01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tKt CÜMHURn'ET 11 Temmuz 1965 •••••••••••••••••••*• AYDIN Cevdet KUDRET eçenlerde Sokrates'm Savunması'nı şöyle blr karıstırıyordum. Eflâtnn'un bn guzel eserindeıı alacaspmız ne çok ders var. Sokrates, bnndan 23t>4 vıl oııce, devletin tanrılarını inkâr etmek ve nıemleketin gençlerini yanlıs yollara sürüklemekle suçlanarak ölüme mahkum edilmiş. Oysa Sokrates. sokakta, çarsıda, pazarda, özel toplantılarda. hcr yerde. her çesit halka, toplum içinde gelenek halinde sürüp gelen görenekler, inançlar, önvarçılar üzerine birtakım sorular sornyor, bn konularda kendilerini bilgili sananların bilçisizliklcrini orlaya çıkarıyor, çelişmeleri gösteriyor, akıl temeline dayanmıyan her seyi çürütüyor, o güne degin alısılagelmi; her şeyi yeni baştan düsünmeee ve dosruyu akıl volııyla bulmafa zorluyordu herkesi. Eğemenliklerini ve çıkarlannı halkın bilgisizliği ve kör alışkanlığı üzerine kuranlarsa, ahlâkın ve inançların «aklî» kavnaklarını bulmaga çalısan v e her seyi akıl temeli üzerine kurmağa uğraşan Sokrates'in bn tutumundan tedirîin oluyor, onu, ahlâkı ve dini inkâr etmekle mıcluvorlardı. Sokratcs'i yarçılamakla jörevli 281 kisilik jürinin verdiii ö!üm kararı açıklandıgı zaman, filozof. en küç/k bir sarsıntı bile jeçirmemis. büyük bir vüreklilikle, öteki dünyaya jitmekten korkmadı&ını bildirmis \e hepsini yerin dibine sokan bir ala\la: «Orada, hic süphesiz, sormak yüzünden ölüme mahkum edilmek tehlikesl yoktur.» demistir. Aşırı akıllılar! OOGAN NADI Soğuk duştan hamama S dan beri alınrazısı budur. Bütün ömrnnü Abdülhamit ve onnn zorbalariyle savaş etmekle geçiren çair Eşref, bir yergisinde şöyle der: Haps ile, neyf lile, işkence ile ömrü geçer, Içte Türkiyye'de şair olanın hâli budur. Sadece sair mi? Ikinci dizeyi (mısraı) biraı değiştirerek, cîste Tjrkıyye'de aydın olanın hâlı budur» demek daha doğrn olnr. ve çe gi ve II. Mahmnt devrinin en uvanık devlet adamı şairi Keçecizade tzzet Molla, «avazı biraz betrıktıfı», yani devlet ileri gelenlerini eleştirdiiçin, önce Keşan'a, sonra da Sivas'a iürülmüs orada öldürülmüştür (1829). Bizden paso Uygun mu, değil mi? ilâcı zorilletler Yine yoya kalacağız Hangisine şaşmalı Bir aşırmaca Soğuk duştan hamama sarı?) boyadılar. Güya. dolmuşlar polis bu emri yerine getirmiyeoralardan başka yerlerde yolcu cekmiş. almıyacaklardı. Biz o zaman da Biraz karışık bir işe benziyor. yazmıştık. Tabii sökmedi. İmamBir defa kanunlan (hele bizimkilar bildiklerini okudular. Hâli da leri!) herkes aynı şekilde anlaokuvorlar. maz, veya, aynj şekilde tefsir etnıez. Öylc olsa, avukatlara hiç lüon.siyasi kapışmaların en gtt zum kalmazdı. O halde, bu mekanizmanın sagzel tahlüini bizim Burhan Felam işlemesi için, ber polisin yalek yaptı: Hamama giren terler, nında bir avukat bulundurmak idiyor. Doğru ama, üstad, nasıl.sa, cap edecek, ki polis bir cmir albir noktayı unutmuş: Biz bem dığı zaman kanuna uygun mu, dehamama girmek, hem de terleğil mi, ona sorsun. meden çıkmak istiyoruz. Asıl ış Bu da. göründüğü kadar, kolay burada. Gerçi, şimdiki hamamdeğil. Çiinkü kanunlan gözden gelarda pek terlenmiyor. İyi ısıtmıçirecek, o hususta, evvelden veyorlar. Bütün diğerleri gibi, bu rilmis mahkeme kararlarını, temda, bir ekonomik mesele olacak. Şimdi, boya yerine san ışık koyiz içtihatlarını filân arayıp bulaFakat biziro bahsettiğimiz hamam, nunca, yine olmıyacak. Ha boya, cak, tetkik edecek. poiitika. daha doğrusu, deraokraha ışık, ne farkı var bunun? DeBu arada da, pek muhtemel osi hamamı. İşte oraya çirip de nenmiş ve tutmamış şeyleri teklarak, emrin verilmesini gerekti(nereden de girdik, Yarabbi?) terrar tekrar denemekten bir çeşit ren konu ortadan kaybolacak. Yalememek olmaz. zevk alanlar var galiba. ni, kanuna uysa da uymasa da, zaIlerliyen trafik çalışmalannın ten emrin yerine getirilmesi imbaşka noktalarını bilmiyoruz. kânı kalnuyacak. Ama hepsi buna benziyorsa yanBunun, çok daha, kesürmesi podığımızın resmidir. lise kanunsuz emir verdirmemeyi temin etmek değil midir? Ne diye, sol kulağını sağ eli başının üstünden geçirerek gösteren Mehmedin durumuna düşüyonız? *** I I mumiyetle gıda maddeleri fi^ ^ yatlarından, bilhassa sebze ve meyvaların, pahalılığından şikâyetler yine ayyuka yukseliyor. Bu, galiba, Türkiye Türkiye olalıberi ı^l oskova'dan gelen bir haberböyledir. Kimse önüne geçemez. *' den öğrenildiğine göre, RusYerine gıdersiniz, bir lira iki ya'da işsizlik son senelerde almış lira. Şehre gidersinız, on bir lirajoırümüş ve her gün halli daha on iki lira. Mustahsilin elinden çızorlaşan bir mesele haline gelmış. kıp, mahalle bakkalına veya maBunu bir Rus sosyologu yazıyor. navına gelene kadar, ışe burnunu Kopye etmeğe çalıştığınuz büDoğrusu, Rusjadan her türlu tün Batı dünyası terliyor. İngilhaber beklemrdı ama, neme lâ sokmıyan yok ki... Bir sürü aterede Işçi Partisi. Amerikada zım, böylesi beklenmezdi. İş ve dam. Johnson, Fransada De Gaulle boTüccar, büyük toptancı, orta ışci cennetınde işsizlik olur mu? yuna ter döküp duruyorlar. Çüntoptancı, yarı toptancı yarı peraHayalimizdeki cennete gıdıp de kü bir defa girmişler hamama. kendeci, küçük perakendeci, dahurisiz kalmak gibi bir şey. Terliyeceklerini bile bile girmisha küçük (mahallede dolaşanlar) Boylece, bir defa daha, meydaler. Onun icin de terden sikâyetperakendeci, istediğiniz kadar sana çıkıyor kı, sıyasi rejimlerın leri yok. yın. rengi ne olursa olsun toplumları, Bir kilo pirincin, veya, bir kilo Biz «nasıl olsa bir kolayını buher yerde görulen dertlerden sıarmudun, şeftalinin başına bu kalur, terlemeden çıkarız» zannivie yırmak mümkun olamıyor. dar adam üşüşünce, her biri üçer girmişiz. Şimdi. terleme faslı gebeşer ılâve ettigine göre liyatlar linre, apışıp kalmamız bundan. da, tabii böyle olacak. Hepimiz, birbirimize «beni neve Bunun çaresi yok mu? Olmaz oterletiyorsunuz?» diye basıyoraz lur mu, elbette var. Bütün dünya küfürü. (Hattâ nımruğu ve sobulmuş. Hususi kooperatiflerle payı da.) bulmuş, devlet kooperatifleri, devAma, çare yok. Tez elden terlet mağazalariyle bulmuş, devlet lemeye alısmalı. Hcm. ter de, ivi kontrojuyla bulmuş. Hattft^ imkân,, şeydir. derler. Vücuttan toksinler, nisbetîhde'. müstahsille müstehîîkl zehirler çıkarmış. Yani bir nevi doğrndan doğruya karşı karşrya deşarj olurmus rnsan. getırmek yoluyla bulmuş. *** Bizde şaşılacak şey, fiyatların Meselâ nufus artmasının ortaya yükseklıği değil, bu ışlerle kimseçıkardığı zorluklar Kızıl Çinde de ciklerin meşgul olmaya tenezvar, kızıl olmıyan Çinde de Onun zül (!) etmediğidir. gibi, demek, komünist Rusyada p u «Nuh'un gemisınl araraak» *** da işsizlik baş beiâsı. Kapitalıst " da bir nevı sadızm oldu. YiAmerikada da öyle. ne bır Amerıkah çıkageldı. Hera Bunlar, bıraz da. mevsimlerin bu zat senelerce bu işle uğraşziraate tesirlerıne benziyor. İstemış. Hattâ turlu kazalara, belâladığın kadar rej;m deîışur. mubaQ ir baba çocuğuna sayılan ve ra da uğramış. Ama «bu sefer rek bir kurak gitti mi, bnune gemutlaka bulacağım» dıyor. " toplama yapmayı öğretmeye çilemiyor. çalışıyor. Neye «bu sefer mutlaka'i pek *** Bak. oğlum, şimdi dikkat et. anhyamadım. Rüya mı gördü? FaSendc 5 tane portakal var. Ben 4 la mı baktırdı? Her ne yaptıysa tane daha veriyorum. Kaç portabu seJer illâ bulacak. Malüm olkalın olur? muş adama. Bilmem. Nuh'un gerr.ısi hasretzedelerinin yanısıra bızım de defıne arayıcılarımız var. Mevsimi oldugu içm jine memleketın şurasını buI I iç haberimiz ynktu. Mejer rasını kazmaya başladılar. *^ Istanbulda trafiğin tıkanmasını önlemek için çalışmalar yapılıyormuş. Hattâ, bir gazetede olnıduğuma göre, bu çalışmalar bir hayli ilerlemiş bile. Ama. bakın nasıl ilerlemiş: Dolmuşların rastgele yerde durup Neden bilmiyeceksin. Bak, müşteri almamaları için belli yersay bakahm. lere sarı ışıklar konacakmıs. Yani Sayamam. sarı ışık olmıyan yerde arabalar Canım ne var bunda sayanudurmıyacak. Bunların bir ılgı çekicisi Izmiryacak? Yeni bir şey değU. Bunun biraz de. B:r vatandaş, İzmirden kaçış Sayamam, çünkü. okulda, bibaska türlüsü daha e\vel yapıldı. lan sırasında. Rumlarm gömdüze elmalarla öğretiyorlar. Bazı yerlerde kaldınmiann keğü defıneyi aramak İçin müsaade (France Soir) narlaruu ganya (neden de hep almış. Bir defa, eğer Rumlar define, gömdülerse, sonradan, lşler düzelince gelir, kendüeri, tam elleriyle koymuş gibi, bulur ve alırlardı. O zamana kadar hepsinin ölZaafiyet halleri, vitamin noksanlıkları ve tedavileduğünü farzedelim. Peki, çolulclarına çocuklarına bu definenin , rinde Morruoxynate de Calcium f Muhteüf vita adresini bırakmazlar mıydı? Uzun lâfın kısası, Nuh'un gemlminler ( A.D.BuBfcBi/Bu/PP.C vifaminleri ve Pantotesıni arıyan yabancıların oldugu gibi, bizim yerli define arayıcılanat de Calcium ihtiva eden rınm da bir sey bulacaklarına benim pek ümidim yok. Yine kendileri bilirler. *** ; ( Polymedlc S.r.l. • Romo ) S Sokrat ve Türkiye N emleketimizde ikide bir patlak veren bazı ola\ lar, ha'kın aydınlanmasını, ö|renmesini, düsünmesini kendi çıkarlarına aykırı çören kisilcrin, ya da toplulukların tutumnnda o günden bu yana herhami bir dceişiklik olmadığını gösteriyor. Düsüncclcri yüzünden mahkum edilenlerin adını bildigimiz en eski kahramanlarıııdan biri olan Sokrates"e karşı iki bin su kadar yıl önce yöneltilen suclamaların Türkiye'de 20. yüzyılın ikinci vansında lâiklik, devrimcilik, akılcılık, sosyal adalet v.b. şribi kav ramları savnnanlar için aynı gerekçeler, hattâ aynı sözlerle tekrarlandıgını eördükce sasıvor insan. Ya Sokrates'ten 13 (ya da 16) vıl önce baska bir filozofun gelenek, ahlâk. din \e kanun kavramları üzerinde düşünmege kalkısan Protazoras'ın eserlerinin Atina'da pazar meydanında rcsmi emirle yakılması ile, bugün Türkiye'de kimi vayınların yasaklanması, toplatılması, yok edilmesi arasındaki benzerlije ne demeli?... Simdi adını hatırlıyamadıgım Batılı bir düsünürün dedKi çibi. «tnsaıılık hakları saldırıya ugradıgı zanun, ilk kurbaniarı \erenlrr hcp avdınlar olmuştur». İki bin şu kadar yılı bir yana hırakıp daha yakınlara çelelim. tste insanlık tarihindeki büvük bir devrimin hazırlayıcılan: Yoltaire ile Rousscau. Bu iki büyük düsünür, av köpekleri bnünde nefes nefese kosan geyikler çibî, vıllar vılı oradan oraya kaçmadılar mı?... Her zorba yönetimin katlanamadığı tek varlık. çören, anlıyan, düsünen kişilerdir. tlkasızda onlar «temizlenmese» kalkısılır. Avrnpa'da hunıııı örnekleri çoktur. Biz onlan bırakıp da kendi memleketimize gelelim.. Abdülâziz devrinde Namık Kemal, Ziya Paşa ve arkadaşlarının, Abdülhamit devrinde Jön Türkler'in ynrt dışına kaçmak zorunda kalıslarının nedenleri üzerinde durmak gerekir. Bunlar niçin hapsedilmek. sürülmek, ya da öldürülmek isteniyordn? Hepsinin gazeteleri, dergileri, kitapları niçin yasak ediliyor, kapatılıyor, toplatılıyor. yakılıyordu? O günlerde bir kimsenin üzerinde bulnndurması bile afır suç sayılan o yayınları bugün okuduğnmuz zaman çörüyoruz ki, hepsinin istediği sey me|er özgürlük, eşitlik ve adaIetmis; bastakilerin keyfine bağlı olan baskıh yönetime son verilip Millet Meclisi'nin kırrulmasını, böylece, devlet yönetiminde nlusnn söz sahibi olmasını; yurttaslara vicdan, yazı, söz ve toplanma özgürlüğü tanınmasım, halkın sırtından geçinmenin ve devlet hazinesini yağma etmenin önüne geçilmesini; halkın hayat şartlarının yükseltilmcsini; yabancı devletlerin iktisadi ve siyasî boyundurujundan kurtuima yollarına başvnrolmasını diliyorlarmıs. Sanatçılar siir, roman ve oyunlarında. yaıarlar makalelerinde yurt ve nlus sevgisini işlivorlarmıs. O çünlerin iktidar mevkiinde bnlnnanlara gbre ise, bn yayınlar «evrakı muzirre» (zararlı kâfıtlar) sayılmıstır. Abdülhamit'i indirip 1908 Meşrntiyetini kuran Ittihat ve Terakki devrinde de değişen bir sey yoktu. Eskiden kanunsuz yapılan isler şimdi kanunların arka sokaklarında gizlenilerek yapıtıyor \e Tevfik Fikret'in deyişiyle. «kannn diye, kanun dive kanun tepeleniyor»; Bu tntnma karsı direnen yolsuzluklan yazmak cesaretini gösteren sazetecilerse sokak ortalarında vurduruluvordn. Genç yasta öldürülen Ahmet Samim ile Hasaıı Fehmi, yurtsever. ülkücü, namnslu kisilerdi. (D. P. devrinde sokakta basına sopavia vıırulan taıetecivi burada hatırlamak gerekir). Abdülhamif in baskılı yönetimine karşı daça çıkanlar. yurt yönetimini ele gecirdikten sonra. şehir içinde de âsi kannnlarını yürütmekte idüer... Hangisine şaşmaıı lıâcı zor ılietler Kötü şeydir sapıtmak Bazan insan aklını bir kelimeye taktlVe ağzı kbpüre kopüre gider. Meselâ: Eveleme de\eleme Devekuşu kovalama . Şimdi bazı politikacılar bbyle bir iki kelimeye taktırdılar akıllarını Ağtzları kopure kbpüre konuiujorlar. Durumun çok ciddi olduğunu gösteren belirtiler var ortada . A.P. li Bakanlarla Eazetecilerin dunku konuşmalarıııı oldugu gibi alıyorum... Gazetede okuduğunuz şu konuşmalara bakıp huknıünüztı \erin: Aşırı sağ ve s<jl cereyanlar gorüşüldü. Aşırı cerejanlar hakkında ne varsa hepsini görüştük. Aşırı sağa mı, yoksa aşırı sola mı öncelik \ erilecektir? Öncelik aşırı solda olacaktır. Hanci aşırı cereyan daha tehlikelidir? Bütün aşırı cere>aıılar bizim için tehlikelidir. Hukumetin aşırı cereyanlardan anladığı nedir? Kanunlann hima>esinde olmayan corevanlar aşırıdır. Aşırı cerevanlar konusunda ne gibi tedbirler duşüııulmektedir? Açıklı>amam. Aşırı cereyanlarla mücadelede iki yol \aıdır. (...) Siz hangi yola gideceksiniz? İki yola da müjtereken gidecoğiz. En çok hangi cereyana karşısmız? Aşırı olan herşe>e, aşırının sağına da «oluna da kariıyız. Aşırı cereyanlan bir terazije benzetsek hukumct hangi kefenin ağır bastığı kanısındadır? Bizim terazimir vok. Herlıangi bir tedbiıi acıklı>abilir misiniz? Acıklama >apamam. Akşamki toplantıdan heılıanjri bir sürpriz karar çıkahilir mi? Beni koııuşturmak i.sti\orsunuz. Ama hitbir şey so;\li}emem. Hitbir şey soyliyemem dive bunu yanlış jorumlama.vınız. Aşın sağ ve aşırı sol cereyanlar hangi volla yajılıvor \e tezahür ediyor? Hükümet bunu tespit etmij midir? Bilemem. Bu cereyanların kökii dışnrıda mıdır? Bir şey so\ liycnıem. • Sabah akşam gıiııde üç öğün aşırı cercvanlardan söz acan politikacılar nıuratlarına crdiler. Gazetecileılp Bakanlar arasında gecen bu konuşmanın akıllı bir koııuşma olduğuııu so> li> cbilnıck zordur. Bu. olsa olsa aşırı akıllı bir konuşnıa. tnsaıı okudu mu: Politikacılarımıza tezelden âcil jifalar.. dilemek geliyoı lçinden Aşırı volsuzlukların. aşırı hırsızlıkların. aşırı kazançların, aşırı adaletsizliklerin, aşırı kârların, aşın avantaların. aşırı faizlerin, aşırı haksızlıkların. aşın cehaletin. aşırı okulsuzluğun aşırı susuzluğun, S aşırı ağalığın, aşırı tefeciliğin, aşırı riışvetin. aşırı nüfus artışının, aşın erozvonun, aşırı teca\ iızlerin. aşırı soygunlarn aşırı ahlâksızlığın, aşırı işsizliğin, aşırı setaletin aşırı fakirliğin aşırı zenginliğin, aşırı geriliğin, aşırı taassubun ortalık yerinde oturup: Aşırı cereyanlar,» diye sa>ıklıvnıı bu politikacılara Allah akıllar versin. Her saat başı koltuklarında Aşırı cereyanlar. aşırı fikirler, ajırı akımlar. aşırı, aşırı, aşın» derken şaşırıverdikleri ortaya çıkıyor hazretlerin Memleket. halkın hakkını aşıraıılarla koltuğa oturup şaşıranların elinde kalmıştır. Hiçbir zaman bu kadar aşırı biçimde gozler onu ne scrilmedivdi bu gerçek... nr... •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••aıalIIaBaaBa Atatürk devri ... ve sonrası ürk aydını yalnız Atatürk de\rinde soluk alabilmiştir. O kadar ki, Kurluluş Savası'na karsı tstanbul hükiimeti \aranna çalıştıkları için «Tüz ellilikler» listesine sokularak Türkiye'den çıkarılan bir yazarla bir şairin sözde yasak edilen yazıları ve siirleri dahi, Cumhuriyetin kurnlusundan hemen üç yıl sonra, 1925 te, «Güzel Tazılar» adlı okuma kitabına imzasız olarak alınmı.s. oknllarda okntnlmns; bnnların yazar ve sairlerinin kim olduklarını bilmez görünerek ve bıyık altından çülerek soran «muzip» öjrencilerin merakını öğretmenler pönül rahatlıgıyle giderebilmişlerdir. Î AKBANK KOÇARLI ŞUBESİ HİZMETİNİZDEDİR • Bu şubede lıesap açtıranlara Düşüncenin kel kâhyaları Bizden paso U nlü hir düsünür oldııru kadar hir evlem adamı da olan Simavna Kadısı ofclu Seyh Bedrettin'i saymazsak, Osmanlı devletinde düşüncelerinden ötiirü kovusturmava uğrıyan ilk önemli bilsin Molla Lutfi'dir. Fatih'in kitaplık memurn olan \e patavatsızhğından dolayı halk araMiıda «Dcli Lutfi» diye anılan bu matcmatik ve astronomi bilşiııi. aklî bilimlere önem veriyor. hfr fırsatta kendi cağının bilim adamlannı eleştiriyor, \e daha tehlikelisi, sakacı mizacımn dürtüleriııe kapılarak, onları ikide bir iğneliyordn. II. Bevazıt de\rinde Fatih medresesiııe tavin edilmesi ile rakiplcrinın kıskançlüını busbütün kışkırtan \c derslcrinde dinin biçimscl vönünden çok vıcdan ve ruhla ilgili yönü üzerinde duran Lutfi' nin bu tutumu fırsat hilinerek diıısi/liii ileriye sürulmüs; çaçının bu en uvanık bilçini büyük bir kurul önünde varşılanıp 200 tanık dinlendikten »onra ölüm cczasına carptmlarak Sultan Ahmet metdanında ıdam edilmistir (1491). Bilim \e düsünceve karsı islenen ve bir çok yönirrivle Sokrates faciasıııa benziyen bu cinavet. bizim bir Eflâtun'umuz olmarîıîı içiıı. zamania nnutulmus. tanh sahifelerinde örtülü kalmıstır. Duiıkü «diıısizlik» suçlamasıııın vanına buçün baska türlü suçlamalar da katıldı. Anavasa, yurttaslara düşünce. söz \e vazı özsürlüğü tanımıssa da. politıkacılarımız kendi cıkarlarivle çatışan düsüneelerden hos.lanma7!ar; toplumla ilsili her konuda kcııdilerinden «dusünme İ7ni» alınmaMnı ısterler. Buıılar, bir hakıma. yurttasların kel kâhyasıdır; «suııu düsün». «snnu düsünme» dive ikide bir bu\ruk vermeçe bayılırlar. Bu konuda. Tevfik Fikret. baska bir bcnxetmt\e basvurur: Vatanı. kurumus ulu bir cıııara beıı/rten sair. a.cacın tepesinde uçup duran kargaları çösterip. «Su rinnen kargalar basınria s"nın Sovle bunUr mıdır /ehırlevenın"» di^e sorar. Fakat her devircie. ıhti>ar çınarı. kpıırii ha'atları pahasına da olsa. 7ehirleıımekteıı kurlarmaja çaliNan dusünce jigitleri çıkmıstır. Bir aşırmaca îıizyıllar bovunca sürüp gelen ve ancak Atatürk zamanında koparılan zincirin halkası, onun ölümüııden sonra >eniden yerine takıldı. tkinci Dünya Savaşı sırasında, belki de savasın zorlaması yüzünden, kurulan baskılı yönetim; ilkin, AImanva ve ttalya örneklcrine uyma özentisi, sonra da birtakım çıkarlar pesin e düsülmefi yüzünden, Türk toplumunu 1960 çıkmazına nlaştırdı. Gazcte kapatmalar. yırttırmalar, yayın \asaklari, mahkemelerde süründürmeler, hapişlcr, iskenceler, sürgünler, hakanlık emrine almalar. açıkta hırakn\alarla baslıvan aydın kırımı. D.P. devrinde dorufuna nlastı. Fakat hicbir devirde. avdınlar. sa\as meydanını politikacıların »silâhlarına terk edip» çeri çekilmediler. Politikacılarla aydınlar arasındaki bu kıyasıya savaş. is basındakilerin kendi kisisel çıkarlarını de\Iet çıkarı di»e çöstermese çalıştıkları sürece yürüyüp gidecek ve hu «kutsal savas» ta kırılan avdınların yerlerine her zaman >enileri yetisecektir. Yukarda bir beytini aııdıeım Esref, bir baska şiirinde: «Tanrım! gidenler obıir dunyada fje/a^ız kalma«ın. bu dunyadaki hainlere ben ye!<rı;m.> demisti: simdi onnn yerini haska yazarlarımız aldı... Yine yaya kaıacağız HUSUSİ ÇEKİLİŞ AYRICA umumi çekilişlerde kazanma şansı AKBANK Reklâmclıık 2522 S030 ««•••••••••••••••••. ÜLKtî ÜLUÖ tnj. T. MUh. İle y \ TEŞEKKÜR ölümü İle bizleri sonsuı »cı İçinde bırakan sevg.ll eşlm, İyi İnsan, Sallhatı Nlsvandan, Dünya dönüyor Sayın Doktor ve Eczacılara ERSİN ARIOĞLÜ .^ Ass. İnş. Y. Mıih. '^' Nlşanlandılar . 10.7.1965 < tstanbul Hllton g (Cumhurlyet 8033) *••••••••*•*••••••••*••••••••«}•! AYŞE ELTAF ERDİM'in eenazeslne lştlrâk etmek, çelenlc, telgral, mektup göndermek. telefon etmek, eve gelmek ntre. tiyle hu derln acımı paylaşan akraba re dostlara ayrı ayn teşekkure tessürüm mâbl oldu. gundan gazetenlzln delaletlnl rlca ederım HİLMİ ERDİM (HOCA) (Cumhurlyet 8050) P Çöküş devri M olla Lüttı örneğınde oldusu sibı, Imparatorlusun parlak çaglarında dahı sorülen aydın kırımı. çöküs devrmde artık alabildiŞıne hızlanmıs. düsünen kisileri siirmek. hapsettnek. öldürmck hir çe'enek haline çelmistir. Vukarda, «temizlenmek» dedık. Türk a.^dınınm >üzvıllar olilikacılarla a^dınla^ arasındaki çatısmaların larihini incelediîımizde, her zaman ve her Aerde avdınların haklı, politikacıların haksız olduklarını görüyoruz. Buııun tersini gösteren bir tck örnek yoktur. Dünyanın dönmediğini söyletmek icin Galile'ye iskence ile gözdaeı verenlerin torunlan. Galile'nin bulusnnu bugün kendi okullarında okutnvorlar. Bunun yalnız biz farkında değiliz. Köylülerimiz arasında açılan bir ankette: « Dunya donuvor rîhorlar va. doğru mu''» sorusuna, genç bir köylü: « Dunvanın dcndüğünnrn hıç haberım yok > diye karsılık vermis. Talnız bazı köylülerimiz mi? Iş basmdaki bütün sl\aset adamlarımız da bunun farkında de£il. Oysa dünva donüvor... MORRUCAL C0MPLEX İmtiyaz sahibi . Adilna Tlcaret A.Ş. P.K. 931 Karaköy, istanbul Te!. 440B87 AÇIK TEŞEKKÜR Annemin göz ameliyatını büyük bır kudretle başaran ve bizleri sonsuz sevince, annemi ışığa kavuşturan değerli Uygun mu, değil mi? Ecza Depolarına tevzl edllmlştlr DOKTOR Prof. Dr. Necdet Sezer'e bütün aile adına derin minnet ve teşekkürlerimi sunarım. Mefharet Yıldırını /579'8047 Cumhuriyet 8057 • | afta içinde Ankaradan bir haber gcldi: «Polis Vazife ve Salâhiyetleri» kanununda değişiklik yapüıyormuş. Bundan böyle polisİere verilen bir emir kanunsuzsa, 1 Tarık Z. Kırbakan Orrl >aı vr /.uhrrvı No oft l e l İlâncdık: Erken kalkış Atmanya Ozerinden dünyanm ^emen hep yerine en fnükemtnel ve en seri aktarmalı İstanbul dan hareket uçuçian verebnmek tçtn Lufthansa Alman Havayoflan bundan böyle saattrrl daha öne almıştrr. Bu suretle. istediğiniz takdırde. aynı gün öğleden sonra Kuzev Amerfkada bulunabiiîrBoeinğ havayoludur. de bır kere bizimle uçun. Seyahai İçinde, dünyanın en yeni, rahat ve eufatn orta mesafe uçağı olan EuropaJet erken varış tufthansa bu 727 fle tjçacaksımz. mukemmel trçauj Avrvoa'da kullanaı» seoâne Lufthansa'nın herkes tarafından bilinen mukemmel servisf ve uçakda gösterilen ihtımarm re tezzetll yemeklerinl tadmak için sız Lufthansa dünyanın her yerinde kendi evindedir. aceruenlzden Lufthansa'nın EuropaJet ve dunyanm beş kıfasındB uçtuğu yerier hakkında malumat Isteylntz. i Lufthansa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear