Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 Mayıs 1966 CUMHURÎYET 14 Alayh bir tavırla: «Aurore'cu ğum» dedi, «Louıs ölduğunde içim ağlamıştı, baban ölduğunde de öyle. Ama, ondan sonra hiç; bak, a çıkça söylüyorum sana. Yaşıyor sun, önünde parlak gunler var, nj ye ağlayayım sana'i) Hoppaca bir adımla aynanm önünden döndü «A, yeter artık! «Jules hoş bir arka daştır, daha çok bekletemem ya!» Aurore da annesinin arkasından aşağı indi. Annesi suh bir tavırla el salladı, arabaya atladı. Arabanın arkasına da Madame Dupin'ın ku pası gelmiş durmuştu. Aurore, çe nesini yukan dikmiş, o kapkara gözleri yaştan pırıl pırıl, arabaya ağır ağır bindi. Ninesi: «E, ne haber?» diye sor du. Aurore durgun bir sesle: «Manastıra gitmeye hazırım. dedi. •Aylığı artınca annem pek sevınecek.» Madame Dupin de buna pek sevinmişti. « Ben kendi hesabıma bundan hiç şüphe etmemiştım» dedi. Arabacı atlan kamçıladı. Biraz sonra, Aurore'a gore pek çabuk, ni neyle torunu manastırda başrahibenın odasına bujnar edıyorlardı. Madame Dupın burasını torununa daha dnceden uzun uzun anlatmıştı: Yıldırma Yönetimi sırasında hapisane olarak kullanılmış, kendisi de bu hapisanede yatmış. Şimdi yeniden manastır yapmışlar. Buradaki rahibeler, admdan da anlaşıldığı gibi, hep îngilizmiş: Dames Augustines Anglaises (Augustin Mezhebinden îngiliz Hatunları) derlermiş onlara. Mezhepten ilk ra hibeler geleli yüzelli yılı geçiyormuş, Yüce Koruyucu Oliver Cromwell yurt dışına sürülünce onlar da buraya gelmi^Jer. Oturmus, Başrahibeyi beklerken Madame Dupin: cSen burada mut luluk bulacaksm. dedi. Aurore bunu pek sanmıyordu. An nesiyle mutluluktan yoksun kalmıştı, Nohant'dayken de mutluluğa kavuşamamıştı, burada bulaeağmı nasıl olur da umabilirdi? Yalnız, tuhaf değil mi, odanın sessizhği, manastırın dünyadan elini eteğini Elif hanım ••••••«•••••••»«•«••••••••••• >•••••••••••••••>••* >••*••>•••* •*•>•••..•• ••*•««•••••••••••••••••*•••••••*«••*•••••••••••• «••••••«•«••••••«••••••*•«••••••*• •• • • •• • • • • • • •• « • « « • • • « • • • • • • • « •• •A Aurore az kalsın kahkahayla gülecekti. Bu kadın. rahibeydi falan ama, gene de insandı. Monsieur Abraham'dan başka ancak iki erkek daha girebilir burava: Kilisemizin yöneticileri olan Rahip De Villele ile Rahip De Premord. Sizin ruh sağlığınızla onlar ılçılenecekler » Madame Durjin pek yürekten: • Cok güzel'« dedi. Başrahibe Aurore'un omzunu okşadı. • Burada belki mutlu olamazsın, belki içinden başkaldıracaksm ama. zamanla huzura ka\oışacaksın. Ne var ki derslerıne iyi çalışıyorMutluluk geçicidir, huzur ise ondu, biraz istemiye istemiye de oldan çok daha yüce bir şeydir.» sa. Artık Ingilizceyi hemen hemen Bu sözler Aurore'un içinde tatlı bir ürperti uyandırdı. Huzur! Şu hiç yabancı ağzına kaçmadan konuşuyordu, klavsen gibi harp çalsessiz odadR buna bayagı inanacağı mayı da öğrenmişti, o ufaktefek gelivordu. İçinde gene de bir başkaldırma isteği vardı, bunu çok iyi yaşlı dans öğretmeni de onu en par lak öğrencisi olarak görüyordu. biliyordu ama, öte yandan, kısaca Aurore saşırakalmıstı. Ninesi o«Les Anglaises» denilen bu ma Din kurallarının sıkılığı Auronu hep «Maurice» diye çağırmış, re'u pek tedirgın ediyordu, bu anastırda geçireceği yeni yaşantıya onu sanki erkek çocukmuş gibi yeçıkça belüydi ama, kızcağız bunla kendini bırakıvermek için içi içini tışürmişti. Annesi gibi ninesinin ra kuzu gibi boyun eğiyordu. Yalyiyordu. de bir dedıği bir dediğini tutmunız, and içmemekte ayak diriyorMadame Canning: «Gel» dedi. yordu. Annesi de öyle değil miydi? du. Bir de defteri vardı. oraya ma•Alicia Ana bekliyor. sana yatakBir yandan: «Ben halk kızıyım.» nastır hayatını günü gunüne yazıhaneyi gösterecek.» diye koltukları kabanrken bir yan yor, uydurduğu konular üzerine dan da kızının «hanımefendi» olma Aurore annesi gibi suh bir kahka bir takım serbest vezin şiirler, hisını istiyordu. haısmarladık» dedi kâyeler karalıyordu. Yanında da Madame Canning'in gözlerinde Ninesi, birden bire tasalanmış gi hep bir resim defteri bulunduruyordu, bu alanda da azçok bir isbir ışıltı yanıp söndü. Başını eğdi, bi: «Çiftliği unutma sakın» dedi: tidat gösterdiğini söylüyorlardı. yalnız Aurore'la konuşmaya başlaAurore annesi gibi }ut bir kahka (Arkası var) dı: ha atmaya çalıştı. çekmiş hali daha şimdiden onu yatıştırmış gıbiydi. Aurore içinden bunâ karşı baş kaldırıyordu. Haykırmak, bağırmak istiyor, kendi kendine: «Bu manastır da beni ka padıklan bir başka kafes!» diyordu. Ninesi: «tşte Madame Canning geldi» diye fısıldadı. Başrahibe içeri o kadar usulca girmişti ki Aurore'un haberi bile oîmamıştı. Madame Canning: «Ingilizce bilir misiniz, M'm'selle?» diye sordu. « Hayır, efendim.> « Burada Fransızca konuşulur elbette ama, günün bazı saatleri vardır ki herkes yalnız İngilizce ko nuşmak zorundadır. Doksanla yüz arası öğrencimiz var. Fransız kızla rı sizinle otuz oluyor. Ötekilerin hepsi Ingiltere'den, tskoçya'dan, Irlanda'dan gelme. Zekı bir çocukmuşsunuz, bana öyle söylediler. Ingılizceyi çabuk öğrenirsiniz bence» Aurore, rahibenin yüzünü inceliyordu. Kadının gözleri mavi, yanak lan pembeydi, yuzünde durgun bir hal vardı. Sesi de pek durgundu, insanı sinirlendirecek kadar durgun: sankı Ben ne dersem o olur» der gibi konuşuyordu. Onun da arkasmda. Aurore'unki gibi, fesrengi şayaktan bir elbise vardı. Madame Dupin öksürerek sesıni açtı. « Torunum gorgü derslerini hiç seve seve karşılamamıştır» efendim. Yabani gibi bir şeydir, kımi vakit kaba bir oğlan çocuk gibi davrandığı bile olur. Sıkı bir düzen içine konulması gerekiyor. Kibar, ince bir kız olsun istiyorum.» « Burada tam bir düzen içine konulacaksınız, öyle ki baslangıçta değerini anlayamıyacaksınız. îyi davranırsanız karşılığını görursünüz ama, ölçü içinde. Çok ijd dav ranırsanız, ablalarla, belki benimle de birlikte ikindi çayına oturmak imtiyazını elde edersiniz. Bir lngüizlerin bu ikindi çayını Fransızlar garip bir alıskanlık gibi görürler ama, zamanla zevkini almaya baslarsınız sanınm. Görgü derslerine gelince; dans bu derslerin içinde büyük yer tutar, çünkü öğrencilerimizin çoğu ileride toplum içinde yüksek yerler alacaklardır Dans öğretmenimiz Monsieur Abraham eskiden sizin ölen kıraliçenize görgü dersleri vermiş soylu bir kisidir. Yaşlı ama, gene de usta; sonra, hoş bir adamdır da.» « Çoktan unuttum diyebilirim.» V Madame Dupin o havasız küçük odasmda oturuyordu. Yorgundu, ba şı zonkluyordu ama, bir kere kafasına koymuştu. burada akşama kadar oturmak zorunda bile kalsa torununun uç yıldan beri Les Anglaises manastırmda nasıl davrandığını iyice öğrenecekti. Madame Can ning'den gelen raporlar, kızuı mek tuplan önünde yayılı duruyordu, onların yanında da Aurore'u kışın görmeye gittikten sonra aldığı notlar. Hepsini birer birer bir daha okudu. Açıkça görülüyordu ki Aurore manastırdakı ilk yıluıda rahibelera başkaldırmış, kafa tutmuştu Rahıbeler onu yola getirebileceklerinden umudu kesmışlerdi ama, gene de seviyorlardı. Ona Haşan adım takmışlardı, kimi vakit de, soyadını alaylı bir biçimde Ingilizceye çevirerek, Miss Biraz Ekmek diye çağırıyorlardı. Manastırdakı kızlar arasında ufak bir topluluk vardı, kendilerine Şeytanlar diye ad koy muşlardı, Aurore de bunlann arasına katılmıştı. Sonradan başseytan o oldu. Manastırın damına ürmanmak, bodrumlarda buluşup kea dilerine gizlice ziyafet çekmek, papazlara yapmayı akıllarından bile geçiremiyecekleri «itiraflar» uydurmak gibi bir hınzırlık mı yapılacak, elebaşı hep oydu. ÂYSEiLEALi ISTANBUL 6 23 Açılış 6 30 Gunaydın 7.00 Koye haberler 7 05 Oyun havaları 7 25 Sabah melo. 7 45 Haberler 8 00 Istanbulda btıgun 8.05 Turkuler 8 20 K. ilânlar 8 25 Bu sabah sızınle 8 40 Sabah şarkıları 9 00 Keman sololan 915 Turkuler 9 30 Kadın ve ev 9 45 Muzık kutusu 10 05 Arka=ı y a r m 0 25 K. h a berler 10 30 Solodan soloya 1100 Şarkılar 1120 Trafık 1125 Oyun havaları 11.40 Fransızca şarkılar 12.00 Şarkılar 12.20 Radyo aımoni mıuikası 12 35 K. İlânlar 12 40 Sarkılar 13 00 Haberler 13.20 Bu hafta neler dınllyeceksinuiz? 13.30 Rek lâmlar 15.00 K. haberler 15 05 Karışık sololar 15.45 Vahşl kediler dans ork. 16.00 Turkuler 16.20 Cumartesi kon. 17 00 Kadınlar fasıl topluluğu 17 25 Çocuklaı için 17 40 K. haberlcr 17 50 Reklâmlar 19.00 Haberler 19 40 K. ilânlar 19 45 Türküler 20 00 Piyanist Y. Nat 20 30 Her hafta bir ozan 20 40 Rahmi Sonmezocaktan şarkılar 21 00 K h a berler 2105 Slzin için seçtıklerımiz 2135 Fıkır ve sanat olaylarından y a n k ı l a r 22 00 Reklânılar 22 45 Haberler 23 00 Gençlerle beraber 23 30 Cumartesi kulubu 24 00 Kapanış. İSTAVBUL IL RADYOSU 14.55 Açıhş 15 00 Tatil başlıyor 15 30 Gençler için 16 00 Cumartesi kon. 17 00 Çay saati 17 30 Kuçuk kon 18 00 Dans edelim 18 30 Konçerto saati 19 00 Çeşitli melo. 19 30 Akşam kon. 20.15 Sızın seçtikleriniz 2100 Ünlü ses sanatçıları 2130 Hafıf müzik 22 00 Gece kon. 22 30 Caz saati 23 00 Sizm ıçın 23 30 Dansa davet 24 00 Sevilen melo. 00 30 Gecenin seslenışi 1 00 Kapanış. ANKAR A 7 00 Koye haberler 7.0S Sabah muziği 7.25 Aylâ Gürselden çar kılar 7 45 Haberler 8 00 Ankarada bugun 8 10 Sabah konseri 8 25 Her telden 9 00 Hafif müzik 9 15 Sorunlarımız 9 35 Çesitll muz 10 00 Arkası yarın 10 20 K. haberler 10 25 Ahmet Sezginden turküler 10 40 Necdet Tokatlıoğludan çarkılar 1100 Posta kutusu 11.15 Dan» müziği 11 30 Turkuler 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12 25 K. ilan lar *, berlqE l î ajk ^ K a d ı n l a r top. " 13 50 Kayıp mektupları 13.55 Caz muzıği 1415 Reklâmlar 1515 Çocuk bahçesi 15.30 K. haberler 15 35 Nermln Demirçaydan şark ı l a r 15 55 Gençllk saati 16 10 Dılek kutusu 17.00 Çocuk saati 17 40 Radyo çocuk korosu 17.55 K. ılânlar 18 00 Reklâmlar 19 00 Haberler 19 40 K. ilânlar 19 45 Uykudan önce 19 50 T u r han Toperden şarkılar 20.10 K a nat G u r ve arkadaşlarl 20 25 K. ilânlar 20 30 Özel program 21 00 K haberler 21.05 Bir «anatçı çagırdık 2135 Esref SefikMn sohbeti 2145 Y. sesler kadınlar top 22 05 Bale çağrı 22 25 Altı ses altı şarkı 22 45 Haberler 23 00 Gece k o n 23.45 Gece yarısır.a doğru 24.00 Kapanış. konu ve resim: Ayhan Başoglu E i İLONA İS SAATLERİ ANKARA İL RADTOSl) 14 55 Açılıj 15.00 Bale müz. 15 45 Dansa çağrı 17.00 Cumartesi kon 18 00 Bir solist. bir top. 18 30 Senfonık kon. 19 30 Haftanın top. 20.00 Müzlksevcrlerle başbaşa 21.00 Haftanın plakları 22 00 Caz topluluğu 22 30 Gece kon. 23 00 Dıskoteğimızden seçmeler 24 00 Gece ve rnuzık 100 Kapanış. <S Kıntı Feıture. Syndıot». Int. H6t. Yeni şubemiz uzak bir bölgede açıldığı için eşleri, aileleri götürmek imkânı olmıyacak. Bu şarta razı olan gönüllü var mı içinizde? Klima Tesisatı Yaptırılacaktır (Siimerbank Genel Miidürliiğiinden) 1 Adıyaman ve Karaman Tekstil Fabrikalan klima tesisatı (Birim fiatlar, müteahhit tarafından teklif edilmek esası üzerinden) ayn ajrn eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 Eksiltmeye iştirak edecek müteahhitlerin, bir mukavelede (Tenzilâttan sonra) katî hesap bedeli 1.000.000, TL. olan bir klima tesisatı işini veya 1.500000. TL. olan bir kalorifer tesisatı işini müteahhit olarak yaptığma ve katî kabulünü yaptırdığına dair veeika ibraz etmesî şartür. 3 Bir fabrikaya ait eksiltmenin muvakkat teminat miktarı 150.000. TL. dır. 4 Eksiltme evrakı 100, TL. karsıhğmda Sümerbank Ankara Şubesinden veya (Karaköydeki) Sümerbanit İstanbul Şubesinden temin olunabilir. 5 Teklil zarflarrnın, en eeç 30 mayıs 1966 pazartesi günü saat 17 ye kadar Sümerbank Genel Mudürlügü Muhaberat Servisine gelmiş olması lâzımdır. 6 Genel Müdürlük, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğıne yapmakta serbesttir. (Basm 12862 A. 5290/5379) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve Hidrograü Dairesi Başkanlığından Bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 37 SAYIL1 BİLDİRI 24 Uâ 26 mayıa 1966 tarihlerinde 09.00 ile 24.00 saatleri arasında aşağıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu «atiamn 12.500 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeü bakımından tehlikelidir. DOĞU AKDENİZ İSKENDERUN KÖRFEZİ AÇIKLARI 1 nci nokta : E. 5916 No. lu Akıncı fenerinden 269 derece ve 11.5 mil mesafedeki enlemi 36 derece 19 dakika Kuzey, boylamı 35 derece 32 dakika Doğu olan nokta. 2 nci nokta : Enlemi 36 derece 04 dakika Kuzey Boylamı 35 derece 32 dakika Doğu 3 ncü nokta : Enlemi 36 derece 04 dakika Kuzey Boylamı 35 derece 08 dakika Doğu 4 ncü nokta : Enlemi 36 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 35 derece 08 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın 12550/5380) Bu yarı hayal dünyasında Tamboura sadece kuvvetll kırmızı beyaz ışınlar görmekteydi. ve birdeu etraf yine kararıverdi. Tamboura tekrar kendine geldiği zaman iyice ayılmıştı. Bu suretle ellerinden ve ayaklarmdan sımsıkı iplerle yavaş yavaş yürüyen bir duğu yüzünden belli oluyordu. Di atın üzerüıe bağlı olduğunu anlı ğer çocaklardan farklı olarak kiyordu. Üstünde bambularla tuttu ral ve asalet işaretleriyle vücudü rubnuş kırmızı be>az çizgili ko süslenen Tamboura işi bitince raaştan bir tente vardı. Güneşüı Kanili'ye veda ederek ağabeyinin kuvvetli ışmları altında kıunaş pı yanına gitmişti. Zarassa ile Bann l pırıl yanıyordu. Bu gibi tente su'nun fevkalâde yakınlık gösleri birçok esir kervanlarında gör terileri, Mandouma'mn şefkatle düğünü hatırladı. Denıek şimdi başını okşaması Tamboura için böyle bir kervanda bulunuyordu. alışılmamış yabancılıldardı. AğaFakat bunun sebebi neydi? Tam beyi bir ara bir bardak bira dolboura baelarını biraz olsun gevdurarak fcardeşine yaklasmış ve şetebilmck icin çabaladıysa da ipbardağı onun eline verdikten son ler etine daha fazla gömülünce ra düsünceli bir tavırla şunları bundan vazgeçti. Yüzüne ve vüsöylemlsti. cuduna sürülmuş boyaların terle Afrikalı ber avcı önüne çıkan aktığını gbren zenci derhal geceki merasimi hatırlamıştı. Asıl acı engellerden yılmaz ve karşılaştıduyması lâzım gelen vcrinden hiç ğı büfün zorlufclan başanyla atbir şey hissetmiyordu. Başını mum latır. Üstelik sen asil bir soya kün olduğu kadar kaldırıp siin mensupsun. Hayatta daima cesur net uzvuna şöyle bir bakınca me ve azametli olrnan lâzımdır. Hiç seleyi anladı. SUnnet edilmemişti! bir rstırap karsısmda gerilemeDün aksam üstü olanlar bir filim men ve metanetini kaybetmemen şeridi gibi pozıinün bnünden geç gerekir. mive basladı. Bundan sonra Tamboura elinMerasim hazırlıklarını tamam deki bardağı bir dikişte bitirerek lamak üzere Kanili'nin çadırma bafinı yaşını temsil eden direğe gittiğinde ihtiyar, kendisi gibi re> dayamıştı. En son hatırladıği şey şit olacak diğer çocukları boya duvards asılı feyik başını seyrettiğiydi. Ondan sonra her şey kamakla meşguldü. Tamboura'nın avlanma hikâve lın bir sis tabakasiyle örtülüver•ini dinlerken gurur ve «evinç duy miati. Şimdi iae ı»tıt erkekli|ini 4 I SIYAH ASK Yazan : KYLE ONSTOTJ SELMA L ispat edememiş bir çocuk olarak bediyordu. Tamboura birden atın bir esir kervanında bulunnyordn. durduğunu hissetti. Kulağma alıVakit öğleye yaklaşmış olmalıy şık olmadığı fakat az çok aniadıdı ki tentenin altındaki sıcaklık ğı tarzda konnşmalar getiyordu. dayanümaz derecede artmıştı. Sı Birden siyah ve uzun tırnaklı bir caklık, ıstırap. Üstelik iplerin kes elin tentenin içinde kayarak ewetiği yerlerdeki kan kokusuna ko lâ ellerini, sonra da ayaklannı şan bir sürü sinek vücudüne ya tuttuğunn gördü. Bir kaç saniye pışmıştı. Tamboura bir ara çılsonra bağlardan loırtulmuştu. Bu dıracağım zannederek bağırma sırada tentenin bir ucu kalkarak mak için dudaklanru kanatırcası alnına kadar beyaz bir örtüylc örtülmüş simsiyah bir yuz görün na ısırdı. «Cesur bir avcı en büyük ıstırap dü. İri, vahşi gözlerle Tamboura' yı süzen orta boylu bir araptı bu. lara dayanmasını bilmelidir.» Hiç konnşmadan attan inmesi IAğabeyinin bu son sözlerini ha çin ona yardım ediyordu. Czun tırbyan Taamboura bir şeyler his zamandır bağb kalmaktan dolayı seder gibi oluyordu. Bu işte muvücudu hissizleşmiş olan Tambouhakkak Mandouma veya Zarassa1ra yere basar basmaz toprağa yunın parmağı vardı. Sünnet olmavarlandı. Toprak! Birdenbire Kasını engellemek için bu sefer de bu hileyi düşünmüşlerdi . Ve nili'nin kendisine Sğrettiği sırlarşimdi o köyü için lânetlenmis bi dan birini hatırlamıştı. Cğer bir ri sayılacaktı. Zira merasimde yok dakika kadar yerde sırtüstü yayeniden luğu sünnetten kortrup kaçtıfi sek tacak olnrsa kuvvetini linde yorumlanacağı için kanun toplıyacağım biliyordu. Dikkatle lanna göre böyleleri vatansız ad onu seyreden arap elinde tuttudedilip afaroz edilirlerdi. Saatler ğu değneğin ucnyla Tamboura'nın geçtikçe Tamboura ıstırap, susuz göğsfine dokunarak kalm bir ses luk ve sıcsklıkla mücadele ede le oradan balkıp kendini konırek kâbuslu düşünceler içinde â maya veya kaçmaya kalkışma. A ma Jallah'a haber verip gelecedeta boguluyordu. tim, dedl. (Arkası var) Güneş uunnı yavaf 7*^*9 istanbul Tıp Fakultesi Dekanlığından 1 (39.430.) lira ( ) kurua keşıi bedeiiı Cerrahpaşa Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Kliniği, röntgen odaları, elektrik ve sıhhl tesisat işi kapalı zarf eksiltmesiyle ihale olunacaktır. ' İhale 23/5/1966 tarihine tesadüf eden pazartesi günü saat 11 de Tıp Fakultesi Merkez binasında toplanacak olan AJEIP. Komisyonda yapılacaktır. Geçid teminat akçesi (2.957) lira (25) kuruştur. 1 Bu ife ait kesif, şartname ve diğer evrak Üniversite tnsaat Kontro! Bürosunda görülebilir. , Eksiltmeye gireceklerin ihale günunden üç gün evveUne kadar Üniversite tnşaat Kontro) Bürosuna müracaatla ehliyet belgelerlni almalan ve 1966 yılı Ticaret Odası belgeleri ile birlikte kanunun taritato daıresinde hazırlayacaklan teklif m?ktuplarını ıhale gunü saat 10 a kadar AJ3.P Komisyon Başk^nlığıra vermeleri lazrmdır (Basin 1228C. 5373) Kayseri As. Saf. Al. Kont. Bşk. lığından: Aşağıda bir kalem üıtiyacın kapalı zarfla üıalesl 8054969 pazartesi günü saat 11 de Komisyonumuzda yapüacalrtır Evsaf ve şartnamesi Komisyonumuzda ve Ankara tstanbul Levazım Âmırliklennde görülebilır Teklif melrtuplan aynı gün saat 10 a kadar Komisyonumuza teslim edilmelidir. Postadakl gecikmeler muteber değildir. Cinsi Mlktan kilo Tabanlık kanat kösele 30000 Kom. Muhammeni r Hyatı Ura Lira kr. 16 Geçid teminatı Ura kr. 480000 22950 (307 Basm 11921/5374)