Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 Raziran 1950 CTMHURİYET BlR DAKtKA: İranın durnmu ovyetlerin, diplomatik sahada uğradıklan hezimetler arasmda bilhassa ikisi üzerinde durdukları ve bu iki mağlübiyeti bir türlü hazmedemedikleri söylenir. Bunlar, Berlin ablukasile Azerbaycan ricatidir. Ruslar, fırsat düştükçe intikam almak için teşebbüslere girişmişler, fakat her seferinde de eski mağlübiyetlerin izlerini silememişlerdir. Berlinde Pentecote yortusu münasebetil» hazırlanan nümayiş ve Berlin üzerine yürüyüş hareketi fiyasko ile neticelenmis, Tahran hükumctine verilen müteaddid notalar ve hududda çıkarılan hâdiseler bir sonunca varmamış, Berlin alınamadığı gibi İran da sindirilememişlir. Yalnij Rusyanm İran meselesine fcapanmış nazarile baktığı akla gelmemelidir. Bundan dört sene evvel Azerbaycan Kızılordu isş;ali altında iken, Tahran, bu birliklerin cekümelerini istemis, red cevabı alınca da Birlesmiş Millctlere basvurmustu. O vakit yapılan ımm münakasalar sonunda bir anlasmaya varılmıstı. Azerbaycanda bir Rus îran Petrol Sirketi kıırıılacak va komünist Tudeh Partisi de tanılacaktı. Anlasmanın imzalanmasını tnüteakıb Kızılordu Azerbayranı tahliye etmişti. Fakat sonradan İran parlamentosu bu andlasmayı kat'ijetle reddetmis ve Tııdeh Partisinin faaliyerini de yasak etmistir. Realitelerden ayrılmıyan İranb Idareciler. Moskovamn fırsat diistüğü takdirde, bu harekcün intikamını almaya çalısacaihnı na?arı iühara almıslar ve mukabil tedbirler düsünmiislerdir. Rus tehlikesî fcar* Si^ında İranın süratle basannası Iâ7inı gelen iki miihim mesele mevcııddur: 1 İktisadî dnrumu dibeltmck ve sosyal hımırsııziııihı î'dermek, 2 Askerî kuvveti arttırmak. Birinci hedefe ıılaşmak irin yedi senelik bir kalkınma plânı ha7irlanmış ve derhal bunıın tatbikma çirisilmiştir. Bu plânın mııvaffakıyetle tamamlanması belki de İran icin hayatî ehemmiyeti haiz en miihim meselelerden biridir Çünkü, memlekette iki sene arka orkaya fena denecek mah<ml alınmış, bu hal de mevcud yiiksek fiatların düşürülmesine imkân vermemiştir. Son çünlerde Tahranda komünist aleyhtarı Azerbaycanlr bir milletvekiline karşı yapılan suikasdm aşikâr bir surette gösterdij»i gibi Rusya, Tudeh vasıtasile beşinci kolu işletmekte ve dahilî hâdiselerden faydalanmak fırsatını kollamaktadır. İranı dahilden tehdid eden bu tchlike, yedi senelik plânın tamsmlanmasile kısmen ber taraf edilmiş olacaktır. İranın başarması lâzun gelcn Ikinci mesele askerî kuvvetini arttırmaktır demistik. Yedi senelik plânın tatbikmda olduğu kadar burada da Amerikan yardımmın miihim bir rol oynayacağı muhakkaktır. Yunanistanda dahilî harb esnasında Amerikan yardımile yakından meşgul olan ve bu işi ihtisas edinen Atinadaki Amerikan büyiik elçisi Henry Gradi'nin Tahrana tayin edileceği hakkmdaki haber VVashington'un bu bölgeye verdiği önemi göstcrmektedir. Çünkü, Basra körfezindeki liman!ar, gayet mühim petrol kuyulan, bir taraftan Türkiye ve Arab âlemi diğer taraftan Hindistan arasında stratejik önemi haiz bir bölge Sovyetlerin kucağına atılacak şeyler değildir. Yalnız, İranın VVashington büyük elçisinin de belirttiği gibi, Birleşik Amerika bütün yiikii askerî yardımda verir ve iktisadî yardımı ihmal ederse süratle varılması düşünülen hedef gene uzaklaşmış olur. İran, askerî olduğu kadar iktisadî sahada da yapacağı hamlelerle hem kendi durttmunu ve hem de Türkiyenin sağ kanadım emniyet sltına almış olacaktır. Ömer Sami COŞAR H. Partisinin program üzerindeki tenkîdleri Baştarafı 1 inci sahifede huriyetle açılmış olduğunu ifade ile programın başmdaki satırlara ilişti. Sözcüye göre, «Adnan Menderes kabinesi milletin huzuruna bir yenilikle çıkmıştır. O da programdaki sözlerin yansından fazlasının kendisinden önce gelen 30 yıllık hükumetlerin tenkidıne hasredılmesidir» ki C.H.P. sözcüsü, bundan 1950 ye kadar süren bütün bir devrin kötülendiği mânasını çıkarmıştır. «Cumhuriyetin bu mem leketi nasıl devir aldığı Atatürkün Nutkunda belirtilmiştir. Bir millî kalkınma devrinin bir kalemde kötülenmesi insafsızlıkür. Hele bu ithamm iktidara yeni gelmiş ve daha hiç bir icraatı görülmemiş bir hükumetten gelmesi ise elem vericidir. Şimdiki iktidar kadrosunda o devirde vazife almış zevatın bulunduğu nazara alınırsa garabet büsbütün kendisini gösterir.» Memleket iktidara nasıl devredildi? C.H.P. sözcüsü, bu sebebledir ki memleketin yeni iktidara nasıl dev redıldiğini belirtmeğe mecburiyet duydukiarını ilâve etti. 1920 den 1923 e kadar bir ölüm kalım mücadelesi yapmış olan memleketin bundan sonraki yıllarını gözden eçirdi. Birinci Cihan Harbi dünya için 4, Türkiye için 8 sene sürmüştür. Onu takib eden büyük iküsadî buhran memleketimizi de enış ölçüde sarsmıştır. Nihayet istılâ peşınde koşan bir Akdeniz de? etinin bir ara tehdidi altında yaşıyan memlekette, sayısız güçlükler içinde harabeler tamir edilmiş, malî, iktisadî eserler vücude ge» tirilmiş; devletin içeride, dışanda emniyet ve itiban sağlanmıştır Memleketin kalkınma ve millî müdafaa masraflarile karşılaştınnca borçlarm çok görülmemesi gerekir Hizmetleri kısmak veyahud yap. mamak tasarruf değildir. Gelir vergisi, vergi adaleti bakımından atılmış mühim bir adımdır. Vergi yükü de Türkiyede di;er memleketlere nisbetle ağıı değildir. Barutçu, bütçe açığından 155 milyon lirasının Marshall yardımından karşılanması hususur da taraflar arasmda mutabakatin vâki olduğunu, bu maksadla Amerikaya gönderilen heyetten mutabakate dair telgraf alındığını da aynca ifade etti. Programda miiphem göriilen noktalar C. H. P. sözcüsü hükumet programmda bir çok noktaları müphem buldu: «Meselâ, masraflar asgariye indirilecek ve bütçe iktisadî bünyemizle mütenasib hale konacaktır, deniliyor. Fakat hükumet hangi hizmetlerden ve masraflardan indirme yapacağını bildirmetniştir. Bütçede meselâ sulama, yollar, tarım, millî eğitim, sağlık mevzularmda ikmali gereken mühim isler bulunmaktadır. Bunların tahakkuku için bütçe kaynakları kâfi gelmezse, istikraz imkânları bile aranmalıdır. Devlet elindeki müesseselerden hangilerinin hususî sermayeye de\Tedileceği belirtilmemiştir. Hükumet ofisler üzerinde durarak icab eden kararlan alacağını söylüyor. Hükumetin zamanla icab eden kararlan almas» tabiî vazifesidir. Fakat programı değildir. Memlekette üç ofis vardır. Hükumetin bunlar hakkırula ne yapacağını bilmesı, bize de bildirmesi gerekirdi.» Demirhan vapurunda araştırmalar Amerikada bulunan gemide, uyuşturucu maddeler bulunduğu ihban üzerine, 5 defa araştırraa yapıldı Tezadlar diyarı Ltmon gemi dolu. Ama iş yok. Memleket otomobil dolu. Ama yol yok. Lokomotif ve vagon çok. Ama raylann takati yok. Vapur kıyamet kadar. Ama koyacak yer yok. ' Bir sürü jikir cereyanı var. Ama kâfi parti yok. Para var, satış yok. Satış var, döviz yok. Velhasıl bir acay'ib mem leket haline geldik! D. N. Londrada alınan mühim kararlar Baştarafı 1 inci sahtfede Fransız kömür, çelik sanayiinin birleştirilmesi hususunda Fransa Dış İşleri Bakanı Robert Schuman'm plânmı övmüştür. Acheson, Dış İşleri Bakanlarının Sovyet işgal bölgesi sakinlerinin birleşik ve demokratik Âlmanyadaki vatandaşlanna iltihak edebilmelerini derpiş eden teklifler hususunda mutabık kaldıklarını ve bu tekliflerin bütün Almanyada serbest seçimler yapılması keyfiyetini müzakere teklifile birlikte Sovyet temsilcilerine gonderildiğini söylemiştir. Avusturya Acheson üç büyük devlet Dış İşleri Bakanlarının halen mevcud askerî hükumet yerine yüksek sivil komiserler ıkame edilmesi mevzuunda mutabık kaldıklarını beyan etmiştir. Türkiye. Yunanistan ve İran Bu mevzuda Dean Acheson. şunları söylemiştir: < Bevin ile birlikte her iki hükumetimizin Türkiye, Yunanistan ve İranın emniyet ve refahı ile olan ilgismi bir kere daha tekrarladık. Orta Doğu Arab devletlerile Israilin emniyetini hedef bilen müşterek bir siyaset hususunda ve bu memleketlere silâh sevkiyatı yapılması mevzuunda mutabık kaldık. Müşterek siyasetimiz, dünyanın bu önemli bölgesinde barış ve istikrarın ikame ediltnesine büyük ölçüde yardım edecektir.» Avrupa îktisadî işbirliği Acheson, iktisadî davaların tahakkuk ettirilebihnesi için Kanada. Birleşik Amerika ve Avrupa İktisadî İşbirliği İdaresi arasında yapıcı bir işbirliğini sağlayacak yeni plânlar hazırlandığını söylemiştir. Acheson. bundan sonra ezcümJe şunları kaydetmistir: « Londrada akdedilen toplantılar gösterişli olmaktan ziyade sistemli ve muntazam çalısmalara sahne olmuştur. Atlantik Paktı Sa\'unma Konseyi Londrada son derece ehemmiyetli ve hattâ inkılâbcı askerî bir program kabul etmiştir. Bunun neticesinde konseyin bütün üyeleri ehemmiyetli meseleler bahsinde müşterek siyasetlerini inkişaf ettirmek gayesile gayretlerini artüracaklardır... Muvazeneli savunma kuvvetierine olan ihtiyacı belirten Acheson, böyle bir muvazenenin her devletin kendi kaynak ve imkânları nisbetin'ie iştirak etmesile katoil olacağmı söylemiştir. Fena an'ane tesis efmemelL T Dıs İsleri Bakanı Semplon ekspresinin Fuad Köprülii Pariste yeni giizergâhı Filadelfiya, 31 (A.P.) Rıza ve Aslan Sadıkoğlu Ortaklan Komandit Gemicilik Şirketine aid 5.000 tonilâtoluk «Demirhan» vapuru, gemide kaçak uyuşturucu maddelef bulunduğuna dair yapılan bir ihban müteakıb gümrük muhafaza memurlan tarafından 3 kere boşuna araştınlmıştır. Gümrük ajanları şimdi gemide 24 saatlik bir nöbet ihdas etmişler, girip çıkan bütün mürettebat üyelerinin üzerleri ve eşyalan araştınlmaktadır. Diğer taraftan NewYorklu General Shipping kumpanyası, a>Tiı Türk firmasına aid diğer iki geminin kendisine borçlandıklarını ileri sürerek, 165 bin dolar alacağı olduğunu bildirmış ve «Demirhan» ın hareketine mâni olunmasıru istemiştir. İlgili adliye makamlan bu iddiayı önüOfislerin durumu müzdeki pazartesi günü inceliyeBarutçu, Ticaret Ofisinin C. H. ceklerdır. P. tarafından tasfiyeye sevkedildiğini, Petrol Ofisin petrol arama işleri vesaire dolayısile kendisinden daha iyi hizmetler beklenen bir hale geldiğini, Toprak Ofise gelince, hububat politikamızın faal Elâzığ, (Hususî) Şehrimizin bir elemanı olduğunu kaydettikten eonra bu hususta sarih bir söz söy Yemenici pazarmda güpegündüz, lenmemesıne, hükumetin bu mevzu tüyler ürpertici bir cinayet işlenlarda sarih bir politikaya henüz miştir. Vaka şöyle cereyan etmiştir: malik olmadığı manasma yordu ve Palunun Köroğlu mer'asında köy C. H. P. hükumetlerinin muhtelif sahalardaki faaliyetlerini bi bekçiliği yapan Mehmed Aslanın kansı, bundan üç ay evvel Palurer vesile ile izah etti. Seçimler sırasındaki açık vaid nun Kadyan köyünden Telli Kalerine rağmen hükumetin grev me rataf tarafından kaçınlmıştır. YıGelesinde kaçamaklı bir konuşma kılan yuvasının matemi ve kansına yaptığmı da ileri sürdü. Para po olan sevgisi Mehmed Aslanı günlitikasından bahsedilmeyişini de den güne sarsmakta, içerisinde beendişe ile karşıladı ve bütün gü liren intikam arzusu her gün»katnahlann her türlü tefalet vaziye merleşmektedir. Bir kaç defa Telli tinin C. H. P. hükumetlerine yük Karataj ile hesablaşmak için onu lenmesinin büyük bir insafsızlık arami} ise de bulamamıştır. Nihayet olduğunu söyledi. Adnan Menderes Tellinin vilâyete gelişini öğrenen hükumetinin eski hükumetlerin Mehmed Aslan hemen şehre geleicraatıru ilerideki başar»sızlik]an rek karısını kaçıran Telli Karataş) tçin daha ilk günden bir bahane bir yemenici dükkânmda sıkıştuolarak ortaya koyduğunu kaydet maya muvaffak olmustur. Burada ti: cHükumet programımn blze hiç yanuıda taşıdığı bıçağı ile Telliyi bir suretle güven vermediğini söy 14 muhtelif yerinden bıçaklamışür lemeğe mecburuz.» dedi. Kanlar içerisinde bitkin bir halde yere yuvarlanan Telli Karataş, llltlltllllltllHlltiHii"»"""ıııııııııııııılllllllll!llllllll!ll||||!||Hinnil kaldınldığı h. stanede hemen ölmüştür. Katil Mehmed, gelen polislere en küçük mukavemet göstermeden teslim olmustur. Kendisini Adliyede ifadesi alın Bajtarafı 1 inci sahifede dıktan sonra gördüm. İyice terleParis 31 ta.a.) (Aip) Türkimişti. Fotoğrafının ahnmasına ilk ye Dış İşleri Bakanı Fuad Koprülü İdareleri arasmda son zamanda yapılan bir anlaşma gereğince eks önce düşmanîarım görür, diye raa bu akşam trenle Brükselden Parise olmak istemedi. Sonra ikna ederek gelmiş, garda Tüıkiyenin Fransa presin güzergâhı değiştirilmiştir. ve Yeni hat, İstanbul Selânik A yukandaki fotoğrafı çektim Büyük Elçisi Numan Menemencitina Belgrad Milâno Paris pişman olup olmadığını sordum: oğlu, sefaret yüksek memurlan, « Pişmanun ama beğ... Ne yaParisteki Türkiye başkonsolosu, olarak tesis edilmiştir. Bu duruma pardım başka. Çaresini aylardır bu göre bundan böyle Bulgar araziA\TUpa İktisadî tşbirligi teşkilâsinden geçmeden yolcular İstan lamadım.» dedi. Hapishaneye götütmdaki Türk heyeti başkanı Tiney buldan Parise trenle üç günde gi rülürken, Paludaki anama haber ve bu heyet m«nsublarile Paristeki debileceklerdir. Hattuı on beş gü verin komser beğ, diye acı acı yalTürk kolonislne mensub bir çok ^^ ne kadar açılmasına ve yataklı se vanyordu. şahsiyetler tarafından karşılanmışferlerinin başlamasuıa çalışılmaktır. tadır. Bu yol açıldığı zaman, vapur ve Fuad Köprülünün demeci Brüksel 31 (a.a.) Bugün bu uçak fiatlarının pek aşağısmda oraya gelen, Türkiye Dış İşleri Ba lan tarifeleri yüzünden çok rağ1 inci sahijede umulmaktadır. İlk kam Fuad Köprülü hava alanmda bet bulacağı kültesinde bir hâdise olmuş, pedagazetecilere şu beyanatta bulun tren için şimdiden VagonsLits şirketi acentalarına yolcular kaydo goji imtıhanmda başan gösteremimuştur: yen bir kaç kız öğrenci fenalık ge< Üdnci Dünya Harbindenbe lunmaktadırlar. çirmiş, bunlârdan ikisi de bayılri Batıya yönelmiş olan dış siyase cak, Doğu güvenliğinin üzerinde mıştır. Teessüre kapılan kız öğtimiz son seçimler netiresinde, bu önemle durulmasmı temenni et rencilere dersin hocası tarafından istikamette daha faal bir şekil ala mekteyiz. Bu temenninin, Batıya bizzat kolonya verilmiş ve teselli caktır. müteveccih siyasetin daha faal ola edilmişlerdir. Fen Fakültesinden Umıımî olarak diyebilirim ki, se cağmı ifade edip etmediği sualine pedagoji üntihanına giren 40 öğçimlerdenberi, eski dış siyasetimiz Köprülü «evet, öyledir» cevabını renciden ancak dördü muvaffak de bir değişiklik olmamıştır. An vermiştir. olabilmiştir. I ürkiyede, son değişiklik belki de tarihimizde emsaline pek nadir tesadiıf edilen bir vakıâdır. Bu derece şümullü bir hükumet ve iktidar değişikliği ancak Ikinci Meşrutiyet devrinde fakat anormal sebeblerle vuku buhnuş, o da çok sürekli olmamıştı. Buna rağmen o zaman memlekette fena ananeler tesis edilerek «hoşnudsuzîuk» ve «öç almak'» hislerinin doğmasma yol açılmıştır. İstanbulun, yeni iktidardan beklediği Başmakaleden devam Şetnseddin Günaltay kabinesi. dört yılda sarfedilecek olan bu 18 milyon küsur liranın 18 bin lirasını bile sağlamadan iktidardan çekiUIi. Bütün bu güzel tasavvurlardkn şimdi ortada kalan şey, İstanbulda kurulan bir dernektcn ibarettir. Bu dernek de müzakere ve mübahaseden başka müsbet hlç bir şey yapamamıştır, 1949 senesinin son günlerinde toplanan ve tstanbul Fethinin 500 üncü Yıldönümünü Kutlama Bakanlıklar ve Kurullararası Daünî Komisyonu» gibi upuzun bir ad taşıyan komisyonun üç gün üstüste yaptığı içtimalar neticesinde hazırladığı 16 aralık 1949 tarihli mufassal raporun neşrinden bugüne kadar geçen beş buçuk ay içinde, meydana çıkan hakikat şudur: 500 üncü fetih yılının mütevan bir şekilde kutlanması için lüzumlu olan 18 küsur milyon lira temin edilmedikçe bir şey yapılmasına, hattâ başlanmasına dahi imkân yoktur. Bu itibarla herşeyden önce bu parayı bulmak lâzımdır. Daimî Komisyonun raponında, kutlama mas raflannın kısmen ilgili Bakanlıklarla İstanbul Beledivesi bütçelerine konulması teklif edildikten sonra, su kaynaklara da miiraraat edilmesi tavsiye olunmaktaydı: 1 Tekel maddelerine zam; 2 İstanbula hâs olmak üzere nakil vasıtalanna, su ve havagazi ücretlerine zam; 3 Piyango tertibi; 4 Millî ve malî müesseselerden yartlım sağlanması; 5 Yabancı ilim müesseselerile işbirliği yapılması. Muhtelif Bakanlıklarm 1950 bütçelerine 500 üncü fetih yılı kutlama tahsisatı olarak birer miktar para konulup konubnadığını, pek iyi bilmiyomz ama, galiba konulmamıştır. Aynca komisyonca tavsiye edilen 5 madde üzerinde de hiç bir şey yapılmamıştır. Şimdi Daimî Komisyonun raporunda ileri sürülcn teklifleri gcrçekleştirmek vazifesi yeni iktidara teveccüh etmektedir. Cumhur Başkanı saym Celâl Bayar İstanbul milletvekili olduğu gibi, ilk Demokrat Parti kabinesinin Başhakanı, Dış İşleri Bakanı, Adliye Bakanı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı da bu şehrin milletvekilleridir. «Türk vatanınm zi>neti. Tıırk tarihinin serveti, Tüık milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşlann kalbinde yeri olan şehir» 500 üncü fetih yılını kutlamak için ha7irlanan programın, hattâ daha iyisinin tatbikmı, yeni iktidann himmct ve gayretinden beklemektedir. Elâzığda feci bir cinayet Amerikalı bir Türk dcstu yurdumuzdan ayrılıyor Millef Partisinin islekleri Baştarafı 1 inci sahifede eine mâni olan fi'lî ve hukukî sedlerin ortadan kaldınlması gerektiğinde ısrar etti. Sözleri arasmda buğday ihracatından, Atıf Inan hakkındaki tahkikattan, Hasan Âli Yücel ve Kenan Öner davasmda çıkan bir tevhidi içtihad kararından bahsetti. Mal Beyanı Kanununun bütün milletvekillerine, Bakanlıklara ve siyaset adamlarma teşmilini lüzumlu gördü. Şunun bunun yakını oldukları cihetle milyonlar kazananlardan bahsetti. Millet aleyhine gayrimeşru servet iktisab edenlerden kanun dairesinde hesab sorulmasını istedi ve programdaM «bir devri sabık yaratmamak» ibaresini bu bakımdan tavziha muhtac gördü. Leo Hoch>tette ve esi dün şehrimizden hareket ederlerken Memleketimizde uzun zamandır Marshall plânı sözcülüğünü yapan Mr. Leo Hochstetter yeni vazife yeri olan Indochina'ya gitmek için Türkiyeden ayrılmak üzeredir. Halis bir Türk dostu olan Mr. Hochstetter memleketimizde çok sevilmişti. Kendisi Amerika ile Türkiye arasmda karşılıklı bir yardım esasına hakikaten inanmış insanlardan olduğu için bu yolda çok çalışmış. tır. Mr. Leo Hochstetter ve gene eşini uğurlarken kendılerıne yeni sahalarda yeni muvaffakiyetler dileriz. Berlinde yeni hâdiseler Baştarafı 1 inci sahifede rek kendilerini Sovyet kontrol karakoluna götürmüştür. Burada nöbetçiler derhal Berline dönmedikleri takdirde tevkif edilecekleri bildirilmiştir. Yetkili İngiliz çevrelerinden haber verildiğine göre, hâdise yetkili yüksek makamlar tarafından incelenmektedir. Silâhlı musademeler Berlin 31 (a.a.) (Ünited Press) Alınan ilk haberler, Potsdamer meydanmda silâhlı musademeler cereyan ettiği yolundadır. Bir Polonya subayı yaralandı Berlin 31 (a.a.) (Afp) Berlindeki So\ıyet polisine göre, bir Polonya subayının tngiliz bölgesi hududunda Sovyet polisi tarafından vurulması, vak'aya şahid olanlarca şöyle tesbit edilmiştir: «Salı günü öğleden sonra dört çüpheli şahıs, Ale,xandre köprüsü civarmdan görülmüştür. Polis bunlardan kâğıdlarmı sorunca derhal halk polisine ateş etmeğe başlamışlardır. Polisler de mukabele etmişler. nihayet haydudların silâhlarmı alarak tevkif etmişlerdir. Bunlardan biri yaralandığı için hastaneye götii'ülmüştür. Gazetelerde bazı havadis çıkıyor. Bu arada bazı sefirlerin değişecekleri hakkmda bir haberin Ankarada tekrib edildiğini memnuniyetle okudum. Adnan Menderes hükumeti, iktidara gehneden ve geldikten sonra memlekette türlü rivayetler dolaşmış ve dolaşmaktadır. Bunlarm başında valilerin ve bellibaşlı âmirlerin değişecekleri söylentisi geliyor. Yeni hükumetin bir parti hükumeti olduğunu ve Demokrat Partinin saklamaya ne hacet! yüzılî 7580 gayrimemnunlardan kurultnuş bulunduğunu dlişündükçe, A^. nan Menderes ve arkadaşlarının cari bir tâbirle memlekette bir «temizlik» yapmalan hakkında aşağ;dan yukanya, hattâ Meclis içinden bir tazyike maruz kalacaklannı çok muhtemel görüyordum. Ancak hükumetin ve hükumet adamlannın şimdiye kadar tuttukları yola bakarak bu tazyike ve bir kısım memurlar arasmda değişiklik yapmak cereyanına mukavemet edecekler.ni memnunlukla tahmin ve hattâ müşahede ediyoruz. Binaenalevh bir partiye mütemayil veya sarahaten mensub olması sebebile memuriyeti icablannı ihmal etmiş olanlar varsa bunlan istisna ederek geri kalan memurlara ilişmemek, yeni hükumetin en basiretli bir karar ve hareketi olacaktır. Eski Balkan demokrasisinde bir parti iktidar mevkiine gelince; orman korucusuna kadar bütün memurlan değiştirip kendi taraftarlarını iş başına getirmek fena bir itiyad halini almış, bu yüzden o memleketlerde bir türlü idarî istikrar temin edilememiş olduğ'i gibi sırf mevkilerini korumak için memurlann kendi hükumetlerini iktidarda tutmak için bitaraf» hklarını bozarak nüfuzlaruu kötüye kullandıklan ve bu yüzden yer yer karışıklıklar çıktığı da görülürdü. Bunun sebebi, açıkça iktidara gelenlerin kendi adamlanıu iş başına getirerek kayırmalan ve kumanda mevkilerini kendi emin oldukları ellere tevdi etmeleri kaygısı idi. İşte bu kötü ananenin bizde teessüs etmemesine bilhassa şimdiçok dikkat etmek lâzımdır. Çuııku bir kere bu yola girildi de boylo bir gelenek tesis edildi mi her esash memur değişikliğinde işlerde vukuu zarurî olan sarsıntıdan sarfınazar, çıkanlan memurlar, karşı partileıC geçerek orada bir «ga>rimemnunlar ve menkublar» züuıresi teşkil edecek ve hükumet şu veya bu şekilde iktidardan çekilince, bu sefer bu adamlar da eski hükumetin adamlaruu attıranJs yerlerine geçeceklerdir. Boylece bir iktidar veya hükumet doği>ikliğı büyük bir kütlenin yerinden oynamasına sebeb olacaktır. Bunun böyle olmanıası lâzımdır ve aldığunız malumata göre yeni hükumette de böyle bir tasavvur yoktur. Bundan dolayı memleket hesabına ne kadar memnun olsak azdır. Çünkü memurlan yalmz vazifelerini hakkile yapıp yapmamak tan ve kanunî sebeblerden başka yolda yerlerinden oynatmak, onlan istifaya mecbur veya azletmek gibi hareketler derhal hükumet cihazını bütün teferrüatile bir parti oyuncağı haline getirir ve onun tarafsızlık meziyetini giderir. Halbuki hükumet otoritesini temsil eden küçük büyük bütün memurların vatandaşlara hangi parti mensuba olursa olsun eşit muamele yapmalan onlann en büyük kuvvet» Ieridir. Bu ohnadıkça memur, şahsı ve makamı itibarile rayıl düşer, bundan da devlet işi müteessir o lur. Bu mülâhazalan bitirirken Adnan Menderes hükumetinin sağduyn ve vatanseverKğinin bu kötü ananeyi tesis edecek partizan zihniyete galebe çalacağtnı kuvvetle ummaktayız, B. FELEK Bir dfizeltme: 29 mayıs 950 tarihli «Cumhurlyet» te çıkan yazunın serlevhası (Demagoji damgası) değil, (Demagoji dalgası» dır. Düzeltirim. B. F. Üniversjlede imtihanlar başladı Sahte hâkîm 5 yıl I ay hapse mahkum oldu Ankara 31 (Telefonla) Sahte diploma kullanmpk ve ziraî kombinalar satış memuruna aid evrak tanzimi suçlarile bir mi'.ddettenberi yargılanan sahte yargıç Kaya Günalp. ılîinci Agırcpza rrahkemesince 5 sene 1 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ankarada şiddetli bir zelzele oldu PROF. NİMBUS'ÜN MACERALAR1: îngilterede genel seçimler Cocfield (İngiltere), 31 (A.P.) Mühım bir Bakan, dün, İngiliz genel seçimlerinin yakın bir zamanda yapılmasının muhtemel bulunduğuna telmih etmiştir. aCUMHURİYET» in EDEBÎ TEFRİKASI: 1 9 UVERCim Yazan: KERİME NADİR Haminnem içini çekti. Sonra dertü dertli: Amcamın herşeyi ne ise ne ama, şu hasisliği ailemiz namına bir lekedir oğlum, dedi. Inşallah 6en ona çekmezsin! Ve başka bir şey ilâve etmedi. Fakat ben, çok geçmeden onu boyle efkârlandıran mes'eleyi öğren miştim. Amcam, Şahizerin sahib oldugu servetin idaresini eline almak istiyordu. Şahizer bu teklife evvelâ muvafakat edecek gibi olmuşru; fakat Pertev Beyin onu gizlice ikazı işi değiştirmiş bulunuyordu. Şahizeri kızı gibi seven bu baba adam, onu karşısma almış, amcamın paraya karşı olan zaafını münasip bir lisanla kendisine anlatmış, her ihtimâle karfi malına sahib olmasını ve servetini sıkı tuttnasuıı tavsiye etmişti. Şahizer tabiî hem şaşırmış, hem üzülmüştü. Hele amcamın Vekâlet ücretile mahkeme masraflanna eklediği hususî bir listeyi gözden geçirdiği zaman çok hayret etnugti. Bunda, mahkemelerin devam ettiği müddetçe yapılan muh telif masraflar en küçük teferruatına kadar kayıtlıydı. Lokantalarda yenen yemekler, otomobil, hattâ tramvay paralan ve hattâ bahşişler... Herhalde Şahizerin gözleri açılmış olmalıydı, ama amcamla aralarında önemli bir anlaşmazhk çıkmadı. Herşeyin şüphesiz Şahizerin dirayetile sulh ve sükun içinde hallolunduğu görülüyordu. İşte gene bu sıralarda amcam hepimizi şajırtan bir sürpriz daha yapü ki; bu, doğrudan doğruya beni ilgilendirdiğl ve benim hayatunda önemli bir değeri bulunduğu için tafsilâtile anlatmak isterim: Bir sabah amcam beni gene erkenden İstanbula inmek üzere uyandırmıştı. Fakat bu defa Şahizerle değil, kendisile beraber inecektim. Sebebini soramadan hazırlandım Bazı vaziyetlerde amcama karşı öte denberi çekingenlik duyardım. AşaTaman amcsm süüii kahvesini bitirmek üzere idL Şahizer acele acele tereyağlı ekmeklerimle çayunı hazırhyordu. Doğrusu, bir vakitler merhum yengemin iri elleri ve çatık çehresıîe homurdana homurdana yaptığı bu işleri, Şahizerin hafif, sevimli hareketlerle halledişi ve ekseriya yanıma oturarak tatlı, gönüledici sözlerle beni yemeğî teşvik edişi kalbimi büyük bir bahtiyarlıkla dolduruyordu. Evimize geldiğinden beri bir kat daha cana yakmdı. Ve ben onu canımdan fazla seviyordum. Amcam ayağa kalkarak: Bugün senin günün İskender! dedi. Ve mânalı bir şekilde gülümsedi. Fakat bu mâna Şahizere dahi meçhul gibi görünüyordu. Nitekim ağzının içinden: Bakahm ne olacak! diye mırıldanırken, merakını gizlemek isteyen bir çocuk hali abnıştı. Sonra başıma beremi giydirdi, yakamı düzeltti, yere çömelerek iskarpinlerimin bağuu çözüp yeniden bağ'adı. Amcam bizi seyrederken hafifçe kaşlarını çatmi}: Bu oğlan işlerini ne zaman kendisi görebllecek acaba? diyordu. Şahizer: Tabiî büyüyünee! dedî. Artık bir delikanlı değil mi ya? Görüyorsun!,^ Bulutlu bir sonbahar günüydü. Doğruca bizim eczaneye gitmiştik. Amcam bana veznenin yamndaki yüksek iskemleyi işaret ederek: Sen şurada biraz otur oğlum, dedi. Eczaneye hemen her gelişimde, bu iskemlenin üzerinde amcamın işlerinın bitmesini beklemeğe alışkındım. Gene orada tam iki saat bekledim. Ve elinde reçete, yüzünde kederle eczaneye gelen, ilâç bekliyen, veznede sessizce para ödeyen; kimi ümitli, kimi meyus çıkıp giden müşterileri seyrettim. Amcamla baş kalfa Ruşen Bey, beyaz gömleklerile birer deva meleği gibi oradan oraya gidip gelerek, camlı böhne arkasında kâh kaybolup kâh görünerek onlara hizmet ediyorlardı. Beni tamamen unuttuğu sanılan amcam, nihayet bir aralık: Sen orada aıkılmıyorsun ya İskender? diye sormak lutfunda bulundu. Hayır amcacığım, dedim. Bugün bizim küçük kalfalar izinli de... Hele biraz daha bekle oğlum! Öğle vakti olmu§tu. Eczane nisbeten tenhalapnca amcam bana: Şimdi söyle biraz çıkahm da, kamımızı doyurahm, dedi. Eczaneden çıktık. Az ötede, tram vay caddesine yakın bir çıkmaz sokaktaki küçük bir işkembeci dükkânına girdik. Dükkân kalabalıkti. Mü§terilerin bir kısmı Ankara 31 (Telefonlai Bu akşam âkıbetleri saat 21.50 de Ankarada kısa fakat Berlin 31 (Nafen) Berlin hâABİDİN DAVER şiddetli bir zelzele oldu. Dipten ge di=eleri esnasmda Helmstead'de İnlen bir gürültü ile şiddetle duyulan giliz bölgesine girmeğe muvaffak sarsıntı, şehirde hayli telâş uyanolan bin kadar tmavi gömlekli. kodırmış, herkes sokağa fırlamıştır. münist genci Batı Almanya genclerinin hücumuna uğTamışlardır. Amasya Valisinin Batı Almanya gencleri, komüniîtlerin üzerindeki mavi gömleklebir mektubu rini çıkarmışlar ve bunlan ateşe Amasya Valiliğinden aşağıdaki verrnislerdir. İngiliz polisi komünist mektubu aldık: Alman genclerini güçlükle kıırtar«Bayındırhk Bakanhğınca ihalesi mışlar ve bunların memleketlerine yapılmış bulunan Durucasu hidro donmelerini temin etmislerdir. elektrik santralmın temeli, 7 mayıs 1950 tarihine ratlayan pazar günü torenle atılmıştır. TÜRK TİCARET BANKASI Emniyet ve asayişin temini yolunda almmış tertibat cümlesinden olarak emniyet ve jandarmaya aid kamyon ve kamyonetler de aynı ayakta bekliyordu. Biz de bir maksadla Durucasuya gitmiş, dömüddet ayakta k<ıldıktan sonra ni nüşte halktan da ilâveten bu kamYakmda açılıyor. hayet boşalan mermeri kınk, mini yona binenler olmuştur. O gün yağmakta olan yağmur KadıköyAltıyolağzı mini bir masaya oturabildik. Amdolayısile esasen sağlam olan ve cam: • İşkembe en nâfi gıdadır oğ halen de aynı dunımda bulunan lum, diye söze bsşladı. Bol pep Zana köprüsü üzerinde patinaj yasini vardır, mideyi besler, kan ya pan bir kamyon, bu hâdisenin vupar. Üstelik ucuzdur da... Her akıl kuuna sebeb ohnuştur. Mavi gömlekli komünistlerin KADIKÖY AJANSI lı insan hem midesine, hem kesesine ağır gelecek bir takım aburcubur yerine, bır kâse işkembe içmeyi tercih etmeli! Haydi başla bakahm. Ama evvelâ kaşığını peçetenin ucuna sibneyi unutma haî... Pis bir garsonun önüme koyduğu çatlak bir kâsedeki işkembe çorba^ını kaşıklarken içim merakla doluydu. Herhalde bana vadedilen bu gün, benim için akşama kadar böyle bomboş ve mânasız geçecek değildi. Amcanun sabahki imasuıa göre, ergeç bir |eyler olacaktı. Belki yemekten sonra çarşıya çıkacak, ne vakittenberi ıstediğim uzun pantolonlu elbiseyi, yeni mekteb çantasını ve... ve kol saatini alacaktık. Ama amcam bütün bunlarla beraber bana daha başks seyler de alsa, koüarunı paketlerl» doldursa, gene, kalbimi sonsuz bir minnetle dolduran Şahizerin yaptığı iyilık yanında büyük bir şey yapmış olamazdı. Irmsğa düşen ve boğulan ve akıljeti meçhul hiç bir vatand?s yoktur. Yaralıİ3rm say;sı 15 kişiden ibarettir. Yaralıların arasmda Emniyet Müdürü yoktur ve esasen bu zat o gün mezkur mahalle gitmemiştir. Yaralılar derhal Devlet hastanesine sevkedilerek tedavilerine başlanmış, dün akşama kadaı 11 kişi tamamen iyileşerek hastaneden çıkmış bulunmaktadır. Halen hastanede kalanlarm da birkaç güne kadar iyileşecekleri tahmin olunmaktadır.» HAZhAN Sayısı ÇIKTI SEKSOLOJİ Urdünün millî bayramı Ankara, 31 (a.a.) Ürdün mill! bayranu münasebetile Cumhur Baş kanımızla Ürdün Kralı Majeste Abdullah arasmda tebrik ve teşekkür telgraflan teati edihniştir. Bankamızda bir tasarruf hesabı açtınnız! Hem para biriktirir, hem faiz alır, hem de ikramiye kazanabilirsiniz! İKRAMİYE 25 Ağustos : ÇEKİLİŞ TARİHLERİ 29 Aralık: 31 Ekim: 1 EV 2 DÜKKÂN H A N I M E L t Haziran Sayısı Çıktt. I«tanb«l TW A Matbaan ve 1 EV 1 DÜKKÂN çeşidli para 2 EV 1 DÜKKÂN îkramiyelerL. ve intlkal EV ve DÜKKÂNLAR'ın Bankamız öder. veraset TURKIYE İS BANKASI Arkası var :