28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYFT 9 Ocak 1955 Earo Başkanlığma A. Yola inîîhab edildî Baronun dünkü kongresinde, avukatlar ara Demokrasiyi «inanmıjanlar rejimidlr» diye tenkid eoenler çok sında tesisi düşünülen yardımlaşma projesi 400 den fazla ev soyduçu için 27 olmuştur. Halbuki bu fenkid, bir seneye mahkum edilen Koço, hakikatin yanlış ifadesiıden başmünakaşalara yol açtı ka bır şey değildir. Denokrat anhastalıği do1a>nsile serbest layış, bir şeye inanmanak degil; bırakılınca tekrar eski Istanbul Barosu yıllık fevkalâde isliği seçimine geçılmıştir. Bilindiinandığı şeyin her zarıan yalnış sanatma döndü! kongresi dün saat 1430 da Galata ği gibi bundan evvelki Baro konolması ihtünalini düşüıerek aksi saray lisesi salonunda yappılmıştır. gresinde, avukat Abdurrahman inanışlara da kuiak vernek, şuuru 400 den fazla ev soyan ve 27 seDunkü toplanü, gündeminın birin Yola 154, avukat Orhan Arsal ise daima tetikte bulundunıaktır. Becı maddesini Baroya aid bütçe ta 107 oyla balotaje kalmış bulunuyor ne hapse mahkum ediien Koco Is nim velev samimî olaak şöyle verem olduğu sarısının görüşülmesi teşkil etm ş lardı. Dünkü seçimde Abdurrah minde bir hırsu, veya böyle düşündciğiin bir metir Bu mevzuda söz alan Baro men man Yola, 320 oyla başkanbğa se için, tedavl edilmek üzere jîeçen sele, benim hatırıma gslmiyen bir sublan, avukatlar arasında tesisi çilmiştir. Orhan Arsal 220 rey al lerde ceza.?vinden çıkanlmıştır. Es noktadan mütalea edilliği zaman, ki huyundan vazgecmiyen Koço, baröbaşk kararlaştırılan yardımlaşma proje nuştır. inkânını kaÇenj?elköVüne ' z a n a b i U r . si etrafında görüslerini bildirmisBaro başkanlığı seçimi yapıldık evvelce oturdugu Doğmacılık, demokrat ler, bazı tekliflerde bulunmuşlar tan sonra, Baro ıdare meclisinde giderpk bir gecede üç ev soymuş ruhla onun için bağdnamaz. Dedır Bir kısım avukatlar yardımlaş müddeti biten beş asl! üyenin inti tur Bu evlerden aldığı «syayı Çen mokrasi, onun için bir faadçıhk renıa mevzuunun kanuna muhalif ol hablanna geçilmiş, bu arada hay eelköyde bir kö^kün bahçesipe jimi olamaz; onun içın müsamaha, duğunu, ekseriyet ise aksinı iddia siyet divanı seçimi de gizli oyla saklamış, fakat kendisini arayan hoş görme, frenkçesini kullanalım, etmişlerdir. Neticede yardımlaşma yapılmıştır. Bu seçimlere aid oy polisler eşyalan meydana çıkar bir ••Tolerence» sistemdir. statusünün mevzuata aykırı olma puslalarınm tasnifi geç vakte ka mışlardır. «Nuh diyip pejgamoer» demiHpnüz yak>lanamıynn dığı netieesine varılmış, bu mese dar devam etmış, bu sırada Baroya Koço aranılmaktadır. Bogazın bu yenler, demokıat olanmzlar. Başıleniıı başka bir toplantıda göriişul ödenen senelik aidatın arttınlması semtindeki halk, bu adamın şer nı köprü üstünde bbfoirine tosmesi kararlaşmıştır. mevzuu konusulmustur. Kongre sa rinden korku geçirmektedir. Ko lamış keçıler duygusurda olanlarMüzakereleri müteakıb Baro re at 20 de sona ermiştir. <?o'nun hususiyetl?rinden hiri, sov dan boyle bir müsamala bekleneduğu evlerin bir odasının ortasına mez. Hangsinin once BUya düşeceğıni tahmın güçtür. Pakat önünVllâyetle Beledlyenin aynması Belçika ve Japonya ile ticaret pis'emektir. de sonunda bu ined devam ederse işi kasun ayına kabyor müzakereleri ikisi de düşmeğe maikumdurlar. Verilen malumata gör» Vllâyetle Bundan bır müddet evvel Ankarada Beledlyfnln ayrılması l?i 1953 kasımına Belçika tlcaret heyetl İle muzakereler Oysaki maharet, ikisirln de birkslacaktlr. cereyan etmls ve lkl memleket araıınbirini düşürmeden köjrüyü geçDığer taraftan. buna dalr bazı gtlç da yapılacak tlcarî anlaşmanın esasları nıelerindedir Bunu btcerebilmek lflkl»r çıkacağı ve bu aynlıjm bir üzermds mutabakate varılmıstı. Muiçin esnek bir ruhta Te vücudde fayda temin eüniyeceğlnl Uerl »uren teakıben Belçika ticaret heyetl Ankabazı idarecller, Vllâyetle Belediyenln radan ayrılarak Belçlkaya gıtmışti. tstanbıılda faaliyette bulunan seya olmaktan başka çare joktur. Ya •yTilmaıı lşinden vazgcçümeal tavslyeGelecck ay Içınde bir Turk ticaret hat buro ve acentılarını bır araya ge bojnuzlar birbirine tahlmış, kı•lnde bulunmaktadırlar. heyeti Belçıkaya gldecek ve anla$ma tırmek bunları bir cemiyet halinde bir mıldamadan du m k; yahud işi .lestirmek derdiennl tesblt etmek tnak ; j n a c j a bindırerek Bunlırın mütalealarına f8r«. Sehlr nın teferruatı tesblt edilecektir. savap girip u'adlle BasınYayın ve Turizm Genel ' Slecllsltrl aalihlyctlnln trtırılması ıuBelçika İle yapılacak tlcarl anlasnu, çurumu boylamak zarırîdir. retile müsterek id'areden daha faydalı kredılı ithalât lemınıne ve ıhracatımı Mtidurlü*tinün te«ebhüsfi lle Radyoevln j Demokrasiyi bas t biı idare jekoe blr toplantı yapılmıştır. netlceler elde edllebllecektlr. Bu duşü zın artırılmasına musteniddlr. li zannedenler, bu zan kadar baait nüş gözönünde rutularak yeniden taSehrfmlzdeki 25 muessesenin 29 mü Dığer taraftan Japon ticaret heyeti celemeler yapılacaktır. me»sılinın katıldıSı bu toplantıda. ts kafada olanlardır. Dereokrasl, her İle Turk tlcaret heyetl arasında Ankatanbulda yeni teşekkul eden resmt tu şeyden öııce bir «düıya görüşü» rada baslanan muzakerelere devam lyi kalltede maklne yajı rizm burosu hakkında lzahat verllmiş, olunmaktadır Tlgılıler bnümü>dekl gunyıtişme tarzı bilâhare cemlyetın teşekkulü İçın beş dür. Kültürü veya ithali isteniyor lerde konupnaların neti<w!enece6ıni ki5Ulk bir müteşebbis heyet seçılmlstir, böyle bir görüşe hazırıksız buluTürkly» madenl tnakine yagı lthalat büdlrmektedırler. Japonya KPU ya daDllekler faslında söz alan mumes nanlarda demokratık stidad çok «Uarı demejlnln Tlcaret Vekâletl nez hıl memleketlerden olmadlğı içın Turödlnde memleket lktisadiyatı bakımın kiye ile Japonya arasında bir kliring slller. hükumetın son kararlarile turizm kısırdır. Hele yaşlanmşların, hareketleruun onlendiğinl ıleri stırmus mürlerinin yarısmdan (oğunu andan mühim teşebbüslere glrlyMğl bll anlasması imzalanacaktır. ler ve blr turist parasl lhdasını iste tidemokratik bir havadl geçırmedirilmektedlr. Bakırköy fırancala fınnı mljlerdir. Ayrıca turlım mevzuunun Müracaıtten maksad maklne jrafı ltkoordin» «dilmesl de mevzuubahls ol lerınden sonra gerçektm bu ruha kapahldı halâtmın teknlk lhtiyacımıza g8re dümuştur. Bu temenni ve dilekler 1 şu erebilmeleri çok zordur Bunlardan lenlenmestni temln etmektlr. Traktor Belediye Sağlık Islerl Müdüriü£ünün ve kdmyonlarm kısa zamanda tse ya müteaddid ikazlarına rağmen «kslklerl batta Ankarada toplanacak Turizm Da ulema tertibinde olanlsr, yedi deramaz hale gelmesi «ebebl, lhtlsaı m nl tamamlamıyan Bakırköy fınncala nışma kurulun» aksettlrllecektir. reden su getirerek tbb, bize benCemiyet. dışarıdan lçerl turist celbl zeriz» gibi başka fiki'lere işaret hibi makine yağı lthalâtçılarına, mal fınnı. Datml Encümen kararlls kap«üzeTİnde durulmasını ve «lahil! turlzgetirtmek içln uzun müddettenberl 11 tılnustır. mln eanlandırılmaıını da maksadları maksadile söylenmia veUeleri desans verllmemesidlr. Fırınlarm kontrotuna aralıkaıı de arasına alacaktır. ğişmez tabiat kanunlaa gibi alıp Ilgılıler maklne yağı Ithalâtının ka vam edılmektedır lltece iyl ayarlanmasını lstemektedir. İki flrama daha AdHyeye verildi doğrudan doğruya denokrat olaOkulAile Birliçl kongreleri mamanm mazeretini ifıdeye kalYuksek evsaflı yaj getirtildigl takdirFatlh. blrtnd v» lklnd llkokulları IhUkârı tetklk komisyonu, dün Vali de motörlü vasıtaların uç mısll fazla ailt blrlijl kongresi bugün saat 14 te Muavlnl Aıım BUyüklUnUn rlyasetinde karlar. Kültürü kıt, cerlezesi kuvdayanacagı belirtılmektedlr. , birlnd llkokul salonunda yapılacaktır. yaptığı toplantıda blrl lhtikâr. dlğerl vetli politikacılar ise, csmiyet niUfulıüz fatura tanztml suçundan olmak zamını 1leri gürerek rıjimin adı Uzere lkl flrtnayı Adlıyeye vermlstlr. ne olursa olsun, hattâ bına Demir Arahacılann bugünkü toplantısı Perde arkasında olduğu gibi «ileri Arabacılar Cemlyetl bugün Spor demokrasi» demilsin, fed hürriBergl «arayında mühlm blr toplantı yetini topluluk istiklâlne karjıt yapacaktır. Toplantmın hararetli geçe gösteHp güdümlü ve sıh id?renin ceğt anlaıılmaktadır. Atlı araba aahlblüzumunu ispata çalışırkr. lerin» verilen mühlet bitmek Uıeredir. Bu mühlet aonunda sehlrdekl atlı araDemokrasmin mazisi ve hall, balar tamamen kaldırılacaktır. bunların misallerile dolucur. Mussolini, İtalyanlara sorrouştu: Kömür istihsalinde «rtış ' Hürriyet mi istersinif, ekmek Habcr verildigin* gfir* Zonguldak KSmttr Isletmesinln k»mür urtBısalitı mi? •rünıstır. Cevab beklemeden söylt demis Soyduğu evlere pisliyen bir hırsız! 1 K Ö Ş E M D E N Adalet tartışılabilir mİ? Yazan. 1 î ABAHTAN 'ABAHA... Şehirlinin I numaralı müşkülü: Meskan v kiralan geçen aya kıyısla % 25 artmış İnanılır: Çünkü, hayattan edlndiğimi» intıbalarla istatistikler bu sefer biribirini maalesei tutuyor, Ortahalli insanlar, kazandannı» yüzde ellisinden fazlasmı kiraya vermek mecburiyetinde kalıyorlar. Şehir merkezinde iş yerierinin dvannda oturup vakitten, nakliyeden, öğle yemeğinden kârb pkmak istiyenler bu fahi; fiatlara çaresiz katlanıyorlar. Yoksa, y«z k i | sayfıyelerde yaşamağa kalksalar, aradaki farkı bu defa da iş yeri ile uzaklık yüzimden verecekler... ki, avnı kapıya çıkacak. İhtiyac kaç kısımdır? Mesken, ylyecek, giyecek, medent kısım... Bunlar arasında birlnd, öbürlerlnO şöyle tagallub ediyor. Yiyecekten, giyecekten, medenî seviyeden fedakârlık istiyor. Kira zorluklan «ebebile büyük bir ço&unluğun, mal sabibine karşı ytizü yerdedir. Bannaksız kalmak endi«esile yüreklet çarpıyor Piyasaya göre klra verenlerin bütçeleri perişandır. Blr nesil evvel, Türkiyede Iskaa miişkiilü yoktu. İstediğlniz semtte ucuz kira ile yer bulabilirdiniz. Hattâ bedavası bile boldu: Zavallılann evl yokmuş. Verellm iki oda, başlannı soksıın fıkaralar! dlyen mürüvvet sahiblerine İstanbulda da, taşra şehirlerinde de rastlantrdı. Yirml sene evvel, bir oda, şehrin merkez kısımlarmda bile 2 ilâ 10 llraya klralanabllirdi. Kaznncla mes ken kirası nisbetleri, aile idaıesi kaidelerine uygundu. Pekl simdl neden bn böyle oldu? Gallba şn sebeblerln toyekunundan: Şimdl. hallcımızın ço*u, lradı yegâne cankurtaran slmidi sayar oldu: Zira, lctimaî hiinvemizde «sorbest piyasa mensublan» dlye geniş blr zümre do£du. Bunlann iraddan başka hiç bir tekeüdivesi, d«yana&ı olamıyor. Ba«kn memleketlerdekl piM ne «ömür bovunca gelirn, ne «esham ve tahvilâta davanan blr rantn. ne «füvenllecek hayat slgortası tlpl», ne «meslekî garantİD, ne «husust miiesse^eler *ITminat ve tekaüdivelerl», ne «sendika maaşlan». ilâh . O l « olsa, adam, bir mülk edinip ihtiyarlığında klrasile geçinebilecek .. Devletten tekaiidive almıyanlann h^men hemen <ek püverıi emlâk sa hlbl olup maüannı kiraya vermektlr. Bankalar bu rayıf nnktayı kesfedip hplk'aki irteüU büsbiitıin barİ7İe«tirdI. tStelik kendileri de sehrln bir çok emlîUini ele perirdi. Oiğcr taraftan bol kszaridılar, varIıkîarını arsaİBrda, binalarda teslnt ettiler ve sp"kii!â*yon mevzuu yap tılar. Böylere iskân sahalan daraldı. Kiraların serbestlenme ' îh"timı>liııi ve yeni bina yapmarmı malzeme kıtlıet yiiziinrten dur»klamasını da hesaba katarsak, vah kiradların haline... İste, böyleee, mevcud blnaların çoç'i, ikamet va<;ıtıısı olmaktan cıkıp blr bakıma «orbest ptyasa mensubiarınm tek ictimal çarantisi, bir hakima bol varhklılnrın para muhRfazBsı vasıtniı, bir hakıma spekülâtörlertn oyunrnğı, blr bakıma da bankalann sabit sermayesi halinl aldı. fstRrbuInn nHfn«n coç!iİTn;=ken normal kiraiık blnalann adedl azaldı. Yanpn ve eskiyen nhşab evler ve acılan mevdnnlar. caddeler nisbetinde veni hinalar vanılamadı. ve ev »ahibi ile kiracı, biriblrlerinl tnmamlayıcı blrcr un^ur olm«T«n serekirken. kaynana ile »»ellnden betrr Jhtilâfa düştüler. Fuzulinin dcdiği gibi: Ben ona gıısse ol bani pfet Mutrr.effır ben oldan ol ben^en Hasan Ali imkân yoktu. «Hava mı, su mu?» diye sorsaydı ve «hav»!...» diye cevab varseydiler sankl ne olacaktı? Bu defa da susuzluktan ölmiyecelker mi idi? Nitekün «hürriyetsizlik» az kalsın onlan öldürmüyor mu idi? Zor belâ yakalannı Azrailin elinden kurtarabildiler. Demokrasinin dünya görüşü, bir mantığa dayanır. Demokrasi mantığmın ana prenslpi şudur: «Her flkirde h«ti ve sevab ihtimali vardır.» Eğer bu postülât» kabul etmezsenız demokrasi geometrısinl kuramazsımz. «İki nokta arasındaki en kısa yol, doğru çizgidlr» postülahnı kabul etmeden Eukleides geometrisi kurulamadığı gibi... Bu prenslpi kabul edince ilk müşkül yenlmiş olur. Çünkü kendi davanızda, karşmızdakinin davası kadar hata ve sevsb olacağına inanınca pek tablt olarak tartışmaya razı olununuz. O zaman bir ltiraz karjısmda kahnca: Acaba?!... Derslnlz. Bu «Acaba?» yok mu, işte demokrasinin en değismez rem zi budur. Bütün diktatörya rejimleri «Acabasızlar» rejlmldirler. Çün kü onlar, vehlmlerin* göre yüksekten veya aıağıdan, yahud da sadece kendilerinden gelen bir •sintile daima en dogruyu bulmu|lardır. Onların karsıtı olamaz. Olursa mutlaka yanhştadırlar; fena insanlardır ve hatalı lnsanlardır. Onlarca fenalar ve hatalıların vücudü ortadan kaldınlmalıdır. Halbuki zulüm, iste bu noktadan baılar. Nereye kadar gidecektir, onu önceden kestirmek, zulmü yapın için bile mümkün değildir. Kojuya girmia bir at gibi dörtnala giderler ve akıbetleri meçhuldür. Yücet Turist parası ihdası isfeniyor 1»52 »enetlnd» elde edilen tlcarl kıymette 2.739 in ton kömttr* mukabll 1953 te 3.156 000 ton çıkarılmiftır. 1954 yılında l»e blr acne evvellne nljbetle 93 büı ton kömür fazlaıı elde edllmistlr. Tabii ekmek!... Halbuki lkiden birini Oysaki bu tflrlO bir duyguya dflsecekleri yerde bir küçük «acaba?!...» diyebüseler, ne kendileri ve ne bafkalan içln bu elnı tehlikell durumlar gerçekleşemez. Böylesl lçin söyleneceklerin en güzelini bü beyltte buluruz: Ne kendl eyledl rahat, ne halka verdl hurur, Yıkıldı gitti clhandan, dayansın ehll kubur .. Buradakl tkubur», kabrin çoğuludur. Ehli Kubur, ölüler demektir. Beytin manası, «dünyadakilere de, kendine de rahat yürü ?östermedl; şimdi arrrettekllere musallat olacak!...» gibi bir şey... Fikirlerde daima aevab kadar hata ihtimall olduğunu kabul edince ve nacaba?» diyebilince insandan gelen hiç bir fikir, bejerî olan hiç bır is tartışma dışı katercihe lamaz. Bu hükme göre. madam ki «adalet» de insan yapısıdır, o halde tartısüabilir. «Adalet tistüne konuşulamaz», hele «konusturmayız!» sözü, yukandanberl açıkladığımız dünya görüşüne ve demokrat manüğma uymaz. Misal olarak bu hususta kendi kanaatlerimden birini vereyim: Yasama organı mensublarmın, yani mebuslar ve hükumet üytlerinin yalnu hukuk davalannda yasama dokunulmazlıklannın kaldırılıp bir iki Lstisna dısında ceza davalannda bu dokunulmazhğın devam etmes;ni «eaitlik prensipi» ne uygun bulmuyorum. Ceza konutu olan bir tuçu ben iflediğim caman, mebua veya Bakan benl adalet önüne çekebilecek; aynı seyi o yaptığı zaman ben onu adalet önün« çağıramıyacağım. Bu hall yanlıs telâkki ediyorum. Şimdi ben izhar ettiğlm bu kanaatle kanuna ve adalete tecavüz etmia sayılabillr miyim? Aslâ!... Benim yaptığım, mevcud kanunun ••itlik prenslpine göre doğru görühnemig bir noktasıru ortaya koymaktan ibarettlr. Bu durumda bana hiç kimsenin kızmamssı llzım gelir. Çünkü bu fikirdir. Fikre kızılmaz, içerlenilmez. Ancak ltiraz edillr. Meselâ denilebilir kl: Neye böyle düsünüyornınu»? Ben de hemen lUkuaetle cevab verlrlm: Yasama dokunulmazlığı, mebusların parlamenter görevlerini yapmalan için korunuf btr hukuk kuralının neticeıidir. Bu görev, Millet Mecllsi müzakerelerlnt devam ederken lfa olunur. Meclis tatil tttlgi laman parlamenter görev, kendi (üretl lçlnde, 'durmustur. Mebualuk sıfatı kalkmaz. Niteklm blr umum müdür de evinde lstir»hat ederken umum müdürdflr. Fakat ntmt faaliyetl durmustur. Slz, buna ltiraz edenlnlz: îyi ımı bazı memurlyetler ve kamu hizmetleri de vtrdır ki, gunün yirmi dört saatinde görevleri sürmektedir. Hastane nöbetçi hekimligi, nöbetçi savcıhğı, cmniyet âmir ve memurluklan bSyle değil mldlr? Bunlar gibi mebus dokunulmazlığı da kesilmtmelldlr. Aksi takdirde gSrevlerini serbest yaptmazlar. Bu itlrazı |öyle kartılanm: Böyle düçünülünce mebuslartn bugün Utisna teşkil eden hukuk meselelerine de bu dokunulmazbğı teçmil etmelidlr. Mebus olmıyan vatandaşlara hukuk islerinde «adalet finünde esitlik» verme bakımından istisnaya cevaz veriyorıunuz da mejelft hakaret meselesinde konu «cezaîdir» diye nlçin bu eşitliği kabul etmiyorsunuz? Siz, gene sorarsınızT Peki, bu dediğinizin, dedlğlnlz şekilde cereyan ettiğl demokrat memleketler var mı? Anlatırım: Vardır. Meselâ Fransa. tki, Oç sene evvel Fransız ansyasasında böyle değişme yapıldı. Şimdi dokunulmazhk, ancak Fransız Millet Meclisinin toplanma zamanlarına münhasırdır. Onun hariclnde Parlamento üyeleri mahkeme önüne çağrılabilirler. İngilterede de böyle... Orada ancak toplanma zamanlarından 40 gün önce ve 40 gün •onraya Bamil olmak üzere dokunulmazuk vardır. Onun harlcinde yokrur. Suç Islemede mebus, devamlı surette kanun himayeslne verilmemlştir. Böylesi, oralarda adalet ruhuna uygun görülmemistir. Bitti. İşte slze blr adalet konusunda bir tartışma Srneğü... Bu konuşma misalinde blr adalet meselesini pekâlâ tenkid ettik. Ne oldu? Bu sözlerde kanuna ve adalete en küçük bir hürmetsizlik gördünüz mü? Başka bir demokrasi prenslpi olan «kamu lslerinden hiç bir iey, hiç blr vatandajtan saklanamaz» kuralına göre gizli muhakemelerin nesriyat suçlanna teşmilinl doğru görmediğimi «öylersem aynı saygılı durumdan çıknuş sayılabilir mlyim? Saygı, tenkid hakkını kaldınr mı? DP. Meclis Grupunda, Mecliste ve Büt çe Komlsyonunda Adalet Bakanımınn esaslı tenkidlere uğraması dz bunun birer canlı misali değil midlr? «Dediğim dedik, yaptığım yap tık» usulU demokrasinin ruhuna uymadığına göre edeb dairesinde tenkid edilmiyecek, tarbşılmıyacak hiç blr konu olmamak lâzımdır. Kul kusursuz, kulların yapbğı tenkid dişl olur mu? Aksini iddia, uluhiyet davasmdan baska nedlr? Çünkü ancak Allah mutlaktır ve o kusursuzdur. İ1 Vall Prof. Gökay dun sabah berabertnde Blledlye Reis muavinleri olıitı^u halde Bogazın Anadolu sahilınl Beykoza kadar teftis etmis, yapılan inşaatı ve yol durumunu gdzden geçirmijtlr. Valinin teftişieri t FATMA SEDEN lle ln$aat Y Mühendisi METÎN DEMtRSOY Nlkâhlandılar. îstanbul 8, Ocak 1955 Dün limanuıuzdan fkne edilen mallar Son 24 saat zarfında tstanbul ltoanındsn yapılan Ihracatın kıymet y«kunu 134 bln lira civarındadır. Bu arada Ingiltereye tlf'ik T« acı badem, tsvlçreye lç fmdık, trana s!nem» fllmi, Muıra yaprak türtm ve Yunanlstana taze bahk sevkedilmişrlr \ Memleket mahsulünün yüzdo 65 I sahldı Tıl «onu mtmasebetlle mutad ağırtıSını geçirmlj olan plyas» v» borsalar dündenberl yenl t* devTMİn» glrmls bulunmaktadır. Piyasa mensublarmın ifadelerine g6re önümüzdekl günlerde Ihracatımızda büyük bir faallyet miljahetf» edllmesi belrlenebnir. Memleket mahsulünün yüzde «ltmış beşinln satılmış olduğu hesablanmaktadır. Geri kalan ytızde otuz bes nisbetlndek! çesidll mallarımızm lhracat mevslml tonuna kadar elden çıkacaIma muhakkak nazarile bakılmaktadır. Esasen aon günlerde devamlı lş teklifleri mallarımız lçin çok ümidli gorunmektedlr. AYSEL 7ÜRKOĞLU ile Eczacı OSMAN TÜRKMENOĞLU Nişanlandılar. Kadıköy 81.1955 NEZLE, GRİP ve SOĞUK ALGINUGINDA burun konjestiyonuna karşı VAPEX SİZİ NEZLEDEN KURTARIR REMZÎYE AKGÜRGEN ile HAYDAR ARSEVEN Evlendiler. 30.12.1954 LEYL ERMAN ile LÂHUT TİREGUL Nişanlandılar. KERVANSARAY HER PAZAR AtLE MATİNESI Üç Beynelmilel Atraksiyon E S M E F A L D A ve P E P E LARA N T E E N B A C K L E R PAQU1TA SERANO vesaire vesaire ! Ocak 9 Cemaziyelevvel 14 I os • i î E * 3 I ı V. ] 72 B 12 20 14 45 16 58 18.34 5 39 E ] 27i 133 9 47 12 00 138 12 42 ı Istikbal keşidesi talüılisi Bay Hidayet Aslan Türk Ekspres Ş^nk'a müracaat ederek 75 000 lira tutarındaki ikıamiyesin.i almıştır. Kendisi, Ekspres Bank'm eski müşterilerinden oİduğundan ayrıca mebde 1 Ekim olmak üzere yıl sonuna kadar beher gün için 100 lira ilâve prim almıştır Yukarıdaki foto«raf talihliyi, ikramiyesini alırken tesblt etmektedir İstanbul 8.1.1955 Bir bina bi''vornrn: 1938 de 8 bîn lîraya satm alnmı«ken şinTİi 8 bin lira yıllık irad «aSlıyor. Sf>hihi bunu yiiz küsur bln liraya satmız a'imnüah... Bu r>iebe»!prd«'ki art>ş h:c bir metada srriilmediji lç*n, mal sfihiblni, böjle f?hi$ kira istivor diye, ferrten, mııhtek'rter liste<:ine bile pccircrpeviz O. piyasayı takib edivor. Evi fpnıntn yoncasıdır: İhfiyarlnnııs buhınuvor. baska vnridatı yokttır, tek içtitnaî garfuıtisi budur, yılda S bin lira sarfivat onnn için zanıridir. Nihavet ferden ondan kiracıya blr lutuf ve ihsan beklenemez. Lâkin devlet ve hotediye basta içtimai teşkilâttan kiracı hesabına mutlaka bir lutuf ve ihsan xnruret halini almıştır: Merkezlerıle ve i^ yerlerlnde ucuz kiralık blok apartunanlar gibi .. Devletin, belediyelerin, bankalann. büyük müesseselerin, sirketlerin ellerindekl imkânlar, bilhassa bu gayeye sarfolunmalıdır. ÇünkU kira derdinin şebirlerde 1 nnmiTaİ! müşkül olduğu meydana çıkmıstır ve diğer miişkiiller gölırede kalmıştır. KiraIarın yüksekliği, maliyete de sirayet ediyor ve deha geniş, daha şamil ölrülerde siravet ederektir. Emlâk spekülâsyoriunu vergl yolile önlemek de devle*in alarağı başlıca tedbirler arasmda olsa gercktir. Buna ksrsılık bazı insaat tipierine imtiya^lar da sağlayıp kiracının himayesine sridebilirij CLMHURtYET'in TEFKİKAS1: 6 2 Y azan; N 1CH<)LAS^ IV1UNS AKK AT Bina, aşağıdan yukarı kadar ışık içinde idi ve paslı demir merdıven, her katta küçük bir sahanlık direk kıvrıla kıvnla binanın ortasmdan tepeye doğru yükseliyordu. Sahansağ tarafında mutfak, sol taraf nda bir yatak odası vardı. Helecanına rağmen emir adımlarla ust katlara doğru tırmanmağa başladı. Ikinci katı aştığı zaman gıı tlağı yeniden kuruyuvermişti. Şimdi başı Bannıster'lerin dairesinin zeminile bir hizaya gelmişti. Bir lâhza sonra, üçüncü kat sahanlığ'n? ulaştığı zaman kalbinin çarpınt'=ı duyulabilir bir gümbürtü hann almıştı. Kat baştanbaşa karanlıktı. Yalnız sahanhğın sol uounda, Esther'in odası olarak bildiği odanm camh kapısından ışık görünüyordu. tzgara demiri üzerinde, irtifaın, ayaklanntn altmdaki karanlık boşlu^un verrıji ürkpklikle, duvara tuttma tutuıı^, gğır ağır camh kapıya dnğra ilcrledi. Esther odasmda idi. Yan pence| reye dönük bir koltukta oturmuş kitab oku>ordu. Tabıatıle gözleri açıktı, dikkatle önundeki satırlan takib ediyordu. Elindeki kitab «Zincırli Köle» nin ^alelâde bir nüs hası idi. Onu bu vaziyette seyre devam etmek her ikisi için de utanç venr gibi olur gibi geldi Grant'a. Sanki aşkını da, merhametini de sımsıkı avucunda tutar gibi kapanan yumruğüe hafifçe camh kapıya vurdu, sonra tokmağı çevirerek içeri girdi. Kapmın açıhşını duyunca Esther başmı halıfçe kaldırmış, fakat gözleri henüz Grant'ın gözlerile karşılaşmamıştı. İki çift göz karşı karşıya gelince fether, insana aynı zamanda istikrah ve acıma hissi veren bir hareket yapü. O ana kadar Harry Grant bir kimsenin birdenbire nasıl körleşip sağirlaşıveHiğini Cörmerr.ısti: halbuki şimdi Esther'in yapt'ğı bur.dan ibaretti. Tamamile tetikte anî bir gürültüden ürkmüş bir hayvan gıbı kendi kabuğu içine çekilivermi§ti. Elindeki Çevir^: INIKKN AN KAN j kitab kucaema düsmüş, bsşı tnhta 'gibi hareketsiz kalmıs, gözleri ferini kayb<*diverm.şti. Grant'ın karşısmdaki artık rahat koltuğunda tatlı tatlı kitab okumakta olan göz alıcı güzel bir kız değildi. Sadece ve sadece Esther Costello idi. Onun böyle birden hayattan sıyrılnerip buz gibi donuverdiğinı gö ren Harry Grant, kendisınin korku ve utançla titrediğini hissetti. Bu kızcağıza ne yapmış olabilirdi ki, o ravallı böyle bir mahkumiyeti kendiliğinden kabul ed:yordu? Bir adım ileri attı ve koltuğun başında: «Çekinme Esther!» dedi. «Ben her şeyi biliyorum.» Esther kıpırdarnadı bile. Bir cümle ile onu değiştirebileceğinden Grant da ümidvar değildi zaten: Bu ca'lilik onda kolay kolay sıyrılınamıyacak bir itiyad halini almış olmalıydı Eğildi, kızm dirseğ ne dokundu. Sahtekârhğı sonuna kadar devam ettirmesinden ve o ana kadar hiç bir jeyin farkında değilmis de mevcudiyetini ilk defa , Dudaklan dudaklannı buldu. hissettiği bır yabancınm temasile Grant: «Bu onun ilk busesl olmah» şaşırmış gibi sıçramasından kork dive düşündü. Utangaç bir teslimimuştu. Fnkat Esther gene her han yet.. Fakat sıcak ve tatlı bir tealigi bir mukabelede bulunmadı. miyet... Bu kâfi bır işaretti: Esther'in Sonra Esther biraz geri çekildi, numaradan artık vazgeçmeğe hazır gülümsedi ve fısıldar gibi: olduğunu belirten bir işaret. Grant «Günün birinde seni öpeceğim tekrar: dememiş miydin?» dedi. eÇekinecek bir şey yok!» deGrant da gülüyordu: d!. «Jack Lett baklayı ağzınrian »Dah.ı neler söylemedim ki?» çıkardı. Ben de biliyorum, artık!» dedi. «Oh Esther... O kadar RÜEsther ağır ağır başını kaldırdı. zelsin ki... Ne yaptılar sana böyle? Bu hareketile yeniden canlanıyor, Soyle: Ne yaptılar?» disileşiyor gibiydi. ilk defa olarak «Anlatırım. Konuşabilmek... Grant'ın gözleri üzerinde gerçekten Hele senınle konuçab'lmek o kamihrak'anan gözlerde tâ kalbe u dar zevkü ki...» laşan bir dprinlık ve zarafet var «Seni dinlemek de btiyük bir bir ay zevk Sesin... Nasıl söyleyeyim? dınhkla panldıyordu, Esther: Tatlı bir terane «ibi.» oÇok şükür Tannya!» diyerek Tekrar sanldılar. «Günün birinkalktı ve tereddüdsüz kendini de seni öpeceğim derken bunun Grant'ın kollanna bıraktı. bövle olacağını tahmln etmemistim Her şey ilk defa oluyordu, tlk doğrusu.» «Biliyor musun? Sevgililer 5defa onun tabit sesinl duyuvordu: Tatlı ve derin bir sesl; ilk defa o püşürlerken burunlan ne olur dilarak cnun vücudüne temas ed> ve hep dü?ünür dururdum .. Kolycrdu Genc, canlı ve nefis bir vü lann o kadar kuvvetli ki .. Şimcud. Onu böyle sıkı sıkı kolları a diye kadar hiç bir erkeğin kollarasmda tutarak evvelâ titreyişini, nnda sıkılmamıştım, bByle.» sonra bu titreyişin nihayet buluşu «Hiç mi?» nu hissederken, dudaklanm lcendi E=ther hafifçe bajını yana sa» dudaklarına uzatmasını beklerken virerek: Harrv Grant tek bir şey düşünebi «Neden sordun bunu*» dedi. livordu. Bir an için Grant ne diyeceğinl TalihH idi. Bu hâdisenin her saf şaşırdı. Cevab bulamadı: hası çeşd çeşid giriftlikler arzede «Hiç!» dedi. «Sebebsiz. O kabilirdi Fakat talihi yaver gitmisti. dar güzelsin ki, ne dediğimin £ar kında değilim.> tDemek bilmiyorsun?» «Neyi bılmiyorum?» Gözlerini Grant'ın gözlerinden kaçırmak istiyormuş gibi Esther'in başı erkeğinın göğsüne gdmüîdü. Sesinde bir ürkeklik, anî bır asabiyet ifadesi vardı: «Anlatırım!» dedi. Harry Grant sualini tekrarladı: «Söyle Esther, söyle: Ne yaptılar sana?» «Neler yapmadılar ki? Şimdi rahat rahat konuşabilıriz. O .. burada. Boston'a dönüşü serefine bir ziyafet mi veriyorlarmış neymiş. Sana söylemem lâzım gelen, bilmen lâzım gelen o kadar çok şey var ki?» «Benlm asıl merak ettiğim neden bunu yaptığın, Esther? Neden yalandan kendini kör gösterdm re arada ne oldu? Çünkü evvelce gerçekten göremiyordun, değil mi?» «Tabiî. Ne görebiliyor, ne duyabiliyor, ne de konuşabillyordum. Sonra... Sonra bir sok geçirdim.» «Nasü bir fok?» Grant kollarını uzatmif VeÛıtr'i ellerinden tutarak karsısına almıj dikkatle onu seyrediyordu. Zavallının yüzünü bir utanç ve ıstırab dalgasının kaplamakta olduğunu gördü. Sualinin cevabını hemen hemen almış gibi idi: Nfishan 15 kornsttn Abme şeraiti Tilrldye Hartı Altı aybfc Oç aylik •b aylık Ura b o.w UJtt uıs K> n. M UM »m *M D I K K A 1 GaaaMmla* gOnd«rLMo «vımk *• ruılaı UM *M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear