02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 Haziran 1Ü50 CUMHURIYET Başmakaleden devam Teknik Moskovanın nazarları Orta Doğuya çevrildi ugünlerde Sovyet siyasetinin, Orta Doğuya artan bir ehemmiyet verdiği görülmektedir. Halbuki sou zamana kadar, Ruslann bilhassa Uzak Doğu ve Batı ile meşgul olacaklan ve aradaki bölgeyi şimdilik «rahat bırakacaklan» söylenmekteydi. Avrupada ve Orta Doğuda aynı zamanda husule gelen son değişikliklerin, Moskovayı planlarını tadile sevketmiş olması muhtemcldir. Avrupadaki hâdiseler Kremlinin beklediği şekilde cereyan etmenıiştir. Atlantik Paktı memleketlerine gönderilen askerî yardım malzemesi Fransız, İtalyan, Belçika, Norveç ve Holanda limanlarına ulaşmış, ve bnnlar komünistlere rağmen süratle boşaltılmıştır. Aynca bu memleketlerdeki komünist partileri son ay zarfuıda üyelerinin büyuk bir kısmım daha kaybetmişlerdir. Son Belçika seçimlcri de bunu isbat etmiştir. Belçikalı komünistler ralnız yedi milletvekili secebilmişlerdir. Avrupa batısının kuzey urunda ise Finlandiya komünisl partisi, Rusyanın yakından yardımına rağmen işe yaramaz bir teşkilât halini almaya başlamıştır. Finlandiyanın Moskova idaresindeki milletlerarası Sendikalar Federasyonunundan istifa etmesi üzerine Helsinkiye gönderilen Sovyet heyeti elleri boş olarak dönmüştür. Buna mukabil Orta Doğu sou zamanlarda biraz daha karışık bir durum arzermeye başlamıştır. Komünist nümayişlerine sık sık sahne olan bir Lübnan, bir tiirlü siyasî istikrannı elde etmeye muvaffak olamıyan bir Suriye, devamh çekişmelerle vaktini geçiren bir Arab Birliği, Büyük Suriye projesı peşinde koşan Irak Ürdün koalisyonu, gayrimemnunlarla dolu Filistinli mülteci kamplan ve nihayet bunların tam ortasında da kuvvetli bir komünist teşkilâtına sahib İsrail devleti göze çarpmaktadır. Kahireden gelen haberler, fırsat kollayan Rus>anın b u d u r u m u lehine çevirmek maksadile serî tedbirler almakta olduğunu bildirmektedir. Orta Doğu işleri uzmanı Sovyet diplomatlarının Arab başhentlerinde faaliyete geçmeye hazırlandıklan da ilâve edilmektedir. Bu şehirlerdeki Sovyet basın ataşderi ise uzun müddettenberi «propaganda broşürleri» nin dağıtınu işjle meşgul olmaktadırlar. Moskova aynı zamanda Arab başkentlerinde İngiltere ve Amerika aleyhinde mevcud cereyandaıı da istifadeye çahşmaktadır. Bazı Arab idarecileri Londra ve Washuıgton hukumetlerinin tamamile İsrail taraftan bir siyaset güttüklerine ve Orta Doğu hakkındaki son iiçlü kararın da böyle bir si yasetten miilhem olduğuna kanidirler. Kremlin «Yahudilere Sovyetleri tercih» prensipine meyleden Arab idarecilerine silâh gönderebileceğini de ihsas etmiştir. Filistin miicadelesinin en şiddetli anında Çekoslovakyada Skoda fabrikalanndan her tiirlü harb malzemcsini İsrail ordusuna yetiştirmiş olan Moskova şimdi aynı fabrikaların bu sefer de Arablara silâh göndermelerinde bir mahzur görmiyebilir. Çünkü İsraile silâh verilirken güdülen hedef, Arablara silâh verilirken güdülecek hedeften farklı olmıyacaktır. Bu hedef Boğazlar. Orta Doğu petrolları ve hattâ Süveyştir. Orgnl. N. Yamut Genel Kurmay Başkanı oldu T5a$tarafı I inci sahifede kulundan piyade teğmeni olarak çıkmıştır. 1913 te Harb Akademisine girmiştir. 1916 da yüzbaşı olarak Çanakkale, Kafkas ve Irak cephelerinde, Istiklâl Savasında Kocaeli. tnönü, Eskişehir, Sakarya, Afyon cephelerinde bulunmuştur. 1921 de binbaşılığa, 1922 de yarbaylığa yükselmiştir. Istiklâl Savaşını miiteakıb, 7 nci tümen ve 7 nci kolordu kurmaylıklannda hizmet etmiş, 19251923 arasmda Harb Akademisi kurmay baskanlığmda bulunmuştur. 1928 de albaylığa yükselerek, Genelkurmay yedinci şube müdürlüğü, piyade alay ve tuğay komutanlıklan ve ikinci ordu müfettişliği kurmay baskanhğı görevlerini ifa etmiştir. 1935 te Tuğgeneral olarak 9 uncu tümen komutanı vekâletinde ve 1936 da Tümgeneral olarak 57 nci tümen komutanhğında ve ikinci kolordu komutanlığı vekâletinde bulunmuştur. 1939 da Korgeneral olarak 2 nci ve 12 nci kolordu komutanhklannda, 1945 tarihinde de Orgeneral olarak evvelâ ikinci ordu müfettişliği, 1946 da birinci ordu müfettişliği görevlerini ifa etmiştir. Genelkurmay Başkam Salih Omurtağın rahatsızhğmdan sonra 1949 tarihinde Birinci Ordu Müfettişliği uhdssiııde kalmak üzere Genelkurmay Başkanlığı vekâletini yaparak 1 temmuz 1949 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanhğına tayin edilmiş ve 661950 tarihinde de Genelkuımay Başkanlığı vazıfesine başlamıştır. Atlantik ordusu kurulacak Bu orduya, mesleği askerlik olanlar almacak Wr.shington 6 (a.a.) Birleşik Amerika askerî ve siyasî çevrelerinde, mesleği askerlık olanlardan müteşekkil bir Atlantik ordusunun ihdası fikri lehinde terakkiler müşahede edilmektedir. Bu ordu klahik kütle silâhlarmdan ziyade büyük bir ateş kudretine malik ve çok iyi talım görmüş küçük birlıklerden mürekkeb olacaktır. Fîlhakika Amerikan çevrelerindekj kanaate göre, mahdud birliklere şamil olan askorî yardım programmdan boylece daha müessir bir surette faydalanmak mümkun olacaktır. Bununla fceraber, resmî çevrelerde bu hususta ihtiyatlı davranılmakta ve bu meselenin, kongrede askeıî yardım proçramı lehinde bugünlerde cerejan edecek olan muzakercler sırasmda bahis mevzuu edılmiyeceği sanılmaktadır Maamafih, siyasî yazar Walteı Lippman A\Tupanın müdafaası için bu nevi bir hal çaresi lehinde buiunmuştur. Washington'daki kanaate göre, Atlantik ordusu fikri gelecek hafta ve aylar zarfında Amerikan başkentinde taraftarlar kazanacaktır. bir noktadır. Eğer Başbakan, Atatürkün hedef bildiği gerçek lâikliğe artık lâyık olduğumuza kanaat getirdi ise şöyle konusmalıydı: Din işlerini diinya islerinden tamamile ayıracağız. Bunun için de «Diyanet işleri» müessesesini devlet kadrosundan çıkarıp tam maı>asile bağımsız bir hale koyacağız. Bundan böjle bu miiesseseye bütçeden tahsisat verilmiyecektir. Bütün lâik memleketlerde olduğu gibi din Meri bizde de kendi teskilâtı ile yüriiyen bir varlık tarafından idare edilsin. Biz sadece inkılâb ve Cumhuriyct esaslarını kurmak amacı ile bu müessesenin ' calışmalarım k(yıtrol edeceğiz. Dünya islerine kavısmadığı müddetçe biz de ona karısmıyar;<ğız. Saym Basbakan böyle komıssa idi. hem muhalefetin aleyhte yapacağı propaçandaları önlemis, hem de eski iktidarın son yıllar boyunca lâiklik bahsinde islediği hataları tamir etmis olurdu. tedris mitingi Yönetmelikte mevcud aksaklıklann düzeltilmesini istiyen talebeler okul salonunda toplandılar Acele hükümlerden hazer! emleket ve millet ieim çok büyük ehemmiyeti olan hâdiselerin göbeğindeviz. Her birimiz bu hâdiselerin kâh evet. kâh hayır tarafında: fakat içinde olduğıından lı kümlerimizde tam bir <afakî> ! : k sağlamak mümkün olamıyor. Hele fikirlerini hislerine nikâhlatn's şahsından başkasuıa karşı m<»suliyeti olmıyan kimseler sıcağı sıcağma her şeye ve herkese bir yıldırım hükmii veriyorlar. Bu hiikümlerin acelfüğindeki ssWhk yalnız şahsî değildir. Bıınlar birlesip memlekette cereyanlar yapabilirler. Fikir cereyanlan birbiıir.e benziven düşüncelerin birleşip bir yataktan akmasına denir. Bir muharrir için bu «girdibad» içinde kaybolmak felâkettir. Sonra ne kendini toplayabilir, ne etrafnıdakileri. Onun için biz daha az hata etmek için hiikiimlerimizi geciktiriyor, itidalden ayrılmamak istiyoruz. Bu arada bİ7( dünden hugüne değismiş goren okuyuculanmız var. Bunlar, içinde bulunduklan baditeden kendini kurtaramadıklarl için bizi değişmiş görüyorlar. Biz bu fırtınada mümkün olduğu kadar yerimizde durmaya çalışıyoruz. Dün istediklerimizi bugün He istiyor: dün beğendiklerimizi bugün de yeriyoruz. Ama eğer bu hal ve harekstimizi dün beğenenlerden bir kısmı bugün hoş görmüyorsa, bu bizim değil. onların gözlük dejiştirmif olmalarından ileri gelmektedir. Fikir ve hareketleri tahlil edebilmek yalnız bir meleke ve mümarese meselesi değil, biraz da mesafe işidir. Bir tabloyu iyice tenkfd için. bir hayatı iyice mütalea için ve nihayet hâdiseleri miunkün mer tebe tarafsızca tahlil için biraz aralık, biraz zaman lâzımdır. Biz 1908 inkılâbmdan bu tarafa gerek ma'şeri, gerek şahsî nice tezadlara şahid olduk. Inkılâbı miiteakıb makammda suratına tükürülenlerin pek az sonra o inkılâb ın en büjük ve kıymetli uzvu olduğunu gb'rdiık. Halk kiitlesinin toplu hükümlerinde hissin ve muhakemenin paylaıını tavinde i«ıal)etsizlik edenler, kum uzerine bina kurmuş olurlar. Iyi hamur, dinlendikten sonra açıhr. Acele fikirler. şiraya. dinlennıiş hukiımler şaraba benzer. Bugun çoğumuzun hoşuna gitmiyen fikirleri ve hükümleri, iıç ay sonra gözden geçirdiğimiz zaman aynı neticeye varamayız. Hıikıımler ve fikirler değil, biz değisiriz. Bizi saran sartlav, bize öğüt veren infialler. o fikirler siner ve söner. Şampanyayı. haltâ gazozu patln<ır patlatmaz içmek zevkli şeydir; ama lezzctini anlamak için pısmasını beklemelisiniz. Halka hoş gorunmek istivenler için kolay yollar vardır: Herkesin gittiği tarafa yıırüyüvermek. herkesuı çağırdığı türküyu çağırıvermek. herkesin çiğnediği sakızı ^iğncnıek. Ama bunu, mesuliyetini nıudrik olan bir kalem yapama?; yaparsa fikir kılavuzluğuna veda edip eemaate karışu. Yani vazifesini terketmiş olur. Herkesin hoşuna gittiğiniz zaman, herkesin sizinle henıfikir olduğunu hissettiğiniz zaman doğruyu sovlemek. yanlışı teııkid etmek kolivdır. Hııner herkesin sizinle beraber ohtıadığı. cereyanın sizi bp^ka tarafa surnklemek istediği sırada mukavemet gostermektir. Bu mııkavemet velev ki hoşa gitmese bile! Çünkü bir muharrir için ilk vazife inandığını sojlemektir. Buna cesareti yoksa inanmadığını tasvib etmemektir. Buna da cesareti yoksa kalemi kıııp eline bir zilli maşa almak çok dalıa revadır. '»umımımıılinilllllllllllllllllllinnnilllllllllllllllllllllMimımi'Hiı, Köprülü Plâstiras mülâkatı (Baştarafı 1 inci sahHede) ris büyük elcilikleri tarafından aşağıdaki tebliğ yayınlanmıştır: «Avrupa konseyi BakarHar komitesi toplantısına iştirak etmek üzere Parise gelmiş bulunan Türkiye Dış işleri Bakanı Fuad Koprulü ile Yunanistan hukumet Baskanı General Plâstiras bu vesileden faydalanarak, Türkiye Yunanistan münasebetlerini kül halinde gözden geçirmişler ve millet iradesile iktidara gelmiş bulunan yeni Türk hükumetile yeni Yunan hüku metinin, iki memleket arasında tesis edilen dostluk siyasetini devam ettirmeğe ve hattâ bütün sahalarda ve bilhassa ekonomik meselelerde fi'lî sıkı bir işbirliği ile yeni bir hamle yapmağa kesin karar vermiş bulunduklan neticesine varmışlardır.» Fransız başşehrinin yetkili çevrele rinde, batının umumî müdafaasma taalluk eden bu görüşmelere fevka lâde ehemmiyet verilmektedir. Ko'prülünün beyanatı Paris 6 (a.a.) Yarın sabah Paristen aynlacak olan Türkiye Dış işleri Bakanı Fuad Köprülü bugün öğleden sonra Türkiye büyük elçiliğinde France Presse ajansı muhabirine şu beyanatı vermiştir: « Türkiye Dış işleri Bakanı sıfatile yaptığım bu seyahat benim icin son derece kıymetli olmuştur. Zira bu sayede milletlerarası sahada temaslarda bulundum ve Avrupa memleketleri dış siyaset idarecilerile şahsan taruşmak fırsatını elde ettim. Fransız devlet adamlarile yaptığım temaslar neticesinde Eiyadesile mütehassis oldum. Başbakan George Bidault ve Dış işleri Bakanı Robert Schuman ile yaptığım görüşmeler çok faydalı olmuştur. Bu görüşmeler esnasında Fransız ve Türk noktai nazarlarile dış siyaset sahasmda erişilecek gayeler ve bilhassa yeni bir Avrupa kurmak arzusu hususunda aramızda tam bir mutabakat mevcud olduğunu müşahede ettik.» Doğu Akdenizin savunması Batı savunma sisteminin dpğu Akdenize kadar uzatılmasını temın için Türk hükumeti tarafından izhar olunan temenni hakkındaki suale Dış işleri Bakanı şu cevabı vermiştir: Hakikat kampanyası acılıyor Washington 6 (a.a ) Amerikanın Sesi radyo yayınları direktörü, Dış İşleri Bakan yardımcılarından Edward Barrett, Avrupada yaptığî bir tetkik gezisinden sonra basma verdiği beyanatta demiştir ki€ Haher sahasında Sovyet Rusva bir pnni&e yaklaşmaktadır. Barrett, Amerikah temsilcilerle 3atı Avrupa memleketleri yüksek memurlan arasında görüşmeler yapıldığını bildirmiştir. Bu görüşmelerin, gayesi Sovyet propagandasile mücadele etmek ve hakikat silâhını demir perde gerisine sokmak için surfedilecek gavretlerin ahenkleştirilmesinden ibarettir.» Belçikada yeni hükumet kuruluyor Brüksel 6 (a.a.) Brüksel siyasî çevrelerine göre, mütecanis bir hıristiyan sosyal partisi hükumetinin yarın kurulması muhtemeldir. Kral Naibi Prens bugün öğledsn sonra âyan meclisi ve parlamento başkanlannı kabul etmiştir. Yarın sabah muhtelif siyasî partiler şefle rini kabul edeceŞi anlaşılmaktadır. Bundan sonra kabineyi teşkile Jean du Vieusart veya Eykens memur edilecektir. GJ!.P. nin başına genç elemanlar getirilecek Ba^tarafı I inci sahifede milletvekili İsmet İnönünün tekrar Partinin başına getirilmesi etrafında kuvvetli bir cereyan vardır. Parti başkan vekilile, genel sekreterinin değişeceği de bu tahminler meyanındadır. Bursa 6 (Telefonla) Şehrimizde bulunan eski Sağlık Bakanı Dr. Sadi Konuk C. H. P. merkez ilçe teşküâtına bağlı, ocak ve bucak idare kunılları üyelerile bir toplanü yapmış ve bu toplantıda parti çalışmalarile yakında toplanacak kurultay hazırlıkları görüşülmüştür. Bİ7e kalırsa, bu nazik davanin j biricik çüzülme yolu gene budur. j Din işlerini dünya islerinden fi'len ayırmadıkça cemiyetimizi zaman Teknik Universiteliler okul salonunda toplandıktan sonra zaman rahatsız eden bir takım tatâbideye çelenk koyarlarken sız sürçmeleri önlemekte giiclük çeTeknik Universite Talebe Birli ruz», «Talimatname: Uç ay önce keceğizdir. Yok eğer sahiden lâik bir cemiyet seviyesine ulastığımız ğimn tertib ettığı «tedris rnitingi» ne hastalık keşfis. dan süphemiz var«a. Atatürk ya Vılâyetçe müsaade edılmedığınden, Toplantıya Istiklâl marşile başsaklanndan bir tekine olsun do Teknik Universiteliler, dün 16,30 lanmış, müteakıben Birlık başkam kunmaya kendimizde hak göımeme da Spor salonunda bir toplantı yap açış nutkunu soylemistir. Bundan liyiz. Çünkü ancak o yasaklar sa mışlaıdır. Toplantıya bazı profesor sonra söz alan öğrenciler, yönetyesindedir ki. gercek vicdan hürri ler de iştirak etmişlerdir. Talebe melikte mevcud aksaklskları belirt yeti bu memlekette kök salabile tarafından daha evvel hazırlanmış olan yazılı levhalar, salonun etra mişler ve bu aksaklıklarda hâkim cektir. fına dızilmişti. Bu levhalarda şu olan zihniyetin kaldınlmasıru teNADİR \ADİ cumleler goze çarpıyordu: mennı etmişlerdir. Toplantıyı mü«Davamız iyı yetışmektir», «Ders teakıb öğrencıler Taksim meydakitahla olur», «Kitabı yazan da nına giderek Cumhuriyet anıtma okuyan da biz», «Ruhan çöküyo çelenk kovmuşlardir. Elâzığa gönderiîen Tilrk Bulgarj Amerikan Amerikadaki Türklcrin iki sene evvel Elâzığa gönderdikleri röntgen cihazının ambalâjı dahi açılmadı. 300 karyola da meydanda yok Bulgar silahlı kuvvetleri bir Türk çocuğunu kaçırdılar Ankara 6 (Telefonla) Türk Bulgar hududunda yeni bir hâdisenin vuku bulduğu ve Bulgar silâhlı kuvvetlerinin 1314 yaşmda bir çocuğu kaçırdıklan haber verilmektedir. Bu habere göre, Kalkansöğüd mmtakasmda hayvan otlatmakta olan 4 çocuk, Bulgar askerlerinın î tecavüzlerine uğramışlardır. Dipçikle bir çocuğu yaralıyan mütecavızler, Hakkı Demir adında dığer bir çocuğu da alıp kaçırmışlardır. Hâdise Ankarada resmî makam lara bıldirilmış, Iç işleri ve Dış işleri Bakanlığı müştereken harekete geçmiştir. röntgen cihazı sınırında bir tütün ihracatı hâdise artıyor Yunanlılar, Alman piyasasuun Amerikablar tarafından istilâ edilmemcsi için teşebbüse geçtiler Londra 6 (Türk Ajansı) 1949 daki dünya işlenmemiş tütün ticareti 1948 dekine nazaran yüzde 25 nisbetinde, harbden önceki 19351939 ortalamasma nazaran yüzde 7 nisbetinde bir fazlalık göstermiştir. Başlıca memleketlerin 948 deki ihracatçıları yekunları 437,694,500 kilo olduğu halde 1949 daki yekun 547 952.000 kiloya çıkmıştır. Tütün ihracatında türleşik Amerika başta gelmekte ve dünya tütün ihracatınm yüzde 41 i bu memleket taraftndan yapılmaktadır. Birleşik Amerikamn 1949 ihracatı 226 456 000 kilodur Halbuki gene aynı memleketin 193539 ortalama ihracatı 191.271.000 kılodan ibaretti. Selânikten alınan bir rapora göre Amerikan tütünierinin Alman piyasasım istilâsını önlemek üzere Yunanlılar Washington'a ve Parise birer hsyet gondeımekle beraber ayrıca Almanlarla temas etmek uzere Federal Alman Cumhuriyetinın merkezi olan Bonn şehrine de bir heyet izam etmektedirler. Güney Doğu Asya sularında Rus denizaltıları « Doğu Akdenizin Avrupa birlik sisteminin tamamlayıcı bir kısmı olduğuna eskidenberi kanaat getirmiş bulunmaktayız. Dean Acheson ve Ernest Bevin'in beyanatlarından sonra hepimizin hararetle bağlı bulunduğumuz banş 5a yesinin tahakkuku yolunda mesud Rusya bu hedcfe ulaşmak mak gelişmeler kaydedıleceğinden şüpsadile müteaddid teşebbüslerde bu hem yoktur.» lunmuş. "Türkiy^eye açtığı sinir harFuad Köprülü konuşmasına şöybi bir netice vermeyince de Iran le son vermiştir: gediğinden faydalanmak yoluna « Fransız kültürüne büyük kıy sapmıştı. Fakat bu gediğin de şim met vermekteyiz. Fransa ile Türkidi kapatılmakta olduğu Washing ye arasındaki kültürel münasebettondan gelen haberlerden anlaşıl lerin daha fazla gelişmesini temenni ederim.s maktadır. Bu vaziyette akla şu sual Bu akşam Fransız radyosunda gelmektedir: Bu kadar hayatî ehem Fransız halkına hitaben bir konuşmijeti haiz bir meselede Arab âle ma yapan Türkiye Dış işleri Bakami nasıl olur da Sovyet oyununa nı, Fransız Türk kültürel münasebetleri üzerinde ısrarla durmuşgelebilir? Ömer Sami COŞAR tur. «CUMHURIYET» in EDEBÎ TEFRİKASI: Melbourne 6 (Nafen) Güney doğu Asya sularında Sovyet denizaltılarının görülmekte olduğu bildirilmektedir. Avustralya hükuMersin 6 (a.a.) İstasyon civameti sözcüsü bu denizaltı faaliyeti nnda bulunan Ziya Güvence aid DÜ nin yakından takib edilmekte ol yük hızar fabrikası bu akşam saat duğunu kaydetmiştir. 213022.00 arasmda henüz anlaşılAçlık grev yapan fakiri mıyan bir sebebden tutuşmustur. İtfaiyenin ve halkın çalışmalanna yılan soktu rağmen alevlerin genişlemesi önleLille 6 (a.a.) Camdan bir ta nememiştir. Tarsus ve Adana itfabut içinde Lille'de hayret uyandı iyelerinden yardım istenmiştir. Fabrika ve içerismdeki üç makine ncı açlık tecrübelerine devam eden fakir Burmah, pazar günü tabuta 200 000 liraya sigoıiah bulunnıakkonulan kara Afrika yılanlarından tadır. biri tarafından sokulmuştur. Bir İngiliz uçak gemisinde Fakir hastaneye gitmeyi reddetsabotaj teşebbüsü miş ve şişen koluna tabut içinde Londra 6 (a.a) 23 bin tonluk pansıman yapmıştır. Sonradan şiş inmişse de ateş devam etmektedır. İKustrious uçak gembinde, bazı çevreler tarafırdan sabotaj tesebbüJandarma telsizi sü olduğu bildirilen bir hâdisenin Ankara 6 (Türk Ajansı) İs vukubulJuğunu İngiltere Deniz tanbulda 10 vathk bir jandarma Komutanlığı bugün teyid etmiştir. Deniz Komutanhğının yayınladığı telsizi kurulmuştur. Bu iş için açılacak kurstan yetişecek olan jan beyannamede söyle denilmektedir: «1 mayısta İllustrious gemisinde darma erleri, bu tel«iz teşkilâtını idare edeceklerdir. Boylece kara bir hâdise vuku buldvığu ve bir kakollarla merkez arasında muhabe zan dairesinde üç i'jaret fi?eği burenin sürati temin olunacak ve a lunduğu teyid edilir. Patlama «oıku saviş daha çok kolayhkla sağlana bulmamıstır ve zayiat yoktur. Tahbilecektir. kikat de%am etmcktedir.» PROF. NIMBUS'UN MACERAL ARI: Mersinde büyük bir bızar fabrikası yandı Elâzığ 6 (Hususî) Memleketinıızde veremle mücadele için yapılan çahşmalar Amerikada bulunan Türkleri de ilgilendirmektedir. Bundan 3 0 3 5 sene kadar. evvel Amerikaya gidip orada yerleşen Elâzığh vatandaşlar, Elâzığda kulİpnılmak üzere Türkiyeye 30 bin lira değerinde çok kıymetli bir röngen cihazı ile Elâzığ hastanesi için 300 karyola göndermişlerdir. Fakat bu malzeme iki sene evvel gelc'iği hslde, röntgen cihazınm ambalâjı dahi açılmamıs ve karyolalar da ortadan sır olmu?rur. Amerikadaki Türklerden Hikmet Ahmed Ağaoğlu bu malzemenin ne suretle kullanıldığmı mahallinde görmek için Elâzığa gelmiş ve karşılaşt:ğı bu durumdan hayretler içinde kalmı=;tır. Mümessil bu vaziyet karşısmda, röntgen makinesini yeniden Amerikaya götürmeği düşünmektedir. Elâzığ Verem Savaşı Demeği röntgen makinesini faaliyete E^Çİrecek bir bina temin etmek imkânını bulamamiftır. Halbuki uzım zamandanberi boş duran Elâzığ Vali konağmm bu ise tah=is edilmesi rauvafık görülmektedir. Bursa Valisi Haşim İşcan hakkındaki karar Buısa 6 (Telefonla) Milletvekılleri seçımi sırasmda Vali Hâşim İşcanın propaganda maksadile koyleri dolaştığı iddiasile D. P. lıler tarafından Yargıtay Ba^savcılığına çikâyette bulunulmuştu. Hâdiseyi tahkık için cahrimize gelen alâkalılar, bu hususa aid raporlarını Yargıtay Başsavcılığma vermişlerdir. Yapılan inceleme sonunda suç unsuru bulunmadığından kanunî takibata mahal oltnadığma Yargıtöyca karar verilmistir. Karar bugün şehrimizdeki alâkalılara bildirümi^tir. D. P. Bursa İl Başkanlığı Bursa 6 (Telefonla) Bursa D. Parti Vilâyet Baskanı Sadeddin Karacabeyin Bursa millervekilliğine I seçilmiş ve vazifesine baslamıçtır. Başkarlığma, Baha Cemal Zağra s««ilmiş »e vazifesnie başlamıştır. Belgradda mahkum olan Yugoslav generalleri Belerad 6 (a a.) Belgrad askerî ,mahkemesi General Branko Petriçeviç'i ve Daleceviç"i 20 şer sene ağır hapse. rütbelerinin refine, medenî haklarmdan mahrumiyete ve mallarımn musaderesine karar vermiştir. Marshall plânı afiş müsabakası UVERCINI : KERİME NADİR Irtikâb ettiğim cür'etin ber'iğimi eriten sefaletini hiçe saydıracak ka d a r kuvvetli bir ıztırap içinde kıvramyordum. Şahizeri kuşatan sıcak dumanlar beni hâlâ yakıyor; nasıl yaşadığıma şaşıyordum .. Otların üzerine serildim kaldım ve gittikçe karardığı halde içinde çırpındığım hercümercden daha az kr.ıanlık olan gökyüzüne daldım... Bende bu aksülâmel nasıl uyanmıştı?... İçimde, birdenbire farkına vardığım bambaşka bir ateş yanıvordu. Bu ateş, bütün yenilığine rağmen, benliğime o derece bağiı idı kı, kendimi en derinlerime kadar onunla dopdolu bulunuyordum. Ve bununla beraber, gittikçe artan kara bir ümiiisizlik ve korku ruhumu sarıyordu. Insanların, içlerindeki bu müthiş kuvvetin farkında değil görunerek nasıl öyle normal ve sakin işleri guçlerile meşgul olabildıklerine hayret ettim. Ve tekrar, bu yeni cılvenın azabından hsbersiz yaşayan çocuk olm?k ıstedım Zaman akıp geçıyor, tepemde yıldızlar parlıyordu. Uzaktan, köşk tarafından beni çağırdıklarını duyuyordum. Bir yığın halinde yere serilmiş insan külçesinin hareketine ne kadar imkân verilmezse, benim de kalkıp eve gitmem o kadar güçtü. Bu sırada, varlığımı tariimar eden bir ses, Şahizerin otlara basan ayaklarımn sesi gittikçe yaklaşıyor ve her adım bende yeni bir zelzele vücude getiriyordu. Onu birdenbire karşımda dikilmiş gördüm: İskender... Burada ne anyorsun? Bir saattir sesleniyorlar, uykuda mısın?... Sesim çıkmadan dotruldum, yürümeğe hazırlanır gibi yaptığım harekctin sessizlik içinde görünmesi onu meraklandırmıştı: Dilini mi yuttun? Nen var? Söylesene!... dedi. Akşam karanhğınm akan gözyaşlarımı gizlediğine sevinirken, zaptedemediğim bir hıçkırık Şahizerin büsbutun merakmı arttuTnış olacak kı, ben oturmadan oracığa oturarak elimden çektı: Benden saklama, nen var ca nım? Bir şeys mi sıkılduı? diye ısrar etti. Söyliyecek tek kelime bulmaktan âciz, dilim tutulmuş, beni çeken eli sımsıkı tutmakla kalabilmiştim. Anlışılmaz ve anlatılmaz ıztırabımm elden ele geçmesine çalışıyor gibi parmak^rım asabiyetle kımıldamyordu... Onun bana can kulağını verdiğini anlatan sükutu kadar mânah bir hareket olamazdı. Bu sükutunda, çektiğim ıztırabm izleri üstünde yürümek ister gibi bocaladığını hissediyordum. Ve karanlıkta göz kırpan binbir istifham işaretinin birer remzi gibi, kulakları hizasmdaki henüz nemH buklelerinin yüzüme temasile, bana tahminimden çok yaklaştığını anlıyordum. Belki kulağıma bir şey fısıldayacak, belki de yaramı, o onulmaz yaramı tertemiz saçlarile saracaktı!... Fakat asırlar kadar uzun dakikalar geçiyor, hiç bir şey söylemiyordu. Nihayet köşk tarafından Yâdigâr kalfanın bizi çağıran spsi bir kere daha çınladı... Birdenbire ayağa kalktım. Elimi bırakmıyan eli benim hareketime uyarak, o da yerinden kalktı. Ve ışte o zaman, o uzun sükuttan sonra ilk defa konuştu: Aman Yarabbi! Sen ne garip, ne garip bir çocuksun' . Bu ıf?dede butun dıllerın lugatı vardı. Ruhumun en derınlerıne kadar sarsıldım .. Avucumun içinde yanan elini var kuvvetimle sıkmışım. . Boylece anlaşmış olduk... Ve gene elele, başka bir şey konuşmadan, bizi sürükleyen seslere doğru yollandık... Köşke geldiğimiz zaman, sofra ba şmda bizi bekleyen amcamın kaşlan hafifçe çatıktı: Nerelerdesin oğlum? diyordu. Bir yaş büyüdüğün bu günde bu ne çocukluk!... Şahizer gülerek: Günün yorgunluğunu çıkarmak için bir ağaç altında yıldızları seyrediyordu! dedi. Bu da bize bir sürpriz ha! Doğru, bugün imtiyaz sahjbisin .. Tuhaf şev!... Amcamın sesi. içim deki hercümercin bir aksisedası gibi uğulduyordu. Bütün varlığımı yeniden ıztırap sarmıştı. Muhakkak ki bu ıztırapta, onunla yüzyüze gelmenin tesiri vardı. Şahizerden, amcamdan, nihayet kendimden utanıyorum. Bir kâbusla biten o güzel günden sonra dönduğüm mektebde, barınabileceğim mânevi bir sığınak bulmak istedim. Fakat bilâkis orada bana herşey şimdi eskisinden daha maddî, daha yabancı geldi. O gün bağrıma düşen ateş beni hâ lâ cayır cayır yakıyor, mahiyetini bir türlü tâyin ve tahlil edemediğim büyük bir azap izinde yaşıyordum. O yaşa kadar böyle bir ıztırap tanımpmıştım. Bir turlu teskın olamıyor, teselli bulamıyordum. vnı Geçirmiş olduğum o buhranın müthiş tesiri bir büyü halinde bütün varlığımı kaplamıştı. Herşey gözüme onun sisleri içinde görünüyordu. Bir sabah, ilk ders esnasmda sınıfa gelen bir hademe müdür beyin beni görmek istediğini bildirdi. Birdenbire sessizleşen dershaneden çıkarken. bütün çocuklann meraklı gözlerle bana baktıklarını farketmiştim. Fakat ben daha ziyade bu çağırılıştan korkmuş bulunuyordum. Kalbim çerparak hademejâ müdüriyete kadar tâkip ettim. Adam kapıyı parmağile hafifçe tıkırdattıktan sonra aralamış ve içeriye geçmem için bana yol vermişti. Mektebe yazıldığun günden sonra ilk defa olarak bu odaya giriyordum. Burada öyle bir mânevi heybet ve tesir vardı ki, beni iliklerime kadar ürpertti. Bütün mektebin havasma sinmiş olan o acaip kokunun (kitab, kalem, mürekkep v.s. kokusunun) bu kapıdan dağıldığını sanırdım, Velhasıl bir türlü sevemediğim, alışamadığım ve ürktüğüm o müessesenin kalbi sanki bu odada çarpıyordu. Kapıdan bir gölge gibi girdim. Ve kapı arkasındaki paravanın himayesinde bir an durup soluk aldım.Müdürün yüzünü henüz goremiyor, yalnız onun, karşısmdakine gür sesle §u sözleri söylediğıni du yuyordum: . . Çocuğun bu garip halini bir türlü anlıyamıyoruz Belki de üzennde ehemmivetle dunj'ma^ı gereken psikolojık bir mesele karşı» smdayız... Velisile temasa bunun için lüzum gördüm yavrum. Ama mademki zevcinizin mâzereti dolayısile ona vekâleten siz buraya kadar zahmet etmiş bulunuyorsunuz; vaziyeti sizinle birlikte tetkik eder ve bu yolda icab eden tedbirleri almağa çahşırız .. Biıden, billur gibi berrak. ahenk li ve kalbımin en candan âşinası olduğu o sevgili ses yükseldi: Pek tabiî değil mi efendim? Yalnız çok hayretteyim... Bizim hiç bir şeyden haberimiz yok. İskender evde tamamen normal bir çocuktur. Bahsettiğiniz şekilde me lânkolik bir halini kafiyen görmedik... Kızım, uzun meslek hayatımdaki tecrübelerim bana çocuk haleti ruhiyeleri hakkında geniş ölçüde bilgi kazandırmıştır. Durumlan tetkike değer pek çok çocuk gördüm. Ve bilhassa aile muhitine fazla bağlı olup yatalı mektebe giren çocuklardaki bu gibi yadırgayışlara daima gahit oldum. Fakat bu vaziyetlerde ancak kısa bir zaman sürer. Çocuk yavaş yavaş yeni muhitine ve arkadaşlarına abşır gider . Nitekim, İskenderin vaziyetıni de evvelâ böyle telâkki etmiştik... Arkası war . ........ I ivci tn halinde Avrupanm muhtelif memleketlerinde gösterilmektedir. Birincilıği kazanan afişin mevzuu şudur: Avrupa. yelkenli bir gemi olarak sembolleştirilmiştir Geminin bayraklan 19 tan°dir ve bunlar Marshall plânma dahil mem leketlerm bayrağıdır. B. FELEK Ikincılık derecesini kazanan afişte ise bir ağac vardır Bu ağaca Birleşmiş Milletler tarafından bir aşı yapılmakta ve ağaç filiz vermektedir. Bosfnraft 1 inci Uçüncüluğü kazanan afişte ise renciler arasında yapmak ıstedıkbir vınç vardır ve bu vincin halatı leri propagandalar da alâkalılar tana 19 milletin bayrağı sanlmıştır.» rafından dikkatle takib edilmektedir. Demokrat çevrelerinde belirtildiğıne göre, lâiklik prensipinin lâf ta bırakılmıyarak bütün icablarıle uygulanması mukarrerdir ve bu işlerde Halk Partisinin türbeleri açışı gibi, günlük politika icablan D Demiryolları Genel Müdürü veya seçim propagandası değil, anJalib Güran ve hasılat dairesi cak prensip rehber olacaktır. başkanı Habib Germiyangil dün Ankara vapurile şehrimize gelmişResim sergisi lerdır. Kendisile görüşen bir arkaGüzel Sana+Jar Akademisi taledaşımıza Genel Müdür şunları soybelerinden 9 gene ressamın Beyoğlemıştir: « Beynelmilel yolcu ve mar lunda Abdullah efendi lokantası sandiz naklıyaı konferansına Türk pasajındaki Mimarlar Birliği lokakalinde. açtıkları bir resim sergisi delegesi olarak iştirak ettim. Bern şehrinde toplanan bu kon gördüğü rağbet üzerine bir hafta feransa bütün hür memlek^etlerle daha "temdid ediimiştir. Ak?."demi birlikte Yugoslavya, Macaristan ve muallimlerinden Ressam Nurullah Çekoslovakya da iştirak etti. Berkin talebeleri olan 9 ressamm Doğru vagon, miks (kansık) nak eserleri büyük bir alâka ve rafbet liyat ve konteyner nakliyatı hak görmüştür. kında yeni bir mukavele projesi hazuladık. Bu projeye Türkiye adıÖLÜM na ben de imzamı attım. Bu proje Tanınmış kösele ve deri Büyük Millet Meclisinin tasvıbine fabrikatörü arzedilecektir.» BAY FOTİ DULOS Arabca ezan meselesi Yolcu ve marşandiz nakliyatı Trygve Lie'nin sulh plânı Lake Success 6 (a.a.) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trıgve Lie, soğuk harbi surdüren her iki taraf liderlerme teklıf etmiş olduğu 10 maddelik banş programmı, bu gece, bütün Birleşmiş Milletler azalarma takdim etmiş ve programını Güvenlik Konseyi ile Genel Kurula arzetmek niyetinde olduğunu açıklamıştır. \efat etmıştır. Cenaze merasiminin 8 hazıran 1950 perşembe gunu saat 14 te Beyoğlu Taksımde Rum Ortodoks Ayıa frıyada kilisesinde ıcra olunacağından teessurle ılân olunıır Karısı Marya F. Dulo. oğlu: Perro F. Dulo. kızları Katerin V. Kazila kocası ve çocukları Erazmia F. Dulo ve kızı. kardeşı Aleko J. Dulos ve çocuklan ve akrabaları İşbu ilân hususî davetıye yerine kaimdir. Cenaze Tevazımatt servisi' N Pistof Telefon 44236 PANTHOL SAÇ LOSYONU Saç döknloıesi, rrken ağarnıa, kepek te kaşınlıta kar'i1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear