22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHÎFE 0ÖRT CUMTTURÎYET 1 Şııbat 1965 CEUSI GUZEL Necdet Azak, "Miüetvekilliğim S'rosmda politikacı, partici olamadım, divor ChurchilPe dair Yazan: Hamdi VAROGLU Geçen haftanın bütün dünyayı Leydi Astor, bir mesele üzerinde çevresinde toplayan önemü olayı, tartışmaya başladılar. O bitti, başhıç şüphesiz, Churchill'in ölümü ka bahis açıldı. Sonra bir üçüncü oldu. bahiste yine çekiştiler. Nihayet, Dünya basını, büyük Ingilizin Leydi Astor dayanamadı, ChurBlümü münasebetiyle, hayatını dol chill'e: duran çeşitli menkıbeleri yazmak Eğer ben sizin karınız olsayla tüketemiyor. dım. kahvenize zehir katardım, diBir çoğu, eski Başbakanın hayat ye çıkıştı. ta bulunduğu zaman söylenmiş ve Churchill, hiç tereddüt etmeden, duyulmuş şeyler olan bu menkı taşı gediğine koydu: beler arasında, özel yaşayışına dair Eğer ben de sizin kocanız ololan nükteli fıkralar da genış bir saydım, o kahveyi içerdim. yer tutuyor. • Bunların pek duyulmamış olanla , Churchill'in pek işitilmemiş olan rından bir derleme yapmayı fay jbir nüktesi vardır ki, hem hazır dalı, daha doğrusu oyalayıcı bul | cevaplılıSının, hcm ileriyi görüşü Türkiyenin hasretini çekenler.. O gün Başbakan Çombeyl bekleyişimiz sabah saat 10 dan 14 e kadar sürdü... Ru arada; Içişleri Bakanı, kumandanlar, Amerikan Sefiri içeriye girdiler... Ve saatlerce orad» kapanıp kaldılar... Hakikaten Leopoldvil'in pek karışık oldnğn anlaşılıyordu... Bu telâş ve alınan tedbirler başka ne olabilirdi? Belli ki, Devlet erkânı can kaygısındaydılar... Bir ara, sigarayla sempati alışverişi yaptığımız odacı, kulağımıza eğildi; Daha çok sürer bu toplantı, dedi. Galiba Leopoldvil için tehlike varmış... Amerikan Sefiriyle bnnları haritada konnşuyoriar!.. Işte böyleydi Kongonun hali!.. Dnvarların arasında bile gizli şey kalmıyor.. Kısa zamanda her şey kulaktan kulağa yayılıyordu.. Fminim bu toplantı 15 dakika sonra bütün Leopoldvilde duyulurdu.. Akşam üzeri uçakla Konço'dan ayrılmak mecburivetinde olduçum için ben de daha fazla bekliyemezdim... Mr. Movevo'ya veda edip aynlırken... Çombe tarafından atlatıldığıma üzülmüyordum!. Çiyıkü; onu beklerken, upuzun koridorda Kongo'nun bünyesini her gün biraz daha kemiren iktisadi, siyasi ve sosval rahatsızlıgın en canlı ârazlarım görmek fırsatını elde etmiştim!.. *** pıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı^ |KADER BÖYLE İMİŞ I NE SÖYLESEM BOŞ... ongoda memleket hasreti içinde olan ve hem de pek çok acı duyanlardan biri de Necdet Azak . Eski D.P. Milletveki lerinden... Şimdi Birleşmiş Milletlerin Kongoda bulunar. aÇalışma» müşavirlerinden biri... AJTU zamanda; Kongo Cum huriyetinin Çalışma Bakanhğına da müşavirlik yapıyor... 27 Mayısta Cenevrede bir çalışma konferansmı takip ediyoı muş... İhtilâli duyunca geri dönmemiş... Yaînız Kendis değii Ankarada bulunan alâkalı kişüer söyledi... 28 Mayıs günü dt aldığı harcırahı İsviçre Bankasıyla geri göndermiş... Niye Türkiyeye dö'nmemiş diyeceksiniz... Olmuş işte bir kerre... Kimbilit hangi ruh haleti çinde Cenevrede kalmayı tercih etmiş .. Necdet Azak: Ben D.P. ye 1957 de girdim, diyor... Çalışma Bakanhğınd;, kanunları hazırlayan bir teknik adamdım... Milletvekilliğim sırasmda da politikacı, partici olamadım. Ve daima tenknik adsnı olarak kalmayı tercih ettim... Kader böyle imiş. Ne söylesem boş!... K O duğum için, aşağıya nakledıyorum. nün, bir örneği sayılabilir. Churchill, hayatın tadını çıkarYine bir ziyafette Churchill'in ma bahsinde, hiç bir riyakârhğa nüktedanlığı çokluk ziyafet masakaçmadan, uluorta yürüyen bir larında kendini gösterirmiş yaadamdı. Bunun çeşitli örneklerin nında oturan bir genç kız, on dokuz den bir tanesl şu: yaşında olduğu için ihtiyarladığınSahne, lkinci Dünya Savaşı son dan bahsederek somurtunca Churlarına doğru, Londradaki Türk El chill: Ben otuz sekiz yaşmdayım, çüiği binasında Churchill şerefine verilen bir ziyalette geçiyor. Chur demiş. Hayatım tükendi demektir. j ehill, sofrada, yiyecek namına ne Zaten insanlar nedir ki? Toprakvarsa hepsinden alıyor, tavuk eti, larda sürünen zavallı böcekler! hindi eti, mayonezli karides, ista Ben de onlardan biriyim. Ama niyetim ileride bir ateş böceği olkoz, her şeyden bol bol yiyor. Karsısında Stafford Cripps otur mak!. Sonradan, bunu anlatan o zaraanmaktadır. Yalnız zerzevat yiyen bir adamdır. Bir kan dolaşım bo ki genç kız çu mütaleayı ilâve edilukluğundan şikâyetçidir, üstelik yor: Sözünü de tuttıı!. de perhiz içinde yaşamaya dair bir Churchill'in evlendiği zamana ve iürü prensipe sahipdir. Ziyafetin başındanberi kendisine ikram edi elli sene sonrasına ait bir fıkrası ]en bir sürü nefis yiyeceği hep ge da pek hoştur. Churchill, evlilik hayatma pek ri çevirmiştir. Sofraya sebze yemekleri gelsin diye bekliyor, za ahşamaz, o yüzden de evlenemez rarsız saydığı ufak tefek bir şeyler bir adam olarak tanınmıştı. Ama Clementine Hozier ile tanıştı ve çimleniyor. Churchill, onun bu halini bir sü evlendiler. Nikâh kıyıldığı günün re seyrettikten sonra, yanındaki akşamı, Clementine, kocasma şöyle bayana doğru eğiliyor, bir göz işa demişti: retiyle karşısındakini gösterdikten Artık, güçlük sizi zaptetmekeonra: te!. Elli sene sonra, evliliklerinin al Ot yiyenlerden olmadıgıma JSyle memnunum ki, diyor. Canı tın senesini kutladıklan zaman, mın çektiğini yerim, canımın çekti Churchill karısına şöyle diyordu: Jini içerim, canımın çektiğini ya Yanm asırdanberi süren sevparım!. giden, hoş görürlükten ve sabırdan Sonra, parmağını uzata Cripps'i dolayı size teşekkür ederim. gösteriyor: Bunu dedikten sonra Churchill, Halbuki kırmızı burun onun karısına bir gül hediye etmişti, bir kü. tanecik güldü. Ama Churchill bunu haftalardanberi, kendi eliyle^ • | Churchill, ilk kadın mebus Leydi gizli gizli yetiştirmişti. Astor'dan hiç hoşlanmazdı. O tarih O gün, son derece ciddiyetiyle teki tngiliz politikasını hiç beğen ün almış olan «Sunday Times» gamıyen müstakbel Başbakanın, mes zetesi birinci sahifesinde, Bayan lektaşına karşı duyduğu antipati Churchill'e şöyle hitap eden bir yade, bunun da tesiri büyüktü. Bu zı yayınladı: cBir tarih olan hareketli, mücayüzden, hiç bir yere, ikisini bir deleci adamın yanıbaşında. elli searada davet etmezlerdi. Ama günün birinde, bir tesadüf, ne müddetle onu destekleyenin, teİkisini, Marlborough Dukasının e selli edenin jiz olduğunuzu cihanTinde birleştiriverdi. Churchill'le da bilmiyen yoktur.» ktay Türegün kendisiyle uzun konuşmalarımızdan birinde: Kongoda elektrik yanmaz, Avnıpab yardım etmeden, dedi... Milyonlarca insan aç kalır, hastalık salgını başlar... Hayat felce uğrar her yerde!.. Çünkü, Afrikada biliyorsunuz, herşey buz dolabında saklanıyor, ilâçtan, yiyeceğe kadar!.. Ve sonra; bir şarkıdan geien bu sözlerin hüznü içinde, adım a dım İstanbulu, Bursayı, Ankarayı dolaşıyor... Insanları dostlai' yemekleri. adetleri hayal ediyordu... Duyduğuma göre, Yüksek Adalet Divanı Başsavcılığı da galiba ilk tahkikat açılmasına lüzum göstermemiş... Yani Necdeı Azak o zaman gelseymiş, belki de beraet edenler arasında ola cakmış!... Kongoda Türkler arasında çok sevilen ve bilhassa pek çok yabancı dostu olan Necdet Azak, kuru fasulye, pilâv, karnıyarık gibi yemekleri pişirmekte bir hayli ustaydı... \ Rakı bulamamaya çok üzülüyor Necdet Azak ıazzam turistik tesisler kurmaktı... Ve «artık bu kadar faz'.a çalışmak yeter... Vatan hasretine dayanılamıyor» diyordu... Danıştayın eski başkanlarından, uzun seneler milletvekilliği yapmış tanınmış hukukçu Hazım Türegün'ün oğlu idi Oktay Türegün.. O da babası gibi hukuk tahsıli yapmış, sonra avukatlığı tercih et mişti... 1954 senesinde Ankara'dan aynlan genç avukat, önce Avrupa' ya gitmiş, orada Asya ve Afrika memlekeüerinin iktisadi ve siyasi durumlarını iyice etüd etmiş... Sonra, Kongoda çalışabileceğine kanaat getirmişti... 9 yıldır Katanganm merkezi Elizabetvilde ticaret yapıyordu... tlk günler çok sıkıntı çekmiştı Türegün... Bu arada şirketlerde hukuk müşavirliği yapmış, sonra Kongoyu adım adım dolaşmış, bu memleketin sosyal ve iktisadi hayatını iyice öğrenmişti... Yorucu ve sadece kendisini geçindirebilen iki senelik çalışma devresinden sonra, Oktay Türegün'e servetin kapıları nihayet açılmış, ithalât, ihracat şirketleri kurması mümkün olmuştu... YılmazÇEpNJERin büyük rÖportatı larla geçtiği için, bir siyahlık kompleksi yoktur... Kendisini ayni seviyede görür... Ben LumumbajT da tamnm... Siyah ırk, beyazlardan üstündür diyerek kendisini ve kendisi gibi düşünenleri tatmin etmek ister! Çombe cesur dur ve halkın arasma girer, çekinmez... İkna kabiliyeti ve hitabet kudreti vardır. Kitleyi peşin den sürüklemesini bilir... Onun yanında Lumumba da ayni mezi yetlere sahiptir. Yalnız Lumumbanın, kusuru beyazlara karşı kompeksi ve bu yüzden Batıya sırtmı çevirmesidir... Tabii yal nız sebep bu değildir. Ama, bu hissi, hareketlerinde mühim rol oynamıştır. başma geçerdi... Böylece, Kongo nun en zengin bölgesi yine Batı âlemine bağlı bir devlet olarak kahrdı Türegün, «Kongonun bu muazzam zenginliğini işletmek ve mem leketi refaha kavuşturmak için imkânları, insanları yok... Henüz kâfi derecede yetişmemiş» diyor Fakat Konjroluların hem iyi. hem de akılh insanlar olduğunu ilâve ediyordu.., Batı yardım ettiği tak dirde hem onlar kazanır, hem de Kongo süratle kalkınırdı... 9 senedir Türkiyeden uzakta olan Oktay Türegün'ün bütün gayesi, en fazla daha iki sene Kongoda kaimak ve işlerini itimat ettiği yardımcılarına bırakıp memle : :"tinde. bilhas.^i "ntalva'da mn YARIN Çombenin Bakırköylü Avukatı Neler Anlatıyor??.. ÇOMBE TÜRKLERİ İYİ TANlYOR... Galatasaray Lisesi mezunu olan Türegün gayet güzel Fransızca ko nuşuyordu... Ve Belçikalı eşiyle birlikte bazen Elizabetvilde güzel bir villâda oturuyorlar, bazen Brüksel'e gidiyorlardı... Mamaafih genç iş adamı Kongoya ilk geldiği günlerde bir hayli dost sıkıntısı çekmiş, bilhassa memleket hasreti duymuştu .. Ama bir müddet sonra Elizabetvilde avukatlık yapan Bakırköylü Oktay Türegün avukat Viktor ile tanışmıştı... O sıralarda Elizabetvilin en zengin ve asil ailelerinden biri olan Çombe Ue dostluk buradan ge liyordu... Aşağı yukavı hergün buluşuyorlardı Türegün, Çombe ve Viktor... İşte bu yüzden birbirlerini çok iyi tamyorlardı. Ve Çombenin de Türkler hakkında bir hayli malumatı vardı... AMERİKA YARDIMI KESMEZSE! Oktay Türegün bu tahlillerini anlatırken bir yandan da Çombe nin, Lumumba'nın ölümünden ka tiyen mesul olmadığını söylüyor du... Kongoda iki akımın temsilcisi Çombe ve Lumumba bu insanlardı işte... Türegül'e göre, şayet Amerika ve Avrupa yardımlarını kesmez, hatta arttırırsa Çombe mutlaka muvaffak olur, iktisadî kriz hafifler, iç kavgalar nisbeten durulurdu... Bundan sonra da Çombenin bir diktatör olarak 15 sene Kongo'nun başında kalması mümkündür .. Ama, yardımlar durursa, Başbakan Çombe elbette muvaffakiyetsizliğe uğrar. Kongoda komünist bir idare hâkim olur... Fakat Çombe mutlaka yine Katanganın BEN LUMUMBAYI DA İYİ TANIRIM... Kongo Başbakammn Atatürk'e hayran olduğunu söyliyen Oktay Türegün şun'.arı ilâve ediyordu: Çombe'nin hayatı hep beyaz •Vlallcoçoğltı Konu ve resim: Ayhan Başoğluı VAV CANINA GÖZÜJ KAPINJIN EVİNİN Sira V'urtöver, eşi Alev çocuklan Güneş ve Işık Leopoldvilde bir bahçede PRENSES da 5>cka&h so. nundsfcp}r3ta ıuye$i!| <2fx\ü kaciıriın £ vine l 2 3 4 6 1 1 23456789 ni^n âdarn fSİ AT1LMIŞ Bİ Ü VOR AZ ÖUO& AC^VMl Soldan sağa: 1 îyi niyet heyetlerimizden bi \ rinin ziyaret ettiği büyükçe bir Af ! rika hükümetinin başkenti. 2 Ödünç verdiği paraya karşıhk mal i ele geçiren (iki söz). 3 Yurdu j muzdan çıkıp Hazer denizine dö I külen ırmaklardan, tersi «bulmaya çali5« anlamına bir çekimdir. 4 Fazla hareketli bir hale getirmek. 5 Tersi «ayağuıla vur!» karşılığı karma bir emirdir. 6 Bir zaman parçası, bir edat 7 Eski tanrılardan, yaşlılann gençlere ellerini uzatarak verdikleri emir, üaerinden atlanılıp geçilmesi ger*ken engellerden. 8 Kaşıntı hastalığına uğramıs kişi, fınnların ramazanda ekmek yerine çıkardıklan. 9 Bazan kavgalı döğüşlü olan karşılaşmalardan, yapıîması ön lenmij durumda. Yukandan asajpya: 1 «İki zaman parçası ortasın i da yapılan konuşma toplantısı> an ; lamına iki söz. 2 Büyük akar su, i avuç içi ortası. 3 Arkadan vur j ma yolu ile hıyanet etme hareketi; (eski terim); herhangi bir geyin sivri nihayet noktası. 4 Ege denizindeki adalardan biri, bitki içi ve usaresi. 5 «Hatırla ve adını söyle!» anlamına bir emir, tersi siyasl ve askerl mukaveledir. 6 Içki satış tezgâhmı idare eden, Hıristiyanlıkta din adamı görevindeki kişinin ikl başı. 7 «Mükemmel beygir» karşılıgı iki röz; deniz nakliye vasıtalarının en büyük düşmanı. 9! \ 1 ~T~r I Bayram Gazetesi Önümüzdeki Şeker Bayramuıın 2 3 cü günlerinde tstanbulda gazeteler çıkmıyacak yalnız Gazeteciler Cemiyetinin yarım milyon tirajlı ı.Bayram Gazetesi» yayınlanacaktır. Bayram günlerinde okuyacağmız ve ilân vereceğiniz tek gazete «Bayram Gazetesi» dir. Bilgi için müracaat: ' Gazeteciler Cemiyeti Telefon: 22 12 22 Cumhuriyet 1387 Bayındırhk Bakanlığı Karavolları Genel Müdürlüğü Birinci Bölp Müdürlüğünden: 1 Asfalt I ve II tankerleri içir. 110 kaiem ylyeceV macldesî kapalı zarf usulü ile gatın alınacaktır. 2 Tahmini beyieli 93533.08 lira geçici teminatı 5926.65 liradır. 3 Eksiltmesi 10 şubat 1965 çarşamba günü saat 1100 de İstanbul Kuçükyahdaki Bölge Müdürlüğünde yapıkcaktır. Bu işe ait şartname Ankarada Karayolları GeueJ Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde İstanbulda Bölge Müdürlüğünde görülebilir. 4 1964 yılı Ticaret veya Sanayi Odası belgesi ile usulüne göre tanzim edecekleri kapalı zarflarmı ihale gaatinden bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına teslim etmeleri lânmdır. Postada vâki gecikmeler nazan itibare alınmaz. (Basuı 807/1372) % 70 BAKIRIH1 İ? EDEN KULLANILMIŞ KONDANSE BORÜ SATILACAKTIR. Satuj fartnamesi satif aervisiınizden temin edilir. KERESTE NAKLETTIRILECEKTIR Etibank İstanbul Alım Satım Şubesi (Basuı 1030/1371) ektir. Duısunbeyden İstanbula 1370 M3 kereste naklettirilecektir. En son teklif verme 15.2 1965 günüdür. emin Şartnamesi MALZEME MÜDÜRLÜĞÜ veznesinden temin . r A.O. edilebilir. DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. { 4O 1 Subat 1926 tarihli Cumhuriyet'ten Belediye bagün başlıyaeak Cemiyeti Umumiyei Belediye seçimleri bugün başlayacaktır. İntihabat ayın onuncu günün« kadar devam edecek, onbirinci gün •eçilen azalann lairrJeri açıklanacaktır. Cumhuriyet Halk Fırkası, dokuz daire için alüşar aza namzet gösterecektir. Halk Fırkası namzetlerinin oy birliği 11* seçilecekleri muhakkak addedildıği için yedek aza namzedi gösterilmesine lüzum görülmemlştir. Prof. Beşser General Pangalos Tunanistanda dans yerleri kapatddı Atinadan bildirildiğine göre, Yunan Başvekili G«neral PangaYabancı tebaalı şoförler los yıllarını tAkip eden ahlâk düşüklüğünfin önüne geçmek Turk tebaasmdan olmayan soförierin çehirde araba kullanmamaksadiyle yeni bir emimame imzalamıştır. Bu emirname ile Yunanistanda mevcut bilumum dans yeıleri kapatılnuştn*. Aynca ge lan yasak edilmis ve bu hususta zabıtaya gerekli emir verilmiştirRecaizade anıldı ee yansmdan sonra umuml eğlence yerlerinin açık bulunması da Vef.tının 13 üncü yıldönümü münasebetiyle Recai Zade Ekyasaklanmiftır. rem Bey dün Galatasaray Lisesi salonunda yapılan bir merasimle Darülfünun'da bir tâyin ~~~ Darülfunun Edebiyat Fakültesi Arap Edebiyaü Profesörü Is anılnustu*. Denlz kazalannı önlemek maksadiyle muhtelif bölgelerde havm rasat istasyonlan vücuda getirilmesine karar verilmiştir. OOnka butmacanıo 8 Aileye ait hanedflmlf H u i konut ejyaaı grupu, iki taraf birbirinden aynlırken bu hareketi yapar. 9 Evlâtlarına «cı fakat doğru «öyliyen kadın, «nlann hazırladıklan bal kabı. jDrTKEMAİLÇAĞLARİ J Idrar Xollan ve Tenasfil ' \ Hastahklan Mütehassm  Galatasaray Lunıacıbaş) So A No 12 Uğur Apt Saat 1012 i ve 1318 Tel: « 14 3« J mail Saip Efendinin istifası üzerine yerine Alman oryantalistierinden Profesör Reşşer seçilmişrir. Alman profesör tam bir ittlfakla intih«p edilmiftir. Hava rasat istasyonu kurulacak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear