22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT CTJMHURİYET 8 Şubat 1 GELlSf GUZEU Ror doğuşu Yazan: Hamdi Varoğlu Tam mânasiyle bir kördöğüşüdür eski zaman softasının birkaç gögidiyor. bek geriden akrabası çıkacaktır. Ama doğrusunu söyliyeyim, kandli Her kafadan çıkan çoğu falso seslerin tempo tuttuğu bir kördöğüşü. yağıyle karın doyuran yoksul softacık oteden beri bana pek sempatik Döğüşe katılanların ter ter tepi görünmüştür. »işlerine baktıkça; biraz da, bu Evvelâ, kanaatkâr, fıkara. falsolu sesler yüzünden, sağa vuEkmeğini yağa batırıp kanncığını rayım derken yumruğunu soldaki doyurdumuydu, Allaha sükrediyor, ne, sola çarpıyorum sanırken sağ başka bir şey aramıyor. dakine indirişlerine baktıkça, baSonra kendine göre bir de felsefe KONGOLU KADIN 12 YAŞINDAN SONRA İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAMAKTA SERBEST Çocıık kabilenin malı Evlenmek bir erkeğin kadını satın alması demek, fakat koca evlendiği kadının bütün ailesine bakmakla mükellef ıvırcık saçları kısa kesilmiş, uzun kirpikli, minyon yiizlü, ufak fakat Mvami kabilesinin kızkardeşi Emma.. Başkanınıa balan tutmuş bir yamyamlar sürücü gözümün önüne geliyor. Bu hengâmede, meşin topu hâlâ Hazreti Hüseyin'in kesik kafasına benzeterek futbol oynamağı küfür sayan sapıklardan tutun da, devrim tâbirini kullananları cdin elden gidiyor» narasiyle uyarmağa yeltenen divaneler; gericilik aleyhindeki bir piyesi repertuvardan çıkartacak kadar haddini bilmezler cirit oynarken, beri yanda, bu azılı şaşkınlann bir başka türlü numara çevirenleri de, göz gözü görmiyen bu toz duman arasında saman altmdan su yürütmeğe bakıyor. Bir Kur'an kursu öğrencisinin, cami kasasından para çalarken yakayı ele verdiğini, bir kaç gün önee gazetelerde okuduk. Tarihin tekerrürden ibaret olduğuna çiçeği burnunda bir örnek daha. Cami kandillerindeki zeytinyağına musallat olan, Allahın günü kandile ekmek batırıp karın doyuran fakir softa fıkrasını her halde bilirsiniz. Şeceresini araştırırsak belki de, kasadan para çalan Kur'an kursu cğrencisi, kandilden yağ çalan o si var ki pek şirin şey. Değme ahlâk hocalannı susta durdurabilecek kadar kuvvetli. «Ezzeyt, zeytullah, elbeyt beytul lah. el'abd Abdullah der ekmeğini yağa öyle batırırmış. Ne yalanı var, ne riyası, bu felse fenrn. Allahın evindeki, Allahın zey tin yağı, Allahın kuluna elbette helâl olmak gerek. Aksini ispat etmek biraz zor. Softacık haklı. Gerçi kayyumdan yediği sopanın da aynı felsefenin bir kırmtısı oldu ğuna şüphe yok. Kayyum matraktü min tarafilleh, demiş, yaradana sığı nıp, Allahın evinin bekçisi olarak vazifesini yerine getirmiş. O da hakh. Cami kasasını soyan genç molla, hikâyemizin kahramanı zeytin yağı hırsızının sülâlesinden gelme de ol sa, dedesinin felsefesine uyar bir felsefenin sahibi değil. O, olsa olsa, zamane yobazıdır, za manlar değişti. Şimdiki camilerde kandil, şimdiki softalarda da, çalınan minareye göre önceden hazırlan mış kılıf yok. Hattâ bu kadanna şükretmemiz lâ zım. Acemi hırsız, kasadaki beş on kuruş yerine, ampullere musallat ola bilir, koca camii karanlıklara gömerdi. Yılmaz ÇETINERİn büyükröportaiı ettiriyordu... genç kızlarda!. Şehir içinde, (Vaks) denilen ga Bir de babası belli olmayan çoyet güzel renkli basmalarla vücutcuk hikâyesi çıkayordu ortaya... larını saran Kongolu kadınlar iç Ama bu da mühim değildi... Çünlerine hiç bir çamaşır giymiyorkü, Kongo kabilelerinde çocuk lardı... Köylerde ise, önlerini örçok mühim yer işgal ediyor, çok ten küçük birer bez parçasmdan seviliyordu... Kimden gelirse gelbaşka her tarafları çıplaktı bunsin fakat fazla çocuk olsun, bunlarm... lar hep kabilenin malı sayılıyorYalnız; kadınların göğüsleri, bil du... Onun için, Kongoda çocuk hassa şehirde yaşayanlarınki çok düsürme hâdiseleri pek nadirdi... biçimsiz oluyordu... Bunun sebeEvlenmek, umumiyetle bir erbi ise, (Vaks) denilen kumaşla sı keğin, kadını satın alması demekkı sıkıya sarınmalanydı... ti... Ya kabile başkanına veya anne ve babaya kız için para ödeNEREDE SU nirdi... Bir erkek isterse 45 kadın da alabüirdi... Yeterki parası Gayet muntazam pedikür yapıl BULSALAR oisun!.. Ondan sonra kadını kısmış ayaklarında zarif sandallar YlKANlYORLAR kanmazlar, bu yüzden cinayet de vardı genç kızın... Üzerindeki kolKongolu kadınların en fazla olmazdı... suz sarı ipek bluz, boynundaki iri hoşlandıklan şey de geniş kalçalı BİR NEVİ görünmekti!.. Bunu temin için kehribar boncuklarıyla herkesin bellerine kat kat kumaş dolayıp büsbütün nazan dikkatini çektişişman görünmeye çahşıyorlardı.. SOSYAL SİGORTA ğinin farkındaydı o da!.. En büyük âdetlerinden biri de çoBelçikalı subayla, sonradan sev Afrikalı zencilerde aile, hatta cuklannı arkalannda bir torba gilisi olduğunu öğrendigim zenci dostluk bağları çok kuvvetli oluiçinde taşımalarıydı... kızını aşağı yukan hergün otelin yordu. Meselâ. bir adamın işi bo Sonra, dişlerini beyaz tutmak holünde görüyordum... Hem de zulsa hiç haber vermeden çoluk için her yerde bir ağacın kabuher defasında birbirinden degişik çocuk akrabalarmın evine taşınır, ğunu çiğneyip duruyor, başka bir kıyafetlerle... vaziyetini düzeltinceye kadar 10ilâç kullanmıyorlardı... Kadınların 12 kişilik kadrosuyla orada misaOnların, sarmaş dolaş olmalan en mühim hususiyetlerinden biri ve garip bir hayat yaşamalarına başlartna sardıkları eşarplardı ki, fir kalabilirdi... Ve bu hareket ya kimse aldırmıyordu bile... Siyah her kadın buna ayrı bir sekil vedırganmazdı da... Çünkü ayni hal ların, kendilerinden bir kızın, be riyordu... diğerlerinin de başına gelebüirdi... yaz sevgilisi olmasına en ufak bir Parası olanlar olmayanlara borç Siyah kadınlar bizim Dr. Piyer kızgınlıkları hissedilmiyordu .. Emirze'nin de teyit ettiği gibi, verir... Ama bu sonradan mutlaka Ama doğrusunu isterseniz, kadın çok temizlerdir... Nerede su bul ödenirdi... Bir nevi sigortaydı bu ve erkek beyazların içinde onları salar orada hemen yıkanıyorlardı. borç alıp verme usulü!.. Fakat süzmeyenimiz yok gibi bir şeydü. Ekseriyetinin sokaklarda çıplak son zamanlarda bu âdetin istis5{C 5 ^ î j î mar edildiği ve yavaş yavaş kalkayak dolaşmalarma rağmen plâ.jŞurasını itiraf etmek lâzım ki; dan çıkmış gibi bir halleri vardı tığı söyleniyordu... Kongo'nun bugün bir hürriyet çazaten... Sonra, bir kadınla evlenen kobası içinde olan insanlan; kadın, ca onun bütün ailesine bakmakla ÇOÇUK KABİLENİN erkek Avrupamn en medenl sayımükelleftijT.i İ . : * 1. . lan memleketierinden daha ilerl MALI OL%YOR... İşte görüldüğü gibi; siyah inbir seksüel terbiyeye sahiptiler... sanların iptidai dünyasında sosBir kız çocuğu 12 yaşma kadar Evet, Leopoldvil sokaklannda ka yal hayat; birçok yönleriyle, zabekâretini muhafaza etmesi için raborsacıların, yankesicilerin hüman zaman en medenî memleket ailesinin gayet sıkı nezareti altıncumuna uğruyordunuz ama siyah lerin insanlannı imrendirecek kada büyüyordu... O zamana kadar veya beyaz herhangi bir kadının kendisine hiçbir hak tamnmazdı. dar ileri sevlyeye çıkıyordu... değil elle. lâfla; gözle bile rahatAma sonra istedigini yapmakta sız edildiğini görmek mümkün serbestti. Hoşuna giden kimseyle YARIN,... degildi.. evlensin evlenmesin diledigi gibi Caddelerde şortla dolaşan pek gezip dolaşabilir, diledigi hayatı çok beyaz kadınlar da bu rahatlık S O N U Ç içinde büsbütün sereserpe oturmuş yaşardı.. Esasen, ilerde varacaŞı kocası da «bekâret» aramazdı lardı... Zaten sıcak da bunu icap gayet muntazam vücutlu 14 15 yaşındaki siyah genç kız, bembeyaz, eksiksiz dişlerini göstererek kahkahalar atıyor ve yanındaki subayın sağ koluna iki eliyle sanbyordu. Kır saçh, kırmızı yüzlü, 5560 yaşlarındaki Belçikab subay ise onun bu hareketlerinden g a y e t memnun görünüyor, hattâ bir parça da gururlanıyordu diyebilirim... İsfanbul Ticaret Odasından Odamızın telefon numarası 10 Şubat 1965 ten itibaren 22 43 40 (5 Hat) olarak değiştirilmektedir. Sayın üyelerimizin ve iş sahiplerinin bilgilerine sunarız. (Basın 14811611) SATIŞ MÜMESSİLCEKİ ALINACÂK • : • & Yazar kasalar ve büro makineleri satışı lle meşgul olacak, askerliğini bitirmiş dinamik gençler aranıyor İsteklilerin hal tercümeleri ve fotoğraflarun Posta Kutusu 868 adresine yollamaları rica olunur. İlâncılık: 4795/1594 Başkan Mvami'nin kansı Rosalie Gicanda başına Kyanganga» adı verilen bu bandı takıyor Malkoçoğlul^ iKonu ve resim: Ayhan Başoğlu PRENSES Elektrik Sayacı Satın Alınacaktır Ankara Elektrik Havagazı ve Ctobüs İşleSme Pflüessescsinden: 1 Müessesemiz ihüyacı için; 15.000 adet manofaze sayaç 220 V. 10 amp 50 periyod. 1000 adet trifaze sayaç 380/220 V. 3x10 Amp 50 periyod elektrik sayao teklif alma usulü ile ve Türk parası ile satınalınacaktır. 2 Bu işe ait şartname ve resimler müessesemiz Ticaret Işleri Müdürlüğünde görülebilir 3 İlgililer. şartnameye göre hazırhyacakları tekliflerini T> 7,5 muvakkat teminat Ue birlikte 11/2/1965 perşembe e günü saat 17.30 a kadar Müessesemiz Uraura Müdürlüğüne tevdi edeceklerdir. 4 Teklif mektuplarında teslim müddeti ve miktarı sarih olarak bildirilecektir. 5 Kısmî sipariş yapılabilir. 6 Postada vâki olacak gecikmeler nazari itibare almmıyacağı gibi telgrafla yapılacak teklifler kabui edilmiyecektir. 7 Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamaku veya dilediğine vermekte serbesttir. (Bamn 1013 A. 516/1610) Şık giyinmiş. iki Kongolu HAVRET / KAP\ AS&UK BİK. VJZAKSA. <SÖKECEG\Z.. G i e 6 A SOLDAN SAGA : 1 Herkejin hayatta kazanmak istediklerinden (iki söz). 2 «Konutun kısımlarından birınin da hili kısmı» anlamına iki söz, açlık gidcrmeğe yarar. 3 "Keyif ve lezzet duyan» mânasına iki söz. 4 Hekimlerin kartvizitlerinde adlarımn başlarına koydukları iki harf, «sakat beygir» karşılığı iki söz. 5 Kahramanlığı konu eden şiirlere böyle denilir (edebiyat terimi), nota. 8 Bizimkilerin Portekizde bes bir yedikleri, bir çeşit d*ri. 7 Herhangi bir işi görmekte çalışanlara yardımcı olan araç, chat çek!» mânasına bir emir. 8 Bir erkek adı, tutuk konuşma. TUKARIDAN AŞAGIYA : 1 îstanbulda bıılunan tarihi bir su kemeri. 2 Avrupanın akar sulanndan, yağmur suyunun geçtiği yerlerden. 3 Yanar dağların fırlattıklarından, bir çeşit sınav. 4 Plâk çalan araç, şenlik günlerinde sokaklara kurulan lardan. 5 «Karnı doymamış durumdaki bilgin» karşılığı iki söz, bir soru edatı. 6 Tersi cgeriye doğru gider» Dtınku DuimacaniD anlamına bir ç<! baUedlbnit »eUi kimdir. 7 Bir renk, Istanbulun ilçelerinden biri. 8 Tahlil yapma işi (kimya terimi). 9 Benzer veya hayat arkadaşı, güneş doğarken ağaran yer, bir emir. SAHİBİNDEN: Topçulard» 1000 M2 blna, 300 M2 arsa lle 100 KW eereyan, Ucl su kuyusu ve telefonu 11» tam faallyette labrlk* acllen «atıhktır. İoabmd* bln» yeya maklneler ayrı satılır. Müracaaf Galata Tünel Cad. No. 69 (CumHurtyo» 1813) 4O 8 Şubat 1926 tarihli Cumhuriyet'ten Türhce Kuram Kerim bastldt Ders vekili Halis, Maarif Meclisi azasından Hacı Zihni ve Faiz ile Aydoslu Tevfik Efendilerden mürekkep bir heyet tarafından türkçlye tercüme edilen Kur'anı Kerim nefis bir surette basılmıştır. Hediyesi 175 kuruştur. Futbolculann Mısır seyahati Müteaddit karşılaşmalar yapmak üzere Mısıra gidecek olan Fenerbahçe Galatasaray muhteliti heyetine riyaset edecek F e nerbahçe Kulübü Kâtibi Umumisi (Genel Sekreteri) Ali Naci (Karacan) Bey dün Ankarada Başvekil İsmet Paşa hazretleri ve Maarif Vekili Necati Bey tarafından kabul edilmiştir. İsmet Paşa ve Necati Bey, bu seyahat etrafında Ali Naci Beyden malumat almışlardır. Halit Ziya Bey Ali Naci Bey Kadastro heyeti çalışmaları Her gün Defterhanede mesaî saatlerinden sonraya kadar çalışmalarda bulunarak büyük hizmetler ifa eden Heyeti Fenniye Müdürü Halit Ziya Bey maaş zammı ve takdimame ilr taltif «•dilmiştir. Londrada tabedilip (basüıp) şehrimize gelen Türkiye Cumhuriyetinin ilk pullan P.T.T. İdaresi tarafından teslim almarak Ankaraya gönderilmiştir. Cemiyeti Umumiyei Belediye yeni Şehremini Muhittin Beyin riyasetindeki ilk toplantısını dün yapmıştır. Toplantıda masraf bütçesi müzakere edildiği gibi eksik tartıda piyasaya sürülen ekmekler meselesi üzerinde de dumlmuştur. Cumhuriyetin ilk pullan Belediyedeki toplantı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear