Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHUKİVET 15 Aıabk 1S73 eçenierde televizyonda bir açık oturum izlcdik. Burada iki büyük kuruluşun temstlcilerin.n. söyleri'ikleri pek inandırıcı olmadı. Bu temsilciler CHP • AP koalisyonunun gereğini kanıtlamak için uğraşıyorlardı. Birisi. Od.tlar Birliğinden ge'en bir temsilct idi. O. kendi kuruluşunun Türkive'de şu anda gösterdiği yap'. çizgisine uygun konuştu. Aslır.da. AP'nin görüşlerinin ülkede uygulanmasından başka bir endişe gütmez gözüküyordu konuşmacı. Bu endişesine bir meşruluk ve geçeriik kazandırmak İçin bir AP • CHP koaüsyonunun ulusal yarara uygunluŞunu ileri sürüyord"u. Ona göre zaten •dsfma önde tuttuğu AP'nin ötekinden pek de ayrımı yoktu. Ama o bu suretle yeni CHP' nin içinde olusan sosyal değişim, gelişim ile üîkede oluşar uyanışım çizgisini Jtörmezlikten geliyordu. Ona göre AP, zaten büyük ekonomiîe bir hareketlenmenin güdücüsüdür. CHP'nin de bu ekonomik hareketlenmenin sosyal gereklerinin yerine gelmesinderv başka bir endişesi yoktur. Zamanla bu endişe de ortadan kaikacakt'.r. Öyleyse ikisi arasında büyük bir ayrım zaten yoktur. Bu nedenle şimdi birleşip hüküraet kurmaları ulusal yarara uygun olur. Hatta ulusal yarar bunu gerektirir. Çünkü bu suretle kurulu düzen sürüp gidecektir. S Olaylar ve görüşler 'Ulusal Yarar,, Kavramı Prof. Bahri SAVCI mıyorlardı. Sınıfsal .açıyı aşan, ulusal açı ve ulusal gönişe yükselme çabası gösteriyorlardı. Ama Oda'ar temsilcisinin açıklamalanmn altmda, tam bir sınıfsal açı beliriyordu. Onun sınıfının partisi de AP beliriyordu. Ona göre AP ekonomik hareketier.dirmenin sahibi, yürütücüsü, başancisı durumundaydı. Bu nedenle, CHP'yi onunla koalisyona zorluyordu. Böylece CHP'vi de kendi sınıfsal yararmın aracısı olmağa bağlıyordu. Bu, kendisi için doğaldı. Çünkü AP gidisli bir ekonomik hareketlenme, onun ülküsü idi. Şimdi durumun nezaketinden yararlanarak, CHP yi de, bir ortakhk içinde. kendi sınıfının AP'ce güdülen pratiğine araç yapmak istiyordu. Ama, sendikacmın durumu başka olmak gerekirdi. Onun rolü. onun görevi ve açık öde\"i, yeni bir sosyal uyanışım ve gelişim aşaraasına gelmiş olan işçisinin göriiş açısını gözetmek. hükümet sorununa oradan çıkan bir yol aramak idi. Oy*.< o. bunu yapamadı. Ttirk toplumunda. ötellikle kentleşen, sanayüeşen bölgelerde dikkate değer bir ölçüde belirer. yeni uyanışım ve yeni so?yal gelişim yonünü görmezlikten geldi. Üstellk b'inunla da yetinmedi: bir başka sendikanm bunu görmeşini de kötüleyerek onu ve kimi düşünsel güçleri kamuoyuna kötüledi. Bu üzücü durumu saptadıktan sonra her i i i büyük kuruluşun tutturduğu şu rulusal yarar» konusunu ele alalım. Bugün artık geçersiz sayılan bu felsefe, ş * nu söylerdi: Ortada «İnsan» denen varlık vardır. Bundan başka da «İnşan» ı kendinde eritmiş bir ulus ipotezi vardır. Her yararın sahibi odur. însan kendi usu ile. herşeyden önce 5urttaş olduğunu algılar (idrak eder) ve ulus yararını görür. Us ve e*ik fahlâkl hep, kendisine ulusa! yaran işaret eder ve ona uymasım buyurur. İnsarun aüemesîeksosyal kategori türlü çıkar grubu sır.ıfı gibi ayır.mlar arhk söz konusu ve rol sahibi değildir. Ayrıca ınsanın kendi mizacmdan grubundan gelen zevki, yaşam üslübu. yaşanı gereltsinmesi gibi aynmlar da söz konusu değildir. Ortada olan, ancak. ulus soyutlamasının gereksinmesidir, ona gör,e beliren tutum ve davranıştır. Fakat çağımızda modern hukukçular, sosyologlar, siyasal bilimler, siyasal so?yologlar bu varsayımı bırakmışlardır. Çünkü onun altında bir iilküciilük ve genel çıkarcılık görüntüsü içinde gerçekte bir baska ?eyin yattığını görmüşlerdir. Görüşlerini rfe şövle anlatmışlardır: Bugün topluma baktığımız zaman orada grubundan soyutlanmış bir varlık halir.de soyut bir insan yoktur. Aile meslek sosyal kategori çıkar grubu sınıf gibi yapıcı sosyal kurumlar ve gerçekler tarafından biçimlendirilmiş. yoğrulmuş insan. ve onu böylece ayrımlaştıran bu kategorilerm kendileri vardir. Türlü yaşarn blçimlerinin, durıım ayrımiarının bir araya gelmesinden ortaya çıkan derin, karmaşık, çok yönlü toplum birimi içinde (böyle bir toplum kompleksi içinde) ancak us İle bulunan bir soyut ulusal yarar da yoktur. Peki ne vartfır öyleyse ortada? Yukarda adı geçen çok çeşitli yapıcı sosyal kategorilerden en iyi örgütlenen ve kuvvetlenenlerin: kendi bölümlerinin yaran ekseni üzerinde kurup, topluma onun içindeki öteki gruplara ve onlarm insanlarına sundukları yarar vardır. Ve bu yaran. ulusal yarar olarak onaylamaları için bu, en iyi örçütlenenin. ötekıiere yaptıkla n etki, hatta baskı varriır. En iyi örgütlenmiş grup. ya da gruplar, kendi yararlan ekseninde kurup sundukları esinleri davranış ve topl.im üsluplarını, gereksinmeleri; ulusçuluk. uiusalcılık, yurtseverlik duygularını harekete geçirerek, «ulusal yarar» kavramına ulaşmaya uğraşıriar. Fakat işte tam bu noktada kalındışh zaman ulusal yarar »ereekleşmiş olmaz, gerçekleşme yoluna d'a girmez. Tam bu noktada kahnınca. ancak, en etkili prubun yararma, ulusal yarar Corüfıtüsüne ulaşmasmdan başka bir sonucâ varılmamış olur. Gerçekten uluscu, ulusalcı. somut yarara, yarvi gerçek ulusal yarara. «katkı» denen olay karısınca varılır. Bu katkıyı anlayabilmek için rie duruma yine baştan bakmak gerekir. DEV£ 1 azarlık gitgicle zoılajıycr. Çünkü insan yaşayışı değişü. Gazetecılik yoğunlaştı. Sinema akıl almaz olanaklara kavuştu. Televizyondan kurtulan oiay yok. Geçmişte Ay'a seyahat bir ycızarın varsayımıydı. Bugün televizyonla izlcniyor. Uzayda volta aKınirtsana ilginç gelecek roman. tiyatro, hikâye yazmak kolay mı? • . Y Katkı İle... Bugün ortada soyut bir varlık halir.de var olan bir insan yoktur. Gruplar içinde yaşayan, gruplarına göre biçimlenmis. zevk ve üslun kazanmış insan, ve onu bu duruma getiren gnro lar yani bö'.ümlesmi^ avnmlaşmış kategorüer vardır. Çoğulcu ve demokrasici toplum. bunlann varlıklan kabul edildik'.eri zaman var olur. Coğulcu bir toplumda çeşitli »rupmanların tümü. kendi mensuplan adma iradeler belirterek üretim ve tüketim sürecine katkıda bulunurlar. îşte bugün uîusal yarar, sosyal kategorilerden en iyi örgiitlenenin. en güçlü olanın. kendi şrrubuna ait esini, üslübu, gereksinmesi. eğilimi bir teke! lıalinde kuruT) egemen kılmasına bir mutlaklık vermede değildir: tüm grupmanların kendi iradelerinj belirten örgüt'.eri yoluyle birbirîerini etkileyerek. düzelferek. gelistirerek üı*tim ve tüketim sürecine katVı getirmeleri ile vanlan sonuçtadır. Busün ulusal varar. böyle bir katkıyı işler kılmak ici'.ı Rtioleri ve olanaklan. bir modernizasyon vBntemi içinde planlamadadır: Anavasayı inceleverek slvasal topluırun orada gözüken özlemlerini eğilimlerini, toplumun egemen tutum ve davranışı olarak, bu plan içinde öne almadaâır. Bugün ulusal yarar. kaynakları. tekellere göre ve uluorta tüketim malı üretmeye göre değü. halkın deyimi olan girişimlere göre ve üretim mallan üret«cek bir teknoloji varatmak üzere verime sevk etmededir. Verimi de. her noktada (yani sosyalekonomikkültürel alanlarda) meydana gelmiş derin ayrımları kapatmak iizere düzene sevk etmededir. Bu anlamda bir teknoloji yaratarak bunurüa tüm kategorilere (ve onların içinde sosyal ve ekonomik zayıflık içinde bulunanlan öne alarak) sosyalekonomikkültürel hizmet bütünlüğü sunmadadır. Son yıllards bu yüzden belgesel çskşmalara yöneMk roman ve tiyatro aldı yürüdü. Yaşam ağır basıyor. yazara söyliyecek az lâf kalıyor Sözgelişı şu telefon hikâyesi için ne yazacaksır.ız? CHP Genel Başkamnın Meclisteki telefonu MİT'e aitmiş. Telefonım faturalan MİT'e gidiyonnuş, ve ödeniyormuş: hem de bir buçuk yıldan beri... Bir oyun yazsaniz, içine böyle bir ölay yerleştirseniz, eleştirmenler: • • Yok deve!.. diye tepki gösterirler. Dedik ya, yaşayıçımız çok şeyı aştı. Doğru dürüst düşünmeye çfcbalayan orta akılda kişilerin kafası böyle şeyleri almaz. Bir devletin istihbarat örgütü bir siyasi partinin telefon faturalarmı bit buçuk yıldan beri farkın^ varmadan öder mi? Asıl skandal telefonun dinlenmesi değil, budur. Çünkü bu kadar sorumsuz çalışan kişilerin yapamıyacağı yanlışlık yokT tur. . . . Dahası var... * Eski Başbakan Ferit M»len bu olay üzerine: Olur böyle şeyler. demiş. mesclâ benim Başhakanlığım sırasmda kullandısını teleton bir fırınınmış. tkide bir «clefonu açıp. orası fırın mı. $u ifiıniz var, bu Ijimiz var, diye sorarlardı. • Böyle saçılası durumlarda insanın aklına gelen hayvan gene deve oluyor. Şu çilekes hsyvanı ansıtacak kadar inanılmaz konusmslsr nasü oiuyor da bir ara hükümet sorumunu taşıyan inşanlann avzından çıkıyor? Demek ki en önemli devlet sorunl.irı görüşülürken telefon çalarsa: Ora nere° Ben Başbakan!. Karayon geldi mi7 Ne kamyonu? Un kamyonu: Böyle bir sonuca varan bu açıklama. iki partinin aralarındaki temel ayrımların sahiden pek belirli olarak göriılmediği bir evrede yapıl=aydı belki pek bir şey denmezdi. ama şimdi CHP'nin uyanma ve gelişim yönünd'en gösterdigi yeni görünümü hesaba katmak gerekirtii. Oysa, bu sözcü buna dokunmuyorriu, bu noktayı görmuyordu. Görrnesi de gerekmezdi pek... O. sınutının adamı olarak açıklamasım kervdi açmndan yapmak zorundaydı. İki büyük kuruluştan ikindM, bir işçi kuruluşu idi. Onun temsilcisi de. smıf ve ulusal yarjer üzerindeki tCm teorileri omuzunun üzerin'den atıverdi. Odalar Birliği temsilcisinin benimsediği soyut ulusal yarar kavramına sarıldı kaldı. Daha da kötiisü. konuyu saptırdı. Bir başka. sendikalar toplumunu ve basının bir böiürrjünii, aşırı uç sayıp kamuoyuna onları jurnal etti. Ve bu güzel olmayan. âdil olmayan, insaflı olmayan sjnrüşünü, burad» yersiz açıklama<! yüzünrten, açık oturum yöneticisinin bir ihtarını da yedi. Fakat ne de olsa, yine de akıllı. adam davranışı gösterdi: Sonunda, Odalar Birlifii temsilcisinin dümcn suyuna takıiıp CHP'vi AP'nin yedeğinde giden bir tâbi durumuna soktuğunu anlavarak. kişisel beŞenisinin CHP'ye donük oldujımu soylemek peregini rfuvdu. Bu açık oturumda dikkati çeken yer şurası idi: Odalar Birliği temsilcisi ile sendikacı, sözde «sınıfsal görüşün dar açısıuna kapıl Geçersiz Görüs Bu açık oturumda Oda'ar Birliğinden ve en büyük Sendikalar Birliğinden gelen sözcüler, önerdikleri hükümet koalisyonunu «ulusal yarar» görüşüne dayatıyorlardı. Gerçekten bir zamanlar böyle soyut bir ulusal yarar felsefesi olmuştu. Bir çok politikalar ulusal yarar adına uygulanmış, ya da uygulanmamıştj. Ama bugün bu felsefe gerçeğe uymadığından bütün bilim dünyasınca bırakılmıştır. Oysa Başbakan o sırada y» Ortadogu, ya Kıbns sorunu üstünde düşünmekte; ya da «solrulann çanına nasıl.ot tıkamah» cfiye şerbetçi profesörle planlar yapmakta... Ama telefon durmaz: Zırrrrr... Alooo.. Ekmekler pisti mi? Ne ekmeği be? GıZLl RULAKLAR! OKTAV AKBAL Evet Hayır Kültür Değişmeleri ve Bir Parti ekim seçimlerinin Türk toplumuna getirdiği bırçok yeni değerler ve yönelimlerin içinde dikkat çekenlerden biri de MSP olayıdır kuskusuz. Amacımız, son günlerin politik pazarbkları içinde biçimsel bir önem de kazanan MSP'yi toplum bilimleri ve kültür değişmeleri kavramlan çerçevesinde değe rlendi rmek t ir. M flâtun'a göre devletin amacı inşanlann erdemlı yaşamasını saflamaktır. İnsanlan iyiye dogru götürecekta dev. let. Sagtöreje dayanmalıdır. yani ahlâka. . tlk kez Makyevelli çıkıp gerçeği söyleyjvenyor, hiçbir zaman devleti yönetenler, pobtıkacılar sözcügün gerçek anlamıyle sağtöre iıkelerine uymamışlardır, yani ahlâklı olmamışlardır. Sözleriyle eylemleri bırbirıne uymamıştır. Devleti yönetmek için her araç kullanUabilir. Gazetelerde okuduğum haberde Ecevit'in teıefonunun MİT'in telefonu olduğu yazılı. tki yıldır ücretini ödeyen de bu gizli güvenlik örgtifüymüs. Demek Ecevit'in Genel Başkan olmasmdan ben bu telefonda ne komiîtuysa, kiminle konuşTuy.sa. <jzel araçiarla elde edilmi^. >N* olmuş ünıenrm? de. khn ıncderniş bunfah. hangi aTna^la incetemlş? Tündye'hih en gi'çlü liderinın Konuşmalarını kontrol etmek. suç unsuru araaıak, bulmak, soı.ra da gereiini yapmak yetkisi hiçbir örgütte yoktur. TBMM'nin üstünde halk vardır ktmuoyu vardır, bir tktidar partisi lideri, bir ana nıuhalefeı partisi lideri ancak Meclis'te hesap verir. Hiçbir devlet örgütü oad&n hesap soramaz, özel yaşamı, konuşmaian, planları, düsüncelerinden ötürü kuşkular yaratamaz. Nedense mooa oldu dünyada, onu bunu dinlemek! Herkes bııbirinı dmliyor, evini, odasını, vazüıanesinı. Arabalara, vapurlara, uçaklara dınleme araçları yerleştiriyorlaı. Nedeni de, bazı .şey.len önceden öğrenmek, zamanında tbdbir almak, tehlike anmda haztrlıklı olmak. Kimin adına? Devlet güvenliği adına Amerika'da Dpmokrat Partı'nin seçim merkezine dinleme arzçlan koyuyorlar devlet çıkar: adına Cumhuriyetçi Partinin adamlan. Derken Watergate skanflalı patlaK veriyor. Nixon ecel terleri döküyor kamuo>u önünde. Ben bilmiyorum, benim haberim yok. diye. Oysa herKes bt;iyor gerçeği. Demokrat Parti seçira merkezi olan Watergate'dekı bütün özel konuşmalar dinlenmiş, Curnhurlyetçiler öğreneceklerini önceder öğrenmişler. Fransa'da parti merkezıeri. gazeteler. bile gizlı dinleme araçlarından kurtaramıyoı kendini. llle de dır.levecekler. ne diyor, ne yapıyor bilecekler! Bakıyorsun adam açık açık söylüyor düşündüğünii. daha ne istiyorsunuz ha\nr özel araçlarla izleyecekler kiminle konuştu. kime ne dedi, ne yaptı anlayacaklar!.. Hepimiz kuşkulu olduk artık. Biriyle konuşurken sanki anlarmışız gibi sağı solu incelemek. masaların altına bakmak, duvarlan gözden geçirmek ahşkanlık haline geldi Oysa dinleme uzmanlan araçları öyle yerlere koyarlar ki ruhunuz duyrraz. Kırk yıl arasanız bulamazsınız. aklıniza mı ge'.ir koskoca bir genel başkanm telefonunun gizli istihbarat örgütüyle paralel olduğtı? Ecevit ne diyorsa o anda yazılıyor. dinleniyor öte yanda! Şimdi sorsak :ki yıldır ne gibi suç sayılacak işler yapmış. sözJer söylemiş CHP Genel Başkanı? însan bir dinler iki din'.er bakar ki adan.ın gizli bir yani yok, halk önünde ne diyorsa tslefondaki konuşmalannda da öyle. evındeki. yatak odasmdaki, hatta banyo vaptığı yerdeki sözleri de kamu zaranna şeyler dsğîl!. . O zaman bırakırsın adamın yakasuu. hem zamsna yazık. hem de bu konuyla ilgili kirnselere. hem de devletin harcadığı paraya!.. Ama şunu da ekleyelim: MİT'i bu yolda kullanan Hüicumet Başkanıdır bunda sorunılu... Bir insanın özel konuşmasını dinlemek herşeyden önce ayıptır, çirkındir, yakıjıksızdır. Erdemle, ahlâkla ilgisiz bir iştir. Bunu bir tskım özel örgütler. kişüer yapar belki. kendi özel çıkarları için. Ama devlete bağl: kuruluslar vapmamalı.. Hiç cleğüse pek zorlanmadan bu işlere kaikışmamah. Bir adamın casus olduğundan kuşkulanüır, vatan haini olduğundan kuşkulanılir. şundan bundan kuşkuîanılır, o zaman belirli bir süre için bu yöntemlere başvurulabilir belki.. Ama sen kalk Türkiyj'p.in Başbakanı olacak bir liderin telefonunu sürekli dinle. dinlet. Bslki evine. odasına da başka dinleme araçları konmuştur. Yalnız Ecevit'in mi, öteki liderlerin. ayaınlann. topium öncülerinin, vazarların. düşünerı kafaların. herkesin evine odasına, telefor.nna bir takım gizli araçlar takmışlardır. Belkı o araçlan takanlann, takdıraniann evlerinde. odalannda da o araçlardan vardîr! Bir kısır döngü. kuşkulara, korkulara, güdayanan... ; • • ;vensizliklere Herşey olur. ama bu kadan utnut edilemezdi. CHP Genel Başkanına «kendi» telefonunu ver. parasmı da «kendi» bütçenden öde. Peki ama, CHP yöneticüerinin aklı neredeymis. iki yıldır. kirn ödüyor bu parayı. niye kımse para istemiyor? diye... Bu yani da avrıca ilginç! Yalnız Amerika'da raı ulacak Watergateler, yalnız Fransa'da, İngiltere'de mi? Nevimiz geri oralardan? îşte bizde yarattık kendi Watergate'imizi. Neyseki geri kahnadık onlardan!... . E KÜLTÜR DEĞİŞMELERİNE AYAK UYDURAMAYAN KİŞİLER YA DA HALK KATLARI, GEÇMİŞ ÖZLEMİ İÇİNE DÜŞER VE TUTUCU OLUR. Bir toplumun kültürü durağan bir yapı olmayıp, sürekli değişim içinde olan, yaşayan bir büttindür. Bu bUtiinde yer alan değişimler genellikle toplumların düzenlerinde yenilikler.yaratırlar; es kimiş degerleri ortadan kaldınp, yerlerine yeni, daha* etkin, ama yabancı değerler getirirler. Kültür değişmeleri toplumun yapısı, değişünlerin sunuluş biçimleri ve eski değerlerle yeni değerlerin karşılıklı ilişki özelliklerine göre toplumda değişik etki, tepki ve sonuçlar doğurur. Dolayısiyle. değişmeye açık toplumlarda bile kültlirde oluşmakta olan değişimler toplum bireylerinde rahatsızlıklar yaratır, ruhsal tedirginlik ve hoşnutsuzluklara neden olur. Eski denge bozulmuş, eski değerler yıkılmıştır; yeniler, eskilerin yerini doldurup denge yeniden sağlanıncaya kadar geçen süre içinde çözülme, kuşku, kesinlikten uzak bir dönem yaşanmaktadır. Bu dönemlerde toplumun özellikle uyum nitelikleri zayıf kişileri geçmiş zamanlara özlem duyar, günun zorlukları arasından geçmişi düşlerler. Handan DEDEHAYIR nklıkları ve umutsuzluklardir. Herhangi b i r , nedenle .kültür değişmesine ayak uyduramaya rak umutsuzluga kapılan ve yeni koşullarda dayanaktan yoksun kalan bir toplum kesiti, geç mişinin gerçek ya da hayalî zaferleri, üstünltikleriyle avunacak, geçmişini yüceltmekle aşağüık duygusunu doyurma yolu nu tutacak ve hattâ eski kültürünü yeniden canlandırmaya girişecektir. ğurduğu güçlüklerin düzeleceğine inanılmaktadır, Kültür değişımintn getirdiği .şorunlar tarafsı? 'bir..göris^dçteclenAijrilip, bunlara olumlu, somut. akılcı çözümler aranmak yerine bir tür .orunlardan kaçış niteliğinde akıl dışı bir yol benimsenmiştir. mıştır. Cumhuriyetin ilk yıllann da dinci ve tutucu çevreler olum lu bir eğitim aracılığiyle kazanılamamış, daha çok yıldırılmış, sindirilmiştir. Sonraki yıllarda ise bu çevreler politikacılann çıkarlarına araç olmuşlar, oy kaygısı ile geri bırakılmışlar, bilinçlenmemelerine özellikle özen gös terilmiştir. Bir yandan Türk toplumunun yaygın ekonomik ve toplumsal dertlerini paylaşan, bir yandan da topluma kazandınlmaya çalışılan çağdaş uygarlık değerlerine uyma olanaklan bulamayan bu topluluklar, yeni kültüre ve özellikle onun bazı biçimsel öğeterine karsı. «ıtanışiar.Becurisindegerletitiiyuoe.ltme yolunu tutmuşlardır. Bir buçuk yıldan beri CHP Genel Başkamnın faturalarını ödeyen bir MİT, ve fırıncının telefonuna bağlı bir olağanüstü Başbakan ile ne yapılır? Ya Başbakanlığın telefonunu fırıncıya. MİT'inkini de CHP Genel Başkanına baglasalardı? O zaman iş tersine döner, CHP Genel Başkanı MİT'in gizli konuşmalarını dinler, fınncı da Melen'in yerine Başbakanhk vapardı. Ama belki daha iyi olıırdu. Eloğlu Watergate rezaletl yapar ama, biz bir rezalet yaptık mı daniskasını yaparız: Eski lçi?leri Bakanı Faruk Sükan: Soldulann'neteslerini dinliyoruz.. demışti. Şimrii: . Sen daha ödedıgın faturalan bilmiyorsun!.. derlerse haksızlık mı ederler? CHP Genel Başkamnın telefonu dinleniyor mu? Melen'in zamanında telefonu Başbakana baglanan fınncı kim? Bunlar birer *oru ; ama simdıye dek su yüzüne çıkan olaylar, düzeltilmesi eer^ken bir bozuklufiun önemli işaretleridir. Çağdışı îşte böyle bir toplumsal tepkinin ürünüdür MSP. Oysa bu olayı yaygın bir toplumsal eğ1.lim olarak görmek ve önemsemek bir yanılgı olur. Bir dizi top lumsal ögenin bir kurum biçimi ni alması ve bir kültürü oluştur ması için. o toplumun üyelerinin çoğunluğu tarafmdan benimsenmesj ve bu ögelerin öteki kültürlerden ayırtedici bir özellik kazanmaları gerekir. Bugün MSP nin önerdiğı değer ölçülerinin Türk halkının çoğu tarafından benimsendiğini ya da bunlann Türk kültürünü öteki kültürlerd.n ayırdeden değerler oldugu nu söylemek olanaksızdır. Bu görüş bugün gerçek olduğu gibı gelecek için de geçerlidir. Çağdaş dünyanın gerekleriyle bağdaşmasma olanak olmayan çelışkili «milli görüş»ün, daima ge lişimden yana olan, uyanışım gerçekleştirmis Türk halkının sağduyusu karşısında tutunması düşUnülemez. MSP olayı olsa ol sa, Türk toplumunun gelişim süreci içinde geçici bir tepkı olarak kalacaktir. Geçmiş Özlemi Kültür değişimi süreci içine giren toplumlarda görülen bu «geçmize özlem» özelliği, bazı koşullar altında daha siddetli bir nitelik kazanır ve toplumsal bilimcilsrin «yerlici hareketler» dedikleri tepkiler ortaya çıkar. «Yerlici hareketler» den anlaşılan bir toplumun karşılaştığı yeni kültürün yabancı değerleri karşısında yerli kültürün alışılagelmiş değer İerine tutunmasıdır. Bu hareketlere gerici tepkiler de denebilir. Bu tepkilerin kaynağı. yeni bir kültürü benimseme süreci içinde karşılaşılabilecek düş kı Yalnız bu olguyu yaşayan topluluklar temelde akıl dışı göriinen bu yöntemlerine karşın, bir açıdan da gerçekçidirler. Şöyle ki. geçmişe özlem genellikle eski kültürü bütün öğeleriyle, tüm Böylelikle ortaya çıkan ve den canlandırma biçiminde ortadeğişik koşullar altında değişik ya çıkmaz. Geçmiş kültürün simtoplumlarda' değişik biçimlerde gesel yanları seçilir. bu arada yekendini gösteren «yerlici hareni kültürün de üstün özelliklerı ketlentin başlıca ortak özelliği benimsenir ve yeni bir bütün doğaüstü bir ögeyi içermeleridir. Topluluk. içinde bocaîadığı oluşturulur. «Yerlici hareketler»e güçlüklerin çözümünde doğabaşvuran hiç bir topluluk eski üstü bir güçten yardun ummaya kültürü aynen canlandırmaya giyönelir. Bu yöneliş her ne ka rişmemiş, daima yeni kültürün dar akıl dışı bir yöntem ise de eskiye oranla Ustün olan yanlandikkati çeken nokta topluluğun nı da benimsemiştir. Daha önce ana amacuun geçmiş kültürü de belirtildiği gibi ana amaç zabütünüyle dinltmek olmayıp iten geçmişteki ölü kültürü geri çinde bulunduğu güçlükleri orta getirmek değil, kültür değişmesıdan kaldırmak dileğidir ki bu nin yarattığı bunalım ve giderek da gerçekçi bir yapıdadır. Başaşağılık duygusunu yenecek güka bir deyışle. eski kültür değer cü kazanmaktır. leri iyi günlere götürecek birer araçtırlar. Bu alanda da toplu luk doğaüstü güce başvurur, güçlüklerin çözülmesinde ona Türk kültürünün bir süredir inanır. eski mutlu, dengeli gündeğişimleır lerin gerı gelmesini dıler. Can geçirmekte olduğu süreci içinde özellikle bazı toplandınlmak istenen eski külluluklar büyük ihmallere uğratür değerleri bu amacı gerçekleştırecek bir sihirli değnektir ^anki. Başvurulan doğaüstü gücün de yardımıyle yaşanmakta olan kötü günlerden kurtulunacaktır. Eski değerlerin canlannıasıyle altın çağlann yeniden yaşanacağına yeni kültürün do DORTLER DERSANESİ ÖZEL M ^ T DÜRT KURUCU ÖÖRETMENİN BA^APIİLEYÜRÜTTÜÛÜ UNİVERSİTE HAZIRLAMA FEN KURSLARI CumhurivFt: 10362 Sonuc. VEFflT Emine Tok'un cşi, Ergün Tok'un babası, Seyim Tok'un kaympederi, Se»er Tok ve Sema Tok'un büyükbabaları, Jale Gökçelik, Osman Çolak ve Necdet Çolak'ın dayıları İLAN İ.T.Ü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlığmdan BASRİTOK vefat etmiştir. Cenazesi bugün (cumartesi) öğle namazını rhü"teakip Şişli Camiinden kaldınlarak. Feriköy aile kabristanma defnedilecektir. Ciçek gön(*rilmemesi rica olunur. (İlâncılık: 5027) 10368 UZAKYOL YAHUT YAKINYOL DAMGALI VEYA YAKINYOL EHLİYETLİ Fakülte Sekreteri Almacaktır Pakültemizde açık bulunan 4. derece kadrolu ?akülte Sekreterüğîne bir eleman almacaktır. 657 sayllı kanunun 68. ve 1750 sayılı kanunun iO. maddeleri uyarınca 4. dereceye mtibak edebiecek, en az 10 yıl Devlet Memuriyeti yapmı?. niksek tahsilli ve 40 yaşmı geçmemiş lstekliler ırasindan Fakülte Yönetim Kurulunca seçüecekSr. İsteklilerin dilekçelerine kısa rıâl tercümesi ve Mrer fotoğraf ekliyerek 25.12.1973 Salı günü ak.amına kadar Dekanhga müracaatlan üân olunur. Güverte Zabitleri VE UZAKYOL MAKİNA Vardiya Mühendisleri Almacaktır Gemilerimizde lstihdam edilmek Uzere. elemanlar aranmaktadır. VEFflT Derneğimizin yıllarca başkanlığını yapmı$ iyi faziletli hayırsever insan (Basın: 27520) . 10350 Ist. Dz. Tek: Sat. Başkanlığından 1 Kapalı zarf usulü ile 9 adet Pres ütü makinesi ve 5 adet Bulaşık yıkama makinesi satın a:ınacaxnr. Tamamının muhamrcen bedelı 384.UU00U lîra Jİur çeçıci teminatı 19.110.00 liradır Sartnamesi Komisyonumuzda, Ankara ve îzmir Levazım Amirliklerinde görülebilir. 2 Eksiltmesi 31 Arahk 1973 günü saat 113O'da Kasımpasadaki Komisyonumuzda yapılaragır.dan ıstsklilerin 2490 sayılı kanunun 31'inci maddesi gereğinre hamlayacaklan teklif mektı:plarını engeç ihale günü saat 10.30'a kadar Komisyonumuza veınıeleri. (Basın: 2744î) 10349 BASRİ TOK Hakkm Rahmetine kavuşmuştur. Kaderli ailesi ve dostlarına başsağlığı düeriz. Cenazesi 15 arahk 1973 cumartesi günü Şişü Camiinde kıhnacak öğle namazını müteakip Feriköy aile mezarlığına defnedilecektir NOT: Vasiyeti özerine çelenk gönderilmemesi rira olunur. T E Ş E K K Ü R Aile büyügümüz REMZI FERTAN'IN vefatı münasebetiyle. bİ7?at cenaze>ine gelmek lutfunda bulunan, çelenk gönderen, lelefon, telgraf ve mektupla acımızı payla n butün dost, akraba ve kurumlara candan te^ekkür ederu. A I L ESt 1) Dolgun ücret verilecektir. 2) Geniş sosyal naklardan istifade etrne imkânı mevcuttur. İsteklılerin tst. Fındıklı. Meclisi Mebusan Cad. No: 95'deki Personel Müdürlüğüne dilekçe ile müracaatlan rica olunur. D.B DLNİZ NAKLtYATI T.A.Ş. ÜKNEL MÜDÜRLÜGt) MOTORLU ARAÇLAR YEDEK PARÇACILAR DERNEĞİ ÛlâncılıV: 5027ı 10369 AJAN MAYA İ)3S 10371 27648) 10331