25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET Bayar ve Menderes Eskisehirde t Baştarafı 1 inci sahifede kesile kesile yol üzerindeki köylülerle memleket işleri üzerinde samimî hasbıhallerde buluna buluna Çiftelere de uğradıktan sonra saat 17.30 da Eskişehire gelmiştir. Cumhur Başkamnm bu seyahatin de Başbakan Adnan Menderes, Çalışma Bakanı Hasan Polatkan Ankara mil'.^tvekili Mümtaz Faik Fenik refakat etmektedir. Cumhur Başkanımız yolda bilhassa Haym3nada, Hamamkarahisarda, Sivrihisarda. Kaymazda, Hamidiyede, Mahmudiyede ve Çiftelerde büvük kütleîer tarafından karşılanmıştır. Cumhur Başkanı Çifteler panayırını aşağıdaki nutukla acmıştır: « Sevgili vatandaşlanm, Evvelki sene ismi tarihim'ze büyük bir zaferle yerlesmiş olan Sakarya membama çene boyle " gelmiş. sizlerle gene böyle geniş VE buyuk bir toplantıda bulunrrustum. O eunun şartlarına göre, mem leket ihtiyacları hakkında görüşlerimi büdirmi^tim. O toplantıırn aziz hatırasını daima muhafaza ettım. Hâlâ edıvorum ve etmekte de devam edeceğım. Bugün için burada hayırh ve ıktisadî bir toplantırun yapılacağını öğrendim. Bu toplantıyı açmakhğım içın bur?ya gelmemi istcdiler. Ben de size naklettiğim minnet hatırasını tektar duyarak sizinle burada bugün bııluşmayı bir zevk vesilcsi ve aynı zamanda bir vazıfe bildim. Başka işlenmı tehir ederek buraya geldim. Iktisadî toplantıların millî havatımızda önemli yeri vardır. Bıuıu burası için bayırlı bir başlangıç telâkki ediyorum ve bu panayırı açar ken büyuk bir zevk duyuyorum. Naçiz şahsım hakkında gösterdifiiniz teveccühe ve muhabbete teşekkür ederim. Bana ve yanımclaki arkadaşlanma karşı gösterdiğiniz mu habbetin, tekrar arzediyorum nvnnettanyım. Bu toplantmın memleket için, sizler içın hayırh olmasmı ve iyi ahşverişlere mesned teşkil etmesini temenni ederim, Sağ oiun sevgili vatandaşlanm.» Başbakanın konuşması Bundan sonra Başbakan Adnan Menderes de halkın ısrarh isteği üzerine bir hitabede bulunmuş ve demiştir ki: « Huzurunuzda konuşmakln buyük bir sevinc duyuyorum. Sızleri işlerinizin basında neşe içinde görmekle aynca bahtiyarhk duymaktayım. Yol boyunca gördüğüm vatandaşlar da aynı huzur ve neşe içindeydıler. Anlaşıhyor ki bu vatanda yaşıyan Turk çocuklan hiç bir huzursuzluk ve endişe içinde bulunmamaktadırlar ve âtiye büyuk bir emniyet ve huzur içinde bakmaktadırlar. Bunun manası ikti dar değişmesinin, Demokrat Partinin hükumete geçmesinin vatandaşları ancak huzura ve emniyete kavuşrurması neticesini vermış olmasıdır. Çalışmaya henüz yeni başladık. Demokrat Parti iktıdarından bir kaç ay içinde neler yapmış olduğu soruluyor. Buna cevab evvclâ bu memleketi bize ne halde devrettiklerinin bilânçosunu vermek olacaktır. Belcdiyelerı, bankalan, iller bankasını ımkârlan israf edilmiş, ış goremiyecek bir hale getinlmiş olarak devir ve teshm aldık. O kadar ki milet iradesile iş başma gelmış azimli bir iktıdar olmasaydık değıl bir kaç ayda, bir seçim devresinde dahi muşkülâtları ortadan kaldırmamız mümkün olamazdı. Halkımızın haklı ve en basit ihtıvaclarına cevab veremı*ecek bir vazivet vardı. Ancak şu var ki: Demokrat Parti halkın sevgisıne dayanmaktadır. Bunun kendisine verdiği hamle kudretile bu müşkülâtı ortadan kaldıracak ve ihtiyacla ra cevab verrrek yollannı arayacak ve bulacakhr. Uzun yülar hasrctini çckmiş olduğunuz ve özlediğınız hürr'yet nizamı kurulmuş bulunmaktadır. Artık dünün tek parti sistemi bir daha avdet etmemek üzere tarihe karışmıştır. Emniyetle ifade edebıli Güney Kore'liler 38 inci arz dairesini astılar Baştarafı 1 inci sahif ede muvafakatile aşnuşlardır. United Press muhabirinin bildirdiğine göre, Güney Kore kuvvetlerine arz dairesini geçme emri 8 inci ordu irtibat uçağından atılmışür. Bundan bu emrin 8 inci ordu komutanı General Walton Walker tarafından genel karargâhın talimaü üzerine verildiği anlaşılmaktadır. 38 inci arz dairesi Güneyliler tarafından geçildiği sırada Birleşmiş Milletler kuvvetleri, Komünist Çinin Kuzey Koreliler safında harbe girmesi tehlikesinin mevcud olduğuna dair haberdar edilmiştir. Amerikan askerî çevreleri, Chou En Lai'nin Kuzey Koreye yardım edeceği hakkında Peiping radyosu tarafından yayınlanan demeci, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin arz dairesini gecmemelcri için yapılan bir blof mahiyelinde telâkki etmektedırler. Ote yandan, basına beyanatta bulunan General Edward Almond, Amerikan kuvvetlerinin arz dairesi ötesine gönderilip gonderılmemesi hskmdaki talıma'm pek yakında gonderilebıleceğmi söylemiştır. General Almond lıududu geçmek icin henüz emir almadığmı fakat General MscArthur'un müstevli ordu>Ti püskürtmek üzere Birleşmiş Milletlerden talimat aldığını, bir orduyu püskürtmenin en iyi çaresinin bu orduyu tamamile yok etmek olduğunu kaydetmiştir. leşmiş Milletler Başkomutanı sıfaü ile muhasım tarafa hitab etmektedir. Bundan başka Kuzey Korelilerin elinde bulunan bölgelerle bu kuvvetlerin tahşid edildikleri sanılan yerlere uçaklar tarafından ülümatomun metnini ihtiva eden 2.500.000 beyanname aüîmıştır. Londra 1 (a.a.) (Afp) İngiltere Dış İşleri Bakanlığmda, MacArthur'un Kuzey Korelilere hitaben yayınladığı tesîirn talebile 38 inci arz daıresınin aşılrrası meselesi hakkında herhar.gı bir yorumda bulunulmamaktadır. Bu meselelerin tetkiki doğrudan doğTuya Birleşmiş Milletlcre aid olöuju ve bu husustaki Ingiltere Hükurr.etı görüşunün ancak Birleşmiş Mılletier nezdındeki Ingiliz heyeti tarafından ifade edılebileceği belirtilmektedir. Osmanlı Bankası imtiyazının temdidi Hazırlanan tasan yakında Meclisin tasdikına sunulacak Ankara 1 (Telefonla) Halk Partisi hükumeti zamanında Osmanlı Bankası imtiyazının temdidi için gcruşmeler yapılmış ve bir mukavele hazırlanmıştı. Bankanın imtıyaz müddeti 1952 yılı marbnda bitmektedir. Mukavele Maliye Bakanlığınca tetkik edilmiş ve üzerinde bazı tadiller yapılmıştır. Müddetin temdidine dair olan tasarı önumüzdeki aylarda hükumet tarafından Büyük Millet Meclisinin tasdikına sunulacaktır. Törkocağınııı Dördüzlerin sıhhî Malıyeyebır , . ırı j ntüracaati durumu tehlıkede Eski Tiirkocağına aid mallann iadesi isteniyor Ankara 1 (Telefonia) Halkeveri adına, devlet bütçesinden C. H. Partisi hesabma alman paralar dolayısile Maliye müfettişleri tarafından yapılmakta olan tetkikler henüz sona ermemiştir. Bu münasebetle Türk Ocaklılar Maliyeye müracaatte bulunarak eski Ocakara aid olan malların kendilerine iadesini istemişlerdir. Bu müracaat, yeniden kurulan Türk Ocağınm eski Ocaklann bir devamı oup olmadığı ve onun emvaline te,arüs edip edemiyeceği mevzuunu ortaya çıkarmıştır. Maliye Bakanhğı çevrelerinden alınan malumata göre, şimdiye kadar tetkik edılen dosyalarda Türk Ocaklan maliarının Halkevlerine verıldığine dair bir kongre kararına tesadüf edilmemiştır. Bu duruma göre mallann hazineve irtikali gerekmektedir. Bö<rfarafî 7 inci sah'ierte di ailesine yetişebiüyor. Binarnaleyh dördüzlere yardım etmesi im kânsız. Mevlud Susurlunun dördüzlere bakmak için çahşmaktan yılmıyacağına ben de inandım. Bunu kendisine söylerken bakmaktan maksadm sadece para kazanıp sarfetmek olmadığını da ilâve ettin. Fühakika aynı evde dördüz'.erin beş kardeşleri var. Anneleri nem dokuz çocuguna, hem kocasına bakacak. ev işlerini de görecek. Gerçi Mevlud Sıiîurlu hemen Yaşar Hanım isminde bir sütnine tutmus, fakat, sutninenin de üç yaşmda bir çocuğu var. Demek ki evdeki cocukların adedi 10 oldu. Sonra, dor düzlere anneleri Ayşe Susurlu ı!e yalnız bir sutninenin sütü kâfi gelmez. Mevlud Susurlu bir ;k;pci sutninenin bugün ,yarın eve ge'ıp yerleşeceğini de söyledi. Belki boylece, dördüzlerin süt ihtiyacları temin edilmiş olur. Fakat meîele yalnız süt vermekten ibaret le^il, bir doktorun daimî nezareti altmda ba?kalarıle temas ve ihtilâttan uzak bir halde sıhhî kaıdolere uyularak bakılmalan lâzım Ev buna müsaid değil. Dördüzlcrdcn birinin yüzünü henüz hir gece cvierinde kalmış olmalanna rağmen tahtakurularınm ıyıce yemiş olduğunu gdrdüm. Bu mahzuru irale icin salıncaklar kuracaklannı söylcdilcr. Peki, ya sineklere karşı ne yapılaeak? B«n Dördüzlerin hartanedeki vaziy^tlerini mükerreren görâüşüm ıçuı evdeki hallerini hiç beğenmedım. Ysvrulardan birinin rengini iyice solmus gördüm. Mübalâğa etmediğime emin olarak söyliyebilirim kl, Döıdüzler tehlikededir. Bunlan ancak devletin müdahaiesi kurtarabilir. Bunu Mevlud Susurluya da söyİpHim: oAUah ne vazdıysa o olun> diyor. Fakat Al1ah ne yazdı ise o olur, dıys yüzmek bilmiyen bir adam, kendisini denize atar ve etraftan kurtaran olmazsa ölür. Anne ve babalarının Dordüzlere olanCH gayret ve kudretlprile bakmağa cah'şacaklan şüphesızdir. Ancak bulun'iukları şartlar içinde buna muva'fak olabi'cccklerı bir hayli şuphclıöir. «Yavrular şimdıhk hastanede kalsalardı ne ivi olurdu.» Mevlud Susurlu bu soziimü biraz s'iphe i'e karşıladı. Diğer 5 çocuçunun da anne ihtimamma muhtac olduklarını ileri suHü. Dığer 5 çocugu da elbette dusunmek, onlara da elbette bakmak lâzım nma. Dördüzleri yaşatmak vc büyutmek mıîlî bir havsıset mcseîesi sayılmihdır. Bu işi devletten başkasımn halledemıyecegıne kari??tım kuvvetlcnrii. Yalnır haber vereyım ki pek acele etmrk lâzımdır. Geç kalmış bir karar hiç bir işe yaramıyabilir. Kadri Bas^ı Tensikat mı? n sühınlarda defalarU yazdık. Gene de yazmaktan vazgeçemiyoruz. Muhtelif Vekâlet ve dairelerde bir taraftan kütle halinde tekaüd muamelesi yapılıyor, bir taraftan kadro küçiilrübnesl, servis lâğvedilmesi gibi »ebeblerle insanlar açıkta kahyor. Eğer bunlar bütçe zarvıretile y«pılıyorsa, tekaiide sevkedilen adamın yerine bir başkası alınacafına göre bu ameliyat harineye tasarruf pağlıyacak yerde fazia masrafı murib olacaktır. Kadro harici memnr çıkarmak muamelesine gelince; bunun da psikolojik ve ekonomik tesiri tamaınen menOdlr. Mukadderatım devlete. juvasmnı idamesini, hayatım oradan alacafı maaşa bağiamış insanlan dünden bugüne: Baştnın çaresine bak! dlyerek kapı disari edemeyiz. Hikmeti flkıımpt çok defa menfaati hazteenhn iistünp çıkar. Ötedenberi yazdığmm gibi, devlet hiztnetlerfaıde bir >raa> yonaiizasyon» yppmadikça jnradan bııradan memur çıkarmak hiç Mr favda temin etmez. Herşeyden er\e\ Türkive Ciımhtıriyetî devlet hizmetl«>rini tesbit etmelldir. Bttnlar ke.stiribnedpn, hînnet kadrosonu tesbite bnkân yoktur. Bu yapüdıktan sonra da kadro harici kalaeaklara aldıklan maaşlan olduğu giM \riTnekte devam etmek, ve Içlerinde işe yarıyanlan yavaf yavaş faal kadrnya ve »ıralan ıreldiği zamaa da emeklive almak snretile banlan amanla ve mülâyemetle tasflye etmek lânmdır. Başka riirlüsü hakrızlık nlnr. Kırk beş, elll yaşmdan sonra bir adam açıkta kahrsa ne ig tutabilir? Birdekl ia bnhna teşkilâtınm ne kadar ajrır ve teslrsiz işledijri rümlenin malumndur. Ona bakarak Issizlerin İş bulacağml ummak ham bir haval olur. Türkivede isdzlik vardir. Bu (şslzlik vfiHinden bir ki"=uB millî enerfl heder »Iurken; diğer yandan Mr takım paruitler iş •• ticaret hayahnda fkinH, flçüncfl, dördiindl mutavassıt el olarak t\Mt~ lan arttırmak mretile peçinmeye merbur kalmnkta, bu da hayatıa pahalılanmasına M>beb olmaktadtr. Nereden nereye geçiyoruz?. diyeeeksiniz. Bu meaeleler görttndüğfl kndar bssit obnadığmdan Mr tarafından rahınra isin muhtelif ceplıplerini (förmemek, göstermemek bil oimamaktadtr. Bu sebeMe. her (rön, ştirada borada birçok memnrlann kadro hariH birakıldıklnrtBi örrendîkçe eerek oniar. gerpVse hepimtrin kpvif vp mİ7armın muha««ıl»«i olan cemivetin hımmı nsmina teessiir duvuvornr ve bu te*wlirii alakalılarp dujrurmak ihtiyacını hissedivoruz. B. FELEK Londrada tefsirde bulunulmuyor Bu!gar!ara çok şiddeili bir cevab veriliyor Baştarafı 1 ıncı sahıjede Genel Sekreteri Kasım Gülek, Edirne Haikevinde partıli arkadaşlarile yaptığı konuşmada ezcümie şun'.arı söylemiştir: t Türkiye üzerinde politik tazyik yapmak maksadıle Bulşaristandan bir anda gönderilen binlerce rrkdaslarımızla bütün dünyanın ilgilenmesi gerektir. Mesele sadece bir Türkiye işi değil, bir dünya işi olarak görülmelidir. Bu bakımdan gplen ırkdaşlanmızı derhal yerleştirmek ve müstahsil hale getirebılmek için, Birleşmiş Milletleı teşkilâtı, Milletlerarası Göçmen Organizasyonu, Milletlerarası Kmlhaç, Beynelmilel Kalkınma Bankası ve Marshall Plânı Teşkilâtı Türkiyeye yardım etmelidirler. Hükümet, elbette bu noktalan takdir edecek ve gereken teşebbüslerde bulunacak, gerekli tedbirleri alacakür. Bu sabah gördüğürr.üz göçmen evi, göçmen işlerinin idare tarzından çok memnun oldum. Halkımızın bu millf meselede elinden gelen yardımı yapması insanî ve vatanl bir vazifedir. Türk efkârmın çok yakından flgilendiği bu davayı biz politika üstünde millî bir dava olarak görmekteyiz. Samimî olarak juna Inanıyoruz ki, memîekette her §eyin üstünde millet ve vatan menfaati vardır. Günlük politikaya ?!et edilmemesı pereken bu pohtikanm üstünde tutulması lâzım gelen ana ve üstün meseleler vardır: Din, millî savunma, dış politika. Bunları biz hiç bir vakit iç politikada istismar etmemek kararındayız. Herkesin de bu şekilde hareket etmesi şarttır kanaatindeyiz T > Çiniıı durumu NevvYork 1 (R.) Komünist Çin, Kore meselesinde kat'i bir cephe almış görunüyor. Siyasî mahfıller, Komünist Çin lideri Chou En Lai'nin bugün verdiği nutku, şimdiye kadar Amerika aleyhinde söynilmiş en ağır nutuk olarak vasıflandırmaktadırlar. Konıünistlerin kütle halinde öldiirdükleri sivillerin mezarlan bulundu Seul 1 (A.P.) Kaçan komünistlerin kütle halinde öldürdükleri sivillerin mezarları bulunmuştur. MeMacArthıır'ün mesajı zr.rlardan başka şchrin muhtelif Lake Success 1 (a.a.) (A.F.P.): yerlerinde komünistler tarafından MacArthur nerede olurlarsa olsunkazılan çukurlar elleri arkalarında lar bütün Kuzey Koreli kuvvetleri bağlı olduğu halde öldürülmüş sa^silâhlarını bırakmağa davet etmişsız kadın, erkek ve çocuk cesedleri tir. Koredeki Birleşmiş Milletler Baş iie doludur. komutanı bu talebini pazar günü Kızıllar şehirden kaçmadan evvel Grenviç ayarı ile saat 3 te verdiği bütün mevkufları öldürmüşler ölradyo ile yayınlanan bir mesajında dürmeğe vakit bulamadıklarını Kuyapmıştır. Kuzey Kore kuvvetleri komuta zeye kaçırrruşlardır. Kütle halinde açılan mezarlarda nına hitab eden bu mesajında Mac akrabalanru arıyanlar arasmda bir Arthur bütün harb esirleri ile ele geçirilen sivil halkın derhal serbest adam hamile kansını göğüsleri ve bırakılmasını taleb etmekte ve Bir knlaklarından birinin kesilmiş olduğu halde bulmuştur. leşmiş Milletler kuvvetleri elinde Marshall'ın tebri'c mesajı bulunan bütün Kuzey Koreli esirleTokyo 1 (a.a.) (United Press) rm mümkün olduğu kadar süratle iadeleri için tedbirler alınacağını Savunma Bakanı General Marshall, MacArthur'e Korede kazanılan zabildirmektedir. fer dolayısile bir tebrık mesajı gbn General MacArthur'ün radyo ile dermiştir. Mesajm metni şudur: yayınlanan mesajınm metni New«Korede idare ettiğiniz cesurane Vork saat ayan ile cutnartesi ak muharebe ve mücadeleyi hempn şamı Birleşmiş Milletler Genel Sek hemen sona erdiren cüretkâr ve reteri Trygve Lie'ye tevdi edil mükemmel stratejık harc'ret domiştir. layıgile şahsî şükranlarırru köbul Koredeki Amerikan Generali Bir edin.» """'mıımııııııılııııııınııııınınnıuıııiiüiiJiııııınımmıiMmm Şehir Tiyatrosu dün açıldı İ. Galib Arcana Fransız Başkonsolosluğu tarafından Palm akadcmik tevdi edildi Göçmen!ere dair İç İşleri Bakanının demeci Baştnrntı 1 ınn demde bulunan. tüzüğün tadili mad desini göriişerek yeni idare heyetini seçmiştir. Tadil edilen tüzü.ge göre, bundan böyle her vatandaş derneğe üye olabilecektir. Halbuki bugüne kadar yalnız göçmenler aza olabiliyorlardı. Derneğin, menafii umumiyeye hâdim cemiyetler arasına katılması da karar altına alınmıştır. Kongre sonunda yapılan seçimler çok hararetli olmuş ve evvelden ha zırlanan bir liste protesto edilmiştir. İ. Galib Arcana dün akşam nişan tevdi edilirken İstanbul Şehir Tiyatrolan 1950 51 senesi tiyatro mevsimini dun açmıştır. Bu senenin bir hususiyeti her sene kapılannı halka bir Shakespeare eserile açan Dram kısmınm bu sezon Molier'in Don Juan adh eserile çal.smalarına başlamasıdır. Bu senenin yenilikîerinden biri de tanır.mış sanatknrlardan Raşid Rızanın Şehir Tiyatrolan kadrosuna girişidir. Komedi kısmı da bir Fransız eserini sahneye koymuştur. G. Berr ile L. Verneul'ün müştereken yazdıklan Gelir Vergisi Mektebi temsil edilecektir. Diiıvakşam Don Juan'ın temsiline bpşİEnmadan. 50 Fransız eserini tercüme veya ac'aple eden İ. Galib Arcana Fransız Başkon=olosu tarafından Palm ak.irlrmik tevdi edilmiştir. Bu münasehptle yapılan merasmide Vali ve Belediye Başkanı Orrünar\"üs Profrsör Dr Fahreddin Kerim Gökay da h?^ır bulunmuştur. Dün sabah Bulgaristandan Edirne yolu ile şehrimize yeniden altı yüz göçmen gelmiştir. Kırcalı, Rusçuk, Varna ve Deliorman eyaletlerinden gefen bu göçmenler, bilhassa, Kırcalıda Tüıklere yapılan kotü muameleler yüzünden intiharın salgm hrline geldiğıni söylemişlerdır. Buncînn başka, kendılerine kızıllar tarafından Bulgaristanı terketmeleri 'oin kırk sekiz saat mühlet verıldiğini, bu muhletin hitamında iki «aat zarfmda ellerme ı;eçirdikleri Türkleri hayvan vagonlanna doldurarak Sofj'a havalisine sürdüklcrini ve oradan da tehçir edildiklcrini yana yakıla anlatmak tadırlar. Marshall Plânı Türkiye Temsîicisi dün geldi Baştarafı 1 ınet sahifede Ama askerî kuvvet de, ekonomik 'kaîkınma ve yardıma bağhdır. ECA'nm ekonomik yardım plânı da bu iki mevzuu içine almaktadır. Görüşmelerimizin esasmı bunlar teşkil etti.» Iktisadî İşbirliği İdarecisl, eski Marshall Plânı İdarecisi Paul Hoffmann'ın Türkiyeyi ziyaret programı etrafmda şu izahatı vermi|tir. t Mr. Paul Hoffman, 11 ekimde Türkiyeyi ziyaret için Ankaraya gelecektir. Ayuı 13 tine kadar Ankarada kalacak olan eski idareciye, muhtemel olarak MarshaU Plânı Avrupa Büyük Elçisi Katâ, Washington'dan Wood, NewYork avukatlarmdan ve ECA müşavirlerinden Moore ve diğer bir kaç şahıs refakat edecektir. Avrupa piyasalannda müfahedu edilen emtia azlığı bir ekonomik buhran yaratmağa sebeb olamıyacağını söyliyen R. Dorr, Türkiyenin yardıra ile her gün biraz dahs kalkmdığına işaretle çövle demiştir: « Önumüzdeki sene Türkiyenin yardım programı iktisadî kalkınma bakımmdan daha elverijll olacaktır. Bilhassa riraat personeh yetiştirme ve ziraat malzemesi temini kolaylaşacak ve artacaktır. Ziraat Bakanlığınm enerjik çalışması bizi memnun etmektedir. Ziraat memuru yetiştirme ve çift ilik metodlannı geliştirmek mak;adıle açılan kurslardan fazlasile stifade edilmektedir.» Dünyanın iktisadî durumu hak • kmda da izahat veren Marshall lânı Türkiye İcra Komitesi Başkanı R. Dorr, bugün uçakla Ankaraya hareket edecektir, Lisan Müteh. Prof. Aibert Anjel I Bulgar mezalimi devam ediyor Suriyede tevkifler Kahire, 2 (Nafen) Şamdan bildirildiğine nazaran askerî ve mülkî bir çok şahsiyetler tevkif edilmiştir. Bütün bu hareketlere sebeb olan hâdiâe, devletin selâmetine aykın hareket edenlerin tahkıki olduğu «nla{ilmaktadır. rim ki hiç bir şahıs, zümre veya parti millet iradesine dayanmadan icrayı hükmedemiyecektir. Bir takım maddî ve iktisadt sıkıntılara rağmen hepinizin çehresinde görmekte olduğum neşe ve huzur bu hakikatin hepiniz tarafından kabul edildiğınin bir deluidir, bunu kat'iyetle göstormektedir. Hepinizi en derin saygı ve sevgi ile selâmlanm.» Bilâhara Sakarya başma fiidilerek halkla birlikte öğle yemeği yenilmiştir. Dönüşte Cumhur Başkanı Çifteler Harasmı gezmiş ve saat 17,30 da Eskişehire gelmiştir. Hükümet konağı önündeki meydanı dolduran binlerce halkın alkışian arasında ıhtıram kıt'asını teftış eden Cumhur Başkanı bilâhara vilâyet erkânmı kabul etmiş ve balkona çıkarak halkı selâmlamıştır. Cumhur Başkanı çeker fabrikasını gezmiş ve daha sonra da siyasî partüeri ziyaref etmiştir. Akşam yemeğıni Eskişehir milletvekili Muhtar Başkurtun evinde yiyen Cumhur Başkanı geceyi Aziı Zeytinoğlunun evinde misafir ola rak geçirecektir. C.H.P. Bursa ilçe idare Baştaratı 1 mcı sahıiede olsun kopya yapmamak icin yemin kurulu istifa etti ettiklerini işitir gıbiyim. Elbette ki Bursa 1 (Telefonla) C. H P buna yemin edenler tek c:kar yolun çalışma olduğunu bilecekler ve se Bursa ilçesi idare kurulu üyeleri nelerîni başarı ile sona erdirecek önumüzdeki il genel meclis seçimi i!e parti kongrelerinin daha verimlerdir. li şekilde yürütuimesini terr.in düYeni ders yıhna baslarken, öğ şüncesile topyekun istifa etmiştir retmen arkadaşlanmızın sarsılmaz İstifalan yüksek kurulca da kabul ruh ve imanla ve daima birbirlerini edılrnıştir. Kongre sonuna kadar teyid ve takviye ederek, Türk ço yeni bir müteşebbis heyet işbaşma cuklannı yapıcı bir vatanperverhk getiıilmiştir. çuurile, onlara çerefli mazimizi. tarihimizi, sanat ve eclebi"atımızı, Amerikaya gidecek ecdadımızın ferapat ve fedakârlıkaskerî heyetimiz larını tanıtarak, vatanın, çalışkan, bıls;ili, ahlâk ve karakter sahibi, Ankara 1 (Ankara Ajansı) Ahur düşünceli ve birbirlerini seven rrenkaya gitmesi takarrür eden genclerin omuzlarmda yükselebile Genelkurmay Harekât Dairesi Bışceğini telkin etmelerinı ve çocuk kanı Korgeneral Yusuf Egelinin larunızı, küçüklere, düşkün ve â bijkanlığındaki heyetimiz muhtecızlere her zaman vardımcı. büyük mel olarak 4 ekimdc Uzakşark ülere hürmetkâr olarak yetiştÜTne zeıır.dcn Amerikaya hareket edelerıni ısrarla istiyecesiz.» cektir. PROF. NİMBUSÜN MACEKALARI: Yeni öğretim yılı 21 ekimde Şair Faik Q!i Ozansoy vefal etti Bn' <rqii 7 iıın ASTRÂG4N NÂNTO veya bir tomar Ingiliz Alman ticaret anlaşması Bcrlin, 2 (Nafen) Buyük Britanya ile Batı Almanya arasncla bir ticarct anl?şması imzslanmi1:tır. Bu anlaşmaya nazaran iki mem leket arasındaki ahşveriş yüzdc sek^en artacaktır. umumî kâtibi Cemal Yeşili merhumun evine göndererek ailesine taziyetilerini bildirmiştir. CUMHURİYET Edebiyaü Cedide ne=linin mümtaz şairlerinden olan Faik Âli Ozansoy Diyarbnkırda dogmuştur. Meşhur Diyarbakırlı Saıd Paşnnın oğlu ve Süleyman Nazifın küçük kardeşidir. Yüksek tahsilini Mü'kiye mcktebinde bitirmiş, bir çok yerlerde kaymakamlık, mutasarrıflık etmiştir. Kıtab halinde neşıedılmiş muteaddid şmicri vardır. Olumu büvuk bir zıyadır. Ailesine taziyctlerimizi sunarız. HAKİKÎ İNCİ GERDANLIK sahibi olmak istiyen sayın bayanlara FRANSIZCA Dershanesi, Eminönü Nimet Abla giscsi karşısında Selâmet han ASİSTANLIK lısan imtihanına hazırlanacak doktorlar simdiden müracaat edebilirler. İstenilen imla, tercüme ve konuşmayı temin ederiz. YARIN AKŞAMA KADAR gışelerimize müracaat buyur» rnakrıru tavaiye A K B AN K C O Ğ R A F Y A ÖGRETMENLERİNE: muşuz. Gene bir bayram var. Montreux'de. Herkes korkunç canavar maskeleri takmış. Hes durmadan bpni öpüyor, ben de onu öpüyorum. Gülüyor «aman ne zevkli şey!» diye, bağınyorum. Sonra birdenbire karanlık içinde kahyoruz. Büyük Bernard arabayı hiç bilmsdiğimiz dar, ^ozuk sokaklara d^ğru sürüyor. Arabanm etrafı maskeli insanlarla dolu. Ben birdenbire sebebsiz ycre korkmaya başlıyorum. «Maskeler, maskeler!» diye. Hes'e bağınyorum. Arabamız zifirî karanlıkta deli gibi gidiyor, atlar gemiyi azıya almış. Maskeler çoğaldıkça çoğalıyor. Ellerinde meşaleler tuian korkunç yüzlü insanlar bize bakıp gülüyorlar. Hes birdenbire beni bırak?rak arabadan atlıyor, kaybolup gidiyor, sonra arabanın yana doğru yattığını ve Bemard'ın kocaman vücudile yere yuvarlandığını görüyorum. Kurtulmak, kaçmak için ayağa fırlıyor, ben de arabadan atlamak istiyorum. Fakat kendimi yerde buluyorum. Eteklerim açılmış, her tarafım meydanda, öldürücü bir utanc içindeyim. Karanhkta maskeler üzerime doğru eğiliyor. Kalkmak iatiyorum. Tam o esnada maskelerden biri, en korkuncu üzerime doğru eğiliyor, maskesini yüzünden atıyor, karşımda Suzanı görüyorum, onun solgun yüzü, dehşetle büyümüş gözleri! Suzan bağınyor: «Ayaklann, ayaklann, onlara ne oldu!» diye, hayyorum. Imkânsız, sonsuz bir uçuruma doğru yuvarlanmaktayım. Ulur gibi haykınyorum. Gece nöbetçisi h'astabakıa sesime koşmuş. Kadm beni jrerde, halının üzerinde bulunca şaşkma dondü. Yatağıma yatırdı, ilâc verdi. Nöbetçi doktoru çağırmaya kalktı, güçlükle mâni oldum. Bütün vücudüm dayak yemiş gıbi ağırıyordu, gözlerimde hâlâ yaşlar vardı. VI Gene karanlık odadayım. İki doktorun önünde, şezlongda boylu boyumca yatıyorum, Bugünkü seans beni ürkütüyor. Doktor Darbleyin yanında uzun boyu, kırlaşmış başile duran doktor Hadom'dan âdeta utanıyorum. Darbley'e alışığım. Fakat Hadorn'un acayib bir böceğe bakar gibi üzerime dıkilen keskin bakışlannın altında sinirlerim büsbütün bozuluyor. gelince uzun boyu üe onun yanında hareketsiz, dimdik duruyor. Kırçıl kaşlan, hafif çatkın. Her zamanki gibi âşinâ ve dost bir görünüşü yok. Bütün iyilikler, şefkat, ahpablık dışanda, kapmın gerisinde bırakılmış. Karşımda hastadan ziyade hastalığı düşünen iki soğuk doktor var. Doktor Darbley arkadaşile alman ca bir şeyler konuştuktan sonra uzandığım şezlonga yaklaşıyor. Elindeki küçük, çelik çekici görünce kalbim hopluyor. Gene mi? Ah bu muayenelerden, önlerine böyle sakat bir ha\van gibi mukavemetsiz, âciz serilıp kalmaktan kurtulduğum gün! Darbley gayet ciddî, emreder gibi konuşuyor: Biraz eteklerinizi yukan çeker misiniz Madam Erdal? Onun bu endişeli, ciddî doktor yüzünden nefret ediyorum. Fakat onu kızdırmaktan korkuyorum da. Otomat gibi istediğini yapıyorum. Hadorn'a işaret ediyor: Biraz yaklaşır mısınız; bakınız! O küçük çelik çekicile dizlerime vuruyor. Yaslandığım yastaklardan başımı kaldırarak, büyümüs gözlerle onun hareketlerinl takib ediyorum. Çekiçle vurdukça dizlerimde sıçramaya benzer küçük hareketler oluyor, parmaklanmın oynadığını görüyorum. Fakat ben hiç bir şey hissetzniyorum. Sankl bana aid değillermis gibi, bu yabancı, benden lanma hayretle bakjyonım. Şimdi ahştım. Daha evvel doktor Adnanın Darmaklan arasuıda da böyle küçük hareketlerle kımıldadıklannı gördüğüm ilk günler dehşetle bağırmış, şaşınp kalmıştım. Doktor Darbley benim yüzüme bakmadan arkadaşuıa hitab ediyor: Size anlattığrm gibi bütün reflex'ler mevcud bu bacaklarda görüyorsunuz. Masajlar, banyolar ve elektrik sayesinde adaleler de kuvvetlendi, gayet sağlam ve canlı. Hadorn, müphem. mana veremediğim bir dudak büküşle başını sallayarak cevab vermiyor. Darbleyle gözgöze geliyoruz. Hafifçe üzerime doğru iğilerek cevabıma çok ehemmiyet verdiğini gösteren bir tavırla soruyor: Nasıl oldu da düştünüz bu gece Madam Erdal? Hastabakıa odanıza geldiği zaman sizi yerde, hem de karyolanızdan oldukça uzakta bulmuş! Kekeliyorum: Fena bir rüya gSrüyordum. rüyanın korkusu, heyecanı içinde yataktan kayıp, dfişmüa olacağım Uyandığım zaman... Uyandığınıa zaman kendinizi yerde buldunuz? Evet, yerde buldum. Oraya düynüf olduğunuza emin misiniz? Fakat kendimi yerde bulduğu ma görel Arkası var İstanbul Üniversıtesi Coğrafya doçenti Sırrı Erinç ve Gazi Eğitim Enstıtüsü Ccğrafya öğretmeni Samı Öngör tarafından muşterpken yazılan ve tebliğler dergisinin 25/8 ve 4/9'950 tarihli ve 60.5/606 sayılı nüshasile derg kitabı olarak kabul edilen aşağıdaki Coğrafya kitablan satifa çıkanlmısür. Türkiye Coğrafya konuları O R T A 1 : fizerinde Genel Coğrafya bilsrlleri ve Asya. Fi. 125 «CUMITURİYET» in TEFRİKASI: 2 2 ORTA O R T A L İ S E 2: 3: 1 : Afrika, Avrupa, Amerika Avustralya ve Kutublar Türkiye Cofrafyası Genel Coğrafya, Fi 125 Fi. 125 Fi. 165 lazan: PERİDE CELÂL Kulaklarımda hâlâ alkış uğultuları var. Hem sonra bugün beni biri öptü, bir yabancı! En çok bunua fajkınlığı içınde>.m galiba. Uzaktan uzağa patlayan fişeklerin sesleri eeüyor. gök yüzü zaman zaman aydınlanıvor. Hes'i düşünmek istiyorum. Hem de en iyi niyetlerle! Onun dudakîarının yumugak, tatlı bir okşayışla dudaklanma «ürünüşünü, gölün kenarında o gayri hakikî kartpostal manzarasının içinde, birbirinden ebediyen aynlmamayı vadetmiş iki hakikî se\'gili gibi yanyana, elele geçirdiğ>miz sakin ve tatlı anlan! Halbuki bu da birçok şeyler gibi bir vesile işte. Sabahtanberi bana başka bir gezintiyi hatırlatıyor. Hatırlarnak istemedıklerimi! Bütün gün kendi kendime itirai etmek istcmediğim bir mücadeleyle geçti. Karasinekler gıbi, bulut halinde hücum eden hatıralan kovup dağıtmaya çalıştım. Muvaffak da oldum galiba. Ama işte gene geliyorlar. Hatıralar.. hatıralar! Onlardan ne zamaa kurtulacağım 7 B*|ucumd»ki kordonu çekerek orta ısığı söndürdüm. Gece lâmbasını uzanıp yaktım. Madmazel Müller'in verdiği polis romanlanndan birini aldım. Okuyacağım ve düşünmiyeceğim bu gece. Okuyabilsem, romana dalıp gidebilsem! Fakat içimde acayıb bir karışıklık var. Madmazel Müller'in âdeta âşık olduğu Peter Chen'ey'm meşhur kahramanı Callaghan beni hiç sürüklemiyor. Durmadan inip kalkan yumruklar. açılıp boşalan viski şişeleri her onüne gelenle öpüşen güzel bacaklı kadınlar ve duğümü ancak son sahifede çözülen sebebsiz cinayetler. Meşhur Callaghan işte gene güzel bir kızı ölümden kurtardı, bilmem kaçıncı viski bardağının başında.. Satırlar yavaş yavaş gozlerimin altında kaymaya başlıyor, kitab elimde ağırlaşıyor. Callaghan kimdi, o maskeli adam, silâh sesleri, güzel Irıyin bacaklan.. Kitabı bırakarak gözlerim yan kapalı ışığa dogru uzanıyorum. NOT: Kitpblar sayın coğrafya oğretmenlersnm tahrirî ve şifahJ temennilerini nazan itibara alarak ve tamamile yeni müfredata göre yeniden yazılmıstır. Metin, resim ve şekil bakımından müellif^rin eski kıtablanndan çok daha mütekâmil olup, gayet temiz bir şekilde basılnvş ve mem^ket resimleıile süslemişlerdir. SATIŞ DEPOSU: Okul Kitablan Türk Ltd. Şirketl, Narhbahçe sokağı No. 19. Cağaloğlu İstanbul. Toplu siparişleıde iskonlo yapı'ır RESİMÜ DÜ1YYA JCtâsMea Darbley'e gece geçirmiş olduğum buhranı, yataktan düştüğümü haber vermiş olacaklar. Bugün onda başbaşa kaldığımız zamanlar takındığı anlayışh, arkadaf halinden eser yok. Zaten muayeneya kalktığı zaman daima böyl* birdenbir» dddt, kuru, hattâ «ert doktor tavnnı takınıverir. Beni doktor Hadron ile beraber ilk muayene ettiği gün de böyleydi. Kaşlan hafif çatkın, bakışlannda Müthis bir gece geçirdim, fena bir zihni fazlasile meşgul kimselere rüya gördünr Hes'ie berabcr Büyük mahsus donuk bir mana var. Belki Bernard'ın arabasında dolaşıyor kınyor. Yerden ktlkmaya çabala o anda beni göremiyor bilc. Doktor ayn, beoim isin nasız Beyleıe ayak Hcr aradı^ınız romanın resımhsini size ancak, <rRESİMLİ DÜNYA KLÂSİKLERİ» kolek^ivonu verebilir. İ K İ M Cİ S A Y I NOTRDAM'IN KANBURÜ ÇIKTI Meşhur tngiliz yazan Bdgar Wallace'in cKesik baalaım €•ran» isimü UAvesfla bfcfikta bayUerinizden totayülU Ankara Cad 9 o . 98, Posta kut«wu 490, fcrt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear