Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHÎFE DÖRT Mart I:î69 CTTMHURİYET Yeni kuruian bir binnda yapıiacak <n bii\..k haiâ, Iıi>;ıı!i"im tııueliı.de japılan hait.ıdır. Çıinkü ba l\tlâ ctkHerini, yeni binanm bütün nvktii/prııuln hisscUirir. Ve bazan, bııtar.ın ha\atma nu.l<ıl".ilir. DIYnin ılk iktidar iuumiarında, muakscf büyJe hatâlar şol ze c.arpnıaktaclır. MENDERES'in ; AYDEMIR Milletin gerçek temsilciliği konusu Menderes ın ıllc Hükumet Nutkunun; yenl ıktıdar ıle, ondan önceki devır arasındaki bütün koprulerı yıktığına ve ıkı devre arasında. normal tarihi bafmtılar bırakmadığına ısaret etroıştık Hem de Menderes'• göre, bu yeni Meclıste «tlk def» milletin hakiki mtiraeMÜleri» bulunuyordu. Bu nutukta; yeni Türkıye'nin tarıhi, Demokrat Partı iktıdan ıle baslıyor gibi bır hava vardı. Zaten 14 mayıs seçımlerınin, şımdıye kadar yapılan gelmış geçmış inkılâplarla ölçülemeyeoek ehemmiyette bir ınkılâp asaması oldugunu ıl&n edıgi bile, 19231950 devresı ıle yeni devrın arasına derın bır hendek açıjordu. Evet, lQ50 seçimlennın daha genıs bır halk oy'ur.u harekete getırdıgı şuphesızdı. Anıa ondan oncekı de\relerde parlarnenîo çatısı altında toplananl*r d* milletin mUmesslUerl idiler. ÇUnkü öyle zaman olur ki, mületin iradesınl, hatta tek bir kı?i bile sahgında temsil edebılir Meselâ Tek Adam, yani Mustafa Kemal böyle bır temsilci idi Çünkü Binncı Dünya Harbinden sonra hayal kırıklığı, kotümserlik, yorgunluk ve teslimiyet ruhu ortalığı sardığı zamanlarda o. tek başına Havzadan etrala, Mılli VIukavemetin ruhunu serpiyordu. Hem de mahalli direnısler ve bölge çabalan seklmde değü, ülke olçüsünde. Kaldı ki. bu onderlık rolünll de, Erzurum ve Sivaj Kongreleri^ın dar kad roları ile de oUa, Müli temsıle davmdı. Binnci, ikinci ve onu taklbeden Millet Mechslerindekı mılletvekıllen de, tek partınin çerçevesınden gelmekle beraber, milletin hayrma tercuman olabıldikleri nıspette, milletin mumessıllerı ıdıler. Çunkü mılletın htkıkı mumesstU demek, hele bızımkı gıbı okuryazar nlsbetlnln o kadar düsük olduğu ülkelerde, nihayet, milletin talep ve ıhtıyaçlannı sezerek, onlara tercuman olabılen demektır. Hattâ bu ıhtıyaçlar, millet tarafından ıfade edıleme mış olsa bile Nıtekım .tSayarlar, Menderesler, KÖprülulor, Koraltanlar da, Demokrat Partı ıktıdarından oncekı Meclislerde, mılletvekıllen, yani milletin hakıkı jnümessıllen idiler. Tabi', milletin talep ve ıhtıyaçlanna tercuman olabıldıklerı nıspet(e Hulâsa, yeni ıktıdar devrını daha oncekı devrm Lır nevı mkârı seklinde almak ve boylece daha oncekı devre ı!e jenı devır arasında butun koprulerı yıkmak, yerınde olmasa gerektı Kaldı kı, bu mkar, ajnı çatı altmda çalışacak r,ian ıktıdarla muhalefetın arasında, hakıkaten aşılmaz hendekler açıyordu Ben oyle sanıyorum kı, bu Hukumet Nutkunun >azılışmda. Menderes'le beraber ve belkı Menderes ten zıyade. Prof. Fuat Köprülu'nün v« belkı de Samet Agaoğlu'nun etkılen olsa gerektır. Celâl Bayar'a gelınce, hemen hemen baştan sona kadar biıtun kanunlarc ım za koyduğu bır devn, vanı 19231950 arasını boylesıne bır red \e inkar edışı hakıkaten beklen meyen, şasırtıcı bir şeydi. Bajar'ın bu çıkışa boylesıne goz yumusu hakikaten ızahı mumkun olmayan bır ruh halıdır Hatta bu, belkı bazı ard dusuncelerden de nişan verebılır. Bunun en doğru cevabını, yayınlanan hatıralarında sırası geldıkçe, herhalde kendısı açıklamak zorundadır. Demokrat Parlinin sosyal yapısı nedir? Halk Partısi gıbi Demokret Partınin de sosyal yapısı konusunda, bilımsel araştırnalara dayanan yazarlar, maalesef çıkmamıştır O kadar kı hattâ Difii Bond MODESTY BLAISE Tifffany Jones '1/ /'tt\ laouvB^^ı™ IVIollcoço konu ve resim: AYHAN BAŞOÛLO • İNTİKAM YEMİNİ îstiklâl Harbtoin, Müll Mücadelenın fıkir ve sosyal yapı esaslan üzerınde incelemeler yapmak işi, daha çok yeni ku»aklara ve bugunün arastırıcı yazarlanna duşmektedır (1>. Ama bu konuda ve Demokrat P a r ı çevresınden bır ce\ ap aramak istersek, bir arastırma halınde olmasa da, Samet Agaoğlu'ndan şu satırlan alabılırız Ona gore D P : «Kojlu, işçi, esnaf, yeni flkir ve förinlerin etkisi altında genç ajdınlar ve bunların aralannda, Halk Partisinden çefitli »ebeplerle ayrıbuılann, elele bir avaklânmaları seklinde do|mustur » Ama Agaoğlu, hemen llâve eder «Partinin idareci kadrolanna da, bu biınyesine uyfun olarak, demokrasive vüzde vüı inananlarla, başka ideolojilere bağlanaıılar \e sadece şahsî çıkarlarımn peşinde olanlar da ifirdiler. Boylece, Demokrat Partinin çatısı altında, üç grup in»an toplandı: Demokrat idealine baflı jtnç idealUtler. Demokrat idealine bağb tecrübeli idealistler. Demokrat Partinin temsllcisi bulunduğu idealle ilgiai buluntna> anlar (2)» Ağaojlunun bu son tasnıfini bır tarafa bırakırsak, ondan oncekı parçalar üzerınde ^oyle böyle mutabık kalırıabılır Ama bu parçaların da manası, partı kadrosunda, sosyal bır butunlukten yoksunluktur. Ama bu yadırganamaz Çünkü Halk Par tısı de dahıl oldugu halde, bütun demokrahk orta partılerde sosyal butunluk yoktur ve aranamaz. Bu sebepledır kı, Demokrat Partınm bünyesi "e kadrosu ıle, Halk Partısının bunye ve kadrosu arasında da, bır farklılık mevcut degüdir. Nıtekım Bayar'la, Menderes'le veya Ağaoflu ıle, meselâ Günaltav, Nıhat Enm veya Faık Ahmet Barutçu arasında, ne dünya gorüşu, ne ıdeal bakımından hıçbır fark tesbıt edılemez Hatta barada ıdeal kehmESi de bıraz començe kullanılmıştır Çunku ıdeal ve ıdealist sozlerı, mftnaları biraz sınırlı sdzlerdır. Nıtekim Ağaoglu nun son ve uçlu tasnıüne de bu bakımdan. zorakı bır tasıııf demlebilir Çünku demokrasl idealine bağlı genç ıdealıstler ne aemek" DemokrBsi iaaresfre bağlı tecrubelı ıdeaııstler ne demek • Bu kastedilen demok> rası idealı, Demokrat Partfnın lt) yıllık ıktıdannın endazelenne \urulunca çok zayıflar T ecrubelı ıaealıst ae meselâ Bayar veya Koprulü Koraltan sa, huküm ger.e zayıf düşer Hülâsa, CHP kadrosu ve kiıtlesı ile D P kadrosu ve kutlesı arasında sosyal vapı ve dünya gorüsu baKimmdan fark yoktur Ydnetıcı kadro da aynı kadrodur Ve hepsı ae profesyonel polıtıkacılar, jam polıtıkacılığı meslek edlnmış ınsanlardır. Hattâ çok partıli parlamento 'ejımının temelı oıan jeni Seçım Kanunu getırmek bakımından Inonu \e arkadaşları, Demokrat Partı yonetıcüennden dalr.a ıdealıst sayılabıhrler. Hulasa, bu paıtılTin hepsı, halktan gelen, Seçım Kanunîarı rusoetm üe haik oy'una dayanan, 1yı nıje'l'lerle. belırlı goruşu olmayanlar ve>a isotu nıyetlılerden \e oıkarcı ınsanların topluınundan mejdana gelen orta De mokrat Partılerdır. Bu, jalnız bızde defü, butun çok partıli demokratık paılâmentolardaki butun orta paıtıler içın boyledır Onun ıçınü.r kı, bu partılerın ropıadıgı kalabalıklar, hajatları bovunca, kah o >ana, kah bu ' ana daigaıamr dururıar.. 1950 MECLtStNDE DCŞMAN KARDEŞLER dirler. Memlekette sivasl iktıdan muhtel (kanşık) gov tererek, bır polemiğe, bir httcum \e taarruza geçmışlerdir...» Suçlama ağırdır Menderes'e gore, C H P nın basmdakı iktidar hastaları ve ona gore \abıî en başta Inonu, demek kı Orduyu ele alarak, iktidara kar 91 bir darbe, jam ıhtılâl hazırlamışlardır Ve bu bastakıler atılmalıdır' Bu sozlerm konuşuldugu tarıh, 13 hazıran 1950 dır . lyi ama acaba ne olmu^tu"" Olan suydu kı, adı verılmejen bır albay, Başvekile gelmış \e ona, îsmet Paşa'nm etrafında bszı kumandanların, bır iktidar darbesı hazırladıklarmı haber vermıştir1 Menderes, buna ınanmıştır ve iste bunu ılâna »evkedılmıştır . Boyle bır ıhbar olmuşsa, ona herkes inanabıurdı ama. hepsı de tnonü'nun eskı arkadaşları olan ve başlarmda Celal Ba\ar bulunan oncu kadronun manması herhalde doğru olmazdı Inonü, askerlerı, generaller: alacak, karakollan hukumet daırelerını, Bakanlıkları basacak, Meclıs'i dagıtacak ve sonra da demokratlan atıp, kendısı bır hukumet kuracaktır' Hıç detllse Celil Bayar, Befık Koral'tan gıbı 30 jıldan ben Inonü'yü tanıyanlar, Menderes gıbı 20 yıldır onun yakmında olanlar bu kadar çocukça blr ihbar oyununa gelmeyebtltrlerdi Su albay her klm lse, onu soruşturma masasının önüne oturtup, ışm aslını ararlar ve tabn ferahlarlardı. Hele venı bır Başvekıll, daha ıktıdarının ılk günlerlnde bu kadar ekıl almaz. kdksuz ve akli dengesi araştırılmayan bir tek kışinin mücerret kavU ile Buyük MUlet Mecllsl'ne «ürmezlerdl Fakat ne var ki, bu boyle oldu Ve böyle bir ihbarı hemen Ciddiye alan yeni ıktıdar, C H P . başındakı «Iktidır h»sttUnnın» atılmasmı istedl Bun ların başında elbette kı, Inonu kastedıliyordu. Demek Iti, yeni ıktıdar, tnonü ve vakın arka daşlan ıle çahşmak ıstemıjor du Bunlar atılmalıydı fşte ou davranış, ıç açıcı degıldı Vanl tarlaya, daha ışln başında fena tohumlar serpıllyordu Halbuki tanhl gelişme emrediyordu kı, bu yeni parlamentoda ıktıdar ve muhalefet, karşılıklı bır anlayış ve karsılıklı hoş gorurluk "havası Içınde çelışsın. Voksa jenı nızam gelışemezdi. öyle sanıyorum kı, Mende< res e Buyuk Millet Meclısı kursusunde boyle bır konuşma ıçın >ol ve rr.usaade verenler, 1950 1860 devresm.n daha başında fena bır hata ışlemışlerdır. £jer bır ıhbar \arsa \» hattâ eger bir tertıbe ınanlıyorsa, onun bır tahkık volu >^ardı Ve bu jol, Buyuk Millet Meclısı kursusunden geçmezdı.. (1) Mecelt, yeni nesil varır. larmdan DoŞan A\cıoğlu'nun aşaçıdaki eseri bu bakımdan, sımdilik bizde ilk ve tfk erer savılahilir Turkive'nin Düzeni. 550 buvük sayfa. Bilti KİUbevi • Ankara 1968. (2) samet Ağaoğlu: Arkad»»ım Menderes. s S3, P I YARIN JM»\'.lahaİPci k a p i t a l i z m ^c r Yoıon: ELISABETHS. HOLDING N1HAL YEGlNOBflLl Çevıren: 17 «Hos geldmız, Mr. Kıllıan. dedi. «Ben, Sıbıl Bell, Harrıet ın arvnesi Sız« od» komjunuz Eric PonıevkiM tanıştııavım > Doktor gurul gurul bvr kahkaha «tarak, «Bız ta niftık bile'» dedi ve elinı Killıan'a uzattı Kemıklerını kırarcaıına sıktı gencin elını Sıbıl «îçki buyurun Mr Kıllian • dıyerek e'.iy le bır masayı ışaret ettı. Kilhan gıttı ve biraz vskı a dı Sıbıl. 'Soda ve gszoz da var> dedi. • Yok mersı » Kıllıan vıskı>ı sek olarak ıçtl ve sonra gulumsıjerek etrafına bakındı. Mutlu olmağa ve bu guzel gunun bu guzel yerın, bu guzel ın sanların sefasını sürmeğe karar vermişti. Harrıet teıasm taş parmaklığma tunemış otur maktavdı Ponıevskı o koca bo\u>la onun yanındı durmus, yuzunde apaçık okunan bır havraniıkla ona bakıvordu Ve Harıet ona bır jeyler anlatıyor du Kıll.an gozlerıvle Jocelyn'i arıyarak karşı ta rafa baktı ocel\n tcra^ıı en ucundakı bır hasır koltukta vapa yalnız oturujordu Onunla ne konu şan vardı ne de yanmda dursn. Tayjorünün yaka. sını açmış, gumuş tılkı omzundan asağı kayınıştı Arra gene de gel p geçıcı b'r hava vardı üzerınde Hemen gıdıveecekmıs gıb» Ne burada. ne de baska hıç bır tarafa, sojle uzun zarran konaklıvabıle ceğı bır yer yokmuş gıbı. Kıi'ıan onun janına gıderek, «Kuzum, sen nerde o'uruvorsun » dıve sordu Ay dede. e\ın nerede" «Annemm babarnm yanında, tabıi Bır »partıman katında » • Bır apartıman katıvmıs Çok esrarengiz bir kızsın sen Luzumundan fazla • «Iji numarad r, esra^engız olmak. Erkeklerm ilgı^ını çeker » • Olabılır Ama ben senin numara yaptığını san mıyorurn » «Sana ne istersen 3ovlerim, Jocko. Sen sadeca sor bana » Kıllıan, «Pekı» dedi. «Soruyorum öyleyse: Ne ar»\oruz hepımız burda*" Nıçin hafta sonunu Bell'lerın Long ^land'dakı konağrnda geçirıyoruz?» • Benım ahbaplarımdır, Bell ler Sık sık gelırım buraya, gece yatışına Seni de yanımda istedim, Jocko» •Guzel ama >a Stebıler1^ Jocel>n'ın uzer^ne urkmuş, sınmış gıbi bir hal gelmıstı şımdı «Hıç Jocko, hıç Aklıma esti işte. Böyleyimdır ben, e^m* lı » «Inanrrm orum ama şimdilik kapıyacağım bu Hahsı Zıra sana sormak istedığım daha önemli bır şey \ar » Jocelyn o huzünlu, baygın gözlerini Killian'ın juzune dıkerek, «Evef» dıye mınldandı. Be kı bu bahsi de açmamak en hayırlısıydı Yâni cınayet meselesı.. Kıllıan viskısıni bitirdi ve bir an boş bardağının içıne baktı... Ama yok. Yılmağa 1 gelmezdı. Erkeklık ölmedi ya Bacak kadar kızın kaprısıne boyun mu eğilecekti yânı? Ne münasebet Her şeyi daha ılk baştan, dobra dobra konuşmalı • Mr Bell'e bir mektup yazmışsm gemiden. Tri. nidad'dan uçak postası atmıssın. Cınayete kurban g'deceğıni haber vermi5sm.> Jocelyn sâkınlıkle, «O zaman böyle olacağıiı bılmı>ordum» dıye cevap verdı. • Nasıl olacağmı'» Genç kız guç duyulu' bir sesle, «Senı bo>le s veceğımı» d*iı Öyle acınacak bır halı vardı kı' Kılıian saçını, başmı yolmak ıstercesme, «Anl. mıyorum seni. Ama bir anlaşmaya varmamız sart cAnlaşmaya vardık ya, Jocko. Bırbirımizi sevi yoruz ya'» Genç adam «güzel», dedi cÇok şirin, çok tatlı Ama ben gene de anlamak ı^tıyorum Mr. Bell'e benim senı oldureceğimi neden yazdın'» Uçurum derinleştiriliyor! Mer.aeres'i, kendılerınden oncekı de\re ıle bütun kooruleri yıkarcasuıa \e eskı devrede bile çok partı tecrubelenne tjınş ra'ş bulunan Ataturk'ün tek defa o»sun adını anmamacasma suruklemış olanlar kım olurlar sa olsunlar, az sonra şu oldu kı, parlamentoda ıkı partı arasında açılan hendek, busbutun derınleştırıldı. Meselâ Menderes ın şu sozlerını \erelım « Muhterem arkadaşla rım! hize esefle haber vermek ısterım ki, iktidara çelışımiz henuz bır avı bultnadığı halde, bazı zarun değıs?ıklıklerı mesele ıttıhaz ederek Cumhurıjet Halk Partisi, Ordmu aleyhımıze tahrık etmek voluna sapmıştır. bızım butun çalı^malarımız memleketıınızde demokraiiji perçinleme>e maluttur. Cumhurıyet Halk Partisi, eğer basarılı bır çalışma>a gırmek ıstıvorsa, başlarındaki iktidar hastalannı atmalıdır. Bu iktidar hastaları, ha\ajı karıştırınak istennkte «Senın adını vermedim, Jocko. Hıç ad vermedım » «Ama benırn seni öldüreceğiml sanıyordun, 8y!» mi' Neden, Joce'yn, neden'' Hiç bır şey olmamıştı kı aramızda' Hıç bır sebep >oktu kı seni öldurmem ıçın • Jocelyn gözlerini >ere dıkmış, erkeğm yüzune bâkmadan konuşuvordu" «Benı oldurmek ısteğınm senin içinde >avaç yavaş doğmağa baş'adığını gozlerınden okujabılıjordum, Jocko Hep aynı hıkâjedır bu. Havatıma her gıren erkek ergeç oldurmek ıster benı Gunun bırmde bır tanesi de tutup oldurecek. Kendi ecelunle olmejeceğım ben, Joc* ko Bır cınavete kurban gıdeceğım. » Kıllıan öfkeden kudurarak «Ama ben . ben...» dıye kekeledı .Benden neden ?uphelendın?» • Sovledım sana Sende dp aynı oldurme isteği uvanmağa başlamışn Sen farkında degıldın henuz ama ben hıssedıyordum bunu.. Ama senı bu kadar »evecegımi nerden bilebılırdım o zaman' Şımdi senı o kadar sevıyorum ki Jocko Benı, değıl bır, on kere bile oldursen vız gelecek Sen benı oldurdua ama sana karşı olan ajkımı öldüremedm, Jocko » • Joceîyn delisın sen.. delı1 Ya da numaracı» nın, yalancının birısın. Belkı de hepsi birden.» O zaman genç kız, bajını kaldırdı ve erkeğm gozleımın tâ ıçine baktı Bakı^tılar.. bakıştılar.., Sonunda Jocelyn, «Bu lâfı ben açmadun kı'» dedi «Bana kalsa hıç açmıyacaküm. Vız feliyor artık. dıvorum sana. Beni yeni baştan ö'ldürsen bıl« senı seveceğım diyorum sana.» KılUan şımdıje kadar bılmediği bir öfkeyle zan gır zangır tıtreraeğe bsşlamıştı. Kslbı yerinden fırlıyacak gıbı ai'yor, başı zonkluyordu. • Madem kı hâlâ boyle düşünüyorsun, benden paso'> dıye sojlendi. «Aramızda her jey bıttı artık. • Joeko dur'» «Nafıle, Jocelyn, her şey bıtti • «Benı bırakırsan kendımı oldururüm, Jocko » «Parlak fıkır Oldurulmekten usanmışsındır he» halde Bır de kendı kendıni oldurmeyi dene.» Kıza arkasmı donmuştu Cekıp gidebilirdi artık. Tam sırasıydı Son şansıydı bu 'onun kaçıp kurtulrnak ıçın. Genç adam bır adım attı. Kız, eğer onu çağırsaydı dmlemeyıp yuruyecektı Onun çağırması na boş verıp yuruvecektı. Ama kız çağırmadı. Hıç sesını çıkarmadı. Bu mutlak sessizlik dayaruhr gl bı değıldı. Kıllıan onun ne yaptığını görmeden ed« rnıyecektı. Geriye döndu. Jocelvn hâlâ orda otuTnaktaydı gSzleri yerde, terkedılmış yapa>alnız, kımsesız. Ama gene d« merhamet değıldı Kılhan'ı gerı donduren. Ne merhamet, ne de aşk Genç adam ansızın; «Bız bırbırımız ıçın bıçılmış kaftanız,» diye dü» şunmustu «Bırbınmızın dengıjız bız.» Hepsı bu kadar Ne merhamet, ne de aşk. Denizden çıkarıldığının ertesi gunu Jocelyn ona nasıl sanlmıştı' Ehnde değıldı sanlmamak. Zıra başka kımsesı yoktu. Sımdı de gerı donmemek Killian'ın elinde değıldı Bırbırlermın dengıydıler. Birbirlerl nin jaamda yaraşırlardı. • Kendını topla, Jocelyn. Al bir sigara. Hep böy le boynu bukuk de duntıa artık. lnsanın içini sı» kıyorsun • Kız, o menekşe gdzleri yas dolarak, «yorgu» "'iım' dıve âdeta ınleoı. •Çık jukarı da jat, uyu öyleyse.» Sen de gelıjor musun'» • Havır Yemekte goruşuruz » Jocehn ajağa kalktı Hafıfçe sallanıyordu, sar j=muş gıbı, hastajinıs gıbı Ne kadar solgundu, ya ibbı' Nasıl manılmayacak derecede ır.ce ve nahLl' Bahçeye doğru yurumeğe başladı Kıllıan «Sımdı neıeje » dıve sordu. • Sojle bır yuıu\eceğım, Jocko» Kıllıan. «Sonra da bıraz dınleri' dedi ve dön» <lu otekılerm yanma yurudiı. < Arkası var)