBİNDÎR VE KAHDEŞLtK, E§İTLİK, SOSYAL ADALET. REFAH tLKELERl HÂL ANAYASALARIN KALIN KAPLARINI KALDIRIP HAYATIN İÇİNE GİREMKMEKTKDİBLER. Evet, rirve müesseselerimi*, bunalım Jçindedirler. Cumhurivetimiziıı şu ellinci vılında, bu hazin bir tecellidir. Parlamento, Hükümet, Üniversiteler, bu bunalımların sert rüzs£rları içindedirler. Sonra bir tarafta, sanki kendl tesfcilâtına karsı cephe tutmuş bir Milll Eğitlm BakanlıŞı, öte yandan, yüz binlerce başlı bir eğitim ordü'u, birbirlerindfn kopmuş gibidirler. Olaganüstü zamanlann karanhk atmo=feri olan ve rittikce yoğunlasan bir şüphe. ihbar ve jurnalcılık bulutu. Milll Eğitim alanım sarmıştır. Bu alamr. asıl besleyict sermayesi olan sevk ve heypcanı, hersrün blraz daha bogmaktadır. Adına tdealizm dedifimiz, Antuzvazm dediSimiz ve bunlar olmadıkça, insanoğlumm ruh vapısını, iş ve yaratma gücünü hareketsiz kılan, bir hava, kentlerde, köylerde irfan ordusur.u, stiçsüz, güvensiz ve bezgin kılmaktadır.. Kaldı ki zirvedeki bunalım, sanki görünmez bir elin arkamızdsn itisi ile, hergün biraz daha derinlesmektedir. Son olarak ve dört dakikada çıkanlan bir kanun de&isikliği ile, memleketin 40.00050.000 kişüik ihtisas kadrosu, Mühendisier • Mimarlar ordusu da küstünilmüstür. Bu olavı ve sakınc&Ianm, yine bu sabrlarda yayımlanan son pazartesi vanmıad» ner vSrrüvle belirtmeye calıstık. Istanbul ve tzmir Barolanrm bu değişikli&i Anayasaya da aykın gören hukuH dayanaklan ile, nice ilim adamlanmn yazı ve tahlilleri de, ddden düşundurücüdur. Avnca zirvedeki buhranı asd gövdeye, toolumun temel kademelertne hıdlrmek yohmdaki çaba ve alâmetlerin de sonu gelmiş görünmıv mektedir. örnefin üniversiteleri verimsiz kılmak. bunun için de, kadrosuz, tesisatsız yeni üniversiteler açarak, buralardan, elbette ki yetersiz vetişecek yarnn avdmlar ordusunu çoğaltmak yolundaki dikkatsizüklerin bedelinl yanm. elbette ki gene Türk tophımu, yeni huzursuzluklarla ödeyecektir. Siyasl partilere gehnce: Demagojmin, her gün biraz daha taşkınlaşarak milll siyaset haline getirilişi. aynca düşundüriieüdür. Oysa Cumhuriyetin ellincl yılını yaşıyoruz. 50 yıllık Cumhuriyet stajının, kurumlanmısa daha sag Halkın Durumu.. Nicin Böyle? SADUN TANJU City'de gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan Sançez ve çocuklannı hatırladım geçen hafta, büttin o gürültü patırtı içinde.. Oscar Lewis'in bu belgesel romanım okumus muydunuz. bilmiyorum. Ellisini aşkm Jesus Sançez, modern bir başsehrin göbeğinde. tek katlı derme çatma evlerden binnde, iki ogul iki kızdan ibaret geniş bir aileye babalık etmektedir. Bir lokantanın günlük alısverişi dışmda, fırsat buldukça ayak ticareti de yaparak günde 20 • 25 Peso'nun (25 • 30 TL) VOIUEU bulmaya çalışan bu Meksikalının bütün yaşamı boyunca tek kaygısı «Evdekilere yiyecek bir aeyler rfltunnek.tir Profesör ve Antropolog Oscar Lewis, inceliyeceği ailevi seçmek için Mexico City gecekondulanıu dolaşırken, ommla karsüasmasını şöyle anlatır. Baba Sançez «Baba Jesus Sançez sert adımlar atarak !ç*rl girdt. Sırtında bir torba yivecek vardı. Kısa boylu, topluca, gfiçIS ve hareketli bir adamdı. KınldcrilİTp benzlvordiı btraz. Üstünde mavi keten bir tnlum basında da hasır bir şapka vardı. Ona bir kövlü ya da fahrika işçisi derdiniz îlk bakısta. Torbayı Marta'ya usattı. Marta ve Consuelo'vla ayaküstfl kornt»tuktan sonra bana kuşlrayla ne istedieimi sordo. öncelerl sontlarana kısa kısa cevaplar verivordu. Köy vasarrunm kenttekinf oranla çok daha ivi oldntann, Kençlerin kentte kötfl şeviere alıştıklarını. Ssellikle de kentin kendüerir.e «nnduğa seylerden favdalannmadıklannı t5ytodij> Bütün anavasalann dünvanm her köşesindeki insanlar» hak tamdıklan banş ve refah. Sançez'in karanlık kirli, iki göz eecekondusundan içeri eirememiştir Cocuklardan ikisi ilkokulu bitirmis. iklsi bitirmeden avnlmışlardır. Yoksulluğun bütün sıkıntılarmı çekerek varlı&ın refahın bütün bollufunu kandi dışlannda ftfrün ijiterek büyümüşlerdir Ook ilgirc tncelemestnin sonunda sunu anlatmava çausıyoT Oscrnr L«wis: B»er fırsat esitligtnden hak esitlitinden. ös«flrlükler« den faydalanabilseydi Sançez ve çocuklan, pekftla bugün ö> nek vatandaflar olnrak BSsterflen aileler arasma sirerleTdi. Yoksulluk içinde vaşamı vüce'eştirmek olanagı voktur. Manuel tembel serüven düşkünü sorumsuzsa, Roberto vahşi ve suçlulu5un smınnda vasıvorsa: Consuelo ile Marta özledikleri degil onlara toslayan sor vasanu kabulden ba»k> çare bulamamışlarsa kabahat kimindir? HUBERT'LERÎ TANIR MISINIZ? OKTAY AKBAL Evet Hayır C.Başkanı Seçimive Hukukî Durum ann yapılacak Devlet Başkanı seçimiyle Türkiye Cumhuriyetınde böyle bir seçım, 15. kez tekrarlanmıs olacak ve seçilecek altmcı Cumhurbaskanı aynı gün Türkiye BUyük Millet Meclisinde and içecektir. Yeni Devlet Başkanı, and içtikten sonra hemen göreve b*şlıyacak değildir. Cumhurbaskanı Cevdet Sunay'm görev süresi normal olarak 28 mart günü sona ereceğinden Anayasanın 101. maddesi gereğince o tarihte yeni Cumhurbaskanı görevi devralacaktır. Elimizden Gelen Y 1833 yılındayız. Zaman zaman tarihin eski yapraklarını kan5tırmaü. Yerimizde mi sayıyoruz, Ueri mi gidiyoruz, anlamak kolaylaşır. Hele güvenilir tanıklann kaleminden, dülnden dinleraek geçmişin bazı ilginç olaylannı, daha çok inanınz, anlamını daha derinliğince duyarız. Victor Hugo'nun «Görülmüs Şeyler> kitabında ofcuduğum bir olayı anlatmak istiyonım bugün size.. O günlerde olmuş, deyip geçmeyin, arada tam yüz yirmi yü uzaklık var.. Öyleyken yeni, yepyeni, bugünkü gibi.. Hugo da, öteki cumhuriyetçi politikacılar, yazarlar, aydınlar da hepsi sürgündedir. Kendileri seçmişler bu sürgünü. Kimi lngiltere'de, kftü'Be'.çika'da, kimi de Fr*4sa sülartndaki tngflizlere ait ufak adalaıda.. Yüıni yıl sürecek.bu gurbet acısını çekmekteler.. Bir gün Jersey adasına elli yaşlarjnda Hubert adlı bir sürgün daha gelir. Parasız. giyimsiz, perişan.. Eskiden flkokul Sğretmeniymiş. Birkaç yıl Ingiltere'deki Fransız politikacıları arasında yaşamış, yoksulluğun, açlığm en koyusunu çekmiş. Birbirine karşıt politikacı topluluklanna gdrmi^ çıkmış.. Jersey'de yaşayan Pransızlar aeırlar, korurlar bu adamı, yatacak yer, yiyecek yemek verirler, giydirir kuşatırlar. Ama bu cski öğretmen herkesten azılı bir devrimcidir. Sürgündeki ünlü politikacıları yerip durur, küçümser hepsini. Louis Blanc cumhnriyete ihanet etmiştir, Pyat da, L«dru Rollin de öyle! Hugo da aynı yolun yolcusudur! Bonaparte iktidan çöker çökmez Fransa'da «altı ay sürecek bir kıyıma girişilmelidir, traparatorluğun bütün izleri kökünden silinmelidir. Dımlı kişiler «Robespierre»den beter bir adam bu», aşınlar «Marat'yı bfle geride bıraktı» derler onun için. En hızlı. en aşın, en devrimci odur. bu eski 5ğretmen Ama bir gün Bay Hubert'in elinde binlerce frank görür metresi. Birazını ister. Adam vermeyince gider öteki sürgünlere anlatır durumu. Bir fcusku belirir Hubert'in kişiliği üzerinde. Üstelık, bir süre önce Hubert sözüm ona gizlice Fransa'ya girmiş, dönmüş gelmistir. Ama lnanmak da zordur Hubert'in bir casus olduguna . Yoksulluk, açlık, aşm devrimci sözler. herşey hersey onun tam bir yurtsever olduğunun kanıtıdır. Sonunda toplanır sürgünler. Hubert'i sorguya çekerler, bir şey çıkaramazlar. O günlerde Hubert gene odadan gitmek üzeredir. Elindeki çantayı alır. evraklanna bakarlar. Hep devrimci broşürler, gazeteler. Ama bir de gizü bir yeri vardtr çantanın. Onu açınca Hubert'to Paris'teki Polis Bakanına yazdığı mektup çıkar. O zaman Hubert'in. III. Napolyon hükümetinln Polis Bakam Maupas"nuı özel ajanı olduğu anlaşılır. Gizli bir yerde yapılan cturuşma sonunda durumu kendisi de açıklar. Fransız sürgünleri büyük bir öfke içindedir. tngiliz toprağında yaşadıklannı unutup bu ajanı öldürmek isterler. Hubert'i yakından tanıyanlar büsbUtün kızgındır. Çünkü Hubert sürgündeld bütün liderlerin davaya ihanet etmiş birer hain olduğunu söylemiştir. Şimdi hepsi bu iğrenç casusun öldürülmesinden yanadır! Biri ıKimse bu isi yapmazsa ben bir kurşunda onu temizlerim» der ötekiler bağınrlar «Hepimiz hepimizjı Victor Hugo şöyle yazıyor: «Ayağa kalktım» vurttaşlar, dedim, bu sevdiğiniz, beslediğiniz, tuttuğunuz adamın birdenbire bir muhbir, bir ajan olduğunu öğrendıniz. Bir kardes saydıgnuz adamın bir casus olduğunu anladınız. Bu adamın sırtındaki elbiseyi ona sizlerden biri vernuşti, ayakkabıyı sizlerden btrı satın almıştı. Acı, iğrenme ve dehşet içindesiniz. Bu iğrenmeyi ben de paylaşıyonım bu acıv> oen de anlıyorum. Ama, dikkat edin. nedir bu duvdugum «ölüm» çı£hklan? Hubert'de iki varük var. biri rouhbu bin insan Muhbir iğrençtir, insan kutsaldır. «Bu arada bir? ı>ağırmış: «Hep yumuşaklık». «Evet» demiş Hugo •yumuşaklık». Bir yanda enerjik davranma, bir yanda yumusaiı ıSavranma tşte Cumhuriyetin ellerinde bulunmasını istediğiro iki sijâh Hubert'in hangi yanına sahipsiniz? Muhbir vanına insan yanına degil. Muhbir sizindir Onu ayaklar altında ç>ğnet. Hubert adını tekmeleyebilirsiniz, çamura bulanmış bu kişiyı Bımaparte'in suratına çarpabilirsiniz. Ama sacınm bir kuma bile dokunamazsınız.» Sonunda Hugo'nun göıiisü ağır basar. Casus. muhbtr Hubert tngiliz makamlanna teslim edilir. Borçlann; ödemediği için hapse atılır... Yine de sürgünler besîerler onu hapis yattığı süre.. «Kâğıtlanmı düzeltirken Hubert'in bir mektubunu buldum» diye yazar Hugo «Bu mektupta hüzun veren bır cümle var: «Açlık kötü bir yo' gösteririoır.) Hubert, açlık nedir biliyordu» diye bitirir Hugo... Küni açüktan. kimi iş olsun diye. Idmi şu. kimi bu yoldan muhbir olur, ajan olur, casus olur. Kimi kutsai bir görev yapıyorum diye buna inanarak.. Kimi de herhangi DII ı« kabul ederek... Ama şunu iyi bilmelı, bir Kötülüfe ujruna yapılan her casuskık. her muhbirlik çtrkuıoır Hel? kraıdan çok kralcı geçinerek. devrimciden çok devrimciuk iddia ederek, onu bunu beğenmeyip kötüleyerek yapüıısa bu ıs, varu kışkırtıcı ajanlık isi, igrençtir, aşağüık bir şeydlr. YUz yirmi yıl geçmiş aradan, Hubert unutulrnamış HubertHer eksilroemiş insan topluluklanndan. Bunu bileceğâ, ona göre davranacağu, kim nedir. necidir görmeğe, anlamays çalısaralc. TBMM birleşik toplantısmda içtüzük hükümlerine göre seçilen Cumhurbaskanı, Anayasa gereğince tarafsızdır ve göreviyle ilgili işlemlerden sorumlu değildir. Dr. Özkan TİKVEŞ di^imiz 1945 tarihinden sonra ' konalsaydı, birçok, şikâyetlerin önUne geçilmiş olurdu. Çünkü, 1945 1960 tarihleri arasmda en çok şikâyet edilen hususlardan biri Devlet Başkanının tarafsız davranmaması, iktidar partisine mensup bulunması olmuştur. tşte, bu uygulamaya tepki olarak, Cumhurbaşkanının tarafsiBİıği ilkesi Anayasa hUkmtt ile temmat altına alınmıstır. Cumhurbaşkam, Devletin başıdır. Bu stfatla, TUrkiye CumhuriyetiTj ve miUetin birüiini temsil eder. Cumhurbaşkam gerekli gördük çe, Bakanlar Kuruluna baskanlık eder. Yabancı devletlere devletimizin temsilcilerini gönderir ve Türkiye'ye gönderı'en yabancı devlet temsilcilennı kabul eder. Milletlerarası andlaşmalan onaylaı ve yayımlar. 1961 Anayasası, yürütme organının hukuken başı durumundaki Cumhurbaşkanının seçilmeden önce Uyesi bulundugu Mec lisle her türlü ilişiği kesildigı için törenli oturumlara başkanlık etmesi öngörtilmemiştir. önceki Anayasalann yürürlükte bulunduğu dönemdeki senelik açış nutku (Cumhurbaşkanlarmın T BUyük Millet Medisini Açış Nutuklari) kuralı aynı sebeple kaldmlmıştır. Cumhurbaskanınm önemli bir yetkisi, belirli kişilerin eezalannı hafifletebUmesi ve kaJdır»bihnesidir. Bu aJt yetkisini, Devlet Başkanı sürekli hastalık. sakatlık ve kocama sebebiyle kullanabiur. Böyle bir yetki, görüldüğü gibi hem bir ihtiyaca cevap vermekte, h«m de Devletin başı durumundaki Cumhurbaşkam'nın itibannı arttın© bir görev teşkil etmektedlr. Cumhurbaşkanının yetkileri arasınö*aki aiJın uygulanması, Adlî Tıp Raporunun, Hükümet tarafından Cumhurbaşkanına aksettirilmesiyle olmaktadır. Bir daha tekrarlıyilım ki, «f yetkisinin Cumhurbaşkanınca kullanılmasında «sürekli hastalık», «Fakatlık» ve «kocama h>lleri> gözönünde tutulmaktadır. Kanunların, Resmi Gazete'de yayımlanmtsı da Cumhurbaşkanının görevleri arasındadır. Anayasanın 93. maddesi gereğince. Anayasa ve bütçe kanunları dışmda öbür bütün kanunlar, Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere 10 gün içinde Türldye Büyük Millet Meelislne geri gönderilebilir. TBMM, geri yollanan kanunu tekrar «ynen kabul ederse, kanun, Cumhurba'kanınca Resmî Gazete'de yayımlanır. Böyle bir kanunun yavımlannrnsı lonınludur. Kullanılan bir terim ve ifade farkı bir yana bırakıhrsa, bu kural Snceki Anayasadan tlın Nasıl Seçilecek? Kamuoyunu bir aya yakın bir zamandır yogun bir biçimde meşgul eden Cumhurbaşkanlıgı seçimi Cumhuriyet Senatosu ile Millet Meclisinin birlikte yapacaklan toplantıda seçilecektir. Yeni Cumhurbaşkanının ne şekilde seçileceği Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplanüsı tçtüzuğUnun ügili 5. maddesinde gösterilmiştlr. tçtüzüğün 7 ilâ 11 maddeleri bu konuyu düzenlemektedir. Bu hükümlere göre, yeni Cumhurbaşkanı, eski Cumhurbaşkanının görev süresi bitince görevine başlamak üzere ve TUrkiye Büyük Millet Meclisi Uye tamsayısınin üçte iki çoğunlugunun gizli oyuyle seçılir. Birinci ve ikinci oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, Uçüncü ve daha sonraki oylamalarda üye tam sayısınm salt çoğunluğu ile yetinilir. Bundan sonra Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri önünde Anayasanın 96. maddesinde yazıll sözlerle and içer. mıştır. Fakat, 1924 Anayasannın yürürlükte bulundugu dönemde blr defa dahi uygulanmamıstı. 1961 Anayasssina gSrt seçilen CumhurbaşkanUn, bu yetkilerini 20 kanun hakkmda kullanmışlardır. Bu arada şu hususu belirtmek yerinde olur: Devlet Başk»nlarınca bu yetkinin kullanılması yürütme organı He yasama meclisleri arasında hiç bir gerginlik yaratmamıştır. Tım aksine, Türkiye Büyük Millet Meclisi ısr«r hakkım kuUanmamış, hatta blr defasında geri gönderilen kanunun yerine baska kanun da yapılmamıştır. Yasama organının tekrar kabul etmediği veya yenidefı düzenlemedigi sözü edllen kanun, özel bir af kanunuydu, Bu konuda. TBMM ısrar hakkını kullanmadığı gibi degisik bir dCzenleme rfe yapmamıstır. Bu uyeulama. hic süphesiz, böyle ahenk içinde devam ederse, y«r»rh oiacaktır. Nixon, Sov>'etler Birliğine vaptıSı ziyaret sırasında büyük bir duyarlılıkla sunları söylemişti: «SUn ve bizim cocuklanmızm ve dünya çoeoklannın bfltüp nayatlanıu dostlnk ve bans içinde hirliktp yaşamalannı saflanıak <çin elimizden gelen her şeyi vapahınj> Demek ki kabahat politikaJanndır. o politikalan yürflten güçlerindir ve kardeslik. eşitlik, sosval adalet refah 1 1 keleri hâlâ anavasalann kalın kaplannı kaldınp hayatın içt ne Rirememek.tedirler. Dünya Nimetleri Geçen yıl dünya pazarlannda yaklasık olarak 400 milvar dolarlık mal satılmıstır. Pnın yanına 12 sıfır koyun, tşte O kadar Türk liralık mal dünya ithalât pivasasına sUrUlmüşttir. 10 12 yıl sonra bu rakamın Uç misli olacagı hesa^lamror. Ama 10 • 1'9 yil sonra, •nüfu'O 4,6 m41vafa Var»cair düny*da. anayasalara uygun brr vasarAm «ö&lamp aagJanamıyacagı hakkında ciddl bir uğraşa rastlanamiyot. VeEyRuh! Amerika Cumhurbaşkam Nlron'ın resml uçağmın üzerinde eskiden «Hava Kuvvetleıi I» yazardı. Nixon şirndt onun yerine su deyirni koydurmuş «76 Rnhn». Bütfln gerçekciliM İçinde romantismln büvUsünden de kurtulamıyan Ntxon. iktidanmn son yılmm 1976'ya rastladıgını, o yıl, Amerikan c * fürlüftünün 200'üncü vıldönUmtinün kutlanacagım hesaplıyor ve «78 Ruhu» dive bir slogan varatıvor. Nedir 76 ruhu? Daha 2 asır önce tngiliz sömürgesj olarak siyasal OsKürlüjtttne bile sahip bulunmavan bir Ulkeden, iki yüs yıl tonra. bütün dünvava egemen bir güç ve zenginlik varatmak! Nücon Istlyor ki. her Amerik«aı bu gururu duvsun. fki asırlık milll vasamının çağdas uygariıÇı varatma çabaianvle dopdolu geçtigi bilinci»e varsm.. Ve Amerika'mn toptumsal yapi'inın bir milletler toplufufu olduguna i«an»t ederek su hatırlaönayı vapıyor Nasıl Ameriksda «fe^sik mlllptlere mensup halklar bir arada vaşavıp blr bötün sapiamanm flrneftini verdilerse, dünva halklan da bugün bövie blr bürünlük kurabilirler; banş. kardeşlik ve refah tçinde vajavablllrler. Zaten yasayamaz dfmivoruz ki.. Çağdaş inıanfn dtl»ünceslni ekonomik öagürlük relsefesinden uzaklastırabilmek için akla gelmedik tuaklar kuran politikalahn önünü Mınıı. banş da jtellr. kardeslik de eelir refah da gelir. Ama ne vank ki çajhmıı, peygamberce sözlerle şevtanca tuzaklardan nmsık] orülmü? bir şalia ortUlüdür ve salın altında Sacçez* ln oocuklannın dramı saklıdır. Görev Ve Yetkileri Sorumsuzluğu Devlet Baskanı, föreviyle İİRİ11 işlemlerden sorumlu değildir. Alınan kararlardan Basbakan ve ilirili Bakan sorumludur. Sorumjuzluk flkesinin bir i» ttsnası olarak, Cumhurbaşkam vatan hainllSinden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisinin vr~ r«ceği blr kararla suçlındınlabilir ve YUce Dlvan'd» vargıl»nabilir. Bu durumdı Yüce Divan gfirevini Anayasa Mahketnesi yapar. Cumhurbaşkanının vatan halnHğiyle suçlantfmlması durumuTidıH usul. Türkive Büvök Millet Meclisi Birlesik Topiantım tctüzüîünün 23. maddesinde R5S terilmistir. Bövle bir tuçlama, TBMM 0ye tamsayısının en aı üçte birine eşit flyeieıin lmt«slyle mütnkundflr. GSrCşmeden sonra yine TBMM flye tamsayısının en as üçte ikMnin oyuyla Cumhurbaşkanının YOce Dlvana (Anıyasa Mahkemesine) sev» kine ktrar veıilebnİT. Bu karar derhal hüküm lfade eder ve suç. lanan kimse Cumhurbaskanugın dan, yargılaana bitinceye ksdar aynlir. Mahkum olması hallnde, hukuken de Cumhurbaskanı «• fatını kaybeder. Tarafsızlığı Denizcilik Bankası T.A.O. dan 400 M3 msşe ve 100 M3 fırınlı kayın kereste Demlrköy'den Istanbul'a naklettirtlecektir. Son teklif verme tarihi 20.3.1973 aksamına kadardır. Şartnamesi Malzeme Müdürlügü veznesinden temin edilebiltr. (Basın 12305) 1575 Türkiye Büyük Millet Meclisince, 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmıs üyeleri arasmdan böylece seçilecek yeni Başkan'm görev süresi yedi yıldır. Normal koşullar altında 28 mart 1973 tarihinde göreve başlıyacağı için bu tarihten başlayarak yedi yıl görev yapacaktır. Bu sürenin sonunda tekrar seçilebilmesi mümkün değildir. tşte, bu süre içinde Cumhurbaskanmın «tarafsus» bir şekilde görev yapması Anayasa kuralıdır. 1924 tarihli Anayasada (Teşkilâtı Esasiye Kanununda) Cumhurbaşkanınm görev süresi dört yıldı ve bünyesi bakimından tek meclisli yasama organına sıkı sıkıya bağlı bulunuyordu. Bu durum, meclis hükümeti sisteminin tabil bir sonucu idi. l Yurütme ve yasama organlan • arasmdaki karşılıkh ilişkileri parlamanterizme uygun bir şekilde düzenlemeyi amaç edinen 1961 tarihli Anayasamız, Cumhurbaskanlığının tarafsızlığmı sağlamak maksadiyle bir yandan görev süresini, yasama meclıslerinin görev sürelerinden tamamen bağımsız hale getirmiş, bir yandan da şu hükmü koymuşrur: «Cumhurbaşkam seçilenin par tisi ile ılişigi kesihr ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sı fatı sona erer.m Anayasanın 95. maddesinin son fıkrasında yukardaki hüküm yer almıştır. Belirtilen fıkranın taşıdığı hüküm, o derece mutlak tır ki, «Cumhurbaskanı seçilenin» kelimelerinden sonra «var sa» tâbiri konulabileceği halde buna lUzum görUlmemiştir. Tabii ki, sözünü ettiğimiz hükmii bu şekilde anlamak gerekir. Zaten, uygulamada 27 Mayıs 1960 Devriminden sonra Devlet Baş kanlığı görevini yapmı$ olanla nn hiçbirinin htıkuken ve fiilen herhangl bir siyasî parti ile ilişkisi mevcut bulunmadığı için seçilenler hakkmda bu hükmün uygulanmasma lüzum hasıi olmamıştır. Eğer böyle bir hüküm, önceki Anavasamız olan 1924 tarihll Teskilâtı Esasiye Kanununa çok par*:li hayate sttrekli olarak gir TESEKKÜR Başta Akademi KomuUnı Profesör Tuğgeneral Lütfi Vural olmak üzere ameliyatanı başanyla neticelendiren Türkiye Radyo, Televizyon Kurıımu Genel Müdürlüğünden 1 Kururnunıus ihtiyacı olan: a) Aydınlatma Kontrol Masalan, , • b) Aydmlatma Araçlan, c) 10 Ad. TV. Verici Teçhizatlan, ' Kapah «arfla ve teklif alma suretivle sabn al^acaktır. 2 Aydınlatma Kontrol Masalan şartnamesi '150. TL. Aydınlatma Araçlan şartnamesi 250, TL., 10 Ad. TV. Verici Teçhizatı şartnamesi 500. TL. mukabilinde. mümessillik belgesmin fbrazı şartiyle Genel MUdUrlük Alım ve tkmal tşl«> ri Bsk.hğından temin edilebilir. 3 Aydmlatma Kontrol Masalan ve Avdınlatma Araçlan thatosine ait tekliflerin 4 Mayıs 1973 günU saat 1400'e kadar. 10 Ad. TV. Verici Teçhizatı Üıalestne ait tekliflerin 15 Mayıs 1973 günü saat 14.00'e kadar «TRT Kurumu Oenel Evrak MUdüriüğü, Mithatpaşa Caddesi 37 • ANKARA» aaresine • makbuz mukabilinde teslim edilmesi veya posts Ue gönd»rllmesi gereklldir. PostadaM gecikmeler nazan difckate alıriTn«?i. 4 Kurumurauz 2490 sayılı Kanuna tabi olmadıgından fhalevt yapıp yapmamaîcta, kısmen veya dilediSine yapmakta «erbestür. (Basın. A • 6471 12260) 1573 Sayın Profesör NECATİ KÖLAN'IN sihirli ellerine, ameliyat ekibine, müşavir uzman Seçkin Sarı'ya, baş asistan Kadri Yakut'a, Doktor Sait Değer Qe Doktor Mehmet Ali tsfendiyar'a kliniğin diğer personeline, Tabip Albay Şahap Fişek'e, Başhemşire Zekiye Anılar'a. Profesör Ercüment Palabıyıkoğlu ve ekibine, Profesör Fethi Süngü'ye, Profesör Necdet Beken'e, Doçent Şerafettin Özkurt Hoca'ya, Kardiyoloji Kliniii mensuplanna ve bütün Gülhane Hastahanesi personeline teşekkürü borç bUirim. Nnri BARAN Cumhuriyet 1582 I \ | : \ 1 Başkan'a Vekillik Bazı durumlard"a (hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle Cumhurbaşkanının geçld olnrak görevinden aynlması hallerinde) Cumhurbaşkanına Cumhuriyet Senatosu Başkanı vekillik eder. ölüm, çekilme veya başka sebeple Cumhurbaşlcsnı makamımn bosalması halinde ie yenld «eçilinceye kadar aynı kural uygulanır. BSylece yeni Cumhurbaşkanımn hukukî ve siyast statüsünü an a çizgüerlyle belirttlk. Yaxımızı. bu kutsai eöreve llk kez TürHve BüyOk Mfflet MeeUsince ovh^TİîSivle seçllmis olan ATATÜRK'ün seçimden «onr» sövlediSl su sözlerle bitinnek istivoruz: «Bu emniyet Te ttimada kesbî livakat etmek için pefc mühim Bördügüm bir noktadaki ihtivaeı arzetmek mecbuTİyetindeyim. O ihtiyac. heyetiftUvenlzln(Yüce Meelisinizin1) sahsım hakindaH teveeeüh (yatanllk) ve ftimadmm ve müzaheretlnin devsmıdır. Ancak bu sayede ve Allahra fnavetlvle şahsıma •fevcftı buyurduSunuz ve buvuraeaSını? vezalfi fKSrevlerîi hüsnO ifaya »»ıtıvaffak olabltecegiml flmtt ederîra». (1> (1) ATATÜRK'ün Cnmhnrbaskanlıgina seçflmesi dolayısıyle 29 Eklm 1923te TBMM' de yaptı^ı hontjsmanrn tam raetni lcin bakılabfllrt Nntnk. TBrk Devrtm Tmrihi Enstitasft vayını. Istanhnl 1960, eflt n, sayfa «3815. L İSTANBÜL SVLAR İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ1SDEN Özel Şartnamesi Esaslarına Göre İdaremiz Merkez • Kadıköy Elmalı • Feriköy Yemekhaneleri Yıllık İhtiyaçları İçin Dana ve Koyun Kuzu Etleri Satın Alınacaktır. İdaremiz Merkez • Kadıköy Etaıalı ve Feriköy yemekhaneleri yıllık ihti:,Tacı olan dana koyun ve kuzu olarak 30 ton et sar bn alınacaktır. tşin muhammen bedeli 650.000, TL.'dır. muvakkat temtaatı 26.000. TL., kati teminatı 52^)00, TL'dır. Sartnameler çalısma saatleri içinde bedelslz olarak Genel MOdürlüfumüz Merkez binasmda Organizasyon ve Sosyal tşler Müdürmeünden temin edllebilir. îhaleye girmek isteyenlerin şartnameye göre hazırlayacaklan kapalı teklif mektuplarmı muvakkat teminatlan fle birlikte en geç 16.3.1973 Cuma günU saat 14.00'e kadar Beyoglu tsti'.dal Caddesi 379 no.'da tdaremis Zabıtlar ve Kararlar Bürosu Müdürlüğüne verilmesi (terekmektedir. tdare ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basuı 12077) 1578 İSTANBÜL BELEDİYESİ1SDE1S Etiket Koyma Mecburiyeti Hakkında; 3489 sayılı pazarlıksu! satış reecburiyeüne dair Kanunun. 1 ve 2*ncl maddeîeri aşağıya çıkanlmıştır. MADDE 1 Bu kanun hUkümlerinin tatbii ecUldiği yerierde. veya bu kanuna tabi tutuian maddeler hakkında perakende ticarette pazarlıksız satıs mecburidir. (Perakende satışlannua pazarlıksızdır) levhası asılır. MADDE 2 Perakende surette satış yapılan dUkkftnlar ve Riağaz&Iarla salr satış verlertnde satılan maddeler Uzerlne bunlanrı fiyatlannı ve aynca vasiflannı gösteren blr ettket veva başka birer İşaret konulur. Malm mahiyeti eöket veva işaret koymaga müsait olmayan hallerde halkın gOrebilecegi blr vere liste asmak suretivle de o malın mahiyet ve fiyatj halkın tttdaına arzolunması «üzdlr. Aynı Kanunun 7. maddesinde Beledlyeler bo Kanun hflkümlerinin tatbik ve taJdbini yürütmekle mükeneftirler. Bu Kanunun hükümlerinl verine eetirmeyenler hakkmda mahalllnde tanzlm edileoek «abıtlare Beledlve EncOmeninee Kanunun 8. maddesine göre para ve dükkSn kapama eezalan verflmektedlr. MUkelleflerin mutazamr otmamalan İçin bu hususta dikkaüi davranmalan ilân olunur. (Basm 12315) 1580