23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: çük işletmeler haüne hem de kiralık küçük işletmeleri haline getlrilmiş biremler sb'z konusudur. Ve üretimi verimi arttırabılecek koşullar bir araya böylesi ortamda getirilememektedir. Kapitalist tarzda üretim yapan büyük işletmeler ıse, bunlar bu oncekine oranla daha iyı durum da olabilirler. Elde işletmelerir buyüklüklerine göre üretimi yan sıtacak kesin veriler olmadığı ıçm kesin yargılara varmak kuş kusuz mümkün değildir. Yaklaşımlar genel göstergeler çerçevesinin sağladığı olanaklann sınırlannı elbette aşamayacaktır. Orneğin: Üretimin ve verimın, kullaıulan ve artan «modent girdUerin gerisinde kalması. D.P.T.' nın incelemelerinden birinde, «işletme boyntları büyüdükçe. hektar başına düşen toprak üriinleri geliri düşmektedir». denilmesi gibi belirtılerin nedenleri nereden gelmektedir? Tanmda, makine. gübreleme, sulama v.b. gibi «girdi»ler daba önce de behrttiğimiz gibi, belli bir ortam organizasyon içinde kullanıldıklan takdirde ancak optimal bir kullanım ve düşük maliyetlere erişilebilmektedir. Eğer tanmda girdilerin artışı daha büyük bir oranda verimi ve üretimi arttırmıyor yan1 rerim. «girdi» maliyetinin arkasında kalıyor fddıaIarı doğru ise, kullanılan girdılerin bir kısmı, belki çoğu. gerektiği gibi etkin ya kullanılamıyor veva yılın büyük bir kısmında atıl kalıyor (düşük kullanım) ihtımalleri üzerinde durulabilir. :CUMHIJRİYE1= gibi ihtiyaçlann elasfikiyeti, gelir seviyesı yükseldikçe, azılan yönde düşmektedir. Varlıklı kiçilenn, harcama lıstelerınde, yoksulların tersıne ve gelir seviyesl ile orantıh olarak, il. kel ihtiyaçlara aynlan fonlann daha düşuk olması bundandır. Buradan kalkınmı? ülkelerin, ekonomik yapılarında. endüstriye nazaran, tanm sektörünün oransal olarak niçin daha düşük olduğunun nedenleri daba açık bir tarzda anlaşılır hale gelmektedir. Yine buradan, geri ülkelerin, oransal olarak tarıma davalı olduktan ıçın yoksul, yoksul olduklan için, tanm sektörü daha baskın bır hale geldığı ortaya çıkmaktadır. Yine kigt başına yıllık gslirin. yüksek oldufu ülkelerde, kısisel ve toplumsal talepte fıhtiyaçlarda), mevdana gelen gelişme ve degismeler rfoğnıltusunda. ekonomik yapının de* gijtiği, daha gelısen ihtiyaçları karsılamak özere endüstrinin dofduju ve dogan endutrinin, bu kez daha baska ihtivaçlar yaratarak bu çelişmevı. destekIeyip beslediü v e bövlesı bir !İ5 Temnıuz 1971 oluşum içinde, endöstrileşme. nin yenı aşamalar* vardığı görulmektedir. Burada «ndüstrilesmenm ya. rar ve fariletlerine fazla deginmeden, kısaca, ekonomik ge. lnmenin bir behrtisl sayıldiâı ve ekonomik gelişroe sürecır.i, sürduren bır dürtü olduğu sbylenebilir. Bütün geri kalmıs ülkelerin, endüstrileşmeyF karsı derin bir özlem duymalan bun dar» değil midir? Endü»»rileşmenin ver, yer kalkınma Ue es anlamtfa kullanılmasının nedeni bu değil midir? NVANTERLERE ve büyük mülkleri kesinlikle yansıtamayan yetersiz «tarım sayımlanna». göre, büyük sayılabilecek bu işletmeler, sırası ile hem topraklarından bir kısmını ortağa, kiraya vermekte, hem de, toprak kiralamaktadırlar. Yukanda değindiğimiz ve feodal yan feodal ilişkilerin. görüldüğü. çevrelerde, kiraya, ortağa verilen toprakların. 231000 hektar civarmda olduğu sanılmaktadır. Dığer yandan 300.000 bektara yakın toprağın, bıiyuk bır ihtımalle bu kez, kapıtahst bıçımde tiretım yapan büyük işletmeler taraiından kir&landığı anlaşılmaktadır. Goriildüğu gibi, genellikle büyuk işletmeler, ülkemizde bıri kapitalist, diğeri, feodal • yan feodal üretim biçımi ıçinde bulunmaktedır. Feodal geleneklenn ıçinde olan tanmsal kesimde, toprak sahıbi, çoklukla topraklarını köle gibi kullandığı, çiftçi • köylülerine, tanm işçilerine işletmekte veya başkalanna kiraya ortaklığa vermektedir. Bu yöntemlerden hangisi seçılirse, seçilsın, toprak ağası. işçinin kann tokluğuna veya çok ucuz olduğu ve büyüfc topraklara tahip olduğu için, derinliğine bir tanm yerme yüzeyine bır tarımı çoklukla tercıh etmekte ve üretim sevıyesini, geleneksel çizgisinde tutmanm ötelerine gitmemektedır. Kiralama ve ortakhk hallerinde ise kılçük işletmelerin handikapı ortaya çıkmakta. özellıkle kiralama durumlarında, artık büyük işletmeden değıl ku E TflRIMSflL DEVRIM nedenlere eklenebilecek diğerleri sonucunda, toprak ihmal edılmekte, çeşitli nedenler bir araya gelerek, verimi ve üretimi düşürmektedir. Böylece, en büyük fazileü, genis boyutlanrun sağladığı olanaklar içinde bir Işletmecilik tarzuu başat Valarak venmi ve üretimi artırmak olan, büyük işletmeler de, tanm dışında daha karlı spekülasyonlar yapabilmenın, aşırı seviyelerdeki faizle ödünç para vermenin daha kâriı olduğu, sosyo ekonomik bir ortamda, büyük toprak sahıpleri, köylere toprağı ve ınsanı ile birhkte egemen olan ağalar. beyler, topraga niçin neden yatırım yapsınlar? Böylece, küçük ve orta İşletmeler, doganın kaprislerine, yoksulluklarına (kredi • kooperatif yetersızliği, yokluğu), pazar için Üretim yapabüenler bile aracı • tefeci sömürmesinde yoksullasarak, üretimi çoğaltamamaktadırlar. Buyük işletraeler de. tanmsal devrım görmemış bır ortamda, tam rasyonel olamayan davranışları ile tanmsal üretimi, varabileceği sevıyelere çıkaramayınca, bu gUnkü sonuç kaçınılmaz olmaktadır. En vazgeçilmeı ihfiyoçlor nin sanayileşememe nedenleri dizisinde beliren dar boğazlardan, burada, doğal kapltal denilen toprak ve tarımın endüstrileşme sürecını oluşturan Uişkilerine değinmeğe çalışalım. Gelişme teorileri dofrultusunda, fikirleri on yıllarca karıştıran ve Türkiye gibi, kaltanması engeUenmiş bir çok ttlkeyi halen şaşırtan iktisad) kalkınmada önceligin tarıma mı yoksa endüstriye ml verilmes) sorununun tartışılması günümüzde artık gündemden kalkmış bulunmaktadır. Bununla beraber «Ekonomi Bilbnini* belli bir ldeolojinin, sömürü aracı yapabilmı?, «Batı» ıktisatçılanrun, geçersizliği gün ışığma kavuftuğu halde, yaydıkları bu yanlıs fikirlerin. yaratüfı yabancılastırma dalgalarirrm etkılen, uzantılan halen tamameD ortadan kalkmış sayılamaz Memleketımızde ekonomik biHnçlenmenin • sekâ'nın günümuzdekı ölçüde, yaygınlaşmış olmadıgı. Cumhuriyet'in o ilk yıllarında. biraz da, tarihsel nedenlenn dürtüstinde. kalkınmada öncelik, sanayiye verilmişti. 1950lerde uygulanan liberal • kapitalizm, devresinde ıse (701, tanma veriliyordu öncelik. Zaten Türkiye'de ekonomik felsefeyi etkileyip oluşturan dışsal ılişkiler de. özelikle «Diinya Bankası» (B.t.RJJ.), gibi uluslararası örgutler de, Türkıye'ye onceligı, özel sektöre ve tanma vererek, kalkınmayı örgütlüyorlardı (71). 1961lerden sonra ıse, 2. Plan'. da birinciden fazla olmak üzere, sanayiye veriliyordu öncelik. Butiin bu denemeler, tanm ile endüstriyi bır diğerine bağlayıp kalkınmalarını, şartlandıran karşılıklı ilişkiler agı düzleminde dengeli bir tanm ve »anayı polıtıkasının izlenrneırus olmasını göstermektedir. On yıldır Anayasa'nın da emrı olmasına rağmen. yukardaki işaret edilen ilişkiler "dügUmlerinde, cidd5 bir toprak reforrnuna gıdilememiş olması. sadece «toprak ağatiuı» ve onlann doğal müttefiki olan iktisadl güçlerin sahip olduklan siyasal baskı ile açıklanamaz. Bu sonuçta, dönemine göre değişmek üzere, tanm veya sanayinin küçümsenmetinin de önemli bir yeri oldugunu sanmaktayız, Çoklukla, sürekli birlikte ele alınması gereken bu iki kesimin, takil halde ele alınıyor olması bu tutumun sonucudur. Or. Beşir HAMÎTOĞÜLLARI YARIN: SANAYÎ VE TARIMIN ORTAK GELİŞMESİ (70) CelS) Bayar, Meclı» Açif Nutku, 1950. (71) Bka. tncelememiz, l» Planifıcation du Döveloppement Economlgu* en Turquıe», Sevinç Mat. Ank. 1968. S' 44. (72) P FrooMint. Economıe rural. Ed. Genın, Pans, 1958, ı. 16. ayı oynamaz», atasözü, bu gerçeğın guzel bır ıfadesi değilmıdır? AŞAMALAR IDA GİBİ, mübıem ıbti. yaçlann karşılanması ı^e, A. Smith'ın deyısl ile, «mı. de istidadı (kapasitesi)», İle sımrlıdır.. Bir diğer deyişle bu G NEDENLER CRADAN, kapitalist Üretim tarzı ıçinde olan işletmeler' den en azından bir kısmı. girdileri gerekli koşullar içinde etkin olarak kullanamıyor denılebilir. Bir diğer kısımda, sendika, güvenlik haklanndan yoksun, bol miktarda tanm işçısınin bulunması sonucu modern girdiler (makine örneğin) v.b. kullanmıyor olabilir. Bir kısmı, tanmsal kazançlann vergilemeden uzak tutulduğu ıçm, gelirlerinı yeterlı bulup, venmini artttrmak ıçm ek çaba göstermeden kaçmabilir, ilâh. BUtün bu Tohsin BERKAND 50 Bagnn B*yoghın», sinrmaya gitmiftim. Çıkifta Haluk'la karşılasmak beni çok »evindirdi. Hemen yaklastı, koluma girdi. Bu karşıl*;manun o kadar normal buhnoştn ki onun sinema kapmnda beni beklediğinl sandım sma bnnn sorma|a c«uret edemedim. Beni bir çay salenuna tötiirdü. Karşılıkl] otarduk. yedik, içtik. Çok gâzeisin benim bir tan«n, U N oakmakla doyamiTorum. D*rken jöıleri »ıcak ve tatlı Idi. Birdenbire vüıÜDde bir fırtına eser fibl •IdH. Kalk Gflnseli, dedi, sana muayenehane İçin seçtiğiaı kfiçük bir daireyi föstermek iıtiyorum. Serinçle yerimden fırladun. Tolda anlattı: Bir arkadaşım dairesini bana derredecek. Kiiçfik, fakat sevünli bir verdir. Caddeve de yakındır. Orasını oldnğn jribi, eşyasiyie almak Istiyorum. BakaJım beğenecek misin? Taksime dofrn yürüdük. Güzel, tatlı Mr yaz sonu havast vardı. Talirnhanrdeki soktaklardan birine saptık. Bir apartmana girdtk. Kapıcının Haluk'u lanıdığıni selira veri^inden anladım. Herhalde arkadaşına aık sık jtlditine bükmettim. Bir kat meTdiveni Sdeta onun kncağında çıktım. Belime sıkısıkıya sanlmış, kuJafundu) başlıyarak vanafunı. cözfimfi öpü • yordu. Ben mutlu idim. Nihayet Halok'un tstan • bul'da çalışmağa başlıyacağına, yannımızı ha«rlamak için çaba sarfedecegine ve Mzi, ikimiıi saadete alaşttracak çiçekll, güneşli yolu açarağına inanarak seviniyordttm. Kapırı anahtsrla açte, içeri girdik. Sevim11 bîr evdi burası. Bu odayı muayenenane yaparsin.. şnrısı da bekleme salonu «lur.. arkadaki ratak odası Kfiçük «partımanı hemen havalimde sü^ledim.. eşyalartn yerlerini değiırtirdim. Halnk tatlı tatlı bana bakıvordu. Beni seyTetmekle doyamıvordn sanki. Ştmdj seninle birer kadeb içki Içelira sevfilim. Senin bmşanna içivonmı Halük. A«kımiKi« yannımıza Aştamıza.. yannımıza. Gözleri birdenbire vah'îlfştl, ellerltni hırsla yakaladi ve dııdaklarımı kanatırcasın» öp. tü. Acı ve ıztırabla dolo bir zevk duydura ama içim birdenbire korku ve tsyanla doldu. Bırak beni Halflk. Ne olnyorsıın böyle? Diye hafif«T feryat ettim. tlkel bir insan sertlifiyle ve hoyratça rücudnmu hırpalıyordu. Bırak diyor Hayır. artık bırakamam. Seni istiyo • rıun, anlanuyor masnn? Çıldırdm mı sen? Seni «eTivonıiB. delfeesine »eviyornm Gfinseli! Bomt sövterken ellerl ile blnramıın düjtmelerini çöcfiyor, beni kolnnnn altmda idet» rzİTordu. Yurü ter içiıtde ktthnıştt. Yüzn. (öz> leri bambaska idi. Istemivorum. bırak! Diye bavkırdım. tsyanınun verini derin bir tiksinme aunıştı.. Onu var knvrftimle ittim ve bir Muıiyelik saşkMİtgindan istifade ederek hemen kapıdan dtşan fırladun. Sesstzce »r. kamdan geldi. Cztra dakikalar hiç konuşmadan. Trrn techa idi. Pencere tarafına oturdum. Sinirlenmiştim. Hialerimle mantiğun cenkleşi» yorladı. tlkin karşnnds «Hnrmnstn. Tren yola dfi* znlünce yanuna geldi. elimi tnttn. üz(fln. pi?manlık dolu bir sesle valvardi: Seli'cifim, vavnıın benim. Senden özfir dilemeğe bile (tücöm vetmiyor. Seni ne kadar serdiğimi bilivorsun. Gürellifin beni dfll etmişti. Biraz da içki kHTrrtli ffldi. başım döıv dü, ne yaptiğimı bilemedim. Sana ettim. Beni affedecrksin defil mi Yalvannm sana. bo geçen olan annt. ban* inan ve benden karma! Kaçmıyacaksın defil mi? Cevap ver Günseli. Ne kadar âzgnn ve perişan otduğumn eBrmüyor musnn? Bana sokulmoftu. Kolunnn sicaklığinı ko* hımda ve bütün damarlanmda duTuyordum. Konnsma fiicümB kavbetmiş çibirdim U d» Tam ediyordn: Yarın balama sövliyeceğim. Birbirimizi üevdi|imizi, Mninle evlenmek f<îtedifcimi anlataoağtm re sen istersen hemen evlenip «aadete kavufacağız. Tamıı <en vabşileîme benden kaçma ve elini cüvenerek. avuçlarımın içine bırak Seli. Senden başka bir sey iütemivorum. O söylerken ben kendi kendimle adeta karg» ediyordnm. Sıcak ve taşkrn dnyırulanm: Seni sevivor, divordn. Sevdiji için «eni öpmek istemisti. Rundan daha normat ve ola^an bir davranış olur mu? Artık çoruU değilsin. olpun bir (renç kızsın buno anlamalı • mn. Bak, sen istemevince de ısrar etmedi. kabalasmadı. sans zorla uhip otmajca kalkifmadı. Bilâkis. bir eentilmene yakışan bir darranışls sessizce arkandan viirüdü. tşte »imdi rie sana valvarıyor. Dururnu tahii karştlamalısın. Sen de onu «evtyorsnn. «en de ona vaklasmaktan hoşlanırorsnn Fakat mantıfım ve sağ duyum şöyle diyordu: (4rkaa tar) I BELtRTt NDl'STRILEŞME ozleminm haklı olarak gıderek yaygmlaştığı şu dönemlerde, karşıl.klı ilişkiler ve dar boğazlar çerçevesinde, tanrnsal gelişme olmadan, sanayilesmenın ve sanayileşme olmadan. tanmsal gelişmenin Rerçekleşemiyeceği gerçegl unutulmamalıdır. ünutulmaması gereken bir dlğer küçük nokta da, tanmsal kesimin. «Millî Gelir'I», oluşturan payı ile ilgllidir. Diğer unsurlar yanındft, Milli Gelir de, diğer sektörlere nazaran, tanmın oransal olarak payının azalıyor olması (yapısal değışiklik), kalkınoıanın bır belırtisı sayılmaktadır. Yalnız tanmın bu azalan payı. tanmsal tiretim ve verimın azalmasınm bir sönucu olmamalıdır. Başta sanayi oîmak üzere, dinamikleşen diğer ekonomik ke sımlerın. daha hızlı bır oranda büyüyerek, tanmı gecmesi ve böy lesi bır olus ıçinde onun gelışıyor olmasına rağmen payını düşürtüyor olmasıdır Yoksa tarımsal kesimin verım ve üretımının hızla artmadığı ve tanmsal dışı kesimlerden özellikle, sanajnran önemli artışlar göstermedifi. hattft tanmsal kesımm gerilemesı sonucu. milli gehrdekı toplam oraranır» düsmesine b»ka rak. vanlıs sonuçlarçıkartılmamalıdjr Plânlı devrenin geride kalan şu sekiz yılında ne tanm ne de sanayi İçin öngörülen hedeflerin gerçekleşmemiş olraasına karşm, dlğer kesimlerde. hedefi aşarak. öngörülen "oTlık kalkınma hızına yaklaşılmış olması ekonomirun yannlan bakımından sağlıkh olmayan bir eğilimin belirtisidir. Bunun Içm ge lışme hjzının dış gorünümü ile yetınmemelı bırleşıklerinin de analizı yaoılarak durum değerlendirilmelidir E IV SANAYİLEŞME VE TARIM 0 SMANL1 İmparatorluğu'ndan, Cumhuriyet yonetimi ve günümüze kadar, harcanan bütün çabalara rağmen, Türkıye' konu veresim: AYHAhî BAŞOĞLU f GBNAHKAR KRAUÇE İHTİYAÇLAR ELIŞMtŞ ülkeler, diğer ülkelere nazaran daha önce gerçekleştırdiklerı endüstııyel devnmm avantajlanndan yararlanarak ve bu devrim ıçmde gerçekleştırdiklen devrim surecınde ilerlemeğe devam ederken, geri ülkeler de. endüstriyel devrıme varma özlemı içine girrnişlerdır. Yoksul ülkeler İçin, geri kalma aşamasma gore bir «tipoloji». yapabılme olanağma rafmen, hepsinde ortak oian bır özellık, ekonominin gelişmenaiş bir tanma dayalı olmasıdır. S 20 Apartman daıresı bır yatak, bir çalışma odasından re gayet genlş bir salon salamanjeden ibarettı. Salonun ön tarafma bütün Parıs'ı kuş bakışı goren büyük btr balkon rapılmıştı... Doyulmaz bır manzaravdı bu... Halılar en pahalı cinstendi... Renklen gerçekten zevkliydi... Möblelerin güzellltine de diyecek yoktu. Jabeke, tehlıkeden hoşlandığı kadar rahatına ve konfor» da düskün bir genç adamdı. Gömüldüğü koltukta, Paoli İle aralannda geçen konuşroayı düsünüyordu. thtiyar, işi bırakıp ıstirahate çekildikten son. ra çetenin ayakta duraraktan faaliyetlerinı «ürdürebileceğın9 hiçbir şekilde inanmıvordu. Valoti'nin derhal basa geçmek içın gereken her türlö çareye başvuracaSı. Clavet'nin de bövle bir şeye meydan vermemek amacıyle elınden gelenl vapacağı muhakkaktı Moreau'va gelince onun nasıl bfr tu*umda karar kılacaSını ke<;tirmek çok zordu. Ya kendisinm tutumu ne olaeaktı?.. «Adam...» diyordu. «Simdiden kafa patlatmağa ne lüzum var?.. Hele olavlar bir geli'şmeîe başlasın. baktım kl i^ler çığırından çıkıyor, ben de Paoli'nin yaptığmı yaparım, olur biter..» Kapının tfti kısa fasılalarla üç kere çalmıştı. Düsüncelerinl yarıda keserek kalktı. kanadı araladı. Gelen Helene Valoti idi... Daha içeriye adınunı atar atmaz, olanca kuvvetiyle erkege sarılrfı... Sımsıkı... Bu hamleden de pekStâ anla?ıliyordu. Jabeke için Helene, sadece ortağı Valoti'nin davanılmaz kansı değildi . Çok daha baska bir şeylerdi. Son derece zarif davraniîlarla mantosunu çıkaran genç kadın dogruea ystak odasınm yolunu tuttu. Dairenin hiç de yabancısı olmarfığı besbellivdı. Jabeke de pesinden gitti. Şimdı, Hele e, karyolanın kenanna oturrnuj iskarpinlerlni çıkanyordu. «Kocamın ofisind» tana DİŞİ BOND TIFFANY JONES 3>YLS 311? AGR.ECı UuLf W4?a ıcf TE. LEfOJU CUK4TIMA Yeten ölçüde gelışmemış Bir ekonomik yapının bıçimlendırdiği ortamda, egemenliğin tanm kesimınde olmasmda şasılacak bir taraf yoktur. Çünkü ınsanların ük seviyede. en vazgeçılmez ihtiyaçlannı tanm sektörü jaglar. Bu birinci derecedekı rorunlu (mübrem) ihtıyaçlar karşılanamadığı hallerde kişinin havatı son bulur. Aç olan veya Uşüyen kısi «Bir konser dinlemekten, bir siir oknmaktan ve bir san'at eseri seyretmekten, hiç bir zevk almayacak, hattâ böyle birşey için, arzn bile duTmayaraktır.» (72). Halk arasmda yaygın olan, «aç i i Türkçesi: Şehbal AYGEN boyuna ışaretler venvordum... Farkına varmayacaksın dıve « Ben de aynı tşaretlert benim kadar herkes görecek dıye nasıl telâşlandıgırru şımdi sana anlatamam... Tedbir denen şeyden habenn vok mu kızım?...» « Peki ne vapmamı tstıvordun yanı?..jı « Uslu uslu evınde oturur, telefonumu beklerdın... Toplantı bıter bitmez sana haber verocektim.. » c Ama çok geç olmaz mıydı hayatım?... Saat dörde kadar siirdü toplantınız.. Alışverişrmi bitırip ancak burava »elecek kadar vaktim fcalmıştı.. Ovsa ben «Superlâtif» ten önce terzime uframak imkânını buldum bu şekilde... Sen çıkar çıkmaz da fırladım... Hosuna eitmedi mi yoksa?..» Jabeke ona yaklaşaras vanalclanndan öptü: « Ehnsalsız bır îtadınsın... Ama her şeye rağmen vine de dikkatlı davranmağa gayret et> melisin yavrucuğum... Özellıkle kocanın vanmda . Ban defa evh bır erkeğın kulağına kar suyu kaçırmak için mıniminl bir ihmal bile yeterlidir...» « Şimdilik benim hesabıma süphenın zerresıni bile duvmadığından eminim.. » « tsabet... Aksi balde şüpneIndiğint blzden bir saniye bile gizîemeğe lüzum görmezdi. Böyle btr duruma da seve seve ka^ lanmayacagı muhakkak... Senin benden çok daha ivı bilmen gerek » Helene doğrulmuş. soyunma. Ja başlamıstı.. Fermuan açılan elbise bir meltem hafifHei İle vücıdondan kaydı... Kaybedeeek fazla vaJdtlert olmadığı için Jabeke de aynı şevi yapmağa koyuldu... Çetin bir savaşın hummalı hazırlığı tçindeydıler sankl « Muntazaman aldatıldığım bıldiğl halde hiç sesiru çıkarma>an bovnuzlu kocalara da rastlanmıyor degii ama bunıann sayısı ancak milronda bır . » dive Helene konuşmasını sürdür» du. « Kocanın bizım ılıskîierlmtzı duyduğunu farzede'.ım Nasıl bır tepkı gostenrdl acaba' » Bu sual genç kadımn ürpermesıne sebebıyet vermistr « Duymasına hiç lüzum yok... Peld va sen korkar mıydın ondan?..» <t Ne dıve Korkacak mışım?» Kendımı müdafaadan acı? değilım.. » t Bu söz tazla geçerll olmasa gerek... Çünkü sana mudafaa imkftnı bile tanımazdı..» « Bu volda eebenp sntme ihtımalı de var desene.. Cenazemde nazır bulunmak ne katlamrsm herhalde mı?.. Savet senı de temızıpmezse tabıt.. Temizledıgı takdirde ortak bır törenle eömerleT biaı . Bırbirlenne dovamaflan blen tki "«ersilinin törenl . Gft. rür sıbı oluyorum hazın manzaravı...» « Böyle şevlerden natısetme yelım ne olur'.. ölümün sadec» lâfından btle «düm kopuyor.. » « Su rtaide ben daha eevık davranır onu çeberttnm.. tnsafsızcasına bır davranış olacslc ama ne vapaiım?. Sen kalk, bır adamın önce kamını bastan çıkar sonra da avnı adamı öldür.. Nezaketlft, eentilmenltkle zerrece (Igısi bulunmavan bır davramş...» Helene. sırtında slv<:ı olarak kalan son parçayı dıfer bır 'evımle sütyenl çıkarmıstı Çıp lak ayaklannm ucun» basarak vürüdü. Jabeke'nın vanma uzandı: rarj MALKOÇOGLU GARTH İ İ I kitap halinde çıktı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear