23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKÎ CUMHURİYET 26 Eylul 1964 IIIIMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIII Nezleli Demokrasi Çevreme bdktıkça aldanmıvayım a n u bır ujanış var gıbı geliyor bana Bılıjorsunuz bu turlu sozleruı «bır ozellıgı» vardır. Tumu uykuda bır cemaat.n ıçınden beş on kışı gozlermı açsa da, insan, aman uyanıyorlar dıve sevınebılır. Gerçek şu kı demokrasi adıııa duştugumuz tek duzeyli, tek duzenlı, gorunuşte bır kaç a n u aslında tek partıli orUmdan kurtuluyoruz. 1946 dan sonra ustune oturduğunmz yumurtanın kabugu çatladı. Içinden ne cıvcıv çıkacak? Ta\Tik mu, ordek mı, hındı raı, kaz mı? Onu da gorecegız. Dun eskı bır kıtap geçtı elune Lâtıfeler, nukteler, fıkralar kitabı. Orada okudugum ve şımdıje kadar duymadığım bır hayvan hıkâyesini sıze de anlatmak ıstedım. Buım bugunku jasayışunıza nasıl bir ujanış oldugunu beiırtmek bakımından pek verımh gıbı geldi bana. Vaktı>le bir dağda yaşıjan hayvanlar bir ış için toplanmışlar, konuşmuşlar. Ayrüırken arslan demiş kı: Yahu, bız arasıra neden boyle toplanmıyahm? Bak ne guzel oluyor! Eğer onaylarsanız bu isi sık sık yapalım. Oturalım, serbestçe ülkemızin meselelerıni konuşalım, tartışalun, fıkırlerımızı sovlıyelim. Toplantı y e n de benım evım olsun. iarın ogle uzerı gelın de ılk oturumu açalım. Emredersınız demı^ler hayvanlar. Ertesi gunu tam öğle üzeri arslanın ıkametgâhına gelince onu bekler bulmuşlar. Hoş geldunz ne ıjı ettıniz de geldinız, ulkemiz hesabına kı\anç dujuyorum, dâvalarınuz tartışma ıle çozulecektır jollu lâstıkli lâflardan sonra arslan demış ki: Çocuklar şımdı oturuma başlamak uzere içeri gırelım. Ama knsum bakmaym, ne de olsa arslan inidır, bıraz kokar. Eşek bu sırada içeri gırmış, çıkmış: Aman efendim ne pıs kokudur bu! Siz burada nasıl oturursunuz? deyince: Arslan kızıp bir pençede eşeği yere sermış: Vay kerata vaj, pıs kokuyor dedıysek bunu te\ azuumuzdan söyledik; yedıği halta bak kendıtu bılmezın! Ve maymuna: Sen gır, dıye emretmis. Maymun içeri glrip çıkmış: Aman efendim o eşşoğlu haltetmiş, sizin ınınız mıski amber kokuyor, gul bahçesi gıbi kokuyor. Deyince kızmış arslan çok gazaba gelip: Vay maymun vay, sen benimle alay mı edıyorsun? Sen benim inimin dunımundan habersiz mi sanıyorsun dıye indirmış pençeyi, ve maymun yerle yeksan. O zaman arslan tılkiye donup: l l a n tilki demis, sen de bir gir de doğruyu söyle Allah aşkına! Tilki özür dUemiş: Aman arslanım, bendeniz üstunüze âfiyet bir haftadır nezleyim, burnum koku almadığı içın mutalâa beyan edemiyeceğim. Musaade din emrinizi ifa için bir kaç gun sonra geleyim. * * * Bizim nezleli demokrasinin hikâyesi bu! Şimdilerde gözler görmeye, burunlar koku almaya başladı ama, geç mi kaldık acaba? Arslan da arada ıyıce ihtiyarladı hanl . D Ü Ş Ü N C E L E R Sosyal Konular | liseler pazarîesi yiiııii açılıyor Oze] ve re«mı ortaokul ve lıseler' le teknık okul ve kolejlerde jen ders \ ılına pazartesı sabahı başla nacaktır. 1964 • 1965 oğrenım yıhnın baslamasi munasebetıyle okullarda ozel torenler duzenlenmıştır. Ogrencı velılerının de hazır bu lunacağı torenlerde okul mudurlerı ı!e oğrencı temsılcılen bırer konu^ma vapacaklardır llriiiıılıiıl ve Köyişleri Bakanlığı ve kuruluşu Problemlenmı • zın çokluğu, buyukluğu ve çozum sekıllerının kestırılememesı sebebıyle ele alınan konulan ek^erna busbutun genısletıjor, dağıtıvor, onlara komplıke bır şekıl verıyoruz ve çok defa da bunların ıçınden çıkamı>oruz Bu genel mutalaa koy konulan veya Koy tşlerı Bakanlığı ıçın açıkça mevcuttur Sa\ın Yurdoğlunun bastırıp gonderdığı «Koy Işlerı Bakanlığı Kuruluş Çalışmalan» nı tetkık ederken bır kere daha gorujoruz kı, kov ıslerı dejınce akla gelen meseleler çoktur ve buyuktur Kaldı kı, asıl me«ele kov kalkınması değıl, toplum kalkınmasıdır Toplum kalkınmasinın tanımlanmasına çahşılırken ağırlığı koy ve kojlu teşkıl ettığı ıçın veya daha doğrusu baska turlusu vapılamadığından toplum kalkınması yerıne ış koy kalkınmasına ınhısar ettırılmektedır Konuyu bu çerçevede aldıgımızda da gorunuş sudur • Demografik gerçekler: Turkıvej e nufusunun °o71'ı tarım sektorundedır (*) Kalkınma plânımızın tahakkuku halınde bıle (1977) jılında, tarımdan sanavıe nufusun aktarılmasından sonra, bu o oran c58 olacak ıse de, tarımdakı nufus bugunku sevıvesınde kalacaktır Kov'de her yıl 600 bın kışı artmakta, koy sofrasına bu kadar msan katılmaktadır Başlıca sebep, koy • şehır ekonomık ve sosyal dengesızlığı olmak uzere, kov den şehre duzensız ve hızlı bır nufus akımı vardır Gızli ve açık ışsızlık, azalmakla beraber, 15 plân yıhnın sonunda 700 bın olarak mevcut kalmış olacaktır Problemın bu demografık noktasında durmak, ılenye gıtmemek mumkundur, hattâ belkı luzumludur Yanı sadece bu mıktar ve oranları ıyı bır şekılde duzenlemek, bunda başarı gostermek bıle veterlı bır sonuçtur Ekonomık gerçekler : Kovde nufus başına gelır, Turkıye ortalamasının altındadır Halbukı, Turkıyede mılli gelırın o'o42 sı tarımdan sağlanmakta, ıhracatımızın co8O ınde tanm yer almaktadır Bu halın uzunca bır sure devam edecek olmasına gore, memleket ekonomısının gelıçmesıne koy ekonomısının buyuk etkısı bulunacaktır Hal boyle ıken, mahsul eksenya ışlenmeden, hattâ ıdrâk edılmeden, perakende, değerınm altında kövlu elınden «ıkar Mahsu) çeşıtlennı ve kalfc tesını artırıp, verımı çoğaltacak, elde olunan. mahsulu değerlendırecek ışletmeler, sevk ve pazar işlermı sağlıvacak faydalı, cıddi çabalar • hıç değılse • yetersızdır Koyun dığer gerçeklerıne: sağlık ışlerı, vol, ıçme suyu, okul, ıskân eğıtım, teknık onderlık, en havati kov ıhtıyaçlarının temını, kredı el sanatları gıbı konulara aıt rakamlar artık kâfı derecede belhdır Burada avrıca durmıvacağız Bakanhk kuruluş çalısmalarında koy kalkınmasının ılkelerı ve ana unsurlan uzerınde de durulmustur tlkelenn ba«'nda kovde oturan vatandasa kendı kendıne kalkınma gajretıne gınşmemn gereklıhğı benım«etılecektır Kov lu vatandaş kalkınmayı ı^tıvecek ancak kendı çueu ıle kalkınabıleceğını arlıv acaktır Bu sekılde te=kılâtlanacaktır Devletın bu hızmetlerde kendısını tesvık eden vardımcı olan bır noktada bulunacagım kabııl pdecektır Kalkınmanın ana unsurlarını ı=e arazı mulknetının ve kullanılma"=ının. >erleşmenın duzenlenmesı. en çok ııretım sağlıyacak 'ekılde arazı sulaması ve ıslahı gıbı çah<;mali'i \e tanm ürunlennın fıat polı f ıka'an, pazar lsleri, kovlu tiıketım ıhtuaçlannın sağlanması vol ıçme suvu Izmir fociosı ve sebepleri Yazan: Halis ÖZGÜ 23 ve 24 ejlul gunlerinde cıkan •Cumhun>et»de, Meryem adında 14 yaşında bir kızın Izmirde iki uvev kız kardeşini oldurduğu haberi çıktı. Bu haberden oğrendiğimize go re, Merjem boşanmak sureti>le dağılmış bir ailenin kızıdır. Meryem, bu boşanmadan sonra başka bir kadınla yaşamaya baş lıjan babasınm >anında kalmıştır. Kızın annesi ise başka bir erkekle evlenerek kocasıyle birlıkte ve 7 yıl once Izmire girmiş, orada yerleşmiştir. Babasmın >a nında kalan Meryem, üvey annesl tarafından sevilmemiş, çeşitli şekillerde hırpalanmış, fena yolİara suruklenmek istenmiştir. Ni havet altı ay once anesi Mervemi Izmire. yanına aldırmıştır. Mer jem'in çilesi bu yer değişrirmeden sonra da dolmamıs, havatının dramı sona ertnemiştir. Meryem'in İzmire gelmesiyle beraber içine girdiği ailede; anlaşamamazlık lar, huzursuzluklar ortaya çıkmıştır. Kıskançlıktan doğan bu hal 1er sürup girmiştir. Meryem kendisinden daha elverişli bir du rumda olduklarını gorduğu veva sandığı üvev kız kardeşlerinl kıskanmıştır. Bu yuzden uvey baha sı tarafından hırpalanmıstır. Dovülmuştur tki ay kadar once vine uvey babası tarafından hırpalanan. dovulen Meryem. hayatının en tehlikeli karannı vermis ve iki yaşındaki kardeşine zehirli şeftali yedirerek onun olumune bu suretle sebep olmuştur. Meryem bununla da yetinmemiş ikin ci kız kardeşini de kolye ile boğarak oldurmıişrür. Meryem'in boyle hareket etme sinde. kardeşlerini oldurmesinde çesitli sebepler rol oynamıştır. Bu sebepler arasında Mervem'in boşanmak suretivle vıkılmış, dağılmış bir ailenin kizı olması >eniden kurulan iki ailede geçen havatmda aradıği. beklediği vakınIığı. sevgiyi bulamaması. tersine olarak, ıstırablı yaşayışınm devam etmesi. hırpalanması, kardeslerinin. hem de. üvey kardeşlerinin kendisine her bakımdan tercih edildiklerini eormesi veva buna inanması, burün bunlann sonaçlan olarak, uvey annesinden, bahasından. hattâ öz annesinden, ba basından nefret etmesi, bunlan ıs tıraplanntn sorumluluğu ile suçlandırması. hepsine karsı gıinden gune şiddetlenen bir kin. düsman lık duvması. ebeveyinlerinin \ersiz bulduğu davranışlarivle patoloiik bir mahivet kazanana hir kıs kançlık duyması önemli bir \er tutabilir Bilindiği gibi boşanma bir yuva nın çokmesi, bir ocağın sonmesi demektir Çöken vuva lcinde va şıvanlann, özellikle, çocuklann ruh dünyalannda. hiitiin varlık lannda ceşitli ve surekli sarsıntılar, tehlikeli çokuntuler mevdana getirir. 5 yasından sonra annelerinden nzak kalan 50M çocuktan 20 si •tzerinde vapılan ara«rtrmalar bu çocuklann bn yaştan sonra esash bir şekilde de&lştiklerinl. uzunrulu gorunduklerıni, baska. çocuklarla anlaşamadıklannı, su rekli olarak kimsevi sevmedikle rini. yaptıklan kabahatlardan, iş ledikleri suçlardan fazla pişman lık duvmadıklannı meydana çıkarmıştır. Dieer taraftan boşanma olavı Ile cocujhın ruh dunvasında mevdaua gelen sarsıntılan tesbît etmek için yapılan diğer bazı araştırmalar cok önemli sonuçlar vermi^tir. Ikinci Dunva Savaşında sinir hastahklanna rutulan ve tedavl edılen 2228 Amerikalı erin, intibaksızlık gosteren S39 Parisli çocuğun yuzde 66 sının boşanmı^ aileden geldikleri görülmıistur. Zamanımızın tanınmış ruh hekim lerinden Heuver, anneleri baba ları boşanmıs olan çocuklann yuzde 22 sinin suç işliyebileceği ni soylemektedir. Amerika'da 1M6 da suç işlijen 4000 çocuğun yuzde 50 sinin, Belçikada 1939 da s u ; işliyen çocuğun yuzde 50 sinin, b veç*te 1946 da suç işliyen 1315 çocuğun yuzde 42 sinin, Fransa'da 1948 de suç işliyen 645 çocuğun vuzde 65 inin boşanma vüzünden annelerinden. babalanndan ayrı kalmış çocuklar olduklan anlaşıl mıştır. Yirminci yüzyılda insan görüşunde önemll değişikliklere yol açan en tipik fikir akımlanndan biri olan Adler Ooktrinlne uygun araştırmalar çeşitli sebeplerle, bu arada. yanlış eğitimle patoloilk bir mahivet kazanan aşağılık duy gusunun yarattığı aşın derecedeki kardes kiskançlığınm tehlikeli bir durum gosterebileceğini ortaya koymuştur. Çocuk, tamamivle varlığına yönelmesini arzu ettiği çevresinin il erisini. yakınlığını. sevgislnl paylaşmak suretivle kendlsini tamlık bilincinden. sevinclnden yoksun eden kardeşlerini çekemez Bu çe kememezlik çevrenin yanlıs davranışlarivle yavaş yavas normal şeklini kavbedebilir. Patolojik bir sekil alabilir Bunun sonucu olarak, çocuk surekli olarak sıkıntılar. huzursuzluklar. ısrırablar Icinde vaşıvabilir Önemslzliğinin acılarİTİe kıvranabilir. Kendisinden nefret edebilir Kendisinden nefret ettigi icin başkalanndan da nefret edebilir. Voklugunun acılannı bn vokluğu kendisine duvurtanlann vokluklaıiyle unutabiTeceflni diışunebilir. Çocuk. sevTnediçi. nefret ettlği annesinden. babasmdan öc almak İcin onlann devamlan gibl saydığı kardesleriyle amansız bir mücadeleve glrişebilir. Daha doğrusu. dosrudan doğruya, açık tan açiğa mucadele edemediği annesi. bahası ile dolavlı bir sekilde ııeraşmak volunn secehilir Kendisinde nefret kin. dusmanhk va ratan annesini baba<nnı en ivi bir sekilde en çok sevdikleri kimseler aracılığıvle. çocuklarının var hklarında cezalandırablleceğine, vok edehileceğine inanahilir Bilincaltında yerlesen fena anne, baba havalini bu hayali canlandıran çocukları da ortadan kaldırmak eüiliminl duvabilir Patoloük kardeş çekememezliğl ni izah etmek için son zamanlarda değişik bir gorfiş şekll ortava atılmıştır Bu nazariyeye eore do ğnıttan geldikleri sanılan bazı kisilik ezelllkleri alle mflnasebetleri aracılısivle bir kusaktan dieerfne cecerler Sosyal veraset denen bu gecis bivolojik bir mahiyet taşımaz Ebeveyinlertn çocuk üzerindekl psikojen etkisivle meydana gelmektedir Meselâ. iki erkek kardeş. anneleri ile kız kar desi arasında çocukluklarında ver alan cekememezlikleri veniden vaşıvabilirler Tekrar edebilirler llllllllllMlllmllllmlllllll r Rüştü OZAL Yazan: *^^^^^* Enstıtusunun tavsıyelerıne oldukça tevafuk eden boyle bır kuruluş hatahdır, dıyo Keşanlı Ali Destanını oynıyacak artistler bugün jpdiyorlar «Gulrız tıuıurı Lngın Cezzar Topluluğu» Almanva'dakı Turk ı^çı'erme temsıller vermek uzere bugun Avrupa'ya hareket edecektır «Keşanlı Alı Destanı» nı M nıh, Bonn, Koln ve Stuttgart'da ovnıvacak olan topluluğun buvuk ılçıyle karşılanacağı umulmaktadır Almanya'dan gelen haberlere gore, bıletlenn çogu sımdıden saM*nı<:tı r Gaz işçileri de toplu sözleş me LmzaJadıIar Bevoğlu cıhetı Muvakkat Gaz Işletmesı ıle îşçı Sendıkası arasındakı toplu ış sozleşmesı dun sabah Kâğıthane Pohgonda Havagazı Fabrıka'inda ımzalanmıştır tmza torenınde Istanbul Beledıve Başkanı Haşım tşcan da hazır uİMn»>i\n:tur okul, elektrık haberleşme hızmetlerıvle koj bunvesının ıslahı, gelistirilmesı ve saflamlastırılması, ayrıca da, uretımın artınlması ıçın gereklı bılgı on ıhtı \açlar, kredı, teşvık teskıl etmek tedır Buraya kadarkı mutalaalar, ana hatlanvle kabul ve ıttıfak olunabılecek çok sovlenmış yazılmıs ve hattâ kalkınma plânımızda deŞerlendırılmış musahedelerın belkı sadece toplu bır ıfadesını teskıl eder Raporun III bolumunde, bu tesbıt ve musahedelerden Koy îslerı Bakanlığının vapacağı hızmetler ve bunun ıcın Bakanlığa bağlanması gereken teşekkuller, bır sonuç olarak behrtılmektedır Bakarhğa bağlanacak tesekkullerı daha belırlı hale getırmek ıçın de, koylerın ıhtıjaçları gruplandırıhp tasnıf edılmektedır An'a=ılacağı uzere. toprak reformu, toprak ve su kavnaklannın gehştırılmesı, alt vapı dedıŞımız vol ıçme suyu, kov okulu kov elektrıfıkasvonu, koy meskenı koy verlesmesı sosval bınalar, haberleşme hızmetlen, tarımsal ve ekonomık faalıjetlerı geli"=tırme, ınsana vonelen egıtım, (sağlık, sosval, beslenme) kovlerımızın muşterek ıhtıvaç gruplarıdır t'ste bız butun bu ıhtıvaçlara gore teşkılâtlanmavı anlıyabılmıs değılız Bılıyoruz kı, Sayın Yurdoğlu, bu sonuca vanrken, şehırde kovde, çadırda, şehırlı, koylu, ıdarecı, unıversıtelı arasında; bılgılı ınsanlarda, tecrubede, heyet çalışmalarında. nıhayet yurt dısmda, Israel'de ve Hındıstan'da çok şev aradı Kabıl olanı yaptı En çok tetkıkle, bunvemıze ıhtıyaçlara en uvgun olanını ve en ıvısını yapmak ıstedı Belkı en dogrusunu buldu Fakat, adını ettıgımız çalışmalan, tetkık ıçın bız lere gonderırken, Savın Yurdojlunun yıne bır ısteğı vardı «Mutalâa» Bız. samımıyetıne ınandığımız bu çağrıya, ısteğe uvu>oruz Duşunduklerımızın doğrudan kendısıne gondenlmesı uvgun bır şekıl olmak gerektır Çu kadar kı, bu çok onemlı konuda ve henuz bu safhada, goruşumuzun, ılgılenmek ıstıyenlere de arzı karsıt fıkırlerın ortava konulmasına vol açmak suretıyle favdah olmak umıdını taşıvor Arkada^ımın bu seklı vadırgayacak larını zannetmıvoTum. Koy îslen Bakanlığı, tesbıt olunan ve ozetledığımız koy ıhtıyaç gruplarına gore teşkılâtlanır ken, uygulama unıtesıne bağlanması ongorulen • değıl ongorulen sımdıden bır kısmı bağlanmış olan kuruluşlar şunlardır • Toprak tskân ışlen, tmar Iskan Bakanlığı Mesken Genel Mudurluğu Koyculuk Daıresı (*•), Tanm Bakanlığı Orman tçı Ko\lerın kalkınma^ına bakan Kov Kalkınma Daıresı, (bu daırelerın merkez ve taşra teskılâtındakı memurlar kadroları ıle), Tanm Bakanlığı Toprak Su Işlerı Genel Mudurluğu. Bavmdırlık Bakanhğından Enerjı ve Tabıi Kavnaklar Bakanhğına geçen Devlet Su Islerının koy ıçme sulan teşkılâtı, Karavolları Genel Mudurluğunun ıl ve kov yolları kurulusu, kov elektrıfıkasvon ışlerı (henuz bovle bır teşkılât vok) koy haberleşme ıslerı ve bu i"=ler ıçın avrılan devlet \ ardım ları Kov tşlerı Bakanlığı elı>le sarf edılecek, bovlece dığer kavnaklar ve ısbırlıklerı etkılı hale getırılecektır l<;te bız daha çok bu nokta u zerınde duruvoruz Ilk bakı<;ta pek doğru gorunen, tstanbul Unıver«ıtesının Hukuk Fakulte^ı tdare Hukuku ve tdare tlımlcn lefrıkası 48 Savın Yurdoğlunun talebl uzerıne maruf adıyle 'îstanbul Anayasası» tasarısını hazırlıvan • gahba a\nı zevattan kurulu llım heyetının duzenledığı rapor, ovle gorunuyor kı, Koy tslerı Bakanı mızın goruşune ujgun geldığı ıçın fazlasıyle genışletılerek, Ba kanhğın uygulama unıtesı bolumunde değerlendırılmiştır Bakanlıgın, dığer luzumlu olduğu şuphesız bulunan (arastırma ve eğıtım) (plânlama ve koordınasjon), (halk munasebetlerı, vajın ve ıdare) umtelerı ya nmda, herhalde koj den merkeze kadar butun kademelerıyle yol ıçme suyu, toprak ve su kay naklarının gehştırılmesı, toprak ı^kan, mesken ışlerı elektrıfıkas\on, haberlcme v b ışlerı sınesınde toph>an bır uygulama unıtesı meydana getırmesım her aklın kolay kabul edebıleceğını sanmıyoruz Kanaatımız odur kı, devlet hızmetlerı çok defa butunluk arzeder En basıtı, bır yerleşme (ıskan) ışı, üışardan gelen ırkdaş veja multecı'nın yurda gırışte mısaiır edılmesınden başlar, geldığı bolgenın cografı ozellıgı, sosjal, kulturel ve ekonomık şartlarına gore devam eder Bır ıç ıskan konumuz vardır kı, bunu koj, şehır dive ajıramajız Hars ve kultur dengelemesınden ıtıbaren çok yonlerı olan boyle bır konu elbette koy ışlerı değıldır Hattâ tabıi âfetlerden dolayı yapılacak jenıden yerleşmelerın koy ışlerı olarak mutalâası ne mumkun'. Dığer alt yapılar konusuna gelınce, bugun bırleşmış olan ıstek veva eğılım, orneğın Karavolları varken, ıl ve koy yollarının da bu başarılı teşekkule yaptınlmasıdır Her vılâyette, bırbırınden a> n, bırbırınden uzak, bır Devlet Su Işlerı, bır Karayolları, bır Vılâjet Bavındırlık Mudurluğu teskılatı vardır îdarî ve teknık elemanları, vas>ıtaları, atelyelerı, vedek parça depoları, ınsan ve malzeme ısrafının, her goze batan, her akla aykırı gelen, kotu orneklerıdır, bunlar Şımdı ıse, koy ısı olarak, yol, ıçme suyu, koy okulu japımı toprak ve su kavnaklarının gelıştırılmesı, orman ıçı koylerın kalkındırılması 4 K gruplan, haberleşme vasıtaları, elektrık ı^lerını gene! devlet hızmetlerınden bolerek, ayırarak bır Bakanlıkta toplamak, ayrıca Toprak Mahsullert Ofısinı, Sanavı Bakanlığının Koy Sa natları Daıresını ılah toplıva rak Bakanhgın asli fonksıyonlannı yapacak dığer umtelerı yanında ve onlardan bırısı gıbı mu talâa etmek, vukarıda behrttığı mız şekılde dev cus«esı ıle bır Karavolları kuruluşu varken, kovden merkeze kademelı yenı kov yolları yapımı teşkılâtını Koy Bakanlığı ıçınde meydana çetırmek hıç değılse benım aklımın henuz almıvacağı bır anlayıstır Doğrudan veya vasıtalı olarak kove ayrılan odeneğı ve kove vonelmıs hızmetı kısmen ve zahıren bır Bakanlıkta a^rılmış gos termek, koyu avn ve heroen butun hızmetlenvle baslı başına mutalâa edılmekte ımış gıbı kanıva ver veren hareket dahı dusunmeye değer sanıyoruz Çunku, bır Tarım Bakanlığının hangı odeneğı ve hangı hızmetı kove ve kovluve de&ıldır kı'! tlçede, ılde yapılan orta ve vuksek eğıtım mue^se«elerını koy hızmetınden avırmak, bolge okullarını kov ısı savmamak kabıl mıdır' Bakanlıgın butun koy ıslerını tekelden vapmava çah'makta oldugu kanaatını vermekte olan bu kuruluşu vanlı«tır Bakanlığın kuruluş maksadı, kesınhkle boyle olmamak lâzımdır Avkırı karar ve hareketlenn duzeltılme1:! vazık kı çok guç ve pahah olacaktır Sanavıle^mls ılen memleketlerde bu oran 0 ol3 e kadar dusmus buna karsıhk tanm Celırlen de ek^ılmemıştır (••) Bu daıre tarafımdan kurulmuştur ; (*) Şehrin bazı semtlerinde cereyan kesilecek Tturmetal üstün kalitenin garantisidir luks salonu haline getınlen E LH AM R A Elektrık tesıslerınde yapılacak yılhk bakım sebebıyle 27 30 eylul tarıhlen arasında şehrin bazı semtlerinde cereyan kesılecektır. 27 eylul pazar gunu 8 • 12 arasında Zıncırhkuvu, Buvırkdere Cad desı sağ tarafı, 8 16 arasında Beledıye Saravı, Horhor, Fatıh, Malta, Edırnekapı guzergâhı, Kazhçeşme, Demırhane Caddesı, Nkele Sokak, Mensucat ve Derı Fabrıkası, Tabakhaneler Kadıkoy Gazhane, Otosan Ford Montaj Fabrıkası ve cıvarında; 2830 evlul tanhlerınde saat 12 14 arasında Teşvıkıye'Öâncılık: 2374/11643 de; 29 eylul salı gunu ıse Levend, Buvukdere Caddesıvle Sanyer Yenı Mahalle'de «ehır cerevanmın keYeni baştan restore edılerek İstanbulun en 3 manav ile bir sucuk imalâthanesi kapatıldı Beledıve nızamlarına ve tarıfelerıne uymıyan muesseseler cezaandınlmakta suçuo tekran lıalınde bu yerler kapatılmaktadır I&ielcım, Beledıve tktısadî MuTakaise Mudurluîu murakıplan, beş gunde 4 yerı kapatmış, 12 yere de 25 00 lıra arasında para cezası uyguamıstır Kapatılan yerlerın uçu manav, bırı sucuk, salam ımalâtanesıdır ISTANBUL TIYATROSU BU AKŞAM'dan İTİBAREN Her Akşam 21.15 de Çarşamba, Cumartesı, Pazar 15 00 de (Komedı 3 Perde) OYN1YANLAR Alev Sururı, Tevhıd Bılge, Ah Sururı, Sevım Çalışgir, Ilhan Daner, Ekrem Dumer, Selım Naşıt, Semra Ozgur, Toto Karaca, Ayten Çankaya, Nurten Atakmen, Muzaffer Hepguler, Celâl Sururı Not Gışe açılmıştır. Reklâmcılık 3424 11448 Bazı bölgelerde sıcakIık artacak Marmara Lse, Batı Karadeniz te ^kdenız bolçelerı ver jer vafı«!lı. Orta Anadolu Boleesı ise sabahları açık oğleden sonra parçalı bulutlu ve mevzıî safanak vagıslı çeçecektır. Hava «ncaklıkları bıitun bolçelerde hıssedilır derecede artacaktır. Ruzgârlar, kuzevdoçudan oncelerı hafif. «onn h r t Umvptlı e^ecektîr VEFAT İlk Galatasaray mezunlanndan Aziz Beyin kızı. 23 Fırka Erkânıharbıye Reısi merhum Hüsamettın'in eşi merhum Melâhat Etıli ıle Sabahat Fılmer ve Mubeccel Argun'un sevgib anneleri, Zıya Gevher Etılı ve Cemil Fılmer'ın kayınvaldelerı, Lâle, Mehmet Etılı'nin, Metın, İlham FılmeT'ın, Fusun Dobra'nın büyıikannelen, Vahdet Dobra, Emel ve Ayten Filmer'in buyuk kayınvaldeleri, Zeynep, Sadık, Cem. Ahmet, Şeref, S e v da ve Lâle'nin nenelen, İ L AN K K. K tstanbul • Sulevmanıve dekı As Basimevıne 3656 sayılı Kanunun 19 maddesıne tabı aşağıda Brans'arı yazılı av ük ucretlı personel alınacaktır Istekhlenn şartları ogrenmek uzere 12 Ekım 1964 Pazartesı günune kadar saat 9 17 arasında Basımevıne muracaat etmelerı. Personelın Bransı Avlık ucret ' . 33 zamlı 40o 5ao 1 Entertıp veva Lınotıp üperatoru 300 450 405 555 1 Dızıcı 300 450 405 . 555 1 Ressam, Kartoğraf 300 . 450 NOT : Ayrıca (75) lıra tavın bedelı de verılır. (1670 Basın 17882 11440) Eylul 26 Cemaziyelevvel 20 •o Bergüzar Hüsamettin flrgun Hanımefendi 24 91964 perşembe sabahı Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesı 26 91964 cumartesı gunu öğle namazını mutaakıp Şışb Camıınden kaldırılarak ebedî ıstırahatgâbına defnedılecektır. İlâncılık: 2589/11469 * V ~ | 6 49113 05 16 27 19 00 20 31 E. 111 48ı 6 03 5 07 9 26 12 OOj 131110 06 CUMHl KIVfcTin ÖZEL KALAMIŞ LİSESİ Kuruluşu: 1950 . Biracışarkı Ana İlk Orta Lise (Muadeletı tasdıkh) 1. 2 İlk kısmın butün sınıfları ile Orta ve Lısenın birinci sınıflanna yatılı oğrenci alınacaktır. Yaşı büyük ve belgeli öğrenci kabul edılmez İlk kısım: Feneryolu, Erguvan Sok. Tel: 36 26 13 Lise kısmı: Caddebostan, Hamam Sokak. Tel: 55 36 56 Cumhunyet 11443 ÇnutK VaMct Ciltekhı . Yuan: A. J. Cronin 176 BIR AC1 ŞARKJ BÎK AC1 ŞARK1 177 178 BIR AC1 ŞARK1 üc kuruşluk opera «Git getir onn» dive boyurdu. Istemıje ıstemıve gıtlım getırdım, sonra da, knm gibı, onun arkasına dustum, bahçeve çık tık. Çımenlığın öbflr acuna l.rıket kazıkları ça kılmıst;, bahçenın evden jana olan ucunda da bir dordüncüsü vardı, buna bır sopa davanmıstı. Mıss Grevılle, ılerleyip, sopayı aldı, sovle bir sallavıp nzattı. «Bu senın, CarroII. Bak, hıç vağsız bırakmıyacaksın. Yalnız, unntma : Salt keten yağı süreceksın. baska jağ olmaz.» Ben sopayı alınca, Mıss Grevılle o azun, tıl tik yününden önılmüs ceketını çıkardı, ışe koynlorcasına gomleğmın kollarını sıvadı. Hıç beklemıyordum: Baldırlan gibı sert kaslı kollar ortaya çıktı. Sonra, bır sey soylemeden, avucunn açıp elini azattı. Avncuna topn kovdum. Bdylece, Eton Harlow maçında kullanılmıs bir topla kriketçilığe baslamıs oluvordnm. Bu oyuno pek ıvı bilmezdım ama, gözüme gflvenıvordnm; sonra, sopa da elımde pek ra hattı. Mıss Grevılle'nın o azametlı tavrı benı de diklestirmistı; avrıca, bn kadın benı daldı ğım dünyadan çekıp almıstı; onun ıçın, kalama koynmstnm : Ona övle bir sopa sallıyacak tım ki, bahçeden sürüp atacaktım. bele elımden gelırse bır pencereden ıçeri fırlatacaktım, sornmln oydu çünkü «Oyna!» dive seslendi, kısa, sıkı bır fır latışla, topo alçaktan bana doğru attı. Sopamı pek hınzırca savurdnm, bır de bak tım benim kale yıkılmış. «Mahsus kötu attınız» dive, karsı geldım. «Aşağıdan atma derler buna, sersem!» Ondan sonrakı onbes dakıka ıçınde utancımdan kaç kere jerın dıbıne ge^tım! Bu kadın kııçukiuğunden krıketle buvumustu, çocukken ağabevlerıvle ovnamıs, daha sonraları >%aınt Anne kız okuluna bıle krıketı sokmaja çalısmıs, kabul ettırememıstı, bu kıbar okulundan çekılmesınde bunun da bıraz pavı vardı. övle numaralar vapıyordu kı, delı oluvordum, eŞılıp hükulerek sopamı savuruvordnm ama, bosuna. %ncak, bovlehkle, bana sopavı duz kullanmak gerektıŞını anlatmıs oldu da benım için asıl ders basladı, hem de ovle ıvı ders almıstım kı, bır çevrek daha geçınce topa sopanın karnıvle tatlıca vurup hızla Mıss Grevıllc'nin tepesınden aşırarak arka kapının basamaklarına kadar fırlatmanın tadını tattım. Bu olağanustü, ama ne vazık kı bedbabt kadının ozellıklerınden bırı de kendı ıçındekı coşkunlueu bana asılıvabılmesıydı. Krıketın delisi oldum, o \agı<:sız ılkva/ günlerınde. bir gonüllıi kurban gibı, Miss Greville ıle boyuna knket ovnadım O bana «Raptan» dercı«ını de tanıtmıstı Bu dergıdc (,ıkan resımlerı kendımden geçercesıne seyredıvor, avaklannda bevaz fanilâ pantolon, üstlerinde sık ceketler. baslarında çızgılı, ya da arnalı kasketlerle, tanrılar gıbi kurulmaş onbırınci sınıf çocuklarına kıskanarak bakıyordam, Gıtmıştı artık benım o, fundalıklardaki dolaşmalarım, bıtkıler üzerıne bilgı edınme tutknm Ünlü bir kriket oyuncasu olmak istiyor dum sımdı. Nottmghamshıre'lı George Gunn gıbı. Bu kriketçının adı benım sopamda vazılıvdı, elde ettıfı savıları da Mıss Greville'nın «Mınton flerald» gazetesınden okur, hıç kaçırmazdım: basan kazamnca sevınir, kazanamavınca da müthis üzüiurddm * * * Hazıran basında bır gtin ofleden sonra, çok guzel bır vnruşla topu frenküzümiı çalılannın arasına gömmıistıim Mıss Greville düsünceli bır tavır takındı. Bır sev demedı ama o aksam baktım annemle bır sev ler konusuyor. Annem pek sevinmis çörünüvordu. Sonradan bana dedi kı : ııann okuldan sonra çabuk eve gel. Mish Greville öyle istıyorj Ertesi çün. gene her günbü çıbı çımenlıkte kriket oynıvacağımızı diisünerek sevine sevine erkenden eve geldim Miss Greville benı beklemesıne bekliyordn ama, sokak kıhginlandı; yalnız. spor giyınmistı. Bisikleti de, yük yerine benım kriket sopası ba^lanmı^. babçe kapısının / öniinde duruyordu. «Ben bisikleti yürütfirken sen de arkaya atla* dedı. Mıss Grevılle'nın bisikleti DursleyPetersen markaydı; birınci sınıf, pahalı bir makıne ama. oturacak yeri pek yüksekti, yapısı da 5yle deiisik bir biçimdeydi ki, volda herkes bakıyor du. Miss Grevılle, basında o lirol bıçlral şapka, azametli bir tavirla tekerlekleri bızlı bızlı çevırerek, ben arkaya asılmıs, düşmemeye çalısarak, biz oyle giderken çok geçmeden bir de baktık bütün ahalinin gözleri bize dikilmis. (Arkası var) PROF. NIMBUS'UN MACERALAKi SahlbJ NAZİME NADt ECVET GÜREStN * Ya» [9lerin] tUJeo uian Sorumlu MOdOreden Genel Yayıo MüdürO Cumhuriyel Sayısı 25 üuru* itlrkly* tuncl Lln Kı Ura tCı Senellk • «yük S «ylık * n •0 00 VtM T5.00 ISOM ANKAKA AtatOrk Bulvan **amı K9. VENtSEHlB relefon ı l M M 11 K M ts % « 11 *> « S Oaa Suir«n no u raı »1J30 OitfiV (LLKKI HOKOSU: Pas» Msnallpn S^nallgeçl No I Dtyarbakıt 10O UfİNKY tl.l.KKl B C K I » 8 O : KOcOkjaal Ucydanı EdlnM BMBO ADANA Itlftrın «9M Bu fazrt» OA.SIN AHUAK TA> SASINA umı.yı taahhOt etmlgtll s tzmlt Bfirosn: Gazetemlze gönüerüeD ysnlaı ko. HUJBUJEL konulmans lade eâllmes. * muz Abone re Uân ıslerı ıçlD tarbo Ostün* cAbonrt »ey» ctlfto ServUH knvaınıo kı»nnn»ı I9zımdu • ••••••••«•••I VECDİ KIZILDEMÎR * «0 00 M00 tLânlardan mesuuyet KabuJ OIUD Baaao Tayas CTJMHURlYSn MatbaJicıU» r A 3 CaSal Sokdk No 3941
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear