28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 23 Aralık 1973 r ) M l , ÎMECEI^İM JÎMİPİ Ü1ERİNE VAVA4 UIAM !.. OTUÜAKU. V£yifrADAHllNl ^ / ULAK İ7 Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN 93 21 Kb'kezli Hacı Nurı'nın avlusunda yanaşma Abdullahı dovuyorlardı. Hacı Nuri'nin damadı Osman eline bır palaska almış, palaskayı ıkive bükmuş, Abdullah'ın çıplai bedeıüne habire vunıyordu. Söyle ulen söyle7 Kimdü onlar, geberteceğim seni, söyle? Bilmiyorum ağam, vallahi bilmiyorum. Birden ağzımı tıkadılar, gözlerimi bagladılar. Tamyamadım .. Köpekler nerdeydi pekl? Yoktular. Ortadan kayboluverdiler. Kızana gittılerdi belki. He, çocuk kandırıyorsun degil mi? Dür züü!... Palaskayı kaldınp kaldırıp vuruyordu. Os man yerde kıvranıyor, ağzı yüzü topraklara bulanıyordu. Hsr vuruşta sırtında, omuzunda palaskanın izleri kalıyordu. Bir yere kadar dayanabildi, sonra kendinı bıraktı. Tozun topragın içine uzanıp kaldı. Kökezliler hep evin önüne tcplannııştı. Kadınlar kızlar, çoluk çocuk .. Kimı acıyordu, kıml söyleniyordu. Herkes dehseı .çindeydi. Soygun işine köyde sevinenler de olmuştu ama bellı etmiyorlardi. Hacı Nuri'nin adamlan, yakınlan çevreye yayılmış ız surüyorlardı. Kimdı bunlar, nerden gelmişlerdi? Ilk akJa gelen Tacımlılar olabilirdi. Tacım'd2n birkaç kendini bilmez. Ama nasıl cesaret edebilirlerdi buna? Yok canım, Tacımlının yapacagı iş değıl bu. Bayâ btlyuk oete isı. Kimbilir ne taraftan geldiler, Sivaslı'dan mı, Çal tarafından mı? Bir iz bulabilirsek belU olur. AksJ gibl hava kurak. Kasabaya iki adam yolladılar, zabıtaya ha ber verdiler. Çevre köylere adam çıkardılar. Bılen, goren... Bır nişan .. Hiçblr şey bulamariılar . Hacı Nuri hasta oldu. Gecekl olay aklına geldıkçe titriyordu. Bir bitkinlik yayılıyordu içıne. Soğuk su ıçiriyorlardı, damağinı çekiyorlardı, bır türlü g«çmiyordu. Yüzü sapsanydı. Ikide bir hıçktnyordu. Öğleye doğru söylenmeye başladı: It oğlu ıt, dürzü oglu dürzü! Yediği çanaga pısleyen alçak! Muhakkak onun haberi var. Kopeklerin hıç sesi çıkmadı. Köpekler ürs» ben uyanırdım. Bunun üzerıne Osman aşagı indl. Abdullah'ı dayafın aitma yatırdı Ama söylemıyordu. Söylerse daha çok ezıyet göreceğini biliyordu. Osman vurdu, vurdu .. Yoruluncaya kadar rurdu. Abdullah'ta se« *oluk kesüdi. Bırak gayri Osman efendi. ölür de basına belâ olur, bırak. Altındişın Osman bunu söyleyene baktı: ölsün, dedi. Gebersin! Bir nankör gebermiş, çok mu? Iki kere daha vurdu. Sonra bıraktı yukan çıktı. Kayınpederl lle konustu. Hacı Nuri başını sallrjor, kesik kesık ıkılıyordu. Eşkiyalana kim Olduğunu kestiremıyordu. Molla Mahmutia zatı askerden geldıkten sonra hiç konuşmamı$tı. Camiye git tikçe uzaktan gorürdü, o kadar. Ibrahim bey akiına bile gelmiyordu. Hiç dikkat etmediniz ml, yüzlerine bak madıruz mı, nasıl tanınmaz? Yüzlerinde mendil bağlıydı. Yüzlerini hiç göstermediler. Kadınlar bir yandan, Hacı Nuri bir y«ndan geceyi anlatıyorlardı. Birinın elinde el feneri vardı. Hep bize tuttu, kendilerıne hıç tutmadı. îkislnin de tabancası vardı. Ses çıkarırsak hepımizi vuracaklardı. öyle kararlıydılar. Anlatırken kadınların gözlerl büyüyordu. Korkunç adamlardı. Sesleri kalındı. Tam eskıya heriflerdi. Birisı su koluma bir tekme attı, dlrsegirn kınldı sandım. Vay alçaklar vay! dedi Osman. Kim olabilir bunlar yahu? Saiim'ın katabada olduğu nu bıliyorlardı öyle ya? Değılse getemezlerdı. Öyle. Bu erl iyl bilen adamlardı Bunlar. Baska türlü olamaz. Yahut bu Abdullah piçi yardım etti. GUnahını almiyslım. dedi yash kadın. Belki sahiden haberi olmadı. Gormeoınir ml nasıl bağlamıslar? Bofulayazmıs adam. Faşla dd\Tneyin garibi, yeter. ,^,.t»~ " DIMK1 9ü ttbahat v«r can^g. Ne ,dlye yalnız kaMık? Salimgil gidinc» çağırsaydık ya Osmanı? Ne bileceksin boyle olacagını? BUsek çagırmaz mıydık? Ah köpekler, ah köpekler... Köpekler ürseydi ben uyanırdım. Nasıl gidip kayboluverdı hepsi birden? Ah yezitler! Neyse... Bir yerden kokusu çıkar bunun. Er geç ftğreniriz, merak etmeyin. Osman birden kalktı: Ben bir Tacım'a gideyim, dedi. Tacım'a adam yollamadınız mı? (Devamı Var) DR. MENGELE'NİN ÖLÜM KAMPI Yazan: Df. Miklos Nyiszly Çeviren: Nihal Karamaâaralı kından gelirdi. Tam aksine, bu gelenlere sağlık bakımından yardım yapılıyor. Kampın hasta yataklannda dinlenmelerine izın veriliyor. Aradan ancak bir saat geçmişti ki. bır başka tren 500 Slovakyalı Yahudiyi getirdi. Bir ihtıyarlar topluluğu, sonra kadınlar ve yetişmış çocuklar, hepsı indi vagoniardan. Ne olacagını merakla izledim. Yahudı rampasmın degişmez kuralı sıraya ginş ve «seçim» dır Ama şimdi tanıklık ettığim sahrıe başka türlu gelişti, uymadı kurailara. Yorgun volcular ağır eşyalannı da yüklenıp ındiler vagoniardan ve hepsi b:rden saf kola yönelip D Kampmın yolunu tutturdular. Analar bebeklerın arabalarını itıyor, gençler ihtiyarlann yurümesine yardımcı oluyordu. Bu durum beni çok heyecanlandırdı Artık fcuşku gereksiz: Ölumlerine gönderüen konuoylara krematoryumun kapılan açılmayacak. KZ tutsaklan bakımından bu umut verici bir belırtı. Ama ne de olsa, Sonderkommandolar içın bu belirti de hayıra yorulrnaz. Aksine, sonun yakın olduguna bir işarettir bu. Ben, bizi öldürmek için dört aylık sürenin bitmesini beklemeyecekleri kanısındayım. "Çabuk gelin, Polonyalılar varildeki etleri yiyor,, Tuğla dayanıklı bir ocak üzenne içinde cesetlenn bulundugu varil oturtuldu. Ikı Sonderkommandoya odun toplayıp ateşı her an barb tutmaları buyrulmuştu. Beş saat geçınce cesetleri yoklayıp yumuşak kısımların kemıkİerden kolaylıkla aynlabilir hale geldigim gördüm. Ateşın sondürülmesinı ve varıllerm olduğu yerde soğuyanadek bırakılmaaını söyledim. Yapacak başka işım yokttl. Va rillerden pek uzak olmayan bır yerde bır küçük ağaç kümesi al tını seçtim, oturdum. Derin bır sessizlıkle kusatılmıştım. Bazı duvarcı ustası tutsaklar, krematoryumun bacalarını onarmaya ugra?ıyorlardı. Gurup yaklaşmaktâydı. Variller de sogumus olmalıydı artık. Tam davranıp bosaltılmalanm sağlayacağım sl rada adamlanmdan bırı koşarak yaklaştı: Doktor, çabuk gehn, dedi. Polonyalılar varildeki etleri yiyor. Bacaklarımın butün gucuyle koştum. Dört adam, sırtlarmda tutsak urbaları, varıllerin yanında durmakta. Dehşetten donup kalmışa benziyorlar. önceden dikkatımı çekmış olan Polonyalı duvarcılardı bunlar. Bıtırmışler işlermı, muhafızların gelıp kendilerinı Auschw:tz I e götürmesıni beklıyorlarnnş, orada, avluda... Açlıktan ölecek durumdalarmış. Azıcık yiyecek bulup çımlenmek ıçın çevrelenne bakınırken, varUlerı gormüşler. Bır kaç dakıka ıçin bekçisiz kal mışmış varüler. Sonderkomman doların yıyeceklerı etler pişmek tedır dıye düşündüklerınden, imrenerek koklamıçlar aaıcık, Derken bır parça derisız et bulup yemeye koyulmu&lar. Neyse kı zaman kalrrmmış daha ılerı gitmelerine. Pişmeyi denetlemek ve vaniien gozlemekle görevli Sonde kommando üyesi dunımu görerek koşmuş. Kustu Polonyalılar yemekte oldukları etm njtel;gin; öğrenın ce. Dehşetten sanki felce ugramıalarcu. görmez. Rejimin onay mührUnU taşıyan her şeyi gerçek dıye kabullenırler. îskeletler, büyük sağlam kagıt çuvallara yerleştırıp Berlın'e pos talandı. Adrese ek olarak sdyle bir cümle yazılmıştı: «Acele! ulusal savunma». Her ne halse, yaşarlarken ve oldürüldukten «onra, benim onca acıyla yuklü saatler geçırmeme neden olan nes neler gözümün önünden uzaklasuıcs rahat soluk aldım. Bır hafta sonra Lıtzmannsladt gettosunun likidasyonu tamamlanmıştı. 1944 ekiminin donuk günlerini ılıtan güneşın yerini sonbahar yafmurlan aldı. KZ barakalannı sıs ve duman kueaklamıştı. Eriyıp çözuldü benım geçmisim, geleceğim de bu sıs denizinde. Yagmur gUnlerce surdil. Islak soguk kemıkleTime işleyerek acımı büsbütün keskinleştirdi. Her yeri dolaştım, baktım her yere ve yalnız umudun ne kadar yersız oldugunu bana hatırlatan dıkenlı tellerle karşılaştım. Her zaman olduğu gibi içki en büyük yardımcı. Yardım süresi kısa oluyorsa da, hıç degilse bu arada soluk almasmı sağlıyor msanın. Geçmişi düşünürken bütün bunlar bana korkulu bir düş gıbı görünürdü. Tek dileğim butün olanları unutmak ve hıç bir şey düşünmemektı. Artık 1944 yılının kasım ayına gırdık. Done döne yağan kuşbaşı kar, herşeyı ak bir tülle örtmekte. Güçlükle seçilebUen gözcü kuleieri, karsımızda kurşunu par maklar gibi yükseliyor. Dikenli tellerde aarkısını söyleyen rüzgânn sesi de daha yükseldi. Gök yüzumüzü karartan 'yalnız kargalar. Gece basmadan kısa bir yürüyüse çıktım. Hava hiç de elverish değıldi yine de, rtizgâr güçlendiricı. Yorgun sinirlerime ıyi geldı yurüyüş. Avlunun çevresinde habire döndüm döndüm. Adnrıla. nm benı gazodalanna inen merdivene götürdü. Orada azıak durakladım. Bugün Azizler Günü oldugunu natırlamıştım. Auschuıtz'ın üzerine bir ölüm sessizJiğı çokmüştu. Beton basamaklar önümde uzanıyor, karanlıkta erıyordıı. îşte. bu merdivenlerden inmifti hiç suçu olmayan dört milyon insan. l Son büyük kıyunlar " GUnlerce süren sessizlikten sonra krematoryumun alıaılagelmiş gUrtiltusü yeniden başladı. Fırınlann atesım körtlklemek ıçın yerleştirümış büyük Tantilâtorlerin ugultusu duyuldu yeniden. Theresıenstadt gettosunun geldıği bildirüdi. Çekoslovakya Cumhuriyeti kunılahberi Theresienstadt başta gelen bir gamızon kenti olmuştu. Gerçi, tümüyle değiştirmişti Almanlar kentin förüntUsünU, sivil halkı savuşturup orada modern bır getto meydana getirmek yoluyle. Bu gettolar 60,000 kadar Yahudiyi kapsamaktaydı. Avusturya'dan, HoUanda'dan ve bızzat Çekoslovakya'dan sürülmüslerdi buraya. Yaşama koşullan oldukça iyiydi. Özgür olarak mealeklerinde çalışabiliyorlar, mektup alıp mektup gönderebiliyorlardı. Kızılhaç'dan da yardım görmekteyailer. Gerçekte, uluslararası K:zıl haç öcgütünden bir grup insan, belirli zamanlarda bu küçük ken tı ziyarct etmekte ve her uygun zamanda tutsakların yaşama du rumları ve onlara yapılan islem lerle ılgili elverijli raporlar vermekteydi. Işte böylelikle Almanlar, bu modern gettoyu meydana getirmekteki amaçlarına ulaşmışlar; uluslararası Kızılhaçın verdiği raporlar, KZ ve krematoryumların dehşet uyandırıcı çalı;malarıyla ilgili söylentileri etkisiz kıl maya, daha iyisi, bu söylentileri haınce iftiralar diye nitelendirmelerine yaramışü. Ama şimdi çöküşünun arifesin de, Üçüncü Recinh, dünya kamuoyunun dediğin», diyeceğin» «1dırmaz olmuştu. Atıvermişti bir yana zaten gölgeli humanizırıa maskesini de.n Hâlâ pençeri al tında bulunan bu Yahudileri de gider ayak, vakit varken, temizlemeye »avaîmışü. Işt* şimdi nra Theresienstaclt'daki modern gettoya gelmışti. Tam çalışabilccek nitehkte, gençliklerimn en verimli çağındaki 20.000 adam, gazodalartnda öldürulüp fırınlarda yakıldı. Hepsini ortadan kaldırmak ıçıc kırksekiz saat yetmiîti. Bu olaydan sonra bir sure, yine sessızlik egemenüğıni sürdürdü krematoryumda. Onbeş gün geçincc de yeniden sökün etti sürgun trenleri. Sonu gelmeyecekmış gibi birbirini ızledi Yahudi rampasına gelip da yanan vagonlar. Kadınlar, çocuklar dışarıya uğratıldı kilitli vagoniardan. Artık «seçim» ya pılmıyordu. Tümü sol kola yönelüldi. Bir 20 bin kisi daha yokedildi. 17 kasım 1944 sabahı. küçük rütbeli bir SS subayı cdama gelerek bana sır diye ?u bilglvi verdi: Yüksek makamlann bu>ruğuyla bundan boyle, artık KZ de tutsakların öldürülmesi valaklanmiî. Yalanlara karnım öylesıne doymuştu ki, bu adaımn sozlerini ciddiye almam olanak•ızdı. Haberini kuskuyla karşıla dığımı açıkladım. Yine de inandırmaya çabalayarak betıi, diren di dediklerinde. Az önce radyo. yoluyle almışlar bu buyru<>u, hem krematoryumda, hem de politik alanda çalışan SS komando•u. Bak»lun, doğru olup blmadığını yakınd? görürüz nasıl ol»a .. Ben, bunun bir başka «yuo olmasından korkmaktayım. MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU SÜPHELİ ZAFER Yeni bır hayat başladı KZ'de. Artık vahşice öldürülmelere son venldi. Ama kaniı geçmişin de gizlenmesı gerekli. Yıkılmalıydı krematoryumlar. Doldurulmaiıydu «olüm ateşıünin yakıldığı çukurlar. Ve burada, geçmişteki dehşet sahnelerıne tanık olmuş ya da o sahnelerin düzenine buAma daha öğle olmadan SS'in < laşnaışlaruı yok olması gerekliybana anlattıklarının gerçek ol dı. Sonumuzun yakın oldugunu duğuna beni inandıracak bir o kesinlikle bilerek bu degişıkliklay meydana geldi. Beş yük va leri bir çeşit sevinç ve ooyun gonuyla gelen bir tren, bir ve eğış duygusu karışımıyla izliyoriki numaralı krematoryumlar a duk. rasındaki hat üzerinde ''urdu; Binlerce insan Âvrupa'nın dört hepten güçlerini yitirmiî, hasta, bucağından buraya gönderilmişbitkin, bir dinlenme kampına geürildiklerini sanan 500 hüküm ti. Lânetli Üçüncu Eeichtn kundakçı delisi Führer'in buyruguylüyü barındırmaktaydı. Politık büroda çalışan bir SS karşıladı la!... Olumlerinden ancak bır satreni. Konvoyla birlikte gelen ko at önce, Maydanek, Treblinka, mutan ve SS muhafızlarla bir Auschwıtz, Bırkenau kasaplarısiire konuştu. Sonunda, dönüş nın uğursuzca aydınlattıkları boşaltma rampalannda toplanmış yapıverdi tren ölüm kapılarımn karşısmda. Sürgünler F Kimpı insanlardan ancak birkaç bıni buradan sağ çıkabilecekti. hastane barakalarma gönderildi. îlk kez meydana gelen bir olgu bu krematoryumlarda bulun Y A R I N : duğumdan bu yana. Auschwıtz «dinlenme kampmna gönderilsm KURTULUŞUN İLK de öyle bir konvoy tümü yoğalBELİRTİLERİ tılmasın! Ya gaz, ya Ober'in silâhı bir saat içinde hepsüıin hak DİŞt BOND Şatafath bllimsel tartışma Gazolın banyosundan sonra, lâboratuvar asıstanı ıskeletlerın ttlm kemıklerini topladı, bırleştırdı. Bır gun önce canlı halda yutırıp ıkısını de muayeneden geçırdığım çalışma masasının üstüne koydu kemıklerı. Dr Mengele, olabıldiğı kadar kıvançlıydı. Gelirken başka SS arkadaşlarını da getirmişti. îskeletlerın belirl» bölümlerını inceledıler kibirli kıbırlı. Sanki bu ıkı kurban tıp açısından esıne az rastlanır sasırtıcı örneklermış gibı. şatafatlı bilımsel deyımlerle tartısmaya verdıler kendılerinı. Tümüyle bırakmışlardı ken dılerını yapmacıklı bılımlerıne. Oysa, olağanüstü anormallik şoyle dursun, her ırkta, her ıkiımde yuzlercesıne, bınlercesine rastlanan bj r olguydu bu. Pratık deneyleri pek az olan bir doktor bıle bu tıir sakatlıklarla kar şılaşırdı. Ama ne var kı bu ıki ıskelet onların düşünce sıstemlerme pek uygun; yararlı bır propaganda elemanı olarak şişirecekler bu sakatllkları... Nazi pro pagandası bilıme bile iğrenç ya lanlar gıydırmekte asla sakınca TİFFANY JONES GARTH Sayın İstanbullular KIŞ GELİYOB DtYE DÜŞÜNMZYtNÎZ KALORİFER VE SOBA KÖMÜRLERİMİZ Depolanmızda mevcuttur. Telefonumuz emrınizdedir Telefon : 63 34 59 47 73 50 Cumhuriyet: 10621
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear