24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Akademi 27 Eylül 2017 Çarşamba Hipodromun hikâyesi ve yıllara meydan okuyan anıtları Deniz ?KİMDİR Doğan Deniz Doğan, Dokuz Eylül Roma İmparatorluğu döneminde halkın en büyük eğlencesi, günümüzün futbolu gibi bir rekabet ortamına ve takipçisi Üniversitesi, Müzecilik Bölümü, 2. sınıf öğrencisi. ne sahip bir spor olan atlı araba yarış larıydı. Bunun en büyük nedeni eski dönem lerden kalan tek spor olması ve vahşi hayvan dövüşleri ve gladyatör oyunları gibi diğer sporların eski çekiciliğini yitirmesiydi. İmparatorlar bu yarışlara büyük önem verir ve bu oyunlar halkın günlük sorunlarından bir nebze olsun uzaklaşmasını sağladığı için bu yarışların yapılmasını desteklerlerdi. Her imparatorun tuttuğu bir takım muhakkak vardı ve bu genellikle kırmızı ya da yeşil takım olurdu. Bu takımlar arasındaki rekabet de yüksek bir seviyedeydi. Konstantinopolis’in en önemli yerinde, şehrin göbeğinde Septimius Severus (imparatorluğu 193211) tarafından yapımına başlanan ve 100 yıla yakın bir süre sonra Büyük Konstantin (imparatorluğu 306312) tarafından tamamlanan hipodrom, bu atlı araba yarışlarını düzenlemek amacıyla yapılmıştı. Hipodromun uzunluğu 400 metreye yakınken, genişliği 7379 metre arasında idi. Kapasitesi de 30 bin kişiyi alacak kadar büyüktü. Hipodrom her zaman eğlence ve spor amaçlı kullanılmamıştı. Bazen imparatorlar kazandıkları zaferlerin kutlamalarını burada yapar ve halkı burada selamlardı. Seferlere çıkmadan önce burada bir çeşit vedalaşma da yapılmaktaydı. İdam edilecek kişilerin infazı burada yapılırken, hipodrom çok sayıda isyanın da ana mekânı olmuştur. Bunlardan en iyi bilineni ise 532 yılındaki Nika Ayaklanması’dır. Jüstinyen’in (imparatorluğu 527565) askerleri burada 30 binden fazla kişiyi öldürmüştür. Atlı araba yarışları Hıristiyanlığın Matrakçı Nasuh’un hipodrom ve At Meydanı’nı betimleyen çizimi. la ile birlikte hipodromdaki birçok anıt paramparça edildi ve hipodrom harabe halini aldı. Bizanslılar şehri geri aldıktan sonra atlı araba yarışları bir daha eskisi gibi rağbet görmedi. Osmanlı Devleti, Fatih Sultan Mehmet döneminde Konstantinopolis’i fethettikten sonra hipodromun bulunduğu alan atlı birlikler ve yeniçeriler için büyük önem verilen bir mekâna dönüştü. Bu dönemde Carceres ve Sphendon ayakta kalabilmiş ve korunmak istenmişti ancak hipodromun diğer bölümleri Topkapı Sarayı’nın yapımında kullanılmıştır. Kapladığı alanın genişliği nedeniyle burada Osmanlı ordusu talim yapmaktaydı. Aynı zamanda bir toplanma alanı işlevi görüyordu. Bu yüzden bu meydan zamanla At Meydanı olarak anılmaya başlandı. Bugünkü Sultanahmet Meydanı eskiden bu şekilde bilinmekteydi. lHipodromun ana bölümleri Carceres: Atlı araba yarışçılarının yarışa başlamak için pozisyon aldıkları başlangıç bölmeleridir. Burası anıtsal büyüklükte ve hem sağda hem de solda bulunan iki kuleye sahiptir. Ortasındaki ana giriş kapısının üzerin radan başlatır ve halkı buradan selamlardı. Tribunalion (Hakem locası): Kathisma’nın hemen karşısında bulunan ve yarışın bitiş çizgisini net görebilecek bir konumdaki hakem odasıydı. Balkona benzeyen ve gerektiği zaman yarışın kesin sonucunu halka açıklamak amacıyla kullanılan bir bölmesi de mevcuttu. Sphendone: Hipodromun giriş kapısı olan Carceres’in tam karşısında ve yarışçıların dönüşlerini gerçekleştirebilmesi için kavisli bir biçimde oluşturulan tribündü. İkinci katında bir galerisi mevcuttu. Spina: Araba yarışlarının yapıldığı alanı ve hipodromu ikiye bölen uzun bir duvardı. Atlı arabalar ve sürücüleri bu duvarın ekseni etrafında toplam yedi tur atma zorunluluğuna sahipti. Yarışmacılara yarışın kaçıncı turunda olduklarını belirten yumurtaların konduğu bir düzeneğe de sahipti. En önemli işlevi ise üzerinde belirli anlamlar ifade eden birçok heykel ve anıtın bulunmasıydı. lSpina Üstündeki Anıtlar Dikilitaş: 4. yüzyılda Roma İm laşık 18 metredir. Sütunun üzerindeki metinlerde tanrı AmonRa’ya sunulan adaklar, firavunun adaleti ve tanrıyı ve firavunu öven yazılar bulunmaktadır. Kaidesinin dört yüzünde ise I. Theodosius dönemi betimlemeleri, imparatorun kathisma’da oturup yarışları seyrederken betimlenmesi ve taşın dikilmesinin anlatıldığı betimlemeler vardır. Yılanlı Sütun: Birbirine dolanmış üç yılandan ve üzerinde Delphoi’den geldiği varsayılan üç ayaklı bir kazan bulunduğu varsayılan bu sütun M.Ö. 5. yüzyılda yapılmıştır. Persleri yenen Yunan şehir devletleri elde ettikleri ganimetleri eriterek bu sütunu oluşturmuşlardır. Yapımı tamamlandıktan sonra Delphoi’deki Apollon Tapınağı’na dikilmiştir. 4. yüzyılda Konstantin tarafından başkente getirtilip hipodromdaki Spina üzerine dikilmiştir. Orijinal boyu sekiz metre iken günümüze beş metrelik bir kısmı ulaşmıştır. Üzerindeki yılan başları günümüzde mevcut değilken, bir yılan başı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Kaybolan yılan başlarının ok talimi yapan askerler tarafından hedef tahtası olarak kullanıldığı ve bu nedenle zaman içinde ağır hasarlar alarak düştüğü söylenmektedir. Örme Obelisk: 9. Konstantin (imparatorluğu 10421055) tarafından 10. yüzyılda şu anda bulunduğu yere dikilmişti. 32 metre yüksekliğindeydi ve üzerinde tunç levhalar bulunmaktaydı. Latin istilası sırasında üzerindeki tunç levhalar sökülüp eritilmiş ve sütun büyük zarar görmüştür. Bu levhalarda Basileios’un (imparatorluğu 867886) zaferleri betimlenmişti. n yaygınlaşmasıyla ve bu yarışların ay de dört atlı araba ve sürücüsü hey paratoru I. Theodosius tarafından nı zamanda çok para gerektiren bir uğ keli (Quadriga) mevcuttu. Ancak bu Mısır’dan getirilen bu sütun Spina üze raş olması sebebiyle giderek önemini kaybetmiştir. 6. yüzyılın sonlarında hipodromda artık yılda yalnızca birkaç yarış yapılıyordu. 1204 yılındaki Latin heykel Latin İstilası sırasında yerinden sökülerek Venedik’teki San Marco Kilisesi’nin giriş alınlığının üzerine konulmuştur. rine merkezi bir pozisyonda olacak şekilde yerleştirilmişti. Sütun esas olarak III. Thutmosis tarafından M.Ö. 15. yüzyılda granitten yapılmış ve Karnak KAYNAKÇA Jan Kostenec, Bizans Yürüyüş Yolu: Büyük Saray Bölgesi, çev. Y. Funda Öner (İstanbul: Grofbas, 2008). Semavi Eyice, “Tarih Talanı: Divanyolu’ndan İstilası’ndan hemen önce Bizanslılar hipodromu amatör dövüş turnuvaları düzenlemek amacıyla kullanıyordu. Ardından gelişen Latin akınları ve isti Kathisma: İmparator ailesi ve korumaları düzenlenen yarışları Büyük Saray’a da bağlanan bu özel locada seyrederlerdi. İmparator yarışları bu Tapınağı’na dikilmiştir. Sütunun orijinal yüksekliği 30 metre iken, taşıma esnasında bir kısmının kırıldığı düşünülmektedir. Bugünkü yüksekliği yak Beyazıt’a Laleli’den Aksaray’a”, gzt Yeni Medya, 2 Mayıs 2017, https://goo.gl/CZUkvb, erişim tarihi 30 Ağustos 2017. Byzantium 1200, http://www.byzantium1200. com.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle