25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE İKt 8 Eldm 1965 CUMHURÎYET TARAFSIZ, BAGIMSIZ PARTİSİZ Sabahattin EYÜBOGLU ürk demokrasisinin yenl Anayasamıza uygun olarak hızla gelistiği nihayet gol kanadını da açmaya başladığı bugünlerde yurttasın politik Te sosyal olaylar karsısındaki durumunu ve tuto> munu bilmesi, belirtmesi, beslemesi bir ödev niteliği kazanıyor. Aynca bu tutumun smırını çizmemiz, adını komarau ve bu adı yerli yerinde kulIanmamız gerekiyor. Geçenlerde yiizlerce yurttaşın bir durum ve bir tutumda birleşerek yayımladıklan bir bildiri dolayısiyle «tarafsız» deylmlnin ne kadar yersiz kullanılabildiğinl ve ne yanlıs yorumlara yol açabileceğinl gördük. Bildiriyi imzalayanlann hiç biri, tarafsız ya da bağımsız değildi, ama hiç biri belli bir partinin üyesi de değildi. Bazı gazetelerin bildirideki partiler dışı sözünü bırakıp tarafsu biidiri diye baslık atmalan tizerine kiml demagoglar bildiriyi imzalayanlan olduklan gibl görünmemekle suçlamak fırsatını buldular. Seçim kampanyasının başladığı gün. yayımlanan bu bildiri elbette seçmenleri uyamıa amacını giidüyordu. Hangi parti Anayasayı, bağımsız ve sosyal devleti tutmakta titiz davranıyorsa bildirinin onu destekliyeceği belliydi. Bununla beraber, hangi partiye oyunu verirse versin, her yurtseveıin katılacağı düşünceler yer alıyordu bu bildiride. Nitekim bildiriye çatanlar içindeki düsüncelerin değil imzalann üstünde durmuslar, klgilere çamur atmakla kalrmşlardır. Onlar ata dursun biz bu tarafsız, bağımsız, partisiı kavramlarını açıklamaya çalışalım. olitik olaylarla az çok ilgilenen hiç bir yurttaşm tarafsız olabileceği düşünülemez. Düşüncesi, duygusn ister istemez bir yana kayacak, eskiyi ya da yeniyi özleyenleri, demokrasinin getirdiği yehi deyimle, sagı, ya da solu tutacaktır. fçinden geçeni söylemeyip beıı hiç bir tarafı tutmuyorum da dese, bunn söylediği yere ve zamana göre bir tarafı tutmuş, istemiyerek de olsa desteklemiş olacaktır. Yorttaş ancak. her ikisi aynı şeyi isteyen, ya da ne istediklerini bilmediği, aynı derecede ilgilendiği ya da ilgilenmediği iki taraf karsısmda tarafsız kalabilir. En çok tarafsız olması gereken bir yargıç bile iki dâvâlıdan hangisinin haklı olduğunu bilmediği, sezinlemediği sürece tarafsız kalabilir. Buna'da bir partinin sözcüsünü bir başka partinin kiraladığı bir sürü kafasız, zavalh uşaklann bir kösede, tek başına sıkıştınp alçakça, kalleşçe öldüresiye döğmesi olayı karşısında bir yurttaş nasıl tarafsız kalabilir? «Bu bir politik olaydır. ben karışmanı; gördüğümü, düşündüğiimü söylemenı» diyen, ya da korkusu, çıkan yüzünden sesini cıkarmayan yurttaş. hir tarafı tutmuş olmaz mı? Olur, hem de nasıl: Bir tarafı tutandan da fazla diyesim geliyor. • ••« T sinin Anayasanın dayanağı olan parti gücünü kötülemek olur bu. Kötülenemez: Çünkü, partiler, yâni insan lığın bu alaca karanlık günlertnde sıkı işbirliği yapan, savaşmaktan düşünmeye vakit bulamıyan yurttaşlar bağımsız düşüncede dinlendirici. ya da hızlandıncı bir konak bulabilirler. Kaldı ki partiler gereksiz birer savaş aracı olduklan gün her yurrtaş bağımsız olacaktır. Çıkarcı olmayan bağımsız düşünce insanlığm en yüce özlemidir. Bağımsız yurttas belli bir ütküye partili yurttastan daha bağlı da olabilir; giderek, bazı dururalarda bazı yurttaslartn bağımsız kalması tutruklan partinin yararına da olabilir. uı: :::: •••• BUGUN DfBİŞMELERf llııııııa^ı yereken ibret derüleri Prof. Reşat KAYNAR 1AAO IM||X d e Sultan Hamidin şahsi iktidarına karşı, Kurtulmadıkça Borç yiyen kesesinden yer, demişler atalar. Bu söz doğrndnr. Türkiye borçlandıkça batağa saplanmış, altından kalkamıyacağı faizler fakir halkın sırtına binmiştir. Bundan sommlu olanlar «iyasi iktidan ellerine geçirmiş korapradorlardır. Halk, hiç kabahati olmadıgı halde, bu kompradorların yanlıs yönetiminin günahını çekmektedir. AID (Amerikan Yardım Teskilâtı) nin yayınladığı rapora göre 1964 yıhnda yardım alan ülkeler bu yardıraın yüzde 30'unu faiz olarak geri vermişlerdir. Türkiye bu ülkeler içinde en kötü dnrnmda olanlardan biridir. 1964 yılında Türkive, bütün ihracatından kazandığının yansını borçlarına verecektir. Halkımız bu gerçekleri bilmediği için dış yardımın Türkiyeyi yerli kompradorlar eliyle nasıl batırdığını da bilmez. Dış yardım mekanizması karışıktır. Bunun içindir ki, birtakım haberlere bakıp bayram ederiz : Amerika bize 380 milyon veriyor... Amerika bize 150 milyon veriyor... Veriyor da veriyor, ve sonunda bakıyorsunuz ki Türkiye batmış. halkın haherı yok. Şimdi bazı kişiler : Yahu Türkiye batıyorsa kabahat Amerikada mı? Biz yardımları iyi kullanamamışız... diyecekler, çünkü böyle konuşanlar çoktnr. İkinci Dünya Savaşından sonraki Fransaya, tngiltereye, Almanyaya bakarak sonuç çıkarırlar. Oysa bilmezler ki Avrupalı devletler zaten kapitalist devietlerdir; zaten sanayilerini kurmuşlardır. Ve kapitalızmin koşullanna göre yapılmış yardımlar onlara yarar. Ama kapitalist şartlanmaya eöre yapılmış yardım, fakir fıkara memleketi olan Türkiyeyi batırmaktan başka işe yaramaz. Daha dogrusu Türkiyede bir avuç insanı zengin edip. halkı ömür boyu borçlar altına snkmaktan ötede bir işe yaramaz. Bakınız Resmi Gazetede çıkan bir belge dış yardımın içyüzünü nasıl ortaya koyuyor. Deviet Sn Işlerinin makina ve teçhizat kredisivle ilgili şartlan Resmi Gazetede şöyle sıralanıyor : 1 Teçhizat ve makine nakliyesi Amerikan gemileriyle olacak. (Oysa Türkiye ve Avrupa navlunu Amerikan çemilerinden çok ncuzdur.) 2 Amerikahlar açtıkları krediyi istedikleri an tek taraflı olarak kesebileeekler. 3 Amerikahlar her şevi teftiş yetkisini ellerinde bulunduracaklar. 4 Eger Amerikan firmalarından biri ile bizirakiler arasında başka bir anlasma yüzünden boznşma olnrsa Amerikahlar bu krediyi de kesebileeekler.. Bütün bnnlar kapitülâsyon hükümlerini Türkiyeye yeniden kabul ettirmek demektir. Devletin sırları Amerikalının teftişine arzedilecek, bütün yetkiler onların ellerinde olacak, ve üstelik bir Amerikan firmasiyle bizim Türkiye arasındaki ihtilâfta verilen yardımı kesmek şantajı ile karsı karşıya bırakılacagız... Peki... Neymiş o? Efendiler yardım edivorlarmış. Nasıl yardım ettikleri de ortadadır. Hem de rakam rakam ortadadır : Etibank'ın 1964 yatırım programı 453 milyon liradır. Bunun 211 milyon lirası dış kaynaktır. Yani 217 milyon liravı dış yardımla s a | lıyacağız. 1964 vılı bitmiş. ama hn 217 milyon liranın ne kadarı verilmiş? Talnız 66 milyon lirast ! Tabiidir ki, Etibank'ın bütün plânlan altüst olmuştnr. Oysa 452 milyon liranın iç kaynaklardan sağlanacak olan kısmı yüzde yüze yaklaşık olarak gerçeklesmistir. Türkive Kömür Işletmeleri 1961'de dıs kaynak olarak 42 milyon Iira bekliyordu, bunun 19 milyon lirası ödenmiştir. Türkiye Demir ve Çelik Isletmeleri dış yardım olarak 39 milyon lira bekliyordu. bunun 18 milyon lirası alınabilmiştir. Ve Deviet Demir Tolları dış yardımdan 80 milyon lira bekliyordn, bn 80 milyonun 7 milyonunu ödemişlerdir yabancılar... Görülüyor ki, kömür, demir çelik, nlaştınna gibl iktisadi kalkınmanın belkemiği olan temel yatınmlarda yabancılar pek eli sıkıdırlar. PipeLine, petrokimya, azot sanayiinde 1964 plânında 175 milyon lira dıs yardım beklenirken bunun ancak 2.5 milyon lirası sağlanabilmiştir. Tabancı büyük tekellerin Türkiyeyi bir pazar olarak ellerinde tutmak istemeleri yüzünden temel millî sanayi yatırımlan suurlu bir biçimde baltalanmaktadır. Plân altüst olmaktadır. Ve bu yüzden aksaklıklar oldugu zaman kusur devletçiliğe yüklenilmektedir. Amerikalı Senatör Wayne Morse daha birkaç gün önce Senatoda açıkça : Ben kapitalistim; deviet yatınmlarına yardım yapama/n . diye Amerikanın gerçek dilejini açıkça söylemiştir. Dış yardımın hedefi Türkiyede bir kompradorlar saltanatı yaratmaktır. Bnnda basarı da kazanmıştır. Türkiyeyi bir pazar olarak yabancı kapitalizme açık tntraak, ve iktisadi kontrolu elinde bulundurarak Türkiyeyi siyasi bakımdan baglamak... lşte yabancıların değişmiyen politikaları ! Türkiye milletlerarası tefecilifin kncagındadır. Bnndan knrtulmadıkça daha da batağa saplanacaktır. Kurtulmak için tek çare antiemperyalist, halkçı ve devletçi bir siyasi iktidar kurmaktır. I H! Politik savaş organı P er yurttaş, bir partiye oy verdiğüıe göre kimse tam anlamıyla partisiz olmamakla beraber, bir partiye yazılmak, parti eri olmak elhet başka bir şeydir. Partili, bir disipline bağlanmak, yöneticilerin buyruğuna girmek, gereğinde her tiirlü hizmete seve seve koşmak zorundadır. Önemli olan partililerin çokluğu değil, tııtum birliği, bölünmezliğidir. Büyük düşünce ayrılıklan olmadıkca partili, yöneticilerle, liderlerle çatışma haiine gfremez. Kişiliğini kijisel eğilimlerini hiç yıpratmadan bir partinin çarkına girmek de her babayiğitin harcı değildir. Göreceği işi bir bağımsız gibi kendi seçmeye kalkan bir partili, ne kadar değerli kişi olursa olsun partili olmaktan çıkar ya da çıkarılır. Parti yararı hiç bir partinin kendi başına kestiremiyeceği kadar karmaşık bir iş olsa gerek. Bu konuda her fedakârlığı göze almayan yurttaş, tuttuğu partiye dışandan daha yararlı olabilir; Çünkü o partiyi zor duruma sokmadan. içinden ytpratmadan disiplin dışına çıkabilir. Partililerin özgürlüğünü er geç ve az çok kısıtlamayan bir parti henüz görülmüş şey değil dünyamızda. Doğrusunu isterseniz, insanların birbirine zarar vermeden özgür olduğu, yâni insan haklarına kavu; tuğu gün partilerin gereği de kalmıyacaktır. Bugün için, kanun sınırlan içinde de olsa. birer politik savaş organı olan partilerin ordulardan çok başka türlü olması. her partilinin dilediği gibi savaşması beklenemez. bekienmemelidir de. Sivrilik leri törpülemek partilerin düşünce gücünü azaltsa da iş gücünü artırıyor. Bununla beraber. partili olmak. partizan olmak demek de değildir. Çünkü partizanlık yurttaşı ister istemez Anayasanın ve demokrasinin dışına çıkaran bir zorba davramşıdır. Partizan bir çeşit çetecidir ve ancak milletinin düşmanlarına karşı savaşta bir yeri ve yararı olabilir. Demokrasinin yaşaması ve gelişmesi de partilinin partizan olmamasına bağlı görünüyor. • ••I İ V V V ikinci meşTUtiyeti kuranların demokratik rejimden anladıkları, sadece seçmek ve seçilmek hürriyetiyle bu seçilenlerin hükümeti denetlemesinden ibaretti. Toplum kalkınmasının sadece böyle bir sistemle sağlanacağını haî^l etmişlerdl. Oysa, demokratik rejira yalnız siyaset alanında kaldıkça, biçim demokrasisi danımuna düsmekte ve siyaset adamlan arasında bir didişme nyunu haline gelmektedir. Toplumun kalkınması dâvası da, sahipsiz kalmaktadır. Çozüm bekleyen sosyal sorunlar olduğu gibi bırakılmakta ve bütün güç, siyasi didişmelere harcanmaktadır. Böyle bir demokrasi ile güvenlik ve hıızur yerleşmemektedir. DemokTasiyi toplum yaşayışının her kesimine uygulamak ve böylece topluma kök salan bu rejim ile. sosyal kalkınmayı sağlayacak reformlara girişmek gerekmektedir. Ekonomlk meseleler üzerinde düşüncelerini büdiğimiz Prens Sabahattin dahil 1908 adamlan, demokrasinin sadece biçimini benimsiyorlar, demokrasinin özünü bilmiyorlardı. Bundan dolayıdır ki 1908 demokrasisi, öcalma didişmeleri arasında memleketi felâketlere sürukledi. Aşağıdaki anılar, bu gerçegi isbatlamaktadır. t«memiş, bu hususta gereken ilgtyi göstermiştl. Fakat çeşitli nedenlerle tnönü evine çekilmiş, bir bakıma menkup hayatı geçirmişti. Inönü, Atatürk'ün ölumunden sonra iktidara gelirken, menkubiyetin etkllerini taşıyan bir ruhl durum ile göreve başlamıştı. Bu husus, yarının tarihçilerine bir inceleme konusu teşkil edecektir. Biz, bu ruhl durumun onun bir kısım icraatı Üzerinde, olumsuz etkiler yaptıgını ve öcalma didişmelerine yol açtığmı sanmaktayızBayar da, Başbakanlıktan aynlmasından sonra menkup hayatı yaşamış ye 1946 da muhalefet IIderliğine böyle bir ruhî durum içinde başlamıştır. Menkubiyet ruhunun öcalma duygulannı harekete getirdigl tarihimizde bilinen bir gerçektir. Inönü ve Bayar didlşmelerinin nedenlerl ne olursa olsun, toplum kalkınmasına verdiği zararlar ağır olmustur. Her ikisi Atatürk devrinde Atatürk İle elbirliği yapan siyaset adamlan idiler. Atatürk il kelerinln gerçekleşmesinde onunla birlikte çalışmışlardı. Reformlara inanmış görünen bu siyaset adamlan şahsi didişmeleri önliyerek Atatürk'ün izinde yürüyebilselerdi, Atatürk ilkelerinin bekçiliğini gereği gibi yapabilselerdi, toplumnn çözüm bekleyen birçok meseleleri, bugün halledilnıiş olacaktı. çekleştireceğiz. Bunun için öğretimde reformlar yapmak zorundayız. Topraklarımızda ve tarımda bu prensibın ışığı altında reformlara girişeceğiz. Devletimizin yüksek yönetim kadrosu özel sektöre kayarak dağılmıştır. Hiç olmazsa merkezl dimağ rolünü oynayacak yiiksek yönetim kadrolannı yetiştirecegiz. Her yıl çoğalan halkımızı açlıktan kurtaracağız. Çözüm bekleyen bu sorunlan nasıl halledeceğiz? Kuvvetli Hükumete muhtacız Yukarda belirttigimiz çözüm bekleyen sorunlanmız için, kuvvetli bir hükumete muhtacız. Bugünün alışkanlıklann* el sürmeyerek, uydumcu bir politika ile zunan geçirecck, partizanlan doyurmak ve şahsi didismelerle zaman harcıyarak bir parti, parlâmentoda çoğnnluğu kazansa biie kuracağı hükümetle başan gösteremez. Kısa bir süre sonra, partizanların açtığı bataklığa sürüklenir. Türkiyemiz, reformlara hnnmıs partilerin, el ele çabşarak kuracaklan bir koalisyon hükümetiyle kurtulacaktır. Böyle bir hükümetin dört yıl banş ve anlayı; içinde el ele çalışnuuı, Türkiye'nin birçok yaralannı iyileştirebilir. Bu gerçekler karşısında, partilerimizin seçim sırasında yalnıı memleketin kalkınmasile ilgili fikirleri ortaya koymaJan ve bunun dışında fcin ve nefret yaratacak davTanışlardan kaçınmalan gerekirdi. Bu, politikacılarımuın vatana karşı yerine getirmekle yükümlü olduklan borçlardı. Tarihin birçok ibret derslerinden sonra, aynı yolda yürümeğe heveslenmek. siyaset adamlanmızla birlikte, memleketin de felâketlerle karşılaşmasını sonuçlan dırabilir. SO N Sizi devirmek için bu bir fırsaîtır tkinci meşrutiyet liderlerinden Halil Mentese. Cumhuriyet gazetesindeki anılannda, o günlerin siyaset adamlarından Lutfi Fikri ile şöyle konuştuğunu anlatmaktadır: «İnsan olarak çoic sevdiğlm LUtfl Fikri Beye: Sen Avrupada okudun. Hiirriyet sınırlarını takdir edersin. Düşman Trablns Garb'i, Çanakkale Boğazı'nı, vatan topraklannı topa tutarken milli birliği yıkmağa. iç buhranı şiddetlendirmeğe nasıl çalışıyorsun? demiştim. Bana verdiği cevap şu oldu: Azizim, sizi devirmek için bu bir fırsattır. bunu kaçıramayız.» Rahmetli Rıza Nur Bey de «Hürriyet ve İtilâf Nasıl Doğdu ve Nasıl Öldü?» adlı eserinde şöyle yazmaktadır: «Ittihatçılar dalma orduya dayanmakta olduğundan, muhalefetin onlarla uğraşabilmesi için onun da ordu içinde partizanlan olması aslınria sakıncalı bir şey olmakla birlikte gerekli ve zorunlu idi. tttihatçılann da\Tanışlarına göre başka türlü iktidara geçmek ihtimali yoktu.» Genel seçimler ve sonrası Urk halkı kalkınmak zorundadır. Bu halkın nasıl kalkınacağını da, anayasa göstermiş bulunmaktadır. Milll gelirimizi sosyal adalet içinde halkımıza dağıtacağız. Özel teşebbüsün de, kamu teşebbüsünün de gelirleri, sosyal adalet içinde halkımıza bölünecektir. Tor> lum kalkınmamızı bu yoldan ger Î Bağtmsızlık ne övülecek ne kötülenecek bir tutum B ugün bu ayınmları her zamankinden daha büyük bir tirizlikle yapmak zorundayız. Yeni Anayasamızın ışığında Batılı anlamıyla demokağımsızlığa gelince, bu tutum belli bir tarafı rasiye, iki kanatlısına. sağı solu belli olanına yetutmakla belli bir görüşü, yönü olmakla. sağ ni yeni kavuşuyoruz. Partiler tutumlarmı. dayadan yana mı. soldan yana mı düşündüğünü naklarını. amaçlanm gittikçe daha iyi belli edeaçıkça belli etmiş olmakla beraber kişisel ya da rek halkın öniinde sıraya giriyorlar. Bu arada İşgenel. geçicl ya da sürekli türlü nedenlerden ötüçi Partisinin yâni sosyalizmin, Parlâmentoya bir rü bir partiye, bir bağlanmaya, bir sözleşmeye gir parti grupu olarak girmesiyle sosyal deviet anmeyen yurttaşm tutumudur. Bağımsızlık insanın layış ve uygulamasıoın mutlu bir hız kazanacağı kendisine, ülküsüne, yönüne zararlı olabileceği ölsa götürmez. Bu genç ve dmç partinin Parlâmençüde yararlı da olabilecek bir tutumdur. Bir ba toya getireceği hava. ne kadar şimşekli olursa olkıma tutumların en kolayı bir bakıma da en zo sun. bütün partilerin yararına olacaktır; çiinkü rudur. Bağımlı yurttaş sorumluluğu bütün parti politika çatışmalarını sosyal sorunlara çevirmekarkadaşlariyle paylaşır, bağımsız yurttaşsa sorura te daha şimdiden önemli bir rol oynayan bu parIuluğu tek başına yüklenir, üstelik bütün olaylar ti karşısında her biri kendine çeki düzen vermek karşısında yeniden ve tek başına düşünmek zorun zorunda kalacaktır. Millettn uyanmasmı, halkın dadır. Kaldı ki bağımsızlık hiç bir kişiye ya da ku kendine hizmet edenlerden hesap sormasını gerruma bağlı olmamak da değildir; bir tarafı ruttuçekten isteyen hiç bir parti. bilim diliyle konuşğuna göre, o tarafın yıkılması kendinin de yıkılmak zorunda olan sosyalizmin Millet Meclisine ması olduktan başka. tutumunun hesabını kendine Kİrmesine karşı olamaz. Kaldı ki sosyalizmin gir ve dostlarma vermek zorundadır. Bağımsızlık ne mediği bir Meclis, ne kadar çok partili de olsa az övülecek, ne kötülenecek bir tutumdur: Övüleçok tek partili. tek kanatlı. dolayısiyle de Anayamez, çünkü herkes bağımsız olsa bugün demokrasanın sözüne değilse bile özüne aykın olur. Sonuç B BUGÜN C. H. R. Yaralanmayı büe propagandaya âlet edıyorlardı " kinci mesrutlyetin siyasi liderleri, demokrasiyl bu biçirmle anladıkları için, seçimler ancak şahsi didişmeler halinde birbirlerine söverek, birbirlerinl yarahyarak gelip geçiyordu. O günlerin Akşam gazetesinde, seçim olaylariyle ilgili makalelerinde rahmetli Mustafa Ragıb şöyle yazar : «Artık her iki partinin, bütün aydın ve câhil zümreleri birbirine girmişti. İttihat Terakki Partisi kendisine yakın bulduğn bir Bıılgarı muhalif partinio Türk adayina karşı millptvekili çıkarmak istiyordu. yeni ikramiye apartmam AKBANK 111 ••• İLERÎ TÜRKİYE ÜLKÜMÜZ Mitinginde I İSMET İNÖı^Ü (Cumhuriyet 12131) Yakın tarihimize ışık tutan eser | Kemal SATIR Turhan FEYZİOĞLU İlhami SANCAK Muammer I AKSOY Suphi BAYKAM | | Saat 1418 Taksim Alanında Saym İstanbullulara hitap edeceklerdir. * Stajyer Avukat SERMİN KÖKSAL ile ' Gümrük ve Tckel Bakanhğı Müfettiş Muavini . CEMAL F.RBAT / Evlendiler 9 TAHSUS 7.101965 Cumhuriyet 12124 KENT OYUNCULARI Partiler için vatana bağlı olmak değil, kendi partisine ait adayları kazandırmak bahis konusu idi. Politika âleminin bütün zümreleri en kinli düşmanlığa girişmişlerdi. Birbirlerine sövmek, birbirlerini dövmek ve yaralamak isten bile değildi. Edirne milletvekili adayı Rıza Tevfik Bey de, bir saldınya uğramıştı. Filozof, Gümülcinede İttihat Terakki aleyhine gayet şiddetli bir söylev vermiş ve mahaliflerini öfkelendirmişti. İttihatçüara mensup bazı kişiler, Gümülcünedc bir kahveden çıkarken Rıza Tevfik'e saldırmışlar ve başından raralamışlardı. Rıza Tevfik Bey bu olay uzerine, başınm yarasından kanlar akarken bir fotoğraf çıkartmıs ve bu fotoğraf seçim kampanyasında tttihat Terakki Partisi aleyhine ayrıca bir propaganda vesilesi olmuştu.» PERDE ARALIGINDAN İstanbul, Caddebostanda kaloriferli, parke ve marley döşemeli, tam konforlu, deniz manzaralıdır. "~™~" Dr. FERKUH ÜNSALAN ie l ÜLKEB ERGÜN N'işanlandılar 7 Ekım 1%5 Anksra Pembe Kadın OYUN Biletler satılmaktadır. Telefon: 44 36 63 Reklâmcüık 3982/12130 DORMEN TIYATROSUNDA Bugün 18 den itibaren Yalnız 6 hafta Isteme yeri; BATEŞ Bayilik Te^kilâu İSTANBOL Cumhuriyet 12123 MEVLID Kıymetli cşim ve değerli insan Menkubiyete uğramanın etkisi tatürk'nn öliimünden sonra toplum kalkınması hareketinin gevşemesi, Cumhuriyet devriniıı acı olaylarından biridir. Bu dönemde. siyaset adamlannın birbirleriyle didişmeleri başlamış ve böylece birçok değerli zamanlar boş yere barcanmıştır. Atatürk, înönü'yü Başbakanlıktan ayınrken, onun Osmanlı devrine özgii bir menkub olmasını is Dr. Med. HÜSEYİN ALİ TOPUZ Hastalanru, cumartesi pazar hariç, her gün çaat 1S19 arasında kabul eder. Sultanahmet, Yerebatan Cad. 45 Tel: 27 14 73 Cumhuriyet 12122 Çanakkale II Daimı Encümeninden Keşif bedeli H959U1 İş yeri Karantina Çamlık Motel Inşası. 1 İntepenın Karantir.a • Çamlık mevktinde Ozel tdareye ait Motel ve turisitik tesisltrin, 2490 sarlı kanunun 31 inci raadclffine göre kapalı zarî usulü ile eksiltmeye çıkanlmıştır 2 Taliplerin 32 nci maddeye göre hanrhyacakları tek lil meHuplarmı 14/10/1965 perşembe günü saat 14.30 a kadar ;incümen Başkanlığına «erıueleri şarttır. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. j İhalcye Iştirak edeceklerin, yeterlik belgelerüıl Iha leden üç gün evvel Bayındırlı:. Müdürlüğünden almaları sarttır. 4 Bu tesise ait keşıl ve şartnameler mesai saatlerı ıçinde Encilmen Kaleminds görülebilir. 5 Encümen Ihaleyi yapıp yapmamakta >erbestttr Muvakkat tcminatı 1023O, 18034/12107) Ihale tarihı 14/10/1965 saat: 15.30 • A TACETTİN GÖK'ün genç yaşta ebcdiyete intikalini.n 52. gününe rastlıyan 9 Ekim 1965 cumartesi gunü (Yarm) iklndi namazını müteakıp Teşvikiye Camiinde kıymeüi ehli Kur'an ve Mevlithanlar tarafından okunacak Mevlidi Serife, merhumu seven akraba, arkadaş, dost ve arzu eden din kardeşlerimizin tejriflerLr.i rica cderim. Rşl: Huriye GÖK Cumhuriyet Fevkâlâde itina ile hazırlanmış bu emsalsiz dairelerden bir tanesine sahip olabilmek için hesap açtırmakta acele ediniz. ET VE BALIK KURUMUNCA KEMİK ALINACAKTIR Kurumumuz, Zeytınburnu £ t Kombinasına tesımı kaydı ile kaynatılmış ve kaynatılmamıs kemik sauu almaktadır. Dgililerin adı geçen Kombinaya müraacatlan rıca olunur. Telefon: 71 55 61 27 62 10 PARKETT GLASUR Senelerce dayanan PLÂSTİK CAMCİLÂ '•v kullananlardan sorunuz. Yalnız UZER Koll. Sti. nde Fermeneciler 141 Karaköy İSTANBUL Tel: 44 31 56 17M UUf AKBANK 8880/12136 ET ve BALIK KURUMU İstanbul Sölge Müdürliişü (Basın 17213/12İ08)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear