28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎKÎ CUMHTJRtTET 15 Ekim 1964 IIIIİIIIIII1IİİIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIIÇHII Yirmibeş santimetre Paris.. Paristen yazdığım ilk fjkrada sizlere otelin penceresinden gördükJeriml anlatmıştım. Bu tetez blr bagfca pencereden *6x açacağım. Bu pencere Parisin göbeğindekl eskl apartmanlardan blrinln çatı katı penceresidir. O dairede blr dostnmuı oturur. Baknuş U çalışma odasmdaki pencere yerden bir hayll yüksek. Ev «ahibine başvurmuş: Şu pencereyi yirmibeş santim daha aşağıya doğzu lndirelim™ demiş. Olmaz! Niçin olmaz? diye diretmlş dostumuz, masrafını ben vereyim! Evsahibi demiş ki: Yasaktır. Bir santim bile büyütemeyiz, cezası ağırdır. Parisin güzelligi böyle korunuyor. Aynı evin sahibi apartmana asansör takmak hazırlığmda... Ona bir şey diyen yok. Ama Parisin havasını veren yapılann göriiniişlerlne düşecek en nfak blr gölgeye de kimsenin tahammülü yok. Mesken meselesi şehrin çevresindeki büyük modern bloklar düzeniyle çözümlenmiş. Bu dev apartmanlann her biri bir mahalle .. İstanbulda ise, tersine, şehrin göbeğindeki bütiin güzelim binalar yıkılıp, yerini akıl almaz çirkinlikteki aparttnanlar, ve şehrin dolaylannı eciş bücüş gecekondular kaplamıştır.. Arsa ve apartman düzenbazlan ortalığı birbirine katmışlardır. On yılda on el değiştiren binalar her yeni mal sahibine, yenl kârlar bırakmış, en büyük bankalar bile bu arsa ve bina vurgunculuguna katılmakta sakınca gönnemişlerdir. Pariste beuim kaldığım otel, şehrin en güzel manzaralı kesimine bakan en merkezî yerde Idi. Buna rağmen en ucuz otellerden de biri idi. Bu gibl eskl binalann İstanbulda yaşamalarına imkân yoktur. Yapılanmu da çocuklarımız gibl büyümeden ve yaşlanmadan ölüyorlar. Bir eski binayı alıp, yıkıp, yerine yenisini yaptıranın da ilk düşüncesi beş altı yılda yatırdığını kazanıp, üstüne kâr etraek. Böyle kârlaruı pesinde koşan insanlar, Belediyenin bütiin kapılannı omuzlayıp imar plânlannı altüst etmlşler ve ortaya şlnıdl gördüjünüz Istanbulu çıkarmışlardır. Bütiin tneydanlan ve bütiin arsalan kazılan İstanbulda hangi estetik dislplinc uymak zoru vardır? Kimse cevap veremez. Mimarlarımızın mühendislerimizin çoğu vurguııcu ellerde bulunan paranın önıinde diz çökmüşler, şohirll hacıağalann zevkine göre yapı projeslne imza atmakta birbirleriyle yarış etmişlerdir... ve etmektedirler. Bir gün İstanbulun gercek değerine sahip cıkacak kuşaklar, şu Içinde yaşadığimız devrin maddi ve manevî çirkinliğinl yanna aktaran bütiin bu zevksizlik âbidelerini yıkmak zorunda kalacaklardtr. Görgüsüz ve kolay zenginliğe prün veren toplum düzeninde yıkılmış olanlar, yapılmış ve yapılacak olanlann yıkıntısına da gerekçe hanrlamışlardır. Mümkün olsa da devletin malını da, otoritesini de, haysiyetinl de yağma etmeyi demokrasi sayan zihniyete Pariste yirmibeş santim büyültülemiyen şu pencereyi açabilsek . Batı işte bu penceredir. Fransa da işte bunun için Fransadır. ö ı gürlüğün* beşiği, filozoflann ve bilginlerin bahçesi Fransa... ki orada devlet, (ikirlerin değil, şu tavan arasmdaki pencerenin boyunu cizer Bizde: Malım değil mi, devlet ne kanşır? demeyi demokrasi sayan en kaba mülkiyet anlayışının rendesiz kafalarına su ökri bir sokabilsek . Apartunanın penceresine yirmibeş santimlik özgfirlük venneyen Fransız Devieti, kişiler kafaiarının pencerelerini ne kadar açarlarsa açsınlar ses cıkarmaz. İmar plânlannda demokrasi bize mahsustur; kitaplarda, dergilerde, gazetelerde demokrasi de onlara mahsus... Mevsimine göre alışümamıs dere. cede sıcak, o ölçüde tath ve anlamh bir ekim günü Cemil Sait Barlas'ı toprak anaya teslim ettik. Belediye Başkam Haşim îşcan, Belediye hastanelerinin Arkasında bir yığın keder, bir Sağlık Rakenhğına devredilmeyığın dostluk ve çok tipik davrasi ile ilgili çalışmalanna devam mşlannın silinmesi güç hâtıralaettiğini açıklamıştır. rını bırakarak aramızdan aynldı, Işcan, hastane masraflarının yılda 29 milyon lirayı aştığım gitti... ve gelecek yülarda bu meblâO'nu bir politikacı olarak çok ğın biraz daha yükseleceğini bekimse tanır. Fakat iyi, cesur, lirtmiş; «Hastanelerin Sağlık mert ve çok vefalı taraflan ile Bakanhğına devri gerekir. Sağâbideleşen insancıl niteliklerinin, lık Bakanhğı da, hastaneleri çevresinin dışında bilinmesine devralmak ıstemektedir. Böylesüphesiz imkân yoktur. ce bütçede 29 milyon lira bir Bir insan olarak kusursuz detasarruf sağlanacaktır. Bu para nebilecek kadar meziyetli idi. şehir hizmetlerinin daha iyi bir Hiç kimse onu, devlet mekanizşekil almasını temin eder» demasının en yüksek kademelerinmiştir. de görev almış insanlann gururu Işcan, Bakanhk temsilcileri ve çalımı içinde yakalayamamışile bu hafta içinde bir görüşme tır. Kalender ve babacan hâli ile yaparak devir esaslannı tesbit etrafına ılık bir rahatlık verir, edecektir. arada temiz bir sevgi ve güven yaratırdı. Et fiyatlan bir türlü Fiilî politika hayatına C.H.P. düşmedi içinde başladı. Ikinci Dünya SaMezbahaya gelen canlı hayvan vaşı sonrasınm buhranlı ve sıkısayısında geçen aylara nazaran artşık Türkiyesinde, çağdaş bir yöma olduğu halde perakende satış nelişi arayan ve meselelerin çöfiatlan eski seviyesini muhafaza züm usullerini zorlayan genç poetmektedir. 1 hafta içinde gelen litikacılar arasında derhal yer canlı hayvan sayısı 21211 küçük ve aldı. 3174 büyükbaş olmak üzere 24385 Savaş yıllannın bunaltıcı yokdir Toptan fiat ise küçükbaş hayvanlarda 130520. büyük baş hay sunlukları ile dolu ve bezgin halkın eskimiş ve yıpranmış kadrovanlarda 140 380 kuruş arasında lar ve siyaset esprisi ile yönetildeğişmektedir. Buna ilâve olarak mesinin imkânsızlığını anlayan civar illerden de 30727 kilo kesik entellektüel hareketin fiilen içiet getirilmiş ve satışa çıkarılmışne girdı. tır. Samimi bir Atatürkçü idi. Dev4 günlük bir çocuk rimcilik anlayısı, şekil ve muhtebulundu va ile birlikte tamamlanıyordu. Şehremini Cevdetpaşa Caddesi 76 Muhalefet yıllarında, ateşli bir sayılı evin önünde duran tek atlı bir arabanın içinde i günlük bir kız hürriyet mücadelesinin cesur bir kahramanı olarak toplantıdan top çocuğu bulunmuştur. Ağlamaktan yüzü morarmış olan çocuk, Halit Tülantıya, şehırden şehre kostu re admda bir vatandaş tarafından gö durdu. riilmüş, karakola götürülerek polise Bu arada çok sevdığı gazeteciteslün olunmuştur. Çocuğu terk eden lik hayatının gereklerıni de yerıhenüz tesbit olunamamıştır. ne getiriyordu. Gergın, fakat şekilci bir politik mücadele ortamı içinde, çağımızın sanat, fikir ve politika anlayışının modern kurallarını sahibi olduğu ve başında bulunduğu «Pazar Postası. formunda yansıtmayı ihmal etmedı. Marmara Bölgesi Ailemizin aziz varlığı büyük kaybımız Hürnyet mücadelesı, eski uyağışh geçecek mum müdür, miüetvekili ve baMarmara bölgesi parçalı bulntkan Cemil Saıt'e bir gün zindan lu, öğleden sonra mevziî hafif kapılannı da açıvermişti... sağnak yağışlı, Batı Karadeniz aramızdan ebediyen ayrüışının üçüncü senesi olan 15.10.1964 ölünceye kadar bağh ve içinde bölgesi parçalı buratlu, diğer perşembe günü aziz ruhuna ithaf edilmjek üzere Şişli Camii kaldığı C.H.P. saflarında bir parti bölgeler açık ve az bulutlu ge. Şerifinde ikirıdî. n'ârçıazıru mütaakiben kıraat olunâcak aaevpolitikacısı olarak Cemil Sait çecek, bava stcakUklan Marmalide arzu buyuran akraba ve dostlarınuzın teşrifleri rica olunur. Barlas, halkçı, devrimci ve inanç ra ve Batı Karadenizde biraz asahibi kişiliğinin vekar ve ağırsalacak, difer bölgelerde artmaKalayuoğlu Ailesi sına devam edecektir. Rüzgârlar, baslılığını daima muhafaza edebatı ve gflney yönlerden Marbilmiştir. marada hafif ve arasıra orta knv Dünyanın her yerinde olduğu vette, diğer bölgelerde hafif olagibi, büyük kütle partilerinin sık rak esecektir. sık çukuruna düştükleri kişisel Düğme, Viin ve Fantezl rekabet ve hizipleşmelerde, o. satuhafiye mağazasının Ekim 15 Cemazivelâhır 9 dece, bir inanç ve ülkü adamı OSMANBEY ŞUBESİ olarak, hüzünlü bir aldırmazlığm S • S a medenî gereklenni yerine getira Hizmetinize açıldı. a ğ p £ | miştir. Yıllardır, C.H.P. içinde O Halâskârgazi Cad. 273, başgösteren taraf kavgalarında, 5 Tel: 47 19 50 V. 1 6 0S 12 00 15 05 17.29 9.00 4.28 tercihlerini kullanmış, aslâ hiziplerin cezbesine kapılnaamıştır. E J12.39 6 29 934 12 00' 1.30 10.58 înançlan ile birlikte, partide saFaal 9300/12543 Belediye Hastöneleri Snölıh Bakanlığına devredilecek =haberleri Aydın Polilikacı Cemil Sail Barlas Yazan: | Kaybettiğimiz Değerler | ADÂNÂ BELEDİYESI ŞEHİR TİYATROLARI Yöneten: Oğuz BORA 15. Ekim. 1964 L Dr. Nihat TUREL dece liderıne, çok sevdığı ve saydığı înönü'süne bağh kalmıştır. Baskıların ve kütle didişmelerinin yerini renk renk fikir ve politik akım tezahürlerinin aldığı 27 Mayıs 1960 sonrası ortamında, muhtevacı ve mücadeleci Barlas'ın da hiç şüphesiz yeri olacaktı. Bir kaç ideaüst dostu ile beraber çıkardıklan bir günlük akşam gazetesinde çala kalem yazıyor, medenî ve seviyeli polemiklere giri^ordu. C.H.P. li Cemil Sait aynı zamanda bir sosyalistti. Isviçreli yazar F. Ferneau onu C.H.P. içinde cisole» bir sosyalist olarak gösterir. Sosyalizm deyimi de ihtilâl son rası politika sözlüğünün en çok kullanılan kelimelerinden biri oluvermişti. Fakat Cemil Sait Barlas katı bir doktrinci olmaktan uzaktı. Batının hürriyetçi demokratik sosyalizmine inamyor, Türkiye için sosyal muhtevalı bir realizme yatkın bulunuyordu. Beşinci Sosyalist Enternasyonalinin meşhur beyannamesi üzerinde duran Barlas, Batı sosyalist partilerinin doktrinci olmaktan çıktıklannı belirterek, bunların, sınıflann değil halkın partisi haline geldiklenni söylerdi. cÇesitli karşıt görüslere rağmen amacı, hürriyet, adalet ve sosyal güvenlik olan sosyalist programın Türkiye için tek kurtsnci ve çıkar yol olduğuna inanmaktayız» derdi. Barlas'a göre, bu amacm gerçekleşmesi için mutlaka bir sosyalist partiye lüzum yoktur Mev cut partilerden birisi isterse bu işi yapabilir. Tabit Barlas istercli ki bunu C.H.P. yapsm. Bu konuların enine boyuna tartışılmaya başlandığı ihtilâl yönetimi zamanında pragmatik sosyalist görüşüne veryansın eden bir doktriner solcu yazara, Cemil Sait'in kendi gazetesinde verdiği gerçekten seviyeli cevabını birlikte okuyorduk; birdenbire elini masaya vurup, «bana baksınlar, ben Peyami değiüm» diye bağ.rarak hışımla ayağa kalktığını daha dünmüş gibisine hatırhyorum. Kurucu Meclisin açılışında, Onu, bir Kurucu Meclis üyesi olarak görüyoruz. O Mecîlşte^ Ueric» gücün başanlı bir temsilcisi olarak verdiği pek çok savaşın, yenı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının sosyal karakterindeki rolünü raman daha net şekilde ortaya koyacaktır. Bir düsünce ve politika adamı olarak Cemil Sait Barlas'ın görüş ve davranışlannı beğenenler, yadırgayanlar da, hiç beğenmiyenler de olmuştur, olacaktır. Politika bir anlamda, insanlan tez. antitez, ve sentezler etrafmda ku melendiren bir sosyolojik mekanizmadır. Her düşüncenin benzeri, karşıtı ve ortası vardır. Bu durum, kişi ve toplum olarak insan karakterinin kanunlaşmış devamh bir giyasî tezahürudür. Önemli olan, bütün bu tez, antitez ve sentez düşüncelerin insan mutluluğuna yönelen bır irade ve kişiliğin damgasını taşımis olmasıdır. Mevhum ve temelden uzak düşüncenin sağlamhğı ya da çürüklüğü hiç bir değer taşımaz. Oysa ki, insan mutluluğuna yönelen her düşünce, aradaki nüanslar ve hattâ karşıtlıklar ne olursa olsun mihrakma oturmuş demektir. Bu düşünceleri ile insanlar çatışacaklar, didişecekler, ama mutlaka toplumlanna faydalı olacaklardır. tşte Barlas, hayatı boyunca, düşüncelerı ve davranışlan ile mihrakına oturmuş polıtikanm gönüllü bır nefen ıdı. Onun nazannda halk, bir siyaset malzemesi değil, sjyasi oluşun hedefi ve kendisi oluyordu. Çok geniş kültürü ve halkçı karakteri, kendi toplumunun meselelerine olduğu kadar dünyayı saran siyaset problemlerine de realist ve objektif bir perspektif içinde bakış imkânını sağhyordu. Bu nitelikleri ile o, tarihimİ7de alışılagelmiş kendine dönük, ktndisini toplumdan ayırmıs psecıoentellektüel kadronun dışında bır yer işgal ediyordu. Yani, Turk toplumu ile Türk devletîni birbirine yaklaştıracak, içiçelik kalıbına sokacak modern aydın ve yönetici tipinin canlı ömeklerinden biri idi. 1 Yazan Türkçesı Sahneye Koyan Dekor Kostüm Işık : : : : : VViUiam Sbakespeare Orhan BURİAN Oguı BOEA Befik EREN Hale EREN Gündüz Aykut Necmi Odabaşılar 22. Ekim. 1964 HAMDt HAMDİ Yazan Sahneye Koyan Dekor Kostüm Işık Cahit ATAY Oğuz BORA Macit FİLORDUN Nnr ÖZTÜM Gündüz AYKUT M E V LÜT HAMİT KflLflYCIOĞLÜ'nnn Son zamanlarda kendisinl iyiden iyiye kitap işlerine vermişti. Evinde ve ışınde, onu yabancı dillerde yazılmış cilt cılt kitapların muğlak ve ağır muhtevalarının kendisini ezen yorgunluğu ve dalgınlığı içinde görürdük. Okurken, düşünürken, açık oturumlarda konuşurken, dostlan ile sohbet ederken, ele aldığı konu hep sevdığı Türk toplumu ve onun meseleleri idi. Vakltsız ölümü ile, memleketi, partisi ve dostlan gerçekten büyük bir şey kaybettiler. Kâh Cemil Bey, kâh sadece ağabey diye hitap ettiğim Barlas hakkındaki talihsiz yazımı, Saym Inönü'nün şu sözleri ile bitiriyorum: cCemil Sait Barlas'ın ölümü haberi, bir ağır taş gibi başımın üzerine düşmüştür. Yüreğimın için de duyduğum acıyı söyleyecek gücüm yoktur. Ulusumuz. iyi yetişmiş, gelecekte büyük ödevler görmek için iyi hazırlanmış bir evlâdından yoksun kalmıştır. Okumayı genel olarak alındığı gibir bir gösteriş olarak değil gerçek bir ihtiyaç olarak benimsemiş bir politika adamımızdı. Her anlamı ile seçkin bir aydınımızdı. tdeal savunmasmda mihnet çekmeyi soğukkanlıhkla, pervasızca göze alabilen bir karakteri vardı. Ailesinin acısını yürekten paylaşıyoruz. Hepimize sabır ve teselli dilerim Çocuk Tiyatrosunda 29. Ekim. 1964 Sahneye Uygulayan: Sahneye Koyan : Dekor : Kostüm : Işık : Kemal SÖNMEZ Osman DALOOLU Madt FİLORDUN Nnr ÖZTÜM Gündüz AYKUT NOT : 1 Haftaıun üç günü OTHELLO, üç günü da HAMD1 HAMDİ oynanır. 2 Çocuk Hyatrosu saat 15 dedir. Cumartesi ve Pazar günleri Cumhurıyet 125 j 'Artık biı ölelim ELİT 1 TÜRK TİCARET BANKASI lllıııiiiıuuuııııııııııtilipıı öunnnMfflffl İR MİLYON Reklâmcıhk 3802/12553 YIL SONU ÇEKİLİŞİNDE 65 Bir acı şarkı Yazan: A. ). Cronin 234 BtR 4C1 ŞARKI 233 BtR ACI ŞARKI BtR ACI ŞARKI 235 • Sahi söylüyorum, Laurie. Yaylaya çıkacağn. İkimiz de tâtill hak ettik, Buna ihtiyacımız da var. Eşyalara kırk lira vcriyorlardı, satacağim, bu parayı da son meteliğine kadar kendimize har cayacağım. Ondan sonra kendimizi toparlanz. ne olsa yapabilecek bir duruma geliriz.» Bir lâf etmeme kalmadan, masanm uzerindeld o küçük çanı aldı, deli gibi sallayarak, garson kadını çagırdı. tstasyondan çıkarken, Fort William kaba bir sls içindeydi. Sis, Nevis Dağı'nı yorgan gibi örtüyor, şehrin kaygantaş damlanndan sıpşıp damlıyordu. Annenı eşyamızi öğleden sonra el arabasiyle getirecek olan hamalla konuşurken, ben cevreye şöyle bir göz gezdirdim. Neden bilmem, içimde tuhaf, ezici bir duygu belirdi: Bu yayla köyii bana uğursuzluk getirecekmiş gibi geliyordu. Pansivon olarak seçtiğimiz Ardshiel, yamacın ortalannda, göle tepeden bakan bakımlı bir bahçe içinde, kırmızı taştan yapılmış, ufak bir evdi; önünde güzel bir cam ağacı vardu Annera burasını seçmişti. çünkü bu pansiyonu iki kızkardeş işletiyordu. Bu iki hiç evlenmemiş yaşlı kaduı, pansiyonlannm özelliklerini, bu arada kendi kibarlıklarını bir tek sözcükle belirtiyorlardı: Scçme.» Gerçekten de, annemin yanılmadığuıı odalanmrz gösteriyordu: En üst kattaydı bu odalar, ikisi de pek küçüktü ama, annemin dediğüıe göre temizlik bakımından örnek olarak gösterilebilirdi. Annem incelemelerine yatak çarşaflarmdan başlamış, ibrikteki suyla bitirmis, bu sonuca varmıştı ki gong çaldı, yeriraizden sıçradık. Öğle yemeği hazırdı. Aşağı indik. Sıpranmış kırmızı kadife sandalyeyle döseli. çıkma pencerel) odada nron bir mahun masaya topu topu on kişi oturmustn. Masanın başında oturan, karalar giyinmiş, kemikli bir kadın bizi görfince ayağa kalktı, kendini tanıttı : Miss Kineaid'miş. Sonra bizi birer birer öteki konuklarla, masanın öbür ucunda oturan kızkardeşi Miss Ailie Kincaid'le de tanıstırdı. Sonra oturdu, başını önüne eğdi, kendinden geçercesine yemek dnasını okudu, eti kesmeye başladı. Sonradan gördüm ki, yenıeğe hep böyle başlanırmış. Miss Ailie de sebze yemeklerini, daba sonra da irmik helvasını, erikleri dağıttı. Yemekler gösterişsizdi ama, iyiydi, ııcaktı. Buna pek sevinmiştim; annem de bana kısaca bir bakıp bu sevincime katıldı. Miss Ailie ablasından daha kısa boylu, daha tatlı bir kadındı, şimdiden sevmeye başlamıştım. Miss Kincaid'den pek hoşlanmamıştım ama hiçbir temele dayanmıyan yersiz bir önyargıydı bo ya, neyse öteki konuklarda bosa gitmiyecek bir şey bnlamadım. Hepsi orta yaslı, yaşlı, kendi halinde tskoçlardı; ikisi erkek, diğerleri de kadındı. Erkeklerden biri benim sagımda otnruyordu; kısa boyla, tıknaz, kırmızı yfizlü bir adamdı, Baillie Nicol diyorlardı. Ceketinin yakasında tnmncnya bakar pembe bir kurdele vardı, Jack Scott nişamydı bu, anlamıştım. Erkeklerden öteki de, Miss Kincaid'in yanında oturuyordn. Ufak tefek, gölge gibi, ak saçlı yaslı bir adamdı, bizden sonra selmiş, ayagında çuha terlik, sessizce süzülüp oturuvennişti. Temegin başından sonuna kadar hiç konnşmadı; f6»leri tabağınds. Ukma dislerinl zor lukla kullanarak, yeme|ini yiyordn. Neden sonra öğrendim : Miss Kincald'in babasıymış bn adam. Kütük gibi sajtırdı. Yalnız, a ffine kadar bu adamı acayip bir yaratık slbl görmeye alışmıstım. Gözüme çarpan bir bask* acayip şey de, masanm ortasmda duran, sırt» yank, çinidea bir dommz duruyordu. Miss Ailie bana gulfimsüyordn : «Bizira minnacık domnzcağn mn merak ettin? Bak anlatayım: Biı isteriz ki yemekler sıcakken seregince payını alsın. îani, tam vaktlnde gelsin. Onnn için, s«yle bir kural koydnk : Geç gelen domnzun içine on kuruş ataeak. Biriken parayı da iyi bir ise harcıyacagız elbette : Bizim kSyün hastanesine^ Karamda bos bir yer vardı, «raya baktım. «Bnraya otoraeak olan gelmediğlne gSre. para atacak, de|il mi?» diye soraum. «Yo!» diye gtildü. «Bay Sommen'in yeri orası. Bir ffinlfiğüne Ballater'e gitti. Tayla Oynnlan'na^» «Yayla Oyunlan'na Bay Sommen kadar meraldı kimse görmedim.» Karşıda oturanlardan iriyan bir kadın lâkmUya karışmıstı. «Ingilizler arasında demek istiyonını. İskoçlan pek seviyor.» Mis» Ailie dışanya bir g5« atarak haraya baktı. »Ballater'de hava tyidir insallah. Ayak ooyunuyla makara oyunlannı günneyi pek istiyordu.» O kısacık pelerinini arkasına almış mıydı bn sabah giderken?» (Arkam rmr) Vatandaşın sağhğvuı korumak ve gıdasmı teşkil eden maddelerin sıhhi bakımdan elvcrişll olmasmı temin etmek belediyenin »•azifesidir. Pmarbaşında ise belediye vatandaşın saçlıgı ile âdeta alay etmektedir. Temizlik işçileri sabab saat 7 de sokaklan süpürmeye baş lamakta bn iş çocuklann okula gitme lamanına tesadüf ettirilmektedir. Ne gariptir ki sayu bol olan bu memlekette süpürmeden evıel sokagı sulamak kimsenin aklına gelnıemektedir. Repsinden fed olanı mezbahada ğın haberl olduğu halde hiç bir şey yapılmaması Pmarbaşılılan büyük üzüntü içinde bırakmaktadır. Bir kere de gazeteniz araeıliğı ile dikkatlerinln çekilmesinl dileCibangir'den Needet Koeatepe Tİm. yanyor : • Arzedeceğim husus hepimizin kesilen etlerin nakil işidir. Belebütün îstanbulluların derdidir. diyenin, etleri kasap dükkânlanDevası da ne bütçe, ne de para na götürecek vasıtalan yoktur. Bütün ikazlara rağmen etler el dır. Sadece bir (Alâka) dır. çüp arabalan ile veyahut da haYıllardanberi tstanbul sinema mallann sırtmdo açık olarak yalarınm önünde bir Bilet Kara run kilometre mesafedeki kasap borsası derdi var. Arasıra sudan dükkânlanna taşmmaktadır. Bu tedbirlerle bu karaborsayı idare nakil en kalabalık yerden yapıledenler ürkütülür, üç gün sonra dığından çok iğrenç olmaktadır. yine başlar. Belediye Tabibi ve Belediye VeSorarım size, bu işle kim alâ terineri bu durumlara son verilkadar olacak, kimin vazifesidir, mesi «çin Belediyeye tazyikte bugösterin. oraya müracaat ede lunduklanndan Reisin hışmına uğramışlardır. lim.» Kireçburna halkı adına SöheyU Oıkaynak yazıyor: Bızler Kireçburnu sakinleri memur, dar gelirli ve uiak sermayelı bahkçılanz. Denızyolları Şehir Hatlan Isletmesı 15 ekim 1964 kış tarifesinde Tarabya • Kireçburnu ıskelelerini kaldırdığını ve bu iskelelere vapur uğratmıyacağını Radyo ile ilân ettiler. Kireçburnu halkından olmam isim dolayısiyle Eminönüne her gün inmek mecburiyetinde olduğumdan Şehir Hatları Müdür Muavinlerinden bir zat ile görüşmemde (telefon görüşmesinde), hiç olmazsa bu iskelelere sabah gıdış, akşam dönüs olmak üzere iki sefer vapur uğratılmasını nca ettim. Bana tavsiyeleri şu oldu: «Artık bn iskelelere vapor ngratılmıyacak, siz evinizi tstanbola taşıyınız» dediler. Kireçburnunda evimiz olduğunu, buna imkân olmadığını söyleyince, «Evinizi kiraya verip tasının» tavsiyesinde bulundular. Kendilerine, şu halde bizler artık ölelim, dedım. «Maalesef» cevabını verdiler. Âmme hızmeti gören Şehir Hatlan Işletmesi ilgililerinden bu sözleri işitmek biz vapur yolculannı cidden müteessir etmiştir. Sesimizi kime dujrurabm?.. Bizler sabıkalıyıı! Seneler öncesi çocuklnk ve cahilliğin tesiriyle yapmı? oldnğnmaz suçlann cezasını nâdim olarak infaz etmiş, kara kaphya geçen toplumun yaptığı karababtlı kimselerdenim. Bugün nereye gitsem, hangi ise el atsam hemen karşıma kara damğa çüayor. Misal: Herbangi resmî, varı resnıî, öze) müessesw>lere veya herhangi bir iş için aynca trafik ehliveti için müracaat edildiğinde sabıka kâğidı istenmekte; bunlardan kaçıp kurtulmak için dışarı çıkmak istemiş olsam vine bu mel'un kâğıtla karşı karsıya bırakılıp tonnalite icabı reddediliyonım. Halbnki bn yülar öncesine ait acı bir mazi olmuş. teker rürüne bir daha imkân olmıyan hâdiselerdir. Zaten suç isliyen bir Idmse her zaman da suç işliyecek kimse değildir. Bu hâdiseler çocukluğnn o anki kapris, cabillik ve zoraki ihtiyaçlannm neticesiyle olan ve bugün bizim unuttuğumuz olan, takat adlî sicilde unutulmak bilmiyen, sosyal bir yara olan bu dunımdan biz eski sabıkalılan hiç olmazsa 5 veya 10, daha müteakıp vıllar suç işlememiş kimselere temiz kâğıdı verilip mağdur dunımdan kurtanp, tam faydab olacağına inandığım bu sıralarda böyle bir kanunun hazırlanıp beni veya bizleri cemiyete kavuşturulmasını aziz büyüklerimden valvararak dilivorum. Vatandaşın sağiığı ile alay edilmekte Bakırköy Hükümet Tabibi acaba neder? Bu işi kim kökunden holledecek Bakırköy ılçe merkezl, «Zuhuratbaba» mahallesı, Yeni tncırlı yolu üzerınde bulunan NetCam Fabrıkası tamamen iskân sahası içinde bulunduğu halde, bugüne kadar ne şekilde çalısmasına devam ettiğı hayretımizı mucıp olmaktadır. Heı an etraf ıçın tehlıkeli olan ve cıvannda sakın bulunanlan gece sabahlara kadar rahatsız eden bu müessesenm sahıplerı. 1962 hazıranında ve bılâhare 1964 senesi malî yılı başında, isletmelerinı buradan kaldırarak fabrika sahasına gıtmeyı kabul etmış olmalarına rağmen, nereden ve kımden aldıklan ruhsat ile bugün dahı. gecelı gündüzlü hiç durmadan çalışmaktadır Sık sık vukua gelen ocak pat lamalan ve baca tutuşması nevinden, daha bazı hâdıselenn mahalle arasında herhangl bır müessıf kazaya sebep olmadan. bu muessesenın buradan kaldı rılmasımn yennde olacağı düsüncesındeyız Bakırköy Kay makamlıâına usulü daıresınde yapılan muracaatlanmızdan son ra, keyfıyetı bır defa da gazete volu ile size duvurmayı müna 5ip bulduk Tekel Bıra Fabrıkasından Salih Zekı Turgut vazıyor Mademİs Sendikası Yapı Kooperatifine, disimden tır nagımdan avırarak 400 lira yatırdım. Bu arada birçok ameliyat eeçırdim. isimi de İistirdim Ve neticede veci belerını yerine getiremedi eımdpn dolavi Rooperatiften cıkarıldıâımı hildirdiler. Ne den çıkanldıjhmı bilmedi ğim gibi. paramın da neden iade edilmediğini bilmivo rum. Kime müracaat ettiıme bir netice alamadım. Benim gibi bir fakirin bn parası ve rilmivecek mi? ^<"aba bn Kime şikayet edeyim! Örnek olsun» Dr. Burhan Bengisu yazrjor: Ağnstos ayında, Anadoluda araba De vaptığım seyabat esnasuıda, Gediz • Kütahya yolonda bnlunan Küçük Derbent adındaki KarayoUanrun Araç Bakını tstasyonu önünde ve ögle üzeri, lyi bir trsadüf eseri olarak, arabam bozuldu. İstasyon binası önünde 8ğle vemeğini yiyen üç teknisyen veya şoför, yemcklerinl bırakarak yardımıma boştular ve ârızayı giderdiler. Emeklerine karşüık vennek istedigim parayı almıyarak vazifelerini yaptıklarmı bildirdöer. Bu güzel hareketin tafedir edilmesi ve başkalaruıa iyi bir örnek olması İçin bo açık tesekkürümün gazetenizde yaytnlanmasmı rica edivonım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear