21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎK] CUHSİJKfYTET 13 Ekim 1958 Eozdur bozdur has'ca! İsUnbulun nahiye müdürlerinden biri geçenltrüe 200 lira rüşvet alırken suçüstü yakalandı. Olayı gazetelerde teessürle okuduk. Nahiye müdürü bu nahiyede devleti temsil eden en yüksek makam sahibidır. Kanunların latbikın^, adaletin tevzi ve tecellısine, halkın hükumetle ve bırbirile münasebetlerinin yolunds yürümesine nezaret eder ve bir kelime ile nahiyefinde devlet ve hükumet odur. Şimdi böyle bir adamın rüşvet almasını, bunun yürekler paralayıcı mân=sını düşünün! Suç faili elbette cezalandırılaeaktır. Mâşerî vicdan d^ bunun böyle olmasını ister. Fakat bu yalnız mad.lyanm bir tarafıdır... Simdi bir de öteki yüzünü çevirip oradaki yazıları okuylım: Bir nshiye müdürürün aldığı rnaaş 2 U liradır. Buna 40 lira da ma5 k m ma şı eklenir. Etti mi 290 lira?... Bir nahiye müdürünün evli ve bir iki çocuk sahibi olrnası tabii ktrşüanır, değil mi? Istanbulda bugün iki çocuklu bir aile reisinin şöyle böyle geçinebilmesi için kaç para kazenması lâzım geldiğini hep bilirsiniz. Bu adamın yukarıda saydığımız vazife ve vasıflan itibarile yaşayış seviyesinde muayyen bir haddin eltına inemiyeceğini de teemmül edin. Durumu inceleyin. neticeleri toplayın. muhakeme edin. Oldu mu? Ne karara vardınız? Haaa işte bu meselede ben de tfmamen sizler gibi düsünüyorum. 200 lira rüşvet alırken yakalananı h ric, öteki mukavemete devam edenler. bu mi'li görülmenıis adsmbr hakikten milletçe plmlpnndsn öpmemiz lâzım gelen babayi3itlerdir. Ah bu millî busenin yenmesi veya h°rcanması da kabil olsa. . trafik dersîeri tlk ve orta okullarda öğrencilerin trafik bilgilerinin arttırılmasına karar verildi Millî Eğitım Bakanlığı, Istanbul, Izmir ve Arkara gibi büyük şehirlerın ilk ve orta okull nnd^ öğrencilere trafik bilgilennin verılmesine karar vermıştir. Trafik dersi için ayn bir saat konulmıyacak. ilk okullarda hayat bılgisi. orta okult rda yurd bilgisi derslerinin programları arasında trafik bilgileri de öğrencilere Öğreülecektir. Bu kararla ilgHi bir tamim Millî Eğıtim Müdürlüğüne gelmiştir. önce, öğretmenler bir trafik kursuna tâbi tutul c?k ve müteakıben karar tatbık edilecektir. Ücret ve maaş politikası peşinde çude zamiar yapılmasını ta^ep etnıek Ue karsüaşırız. Şımdiy» kadar yapılan tedırler. Bu arada Turkıye'de butun tecrübeier hukumetin bu mevzuda b«ücretlere '"tlOO veya < , 0 nispetlermde lırll bir goruşe sahip olmadığını gosT5 umumi zamların yapı'ması gibi teklif termektedlr. Hattâ, daha acısı, hukuler 1leri surüîmustur lşçi mumessülerı rnet çe\Te'erinde bu hususlarda kafa hoylece feryadı basarken. dığer taraf yormak, duşür.mek, çeşiüi thtimaUerı tan. beîkı de daha zor bir vazlyette hesaplamak zahmetlerin* dahı yanaşıl. olan devlet memurları kutlesmden hıç madığı intıbaı kuvvetlidlr Hukumetin bir « ' gelmemekted.r Âkibetlerine gayret'.eri. daha ziyzade önune cıkan t?rkedl'ıni$ ol«n bu zumre ölü bir s\ı gunlük meselelere muvakkat çareler arannsk. arka arkaya açılan geiı!']" r ı Stabilizasyon fartlarrnı tahakkuk et kut içlndedlr. tirmeğe çalışırken, madalyanın ters 4 Ağustostanberl. hukömet, yeni bir Simdilik rtıkamaya uğTaîmBk. safa so'.a tarafını da ihmal «demeyiz. Fiyatların iktiî^di polıt'ka takibettiğini soylemek. tâvlT ve r"*k şeklınde ve mahıyehn. ehemmlyet'l ölçüde yükselm4 olması. te veya bunu acıkça söylemese dahi. [ dedir Meseleleri. uzun vSdell ve bir gelirierin lştirâ kudretini azaltmakta. bazı sahalarda aldıgı tedbirier'.e. lktl. j kül olarak mütalea etmek temayulü buyuk sayıda vatandasın h»yat ıy«. sadl politıkaya yeni bir lstikamet veril. mevcut değildir. sinl daraltmaktadlı'. Bu durun »V. ı mek istendiğini go=termektedır Acrba Ücrel ve msaş mevzulannı stablüMyle çlkâyet etmek lmkânım a.an yıni sfbillzasyon poütikası muvacehe zasyon çerçevesl dahilinde ele a.an lar feryadı basmakt.ı. sıkâyet imkânın sinde. hükümetin ücret ve maaşlara resm! bir politikanın mevcut olmamadan mahruın bulunanlar ise. gıttikce dalr fförüsü nedir? tşçi kutlelerinin $1 sı. giriştlen stabill'asjon Dolit'kasımn karanhklasan istikbâl karşısında. tam kâyeti karsısında na;ıl vaz'yet alacak 1 âkibe^i bakımından çok endişe vericıbir ümitslzlice kapı'.mpktadırlar. Son tır? D'lsa hsl'nde birb ; nnl taklp eden dlr. Flyat lstikrarı v« stabılizasyonun gurlerde gunluk gazete'.eri okuyanlar, ucretlcre ?"m taler'»rine ne şekllde ] giye'.eri ü»rlnde ücretlerm mu'tükbe' lşçi teşekkul ve sendikalarından dalga mukabele edecektir? Yeni sartlar altm seyrır.in icra edeceğl buyuk tesirlere haltnde yüKselen şlkSyet ve talepleri da. ucret ve mıaşlarırı mustakbel «~y lşaret etmeğe lüzum yoktıır kanaatinherhalde müsahede etrr^is olacaklardır. rine ait herhangi bir gorus sahibi mıdır? 1 cleylm i Isiîmasız bütün işçi teşekkulleri guç'e. Bu ^uallerl sormakla. ücret ve m a ^ . Durum böyle o'.unca, kendi kendiml şen hıyat şartlarından acı acı silUyet lar husu«unda hukumetin belırli bir 'e duşunelim ve bulunduğumuz şartlar etmekte ve Ücretlere ehemmiyetll ol politikaya sahip olup olmadıjjı meseles iltında. taklp edilebllecek rasyonel bır 4 Ağustosta yapılar. fiill devalüasyon. dan sonra, fiyatlar seviyesinde ehemmıyetli artış vukubulmuş ve hâlen de vukubulmaktadır. Bu hareketlerm, yıllardanberı takip edilmls olan enflâsyoncu politikanın mulcadder âklbeti oian devaluasyonun zarurî netic«lerın. den ba^ka bir sey olmadığı hakkmdaki diışünceml daha evvel «Cumhuriyet» te çıkan bir yazıda lzah «uneğe çslışmıştım ıx). Huîâsaten duşuncem şu idi. Eğer Turkıye'de bir fıyat ıstikrarı sağ'.anacak ıse, bunun sevlyesl 4 Ağustos;akı fiyatlar »eviyeslnin elbette uzerlnde olacaktır. Bunu boyle bi'ımek ve kabul etmekte buyuk fay. da vardır. ı I 1 MEVZULARI fc Alışkanlık ürkçeye dalgmlıkla soktuğumuz, sonra lhmalkârlılc la kullanmağa devam ettiğimiz, derken, alışıverip. doğru imiş fibi benimsediğimiz öyle Ubirler, öyle kelimeler var ki ashna bakarsanız türkçenin bünyesine hiç de uygun düşmüyor. Meselâ, AmerikaUların aya hrlattıkları son roket münasebeüle, hepimlz bir kere daha «saatte otuzaltj bin kilometre sür'at yapan roket» tâ birini kullandık. Halbuki •sür'at.le «yapmak biribirine hiç de yakışan şeyler değil. Btr roket, bir otomobil, bir uçak, blr insan. olsa olsa. süratle veya süratli seyreder, uçar, yürür. Ama «siir'at yapmaz. Bazı garb dillerinden, olduğu gibi aktanlıp ban kimseler tarahndan kullanılan hava sıcak yapıyor, soğuk yapıyor, ılık yapıyor gibi acaip tâbirlerlc bu .sür'at yapmak» tâbiri arasinda fark yok. Alışmışız da kulağımıza doğru gibi geliyor, ama dile uygun değil. Roketin saatte otuz altı bin kilometre sür'ati var, demek her halde daha halis türkçe olur. Konuşma yapmak da öyle. Konuş mak varken, konuşma yapmak tâbiri ne niçin iltifat ettik bilinmez. Konu şanın yaptığı işe «konuşma yapmak» diylnce, konuşanın muhatablarıııuı yaptığı ise de «dinleme yapmak» veya «susma yapmak» dememiz icabet mez mi? Ama onu diyemiyoruz. Yakıştıramadığımız için olsa gerek. Son dünya harbinde, galibiyet, mağlubiyet tabkleji pek fazla kullanılıyordu. Biz de o sırada, lisanla savaşıp da ruyorduk. Mağlubiyet arabça olduğu için, onu türkçeleştirelim dedik. Yenilmekten yenilge tâbirini bulduk. Fena buluş değildi. Ama nedense, galibiyet karşılığı «yenge» yi aramadık. Yoksa aradık, onu da bulduk mu, pek farkında değilim. Sonra, bu bulduğumuz tâbiri, arab çanın yerine aynen kullanmak şart mıs gibi, «mağlubiyete uğramak» k<ır sılığı .yenllgeye uğramak» demcğe basladık. Yenilmek diyip isin içiııden çıkamaz mıydık? Mağlup olan taraf için böyle bir garip tâbir kul landığımız halde, galip gelen taraf için galebe kazandı yerine hiç de «yenge» kazandı demedik. Galip gel di, dedik, galebe çaldı dedik, doğru diirüst türkçe konustuk, pek âlâ da oldu. Gene harbin dllde bıraktığı Izlerden biri goz altına almak» tâbiri oldu. Türkçede «göz altı» diye laf yoktur. Göz hapsi vardır. Nedense onu begenmedik, göz altını uydurduk, hâlâ kullanıyoruz. Ama hiç şüphe yok, plç tâbir. Bir de, önce askeri tâbir olarak or taya atılan şu «teskil» var. Soııraılan hemen her türlü topluluğa takılır oldu. Teşkil fiildir, malum. O fiile göre yapılan geye teşekkul denildiğine göre, teşekkul beğenilmiyorsa, yerine busbütün başka bir kelime kullanmak daha doğru olurdu. İ ste İlk, sonuna blr de «ler. koyup fiili cetnilendiriyoruz, ortada ne kaide ka üyor. ne gramer, ne de dil inceliği. Osiıanlıcayı, bteftn malımız olmayan kelimelerle dt*<oJ diye yeriyoruz; öz türkçeyi. meramı tam olarak ifa deye yaramıyor diye İtip sömürüyo ruz; ama bu iki ana kaidenin orta yerinde. diiin öyle bir kıvraklığı var ki, onu da feda ettiğimizi, çiğneyip geçtiğimizi unutuyoruz. Hamdi VAROĞLU T • O&man Okyar YAZAN Ceval Fehmi BAŞKUT Doktor Jivago s Ç e u r e n : M. KENAN KAN Türkiye Cumhuriyptinin 33. yıldöMişa, kendini bildiği gündenberi, pannaklannı mendillerile temizliyor nümü münascbetile P.T.T. idTesince herkes gibi kollara, bacaklara, bütün lardı. Bunl=r, kulvann darlığı ba bir seri hâtıra pulu brstırılmıştır. etrafındakilerle müşterek bir dile, hanesile işveli omuz kırıslarla GorBu seri 30, 25 ve 20 kuruş değernıüşterek bu hayat tarzına sahib bir don'ların kompartimanlaıının önün lerinde üç puldan ibarettir. insanın neden onlardan bu derece den geçerlerken Mi^a'ya övle geldi Munzam değerlî olan bu pullarm farklı sayıle bileceğini pek az kim ki bu kadınlar fc sılmış dudakları h»r birinin beser kuruş ilâve ücre'isenin hoşlandığı hiç kimsenin «ev erasından, ıslık çalar gibi bir sesle: nin yüzde yçtmiş beşi Kı?:lay Cemediği bir varhk olabileceğini ta cAman yarabbim, şunlara da bakın. miyet'ne. yüzde yirmi beşi Çocuk Eaccüble merak etmekten kendini ala Narin, nadide birer bitki sanki mu sirE^me Kurumunn aid olacaktır. mamı«tı. Eğer diğerlerinden daha barekler. Kendilerini özel bir yaratık 29 ekim 1 " 8 ırünü sati'ş çıkarılacak 9> kötü bir ki?i idiyseniz nasıl olur da sanıyorlar. Münevvermişler. Bö> le çclışmak, gayret etmek suretile ken hâdiseler killrını bile kıpırdalmaz olan bu pullar 31 aralık 1960 aksamına k dar 'pdavüie klaraktır. > dinizi gün geçtikçe daha iyiye doğru mış onların!.» diyorlardı. götürebilmeniz mümkün olmazdı? Intihar eden adamın cesedi, nehir Bir işcin'n ölümü ile Bunu bir türlii anlıyamıyordu. Yahu kıyısında çimenlere u > tılmıştı. Kan z netireleneıı kaza di olmak ne demekti? Bund» ne 8İnında. yüzünde koyu bir şekil çizIftinye ile Yeniköy arasındaki yol maksad vardı? Elemden, ıstırabdan miş, yüzü peçelemişti Pıhtılasgayn bir jey sağkmıyan bu silâhsız mi| kan sanki onun kanı 4eğildi de inşaatında çalışan ve toprak boş lian , saldırışın mük&fatı ya da mezereti ne yapışkan bir yakı parçası ya da ku makinelerde yağcılık yapvn 18 yaidi? rumus ç'mur veya ıslsk bir huy y»o şında Alay Öztürk isminde bir genç. Bu meseleyi babasına açtığı zaman rağı gibi ona aid olmıyan bir seydl. mahirenın bıo âmı tenıı lerken bir ton ağırlığındaki kspağın başına du^kaziyyelerınin saçma olduğu cevabını Dostu ve seyahat arkadası, terden ve bu çeşid muhskemelere girijmeme ıslanmış gömleği içinde iyi terbiye mesile ezilerek ölmüştür. Hâdise et ı si lâzım geldiği iht rını almıj, fakat, görmüş bir hayvFnı andıran iri kı rafında Sarıyer savcılığı tahkika* | | ne kendisini cezbedecek, n« de mu yım mağrur evukat somurtkan. ifade yapmktadır. kaddere sessizce boyun eğmeğe sev siz bir yüzle başucunda dikümiş du Bir otomobil ve bir bisiklet kedecek derecede derin bir hal ça rurken mütemadiyen değişen bir çalındı resi gösterilmemijti. meraklı aeyirci kalabalığı da cesedi Böylece, yalnız ebevfjyninl Utisna çevreliyordu. Avukat da handiyse ' Bakırköyde Kartaltepede Koçuyolu ederek. bu düzensizliği yaratıp da sıcaktan ölecekti: Elindeki Ş8pk sile 1 numaralı evde oturan Süreyya bir türlü yaptıklarını temizleyemiyen durmadan yelpazeleniyordu. Sorulan Şenkola aid 51886 plâkalı t ksi, evbüyüklerden gün geçtikçe tiktinmeğe, lara cevaben omur büküyor. başmı velki gece evin önünden çalınmıstır. onları hakir görmeğe ba5.lam1s.t1. Ken bile çevirmeğe lüzum görmeden nâ Polis, kaçırıl u otomobili ve hırsızı di büyüdüğü zamsn bu rezaleti orta dan bir ifadp ile: «Alkoliğin biriydi. arrrnaktadır. dan kaldıracağından Uunamile tmin Ne beklenlr ki? Durmadan içmenin Yeşilköyde 14 nisan caddesinde 1 dı. numaralı evde otur n Pol . Hollata tabii ne'icesi bu!> diyordu. ; Meselâ, şu "BeH "n?rde%bire Kolvera^ Bir iki kere yün elbiseli, kenarı a d 659 plâkalı bisiklet d«. gace rS|ç' ' l bir ş hıs 'arafından çalınmıstır. fırladığı zaman, babası için, kimse .«.rkasından gjunerj]eiiydi.?> djyemez dm cesede yaklaşmak itecli. İki oğ Fölis. bu hırs'zı da aremâÇtaaır. di, yahud da, herif babasını bir ke lu da lokomofif m kinis'i olduğu için Ticaret Lisesi talebeleri nara itip kapıyı erdına kadar açarak iki ^linile birlikte idare permisile ünıü^kül durumda atlama tahtasından yüzme havüzuna çüncü mevkide seyah«t etmekte ol'n atlayan bir sporcu gibi başaş ğı ken dul Tiverzina idi bu. Baş rahibenin Yüksek Ekonomi ve Tic.ret okuludisini dışan fırlattıgı zaman kütu* yanındaki yeni rahibeler gibi iki sa nun. bu yıl seçme imtihanı ile öğbabasının treni durdurmaması lâzım kin kadın. salları kcşlanna kad'r in renci kabul etmesi Ticaret lise'i öğgeldiğini iddie edemezdi. dirilmiş olduğu halde sessizce kay reneilerini mü"=kül durumda bırakHalbuki şimdi, trenin duruşu senki nanalarım takib ediyorlardı KaV balık mıstır. BHindiği gibi Ticaret lisesini ezeldenberi imiş. gibi uzaymca, alarm onlara yol fçtı. bitiren öt*renci!eri sîdece Yüksek kolunu çekenin herhangi bir kimse Ticaret okulu k bul etmekte. diğer Tiverzina'nın kocası bir tren kaza Üniver^ite ve yüksek okul'.ar almadeğil de Grigorie Osipoviç oluju her kese bu can sıkıcı hâdisenin tek mü sında diri diri yanmıştı. K"dm ka mrktadır. Eu sebebie, imtih^nı kasebbib ve mesulü Gordon ailesi ol labalık arasmdan cesıdi görebileceği z?nam'yan Ticaret lisesi mezunlan, bir yere gelince durdu, s;nki koca vüksek tahsil vpma haklarını kayduğu kanaatini aşılayıvermisti. Duruşun neden bu kadar uzedı sının ölümile yerde yatanm ölümünü bedeceklerdir. Öğrenciler. Ticaret liğını kesin olarak kimse bilmiyordu. kıyaslıyormuş gibi iç geçirdi: «Her resi mezunlannın imtih'nız kabul Kimisi âni duruşun trenin hava kesin kaderi ayn ayrı.» diyor gibiyic'n teşebbü e epcmi=ler'lir. frenlerini hasara uğrattığını söylüyoı, di. «Kimi Tenrmın iradesile ö!ürr>ü bulur. Ama, nıhum hakkı için. deb Ün : versiteye müracaat eden başkalan trenin dik bir yokuşta duröğrer.ciler mus olduğunu, lokomotifin hız alma debeli. raltanatlı yaşamktan aklını d=n bu yokuşu tırmanamıyacağını ıd kaçırıp ölüme kosmak. benim anlayaIstanbul ÜniverFitssire girmek icin dia ediyordu. Bir üçüncü izaha göre oeğım acayiblik değil!» müracaat eden öğrenciler arasmda, Trenin bütün yolcuları, bir kere bir komi=von tara'ından ypıVn seçde, müntehir çok tanınmıs bir kişl olduğu için, kendisile beraber seya olsun, gelip cesede baktılr, sonra da me Ku h=fta içinde neticç'eneceVtir. hat etmekte olan avukstı en yakm eşyalarının çalınabilece§i endişesile N^''"?lerin hafta semına doğru il?n istasyon Kologrivovka'dan jlgili me kompartimanlarına döndüler. murlarm çağırılması ve yeminli, müDuruş uzayınca, çigek topl"mak.; hürlü bir zabıt tutulması hususunda ya da oturmf ktan kasılan bacak ada IDr. Orhan Torns Avrupadan ısrar etmişti. Makinist yardımcısının lelerini gevşetmek maksadile trenden döndü telgraf direğine tırmanmm olmasınm inenler için sanki bu yerler s°dece Kulak, burun. boğaz mütehassısı gebebi bu idi Memurlan getirecek mecburî duruş yüzünden var olmuşolan drezinin yola çıkmı? olması lâ tu, sanki kaza olmasaydı ne şu c?m Dr. Orhan Toros, Avrupadaki tetkik sevarıa'indpn dÖTnüş ve hajtalarını zımdı herhalde. bul cuınbul bataklık. ne Hu geniş k^hule baslamıstır. nehir, ne de kerşı kıyıda, dik yamaçHalftlardan kolonyanın bastırmadığı hafif bir koku gellyor, buna ds taki güzel ev ve kilise mevcud olecakEkim 13 Rebiülevve 129 ha yukarılardan, kirli, yağ lekeli kâ tı. Civardaki bir sürüden ayrıhp da ğıdlara sarılı tavuk kızartması kokuE . •a a *u eklenivordu. Sanki hiç bir sey ol kalabalığa bakmak üzere gelmiş, çes 2 Tr :3 mamış gib. saçlan kırlaşmış, göğüten kingen bir inek gibi. intihar sahnesiÖ hırıltılı sesler, kurumla rastık ve bo ne günün son ısikbıını gönderen ; V. J 6 08'12 00 15 07il7 33;i9.04 4.31 yanın yüzlerinde birbirine kanşmt günes bile sank bir ^hfe "k=<>suarı, mahallî bir tezahürdü. sından çingeneye dönmüş PetersburgE. ]12 35| 6.27] 9 34; 12 00, 1.30 10 57 lu kadınlar suratterını pudrahyor, (Devamı var> İki tntihar eden adaıtı Cüüihuriyaiin 35. yiidöRismü rı maaş ve ücret polîtikasının ne olabileceğinl te&pit etmeğe çalışalım. Vaılyetl anlamak İçin mevzuubahis gehr kategorilerini iki hattâ üç gnıp jekllnde mutalea etmekte fayda var. dır: 1) Gerel bütçeye bsğlı olanlar. 2) Devletin iktısadi sektorune bağlı olanlar 3) Hu^usi sektör ve devlet sektöründeki lşçıler. Acaba bu uç grupta bukınan kimselerln gellrleri. enflâsyonun geliştiğı son vıllarda ne şekılde >sevretmişt'r? Bu nokta hakkında bilgi edindıkten son. ra, 4 Ağustos kararlarım müteakıp ha. sıl olan vaziyete lntıbak meselesl kısmen aydınlanmış olur Genel Bütceve bağb olan memurlarm gelirleri 1950' denberi bes maaş tutarında yükseltll. ml? b\ılurm~lrtsdır Ö^Ser b!r deyişle bu zumreye dahil bulunanlarm vasati pellrîeri "JÎ nl'betinde arttırümıştır Buna mukabl), haklkati »ksettinnekten çok uz»!ç bul'jran re«m1 fhavat pahslıIı5ı) en^eks'Tİ hav?t pahalılığımn 1950'denberi ",87 nlsoetinde yükseldlKinl gö«terlr Su halde Devlet tarafınd«n Sd?nen hilumum maasl'r (tekaüt maasları dâhin. haklkatın cok altında bulunan resmi fivat endekslnin dahi rok peri'Jİnde kalmıjlardır Devlet tktisadl Te^ekkıilleri persone. lİTiln dunımu. ktSsik devlpt memıırlarırıa nazaran d»ha lvldlr Ötedenberl bu n'imreve dflhll bulunanlar prim feklinde mımTam ma^slarrfan istifade «tmekte idiler Devlet memurlarına OcTamiveler verildiSl zaınand». bunlara oriefen prim'er de arttırıldı, öyle ki bugün Devlet tktisadl T«^*kküllerinde ç5İi5snlara *tenede 19 veya 20 maaş veM'mekted'r Kalıyor devlet ve hujus! sektorde calısan Isçller.. Sayı ltibarlyle 500 600 bin clvarında büvük blr kütlt t e | . kil ediyorlar 10S0 denber! lsçl ücret. lerlnin sevrinl kafîyetle taklp etrnek b!raı zordur. Me«ele sudur: acaba fl. v»t hareVetleri karsıiında ücret hareketlerl re olmuştur' Çalışma Bakanı, ^ıltc rr ''relert ıırasında ""tıftı bir konu?mada, TUrkiye'de Ocretlerln ?evrl hakkınd» çok tyimser Körünmüv tür. V«rdiğ1 rakkamları taklp «derek 1950 deki ücret seviye«irl 100 olarak knbul edecek olursak Türklve'de Ucr«t ?»vly««lnln 1954 te 16S>a. 1958 dı 2?0' y« vük*eldi*i netlcesine varmak lcabedlyor Çalısma Bakim'nın kullandıjı ücret ortalamalarının hangt he«plara lstlnat ettijinl bllmivorum. 19S0 dekl « r a y l « y ı m ı ve 1956'dakl Ucret an. keti netıcelerine davanarak yaotıjım blr hesaba nazaran bu İki tarih »ra. •ında lıçinin vautt yıllık k a u n c ı l.îflO l'radsn Î200 lirova çıkmısiır Dl. Jer bir deytsle. buldujjum vasatl artı» rlscetl "^45 clvarındadır. kl Çalnma BsVanının vardıjŞı •; 120 nlspetlnln çok a!t'nd»dır. Deditim gibi, durumu kat'îyetle tetplt etmek kolay dejMldir. Maam>flh lscl Ucrrfifrfnln. flvat hareVetler'nl, blnır «eriden OIM dahi, havli vakından taV'n etml? oidutu rvetlce«in« vsTnsk pfk vanlı» olmıyacaktır kanaatlndeytm Yukarıduki kı«a tab'ıl birl şıı netl. eeye sevkedîvor' Bumın. verl şartUra Seilen intib=k «tfiTiİTT<"=i !»7im (e'en Mllr kateeorifl. tleviet memurlartyle tekıtin ımaflandır Bütçe tlı«rtnde esa«lı blr t a l ı i n ı vaDa'ak. dijer ma?. «aflarda ktıınt> »apm'k ve tıraî Tcazançlar vergisl gib* 'yerrT vergiler vaz' etmek suretlyle memur'arın maasını ayarlamak k»t'I btr »aruret hâlindedl' İsçl iirretlerlne gelince. hiç değilse bulunduSıımuz n^'Jk ln'ikal devreslnde bu mev7uda ihtiyatlı davrarmanın doŞru olacfl£ı kanaatirdev'm Teklif edlldiâl ?ibi. isvl ucetlerlne %100 vevi <V"0 nisnetinde umuml zamlar vaPl'.acak olursa netlce su olacaktır: t«çi ürretf maliyetir rr.uhim unsurlarından blrl oldujuna göre. ucretlerdeki zam. malıyetleri yukseltecek. dolayısiyle bu vüzden fiyatlsrda yeni artışlar vuku bulacakfr. Neticede. ücretlerin fiyatları kovaladığı faslt daireden kurtul. m=ık isterken, kendimizi yeniden bu datr»r!n içinde bulacajız. Bu itlbarla arzu edilen fiyat istikrarı memlekette teessus etmedep evvel işçi ücretlerine yüicsek nispetlcde umumt zamların n ! yapılm?sı. menılsket elro nm sinîn ve doltyıslyte bızzat iççilerln aleyhlne o'acEktır SİSLİ ŞUBEMİZDE Hesap açanlara mmmmmııımmşı j ZARİF ve KIYMETLİ ACIUŞ HATIRALARI Ayrıca 5 | = keşidelere iştirak lıakkı ^alaskâr Gazı Laaae.. No. 401 AKRANK | ; BIRSEN ODABAŞI ile Metallogenist Jeolog ALTAN GÜMİJŞ evlendiler Beyoğlu 12.10.958 \ • • t İ HAFTALIK SIYASI MIZAH DERÛİ5I | • : AYLA GÖKÇEK ile | • Kalıyor meselenin işci mümessillerl. ne ve sendlkalara izah edil.nesl.. Işte hukumetin ürret VB maaşlara dair be. lirll bir po'itikaya sahip olmasınm phemm'yet ve luzumu buradad'.r BeHrli bir politika mevcut değ lse. rasyonel ve makul izahlar yrpmak mümkun olmaz O takdirde zam talenlerl karsısında saşkınlıktan şaşkınlığa dü. lülür. lşçiler İle dlğer sınıflar arasın. I da Ihtllâflar çnâalır stabilizasyon teh. likeye girer. Mese'enin arzettiği müstaceliyet ve ehemmiyetln sebebl budur. (x) Bak: Flatlar hakkırdakl mütena• kız karariar, Cumhuriyet. 17/9 '1953 avukat ORHAN KUNTALP nişanlpndılar 12.10.1958 îzmir t ; • | CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruştur rioııne şridiıı StnPlik B ayhk 3 aylık 1 uıkıye 75 00 40 C0 Harlcl 150.00 80 00 44 01 1 8 EKİMDE Olcayın kaçış biçimiydi. «Beni a»kamdan hançerlemek için ?r şe/i yaptı. Mektubunda bana bir seiâm yok. Ona verdiğim adı bile silkü attı, sırf beni kahretmek. yüreğime indirmek için. Benim gibi bir babaya yapılur mı bu? Ne diye 21ısabeth oldu ne diye?» Abdullah Savaştolga, bazı kadınların rezalet çıkarmaktan, başlı başına bir Udikodu olmaktan, arkalarında bir gürültü, bir patırdı bırakmaıitan ne çok hoşlandıklarmı, bundan m sıl sonsuz bir keyif aldıklarını 'ııç düşünmüyordu. Vural Hiltonda, yeni gelmi} L j kaç Amerikalı iş adamile konu^ır, Perihan odasmda Babürü babasmdan para almıya zorlar. Fatma mut fakta bulaşık yıkar, Alrr.an cHâbaşmı cama dayamış yurdunda bıraktığı evi, küçük kentinin temiz sokaklarını düşünürken İbrahim Tuzcu ile Hatice Tuzcu bitişik köşk te İffet Savaştolga ile Abdullah Savaştolgaya gelmişlerdi.Dördü bah çede, yaz sonunun serin gecesinde, arkalarında birer hırka ile oturuyorlardı. İçli, duygulu. çok ince bir kr.dın olan Hatice Tuzcu içini çekti: Bir zamanlar şu bahçeler, ocuk seslerile cıvıldardı. Salihacığım. Dcmir, Babür, Vural, Olcav hep yanındaydı, benim de Menduhçuğum, Mengücüğüm, Perinarumla beraber yanımdaydı! Ah, ah! Üzüntü veren konulan kapamak iateyen İbrahim Tuzcu: Hanımcığım, dedi; Abdullan beyfendiler bize kcmşu oldokİTi vakit. Saliha kızımız gelinlik kızdı, Demir bey maşaUah kocaman delikanlıydı, Perihanunız, Mengücuğumüz oldukça yetişmişti. Uzaktan, köşkün aydınlık Dİr pen ceresinden gelen soluk *$ıkta, Uatice Tuzcunun mendilini gözlerine götürdüğü görüldü: Rabbim bana Mengücüğümii, Memduhçuğumu, Meteyi, Refik'e Şefik'i dünya gözü ile bir kere dah& görmeyi nasib eylesin. Onden Meteciğim, arkadan da Memduhla gelinim gidince evimizin senlıği kaçtı sanki... Abdullah Savaştolga gürültü Ue burnunu sildi. Gözünün önüne 01cay gelmişti. Şimdi genzinden ıorazan gibi bir ses çıkaracak, bir hjçkırık gelip boğazına sarılacak, güler gibi yapmak isteyecekse <le gülmesi bir havlama biçimini alacak diye korkan İffet Savaştolga, iskemlesini ona yaklaşhrmış, oahçe iskemlesinin demir ayağı ç.'k.l döşeli bahçe kumunu taramıştı. Böyle miş kokan çiçek hangisidir? Dedi İbrahim Tuzcu, yeni bahçıvandan memnun musunuz? Doğrusu bu sene bahçeniz fevkalâde maşallah. Cümlemizin baş tacı, çiçeklerin sultanı Olcay aramızda olınadıktan sonra neye yarar bey? Kıyık, Kıyık, Kıyık, CUMURİY CT'in Tefrikasç31 I rakipleri parmaklarına loiamışlardı. Abdullah Savaştolgamn oğlu ile doksan bin liralık bir ortiklıjı olduğunu bilmiyorlarsa da, oğlurulan sıçrıyan çamurları ona da buıaştırmak istiyorlardı. Abdullah Savaştolga, oğluyla olan ortakhğının ortaya çıkmasından korkuyor, tir, tir titriyordu. Çektiği, yurtseverlikle dolu demeçlerden utanıyordu. Halkın yurtseverlik duygularını sö mürürken kendisi ne titiz, ne eşYazan: NECİP ALSA.N siz bir yurtseverdi. Demeçlerinde yurtseverken yurtseverlikle >si Cıyak, cıyak bağırması edep likte dokuz torununrnuz or..da, yabin '° cuğu olacak. olmıyan bir da'averava Sd\'. sizÛğindendi. Bir kere bir bahçe kmdc. T"lira ile girişini düşünüyordu. Ne Amer" 'cin dîn armut çalarken dikenli tel al Peı" diye sev+Hna u\Tnuştu? a kıt.ndan geçmiş, yüzünü gözünün al her gün Babürün ağzından girip t>ndan çenesine kadar yırtrruştj. burnundan çıkıyor. Yakmda onlar zıvordu. Ya onu da tevkif »derlerKarşıma geldiğinde vallahi gık de da gidecekler, görürsün bak. Hele se? Ya onun da ortaklığı or+^VT edildiği ır ; ordu, bense kanı görünce dü Olcayın Mac'la kaçması Perihanı çıkarsa? Vuralın tevkif şur bayılmıştım. bütün bütüne kudurtmuş. Babür gün, Kuvavi Milliyenin kaymakam gözümüzün önünde eriyor. Ne ka lık binasını bastığı günde olduğu Hanım, ben öleceğım. gibi paniğe tutulmuş, abuk, sabuk Ağzından yeller alsm, öyle lâ dar zayıfladı, görmüyor musun? konuşmuştu. Uykusunda, daha doğ Senden bir lokanta için sermaye kırdılar istemem. Kızımız ölmedi rusu uyku ile uyumama arasmda >a. evlendi. Kocası da iyi bir adam, istiyor ama söylemeye utanıyor. kıvrandığı sırada bir kadın yüzüne Y • •mntı seviyor, zengin de. Hasre Karısının zoruyla hep tabiî. Bir tükürmüş: «Tuuu sana, demişti, tire dayanamıyorsan biz de kalkar, günün biri biz burada kuru başı benim oğlum senin demeçlerinle gideriz. Ne var yani? ^ ... ı n u mı mıza kalabiliriz. Vaallahi hiç gö öld sero ı'rin'c dolu işkembeni yok? HarDten evvel İsviçredeki pa züm malda de?il. O zaman ben de doldurmaktan başka ne düşündün ranı Amerikaya eeçirmedin mi? senin ağzından < * burnundan alçak?.» Hattâ Abdullah Savaştolçıkarım, satar, savar, gideriz biz de. Ba. cabu^Tk ^îr msa"n r t alıp iş r ^ire yetmez. Vural da durmıyacak gidecek ama ortaya çıkmadan kaçmayı. pasa ~ ";rleki Sanı 1 onu Amerikahlar almıyor, bizim port i ' Vt,^Vu uvandırırr baş Soylem?.«i koiav. Kilyos ka bi> yol bulup "iivısmayı bile dü9's=:l?ra hele hiç doku ıam, bir kiler de bırakmıyor. kaç yıl sonra ne para edecek bak, Vuraîın tevkıf edil'sine dokunan şünmüyor değildi. Fakat ne denli verirse vers'n. bu ık > va e Jffet Sava«:toİ8a. Abdullah Savaş ut Demir orada, Saliha orada, Ol tolganın ikinci yarasına basmış o ra Olcayın bıraktığı gızı kadar r>ğ1 cay orada Vııral !n çocuklari! Hr luyordu. Bu olayı da onun iiyasî rımıyordu. Ona P" lo«'iua • M.kbule geçecek bir hediye mi götürmek istiyorsunuz? Hiç düşünmeden KIYIK'tan bir kilo tatlı. meşhur NÂZtME NADİ VHZI ıçlerını fj'len ıaart eden olan Badem ve Fıstık ezmesini taleb M(s'ul Müdüt ediniz. Hanımcığım, hanımcığım! ÖMEK SAMİ Telefonls sipariş kabul olulnur. Hanımefendi, dedi İffet Saııtf gf.ndtrılen evrak ve vaştolga, torunlarmız içinde ıe çok Teşvikiye durak yeri. Kıvık Tstlı yazılar n'\=rt>diİMn pdılmfsın icde MüesseseFİ 48 40 56 olunmaz tlânlardsn mPFuhyet tcabul Meteyi seviyorsunuz galiba. edilmez Ah!... Tabiî efendim, ilk göz ağrımdır, tabii... Bu Akşamdan İtibaren Önümüzdeki kış pek şidıletli olacak, diyorlar, ya? '•••' gati, ne dersiniz buna? Dedi İbrahim 3 büyük artist Tuzcu. George GOBEL Mitzi GAYNOR David NİVM\ Perihancığım da giderse oek Mevzuu gayet hoş ve neş'eli yalnız kalacağız. Vefikle Jülidecikle biraz oyalanıyor, avunuyord'ira. Koskoca köşkte, koskoca üç böfilminde (The Bırds and The Bees) lüklü apartmanda bir başıma kaıRENKLİ VİSTAVİSİON mayı düşündükçe aklımı oynatır Yem FOX Journal) gibi oluyorum. Yedi torunumun yedisi de Amerikada... Cumhuriyet M:itbaacıhk ve GdZftecılik Türk Anonim ş Irket. Cdga.cglu b"lkfvı sckHb No IİM 4 1 Sahıhı Basan ve Yayan 22 00 A T L A S Sinemasmda HERSEY GEÇER Hanımcığım dur bakalım, !aha Perihan burada. Allah ziyade eylesin, yedi torunumuzdan ikUi yanımızda. Şimdiden kendini ü ' mekte mânâ var mı? Kız durmıyacak, bey. Vefik gibi çocukları Amerikada lyıieştiriyorlarmış. Eh, çocuk iyileşince dönerı.:r. Gene hepsi dönüp buraya ;ele.:ekler hanımcığım. Ne diyorsun bey? Giden gelmiyor. Memduh gelir mi? Mengü gelir mi? Mete gelir mi? Demir bey. Olcay hanım geîirler mi? Hepsi kalacaklar. Devamı var • YAKINDA ŞEYHİN ENCÂME Telif Oyun Yazan: Beliğ Selönü ! ^ I H C İ M A N G İ R D E A R S A " ^ I İş ihtiyacımız dolayısile bir sfne sonra 600 000 lira edecek olan Cihangirin en iyi yerinir ana caddc ve ko^eHe 221 m»tr = lik tamamma inşaat vapıl^üfcek 5 kata müsaad^' kıyT • * arsamız 400.000 liraya îcele sauhktır. Cağaloğlu AR Uan kat 1 Telf: 27 32 87
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear