23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAfftFE DÖR1 24 Mayıs 1966 CUMHURİYET ^iiiiEiHiüJames B o n t f »nnHnniiH^ YILDIRİM HAREKÂTI BU ZIC.LT. P A SUSfSrtAK DUCUSSUN 24 «tyi tanıyor musun sen bu adamı?» diye sordu annesine. , «Az çok tanırım. Paris'te be nim de ahbaplarım olan ahbaplan vardır.» «Buraya geleceğini biliyorsun, değil mi?» «N'olacak yani biliyorsam?» «Çöpçatanlık mı ediyorsun yoksa, anne?» Sophie sinsi sinsi gülümsedi. «Raoul'un annesi ölmüş, babasmın tek oğlu. Çocukçağız bugün yarın çok zengin olacak. Çöpçatanlık mı dedin? Raoul sana yanaşmak isterse onu geri çevirip çevirmemek senin bileceğin iş.» «Sen beni buraya onun için getirdin?» Sophie alaylı alaylı bir güldü «Tann gibiyimdir ben: Mucizelerime akıl sır ermez.» O akşam Sophie öyle bir şey söyledi ki Aurore'u büsbütün şaşırttı: Paris'te acele bir işi varmış, eresti sabah erkenden gitmeyi düşünüyormuş. Gerçekten, akılsır ermiyordu onun işlerine! «Zaten, kır hayatını ben pek sevmem» diyordu. «Ama, Aurore kalmak isterse biraz daha kalır ona bir diyeceğim yok.» Du Plessi şsaşırmış gibi görünüyordu. «Yanımızda temelli kalmasına daha önce razı olmujtum ya?» «A, sahi, unuttum. Sen ne diyorsun, Aurore?» «Kalırım, anne.» «Güzel! Bir haftava kariar gelirim seni görmeye.» Sophie ertesi sabah büyük hır neşe içinde ayrıldı. Raoul da o gece orada kalmıştı, onu arabası oa bindirdi. Sophie pencereden uzandı, Raoul'u yanağndan optü, kulağına da bir seyler fısıldadı. Aurore annesinin ne sövlediğini işitmedi ama, adamın pek hoş bir şakaya güler gibi gülümsediğini gördü. Sonra, Raoul arabanın yanından ayrıldı, Aurore'u elinden tut tu, koruya götürdü, orada, ağaçların arasında, onu dudaklarından hoyratça öptü. Kolları sasında daha uzun tutmaya kalkın ca Aurore soluyarak, çırpınnrak geri geri çekildi. Raoul içini çekerek: «Tamam» dedi, «başlangıçta toy bir kız • oğlan kıziık taslayacağını sövlemişlerdi bana.» «Söylemişler miydı? Kim? BU Nim büs TIFFANY JONES T U N MLJ, MANİ ÖTCG.t2 içfMİz. • • • • • • • • « • * •*«•««•••• ••*••••••••>••«••••• • « • • > « • •« •« Annem mi?» Raoul omuz silkerek gülümsedi. cKestirmeden gitmek huyumdur benim. Paris'te çok rahat ufa cık bir dairem var. Bu gibi dairelerde en başta bulunması gereken bir şey ister ki şimdilik ondan yoksun. Ne üaman orası senin olsun istersen oiabilir Soyle, ne zaman?» Aurore hâlâ iyice anlayamamıs tı. <Karınız olarak mı?» diye sordu. Raoul bir kahkaha koyuverdi. «Hiç güleceğim yoktu! Sevçilim olarak, elbette!» Aurore şaşırakalmıştı Demek öyleydi ha! Annesi, hiç acımadan, kendi eliyle, onu bu düşük duıuma sürüklemişti Etekleriii topl^a dığı gibi kaçmaya başladı Panul da arkasına düştü. Uzun üdımlarla, rahat rahat koşuyornu. K)?, ayağı sürçüp yere kapaklanınca delikanlı onu yakaladı: şaşılaoak şey, usulca kaldırdı. yere bastırdı. Bir ara, hiçbir sey yövlemeden, derin derin düsünür gibi onu şöyle bir süzdü Sonra: «Anlamalıydım» dedi «El değmemiş, tertemiz bir kızsın sen.» «Annem başka türlü mü gös terdi beni size?» Raoul ağır ağır başını salladı. «Annenin gözünü para hırsı bürümüş, düzenbaz bir kadın gibi görmek için istemem ama. ne yazık ki öyle. öyle demeye qetirdi ki sözde müsaitmişsin, hem de ondört yaşından beri.» «Kendini anlatmış o, kendini!» «Inanırım buna.» «Beni satmaya mı kalktı yoksa?» Raoul rahat bir tavırla omu? silkti: «Böyle işler görülmemiş değıldir ki..» «Ama, annem! tnanamıyorum!» «Belki de yanıhyorum. Gerçekte, bir pazarlık olmadı aramızda. Belki de, kendi gençlik hayatını sende yeniden yaşamaktı onun tek istediği.» Raoul burada Aurore'un yanağını hafifçe okşadı. «Ben size iyilikler dilerim, matmazel. Bir gün iyi birine varırsınız, mutlu olursunuz inşallah.» Çirkin bir kahkaha attı «Kız oğlan kız açmaz beni! Böyle az bulunur yaratıklara düş» künlük gösterecek kadar yaşlı değilim daha.» Aurore o gün akşama kadar pek perişan bir haldeydi. Neyseki daha sonra karı koca Du Plessis'lerin gösterdikleri sıcaklığın kucağında üzüntüsünü unuttu. Içinden: «Işte» diyordu. «tam mutlu bir evlilik. Ben de böyle evliliğe kavuşabilecek miyim acaba?» *** Hafta sona erdi, Sophie ne geldi. ne de mektup yazdı. Bir ay geçti, bir ay daha. İçin için yanan bir Nohant özlemi bir yana, Aurore PlessisPicard'ı kendi evi gibi benimsemeye hazırdı. Gündüzleri çocuklarla bağırıp çağınyor, koşup oynuyor, geceleri de boyuna kitap okuyordu. Yeni arkadaşlarının ufak • tefek karakalem resimlerini yapıyor, çevresindeki kır hayatında îördüklerini canlı bir dille anlatan yazılar yazıyordu Daha doğrusu. Monsıeur Du Plessis bunları pek canlı buluyor. «Sen kitap yazmalısın. kızım» diyordu. Üçüncü aydan sonra Aurore ona «Jacques Baba» demeye başladı, karısına da «Angele Anne». Onlar da buna pek sevindiler. • Sen öksüz bir kızsın, bizi annen, baban sayabilirsin» diyorlardı boyuna. Bununla ne demek istediklerini Aurore pek iyi anlamıştı. Gerçekte. yalnız babası yoktu ama. Du Plessis'ler onun annesini de. annelik ödevler'nden yana, ölmüş savıyorlardı. PlessisPicard'da geçen o beş aylık rnutlu hayattan sonra. bir eün bütün aile Paris'e gittiler. Orada kıslık evleri vardı. Jacques Du Plessis üzerine dü'sen ödevi bilir bir adamdı. Paris'e eelir gelmez Aurore'u aldı annesine götürdü. «Kır hayatı kızınıza çok yaradı, n'olur bunu siz de kabul edin» diyordu Soph'e baygın bir sesle: «A, evet, birderi bir kemik olmaktan çıkmış» dedi Aurore korka korka: «Ben gene senin yanında mı kalacağım?» diye sordu. «Elbette. Annen değil miyin» ben senin? Yalnız, bugünlerd» hiç de vaktim yok.» Sophie burada başını arkaya atarak bir kahkaha koyuverdi. «Bir alay ahbabım var. Hayat pek neşeli, pek heyecan verici. Yirmi yaşımda kinden daha genç buluyorum ken dimi.» Aurore annesinin yanında kaldı ama, umduğundan çok kendi başına buyruk kalıyor, Du Plessis'lerle bol bol Paris'i geziyordu. Bu »rada, sanat âlemj Aurore'un önünde unutulmıyacak yeni ufuklar açtı. Hele tiyatrodan, operadan öylesine derin. katkısn bir zevk ahyordu ki, soluğu kesiliyordu. Onu cambazlara da götürdüler, çünkü Jacques Du Plessis'e göre, ağırbaşh bilgiler çok gelmeye başladı mı bu gibi maddi eğl»nceler çok iyi bir panzehir yerine geçerdi. Çocuklar, daha, küçüktüler. bilgi edinecek yaşta değildiler; onun için, cambazhaneye yalnız eğlenmek için gidiyorlardı Bir gün, böyle bir gezmeden sonra, Monsieur Du Plessis «sürüsünü» onlara böyle derdi Tortini'ye götürdü, dışarıda boş bir masa buldu, dondurma ısmarladı Orada oturmuş, yoîda dolaşanlan seyrederlerken Madame Du Ple» sis birden: «A, bak! bizim Casimir geliyor!» diye haykırdı. Aurore, sanki kendisi de çocukmuş gibi dondurmasını pek tatlı tatlı yiyordu, basını kaldırıp baktı: Karşıdan tığ gibi bir delikanlı geliyordu. Çocuklar onu sevinçle haykınşa rak karşıladılar. Delikanlı onlann yanaklarını sıktı, saçlarını karıştırdı, annelerinin elini öptü, babalanna eğilip selâm verdi. Sonra, gülümseyerek Aurore'a baktı: • Bu da kim?» diye sordu. Madame Du Plessis içten geltn bir sevgiyle güldü. « Yeni kızımız. Adı Auror». Babası Maurice Dupin, Jacques'ın ordudan eski bir arkadaşıydı.» Çasimir kıkırkıkır gülerek: «Ev. lenınek için ben sizin büyük kızınızı bekliyordum» dedi. «Artık beh lemiyeceğim demek!» l Arkası var) AYSEiLE ALi ISTANBUL 625 Açıhş 6.30 Günaydın 7 00 Köye haberler 7.05 Saz eserleri 7.25 Sabah melo. 7.45 Haberler 8.00 İstanbulda bugün 8.05 Türküler 8.20 Küçük üânlar 8.25 Bu «abah sizinle 8.40 Rıza Ritten şarlilİJf 9ifov**i*n.15o!o • ları 9.15 TürküleT 9 3 0 K.ndın ve ev 9.50 Valsler 10.05 Arkası yarın 10 25 K. haberler 10 30 Ssbah konseri 11.00 Melâhat Parstan şarkılar 11.20 Trafik 11.25 Türküler 11.40 Oda müziği 12.00 Şarkılar 12.20 Orhan Avşar orkestrası 12.35 Küçük ilânlar 12.40 Tülin Yakarçelikten şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Caz albiimleri 13.40 Şarkılar 14.00 Eeitim r»dyo»u 14.45 Nihat Mercanlıdan türküler 15.00 Kapanış. AN K ARA 825 Açılış 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müziği 7.25 Turhan Karabulut ve Saniye Candan türküler 7.4S Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 Sabah konseri 8.25 Her tel İ I konu ve resim: Ayhan Başoğlu 1 bazuk. O\S\A. büsbühj K. İLONA İ Sorunlarımız "9.35 ÇesitH müzik 10.00 Arkası yarın 10.20 K. haberler 10.25 Meral Armağandan şarkılar 10.45 Eğitim radyosu 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12 25 K. ilânlar 12.30 Şarkılar 13 00 Haberler 13.20 Plaklar 13.30 Reklâmlar 14.00 Dans müzigi 14.20 Kutlu Payaslıdan şarkılar 14.40 Türküler 14.55 K. haberler 15.00 Egitim radyosu 16.00 K. ilânlar 16.05 Melodiden melo. 16.35 Sarkılar 16.55 K haberler 17 00 Caz mü16.55 Açıhs 17.00 Yurdun sesi zW 17 20 Trafik 17 25 Türkü 17.25 Çocuklar için 17.40 Ara ler 17.40 Ara miUlgi 17.45 Semüziği 17.45 Seçim konuşnıası çim konusrnası 17.55 K. ilânlar (TIP> 17.55 Küçük ilânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 Ara müzifi 19.50 Seçim 19.40 Ara müziği 19.50 Seçim konusması (CKMPt 20.00 Ara konusması (CKMP) 20.00 Ara mü7iSi 20 05 Seçim konusması müziği 20.05 Seçim konuşnıası fCHP) 20.15 Ara müziği 20.20 ICHP) 20.15 Ara müziği 20 20 Seçim konusması (MP) 20.30 Ara Seçim konusması (MP) 20.30 Ara müziği 20 35 Seçim konusması müziği 20.35 Seçim konuşması 'AP) 20.45 Ara müziği 20.50 (AP) 20.45 Ara müziği 20.50 Seçim konusması (YTP) 21.00 K. Seçim konusması (YTP) 21.00 haberler 21.05 Salı programları K. haberler 21.05 Bir konçerto 21.25 Klasik Türk müziği korosu 2125 Aylâ Büyükatamandan şarkı21.55 Turizm 22.00 Bu aksamın lar 21.45 Gençler için 22.00 plâfı 22.05 T.B M.M. saati Reklâmlar 22.45 Haberler 23.00 22.30 Türküler 22.45 Haberler Radyo senfoni orkestrası 23.30 23.00 Her hafta bir yorumcu 23 45 Lied saati 23.45 Gece müziği Gece yarısına doğru 24.00 Kapa24.00 Kapanı;. nış. İSTANBUL IL RADYOSU 17.55 Açıhş 18.00 İyi akşamlar 18.30 San sololan 19.00 Çeşitli melo. 19.30 Akşam kon. 20.15 Günümüzün melodileri 21.00 Gece konseri 21.45 Hafif müzik 22.00 Caz saati 22.30 Koncertolar 23.00 Hafif müzik 23.30 Dans edelim 24.00 Hafif şarkılar 00 30 Gecenin seslenişi 1.00 Kapanıs. ANKARA tL RADYOSU 17.55 Açılış 18.00 Bir solist, bir tnpluluk 18.30 Bir senfoni 19.00 Julian Cannoöal Adderly beslisi 19.30 Aksam konseri 20.00 Film n.eodiltri 20.30 Çağdaş Fran sız müzikçileri 21.00 Dilek pınarı 22.00 Gece konseri 23 00 Diinyanın dört bucağından 23 30 Gece varısına doğru 24.00 Gece ve müzik 1.00 Kapanıs. *m^~> S » . üafcf müzik ft*5 İS SAÂTLERİ Ff»tnrn S r n d ı o ; ? . Inc . 1965. U'otld n ı K n Madem ki ödüJii kazandm, nasıl harcanacağını düşünmeyi de sana bı rakıyorum. KtMVA YÜKSEK MÜHEXDİSİ VE MAKİNA YÜKSEK MÜIIENDİSİ ALINACAKTIR Fabrikalarımızın tevsiab ve yeni kurulacak tesıslerimiziıı etüt ve tesis işlerinde Umum Müdürlüğümüzde çalışmak üzere bir Kimya Yüksek Mühendisi ve bir Makina Yüksek Mühendisi alınacaktır. Etüt ve tesis işlerinde enaz beş sene çallsmış olmak ve İngilizce. Almanca veya Fransızca dillerinden birini iyi bilmek şarttır İsteklilerin en geç 6 haziran 1966 günü akşamına kadar kısa hal tercümeleriyle biriikte bir dilekçe ile, Gübre Fabrikaları T.A.Ş.'nin Bankalar Caddesi Zafer Han kat 4 Karaköy'deki Umum Müdürlüğüne müracaatlan ilân olunur. Reklâmcıhk 2145/5819 14 Birden ihtiyarın »yaklarına atılarak hıckıra, hıçkıra a|lamaya başladı. Siı benim ruhumo çaldınız büyük Mongo. Mongo eliyle onun başını okşarken tatîı bir scsle tevap verdi. Hayır Tamboura btn senin ruhunu çalmadım. Aksine sana bir ikincisini verdim. Sen yeni bir memlekette yaşarken bu gördüğün Afrika'da kalacak. Çok az insanlar iki ruha »ahip olma mutluluğuna erişebilirler oğlum. Tamboura basını kaldırarak bir kere daha kendini seyretti. Evet ihtiyar haklıvdı. Birinci Tamboura denizlerde dotaşırken ikincisi Afrika'da oturacaktı. Jonathan sessizce onları seyrediyordu. Içinde sarip bir ürperti vardı. Bir şeylerin tükeııdiğini faissedirordu »anKi. Endişeyle tnırıldandı: Şimdilik gidiyorum dayı. Ne hisler »ltında bulundnfunu zu bilmiyorum ama mulln oldu gunz belli. Evet Jonathan. Degerli bir eser meydana fetirm*niıı verdijh" haklı mntlnlngun içindeyim. Bunnn için git simdi. Bn rseri tamamlıvabilmek telâşı biitün benliğimi sarmış dnrnmda. Ama • JalUh'l» «en mrşrn) elnver, Monjro Don (ettrilen yemefi SIVAH ASK ten sonra tekrar işe koynldu. Tamboura'yla biriikte yedikGüaeş ufkun arkasında jittikçe kaybolurken ihtiyar bütün hızıvla retmin son rotöşlerini yapıyor, zenei de onun emrine itaat ederek hiç kımıldamaksızın bekliyordu. Mongo tablocunu dah» iyi seyredebılmrk mak sadıyla son perdeyi açruak için pencereye dojru yürümüştü ki, âni bir çığhkla yere yuvarlanıverdi. Tamboura kımıldamaması emredildiği için bi« bir bareket yapamıyordu. Sadece » nun paletin üzerine düşmüş ve rrngârenk boyalara bulaşmıs yUzünii seyrediyorda. Neden sonra kollarını yavaş, yavaş indirerek Mongo'ya dofrD yürüdii ve önünde diz çökerek yüıiinü krndine çevirdi. tbtiyarın jözleri açıktı. Fakat artık ne Tamboura'yı, ne de muhteşem eserini göremiyecekti. Zenci onun ruhunun çoktan nçup gittiğini anlamıştı. Böylece ne kadar kal dığını bilmiyordu. Birden kapının açılmasıyla kendine geidi. içeriye giren arap nşak efendilinl yerde görünce İıemen koşarak dışarı çıkmıştı. Bir an tonra bir sürfl lnsan od»rı dolinrdı. Jenathan «ıgün bir tavırla dayısını yerden kaldırarak kollarına almıs fötürüyordu. Bu henfâme içiryle kimse Taraboura'yı farketmemişti. Oda boşahnca genç adam tuvalin Sniine geierek resmini sevretmeye başladı. Bu sırada tekrar odaya firen Jonathan onu (arketmişti. «Hautsa* diliyle ko nuşmaya başladı: Gel Tamboura. Seni barakana çötürfyim. Anladın değil ml? Mongo Don öldü. Evet anladım. Ruhu terket ti onu. Belki de bana verdiği ruh kendisininkiydi. Jonathan ağlamaklı bir seıle mırıldandı: Kimbillr, belkl de baklısın! Tuvalin üıtünö ıhliyatla »rttükten sonra Tamboura'yla biriikte odadan çıkan Jonathan elinde olmadan bu rcııclye acıdığını hisse'.ti. 7 Tamboura başına çelenleri ar kadaşlanna birer birer anlatıyordu. Beyaz kadm resimleri, fildişiler, ayagının altına serpileo iiyah Afrika toprağı, hayraa derileıi, faatlercr kımıldamadan dnrnan, Monfo Don'un ona Iklncl blr rub vermesl • « Yazan : KYLE ONSTOTJ Çeviren SELMA Mougo'nun iiliimü. Bu arada ih tiyarın kendisine kövüne dönnoesini veya yanında çalışmasını söylediği halde nasıl reddettifini de anlatmıştı. Bn işe en çok sevinen Sabumba'ydı. Neşeli bir sesle Tamboura'ya fısıldadı: Cok iyl yapmıssm kardeşlm. Şansını bizlerle denemelilin. O jece pek az uyudular. Mon go'nun ölümü dolayısıyla tamtamlar durmadan çalıyordn. Er tesi labah hiç kime onlara yiyecek getirmedi. Ancak ötrleden fonra gelen arap gardiyan esir lere yemek dagıtarak, onları nehre götürmiiş ve yıkanmalarını beklemisti. Üç gün üç geee aynı monoton hayvtları devam etti. Dördüncü çün Jonathan yanında kırmızı sakallı çok lri bir adamla gelerek esirleri (5rdü. Kızıl saçlı adamın yaban eı bir lisanla konuşnrken srsinin vahşi ve kahn tonn hepsini kor kutmnştn. Arap cardivan köleleri bir bizaya gctirdikten sonra yin* aynı muayene başladı. Bu •efer bn korkunç adam onları kontrol «dlyorda. (Arkan v»r) Petro/ Ofisi Genel Müdürlüğünden 1) 2) 3) 4) Ofisüniz ihtiyacı için 15 librelik 600 adet yangın sön" dürme (COF) cihazı satın alınacaktır. Buna ait şartname Ankara'da Petrol Ousi Genel Müdürlüğü Malzeme Şubesinden, İstanbul'da Bolje Müdürlüğünden temin edilebilir. İhaleye iştirak edecek firmalar teklif edecekleri kıymetin % 7,5 nispetinde teminat vereceklerdir. Teklifler en geç 20 temmuz 1966 günü saat 17.30 a kadar Genel Müdürlük Muhaberet ve Arşiv Müdürlüğünde buîunacak şekilde gönderilecektir. (Basm 13504 A. 5917/5824) Ankara Jandarma Satınalma Xomisyonu Başkanlığından Jandarma Muhalız Kita ihtiyacı ıçın aşağıda cinsi, miktan, rnuhammen bedel ve geçici teminatı yazılı 1 kalem 1 sebze ve meyva kapaJı zarl usulü ile satın alınacastır İhalesi 6/6966 pazartesi günü saat 15.3U dadır EvsaJ ve şartnamesi Ankara Jan. Sat. Al. Komisyonunda görülebilir tsteklilerin kanunî şekilde hazırlıyacaklan teklif mektuplannı ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabiii Komisyona vermeleri Postada geciken mektuplar kabul edilmez. Tamamı bir istek'iye ihele edileceği gibi sebzeler :»yrı ve meyvalar ayn isteklilere ihale edilebilir Cinsi Taze kabak Taze Pasulya Patlıcan Taze biber Domates Taze soğan Karpuz Kavun Salatalık fhıyarî Taze Uzüm r.imnn TAMAMI Ankara Lv. A, 2 No. lı Sat. Al. Komisyon Başkanhğından: Kapah zarf usulü île 1.100.000 metre parkalık bez satın alınacaktır. Tahmini bedeli 9.350.000. lira olup geçici temini.tı 294.250 liradır. İhalesi 9/6/1966 perşembe günü saat 11.30 da Komisyonda yapılacaktır. Nümune ve şartnameler her gün öğleden evvel Komisyonda ve Istanbul Lv. Â. de görülebilir Tamamı bir istekliye ihale edilebileceği gibi 250.000 metreden aşağı olmamak üzere partiler halinde ayrı isteklilere de ihale edilebilir. 250.000 metresinin geçici teminatı 77.500^ liradır Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dahilinde hazırlayacakları teklif zarflarmı ihale »aatinden bir saat evvel makbuz mukabilinde Komisyon Baskanlığına vermeleri. Postada geciken mektuplar kabul edilmez.. (552 Basın 13363/5825) Miktarı kilo 4500 4500 3600 2000 6500 1800 3750 3750 3(100 3000 7500 M . bedeli Lira kr. 4500 OU 63<IO 00 360C ()0 2V*> 1*0 7800 00 52r no 2712d Uü 2439 50 281? 50 270TI 00 4200 Ifl 2250 00 Ad G. reminatı Lira fer. 2034 00 14400 00 41520 00 1080 00 3114 00 (Basın: 13089 A 5429/5826)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear