Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Camhuriveİ ^!S= 15 Mayıs Yakııı dost Kaba tımardan tüyleri diken diken, kaburgaları çıkık lâgar beygirin güç halle sürüklediği iri tekerlekli köhne araba, kapılann önünde durdukça, patlak çizmeli, ya mah pantalonlu çöpçü, hiç değiş miyen bir tonda bağırıyordu: Çöpçü! Kaldırıma bırakılmış dolu çöp tenekelerini alıp, meslekî bir dikkatle arabaya dökerken mırıldanıyordu: Gene dün gece ziyafet var ı ş . Ayın başındanberi bu ikinci. Eh, Allah versin, varlığa darlık olmaz! Ooo, gene hindi kesilmiş,dadı kalfa çerkes tavuğu yapmış olmah. Karşıdaki evin iki tenekesini boşaltacağı zaman esefle içini çekti: Vah, vah... Hacı beyin hiz metçiden yana hiç talihi yok... Yeni gelen hizmetçi kız da çok sakar! Dün iki bardak kırmıştı, bugün de bir bardakla bir sürahi kırmış. Buna can dayanmaz doğrusu. Sağdaki beyaz evin kapısını çahyordu: Ne içi geniş, yüreği ferah insanlar! Saat sekizi geçiyor, ahçı kadın hâlâ uykuda. Yüz verince böyle olur. Hiddetle bağırmağa başlamıştı: Çöpçü! Yan aralanan kapıdan ahçı kadının uzattıği tenekeyi şiddetle çekip aldı: Bir daha sefer bu kadar beklemem. Tenekeyi boşaltınca hiddeti bi raz geçmiş gibi idi, beygirin yularından asıldı, soldaki eve doğru yürüdü. Kapıda duran küçük kızı görünce yüzü güldü: Nasılsın küçük hanım, artık iyice kalktın, iyileştin, ya? Tenekeyi gözden geçiriyordu: Pehrizi bozdun galiba, doktor, kabağa izin vermiş! Biraz ilerideki evin kapısı önünde ağızlarma kadar dolu üç teneke görmüştü, homurdandı: Gene misafirleri var. İki gün sonra tek tenekenin yansı dolmaz. Üçüncü gün de; çöp yok! Derler. Elbet, bol bol yiyen, bel bel bakar. Köşe başındaki evin kapısı açılmıştı; beyaz bir kol bir sahan uzattı: Al... Sana sakladım! Çöpçü, minnetle boyun kırdı: Eyvallah kalfa hanım, Allah daha ziyade etsin! Arabanın ön tarafındaki kerevetin altından çı kardığı üstüvane teneke kaba, sahanı boşalttı: Bugün çöp yok mu, kalfa hanım? Baksana, pişenler olduğu gibi duruyor. Vah, vah; hastalarınız daha kalkmadılar mı? Küçük bey de hasta mı? Bu perşembe kabak tatlısı pişirmediniz! Köşeyi döner dönmez, kaldırım kenanna yığılmış çöplere baktı: Ne tamahkâr adamlar;eski tenekeleri yahudiye satarlar, birini olsun çöpe kullanmazlar! İstediğin kadar söyle, aldırdıklan yok ki! Çöpleri almazsan şikâyet ederler. Tamahkârhkları,yediklerinden belli. Beş kişiye, sabahlı akşamlı bir kuzu başı! Ayni kaldırımda, hemen hemen ayni çöp yığını duruyordu, ona kızmadı: Gene yeni teneke koydular, eloğlu bırakır mı hiç? Elbette çalarlar. Var evi kerem evi, tenekenin yenisini, eskisini mi düşünecekler? Tam karşıdaki büyuk evin tenekesini alır almaz, yüzü buruştu: Bunlar da bir türlü adam beğenmezler. Hâlâ ahçı bulamamış lar, altı aydır konserve yemekten imanlan gevriyor. Bıkmadılar da! Yandaki evin kapısına, adeta merhametle yürüdü: Ebe hanımın torunu gene hasta, piliç kesmişler. Bu çocuk doğrulamıyacak, vesselâm! Karşısındaki bahçeli evin tene kesini boşaltıyordu: Eyvahlar olsun, bu gece avukatın gelininin gene sinirleri tut muş olacak. Hey Allahım yarab bim, bu kadının sinirleri, hep sofra başında mı tutar? Altı tabak kırılmış. Büyük bey, bari bir tabakçı ile ortak olsa... Ay, ay; çiçeklik te param parça olmuş! Esefle basını salhyordu: Çok geçmez, ayrılırlar... San konağın gelini de böyle idi, sonu gelmedi. Tek katlı kara tahta evin, küçücük, yamn yumru tenekesini döküyordu: Hafız hanım, tavuklan sat mıs olmalı, dört gündür tek yumurta yok. Kızı dısandan gelse biraz feraha erer, et, zerzevat yüzü gö • rürdü... Arabayı muayene etti, dolduğuna kanaat getirince beygiri yedeğine aldı, çekti. Yan evlerden bağırıyorlardı: Çöpçü! Çöpçü! O, temkinli temkinli cevap verdi: Gene geieceğim, gene geleceğim! Yolda, kendi kendine mınlda • nıyordu: Beyaz evin hizmetçisi değismiş! Bu seferki daha aynalı. Bey, çapkın; hanım nasıl göz yumu yor? Doktor, gene dısarıya gitmiş olmalı, kaç gündür zerzevat süprüntüsü yok, hep kemik, hep ke mik. Doktor bu kadar bol et, zor yedirir... İlh.. İlh... Mahmtıt Yesari Antalya'da ilk ipekçilik şirketi Şeker istihsalâtı artıyor 1928 senesi zarfında cihan müstahsalâtı 27 milyon tona baliğ olmuştur Haricî ticaret ve refah Bu makale şimalî Amerika'da mayva istihsalât ve ticaretile meşhur Kaliforniya'da Darülfünun ve Ticaret Koleji profesörü M. Hanry F. Grady tarafından yazılmıştır. Çok kıymetli hakikatleri ihtiva etmektedir. Halil Mithat Haricî ticaret esas itibarile dahilî ticaretten farklı değildir. Dahili ticaretinde malumumuz olan faideler ayni kuvvetle haricî ticarette de mevzuubahistir. Millî hudutlar keyfiyeti, sade arizi bir şeydir. iki nevi ticaret arasında esaslı bir fark yapmaz. DahiIİ ticareti çoğaltmakla istihsali nakliyatı, banka muamelelerini velhasıl iktisadi hayatımızı hazırlıyan her şeyi de çoğaltmış oluruz. Haricî ticarette de keyfiyet tamamen aynidir. Haricî ticaret inkişaf ettikçe istihsal artar. Binnetice her sınıf halk kendine iş tedarik eder. Gariptir ki bazı kimseler haricî ticaretin dahili ticarette rakip olduğunu ve haricî ticaretin tezayüdu ötekinin tenakusunu intaç eylediğini zannederler. Bu zan yanlıştır. Harici ticareti sektedar eyliyen mevani dahilî ticareti de ihlâl eder. DahUî ticarette millî refahm barometrosn gibidir. Asrl ve sınaî cemiyetlerde taksimi âmil kaidesi hüküm sürer. Sanayide kesif istihsalât, tekâmul yol açar. Dahilî ve haricî ticaretimizi teşci etmekte kusur ettikçe, taksimi âmal kaidesi ve kesif istihsalâtımız tahdidata uğrar ve mnasır cemiyetimizin istinat ettiği esas haleldar olur. Fazla miktarda meyve ve sair mahsulâtı arzivemiz vardır. Bu nevi istihsalâtımızın azalmamasını ve refah ve saadetimlzin tehlikeye düşmemesini arzu etmezsek mahsulâtımızı diğer memleketler eşyasile mübadele etmeliyiz. Memlekete giren ayakkapları, makine alât ve edevatı, ihraç ettiğimiz portakal, elma, kuru meyve ve sairenin mubayaa fiatıdır. Hariçten gelen eşyaya karşı gayri dostane bir siyaset ittihazı, ihracatımızın tahdit ve tenakusuna sebebiyet verir. İthal edilen eşya, kendi mahsulâtımızın satışında kullanılmış bir kredi tevlit eder. Eğer bu eşya hariçten gelmezse harice sevketmek lâzımgelen fazla mahsulâtımızı alacak bir iştira kuvveti kalmaz. tstihsalâtımız bilvasıta ve bilâ vasıta ticaretimize bağhdır. Ticaret ister fabrika mensucatı ve ister arazi mahsulâtı vasıtasile olsun ayni şeydir. tktisadî refahımız her türlu takyidattan ari olarak en ahrarane bir siyaset takibine vabestedir Kuru veya recel haline konmuş meyvelerimizin üçte biri ecnebi memleketlerinde mahreç bulmaktadır. Ziral istihsalâtımızı çoğaltmak istersek bunların yüzde ellisini ihraç etmeliyiz. tktisadiyat noktai nazarından ithalâtm ihracatla mütevazin olması ahrarane bir siyasetin neticesidir. Tahdit ve takyidi mutazammin gayri makul bir siyaset takibi mevat ve mahsulâtımıza mahrejç teşkil eden memleketlerde ticaretimizin azalmasını intaç edecektir. tktisadl faaliyetimizin yükselmesi beynelmilel ticaretimizdeki inkişafla ve ithalâta karşı ahrarane bir siyaset takibi keyfiyetile alâkadardır. Amerika'da Küba'da muazzam bir tabrikanın dahilî bir kö'şesi tdare merkezi Nevyork'ta olan (The Amerikan şugar refining company) kumpanyası hissedarları heyeti umumiyesinde 1929 senesine ait mühim bir rapor okunmuştur. Cihan şeker f iatlarına dair olan bu raporda hulâsatan deniliyor ki: «1929 senesinde 1,257,842 ton ham şeker usaresi elde ettik. Bu miktar 8,166,361.46 dolar hasılat vermiştir. Cihan istihsalâtı çoğaldığından fiatlar düşmüştür. Yüzden fazla memleket şeker müstahsillerine yardım için rüsum ve tekâlif sistemlerini tadil etmişlerdir. Cemahiri Müttehidei Amerika ile beraber Filipin, Havai, Porto Rico, Virjin, Cuba, San Dominigo ve Hayti adalarının çıkardığı şeker miktan cihan şeker istihsalâtının onda üçünü teşkil etmektedir. 1913 senesinde cihan şeker istihsalâtı 18,208,000 ton idi. Bundan 8,283,000 milyon Avrupa ve 4,288,000 milyon da Amerika mahsulü idi. 1929 senesinde ise cihan şeker istihsalâtı 26,703,000 tona çıkmış olup bunun 8,300,000 milyonu Avrupa ve 8,359,000 milyonu da Amerika'ya aittir. Umumiyetle cihan şeker sanayiinde terakki ağır olmuştur. Fiatlar bir kaç sene içinde hayli düşmüştür. Nitekim Amerika'da 1924 senesinde bir pound (takriben 150 dirhem) 5.50 senst iken geçen sene 1.75 sentse (takriben 3,30 kuruşa) inmiştir. Şavanı kayıttır ki şeker piyasası 1924 senesindenberi çok temevvüç etmiştir. 1924 senesinde bu temevvücat adedi doksan bire çıkmıştır. Milâno panayırı bu sene büyük rağbet gördü Antalaya Valisi Aziz Bey Antalya (Hususî) Antalya yolları, oldukça muntazam, Antaha'nm gayyur Valisi Faiz Bey mutemadî. nıakine gibi nafi işleri başa çıkaran. tecrubedide bir idare memurudur, vali Beyin himmetile istimlâk edilen (12500) lira kıymetindeki bahçede halka dut fidanı tevzii maksadile bir fidanlık vucude getirilmiş, böcekçilik, ipekçilik mektebi açılmıştır, geçen sene bu, mektebe (20) talebe kayıt ve yetistirilmiştir. Mektept* tatbikat için açılan bir kutu (25) gram iri Bağdat cinsinden tohumdan (72) okka (koza) alınmış ve muessesede fennî bakım sayesinde yetiştirilen kozaların (3) kilo (400) gram randmanı yüksek olmak uzere bir kilo halis ipek alınmıştır. Bu, musbet neticeje mebni 50,000 lira «ermayeli ipekçilik anonim şirketi teşkiline çalışılmaktadır. Antalya limanına haftada iki defa Seyrisefain vapurlan uğramakta, adalarla muvasalayı, vapurlarımız temin etmektedir. Antalya'lılar, bu hususta umum mudur Sadullah Be\e müteşekkirdirler. * Antalya'da bu sene bereket çecen seneje nisbeyle yuzde yuz tahmin olunuyor, Hayırlı alıs verişler, hayırlı muşteriler temenni ederint. Hidayet Raşit Rıza ve arkadasları dün akşam Samsun'a hareket etitler Yeni bir tiyatro hey'eti teşkil etmiş olan güzide san'atkâr Raşit Rıza B. ve arkadasları Anadolu vilâyetlerinde bir kaç temsil vermek üzere dün akşam Samsun'a gitmişlerdir. Raşit Rıza B. ve arkadasları «Samson» piyesile temsillerine başlıyacaklar ve bilâhare Aktör kin, Aşkın öliimü, Dolapdere'li, Gaip aranıyor, Yekta Efendi ailesi, Lokmanzade, Sekizinci piyeslerini temsil edeceklerdir. Kıymetli san'at • kâra ve arkadaşlarına muvaffakiyet temenni ederiz. Raşit Rıza Bey dün matbaamıza şu mektubu göndermiştir: Inkışafını ve lâyık olduğu mevkii işgal etmesini candan arzu ettığim Turk sahnesinden üç senehk ıztırarî bır ıftiraktan sonra muhterem dostlarımın umit verici ntivazış ve teşviklerinden kuvvet alarak tekrar temaşa hayatına dahil olmak cesaretini duydum. Ilk temsil olarak verilen <Samson> muhterem halkımızdan ve bilhassa çok kıymettar Turk matbuatından lâyık olmadığı iltlfatı ve tergıbi gördü Bu, benim ve arkadaşlarım için kıymetli birer teşvlk eseridır. Buçün Karadeniz sahilindekl bazı vilâyetler muhterem halkımm arzulannı tatmln maksadlie hareket ediyonız Kısa bır zamanda avdet ederek çok kıymettar ve başlıca mıielliflerimiz tarafından yeni yazılmış ve sırf bize karşı olan muhabbet ve miıveddetlerinden dolayı heyetimıze tevdı edilmiş olan eserleri İstanbul halkınm enzan temaşasma arz ve onları memnun etmek hususunda azamî mesaimlzl sarfedeceğimizi vadeder ve hakkımızda gösterilen teveccühlere teşekkure muhterem gazetenizin lutfu delâletini rica ederım efendim. Raşit Rıza Tekâmül Trenlerle şebir arasında telef on Tehdit! Bundan bir kaç sene evvel Kücükmustapaşa'da 18 numarada oturan Hayriye Hanımın kocası bir taarruz neticesinde maktul düşmüş, bn cinayetle alâkadar olarak yakalanan bir kaç kişi muhtelif hapis cezalarile mahkum olmuştur. Bu mahkumlann içinde muddetini ikmal edip tahliye edilen Mustafa evvelki akşam Hayriye Hanımın evine gitmiş ve kapıyı çalmıştır. Mustafa Hayriye HaniTna: Bakara! Evvelki gece Beyoğlu'nda bir kumarhane set ve kumarbazlar derdest edilmiştir. Taksim'de Yeniyol sokağında on dört numaralı Emin Efendinin evinde kumar ve bakara oynandığı polis ikinci şube memurlan tarafmdan haber alınmış ve bu ev tarassut edilmeğe başlanmıştır. Evvelki gece polis memurlan tarafından yapılan bir cürmü meşhut neticesinde sekiz kumarbaz yakalanmış, bakara kâğıtları ve fişler musadere edilmiştir. Kumarbazlar kefalete rapten tahliye edilmiş ve tahkikat evrakı adliyeye verilmiştir. Bir katiJ, kocanı Sekiz kumarbaz oldürdüm seni de cürmü meşhut oldüreceğim, diyor halinde yakalandı Ben senin için kocanı öldürdüm. katll oldam. Şimdi beni evine al, yoksa sen de ayni akıbete uğnyacaksm! Seni de öldürürüm! Demiştir. Hayriye Hanım bu tehdirten korkmuş, Mustafayı evine almış, bir taraftan da feryat ederek polisleri davet etmiştir. Mustafa elinde bıçakla Hayriye Hanıma taarruz ederken polisler tarafından yakalanmıştır. Mustafa hakkında katil curmüne teşebbusten dolayı tahkikat yapılmaktadır. Taarruz ve dayak Taksim'de Ömer Avni mahallesinin Hacıbekir sokağında 12 numarada oturan mektebi Harbiye muamelâtı zatiye ikinci şube kâtibi mülâzim Namık Efendi sarhoş olarak ayni sokakta 15 numarada oturan Hatem Hanımın kapısını kaldırarak zorla içeriye girmiştir. Namık Efendi, Hatem Hanıma 15 yaşındaki kızını neden baştan çıkanyorsun diye taaruz etmiş ve Hatem Hanımı dövmüştür. Namık Efendi de, Hatem Hanımın biraderi Tünel amelesinden Recep tarafuıdan dövüldüğünü iddia etmektedir. Bir senedenberi devam eden tecrübeler neticesinde Kanada'da (anadian National Raütuay) nam şimendifer kampanyası Montreal ile Şikago arasında seyrü sefer eden trenlerde telef on tesisatı vticude getirmiştir. Bu tertibat sayesinde trende seyahat halinde bir adam telefon vantasile yazıhane veya evi ile muhabere edebilecektir. Milâno panayırımn tayyareden alınmış bir resmi Cihan sergi ve panayırları arasında mensucat ve mahsulâtı ziraiye daireleri mühim bir mevki işgal eden Milâno pa şayanı temaşadır. nayırı ilkbahar munasebetile tekrar aBeynelmilel münakalât ve çılmıştır. Bu panayır, fennî teşkilât ve turizm sergisi tertibatımn mukemmel olması ve beyBeynelmilel münakalât ve turizm sernelmilel bir mahiyet arzetmesi itibarile gisinin Poznan şehrinde 6 temmuzda şayanı tetkiktir. İtalya gazeteleri bu açılarak 10 ağustosa kadar devam etmepanayırdan bahsederken hulâsatan disi kararlaştınlmıştır. Sergiden evvel yorlar ki: merkezi Bruksel olan beynelmilel nakli« Milâno panayın İtalya'nm en buyük yat kongresi 29 haziranda Varşova "da pazarı olduktan maada Italyan salâbeti aktedilecektir. iktisadiyesinin ve İtalya'nın san'at, tica Münakalât ve turizm sergisi, buyük ret ve fen sahalarmda vücude getirdigi Leh sergisinin açıldığı mahalde yapılaterakkiyatın bir numunesidir. Beynel caktır. Bu saha 300 bin metro murabbamilel bulunması hasebile de mesaii beşe ındadır. Pavyonlar 60 bin metro murabrin, rekabet ve gıpta hislerinin bir nu baında bir saha işgal edeceklerdir. Sermunesini de temsil eder. Fanayırda üç giye memleketimiz dahil olduğu halde bin İtalyan'dan maada bin kadar da ec muteaddit memleketler iştirak eyliyenebi san'at zekâ ve kabiliyet eserlerini cektir. teşhir etmişlerdir. Alman mustahsıllaSergi, umumî nakliyat, motörle cerrirınm iştiraki, Almanya iktisadiyatınm yat ve turizm şubelerini ihtiva edecekyüksek mevkiini ve iki memleket arasm tir. Otomobil sahası 12000 metro murabda yeniden işlerin başladığını gosterir. baında olacaktır. İtalya'nın tayyare pavAmerika müesseseleri eserlerinin dahi yonu 400 metro murabbaında olacaktır. teşhiri, Şimalî Amerika'nm durmıyan Fransa, bir tahtelbahir modeli arzedeinkisafına ve Avrupa pazarlarını istilâ cektir. İsviçre, dağlara tırmanan şimendifer filimlerini gosterecektir. Muteaddit etmekte olduğuna delâlet eder.» büyük ticaret limanları sergide temsil Milâno panayın munasebetile panayır ve irae edilecektir. Çekoslovakya, 1500 binasında bir ilânat kongresi aktedile "p+ro murabbaı kiralamıştır. cektir. Panayırda türizm hakkında ayn Beynelmilel Poznan panayın reklâm yapümıştır. Bundan maada paBeynelmilel 9 uncu Poznan panayın nayır içinde tiyatro kurulmuş olup bungeçen hafta merasimi mahsusa ile açılda Faşizm federasyonu tarafından İtalmıştır. Bu panayırda Polonya mamulâyan elbise modalan da gösterilecektir. tmdan maada diğer bir çok memleket Bütün büyük İtalyan fabrikalarından masnuatı da teşhir edilmiştir. Muhtelif maada küçük san'at erbabı da mamulâ makineler ve alâtı ziraiye, mensucat, tile panayıra iştirak etmişlerdir. Pana elektrik ve telsiz telgraf pavyonlan bilyırda bilhassa otomobil, ipek, tayyare, hassa nazan dikkati celbetmiştir. Darülbedayi san'atkârları arasında bir ihtilâf Darülbedayi hey'eti temsiliyesi elyevm Kıbrıs'ta bulunmaktadır. Darülbedayi Ankara ve Eskişehir'de iş yapmış fakat Konya ve Adana'da rağbet görmemiştir. Hey'eti temsiliye arasında paranın taksi minde bir ihtilâf çıkmıştır. Bu ihtilâfın temettüün yüzde 40 nın rejisör tarafından almmasından ileri geldiği söyleniyor. Darülbedayi artistlerinden Hazım Beyle E. Behzat ve Neclâ Hanımların hey'etten ayrılmak üzere oldukları Hazım Beyden gelen bir telgraftan anlaşıl maktadır. Beyoğlu'nda Devriş sokağında bir kahvede gramofon çaldıran beş şoför arasında kavga çıkmış, bunlardan Hilmi tabancasını çekerek Adnan'ı göbeği uzerinden yaralamıştır. Adnan'ın haya( tı tehlikededir. Gramofon çalarken Komşusunu yaralıyan kadın Üsküdar'da Ahçıbaşı maballesinde oturan Zeynep Hanım, oğlunun başına bulaşık suyu döken komşusu Gülsün Hanunı keserle başından yaralamıştır. Ahiren Varşova temyiz mahkemesi Bulgaristan'ın 1929 senesinde umumî 18 kânunuevvel 1919 tarihli kanununa ticareti 8,288,000,000 i ithalât ve tebeiyetle mesai saatleri hakkında bir 6.395,000,000 u ihracat olmak üzere karar vermiştir. Bu karara gbre mesai 14,678,000,000 leva yani takriben 245 saati haricinde çaüşanlarm ücretine milyon liraya baliğ olmuştur. yuzde 50 ile 100 arasında bir zam yapıIngiltere bütçesi lacaktır. Bir hizmetçi calıştığı müessese tngiliz kamaralarına tevdi olunan vaden 6 senelik farkı mesai ücreti olarak ridat ve masarif bütcesine nazaran İn9000 zloty yani takriben 2200 lira istemiş giltere'nin muhammen 193031 masarifi ve mahkeme bekçi, hademe ve kapıcıla 731,509,000 ve varidatı 734,187,000 sterlin rın günde 8 saat değil 12 saat çahşmalan tahmin edilmiştir. 192930 masarifi hakkında evvelce mesai nezareti tarafm umumiyesi 691,564,000 lira olduğuna dan verilen karara tevfikan davacının göre bu seneki masarif 34,945,000 fazla talebini reddetmiştir. olacak demektir. Polonya'da mesai saatleri Bulgaristan'ın haricî ticareti Rus petrol ihracatı Sovyet istatlstiklerine göre geçen sene zarfmda 11.397.000 ton petrol satılmıştır. Bu miktann 7.775,000 i memleket dahilinde satılmıştır. Ayni sene içinde Bursa'dan Türkiye'ye 184,200 ton gaz ithal edilmiştir. Polonya ile müzakeratımız Lehistan hükumeti ile bir ticaret muahedesi akti için bir muddettenberi Ankara'da cereyan eden müzakerat iyi bir netice vermiştir. Şimdi de bir ikamet ve tesis mukavelesi akti için muzakerat cereyan etmektedir.