25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 Eylul 1964 UUMHUKIYET BES Illllllllllll! İŞ ADAMI DIYOR Kİ : Yorum Dış ticaret miibadele hadlerinin aleyhe dönmesi aldığımız dış yardımların piyasa yoluyla gelişmiş ülkelere iade edildiğini gösterir. Yalnız bu olay gelişmiş ülkelerle alış verişte nasıl istismar edildiğimizi ispathyacak niteliktedir. Sermaye ithali ya da işçi ihracı bu istisman önliyebilir mi? | Dı? ticareiie tehlikeli eğilimler | SSS S= 5S SE Z=z == == S= = SS S5 = 5= ^S == = = EEj = SSS BSS = = == = = SS 555 S5 ^S 55 == ~ 5SS = 5SS rr: ş: SE EE SSS îS SSS 2= SS S= S= SSS 5= = 5= S: SS SI 5= SS •~~ " 55 55 55 55 55 S=: S= Geçen yıl sbnan sonuçlan, bn yılın şimdiye kadar bill ~ nenleri ile karşılaştırırsak dı? ticaret dnrumnmnzdaki ciddi • yet iyiee ortaya çıkmaktadır. Ihracatımız azalıyor. Dıç yar ~ dımUr beklenen oranlarda gerçekleşemiyor. Bnnlann sonu j£= cn olarak ithalitımıı, kalkınmayı tehlikeye düşürecek bazı ~ eğilimler göstennektedir. Şöyle kl: 1963 yılı lthalât darnmn = = na baluldığı zaman gerçekte büyük bir artıs var izlenimi = nyanmakla beraber daha aynntılı bir arastırma şu dnrnmn ^ ortaya koymaktadır: Eğer PL 480 Ithalâtı ve Ereğli Demir Çelik = Tesislerinin inşaatının hızlandırılmasmdan doğan itbalât top = Iam ithalâtımızdan çıkanlırsa «normal ithalâUımızda V * =EE oranında (10,4 milyon dolar) bir azalma oldnjn anlaşılmakta = dır. Bn, fizerinde eiddiyetle durulması gereken birinci eği ~ limdir. Eger ham maddeler, yatınra malları ve tüketim mal S E l a n «larak itbal&tıraızın dnrnmnna bakılacak olursa yatınm SSS mallan ve tüketim mallan ithalâtında da bir azalma oldugn = E görülmektedir. T a t ı n m mallan ithalâtındaki azalma üzerin = = de eiddiyetle durnlacak ikinci efilimdir. = Kalkınma plânının jerçekleşraesini ve hattâ kalkınma E E mııın oznn süreli hedeflerini tehlikeye «okabilecek olan bu E E eJtiUmlerin gecikmeden önlenmesine çalışmak zornnlaluğnnda S S yıs. Şimdilik ikinei eğilim ve bunnn nedenlerini bir yana bı ^ = rakırsak «normal itbalât» ımızdaki azalma için iki yönltt bir = = çabanın gecikmeden yapılması gerektifi iyice ortaya çıkıyor: ^ tHRACAT GELİRLERİNt ARTTIRMAK: Geleneksel bir = = bflnye ve kuruluş içinde olan ihracat sektörümüzün yeni = = ynrt ve dünya şartlarına nyacak biçimde köklü bir gilkinişe = = kavnştumlması zorunluğu ortadadır. Bngün yapılan çabalar = = kısmi düzeltmelere imkân verse bile uznn süreli bir gelişme ~~" nin gerçekleşmesine yardımeı olamıyacaktır. Bn bakımdan ^~ devletln bizzat, üretimden dış pazarlara satışa kadar, gecik EE «neden bn sektörü yeniden düzenlemesi ve inisiyatifin EE •fırlıgtm kendi sorumlnloğn altına alması gereklidir. Uznn ~ süreli hedefleri iyice araştırılarak tesbit edilmiş plânlı ve EE orf&nize bir ihracat politikasını baska türlfl yöneltmeye ça EE lışmak zaman kaybından baska bir şeye yaramıyacaktır. ^S DIŞ TARDIMLARI ARTTIRMAK: Türk Koıısorsiyomu = non nmulan kredileri yeterli olarak verdiğini kittıse iddia C ^ edemez. Bunun nedenleri üzerinde ilgililerin kamn o y n n n s z açık sekilde aydınlatmamaları ciddî bir tenkid konusudor. Üstelik Konsorsiyom yardımlarının genellikle «bağlı» bir şe kllde verilmesi ve bn konnda meydana gelen gecikmelerin ^ = nedenleri de kamn o y n n a yeterli açıklıkla dnyurnlmamakta ^ ^ dır, Oysaki Hindistan, kendi yardım konsorsiyomundan 1964 EE 1965 malî yılı için daha fazla kredi elde etme imk&nlannı = = bulabilmiştir. Hindistana yapılan yardımların bn yılki özel ^z: liklerinden birisi de kendi konsorsiyomunun verdigi kredi ssr lerin •• 53 ainin «bağlı krediler» şeklinde olmamasıdır. Diger bir deyimle Hindistan kendi konsorsiyomundan hem daha (azla kredi alır hem de bnnlann yansından fazlasını kendi ^ tercih hakkı içinde knllanırken Tfirkiye ne bekledi|i kredi ~ miktariBi aimakta, ne bnnn zamamnda elde etmekte ne de = bnnlan kendi tercih hakkı içinde kullanabilmektedir. Biz bn S S lonncun nedenlerinin, yalnız, konsorsiyomun bazı üyelerinin SS: tntumlarından ileri feldifini sanmıyomz. Bnrada asıl sornm = lulugıın pl&ndaki hedefleri gerçekleştirmekle yükümlü bnln = = nan hükfimete ait oldu£uno iddia ediyornz. Reformlar çeşitli = 5 çıkar gmplannın baakıları altında zamamnda yapılamaz, do " layısiyle plânın iç finansmanı tehlikeye girerse dış finans man imkânlarının zayıflamasına şaşmamak gerekir. Ynkandan beri kısaea doknndngnmnz konnlar bizi nlus s s lararası ticaret ve kredi ilişkilerinin defişen niteligine ny 5 5 maya, her bakımdan, zorlamaktadır. Kaldı ki, DUnya Ban 5 = kastnın son Tokyo toplantısı da feri kalmış ülkelerin dif a ^ ~ lemle olan ilişkilerinde muhtaç oldnklan yeni tntamn bfi ^ tfin açıklıfi ile ortaya koymnştnr. Bu vcrileri değerlendir 5 = mekte secikti|imiz takdirde fiçuncü dünya ülkelerine kı = = yasla da ferilediğimizi fizfilerek görecegiz. tçerde gerçekçi = = olmak, halka açılmak ve rüvenmek buçünkü kalkınma fel = tefelerinin temel ilkegidir. Palyatif tedbirlerle günümüzü = = ffln etmeye çalışırsak atı alanlar çoktan Csküdarı geçmiş o S = lacaklardır. . = Bu yazı Sayın îslimyeli'nin Ankaradaki son basın toplantısından önce yazılmıştır. Savunulan ihracattaki serbesti sisteminin bizim için uygulanması ne kadar güç bir sistem olduğunu diğer bir yazıda ele alacağız. Iktisadj istismar, yabancı sermaye itfıâli ve işçi ihracı Yazan: Doç. Dr. Gülten KAZGAN na benzetilebilir. Bir doktor veya mühendisin yetiştirilmesi için yüz binlere varan tutarda bir eğitim yatınmı yapılması gerekir. Daha küçük miktarlarda da olsa, aynı gerçek teknisyen seviyesindeki işçiler lçbı vârittir. Hattâ, en vasıfsız işçinin dahi yetişmesi kendisine bir beslenme ve sağlık yatınmı yapılmasını gerektirir. Ister ailelerin, ister devietin olsun, yaptığı bu yatınm verimini işçinin çalıştığı gelişmiş ülkede vermekte, ancak işçilerin döviz tasarrufları Türkiyeye aktanlabildiği ve kendileri bir vasıf edindikten sonra Türkiyeye döndükleri ölçüde Türk ekonomisine akterilmiş olmaktadır. Dışan giden her işçinin yetismesi ve eğitilmesi için ortalama 20.000 T.L. sı tutannda yatınm yapılmış olsa, 100.000 işçiyle ihraç edilen kapital 2 milyar T.L. sı tutar ki, bu beklediğimiz yıllık dış yardım clvanndadır. Eğer her yıl ortalama 50.000 işçi dışan giderse, aldığımız dış yardımın yarısmı gelişmiş ülkeler dünyasma geri veriyoruz demektir. Nihayet, giden işçilerin, gittikleri ülke» lerdeki işçUerin hayat seviyesinin yükselmiş olması dolayısiyle yapmak istemediği işleri yaptığı da bir gerçektir. Maden ameleliği, yol ameleüği, hamalık bn arada sayılabilir. Yapılan işin düşük vasıflan, yerli işçi daha üstün vasıftaki işler için aynı ücreti abyor olsa da, bizim işçilerin yapılan işin vasfı dolayısiyle istismar edildiğini gösterir. Bu olayın, yalnız vasıfsız işçiler değil, fakat doktor, mühendis, teknisyen gibi vasıflı işçiler için de varit olduğu anlaşıhnaktadır. Tabii, aynı vasıftaki işler için gelişmiş ülke işverenleri bizim işçileri (ücret haddi ve sosyml yardım) toplamı olarak, kendi işcflerine nazaran daha düşük bir ücret gelirine razı edebildiği biitün haller başbbaşma btr istismar kaynağıdır. Gelecek yazıda yabancı sermay* ithalini tetkik edeceğiz. Bugfin geri kalmış ülkelerin karşıUştığı bajlıca sorunlardan biri dış ticaret miibadele hadlerinin devamlı olarak aleyhlerine dönmesidir. İktisadi gelişmenin dış finansmanı döviz gelirini artınna gereğini yarattığı halde, aleyhe dönen miibadele hadleri döviz gelirlerindeki artışı sınırlama ve ithal giderlerini yükseltme eğilimindedir. Niteklm, Kore Harbinin bitmesinden beri Türkiye de aynı gelişmenin etkisi altındadır. (19İ3 = 100) kabul edilirse, sattığunız ürünlerin dünya piyasalannda fiyat lan 1960 da 93 e düştüğü halde, İthal ettiğimiz sınaî mallann fiyat endeksi 115 e yükselerek iki endeksin oranına eşit olan mubadele hadlerinin 81 e düşmesiyle sonuçlanmıştır. Bu olay, başlıbaşma, Türkiyenin dış ticaret yoluyla ne büyük bir kayba uğradığını ve aldığımız dış yardımlaruı piyasa yoluyla gelişmiş ülkelere nasıl iade edildiğini açıkça gösterir. Diğer bütun etkenler bir tarafa, sadece bu olay gelişmiş ülkelerle alış verişte nasıl geri kalmış bir ülke olarak istismar edildiğimizi ispathyacak bir yeterliktedir. Mal ithal edecek yerde, gelişmiş ülkelerden sermaye ithal etmek ve gelişmiş ülkelere işçi ihraç etmek bu istisman ortadan kaldırabilir mi? Yoksa, bu kere diğer bir yoldan olmak üzere, aynı istismar olayı sürüp gitmekte midir? ülkeler arasında mal akımının hiç bir engele ugramadığı hallerde, üretim araçlan (sermaye ve emek) yerine, farklı üretun imkânlan mal akımının doğmasına yol açar. Ne var ki, günümüzde Türkiye ve benzer durumdaki fakir ülkeler, döviz yetersizliği, içerde sanayii geliştirme gayretleri, faktör oranlanndaki dengesizliğin doğurduğu işsizliği giderme isteği gibi sebeplerle. kotalar yüksek gümrük resimleri, ithal yasaklan suretiyle mal girişini sınırlamaktadır. Tabii, ithal mallan bu yollarla sınırlandığı ölçüde de, mubadele hadlerinin aleyhe dönmesinin ortaya çıkardıgı istismar olayı da daralmış olmaktadır. Geri kalmış ülkelerden dışan işçi çıkışının başlıca nedeni gelişmiş ülkelerin dış ticaret tahditleriyle mal akunını sınırlamasıysa, gelişmiş ülkelerden kapital çıkışının başlıca nedeni de çok daha büyük ölçüde olmak üzere geri kalmış ülkelerin mamul mal ithalini daraltmış olmasıdır. Ne var ki, mal alış verişinin daraltümasıyla azalan istismar imkânı bu kere faktöı akımları yoluyla gerçekleşmektedir. Tabii, faktör ahş verişinde istismar imkânı mal alış verişinde olduğundan çok daha geniştir: çünkü, sadece mal ahş verişi safhasını değil, aynı zamanda faktör alış yerişi safhasını da kapsamaktadır. Önce, Türkiyeden dışan emek ihracında istismar kaynaklannı araştıralım: Bilindiği gibi. önümüzdeki yıl Batı Avrupada çalışan Türk işçisi sayısının lOfl.000 e varacağı. daha sonraki yıllarda bu rakamın 300 350.009 e çıkacağı tahmln ediliyor. Bir kere, bu kütle çalışarak elde ettiği gelirin pek yüksek bir oranını bulunduğu ülkede harcamaktadır. Gelişmiş Avrupa ülkeleri, dış ticaret tahditleri dolayısiyle bize satma imkânı bulamadıklan bir çok suıai mamuleri (otomobil, buz dolabı, giyim eşyası, radyo v.s. gibi) çalıştırdığı işçilere satıtıa imkânı bulmaktadır. Bo\lece de, mal akışımn smırlanmasının ve bir istismar kaynağının kaybolmasının etkisini bir diğer yolla gidermiş, yine malını satnıış olmak tadır. Bundan başka, gelişmiş ülke Türkiyeden ithal ettiği işçi yoluyla, aynı zamanda bedelini ödemediği bir kapital ithalini de gerçekleştirmektedir. Yapılan araştırmalar, dışan giden isçiler içinde vasıflı işçi oranımn yakın zamanlara kadar '• ^0 iken içinde bulunduğumıu yılda • • 26 ya indiğini gosteriyor. Vasıflı işçi eğitilmesi için toplumca kendisine onemli bir kapital yatırımı yapılau kişidir ve bu bakımdan bir kapital eşjası Krom takas fiyatları neden indirilemez? Ihracatımızın miktar olarak değil değer olarak arttınlma81 daha öneralidir, Bu bakımdan fiatla ilgili bususlara ne kadar önem versek, bn konnda ne kadar titiz davransak azdır. Aşagıdaki yazı beş aydır henüz satılamıyan 100.000 ton kromnmnzn neden dusük fiatla ihraç etmememiz gerektiğini savunmakta ve bazı ithamlar da ileri sürmektedir. Gerçeklerin ortaya çıkması için bn konudaki diğer görüşlere de sütunlanmıı açıktır. Tazan: Canip ORHUN 1963 bidayetinde Hükümet üçlü takasa cevaz veren karamameyi yayınladı. Fakat 1964 martına kadar Uçlü takas başlayamadı. Zıra 1961 de üçlü takası krom müstahsillerinin de müzahareti ve ihtilâl idaresinin diğer alanlardaki meşguliyetlerinden bılistifade, bır tek Amerikan takas müteahhldi kazanıvennişti. Bu durumu 1961 deki Ticaret Veküine diğer Amerikan firmalan telgraf ve şifahen protesto etmişlerse de bu ikazlar gilrültüye gitmiş ve tek elle kromlanmızj Sayın Krom Müstahsilleri Komitesi *.dare Heyeti âzalarına ait yedi firma ve Etibank (valni2 35.000 ton) satıvermişlerdir. Halbuki Türkiyede 100 kadar krom mUstahsili olduğunu Krom Komitesi bilir. Ve ancak bu müs tahsilden aldatı ödemeye parası yeten 45 kadan Komite ve Demeğe aza kalabilmiştir. Bizde vaziyet böyle iken 1961 üçlü takasını h ir Amerikan firmBSinın )ynw>nTr^ft!cını cliger US firmalan Washington nezdinde protesto edip 1963 te yapılması beklenen üçlü krom takası İçin Amerikan Hükümetinden tedbir almasını ve müteahhit firmalara şans tanımasını istemişlerdir. US Hükümetl mart 1964 bidayetinde ihale şartlarını buna uygun jraymlamışsa da bazı açıkgöz US firmalan buna da tekel kuracak tedbirlerini hem orada hem burada alabümlşlerdir. Biz, bir Amerikan firmasının mümessili olarak, Eftibanlc ve özel müstahsilden mart 1964 içinde Washington üıalesine esas teşkıl etmek üzere 48 derecelik (minlmum) sert kromlar İçin fiat ne olacagını talep ettiğimizde evvelâ ton başına 26.50 dolar FOB fiat tesbit edilip tarafımıza resmen verilrnişken bllâhare bu fiat) 24/3/ 1964 te Ticaret Vekâletinin resml tescil mercii ?5^0 dolara indlrmlş ve yine resmen US takas mUteahhiUerine ihale tarihl olan 6 nlsan 1964 ten önce vermiştir. Temsil ettiğimiz firmalar da bu 35.50 dolarhk ihale öncesi fiata Türkiye Amerika arası navlun fiatını, Amerikada boşaltma ve trene yükleme masraflan olan takriben ve en asgarl hesaplarla 6.00 doları ekleyip cüzi k&rla birlikte 32.00 dolar ton başına tek lifler verilmiştir. Ancak, yine, 1691 ln açıkgöz flrması ve peykleri diger iki firma, Türklerin resmen tesbit edip verdiği, ihale öncesi 25.50 dolarhk fiatı hiçe saymıs ve Amerikada trene teslim mezkur kromumuzu 26.90 dolara tekltt etmlşler ve en ucuz olduklan için de Amerikan Hükümetince ihaleyi kazandıklan kendilerine tebliğ edilmiştir. Fakat, nisan sonundan bu yana da Türkiyeden gelip bir ton 48 lik krom alamamışlardır. Zira 24/3/ 1964 Un 25.50 dolarhk FOB fiatını ödemek istememektedirler. Buna mukabil bu tiatın 18.50 dolara kadar indirilmesini tstemektedirler. Krom Komitesi tdare Heyeti ise derhal bunu reddedip ihalenin diğer fiatımıza uyan ve bize itibar edenlere verilmesi için hükümetle birlikte Amerikaj'a teşebbusler yapacağı yerde son defa 21 tem muz 1964 te btr yazıyla Ticaret Vekâletinden 18.50 dolarlık tekliflere göre ne yapması icap ettiğini sormuştur. Ve aynca da mart 1964 te fiatlann esasen biraz yüksek tutuldugunu ifade etmekle de fiatlann indirilmesine yol açmak istenmıştir. Bununia iktifa edilmemış ve 4 ve 7 eylül 1964 t« Krom Müstahsüleri Umuml Heyeti fevkalâde toplantısı ihdas edılmış ve tdare Heyeti 24/3/1964 fiatlannı gerekirse indirme yetkisini yine kendılerinin teşfcll ettiği umuml heyetten almıştır. Kendilerinin teşkü ettiği umuml heyet diyoruz, zira tdare Heyeti 8 kişi (biri Etibank temsilcisidir) olup bunlardan yalnız ikisi 9 firması dolayısiyle 9 reye sahiptlr, Binaenaleyh 15 rey ellerindedir. Zaten 17 kişi veya 25 firma Umumî Heyeti teşkil ettiğine göre beyanımız riyazi katiyet ifade eder. 1. thaleden önce herkese aynj şans verilir ve bu ihaleden sonra degiştirilmek istenirse Amerikan firmalanndan fiatlan aynen kullananlara karşı haksızlık olacağı için fıatlar indirilemez. 2. BUhassa dikkati çekeriz ki 6 nisan 1964 Washingtonda ihaleyi kazanan US firmalanndan bir tanesi 1960 tan bu yana Rus kromlannı Amerikaya damping şeklinde satan olduğu için de fiatlar indirilirse bu eski bir Ermeni vatandaşımızın iki katlı ekmek kadayifine kavuşmaması için de mezkur fiatlar indirilemez. Sabık Ermeni vatandaş Türkiyede kromculuk öğrenmiş bilâhare Amerikaye yerleşmiş ve hâlen Türkiyeden bazı iş adamlan ile çok süa btr dostluğa sahiptir. 3. Türk devlet adamlan son aylardaki olaylarda lmzaya sadakat arayarak büyük haklanmızı korumaktayken ticaret alanında krom takas fiaUanna 24/3/1964 te rayiç tesbit eden imzalar geri alınamıyacağı için de takas fiatlan indirilemez. 4. Londra piyasasi hala Türk kromlanndan asgeri 48 derecelik kromlara bugün dahi serbest dolarla satışlarda 22 26 dolar FOB fiat takdir ve yayınlamaktadrr. Takas fiatının 25.50 dolar FOB olması da tabii görülmesi lktiza edecegi için de fiatlar indirilemez. 5. Kaldı kl sayın Krom Komitesi tdare Heyeti azalan en ileri gelen özel mustahsil olmalanna rağmen ellerinde esasen çıkmış ve stokta duran 48 derecelik sert mallan olmadığı için de Oatlar indirilemez. Olmıyan maiın flabnı indirmeyi düsünenlere hayret edüeceği için de fiatlar indirilemez. NE YAPABİLİRİZ?. 1. Beş aylık zamanı bize kaybettiren ve ettirmeye devam eden takas ihalesini kazandıklan bilinen US takas müteahhitlerine derhal Ultimatom verelim ve bir kaç gün içinde gelip 24/3/1964 ün 25.50 dolarhk FOB fiatıyla 48 lik 100.000 ton kromumuzu almazlarsa derhal ihalenin yenilenmesini Amerikadan talep edelim. 2. Ve bize bu oyunu yapan US firmalaraıa da yenilenecek ihalede hak tanımıyacağımızı Uân edelim. Bu, onlan ya yola getirir (pek zannetmemekle beraber) veya kaçırır. 3. Amerikadan ihalenin (Open End) sistemiyle yenilenmesini bUhassa temin edelim, ancak bu suretle hiç btr taraf önceden tertipler alamıyacaktır.. Ve Türkiye kromlannı serbest dolarla satacak, dolarlan da hükümet mevcut ticaret rejimimize uygun olarak kullanabilecektir. Serbest dolarla krom fiatı tescil ve önceden tesbiti olmadığına göre kimsenin başı ağnmıyacaktır. 4. Şayet (Open End) Amerika tarafından kati suretle red ediliyorsa o zaman yine üçlii ve ikili takasa dönülür ve fiat müteveffa Hindistan Başvekili Nehru'nun 350.000 ton fazla manganez için yaptığı gibi Türk HükümeU 35 US /takas müteahhidini bizzat seçer ve kendilerine 100.000 tonlük 48 lik kromu taksim eder ve yeniden tesbit edüecek takas fiatlarımız içinde kalacaklanna dair taahhüt alır. Bu şekle Amerikan konunlan müsaittir. TÜRKİYENIN TARIMSAL ÜRETİMİ 206 ( 1 9 4 8 1 9 5 2 = 100 ) Sovyeı yunlııııı lliıııliMiiıiii yeni 193 e NDOSTRİ 6ITKİLER > * • 175 '"' 6 2 >Nk. TARlVSA l ÖRETlM 17i v BAKLIYAT,, 1 96 0 6V i N*# 6 1 ' 1 S2 m 1 9 6 19 5 3 1964 1965 Hindistan Dış Yardıro Konsorsiyomunun yeni kredilerinin açıklanmasından sonra Sovyetlerin Hindistana yapacaklan yardımların mahiyeti de basına bildirilmiştir. Açıklandığına göre Sovyetler, devlet sektörünün dördüncü fabrikası olan Bokaro çelik sanayiinin kunılmanna yardım edecekleri gibi aynı şart larla Bhilai çelik fanayünin kurul masına da katılmaktadırlar. Bhilai tesisleri için verilen kredi, uzun vâ deli ve Oo2^ faizlidir. Karabükte hafta sonu seminerleri başlıyor Karabük'te ilk daaf hafta sonu sendikacılık seminerleri yapılacaktır. Seminere üniversite öğretim üye leri ile Mademlş Sendikasının uzmanları katılacak çeşitli fconularda ders vereceklerdir. Bu arada işyerinde prodüktiviteyi artırıcı çalışma, lar için yollar gösterilecek, Demir Çelik tşletmesiyle imzalanan Toplu Sözleşmenin açıklanması yapıiacaktır. 22 eylül günü başlıyacak seminerin ilki, üç gün sürüp bitince yeni bir sendikacı grupuna aynı proğram içinde ikinci seminer başlıyacaktır. Seminerler sırasında Madenîş Genel Başkan Vekillerinden Hilmi Gü ner Karabük'te kalacaktır. Dovlet tstatistik Enstitüsünün hesaplarına gore 1963 yılında tarımsal üretim genel olarak yüksektir. Hububat, endüstri bitkileri, zeytin, tütün ve çay üretimi rekor seviyeye ulaşmıstır. Meyva üretiminde, tnrnnçgiller dısında, artıs olmamıştır. Hayvan ürünlerinde, yağışlara paralel olarak, önemli artışlar görülmüştür. Dikkat edilirse 1960 yılından sonra azalan tarımsal üretim 1961 yılından itibaren yükselme dönemine girmistir. Müsait iklim şartlarına bağlı olan tarımsal üretimi ancak yoğun bir üretim tekniği kullanarak nispî bir istikrara kavnstnrmak mümkündür. PARA PİYASASI Durgunluk devam ediyor Hafta sonund» Cenevre borsasında 1 TX. nın değeri 9 A.B D. sentl veya 11 doların değeri 11.11 TX. olarak sablt kalmıştır. ' Aşağıdakl tabloda verllen döviz fly atları lse aynı borsadakl doların değeri İle tarafımızdan hesaplanmıştır. Oeçen hafta İçinde üyatlarda herhangl bir deglşlkllk kaydedllmemlştlr. Dövizler A.B.D. (1 Dolar) İngiltere (1 Sterlinc) Fransa (100 Frank) Itaiya (100 Liret) Almanyz (100 D.M.) Belçika (100 Frank) Holânda (100 Gulden) Tnnanistan (100 Drahml) Isviçre Frangı olarak 4.33 12.10 89.25 0.70 109.50 S.75 120.50 14.70 A.B.D. Dolan olarak 1.00 2.783 20.537 0.161 25.183 2.012 27.715 3.381 Haftalık altın fiatları 147. 13.60 14. 13.66 13.68 13.68 13.68 Geçen yü 1418 Eylul tarlhlerl arasmda Cıımhurtyet altını flyatlan daha deglşgen İken bu yıl hafta arasında haflf bir gellşme fcaydetmiştır. Rcşat altını ve külçe fiyatlannda lse terslne bir duruzn vardır. Bu yıl flyatlar mütehavvlldlr. 147 REŞAT KtXÇE 1963 1M4 1983 1964 1963 1964 Eylnl 14 SZJ» 146. Eylul İS 92.50 Eylul 16 92.15 »2.50 134. 146. Eylul 17 92.60 92.50 134.14«. 14. 13.67 Eylul 18 92.50 92.40 134. Çelikten sağlam 3 T NAYLON Siz de aeaba büronyzda en uygun alefleri kullamyor musunuz 7 Facri makineleriyle iş'mizi çok daha çabuk, daha kolay ve daha iakik bir şekilde görebileceğinizi bir an düfündünüzmü ?... Dünyanın en sağlam lastik ipliğı ne kadar basit! H9S TOPLAMA MAKİNESİ cu3 HESAP MAKİNESİ PORTATİF YAZI MAKİNESİ Bugün birçok imalatçı Naylon iplikli lastik yapar. Fakat çelikten sağlam Goodyear. en sağlam lastıği ımal gayesi ile Rayon ve Naylon ıpliklen çelikten sağlam 3T lastik ipliği halıne getırmektedır. Deneyler, 3T Naylon ipliğinın dünvanın en sağlam lastik ipliği olduğunu göstermıştır. GOnümüzün yüksek sürat, agır yük nakliyatında aranan üstün sağlamlığı ancak 3T Naylon ıpliklı lastik. ler karşılamaktadır. 3T Naylon ıpliklı Türk malı Goodyear lastikleri güvenebileceğmız en güçlü lastiktir. 3T Naylon ipliği Goodyear lastiklerine şu üstünlükleri kazandırır Zahmetll heup «tatlerlnl d»kik»l»r» Indirir 3 ameliyeyl kolaylıkla yapar. TL 975 Sadcc* I0 tujl» tekmll toplama. çıkarma, çarpm» ve bölmt Ijlerlnl törür TL. I95O.Galaia, Istanbui Bir bOro yazı maklneıl kadır j»|l»m ve elverljlldlr. TL 10S0. Eli Burla ve Ortakları NAYLON İPLİKLİ LASTİKLERİ yalnız Goodyear imal eder DARBELERE MUKAVEMET 3î Naylon ipliği yüksek süratte ve ağır yiikler altında lastiğl yol darbelerine karşı korur, bmrünü uzatır ESNEME KABILİYETI JT Naylon ipliği yüksek esnekllğe sahiptir. Uzayıp kalmaz. kopmaz, bozulmaz. Ağır yukler altında laftiğl daima kortı:. AZ ISINMA 3T Naylon ipliği yava? ve a. ısınır, çabuk soğur. Yüksek süratte lastiğin en bOyük dâ;> manı tsınma tehlik&slni önler. MÜSTESNA SAĞLAMLIK 3T Naylon iplikli lastik gSvde , leri sağlamdır. Bozulmak bil : neyen bu gövde üzerine defa ; larca yeni sırt geçirilir. ! 491766 Türkmalı GOOD/VEAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear